Altın Madalyon

   Dikkat ettim de bu kadar comics için başlık var da Marvel'in temel direklerinden X-men için yok. Ben de bu konuda birşeyler yazmak istedim.

  X-men gerçekten Marvel için beklenmedik bir başarı hikayesi gibi duruyor. Hele ilk sayılar yeterli okuyucu bulamayıp tekrara bile düşülmesine rağmen. Ama ne zaman ki Len Wein ve Chris Claremont bayrağı devralıp Giant size X-men ile yeni ekibi sunuyorlar. Ortalık şenleniyor. Irkçılık karşıtı öyküleri (özellikle karanlık bir geleceğin tasvir edildiği Days of Future Past) ve canlı karakterleri ile X-men bence çok farklı bir dünya.
   Her ne kadar Claremont ayrıldıktan sonra tempo bir dönem düşse ve Marvel'in crossover mantığı ile maceralar diğer dergilere yayılsa da (ki o dönemde sadece Uncanny X-men Türkiyede bulunurdu) Zamanla tekrar ritmini buldu. Arada da iki güzel ama iki de uyduruk filmle (Hugh Jackman dışında, adam bence iyi bir Wolverine oldu) beyaz perdeye de geldi.
   Evet dostlar bu konuda konuşmak, soru sormak isteyen varsa hadi yeni bir konu daha.

Ben cok fazla süperkahramanin yeraldigi çizgiromanlari ve filmleri fazla sevmiyorum.

Herkese ufak bir rol, söz, görev verelim derken isin tadi kaçiyor.

Bu tabii ki benim görüsüm.  :)

  Genel olarak söylediğinde haklısın, ama X-men'de serinin belli dönemlerinde bir kahramana daha ağırlık vererek olayı dengelemeye çalışırlar. Ayrıca özellikle Claremont döneminde belli bir çekirdek grup vardır ve olaylar onların etrafında gelişir.
   Bence X-men'in diğer takım dergilerine göre en önemli avantajı da Claremont'tu
  Yazdığı öyküler hep birbirleriyle bağlantılı olup, sanki büyük bir masal gibidir.

   Batman'i tartışamam bile. Benim bu konuyu açmamdaki ana sebep Thor, Iron Man, Captain America hakkında konuşabildiğimize göre X-men'i de unutmamamız gerektiğini düsündüğümdendir

Alıntı yapılan: gamlibaykus - 17 Ağustos, 2010, 00:11:02
Gerekli Seylerin bu ay yayinladigi Wolverine'nin arka kapaklarinda X-Men Klasik Maceralarin Agustos ayi içinde çikacagi gözüküyordu. Umarim gecikmez...

peki o kapakta geçen arkabahçenin kaldigi yerden devam diyor
peki arkabahçe hangi sayilari çikarmisti

  Arka bahçe daha önce birkaç değişik sefer değişik yerlerden X-men yayınladı. Ama burada bahsettikleri "essential X-men"ler. Onda da sadece bir sayı yayınladı. İçindeki maceralar Giant size X-men ile başlıyor Proteus macerasına kadar geliyor.
   Sevgiler

Alıntı yapılan: rumar80 - 03 Eylül, 2010, 14:24:23
   Arka bahçe daha önce birkaç degisik sefer degisik yerlerden X-men yayinladi. Ama burada bahsettikleri "essential X-men"ler. Onda da sadece bir sayi yayinladi. Içindeki maceralar Giant size X-men ile basliyor Proteus macerasina kadar geliyor.
   Sevgiler

o romani almak istiyorum kapak resmi nasildir biraz bilgi verebilirmisiniz

Alıntı yapılan: rumar80 - 03 Eylül, 2010, 14:24:23
   Arka bahçe daha önce birkaç degisik sefer degisik yerlerden X-men yayinladi. Ama burada bahsettikleri "essential X-men"ler. Onda da sadece bir sayi yayinladi. Içindeki maceralar Giant size X-men ile basliyor Proteus macerasina kadar geliyor.
   Sevgiler

orjinali "essential X-men vol.1" olan cildi Arkabahçe 6 sayi halinde yayinlandi.

Uncanny X-Men

Essential X-Men

Ultimate X-Men

serileri disinda türkiyede yayinlanan x-men serisi oldumu

Alıntı yapılan: srvtsnr - 21 Eylül, 2010, 13:16:44
Uncanny X-Men

Essential X-Men

Ultimate X-Men

serileri disinda türkiyede yayinlanan x-men serisi oldumu

X-men hikayeleri bir çok seride birlikte devam ettigi için Arkabahçe'nin yayinladigi sayilarda Uncanny X-Men, X-Men, X-Force, Wolverine gibi seriler de yayinlandi. 

Alıntı yapılan: srvtsnr - 21 Eylül, 2010, 13:16:44
Uncanny X-Men

Essential X-Men

Ultimate X-Men

serileri disinda türkiyede yayinlanan x-men serisi oldumu

1 N comicsten çıkan x-menlerin de bu serilerden birine dahil olduğunu sanıyorum ayrıca türkiyede marvel diye bir ç.r. yayınlanıyordu onun 7. sayısıda x-men üzerine idi(beast-in kürkünün çıkmadığı hatta wolverine in olaya dahil olmadığı dönem) ve 2 tanede film özel sayısı bulunmakta bunların haricinde sizin söylediğiniz 3 dizi var .Wolverine olarak arkabahçeden 6 tane wolverine klasik seri, 3 tane tam macera, orijin, 2 tanede kırmızı-mavi ciltlerden var ayrıca spiderman 1n comics serisinde sayı 5 te de wolverine gözükmekte en son basılan 2 wolverine cildi de var sanırım hepsi bu kadar eğer yalnışım veya eksiğim var ise düzeltirseniz sevinirim...

    ABD'nden başlarsak:
    Herşey uncanny X-men olarak başladı. Yıllar sonra Jim Lee'nin çizimlerinin çok tutulması üzerine X-men serisi başladı. Uncanny ile beraber her çıkmayı sürsürdü. Grant Morrison seriyi yazmaya başlayınca X-men dergisinin adı new x-men olarak değiştirildi. Bir müddet sonra new X-men: academy x adı ile öğrenci mutantları anlatan bir seri başlayınca new x-men'in adı da X-men legacy oldu ve halen sürmekte. Birkaç ay önce de üçüncü X-men serisi X-men başladı.
    Bizde yayınlananlara gelecek olursak:
    Rahmetli Ali Recan'ın Marvel dergisinde yayınladığı iki macera orjinal the Uncanny X-men 1 ve 2. sayılardır.
    Bir numaranın yayınladığı X-men'ler yukarıda bahsettiğim Jim Lee çizimleri ile başlayan ikinci serinin ilk maceralarını içermektedir.
    Essential serisi Marvel'ın eski sayıları okumak için çıkardığı seriler olup. Essential X-men de Giant size X-men'den (yeni takımın kurulması) başlayarak uncanny X-men'leri yaynlamaktadır. En son 9. sayı yayınlanmış olup Uncanny X-men 264. sayıya gelmiştir, ama Jim Lee'nin serisine ulaşılamamıştır.
   Bizde yayınlanan ve yayınlanmakta olan essentiallar ise 1 ve 2. sayılardır
   Sıfır tolerans macerası ile başlayan X-men yayını da o dönemin Uncanny X-men ve X-men serilerini içermektedir.
   Tek cilt yayınlanan Tükenişin T'si macerası ise Grant Morrison'ın yazdığı new X-men'dendir.

   Ultimate serisi Marvel'ın genç okurları kahramanları sıfırdan ve farklı anlatmak için yarattığı bir seri olup normal evrenle ilişkisi yoktur. Buradaki Ultimate X-men'in bazı sayıları da ülkemizde yayınlanmıştır.

  Umarım yeteri kadar aydınlatıcı olmuşumdur.

çok teşekkürler aydınlatıcı oldu

X-Men özellikle Chris Claremont öncesi dönemde sadece Fantastic Four'un kötü bir çakmasından farksızdı. İçi boş karakterler saçma sapan renkli villain'lerle hakikaten okuması ızdırap bir seri.
Chris Claremont dönemi ise herkesinde kabul ettiği X-Men'in X-Men olduğu dönemdir. Stan Lee döneminin aksine bu kez her karakter farklı bir bölgeden kültürden, inanıştan ve ırktan gelmiş kimisi mavi kuyruklu bir yaratık olduğundan hayatını kaçarak geçirmiş, kimisi geçmişini hatırlamayan içindeki hayvanla mücadele etmeye çalışan biri, kimisi hayatında hiç kimseye dokunamamış, öpememiş her zaman kendini yalnız hissetmiş bir karakter.

Chris Claremont dönemi özellikle o dönem ırkçılık konusuna daha fazla yönelerek günümüzdeki X-Men hikayelerinin ve karakterlerinin ana hatlarını oluşturmuştur. Mesela Claremont olmasaydı Wolverine bugün bu kadar popüler olabilir miydi ? Hiç sanmıyorum. 1991 yılında özellikle o dönemde çizgi roman satışlarında çizimlerin hikayeden daha önemli bir faktör olması ve bu yüzden çizerlere daha çok önem verilmesi(İşin komik yanı bu çizerlerin pek çoğunun bir sene sonra Marvel'ı terk etmesi) hem de o dönemki Marvel editörü Bob Harras'la yaşadığı tartışma sonucunda X-Men serisini terk etti. Bu dönemden sonra X-Men bana eski keyfini vermedi diyebilirim.

Claremont'un ayrılmasıyla ardı arkası kesilmeyen crossoverları okumak hem yorucu,hem kafa karıştırıcı hem de çok uzun bir iş özellikle 2000'lerde Grant Morrison dönemi güzel başlayan hatta mutantları alt kültüre çevirmek gibi pek çok ilaveten güzel değişikliklere gitsede daha sonradan Jean-Cyclops aşkını yok etmek, işte 2. mutasyon filan gibi çokta hoşlanmadığım değişikliklere gittiğinden o dönemide sevdiğimi söyleyemem. Claremont dönemini Silver Age yazım tarzından rahatsız olmayan herkese tavsiye edebilirim. Bunun haricinde geçen gün aldığım Astonishing X-Men'de gayet güzel bir seriye benziyor. Fakat günümüz X-Men sayılarından Claremont dönemi kadar zevk aldığımı söyleyemem.

 İnanılmaz!!!
  Sanki ruh ikizimi buldum.
   Gerçekten Claremont dönemi X-men'i bugünkü haline getiren dönemdir. Sonraki yazarlar bu pastayı sömürdüler. Sadece Bishop karakteri bana biraz renk verdi.
   Morrison dönemi de bana o tadı veremedi. Hele Jean ölüp, Cyclops Emma Frost aşkının başlaması saçmalıktı
    Son dönem biraz daha vasat gidiyor, artık tıkanma o noktaya geldi ki diziyi bitirmeye karar verildi.
    Yalnız Claremont'un arada girip yazdığı bir dönem var, maalesef o da o kadar iyi değildir.
    Bir de Claremont ilk bıraktığı yerden X-men forever diye bir seri yaptı. Fena değil ama o eski tat yok.
    Forge, Storm unutuldu gittti.

   Hoşgeldin Al
   Umarım bol bol yazarsın. Hatta toplantılarımıza da gelirsin de tanışırız.

Sağolun vakit buldukça yazacağım.

