Pizagor ve Deli Saçmaları...

Başlatan pizagor, 21 Aralık, 2011, 15:35:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

alan ford

"...Ya Yeditepe Canavarı öyküsünde olduğu gibi her olağanüstülüğe mantıklı bir açıklama getirerek (ki elbette bu türün azımsanmayacak sayıda tutkunu olduğunun farkındayım) Seyfettin Efendi'yi sıradanlaştıracak...

Ya da hikayelerinde gizeme ve paranormale yelken açarak Seyfettin Efendi'nin ezberinin bozulmasına, akılcılığının alaşağı olmasına müsaade ederek bu seriyi bir fenomene dönüştürecek..."

Bu kısmında ya ya diye bir seçenek arasına sıkışmanın çok mantıklı olmadığını düşünüyorum. Açıkçası Devrim Kunter özellikle Cumhuriyet dönemi aydınlanmacılığına büyük saygı duyuyor ve o dönemin pozivitivistliğine pek halel getireceğe benzemiyor. Ama bu sıradanlaşma anlamına gelmez. Tıpkı Sherlock Holmes hikayeleri gibi artık klişeleşse de keyifle okunan sağlam senaryolar yazılabilir. 

"...Bu noktada bir de okur klişesine girmeden edemeyeceğim. Okurun bu albümle ilgili olarak 'Türk çizgiromanı, Türk çizgiromancısı, hep destek, tam destek' yaklaşımına daha baştan karşı çıkarak bu albümü destek amacıyla değil çizgiroman kitaplığımıza Devrim Kunter'den güzel bir albüm eklemek için alalım demiştim. Çünkü reddettiğim bu masumane destek olalım yaklaşımının alt metni istemeden de olsa şunu söylüyor: Sen piyasada çizgiroman adına yayınlanan diğer işler kadar nitelikli değilsin. Yeditepe Canavarı ise Devrim Kunter'in aşağıda örneklerini verdiğim mükemmele ulaşmak adına defalarca yinelediği panellerin, tekrar tekrar üzerinden geçtiği metnin, kılı kırk yaran çalışmasının ortaya çıkardığı bir yüzakı.."

Bu kısmına ise tamamen katılıyorum.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

pizagor

Alıntı yapılan: alan ford - 27 Eylül, 2013, 12:53:14
"...Ya Yeditepe Canavarı öyküsünde olduğu gibi her olağanüstülüğe mantıklı bir açıklama getirerek (ki elbette bu türün azımsanmayacak sayıda tutkunu olduğunun farkındayım) Seyfettin Efendi'yi sıradanlaştıracak...

Ya da hikayelerinde gizeme ve paranormale yelken açarak Seyfettin Efendi'nin ezberinin bozulmasına, akılcılığının alaşağı olmasına müsaade ederek bu seriyi bir fenomene dönüştürecek..."

Bu kısmında ya ya diye bir seçenek arasına sıkışmanın çok mantıklı olmadığını düşünüyorum. Açıkçası Devrim Kunter özellikle Cumhuriyet dönemi aydınlanmacılığına büyük saygı duyuyor ve o dönemin pozivitivistliğine pek halel getireceğe benzemiyor. Ama bu sıradanlaşma anlamına gelmez. Tıpkı Sherlock Holmes hikayeleri gibi artık klişeleşse de keyifle okunan sağlam senaryolar yazılabilir. 

Sevgili Doğa, dikkat edersen kendi çizgiroman beğenilerim çerçevesinde öznel bir değelendirme yaptığımı yazıda da belirtiyorum. Sıradanlaşmadan kastettiğim türünün benzerlerinden olarak benim için, mesela senin verdiğin örnekten gidelim, bir Sherlock Holmes eşleniğine dönüşmesi ki Sherlock Holmes ile kıyaslamak takdir edersin ki bir albümü kötülemek olamaz. Senin gibi düşünen ya da senden farklı olarak mistisizm unsurları içeren çizgiromanlardan zerre keyif almayan ya da katıksız saf polisiye tutkunu olan çok geniş bir kitle olduğunun farkındayım. Özellikle bu son bahsettiğim türü okumama rağmen gizem benim için daha çekici. Ben bu yönde evrildiği takdirde Seyfettin Efendi'nin daha da etkileyici olacağını düşünüyorum. Mesela Martin'in ilk 100 ve Dylan'ın bizde yayınlandğı kadarıyla hikayeleri içerik bakımından bence iyi zamanlarındaki bir Zagor'dan (ki Zagor olağanüstülüğün western çekim merkezidir) ya da bir Tex'ten çok çok çok daha iyi olduğunu iddia ediyorum (ki bu cümleme bile olur mu öyle şey, ne saçmalıyor bu diyecek pek çok okur çıkacaktır). Ya da Zagor'un zirvesi olarak kabul ettiğim Kabus Sclavi'nin pozitivizmin yakınından geçmediği bir hikayedir. Bir de senin de dediğin gibi bu noktada polisiye olarak yepyeni, başkasından esinlenmemiş bir hikaye anlatmanın zorluğu da söz konusu. Rasyonellikten koptuğun noktada ise önünde apaçık bir koşu yolu var.

