Teks Klasik Seri - Çizgi Düşler

Başlatan hanac, 18 Haziran, 2014, 10:34:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mrtekin

Ne anladık biz bu tanıtımdan şimdi ne tadı ne tuzu var.

Ben şunu anlamaya çalışıyorum, burada cilt cilt, hem de en ince ayrıntısına kadar, Marvel, Dc kahramanları, /eventleri, vs, tanıtımları yapılıyor (ki kendi adıma çok memnunum, bir itki oluşuyor, hiç haberdar olmadığım bir seriyi okuma listeme atıyorum. Ha sonu paylaşılmış ya da ayrıntısı hiç önemli değil, çünkü ben kendi izlenimimi kendim oluştururum, bunları da kaynak, başvuru yazısı olarak dikkate alırım, vakit ayırıp bu tanıtımları yapan çrcilere de müteşekkirim, ellerine, kollarına, emeklerine sağlık.)

Aynı şey diğer dallar için de geçerli, (sinema, kitap vs).

Sefer Bey'e saygım sonsuz, ona yönelik de söylemiyorum, lütfen yanlış anlamasın, ama kimse kimseye, bu konularda müdahale etmemeli diye düşünüyorum. Her isteyen, istediği gibi, gönlünce, dilediğince yazsın, çizsin.

Fikri hür, vicdanı hür insanlarız eğer yazılanlardan hoşlanmıyorsak, en kötü okumayız olur, biter, zaten bir avuç çrciyiz, insanların hevesini iştahını kaçırmayalım...
They drew first blood...

ferzan

    Misal vermek gerekirse ;

    '' Teks ve Carson bu kez Kuzey Amerika topraklarındadır...Kanada'dan Yüzbaşı Filanca'nın acil çağrısı üzerine kuzeye doğru zorlu bir yolculuğa çıkan rangerlerimiz, beklenmedik bir şekilde eski dostları bilmemkime rastlarlar ve sakin gibi başlayan yolculuklarının çok başka bir hal alacağını akıllarının ucundan bile geçirmezler...Bölgede artan bilmemne meselesinden ötürü dostlarımızı yardıma çağıran Yüzbaşı Filanca, çok daha fazlasını bilmekte ve gözüpek silahşörlerimizden birşeyler gizlemektedir...Ne var ki Teks ve Carson, bunu çok geç anlayacaklardır ve olaylar hiç beklenmedik boyutlara ulaşacaktır...

    Teks hikayelerinde görmeye alıştığımız çöller, pueblolar, kısaca tüm vahşi batı atmosferinin esamesi okunmazken, karlı dağlar, yemyeşil çam ormanları ve buz gibi akan ırmakların, Teks arka fonunda ne denli yakıştığını okurken kendinize itiraf edeceksiniz...Yine entrikanın, haydutluğun, eşkiyalığın, zulmün bini bir para...Buna rağmen kurşunlardan ziyade sivri dillerden ateşleme zehir gibi diyaloglar ile macera, çatışma sahnesi aratmıyor...

    Bilmemnerede Ölüm adlı bu macera, klasik Teks hikayelerine göre birkaç gömlek üstte olmakla birlikte, Teks'in geçmişine de ışık tutan son derece önemli detayları barındırıyor...Birkaç sayıdır tekdüze giden maceralardan sonra bu öykünün seriye ilaç gibi geleceği ve henüz okumayan Teksseverleri oldukça memnun edeceği aşikar...Öte yandan, macera boyunca birkaç silah patlaması harici neredeyse hiç aksiyon olmamasına rağmen, öykü bittiğinde dolu dizgin bir maceradan çıkmışçasına kanter içerisinde hissettirebilen oldukça enteresan bir öykü...Kendi adıma eski dostlardan Kazıkazan Jack, Allahsız Joe ve Kitapsız Jeremy'i bir an için bile olsa görmek son derece keyif vericiydi...Beklentilerimi alt üst eden, duygu yüklü ve sıradışı olan bu maceradan benim kadar keyif alacağınızı umuyorum...