Sevgili umar abiye sorduğumda x men e nerden başlayayım dediğinde x men klasik serisinden başla dedi şu an elimde 1.2.5.6.sayıları mevcut arka bahçenin çıkardığı ve ilk kitabı biraz önce bitirdim.Profesör X'in takımı nasıl toparladığını anlatıyor.Wolverine'in ve diğer kahramanların bu halleri biraz ilginç Bir iki karakter hakkında bilgi vermekle birlikte kont neferia ile girdikleri mücade güzel bir hikayeye benziyor x men e başlamak isteyenlere tavsiye ederim şimdi ikinci kitaba başlayacağım.Bu arada 1975 de yazılmış bu hikaye ben doğduğum sene :)

Alıntı yapılan: hennessy - 31 Temmuz, 2011, 13:43:40
Sevgili umar abiye sorduğumda x men e nerden başlayayım dediğinde x men klasik serisinden başla dedi şu an elimde 1.2.5.6.sayıları mevcut arka bahçenin çıkardığı ve ilk kitabı biraz önce bitirdim.Profesör X'in takımı nasıl toparladığını anlatıyor.Wolverine'in ve diğer kahramanların bu halleri biraz ilginç Bir iki karakter hakkında bilgi vermekle birlikte kont neferia ile girdikleri mücade güzel bir hikayeye benziyor x men e başlamak isteyenlere tavsiye ederim şimdi ikinci kitaba başlayacağım.Bu arada 1975 de yazılmış bu hikaye ben doğduğum sene :)

Geçenlerde yayınlanan Klasik X-Men'deki hikayeler de 1979 senesinden, Clairmont imzalı, çizimler ise Byrne'den...

   Sevgili arkadaşlar,
   Şu sıralar essential classic X-men cilt 3'ü okuyorum. Gerçekten ilk 66 sayı çok ta matah değilmiş. Bu nedenle burada onlardan bahsetmeyi düşünmüyorum. Ancak Essential X-men' ile birlikte size elimdeki kitapların izin verdiği ölçüde X-men'in öyküsünü anlatacağım.
  Bunu yaparken kitapların yayınlanış sırasına göre yapacağım.
  Bu arada önemli karakterleri ayrıca kronolojik olarak anlatan yazılara da başlayacağım. Veriler oluşmaya başladı. Enkısa zamanda X-men'leri yazarak konuya gireceğim.
  Eksik noktalarda her türlü desteği bekliyorum.
  Sevgiler

Sevgili Umar'ın değerli yorumlarıyla X men ile ilgili bilmediğimiz birçok ilginç konununda açığa kavuşacağına inandığım bu yazı dizisini merakla bekliyoruz.

   Bugün ilk bölümümle yazıya başlıyorum:

  Beast ayrıldıktan sonra kalan X-men birlikte çalışmaya devam eder. Birgün Cerebro Psasifik Okyanus'unda Krakoa adlı adada çok güçlüü bir mutant saptar. Bunun üzerine ekip adaya gider. Bilmedikleri ise adadaki mutantın adanın ta kendisi olmasıdır. Pasifik'teki atom bombası denemeleri sonrası değişen adanın ekolojik sistemi tek bir bütün hale gelmiştir. Adaya girdikten kısa bir süre sonra tüm ekip esir alınır. Güçlerini emmeye başlayan Krakoa başka mutantlar da bulsun diye Cyclops'u salar.
  Cyclops'dan durumu öğrenen Profesör X Night crawler, Wolverine, Storm, Banshee, Sunfire, Colossus ve Thunderbird'den oluşan yeni takımı Cyclops ile birlikte adaya yollar. Ekip adaya vardığında güçlükleri atlatıp eski takımı kurtarır, ancak ada gerçek yüzünü gösterir. Hep birlikte adaya saldırırlar.
  Profesör X'in mental gücü bir yandan saldırırken Cyclops, Havok ve diğerleri Lorna Dane'in gücünü arttırır ve bu sayede ada dünyaya bağlı olduğu yerden ayrılır ve merkezkaç kuvvetinin etkisi altında uzaya fırlar. Tehdit yok olmuştur. Ekip malikâneye geri döner.
  Kısa sürede ekip arasında huzursuzluk başlar. Önce Sunfire ayrılır. Ardından Jean Grey, Melek, Buz adam, Havok ve Lorna Dane takımı bırakınca Cyclops yeni üyelerle başbaşa kalır.

  Giant size X-men ile başlayan bu efsanevi dönemin ilk macerası gerekli şeylerce yayınlanmıştı. Diğer maceralarda görüşmek üzere

umar abi gümbür gümbür geliyor ellerine sağlık böylece x men ile ilgili çok şey öğreneceğiz

   Ama sabır da istiyorum Murat, bazen aralar da olacak

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Ağustos, 2011, 20:46:38
   Ama sabır da istiyorum Murat, bazen aralar da olacak

Umar abi sen yaz biz sabrederiz

X-men hakkında bildiklerim kopuk kopuk bu yüzden Yazılarınızı bende merakla bekliyorum

  İşte ikinci bölüm:

  Yeni X-men birbirini tanımaya çalışırken aralarındaki farklılıklar da sorun yaratmaktadır. Beyaz adamdan emir almaktan hoşlanmayan Thunderbird ve Cyclops arasında ciddi bir otorite sorunu oluşmuştur. Bu arada X-men'in eski düşmanı Kont Neferia emrindeki hayvan adamlar grubu ile Kuzey America Hava Savunma merkezini (NORAD) ele geçirir. Amacı tüm dünyadan fidye toplamaktır. Bu nedenle de NORAD'a ait kıyamet günü silahını aktive hale getirir.
  Hükümet Avengers'tan yardım ister, ancak ekip meşgûldür. Bu nedenle Beast eski arkadaşlarından yardım ister. X-men NORAD'ın konuşlandığı Valhalla dağına gider, ancak uçakları karakuş (Blackbird) Neferia tarafından yokedilir.   
  Zor da olsa üsse girmeyi başaran X-men hayvan adamlar ve hipnotize ettikleri askerler ile karşılaşır. İlk saldırıda Banshee ve Thunderbird etkisiz hale getirilir. Geri kalan ekip özellikle Storm'un olağanüstü güçleri sayesinde galip gelirler.
  Kıyamet silahını durdurmaya çalışırlarken Kont Nefaria kendi uçağına binip kaçmaya çalışır. Ancak bunu gören iki kişi vardır: Banshee ve Thunderbird. Thunderbird uçağın üzerine atlayıp yumruklarıyla kontun kaçmasını engellemeye çalışır.
  Kıyamet silahının çarpışma sırasında otomatik olarak kapandığını fark eden X-men arkadaşlarına yardıma koşarlar. Ancak çok geç kalmışlardır. Gözlerinin önünde Thunderbird'ün yumrukları nedeniyle uçak havaya uçar ve oluşan patlamada Thunderbird de hayatını kaybeder. Bu X-men'in bugüne kadar yaşadıkları ilk ciddi kayıptır.

  X-men'in maceraları diğer yazılarımda devam edecek.
  Görüşmek üzere
 

  Bu aralar bu seriyi okuyorum Umar. Aklıma takılan soruları sorayım hemen. Şimdi Beast ne zaman Avangers'e katıldı. Ve bu avangers ne işe yarar. Adam Dooms bilmemneyi çalıştırmış, dünyayı yokedeceğim diyor, bu adamlar " abi tamda tavlaya oturmuştuk" havasındalar ::)

  Sentinellerlede ilgili sorularım var , ama gelecek yazıdan sonraya saklıyorum. Eve gidip isimlere bir bakmam lazım 8)

    Amazing adventures serisinde X-men'den ayrıldı. Avengers sayı 137'de Moondragon ile birlikte katıldı. Avengers başka işleri olduğu için bu işi X-men'e bırakmıştır diye düşünüyorum.
   Sentineller ile ilgili detaylı bilgiler zamanla gelecek.  Ayrıca Giant sie X-men öncesi maceralar için detaylı bilgileri sonra vereceğim. Yine de sorarsan kısa bilgi veririm.

   Edirne'den Doğa'nın istek şarkısını pardon bilgisini vereyim (yazdığım yee kadar)

   Sentineller Bolivar Trask adlı bilim adamı tarafından mevcut mutant tehlikesini çözmek için yaratılmıştır. Sentineller karşılarındaki mutantın gücüne göre savunma geliştirmektedir. İlk saldırıları sırasında sentineller kendi kendilerine üretime başlarlar. Bunu yapan sentinele Master Mold adı verilmişltir. Sentineller Bolivar Trask'ın emirlerine uymazlar. Trask'ın kendini feda etmesi ve Master mold'un yok edilmesi ile ilk saldırı bertaraf edilir.
   Trask'ın Larry adında bir oğlu vardır. Larry babasının ölümünden X-men ve tüm mutantları sorumlu tutar. Hükümetten de destek alarak sentinelleri tekrar yaratır. Mutantlar tek tek yakalanmaya başlar. Larry Trask'ın bilmediği şey ise kendisinin de mutant olduğu ve babasının taktığı bir kolye yüzünden bu durumun gizlenebildiğidir. Kolye çıkarılınca gerçek ortaya çıkar ve sentineller Larry Trask'ı da yakalarlar.
   Sentinellerin mantık devrelerini etkileyen Cyclops dünyadaki en büyük mutasyon kaynağının güneş olduğuna onları inandırır. Yoketmek üzere güneşe uçan sentineller burada erirler. Sentinel kabusu geçici olarak sona ermiştir ta ki....
   Sonrası yazılarımda sırası geldiğinde..
   Sevgiler

 Tamam isimler Larry Trask ve Steven Lang'dı.  Daha soruyu soramadan cevabımı aldım.

   Steven Lang'le ilgili yazmama az kaldı.

2) Profesör X'in rüyası
3) Wolverine'in çabuk öfkelenmesi, sinirlerine hakim olamaması ve en büyük çatışmasının bu olması

   Dördüncü bölümde görüşmek üzere

Bi de aktör olan Stephen Lang var  ;)

   Yılbaşında tüm X-men New York'ta eğlenirken, hiç beklemedikleri bir anda sentineller tarafından saldırıya uğrarlar. Bu ilk saldırı sırasında Jean Grey, wolverine ve Banshee sentinellere esir düşer. Profesör X de daha önceden esir olmuştur. Sentineller esirlerini yörüngede SHIELD tarafından terk edilen, artık Steven Lang'in kullandığı uyduya götürür. Esirler kaçmaydener ancak uzayda oldukları için yakalanırlar.
   Geride kalan ekip arkadaşlarını kurtarmak için Profesörün arkadaşı Peter Corbeau'nun kullandığı uzay mekiği ile uyduya saldırır ve çarparlar. Sentinellerle ilk çarpışma sonrası Cyclops yeni X-men'i esir arkadaşlarını bulmaya yollar ancak kendisi yakaanır. Yeni X-men esir arkadaşlarını kurtarır ancak karşılarında beklenmedik bir düşman bulurlar: Eski X-men
   Eski takım yenileri tanımamakta ve onlara saldırmaktadır. Başabaş geçen savaş sırasında Wolverine duyuları sayesinde savaştıklarının X-men değil onlara benzetilmiş sentineller olduğunu ortaya çıkarır. Bu da savaşın dengesini değiştirir. X-men sentinelleri yener ve arkadaşları ile Profesörü kurtarır. Kaçmaya çalışan Lang ölür.
   X-men dünyaya dönmek istemektedir ancak bir sorun varıdr: Uzay mekiğinin kalkanları ve bilgisayarı hasar görmüştür. Kısaca dünyaya dönmeleri için bir mucize gerekmektedir. Jean Grey telepatik güçleri ile kalkan yapabileceğini iddia eder. Arkadaşlarının itirazlarına rağmen anları koruema kapsülüne yollar ve mekiği kullanmaya başlar ancak kısa süre sonra kalkanı zayıflar ve radyoaktif güneş ışınları mekiğe girmeye başlar. Jean'in son sözleri "Scott" olur.