Ama sanırım Devrim dostumuz o tarafa doğru yönelmeyecek...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


alan ford

  Sevgisiz Ümit Kireççi'ye inat sevgili Özgür  ;D  , karşı çıkışım tamamen teoriksel bazda.  Gizem ya da polisye ayırt etmeden okurum , hatta fantastik olsun ciğerimi yesin durumları vardır bende de.  Ama Seyfettin Efendi'nin sıradan ya da sıradışı olmasını bu seçim etkilemeyecek gibi geliyor bana. Bu daha çok Devrim Kunter'in neyi nasıl anlatmak istediğiyle alakalı. Yoksa Martin Mystere örneğinde olduğu gibi , bir süre über maceralar yazıp, sonradan sıradalığın dikalasına dönüşmek ya da Ken Parker gibi western denen türde sıradanlığın yakınından bile geçmemek var. Bu tamamen yazarın mahareti. Yoksa dediğim gibi mistik olsun ciğerimi yesin ;) :D
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

devrimk

Alan Ford güzel açıklamış aslında. Ama merak etmeyin Seyfettin Efendi'nin bilim kurgu kısmı ile de yeteri derecede olağanüstü hikayeler göreceğiz.

ümitkr

Alıntı yapılan: alan ford - 27 Eylül, 2013, 17:57:28Sevgisiz Ümit Kireççi

Sensin o!  ;)

Özgür, ben Bane benzetmene katılamıyorum yazında. Tarihlere bakacak olursak İsmail Bane'den yaklaşık 70 yaş büyük :) Ayrıca da adam peelvan. Elbette kaldıracak indirecek dizine. Bane de ondan öğrenmiş olsa olsa. Hem zaten güney amerika güreş maskesi var yüzünde, meslek de kopya anlayacağın. İsmail olmasa Bane olmazdı :O)

Devrim yola devam. Seyfettin'in mistik ve gizemli öykülerinden esinlenmeselerdi Dylan Dog'u bile yaratamazlardı. 1924 nere 1900'ler nere :O)



pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


emre ozdamarlar

Guzel yazi olmus, foruma da hosgeldin hocam, özlettin kendini.

pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Bu bloga girebiliyorum.

Hennessy'nin blogundaki gibi değil, burada henüz yasaklanmamışım.  :)

pizagor




George RR Martin'in Vahşi Kartlar'ından Marvel'in Süper Kahraman Kayıt Yasası'na... Ilgilenenler için:

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2014/05/vahsi-kartlardan-super-kahraman-kayt.html?m=1
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Spiderman in 'The Trap'

Tamamen aklımdan çıkmış...

Bir zamanlar comics fasiküllerinde çizgi kahramanların yer aldığı, günümüz jargonuyla ürün yerleştirmeli tek sayfalık reklam maceraları olurdu.

İşte, Uzay Şövalyelerinin en büyüğü Rom'un 1980 tarihli orijinal 7. fasikülünde yeralan 'Örümcek Adam'lı reklam...



http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2014/05/spiderman-in-trap.html
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


darkwood

Gazetelerden kaybolan çizgiroman bantları, almanakların bilgilendirme sayfaları gibi, bu reklamları da çizgiroman sayfalarında göremiyoruz artık.  :(
Darkwood Sakinleri..

yunusmeyra

Alıntı yapılan: pizagor - 02 Mayıs, 2014, 09:19:32
George RR Martin'in Vahşi Kartlar'ından Marvel'in Süper Kahraman Kayıt Yasası'na... Ilgilenenler için:

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2014/05/vahsi-kartlardan-super-kahraman-kayt.html?m=1
çok iyi iz sürmüşsün Pizagor.. aslında her ay düzenli yayınlanan ve bunu 70 yılın üstünde farklı yayınevleriyle yapan "american super hero" ekolü ; mitoloji ve kutsal metinlerden günlük siyasi gelişmelere ve tabii sinema,televizyon,roman hikaye gibi alanlarda üretilen her fikri,buluşu ve özgün anlatıyı "gereğince" kullanmasını biliyor..krizler oluyor,savrulmalar oluyor,kısırlıklar,dibe vuruşlar oluyor ve "super hero"lar kendini varedecek anlatımı yeniden kuruyor.. kendini sisteme bağlamış ve aynı sistem gibi "krizlerden" beslenen bir yapıda üretim-satış hiç bitmiyor.. "esinlenme!"de tabii  ;)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

kadri kerem

Bi biskrem versem? reklamı değil mi bu? :P