    Bu sayılar, Ceylan Yayınları bilmemkaçıncı seride, şu şu şu adla yayınlanmış olup yine 30 sene önce yarım kalmış idi...Karakoç serisinde ise şöyle böyle olurken, kesintiye uğramaksızın ardı ardına yayınlanması bugünlere kısmet oldu...Geç olsun, güç olmasın diyelim...Bir sonraki macera olan Dağlar Delisi Esteban' da ise Teks'i uzun bir aradan sonra Orta Avrupa topraklarında atını koşturup kılıcını kuşanırken  göreceğiz...Bu da bir sonraki yazının konusu olsun... ''

    Caretta abinin yazım şekli, benim yukarıdaki sefil örneğimden daha lezzetli olmakla birlikte, Caretta abinin yazılarından aklımda kalan eski sayılara tekabül detaylarıyla örneğimi zenginleştirmeye çalıştım...Demek istediğim, maceranın konusu hakkında da, temposu hakkında da, sıradanlığı ya da sıradışılığı hakkında da fikir sahibi olabiliyoruz ve bizi bekleyen sürprizlerden çok önemli olmayan birkaçını da pekala öğreniyoruz...Ama önemli olan nokta, Yüzbaşı Falanca'yı tanıtımda entrikaya gebeymiş gibi yansıtmamıza rağmen aslında macerada çok mağdur olduğunu okuyacak olan Teksçi arkadaşlar, macera bittiğinde daha fazla zevk alacaklardır, çünkü yazıda Yüzbaşı'yı içten pazarlıklıymış gibi şöyle bir sinyal vererek, tanıtım aşamasında bile okuyucuyu ters köşeye hazırlamış oluyoruz...Kazıkazan Jack, Allahsız Joe ve Kitapsız Jeremy detayları, eski maceralardan hatırlayanlar için çekici bir unsur olurken, ilk kez okuyup tanışacaklar için de çok ipucu sayılmayacağından tanıtım esnasında ifşa edilebilir...Ama finalde Yüzbaşının dramatik ve haksız ölümünü, asıl kumpasçının Allahsız Joe olduğunu yazıda verirsek, işte o vakit tüm tadı kaçırmış oluruz...

    Tüm saygımla belirtmek isterim ki, burada ne Caretta Abi'ye, ne de diğer başlık ve ekollere dair yapılan tanıtımlarda emek sarfeden arkadaşlara çok bilmişlik taslamadığımı, yalnızca tanıtım denince hayalimde canlanan tanıtım şeklini ifade etmek istedim...Caretta Abi de eksiğini değil, fazlasını yapıyor zaten ama sanırım bir parça daha fazla yapmış olacak ki, ipucu verme sınırının az ötesine geçmiş...Şahsen ben söz konusu maceraları 2 seneye anca okuyacağımdan, okuma zamanım geldiğinde çoktan burada yazılanları unutmuş olacağım ama eş zamanlı giden okurlar için bir parça tat kaçırıcı olabiliyor demek...

    Tadımlık değil, varı yoğu dökmeksizin detaylı analizlerinize devam edin lütfen Caretta Abi...Tat ve tuz konusunda zirve yapacağınızdan şüphem olmadığı gibi, yazılarınızın eski lezzetinin de katlanacağına inancım tam...

    Hal böyle olunca ne şiş yanar, ne kebap...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Mrtekin

Ferzan Bey,

Yine maalesef hem fikir değiliz.

Ben şiş-kebap düşüncesi yerine serbestliği/özgürlüğü tercih ediyorum. 

Caretta Bey veya herkes, tanıtım yapar veya birşeyleri paylaşırken istediği gibi, serbestçe, gönlünce varı yoğu ortaya dökebilir, istediği gibi yazabilir. Bir Dean 'in ya da Rumar'ın detaylı tanıtımları  (ki, iyi ki varlar.) ne ise, Caretta Abi'nin ki de, esasen o, fazla ya da eksik birşey yok, hatta gayet eksik.

Dean veya Rumar'ın tanıtımlarına, abi niye yaptın, herşeyi yazdın, ya da şöyle yazsaydın o detayı, işin zevki kaçtı, oldu mu şimdi, denilenilir mi?