   Bu bölümde
   1) Storm'un klostrofobisi bir kez daha gösteriliyor
   2) Banshee'nin İrlanda'da bir malikanesi olduğu ve kuzeni Black Tom'un onu öldürmek için plan kurduğu
   3) Colossus'un Mikhail adında bir abisi olduğu, kozmonot olan ağabeyinin bir uçuş sırasında öldüğü
   Ek olarak anlatılmaktadır.

Görüşmek üzere

   Geçen bölümün sonunda Jean Grey uzay mekiğinin içinde arkadaşlarının hayatını kurtarmaya çalışırken güçleri yetersiz kalmış ve radyasyon mekiğin kontrol bölümüne girmeye başlamıştı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Jean Grey mekiği Kenedy havaalanının yanına Jamaika körfezine indirmeyi başarır. Tüm X-men kurtulmuştur, ancak Jean ortada yoktur. Herkes ona ne olduğunu sorarken Jean suyun yüzeyine fırlar güçleri artmış, üzerindeki elbise değişmiştir. Artık kendisine Phoenix (Anka) adını koymuştur.
   Jean hemen hastaneye kaldırılır. Burada dinlenmesi ve tedavisi sürecektir. Bunun üzerine Profesör X yeni takımın bir süreliğine tatile gitmesine karar verir. Banshee de kendisine gelen mektup nedeniyle ekibi İrlanda'ya Cassidy şatosuna götürür. Başlangıçta hiçbir sorun yok gibidir, ancak bu bir tuzaktır ve X-men de tam içine düşmüştür.
   Tuzağı hazırlayanlar Banshee'nin kuzeni Black Tom ve Juggernaut'tur. X-men'e saldırırlar. Şatonun zindanlarında mücadele başlar ancak bu Storm'un klostrofobisini tetikler ve arkadaşlarını yalnız bırakır. Banshe ve Black Tom dövüşürlerken diğer X-men Jugernaut ile çarpışır. Ne kadar iyi mücadele etseler de yenilmekten kurtulamazlar. Sadece baygın olan Nightcrawler şatoda yaşayan küçük adamlarca kurtarılır.
   Juggernaut ve Black Tom X-men'e işkenceye başlarlar. Amaçları bu sayede Profesör X'in yardıma koşmasını sağlamak ve ondan de intikam almaktır. Küçük adamlarca kurtarılan Nightcrawler Profesörün kılığına girer ve kargaşa yaratır. Juggernaut Nightcrawler'a saldırır ancak yumruğu ıskalayıp şato duvarlarını parçalar. Açık havayı hisseden Storm kendini toparlar ve arkadaşlarını kurtarır. X-men ve düşmanları arasında savaş tekrar başlar. Black Tom Banshee'ye saldırırken şatonun kulesinden düşer. Bunu gören Juggernaut da arkadaşına yardım için atlar. Savaş bitmiştir.

Bu bölümde:
  1) Wolverine'in Jean Grey'e hisleri
  2) Storm'un klostrofobisinin nedenleri: Storm'un annesi Kenya'da prenses iken bir Amerikalı gazeteci ile evlenmiş, ardından önce ABD ardından Mısır'a yerleşmiştir. Süveyş savaşı sırasında bir savaş uçağı Ororo ve ailesinin bulunduğu eve çarpar. Ororo enkaz altında ailesinin cesetleri ile bir zaman geçirmek zorunda kalır. Bu da onda klostrofobiye yol açar.
  3) Ororo'nun bir dönem Afrika'da bir hırsız çetesinde çalıştığı
  4) Nightcrawler'ın vücudunun yapısı sayesinde gölgelere saklanabildiği
  5) Black Tom ve Juggernaut'u Kırmzı Erik'in kiraladığı
  6) Jean Grey'in New York'taki oda arkadaşının Misty Knight olduğu (Daha sonra özellikle Power man ve Iron fist dergisinde önemli bir rol alacak)
  7) Wolverine'in adının Logan olduğu anlatılır

  Görüşmek üzere.....

   Profesör X'i ele geçirme planı bir kez daha başarısızlıkla sonuçlanan Kızıl Erik Moira MacTaggart'ın Muir adasındaki mutant araştırma merkezini basar. Daha önce Defenders dizisinde çocuk haline dönen Magneto'yu tekrar erişkin haline sokar ve X-men'e karşı ortaklık kurarlar.
   Adadan haber alınmaması üzerine Moira İrlanda'daki X-men ile irtibat kurar ve adaya gitmelerini sağlar. Kendisi de Cyclps ile birlikte adaya hareket eder.
   Adaya varan X-men tuzağın ortasına düşmüştür. Magneto takımın bireylerini birer birer yener. Bu arada adaya varan Cyclops olayın arkasında Kızıl Erik'in olduğunu anlayınca Profesör'ün New York'ta korumasız kaldığını ve asıl amacın da bunu sağlamak olduğunu fark eder. X-men'i toplar ve Wolverine'in itirazları ve korkak demesine rağmen New York'a uçar.
    Kızıl Erik daha önceden Galactus'un hizmetlisi olan Firelord'la karşılaşır. Onu kandırmak için emrinde olan Havok ve Polaris'e kendisine saldırmalarını emreder. Firelord Kızıl Erik'i kurtarır. Erik de X-men'in dünyayı ele geçirmek istediğini bu nedenle de kendisini öldürmeye çalıştığını söyler. Daha sonra karşılaştıkları Diğer X-men'in de kendisine saldırmaları Firelord'un inanmasına yardımcı olur.
   Jean Grey'in evinde Jean, Misty Knight, rofesör X ve Jean'in anne-babası otururlarken Xavier'in uzun zamandır hayallerini gördüğü uzaylı yaratık karılarına çıkar. Bu prenses Lilandra'dır. Abisi İmparator D'ken'e karşı yardım istemeye profesöre gelmiştir. Tam o sırada firelord Profesöre saldırır ancak Phoenix ona engel olur. Kargaşadan yararlanan Kızıl Erik Lilandra'yı yakalar ve kendi galaksilerine götürür. Phoenix yıldız geçidini tekrar açar ve Profesör dışında tüm takım geçitten geçer. Ancak geçit kapandığında Profesörün karşısında öfkeli bir Fire lord vardır.

  1) Moira MacTaggart ile Charles Xavier'in eskiden beri ilişkileri olduğu,
  2) Moira'nın Muir kendine ait Muir adasında mutant araştırma merkezi olduğu
  3) Jaime Madrox (Multiple man)'un ilk görünüşü
  4) X-men ile Magneto'nun savaşı sonrası adada hapis olan Mutant X'in özgür kaldığı
  5) Starjammer adlı isyancı grubu
  6) Nightcrawler'ın görmediği ya da bilmediği bir yere körleme teleport olamadığı
Ayrıca anlatılmaktadır.

   Hoşçakalın.....

  Yazıma başlamadan önce 106. sayıdaki dolgu macerasını X-men bütünlüğünde çok anlamı olmadığı için yazmadığımı belirteyim.

  Abisi İmparator D'ken'in ajanı kızıl Erik tarafından kaçırılan Profesör X'in ilk görüşte aşkı Lilandra'nın ardından yıldız geçitinden geçen X-men karşılarında Gladyatör adlı Superman bozmasının yönetimindeki İmparatorluk Bekçilerini (Imperial Guard) bulur. Bekçiler imparatorlarının emrine uyarak X-men'i engellemeye çalışırken D'ken de kardeşini idam etmeyi denemektedir. Ancak araya giren Nightcrawler Lilandra'yı kurtarır.
  İki ekip çatışmayı sürdürürken Lilandra Phoenix ve Cyclops'a olanları anlatır: İmparator D'ken M'kraan kristali adında bir güç kaynağı bulmuş ve yıldızlar belli konuma geldiklerinde bu kristalden elde edeceği güçle yenilmez bir imparator olmayı planlamaktadır. Ancak ortaya çıkacak gücün yaratacağı yıkımdan korkan Lilandra abisine isyan etmiş ve yardım için kaçmıştır. Bir şekilde Profesör X ile zihinsel bir bağ oluşmuş bu nedenle de Dünya'ya gelmiştir.
  X-men sayıca kalabalık rakibi tarafından yenilmek üzereyken sahneye imparatora karşı çarpışan Starjammers grubu çıkar ve savaşın seyri kahramanlarımızın lehine döner. Yeni gelen dostları ile savaşırken Phoenix korkunç bir gerçeği öğrenir (Telepati yolu ile): Starjammers'ın lideri Corsair'in adı Christopher Summers'tır ve Cyclops ile Havok'un babasıdır.
  Bu arada yıldızlar uygun konuma gelmiştir. Kristal parlar ve Phoenix'in de etkisi ile kahramanlarımızı içine çeker. Yapılabilecek hiçbirşey yok görünürken Phoenix kendisinin de farkında olmadığı olağanüstü güçlerini kullanarak günü kurtarır. D'kenn yenilmiştir. Starjammers ayrılırken Phoenix'ten sırrını saklamasını ister. Phoenix te kabul eder. Storm ve kendisi dışında Corsair'in Cyclops'un babası olduğunu bilen başkası artık yoktur.
  Ekip dünyaya geri döner. Onları Profesör tarafından aydınlatılmış Firelord karşılar. Kısa bir süre sonra da yıldız geçidinden Lilandra geçer. D'ken'in yerine o geçecektir, ancak bu işler olana kadar sevdiği adamla olacaktır.

   Bu macera sırasında Profesör ile Moira arasında zamanında bir aşk yaşandığı da anlatılmıştır.

  Umarım yazılarım hoşunuza gidiyordur. Yakında sizlerin de okumadığı macerlarla devam etmeyi de umuyorum
  Görüşmek üzere....

sadece klasik" uncanny" döneminden maceralar okumuş(bu arada jim lee'nin çizdiği rekor satışlı seriyi bir kaç kez okumuş olarak..) daha çok da "wolverine" gibi tekil karakterlerin maceralarına yönelmiş bir okuyucu olarak,serinin ,"temel" dergilerinde nasıl yol aldığını özetleyen yazılar ,özelliklede 1960'lardan beri yayınlanan bir serinin dönüm noktalarını yakalamak ve kafamızda yerli yerine oturtmak açısından kaçırılmayacak bir fırsat..okumaya devam ediyoruz,devamını ısrarla bekliyoruz..

Özellikle Claremont dönemi X-Men'lerini sevmeme rağmen hiçbir zaman X-Men'in bu kadar uzay macerası içinde olmasına sıcak bakamadım nedense bir şey yavan duruyor. Mesela tüm zamanların en iyi X-Men hikayelerinden biri olan Dark Phoenix Saga'nın finali dünyada gerçekleşse tüm o Shiar muhabbetlerine bulaşmasa benim açımdan çok daha etkileyici olurdu. Tamam Fantastic Four ve Superman gibi çizgi romanlarda bu sırıtmıyor ama nedense X-Men gibi gerek konu gerekse karakter bakımından uzayla hiç alakası olmayan bir serinin bu kadar çok uzay macerası geçmesinede anlam veremiyorum.

1991'de yayınlanan Jim Lee'nin Chris Claremont ile yazdığı ve çizdiği  X-Men #1, Guinness Rekorlar Kitabına göre tüm zamanların en çok satan çizgiromanıymış ??? 5 ayrı kapakla yaklaşık 7 milyon dolarlık bir satış yapmış.

   O kapaklar birleşip tek bir kapak ta oluşturur.
   Gerçekten X-men 1 Todd McFarlene'in aynı dönemlerde çıkan Spider man 1'ini bile satışlarda geçmişti.
   Her iki seriyi de zamanında bir numara renkli olarak bir süre yayınlamıştı.
   Bu seri ile birlikte X-men de bence sıradanlaşmaya başlar. Bir iki sayı sonra Jim lee ile fikir ayrılığına düşen Claremont dergiyi bırakır ve hala sevsem de dergi asla eski havayı bulamaz. Bir de buna Marvel'in her yıl üç dört dergiyi birden sattırmak için yarattığı cross-over'lar gelince. (Claremont döneminde de bu cross over'lar vardır ama o dönemki maceralar inanılmaz kaliteli ve güzeldir.)

Alıntı yapılan: kalidor - 26 Ocak, 2012, 15:28:57
1991'de yayınlanan Jim Lee'nin Chris Claremont ile yazdığı ve çizdiği  X-Men #1, Guinness Rekorlar Kitabına göre tüm zamanların en çok satan çizgiromanıymış ???

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/260/3963_20080515073213_large.jpg)

O kapaklardan biri bu mu ?

Alıntı yapılan: rumar80 - 26 Ocak, 2012, 15:38:12
O kapaklar birleşip tek bir kapak ta oluşturur.

Vay be, yani 5 kapak yan yana geliyor ve büyük boy bir kapak oluyor.

Görmek isterdim.

Bütün kapakları buldum. 4 tane imiş.

Bu Beast/Storm/Jean Grey kapağı

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/260/3963_20080515073213_large.jpg)

Bu Wolverine/Cyclops kapağı

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/246/54305_20080317062714_large.jpg)

Bu Colossus/Rogue/Gambit/Psylocke kapağı

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/271/54316_20080616033630_large.jpg)

Bu Magneto kapağı

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/253/54313_20080422043452_large.jpg)

Ve ... 4 tanesi bir arada

(http://comicbookdb.com/graphics/comic_graphics/1/101/54317_20060728220154_large.jpg)

kısa süreli serilerde yakalanan içerik ve çizim "patlamaları" dışında ,bu bahsi geçen ve 1 numara yayıncılığında 9 sayı yayınladığı seriden sonra eski "efsaneyi" yakalayamamıştır..(belkide popüler değerlendirmelerin dışında diziyi takip etmeyen ben yanılıyorumdur..) rumar daha iyi takip ediyor ,ve hislerimde yanılmıyorsam bu "zirveden" sonra bir iniş başlar..ve evet özellikle marvel 90'larda bu farklı-çok kapak,yok kalın-ince kapak,yok hologramlı kapak v.s. işinin bir süre satış "tadını" alınca yayıncılık anlayışlarıda değişmeye başlamıştı..

   Gerçekten satış ön plana çıktıkça konularda güzellik te 90'larda kaybolmaya başlar:
   Cable'ın Cyclops'un oğlu olduğu ortaya çıkar.
   Wolverine hayvanlaşır.
   Magneto gene kötü olur. Xavier beynini durdurur. Ondlaught ortaya çıkar vs
   2000'lerde ortalık biraz toparlar ama eski tadı kalmamıştır.

Demek ki neymiş... en güzeli eski maceralarmıııııııııııııııııııııııışşşşşşş. Bizde eski maceraları istiyoruz karrrrrrrrrrrrrrrrrrrdeşim. Bu süper düdüklerin geberip geberip hortlamaya başlamadığı dönemdeki maceraları en güzel maceralar işte. Boşuna eskiyi isteyip durmuyoruz yani. Millette bizimle dalga geçiyor " eskici dükkanı" (bu sözümü kullanmak isteyenler patent hakını ödemelidirler) diye.

   Comic'lerde ülke olarak çooook geride kaldığımız için hala o naif ruh içimizde duruyor. Bu nedenle eski sayıları istemek çok doğal.

Gercekten de o kadar gerideyiz ki lotoyu kazansam yayin evlerine vericem :)

Alıntı yapılan: rumar80 - 26 Ocak, 2012, 21:44:53
   Comic'lerde ülke olarak çooook geride kaldığımız için hala o naif ruh içimizde duruyor. Bu nedenle eski sayıları istemek çok doğal.

Bunun sanırım comics olarak geride kalmamızla bir alakası yok ama ne ile alakası olduğunu ben de çözemedim...Arkabahçenin yayınladıklarından itibaren X-Men klasiklere tekrar başladım şimdi Gereklinin ilk cildini okuyorum... Tamam naif hikayeler, karakterler tüm güçleri ile birbirlerine giriyorlar, kan yok, ölen yok ve en önemlisi çizgilerde abartı yok...Cep telefonu yok...Süper kahramansın ama telepati yeteneğin olmadımı sıkıntı... :)

Jhon Bryne var... O'da tek başına yeter sanırım...

Comics'de varsa yoksa 70'ler ve 80'ler...Gerisi teferruat...

Silver Surfer bile yayınlandı...Hala Fantastic Four bekliyoruz...dorukgs, boşver yayınevlerini lotoyu kazanırsan hayrına FF bas gitsin...

(http://e1302.hizliresim.com/16/7/jvcl2.jpg) (http://bit.ly/c25MCx)

(http://www.gerekliseyler.com.tr/modules/catalog/products/pr_01_2950_max.jpg?rev=1401993570)

Alıntı yapılan: tommikser - 06 Haziran, 2014, 15:46:49
(http://www.gerekliseyler.com.tr/modules/catalog/products/pr_01_2950_max.jpg?rev=1401993570)

Captain America mutant mıymış?

X-Men: Tanrı Sever, İnsan Öldürür. Renkli ve yalnızca Gereklişeyler mağazaya özel 50 adet sınırlı, özel koleksiyon baskısı çok yakında Gereklişeyler Kadıköy mağazamızda. Diye de not düşülmüş.

(https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpa1/t1.0-9/8707_886137788067938_7080653675268041960_n.jpg)

Filmlerden tanıdığımız Williams'ın Stryker'ın X-men dünyasındaki gerçek yeri bu kitapta. Ama alana....

Alıntı yapılan: dean - 19 Haziran, 2014, 16:41:04
X-Men: Tanrı Sever, İnsan Öldürür. Renkli ve yalnızca Gereklişeyler mağazaya özel 50 adet sınırlı, özel koleksiyon baskısı çok yakında Gereklişeyler Kadıköy mağazamızda. Diye de not düşülmüş.

(https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xpa1/t1.0-9/8707_886137788067938_7080653675268041960_n.jpg)

Yani İstanbul'da olmayanların okuma şansı yok. Bence saçma sapan bir karar...

eğer yıllarımı çizgiromana veren beni (ve de bir çok çizgiroman seveni) sırf İstanbul'da yaşamıyorum diye bu şekilde cezalandırıyorlarsa üzülürüm, hem de çok üzülürüm...

İnternet üzerinden satışı olacakmış ama 50 rakamı az görünüyor.

Bundaki amaç ve tutum nedendir acaba? Ben almak isterim şahsen; ama İstanbul' a gelene kadar kalmaz herhalde. Ee koca İstanbul' da 50 kişi vardır X-Men sever. Belki mesaj da yanlış yazılmış olabilir, 500' dür belki sayı...

Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 19 Haziran, 2014, 19:31:25
Bundaki amaç ve tutum nedendir acaba? Ben almak isterim şahsen; ama İstanbul' a gelene kadar kalmaz herhalde. Ee koca İstanbul' da 50 kişi vardır X-Men sever. Belki mesaj da yanlış yazılmış olabilir, 500' dür belki sayı...

  Şimdi yine kontrol ettim facebook'tan. Orada da insanlar demiş "50 az" felan diye ama hala 50 duruyor, bakalım.

Az basım candır.

Alıntı yapılan: Utku Gürsoy - 19 Haziran, 2014, 19:51:57
Az basım candır.

Nasıl yani ?

X-Men: Tanrı Sever, İnsan Öldürür hikayesi aynı zamanda renkli olarak X-Men Klasik 6'da olacak sanırım. Facebook'ta öyle yazıyordu.

Alıntı yapılan: Nuwanda - 19 Haziran, 2014, 20:56:37
X-Men: Tanrı Sever, İnsan Öldürür hikayesi aynı zamanda renkli olarak X-Men Klasik 6'da olacak sanırım. Facebook'ta öyle yazıyordu.

Marvel bir essential'ında yayınladı doğru

Alıntı yapılan: hüzünlü flüt - 19 Haziran, 2014, 20:54:20
Nasıl yani ?

Bence 3-5 yıl sonra çok değerlenecek.

Alıntı yapılan: Utku Gürsoy - 20 Haziran, 2014, 09:01:47
Bence 3-5 yıl sonra çok değerlenecek.

6. ciltte yeralacaksa pek ümitlenmeyin derim.

X-Men: Tanrı Sever, İnsan Öldürür macerası 6. cilt'te renkli olarak yayınlanaksa, ki 6. cilt'in duyurusunda yayıncı tarafından yayınlanacağı söylendi. Bu maceranın sınırlı sayıda olması mantıklı. Ama hala 50 bana az geliyor o ayrı.

Merhaba, şu ciltlerin hangi döneme denk geldiğini bilen var mı?

(https://farm2.staticflickr.com/1718/26431753025_bc713dabf0_c.jpg)

Alıntı yapılan: Nightrain - 15 Temmuz, 2015, 13:40:03
Merhaba, şu ciltlerin hangi döneme denk geldiğini bilen var mı?

Bu ciltlerin yarısı 1997 yılında yayınlanan Operation: Zero Tolerance crossover maceralarına denk gelir. Diğer yarısı da 1998 yılında yayınlanan The Hunt for Xavier hikayesini kapsar.

Teşekkürler. Çizimler falan bayağı hoş. 190 TL fiyat çekmiş hepsine. Uygun fiyattan bulsam alacaktım.

Eğer Arkabahçe'nin bastığı bu seriyi alacaksanız cilt olarak değil fasikül olarak almanızı öneririm.İlk birkaç ciltten sonra sayfalar sırt kısmına öyle bir yapıştırılmış ki araları okuyamıyorsunuz.190 tl'ye kesinlikle değmez.

Eğer bulabilirsen o fiyat civarında orijinal cilt olarak Dark Phoenix Saga, Inferno gibi klasik çrlerden 2-3 tane alabilirsin. Ne yazik ki Türkçe çrler bir yere kadar değerleniyor, orijinal olmaları çok daha iyi. Ayrıca kondisyon olarak garantiye alırsın ;)

 Marvel Inferno'yu bu sefer iki cilt halinde tekrar basıyor.  Birinci cilt Büyülü dükkanda vardı.