Ya da, benim size, azıcık kısa yazın Ferzan Bey, oku oku bitmiyo demem ne kadar kötü ise (örnekleri çoğaltmak için söylüyorum, yanlış anlamayın, lütfen.), Caretta Ağabey'e de bundan böyle, şöyle şöyle tanıtım yapın, edebi dili şu şekilde kullanırsanız işin zevki kaçmaz, denilmesi de bir o kadar yanlış.

Serbest irademiz ile, okumama tercihini kullanabilecekken, insanların paylaşım tarzlarına kendi isteğimize göre müdahale etmemiz çok yanlış olur, düşüncesindeyim ve bu düşünceyi savunacağım.

Kusura bakmayın.

Teşekkürler, saygı ve selamlar.

They drew first blood...

pearl jam

Bu isin kolayi var; "yazinin bundan sonrasi spoiler icerir" uyarisi gerekli yerlere eklenecek ve herkes diledigi gibi yazacak  :)

Mrtekin

Katılıyorum, rahatsız olanlar için, çok güzel bir fikir.

Berent Ağabey bir sebeple küstü, çekildi, yazılarından, görüşlerinden mahrum kaldık.

Caretta Ağabey de küsmesin, çok büyük bir eksiklik olur, Teks namına neredeyse birşey kalmaz.

Buradaki yazan, çizen, paylaşım yapan herkes bizim zenginliğimiz, bir şans.

Herkes, dilediğince yazsın, çizsin, benim için, uyarı yazısı olmasa da olur. Olsa da  olmasa da çok takmam zaten.

Ayrıca, Ferzan Bey'in yazılarını da satır satır okuyorum :)

They drew first blood...

ferzan

    Amacım ne nasıl yazılacağını öğretmek, ne de kimsenin özgürlüğünü kısıtlamak...Diğer başlıklarla kıyaslamadan sadece bu başlık için yazdım, beni etkilemeyen ama başka üyeleri etkileyebileceğini ilk kez bugün aklıma getirebildiğim bir durum için naçizane görüşlerimi belirtmeye ve yapıcı olmaya çalıştım...

    Caretta Abi, nasıl yazacağını benim sefil örneklememden öğrenecek değil elbette, ben sadece gerektiğinde ipucu verilmeden de yazılabileceğine ilişkin, Caretta Abi'nin affına sığınarak basit bir örnek verdim, bu örneği vermemde ki en önemli etken aslında Caretta Abi değil, sizin Caretta Abi'nin son yazısını tatsız tutsuz bulmanızdan mütevellit tutumunuza yönelik bir orta yol bulma ve sizi de konudan aksi istikamette soğutmama adınaydı, keza Caretta Abi'nin yazma konusunda eski coşkusunu yitirmesi fikri bile korkutucu...Ne var ki ben yapıcı olmaya çalıştım...

    Şiş ve kebap yanmaması gayeme gelirsek...Serbestlik ve özgürlük ile konuyu bambaşka yere çekmişsiniz benim adıma...Ben ne Caretta Abi'nin, ne de Sefer Bey'in mevzuudan uzaklaşmaması adına, yanlış anlaşılma kaynaklı haksız kırılıp gücenmeleri minimuma indirmek adına, bir başka küsme ve bırakıp gitme olmaması adına tüm zırvalıklarımı sıraladım ama siz taraf tutmak istiyorsanız, benim sözümün değeri yok elbette...Hem Caretta Bey'i eski coşkusuyla devam etmeye davet etmek, hem de Sefer Bey'in değindiği noktada haksız olmadığını vurgulamak adına, yapıcı olmak adına aklım bu kadarına erdi, elimden ancak bu geldi...

    '' İfade ve özgürlük karşıtı '' biri olarak şunu da ayrıca belirtmek isterim ki, kurulu düzene de, yerleşik algıya da, alışılagelmiş tekdüzeliğe de şiddet ötesi tahammülsüzlüğüm olduğu gibi, insana tahammül edebildiğim tek mecra olan bu platformda masumca bir öneride bulunan bir üye ile gayet güzel katkılarda bulunan kalemi değerli bir başka üyemiz arasında olası bir yanlış anlaşılmayı önleyip, heves kırılmasının önüne geçmek suretiyle alternatifler sunmak benim için en mantıklı görünen çözümdü...

    Söz konusu masum öneri, okuma konusunda geriden gelen beni hiç enterese etmiyordu ( tıpkı sizi de etkilemediği gibi ) ama yukarıda da belirttiğim gibi, ilk kez bu konuda düşündürttü ve gün içerisinde başlık altında sıraladığım şeyleri yazmama sebep oldu...Aynı şeyleri, diğer başlıklar için de söyleyebilirim...

    Spoiler ibaresi elbette en güzeli ama ben tanıtım yazan birinin bir parça daha dikkat etmesini kısıtlayıcı bulmam...Spoiler son yıllarda hayatımıza giren bir kavram ve bunun öncesinde gerek amatör, gerekse profesyonel tanıtım bültenlerinde ( film olsun, kitap olsun ) usulün bu olduğunu düşünerek kendimce ifade etmeye çalıştım...'' Rahatsız olan okumasın ''dan '' Rahatsız olanlar için de güzel bir çözüm olur '' a geçtiğinizi görmek de beni hem mutlu etti, hem de şiş ve kebap yanmasıncı zihniyetimin daha makul kaldığını pekiştirmiş oldu...İkimizin de amacı kimsenin küsüp gitmemesiyse, kimsenin yazılarından ve yorumlarından mahrum kalmamaksa, niye zıt gözüken yollardan aynı noktaya varıyoruz bilemedim...Ya ortada ciddi bir tez canlılık var ve fırıl fırıl dönüyoruz kendi eksenimizde fırıldak misali, ya da ben yapıcı olmak adına, makul olmak adına ifade serbestliğini vurgulamaktan yoksun ucuz bir tavır sergiliyorum...

    '' Ben seninle aynı ortamda bulunmaktan şikayetçi değilim ama sigara sevmeyen biri olarak sigara dumanından rahatsız oluyorum...Ortamımız bozulmasın ama sigara içeceksen dışarıda iç. '' diyen birini bir diğeri '' Ben sigara içmiyorum, senin de içmeni istemiyorum ve seninle aynı ortamda bulunmaktan rahatsızlık duyuyorum '' olarak algılıyor ve içerliyor... Odada bulunan ve sigara dumanında etkilenmeyen bir başkası da önce diyor ki '' Sigaradan rahatsız olan odada durmasın, başka odaya geçsin, olmaz böyle şey, bir sigara için yapılır mı bu. '' Bambaşka birisi de kalkıp diyor ki, '' Abi, sigaranı cam kenarında içiver, rahatsız olan arkadaş da az öteden havası bozulmadan ortamda kalmaya devam etsin, hem sen de dışarı çıkmamış olursun, kimse dışarı çıkmadan aynı odada böyle takılalım, ne şiş yansın ne kebap...  :) '' Sonrasında bu dört kişi odadan çıkmadan mutlu bir hayat sürmüşler, gökten de üç elma düşmüş...Mrtekin hani bana demiş... :) ;)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Mrtekin

Ferzan Bey,

Bakınız, şu an, Dean'in, Iron Man 11. cilt tanıtımı var, sonu da var ve üstelik "spoiler "da koymamış.

Ne yapacağız şimdi? Bile bile okumayacakmıyız? Ya da, okuyup, Dean'e aa niye sonunu yazdın, ben alacaktım ya da okuyodum şimdi işin zevki kaçtı mı, diyeceğiz? İsteyen okur, istemeyen okumaz, kime ne?

Benim esas düşüncem, kimsenin bu konuda bir kısıta tabi olmadan da yazabilmesi, çizebilmesi, insanların bu tür bence suni düşüncelerle yıpratılmaması, iştahlarının köreltilmemesidir.

Caretta Ağabeyi seven, böyle sever, insanların paylaşım tarzlarına kesinlikle karışmamak lazım. Spoiler içermekte ifadesi, bence böyle birşey ve işin tüm büyüsü bozuluyor.