X-Men 92', All New, Uncanny, Extraordinary X-Men serileri güzel gidiyor da bir söylentiye göre Marvel artık X-Men'i pek önemsemeyecekmiş. Şu an Fantastic Four ne hale geldiyse, aynı sonu paylaşabilirmiş. Main Eventlerden çekilirse Marvel'ın tadı çıkmaz ki ya, sürekli Avengers görmek ve okumak beklentilerimin altında sonla biten bir olay.

Alıntı yapılan: Silver Arrow - 15 Nisan, 2016, 06:55:53
X-Men 92', All New, Uncanny, Extraordinary X-Men serileri güzel gidiyor da bir söylentiye göre Marvel artık X-Men'i pek önemsemeyecekmiş. Şu an Fantastic Four ne hale geldiyse, aynı sonu paylaşabilirmiş. Main Eventlerden çekilirse Marvel'ın tadı çıkmaz ki ya, sürekli Avengers görmek ve okumak beklentilerimin altında sonla biten bir olay.

  Son yıllarda bu muhabbet hep dolaştı. Ama bu kadar geniş bir evreni ve içindeki zengin karakterleri bir çırpıda silmek bence o kadar kolay değil. Marvel Fantastic Four'u sildi gibi gözükse de Thing Guardians of The Galaxy'de, Human Torch, Avengers, Inhumans ve Örümcek adamda gözükmekte. Karakterler çük değerli. O nedenle bence çok kolay olmaz.

  X-Men ve Fantastic Four çizgi romanlarının durumunun kaynağı bildiğiniz gibi filmler. Belli bir süredir Marvel ve X-Men ile Fantastic Four'un sinema haklarını elinde tutan Fox'un arasında ciddi problemler vardı. Lakin bu durum kısa bir süre önce çözüldü. Şu anda iki firma uzun zamandır olmadığı kadar iyi anlaşıyorlar. Hatta Marvel ve Fox dizi konusunda anlaştı ve Marvel, X-Men'in dizi haklarını Fox'un kullanmasına izin verdi. Araları yine kötü olsa Marvel tam X-Men: Apocalypse filminin geleceği zamana X-Men: Apocalypse Wars event'ini koymaz. Yine tam Old Man Logan filminin geleceği zamanlarda da evrenin esas Wolverine'ini Old Man Logan Wolverine yapmaz.

  Sonuç olarak X-Men'in Fantastic Four gibi iptali şu an için söz konusu değil. Bunun ile birlikte Fox tarafından Marvel'a filmler için crossover fikrine açığız gibi mesajlar gidip duruyor. Filmlerle ilgili de hiç beklenmedik bazı şeyler olabilir.

  X-Men okumalarım devam ediyor. Genel olarak büyülenmiş haldeyim. Neler olmuş neler. X-Men adına 90'lar ilginç bir dönem. Neredeyse her sene çok önemli ve devasa hikayeler yazılmış. Bu büyük hikayelerin hepsi başlı başına X-Men'i çok ciddi şekilde etkileyen olaylar. Son zamanlarda okuduğum aşağıdaki liste içerisinde özellikle X-Men: X-Cutioner's Song, X-Men: Fatal Attractions, X-Men: Legion Quest ve X-Men: Age of Apocalypse en beğendiklerim oldu. X-Men: Onslaught düşündüğüm kadar kötü çıkmadı. Yine de fazla tie-in olması ve bunların X-Men dışında farklı karakterlere dağılması biraz can sıkıcı. Age of Apocalypse için ise dönemin yıldız hikayesi diyebilirim. Bu hikayedeki Magneto beni benden aldı. Bu hafta sonu X-Men'e ara vereceğim. Bütün bu bilgiler bir otursun. Ardından hedef X-Men: Operation: Zero Tolerance.

(https://farm5.staticflickr.com/4682/25344461438_436a922ec9_z.jpg)

X-Men: X-Tinction Agenda
X-Men: X-Cutioner's Song
X-Men: Fatal Attractions
X-Men: Phalanx Covenant
X-Men: Legion Quest
X-Men: Age of Apocalypse
X-Men: Onslaught

Gözler sulandı bile, keşke biz de okuyabilseydik. Marmara klasikler adı altında belki yayınlar bu dönemi falan diyordum ama planlarında yokmuş...

Alıntı yapılan: dean - 22 Aralık, 2017, 03:20:08
  X-Men okumalarım devam ediyor. Genel olarak büyülenmiş haldeyim. Neler olmuş neler. X-Men adına 90'lar ilginç bir dönem. Neredeyse her sene çok önemli ve devasa hikayeler yazılmış. Bu büyük hikayelerin hepsi başlı başına X-Men'i çok ciddi şekilde etkileyen olaylar. Son zamanlarda okuduğum aşağıdaki liste içerisinde özellikle X-Men: X-Cutioner's Song, X-Men: Fatal Attractions, X-Men: Legion Quest ve X-Men: Age of Apocalypse en beğendiklerim oldu. X-Men: Onslaught düşündüğüm kadar kötü çıkmadı. Yine de fazla tie-in olması ve bunların X-Men dışında farklı karakterlere dağılması biraz can sıkıcı. Age of Apocalypse için ise dönemin yıldız hikayesi diyebilirim. Bu hikayedeki Magneto beni benden aldı. Bu hafta sonu X-Men'e ara vereceğim. Bütün bu bilgiler bir otursun. Ardından hedef X-Men: Operation: Zero Tolerance.

(https://farm5.staticflickr.com/4682/25344461438_436a922ec9_z.jpg)

X-Men: X-Tinction Agenda
X-Men: X-Cutioner's Song
X-Men: Fatal Attractions
X-Men: Phalanx Covenant
X-Men: Legion Quest
X-Men: Age of Apocalypse
X-Men: Onslaught

Zamanında hepsini cilt cilt toplayıp okumuş biri olarak tadından yenmez diyorum.
  Ama istersen önceki dönem maceralarına da bir göz at.  ilk event mutant massacre'dir. Angel'ın kanatlarını kaybettiği macera. Sonra fall of the mutants, inferno var.
  Jim Lee'nin ilk kez çizdiği Mandarin ile olan üç sayılık acts of vengeance macerası
  251. sayı gibi başlayıp 270'lerin başında biten Muir island saga.
  Chris Claremont harika maceralar yazmıştır. Tavsiye ederim.

Alıntı yapılan: rumar80 - 22 Aralık, 2017, 13:42:30
Zamanında hepsini cilt cilt toplayıp okumuş biri olarak tadından yenmez diyorum.
  Ama istersen önceki dönem maceralarına da bir göz at.  ilk event mutant massacre'dir. Angel'ın kanatlarını kaybettiği macera. Sonra fall of the mutants, inferno var.
  Jim Lee'nin ilk kez çizdiği Mandarin ile olan üç sayılık acts of vengeance macerası
  251. sayı gibi başlayıp 270'lerin başında biten Muir island saga.
  Chris Claremont harika maceralar yazmıştır. Tavsiye ederim.

  Mutant Massecre'dan başlayarak hepsini okudum. Fall of mutants vb. Chris claremont dönemi gerçekten çok iyi. 80'li yılların önemli  hikayelerini okuyup geçtim 90'lara. Grant Morrison dönemini de merak ediyorum baya.

 O zaman susuyor ve keyfini çıkar diyorum.
Geçenlerde bir çılgınlık yapıp bir kısmını tekrar aldım.
  Arada açıp tekrar bakıyorum.
  Claremont benim için en iyi yazarlardan biridir. Sonradan tekrar X-men yazdığında bu başarıyı yakalayamasa da bu evreni ve karakterleri oluşturmada çok başarılı oldu. Klasik X-men serisinde bir kısmı Türk okurlarınca okunsa da bu maceralar daha naif ve basit olanlardı kanaatimce. Yıllar geçtikçe daha iyi bir noktaya taşıdı mutantları.
  Claremon'un uzun süreli yazımından bahsedince birden aklıma Mark Gruenwald geldi. Onun yazdığı Captain America dönemi de inanılmaz iyidir. Bence hem senin hem de comics okuyucularının ilgisini çekebilir.

Alıntı yapılan: rumar80 - 22 Aralık, 2017, 14:16:09
  Claremon'un uzun süreli yazımından bahsedince birden aklıma Mark Gruenwald geldi. Onun yazdığı Captain America dönemi de inanılmaz iyidir. Bence hem senin hem de comics okuyucularının ilgisini çekebilir.

  Mark Gruenwald'u not aldım. X-Men çılgınlığım geçince bakacağım. Teşekkürler tavsiye için.

 Steve Rogers'ın Captain America olmaktan istifa etmesi, John Walker'ın yeni Captain America olması, Diamondback, crossbones, Red skull'ın ölümden dönüşü vs. Güzel maceralardır.

 Ancak.
X-men çılgınlığı geçmez. Durmadan seni bulur. Şimdilerde yeni serileri fasikül faikül alıp okuyorum. Eski güzelliğine biraz yaklaştı. Bir ara sanki bir boşvermişlik havası vardı yazarlarda ama sonra toparladılar.

Alıntı yapılan: rumar80 - 22 Aralık, 2017, 14:30:28
Ancak.
X-men çılgınlığı geçmez. Durmadan seni bulur. Şimdilerde yeni serileri fasikül faikül alıp okuyorum. Eski güzelliğine biraz yaklaştı. Bir ara sanki bir boşvermişlik havası vardı yazarlarda ama sonra toparladılar.

   :D geçmesin daha iyi. Şu ana kadar Marvel'da en boşladığım title x-men olmuştu. Şimdi acısını çıkarma zamanı.

  Dergiler daha da toparlayacak. Jonathan hickman bu disney-fox anlaşması çizgi romanları ne derece etkileyecek diye Marvel'a sormuş. Marvel'da fantastic four ve x-men'in güzel günlerine geri döneceğini söylemiş.

Alıntı YapClaremon'un uzun süreli yazımından bahsedince birden aklıma Mark Gruenwald geldi. Onun yazdığı Captain America dönemi de inanılmaz iyidir. Bence hem senin hem de comics okuyucularının ilgisini çekebilir.

Bendeki Epic Collection Streets of Poison cildindeki sayılar bu yazara aitmiş. Ne okusam diye düşünüyordum, güzel oldu.

 Streets of poison öncesi epic serisi de Gruenwald tarafından yazıldı ama adını şimdi hatırlayamadım

Alıntı yapılan: rumar80 - 23 Aralık, 2017, 13:34:42
Streets of poison öncesi epic serisi de Gruenwald tarafından yazıldı ama adını şimdi hatırlayamadım

  Justice is Served galiba.

 Evet o.
Bir de society of serpents.  Bu cilt te Mark Gruenwald imzalı.

  X-Men okumalarında ikinci haftaya bakalım. X-Men: Operation Zero Tolerance, X-Men: The Trial of Gambit ve X-Men: The Hunt for Professor X zamanında Arkabahçenin de bastığı bir serilerdi. Ama bazı tie-in'ler atlanmıştı. Onlarda bir birlikte sıralı şekilde okudum. Ardından The Twelve hikayesi benim baya merak ettiğim bir hikayeydi. Fikir iyi. İşleniş orta halli. En azından merakım dinmiş oldu. Maximum Security'nin de fazla tie-in'lerine fazla girmeden ana hikayeyi okudum. Şimdi sırada okumayı dört gözle beklediğim Grant Morrison dönemi var. İlk cildini yine Arkabahçeden okumuştum ama pek fazla bi'şey aklımda kalmadı. Baya tartışmalı bir dönem. Bakalım nasıl. Tabi paralelinde Uncanny X-Men'i okumaya da devam edeceğim.