Taraf tutmuyorum, sizi de suçlamıyorum, düşüncelerimi kişiselleştirmeyerek, "genele" yönelik yazdım, başka birisine de bu laf söylense, aynı şeyleri söylerdim. Zaten, Caretta ağabeyin benim savunmama da ihtiyacı yok ama ben gücendiğini hissettim.

Makulluk, şunu yap, şunu da yapma şeklinde görüş belirtmek yerine, biraz insanların serbest iradesine işi bırakmakla da gerçekleşir. Bu öyle bir konu, tabi, bence.

Sigara örneğiniz de yanlış bir örneklem, burada bahsettiğiniz gibi bir zorunluluk yok, aksine bu tanıtım, spoiler de içerir, başka şeyde, bunu okuyacaksan ve beni takip ediyorsan, günahı ve sevabı ile böyle kabul et ve oku, okumazsan da sen bilirsin, okuma, durumu, var. Tam bir serbesti yani...

Derdim anlaşılmıştır, umarım.

Sonunu bile bile, bazı şeyleri yaşamak da güzel, Ferzan Bey. Sizin gibi bir "romantik" bunu herkesten iyi bilir. Ne ara, "pragmatizm" uğruna "romantizm"i kurban ettiniz, yakıştıramadım size. :) Bize de demediğinizi bırakmıyosunuz, şaka ile karışık...

Hayırlısı....

Saygılar....
They drew first blood...

HacıGeraltEmmi

Valla ne yalan söyleyeyim, Attila bey'in teks yazılarını büyük keyifle okuyorum. Foruma katkı sağlayan az sayıdaki üyeden bir büyüğümüzdür, yazdıkları çok değerlidir. Öncelikle kendisine selam ve saygılarımı sunuyorum. Ancak seferkaraca bey'in belirttiği durumları yazmak birkaç kez benim de aklımdan geçmedi değil :) Hatta öyle ki bazı yazılarını okurken gayet temkinli gidiyorum spoiler yememek için. Bakıyorum karakterler olaylar irdelenmeye başlamış okumadığım bir maceraysa direk kapatıyorum sayfayı. Dorukhan yapılabilecek olanı gayet güzel özetlemiş aslında. Yazar çizer hakkında görüşler, eski yeni referanslar filan kısmından sonra ufak bir spoiler uyarısı devam edecek olanlar için uyarı olur ve bence çokta güzel olur.

Detaylı okuma analizleri için bir başlığımız da var aslında (pek kullanmasakta :)) Derin analizler, macera detayları burada yazılabilir. Ahanda adres aşağıda ;D
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1118.0.html

seferkaraca

Sayın Caretta bey, size yazı yazmayın demiyorum. Sadece sonunu söylemeyin. İnternete ancak gece bu saatlerde giriyorum ve önce Teks sonra da diğer İtalyan çizgi romanlarıyla ilgili yazılara bakıyorum. Yaptığınız iş güzel, tanıtımlarınız güzel ama macera sonunu söylemeyin. Berent beye de selam söyleyin o macera sonlarını pas geçiyor ama yazılarında kamyondan boşaltır gibi Teks hakkında ne var ne yok anlatıyor. Sanki ansiklopedi yazıyor. Sizi bilmem ama beni ne ilgilendirir falanca maceranın hangi fasikülde, hangi zaman yayınlandığı. Yok Çetin Karakoç'ta bilmem kaçıncı, Ceylan'da falanca tarihte, bilmem hangi tarihte şöyle. Kimin işine yarayacak bu bilgiler. Teks'in ilk maceralarda karşısına çıkan kadınları anlattı da anlattı iki sayı. Ne gerek var. İş olsun diye de iki tane resim koymuş. Halbuki yazı az resim daha fazla olmalıydı. Forumda Zembla köşesine bakın. Bir sayfası var internette akıllı insan işi değil. Sayfalarca Zembla'nın hangi macerası ne zaman basılmış onu anlatıyor. Ona da iş olsun diye iki üç resim serpiştirmiş, gerisi boş laf. Az ama öz olmalı her şey.

seferkaraca

Unutmuşum, Ferzan bey ve diğer sağ duyulu üyelerede teşekkür ederim.Caretta beyinde küsmeyeceğini umuyorum.Netice de macera sonunla ilgili ipucu verilmesin dedim.Başka şey kastetmedim.Ayrıca caretta bey beni cizgidiyarından da bilir.Aynı yaştayız.

caretta

Sefer Bey beni Çizgi Düşler'in Teks tanıtıcısı sanıyor galiba.Bir de benden Berent Bey'e selam söylememi istiyor.Benim Çizgi Düşlerle bir ilgim yok.
Yazdıklarım sadece sonsuz Teks sevgimin tezahürü.Berent Bey forumun üyesi.Selamınızı özel mesajla bizzat siz de iletebilirsiniz.Köstebek Bey'in
bu sevimsiz polemikte en azından bazı açıklamalar yapmasını bekliyorum.Ben, bu konuda artık tek satır yazmayacağım.Altın Madalyon'da tüm
faaliyetlerimi de şu andan itibaren süresiz durduruyorum.

Mrtekin

Bizzat çoğu arkadaşın kendi tanıtımlarında, maceraların sonu da dahil olmak üzere, her tür detay bulunurken, başta Atilla Ağabey ve Orhan Bey'in bu tür suçlamalara maruz kalması inanılır şey değil, doğrusu.

Sn. Sefer Bey, acaba, size, sizin yaptığınız gibi bir eleştiri ve müdahale yapılsa idi, acaba ne düşünürdünüz?

İnsanların paylaşımlarını okumak zorunda da değilsiniz, hem okuyup hem eleştirme hem de müdahale etme işleri bence çok yanlış şeyler, bunların bu forumda yeri olmamalı.

Kaldı ki, eleştiri üslubunuzda yapıcı değil yıkıcı ve çok kırıcı ve gücendirici. İsteyen istediği şekilde konuyu ele alır, kime ne?

Bu eleştiriyi neden diğer arkadaşlara da yapmayıp, şu an sadece Caretta Bey'e yaptınız?

Peki, Değdi mi gerçekten? Orhan Bey ve Atilla Bey'in Teks alanında yaratacağı boşluğu siz mi doldurabileceksiniz, güldürmeyin beni...

Atilla Ağabey, lütfen bırakmayın, inadına istediğiniz, arzu ettiğiniz şekilde yazın, lütfen...



They drew first blood...

seferkaraca

Böyle davranmanız hiçbir şeyi çözmez.Bemn sadece uyarı yaptım. Herkezin kendine has tarzı olabilir.Saygı duyuyorum.Sadece macera sonlarını söylemeyin. Kimse kutsal değildir. Ne siz, ne başkası, nede Berent bey. Onun yazıları içinde kendisine mail attım,beni dinlemiş olmalıki, kitapların içine daha çok resim koyup yazılarını kısa kesmeye başladı. Bence daha güzel oldu.Bundan daha masum bir istek nasıl olabilir Caretta bey.Benim gibiler sadece okuyucuyuz. Yayınevleri bize kulak vermeli.Neden bana kızıyorsunuzki??

seferkaraca

Sayın Mrtekin,sadece yayınevine tanıtım yazıları için öneride bulunuyorum.Başka ard niyet yok.Acele yazıyorum ama lütfen yanlış anlamayın.

haziran00

Hayal meyal hatırlıyorum Süper Teksleri Ceylan Teksleri açıkcası benim hoşuma gidiyor kaçıncı sayıda ne olduğu bir yerde gördüğüm zaman en azından elime alıp bakıyorum :)
Teksle ilgili herşeyi çok seviyorum oyüzden herkes isteğini yazmalı zaten aksi olursa bu başlığın olması da anlamsız olur. Yazılara devam edinilmeli :) Spoilerda sorun değil en azından benim için zaten elime alıp okumadıkça çizimleri görmedikçe sonunda ne olduğunun önemi yok, önemli olan benim hayal etmem :)