(https://farm5.staticflickr.com/4598/25486900568_56c7470079.jpg)

- X-Men: Operation Zero Tolerance
- X-Men: The Trial of Gambit
- X-Men: The Hunt for Professor X
- X-Men vs. Apocalypse, Vol. 1: The Twelve
- X-Men vs. Apocalypse, Vol. 2: The Ages of Apocalypse
- X-Men: Powerless
- Avengers/X-Men: Maximum Security
- X-Men: Dream's End
- X-Men: Eve of Destruction
- X-Men: X-Corps

 Twelve hazırlanış ve gelişme açısından oldukça iyi olan, Destiny'nin defterlerinin araştırılması vs, ancak sonunun bir türlü doğru düzgün toparlanamadığı bir macera olarak kalacak aklımda. Death kills who is death cümlesi gibi ilginç metaforlar vardı.
  Maximum security ise X-men'den çok Avengers bazlı bir macera. Burada X-men'i asıl ilgilendiren Xavier'in mutant Skrull öğrencileri.
  Grant Morrison dönemi ile ilgili ise sen oku da yorumumu yapayım.

  Grant Morrison dönemini tamamladım. Geneli itibariyle oldukça beğendim. Yine de bazı şeyler elbette kafama takıldı. Öncelikle beğendiğim şeylerden bahsedeyim. Temel bir X-Men ekibi oluşturup run boyunca onlarla hareket etmek güzel bir bir fikir. Cyclops, Jean Grey, Wolverine, Beast ve Emma Frost bu ekibi oluşturuyor ve ana ekip dışındaki X-Men ya hiç gözükmüyor gözükende çok az süre alıyor. Bu karar run boyunca karakterlerin gelişmesine imkan vermiş. Onlarda çok daha fazla zaman geçirebiliyoruz. Bunun yanında okuldaki öğrencilere de baya zaman kalmış.

(https://farm5.staticflickr.com/4597/38526057805_9aef988182_o.jpg)

  Dönemin en büyük güzelliklerinden biri de bu öğrenciler zaten. Başta Quentin Quire ve Stepford Cuckoos olmak üzere tüm yeni karakterlere bayıldım. Bunların dışında Cassandra Nova ve Fantomex karakterleri de dikkat çekici. Nova bence Xavier için çok başarılı bir kötü karakter olmuş. Yaptığı Genosha saldırısı zaten komple run'ı oluşturan bir eylem.

(https://farm5.staticflickr.com/4601/38526057485_d5dc4a6115_o.jpg)

  En fazla keyfimi kaçıran unsur ise en sevdiğim X-Adam olan Scott Summers oldu. Scott ile Emma arasındaki ilişki en az Jean kadar benimde kalbimi kırdı. Twelve hikayesinden bu yana Scott'ın psikolojisinin çok değiştiğini biliyoruz ama onu bu şekilde görmek pek alışık olduğumuz bir şey değil. Lakin Jean'in geldiğini görünce Madelyne'i de bırakmıştı. Bu konularda Scott'a fazla güvenmemek akıllıca olacaktır.

  Xorn karakterini sevdim. Yapılan Twist'i de sevdim. Ama hikayeyi on beş yıl sonra okuduğum için muhtemelen sevdim. Zira o noktadan sonra bütün karakterler için geleceğin nasıl şekilleneceğini biliyorum. Bazı yaralarında nasıl kapanacağını biliyorum. Bu sebeple aşırı rahatsız etmedi. Yine de döneminde okusaydım rahatsız olabilirdim.

  X-Men okumalarının üçüncü haftası finallerimininde bitmesi sayesinde son derece yoğun geçti. Morrison döneminden zaten ayrı bir ileti ile bahsetmiştim. Ona paralel diyebileceğimiz Uncanny X-Men'lerin aşırı güzel maceralar barındırmadığını düşünüyorum. Benim açımdan Holy War ve özellikle The Draco ön plana çıktı. Nightcrawler sevdiğim bir karakter olduğu için bu maceraları daha bi' önemsedim. Özellikle The Draco, Nightcrawler'ın kökenine indiği ve  ailesini gösterdiği için keyifli bir okuma oldu.

  Morrison dönemi sonrası New ön adını atan X-Men dergisinin çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Uncanny X-Men: The New Age dönemi ise Chris Claremont'un dönüşü ile öne çıkıyor. Claremont'un eski havasında olmadığı açık ama diğerlerine göre daha iyi olduğunu olduğunu düşünüyorum. Özellikle End of Greys hikayesi son derece önemli.

(https://farm5.staticflickr.com/4680/27739910239_42e673f95f.jpg)

  Bu dönem House of M yaşanıyor ve X-Men çizgi romanlarını bütün gidişatı değişiyor. House of M'i de böylece tekrar okudum. Harika bir hikaye. Bundan hemen sonra X-Men: Deadly Genesis geliyor. Vulcan'ın hikayesini anlatan cilt Ed Brubaker dönemininde başlangıcı. Bu macera ile birlikte Scott Summers ve Charles Xavier arası gerginlikte başlıyor. Bir adım sonrası ise Uncanny X-Men: Rise and Fall of the Shi'ar Empire. Burada ise Vulcan'ın Shi'ar İmparatorluğuna saldırısını ve onu durdurmaya çalışan X-Men'i okuyoruz. İki macerada çok iyi ve Türkçe olarakta okumayı çok istediğim maceralar.

  X-Factor'e çok bayılmadım ama kendisini okutan eli yüzü düzgün maceralar. New X-Men için aynısını söyleyemem. Ta ki Craig Kyle dönemine kadar. 5 ciltlik o dönem gerekten çok iyi. Dört koldan X-Men: Messiah Complex'e geldim. Şimdi yeni bir dönem başlayacak.

(https://farm5.staticflickr.com/4590/38620200175_b6370c35a3.jpg)

- Uncanny X-Men, Vol. 1: Hope
- Uncanny X-Men, Vol. 2: Dominant Species
- Uncanny X-Men, Vol. 3: Holy War
- Uncanny X-Men, Vol. 4: The Draco
- Uncanny X-Men, Vol. 5: She Lies With Angels
- Uncanny X-Men, Vol. 6: Bright New Mourning
- X-Men: Day of the Atom
- X-Men: Golgotha
- X-Men: Bizarre Love Triangle
- Decimation: X-Men - The Day After
- X-Men: Blood of Apocalypse
- Uncanny X-Men: The New Age, Volume 1: The End of History
- Uncanny X-Men: The New Age, Volume 2: The Cruelest Cut
- Uncanny X-Men: The New Age, Volume 3: On Ice
- Uncanny X-Men: The New Age, Volume 4: End of Greys
- Uncanny X-Men: The New Age, Volume 5: First Foursaken
- House of M
- House of M: Uncanny X-Men
- X-Men: Deadly Genesis
- Uncanny X-Men: Rise and Fall of the Shi'ar Empire
- Uncanny X-Men: The Extremists
- X-Men: Supernovas
- X-Men: Blinded By the Light
- X-Men: Endangered Species
- X-Factor, Vol. 1: The Longest Night
- X-Factor, Vol. 2: Life and Death Matters
- X-Factor, Vol. 3: Many Lives of Madrox
- X-Factor, Vol. 4: Heart Of Ice
- New X-Men: Academy X: Choosing Sides
- New X-Men: Academy X: Haunted
- New X-Men: Academy X: X-Posed
- New X-Men: Academy X: House of M: New X-Men
- New X-Men: Childhood's End, Volume 1
- New X-Men: Childhood's End, Volume 2: Crusade
- New X-Men: Childhood's End, Volume 3: Nimrod
- New X-Men: Childhood's End, Volume 4: Mercury Falling
- New X-Men: Childhood's End, Volume 5: Quest for Magik

  X-Men'de dördüncü haftayı bitirdim. X-Men adına muhteşem bir hafta oldu. Messhiah CompleX ile başladım. House of M sonrası yok olmaya yüz tutan mutantlar için en önemli hadise tabi ki yeni bir mutant bebeğin dünyaya gelişi. Bebek dünyaya geldiği zaman bir çok kişinin dikkatini çekiyor ve müthiş bir ölüm kalım mücadelesi başlıyor. Bu macera aynı zamanda X-Force'un kuruluşu anlamına geliyor. X-Force serisi de son derece güzel bir seri. Haddinden fazla şiddet ile birlikte son derece farklı bir X-Men macerası olmuş. Yer yer karakterlerin fazla badass takılma çabaları bana biraz fazla geldi. Ama onu saymazsak çok güzel bir run olduğunu düşünüyorum. Necrosha macerasını da ayrı beğendim.

(https://farm5.staticflickr.com/4757/39637818012_f50a3a1af9_z.jpg)

  Ed Brubaker döneminin ön plana çıkan hikaye tercihi X-Man'i San Francisco'ya taşımak olmuş. İlk etapta alışmaya zorlansam da değişik olmuş. Farklı bir soluk getirmiş. Daha sonra Dark Avengers ile olan ortak macera Utopia beklediğim kadar kendisine hayran bıraktırmasa da yine okunmaya değer güzel ve önemli bir macera. X-Men Nation X'i de beğendim. Özellikle Magneto'nun olduğu kısımlar çok önemli.

  Cable solo serisi Cable ile sonradan Hope ismini alacak mutant bebeğin gelecekteki maceralarını anlatmakta. Zaman makinelerinin bozulmasından kaynaklı hep ileri gitmek zorunda kalan ikili peşlerinden Bishop ile okumaktan baya keyif aldığım maceralar yaşadılar. Özellikle gelecek eventleri düşününce bu maceraların ne derece kıymetli olduğunu okurken görüyorsunuz.

(https://farm5.staticflickr.com/4667/38771133735_9bc47d1413_z.jpg)

  Messiah War, X-Force ile Cable'nın crossover macerası. Onu da çok beğendim. Stryfe ve Apocalypse'in varlıkları bu dönemi iyice değerli kılmış. Necrosha'da ise Selene isimli bir villain ile karşılaşıyoruz. Genosha'da ölen milyonları ruhları ile beslenip muhteşem bir güce ulaşmaya çalışıyor. Üç title'da devam eden crossover hikayenin en önemli ayağı X-Force, New Mutants ve X-Men Legacy kendi içerisinde önemli maceralar yaşasa da büyük resmi X-Force şekillendiriyor.

  Haftanın yolculuğunu Second Coming ile tamamladım. Second Coming bence muhteşemdi. Olması gereken final işte buydu. Hikayenin büyük villain'ı Bastion'ı küçüklükten beri çok severim. (Tabi bunda Türkçe olarak basılan Operation: Zero Tolerance'ı başka Türkçe X-Men olmamasından dolayı bir milyon kere okumanın etkisi de var.) Bu macera uzun zamandır resmen sürünen mutantların ayağa muhteşem bir şekilde kalkması olmuş bayıldım.

(https://farm5.staticflickr.com/4671/27889822719_db09fbf731_z.jpg)

  Şimdi Heroic Age dönemine geçiyorum. Mutantlar artık "Umut" dolu. Schism'de görüşmek üzere.

- X-Men: Messiah CompleX
- Uncanny X-Men: Divided We Stand
- Uncanny X-Men: Manifest Destiny
- Uncanny X-Men: Lovelorn
- Uncanny X-Men: Sisterhood
- X-Men Legacy: Divided He Stands
- X-Men Legacy: Sins of the Father
- X-Men: Original Sin
- X-Men Legacy: Salvage
- Cable, Volume 1: Messiah War
- Cable, Volume 2: Waiting for the End of the World
- X-Force, Volume 1: Angels And Demons
- X-Force, Volume 2: Old Ghosts
- Avengers/Uncanny X-Men: Utopia
- X-Men: Nation X
- X-Force, Volume 3: Not Forgotten
- X-Force/Cable: Messiah War
- New Mutants, Volume 1: Return of Legion
- X-Men Legacy: Emplate
- Cable, Volume 3: Stranded
- Cable, Volume 4: Homecoming
- X-Force, Vol. 4: Necrosha
- X-Men Legacy: Necrosha
- New Mutants, Volume 2: Necrosha
- X-Men: Second Coming

  Second Coming'in ardından X-Men biraz daha Utopia'ya yerleşiyor. Hope ile birlikte yeni mutantlar ortaya çıkıyor. Bu da bizi Generation Hope'a götürüyor. Bu seri çok süper bir seri değil. Ortalama buldum. Ana seri ise hızla Fear Itself'e yaklaşıyor. O cilt de öyle çok iyi bir macera değil ama bazı karakterlerin gelişimi açısından önemli.

  X-Men: Legacy ise Mike Carey döneminde belli bir sistem oturmuş halde. Fena olmayan bir takım var. Magneto ve Rogue arasındaki ilişkiyi takip etmek ilginç. Bu dönemde X-Men: Age of X önemli crossoverlarda yaşanıyor.

(https://farm5.staticflickr.com/4746/28143159569_fd40579f6a_z.jpg)

  X-Men: Schism bence güzel bir öykü. Güzel olmasının yanında son derece önemli bir öykü. Günümüz X-Men çizgi romanlarına kadar X-Men'in kaderini değiştiren bir macera. Aynı zamanda Cyclops ve Wolverine adına karakter gelişimlerinin çok önemli anlarını temsil ediyor. Karakterlerin şu noktaya kadar biriktirdiklerinin zirvesi Schism. Aslında X-Men tarihinde Cyclops adına bu zirvelerden çok var. Ama özellikle Wolverine'in karakter gelişimi ayrı bir hayranlıkla takip ediyorum.

  Ayrılıktan sonra Cyclops'un ana takımı yoluna Uncanny X-Men adıyla devam ediyor. Bu seri dört cilt olarak Kieron Gillen tarafından yazılıyor. Kötü olmasada beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Biraz daha güçlü maceralar bekliyordum açıkçası.

(https://farm5.staticflickr.com/4662/39212717564_cb85ece15e_z.jpg)

  Öte yandan Schism'in yazarı Jason Aaron'ın yazdığı Wolverine and the X-Men ise gerçekten çok başarılı. Ondan iki cilt okudum. Tamamlayınca ayrı olarak bahsetmek istiyorum. Ama çok beğendim.

  Son olarak Avengers vs. X-Men cildini bir kez daha okudum. Benim sevdiğim bir hikaye. Özellikle bütün öncülü okuduktan sonra daha da güzelleşiyor. Yukarıda dediğim Cyclops'un karakterinin zirve anlarından bir tanesi daha yaşanıyor. Cyclops, X-Men ve mutantlar bir kez daha çok büyük bir değişime uğruyor.

(https://farm5.staticflickr.com/4722/39024811375_ee0055ed98_z.jpg)

- Uncanny X-Men: The Birth of Generation Hope
- Uncanny X-Men: Quarantine
- Uncanny X-Men: Breaking Point
- Fear Itself: Uncanny X-Men
- X-Men Legacy: Collision
- X-Men Legacy: Aftermath
- X-Men: Age of X
- X-Men Legacy: Lost Legions
- X-Men Legacy: Five Miles South of the Universe
- X-Men Legacy: Back to School
- Avengers vs. X-Men: X-Men Legacy
- Generation Hope: The Future's a Four-Lettered Word
- Generation Hope: Schism
- Generation Hope: The End of a Generation
- X-Men: Prelude to Schism
- X-Men: Schism
- Uncanny X-Men By Kieron Gillen, Volume 1
- Uncanny X-Men By Kieron Gillen, Volume 2
- Uncanny X-Men by Kieron Gillen, Volume 3
- Uncanny X-Men by Kieron Gillen, Volume 4
- Avengers vs. X-Men

  Artık ağır ağır X-Men okumalarımın sonuna yaklaşıyorum. All-New, All-Different dönemine geçtim. Güncel döneme geçtiğim için biraz yavaşlayacağım ama. Hızlı giderken arada atladığım Vampirli X-Men'e bir ara uğrayacağım. Tabi ki Wolverine var. X-Men okurken ona fırsat kalmadı.

  Astonishing X-Men'i Türkiye'de yayınlandığı kadar okudum. Fena değildi. Ama Joss Whedon kısmi tam olarak X-Men hissiyatını vermedi bana. Okurken sıkılmadım. Merakla okudum hep. Yine de X-Men havasını çok alamadım. Serinin kalan ciltlerini de okuyacağım. Yarım şekilde bırakmak istemem.

(https://farm5.staticflickr.com/4658/25051797417_9c26654d6b_z.jpg)

  Uncanny X-Force söylendiği kadar varmış. Bütün run çok başarılı. Bir önceki X-Force için dediğim fazla badass olma çabası bu X-Force'da yok. Karakterler ve hikaye kendiliğinden badass zaten. Bu benim için olumlu bir gelişme oldu. Özellikle Apocalypse ve Arcangel odaklı hikayelere bayıldım.

  Bendis dönemi X-Men hikayelerine bakarsak All-New X-Men bence bir adım öne çıkmış. X-Men'in genel karmaşası düşünülürse orijinal beşliyi getirmek hem evreni rahatlatmış hem de okuyucuyu. Karakterlerin günümüz Marvel evreninde yorumlanmasını çok başarılı buldum. Uncanny X-Men'de iyi bir seri kesinlikle kötü değil. Fazla yükselememe sebebim muhtemelen Chris Bachalo. Ben Bachalo'nun çizimlerini beğenmiyorum. Hatta ne zaman onun ismini bir çizgi romanda görsem üzülüyorum. Yalnız bu onu kötü bulduğumdan değil. Aksine iyi bir çizer. Kendi tarzı var. Bunu da en iyi şekilde yaptığına inanıyorum. Ama çizimleri bana geçmiyor. Keyif vermiyor.

  Guardians of the Galaxy ve Legendary Star-Lord çizgi romanların da bu dönemde paralel olarak okudum. Guardians'ı zaten Bendis yazdığı için sürü crossover var. Legendary Star-Lord'da bizi Black Vortex'e götürdüğü için önemli. Black Vortex'i öyle aman aman beğenmedim. Ama yine de eli yüzü düzgün bir hikaye.

(https://farm5.staticflickr.com/4747/39923207421_e4d8f1e75b_z.jpg)

- Astonishing X-Men, Volume 1: Gifted
- Astonishing X-Men, Volume 2: Dangerous
- Astonishing X-Men, Volume 3: Torn
- Astonishing X-Men, Volume 4: Unstoppable
- Astonishing X-Men, Volume 5: Ghost Box
- Astonishing X-Men, Volume 6: Exogenetic
- Uncanny X-Force, Volume 1: The Apocalypse Solution
- Uncanny X-Force, Volume 2: Deathlok Nation
- Uncanny X-Force, Volume 3: The Dark Angel Saga, Book 1
- Uncanny X-Force, Volume 4: The Dark Angel Saga, Book 2
- Uncanny X-Force, Volume 5: Otherworld
- Uncanny X-Force, Volume 6: Final Execution, Book 1
- Uncanny X-Force, Volume 7: Final Execution, Book 2
- All-New X-Men, Volume 1: Yesterday's X-Men
- All-New X-Men, Volume 2: Here to Stay
- All-New X-Men, Volume 3: Out of Their Depth
- X-Men: Battle of the Atom
- All-New X-Men, Volume 4: All-Different
- Guardians of the Galaxy/All-New X-Men: The Trial of Jean Grey
- All-New X-Men, Volume 5: One Down
- All-New X-Men, Volume 6: The Ultimate Adventure
- All-New X-Men, Volume 7: The Utopians
- Guardians of the Galaxy & X-Men: The Black Vortex
- Uncanny X-Men, Volume 1: Revolution
- Uncanny X-Men, Volume 2: Broken
- Uncanny X-Men, Volume 3: The Good, The Bad, The Inhuman
- Uncanny X-Men, Volume 4: Vs. S.H.I.E.L.D.
- Uncanny X-Men, Volume 5: The Omega Mutant
- Uncanny X-Men, Volume 6: Storyville

Dean, yazılarını zevkle okuyorum. Eski sayıları toplamaya çabalıyorum. Bitirince oturup okuyacagım. Senin de bu yazıların bana hem bilgi veriyor hem heves. Teşekürler :)

Alıntı yapılan: Nemo - 27 Ocak, 2018, 13:05:35
Dean, yazılarını zevkle okuyorum. Eski sayıları toplamaya çabalıyorum. Bitirince oturup okuyacagım. Senin de bu yazıların bana hem bilgi veriyor hem heves. Teşekürler :)

  Ne demek. Asıl ben teşekkür ederim güzel sözlerin için. Okudukça paylaşmaya çalışıyorum. X-Men çok keyifli.

 Asıl sihirli cümle son söylenen :
X-men arada sallansa da okuması çok keyifli bir seridir.

  Güncele yetiştiğim için artık daha yavaş okuyorum X-Men çizgi romanlarını. All-New, All-Different dönemi X-Men çizgi romanlarını okudum. Gold ve Blue başlayana kadar geldim. Zaten serilerin son ciltleri Inhumans vs. X-Men tie-in sayıları.

  Bu dönemki maceralar X-Men'in en zayıf maceraları olabilir. Üç title'dan da keyif almadım. İçlerinden belki Extraordinary X-Men zorla okunacak seviyede. O da dönemi atlamamak adına okunursa okunur. Bendis'ten sonra All-New X-Men acınacak hale düşmüş. Dennis Hopeless saç baş yoldurttu heyecansız anlatımıyla. Spesifik olarak Apocalypse Wars hikayelerini merak ediyordum. Onlarda müthiş bir hayal kırıklığı yarattı. Bundan sonra Gold ve Blue'ya geçeceğim. Onlar hakkında biraz daha olumlu şeyler duyuyorum. Bakalım.

(https://farm5.staticflickr.com/4770/39823360884_6292c448ce_z.jpg)

- Uncanny X-Men: Superior, Volume 1: Survival of the Fittest
- Uncanny X-Men: Superior, Volume 2: Apocalypse Wars
- Uncanny X-Men: Superior, Volume 3: Waking From the Dream
- Uncanny X-Men: Superior, Volume 4: IvX
- All-New X-Men: Inevitable, Volume 1: Ghosts Of Cyclops
- All-New X-Men: Inevitable, Volume 2: Apocalypse Wars
- All-New X-Men: Inevitable, Volume 3: Hell Hath So Much Fury
- All-New X-Men: Inevitable, Volume 4: IvX
- Extraordinary X-Men, Volume 1: X-Haven
- Extraordinary X-Men, Volume 2: Apocalypse Wars
- Extraordinary X-Men, Volume 3: Kingdoms Fall
- Extraordinary X-Men, Volume 4: IvX

 Gold ve Blue bence iyi, ayrıca astonishing de iyi sayılır. Ben düzenli fasikül olarak okuyorum. Yeni fasiküller bugün geldi. Ayrıca resurrection of Jean Grey de başladı ki bu bizi X-men red serisine götürecek.

Yine eline saglik Dean.

benim bir sorum olacak: internetten mi okuyorsun yoksa albumlerimi aldin?
Ben albumleri biriktirmeye cabaliyorum. Olmeden once biriktirebilirsem senin gibi oturup sirali okumak istiyorum.

Alıntı yapılan: Nemo - 28 Şubat, 2018, 13:52:49
Yine eline saglik Dean.

benim bir sorum olacak: internetten mi okuyorsun yoksa albumlerimi aldin?
Ben albumleri biriktirmeye cabaliyorum. Olmeden once biriktirebilirsem senin gibi oturup sirali okumak istiyorum.

  Duruma göre değişiyor. Bazları Türkçe var. Bazıları İngilizce var. Bazılarını internetten okuyorum. Bazı hikayeleri arkadaşlar aldım okudum.

 Yeni dönemi fasikül olarak takip ediyorum

Ultimate okumaları yapıyorum. (Breh breh)
Arkabahçe nin bastığı ulti x-men ve ulti spider man i dönüşümlü okuyorum.
Serileri çok beğendim.
Ulti spider Bendis in yazarlığı (ki çok sevmem), Mark Bagley in efsane çizimleri ile beni benden aldı.
Keza ulti x-men de Mark Millar yazar ve Kubert çizer olarak yine muhteşem başladı.
Ha niye buraya yazıyorum.
Konularını bulamadım.
Bulabilsem konu altlarına birşeyler karalayacaktım. Uzun uzun övecektim.
Spider 4 cilt, x-men 3 cilt olarak basıldı sanırım Arkabahçe tarafından.
Devamı gelmedi.
Geldi de ben mi bilmiyorum?
Ecnebi diyarlarda kaç fasikül çıktı bu seriler. Nasıl edinirim.
Olmadı ingilizce omnibus ları falan var mı, uyguna bulunur mu?
Yine olmadı hiçbir yayınevi niçin bu serilerin devamını, hatta tamamını basmayı düşünmez.
Seri iyi başladı, sonra gazı kaçtı gibi yorumlar okumuştum bir zamanlar.
Aslı astarı var mı?
Kafamda deli sorular...

Ultimate serileri çok iyi başlıyor ama korkunç derecede kötü bitiyor. Ama öyle böyle kötü değil. Okuduğuna lanet ederek felan bitiriyorsun o derece kötü. Hele bi'de Ultimatum diye bi'şey var evlerden ırak.

Serilere şu linklerden bakabilirsin.

Spider-Man;

https://www.goodreads.com/series/50084-ultimate-spider-man

X-Men;

https://www.goodreads.com/series/50158-ultimate-x-men-collected-editions

Fantastic Four;

https://www.goodreads.com/series/50259-ultimate-fantastic-four-collected-editions

Alıntı yapılan: dean - 26 Eylül, 2020, 11:50:33
Ultimate serileri çok iyi başlıyor ama korkunç derecede kötü bitiyor. Ama öyle böyle kötü değil. Okuduğuna lanet ederek felan bitiriyorsun o derece kötü. Hele bi'de Ultimatum diye bi'şey var evlerden ırak.

Serilere şu linklerden bakabilirsin.

Spider-Man;

https://www.goodreads.com/series/50084-ultimate-spider-man

X-Men;

https://www.goodreads.com/series/50158-ultimate-x-men-collected-editions

Fantastic Four;

https://www.goodreads.com/series/50259-ultimate-fantastic-four-collected-editions

Eline sağlık üstad. Teşekkür ederim.
Seri niye battı sonradan bilgin var mı? Bir de hepsi mi batırdı, sadece spider falan mı?
Yazar falan mı değişti,, yoksa Marvel yine bir şeyler mi karıştırdı.
Bu arada attığın linklerden şunu buldum
https://www.goodreads.com/book/show/13330970-ultimate-spider-man-omnibus-vol-1
Omnibus, 1000 sayfa, hardcover.
İşte budur.

Alıntı yapılan: Nomad - 26 Eylül, 2020, 11:57:27
Seri niye battı sonradan bilgin var mı? Bir de hepsi mi batırdı, sadece spider falan mı?
Yazar falan mı değişti,, yoksa Marvel yine bir şeyler mi karıştırdı.

  Hepsi batırdı. Ben kilit noktanın ilk sayılar dışında Earth-616'dan çok daha farklı bi'şey yapmaya çalışmalarına bağlıyorum. Özellikle Spider-Man, X-Men ve Fantastic Four dışındaki karakterler inanılmaz farklı yansıtıldı. Avengers ekibi bende mide bulantısına sebep oluyor düşündükçe. Bu farklar giderek büyüdü ve maalesef Spider-Man, X-Men ve Fantastic Four'da farklılaşalım derken olağandışı şekilde abartı kararlar alındı. Spoiler hattına gireceğim. Mesela Reed Richards kötü bir karaktere dönüştü. Evrenin canına okudu şimdi ana evren Earth 616'da kötülüklerini sürdürüyor. Resmen takımı hiç ettiler. Spider-Man işi sonraları çok karıştı. Peter, Gwen ve Carnage olayları çok can sıktı. Zaten öldürdüler. Miles geldi. X-Men'in origini değişti mutasyon devlet eliyle oldu. Ultimatum isimli garabet ile karakterlerin çocuğu iğrenç bir görsel şiddetle öldürdüler. Resmen şiddet pornosu o çizgi roman. Lakin benim kopma anım Scarlet Witch ile Quiksilver'ın  ilişkileri. Ben orada bıraktım artık. Evet evren güzel başlıyor. Ama sonrası dehşet derecede kötü.

Yazarlar biraz ipin ucunu kaçırmış sanki.
Böylesi radikal değişiklikleri Bendis ten beklerim ama x-men de yazar değişmediyse Millar şaşırttı beni.

Şimdi baktım,
F4 serisini  Brian Michael Bendis, Mark Millar başlatmış, Joe Pokaski finali yazmış.
Ulti spider i komple Bendis yazmış.
Ulti x-men i de  Mark Millar başlatmış, Aron Coleite final yapmış.
Neler döndü acep oralarda.
Hani bir GoT un rezil finalı tadı almadım değil durumdan. Hatırlarsınız final sezonunun yazarları seriyi mundar edip sırıta sırıta gitmişlerdi.
Böyle bir şey mi oldu acaba, yoksa ana yazarlar fena batırınca Joe Pokaski ve Aron Coleite e gelin siz toplayın mı dediler?

    Bu aralar elimdeki klasik maceraları sırayla okumaya başladım ve X-men'in orjinal 66 sayısını epic collection ciltleri olarak okudum. Üç ciltte toplanıyor seri: Children of the atom, Lonely are the hunted ve Sentinels live again. Ellerindeki potansiyeli ilk 50 sayı boyunca sokağa atan bir seri ile karşı karşıyayız. Okunması bile o kadar zor ki. Neredeyse her bölüm farklı bir kötü mutant dünyayı ele geçirmeye çalışıyor. Bizim gençler yenilir gibi olurken Profesör X şapkadan tavşan çıkarıyor ve ekip günü kurtarıyor. Olayın genel özeti bu. Düşmanlar da oldukça zayıf sunulmuş. Bir ek Magneto üzerine çok gidilmiş. Ama onda da illa kötü yapılacak diye ciddi bir zorlama var. Takımın en eski düşmanlarından biri olan Juggernaut bile o kadar kötü yazılmış ki anlayamadım.
     50. sayıdan sonra konular biraz toparlıyor. Bir yandan yazım düzelirken (öyküler eskilere göre belirgin düzeliyor) çizimler de inanılmaz değşiyor. Zamanın en iyi çizerleri Don Heck, Jim Steranko, Neal Adams seriyi çiziyor. Hele Adams'ın çizimleri çok dinamik.
      Seri boyunca Profesörün " İnsan mutant kardeştir. Karşı koyan kalleştir!" sloganı o kadar gözüne sokuluyor ki daralıyorsun.
      Bir de uzun süre önce Cyclops-Marvel girl-Angel aşk üçgeni yaratmaya çalışmaları, ardından Angel aradan çekilse bile Cyclops'un "Gücümü kontrol edemiyorum ki! Nasıl birini sevebilirim?" saçmalığı sizi yoruyor.
      Son olarak ta ekipte herkesin gücünü ve etkinliğini anlıyorum ama Angel'ı bir türlü anlayamıyorum. Uçmak dışında hiçbir özelliği yok. Düşmanların en kolay harcadıkları karakter hep o. Yıllarca nasıl böyle idare edilmiş tüm serilerde anlamak mümkün değil. Bence Archangel olması ile daha aktif ve düzgün bir rol alabiliyor.
      Sonuç olarak Marvel'ın neden 66. sayı sonrası tekrar basımlara geçtiğini çok iyi anladığım bir dönem oldu bu. Zamanla Marvel'ın lokomotifi olacak bir serinin başlangıçta bu kadar kötü olması da ilginç bir kontrast. Klasik macera okumak, ya da bu takım başlarda nasıldı öğrenmek istemiyorsanız uzak durun.

Iceman'in grafik tasarımı da acınasıdır o ilk sayılarda. O Iceman'in bugün omega seviye bir mutant olması şaşırtıcıdır  :)

   Yıllar sonra Marvel efsane yazar/çizerlerinden John Byrne, ekibin kaldığı yerden başlayan bir yazıp çizmeye başlar. The hidden years adıyla yayınlanan bu seri 24 sayı sürer. Genel olarak olumlu eleştiriler alsa da Byrne ve Marvel yönetimi arasındaki anlaşmazlık serinin bitmesine neden olur.
   Bu serinin ilk 12 sayısını oluşturan birinci cildini bitirmek üzereyim. Klasik bir Byrne kitabı karşımızda. Orjinal yıllardan daha iyi maceralar, boşlukların Byrne tarafından doldurulması, daha sonra karşımıza çıkacak bazı karakterlere önceden merhaba demek. Hepsi güzel toparlanmış. Orjinal ekibi ve Byrne'ü sevenlerin kaçırmaması gereken bir seri.

Alıntı yapılan: rumar80 - 30 Aralık, 2021, 09:54:07
   Yıllar sonra Marvel efsane yazar/çizerlerinden John Byrne, ekibin kaldığı yerden başlayan bir yazıp çizmeye başlar. The hidden years adıyla yayınlanan bu seri 24 sayı sürer.

(https://live.staticflickr.com/65535/51787609375_72b9f898fd_b.jpg)

Alıntı yapılan: dean - 27 Ocak, 2018, 12:26:38
  Artık ağır ağır X-Men okumalarımın sonuna yaklaşıyorum. All-New, All-Different dönemine geçtim. Güncel döneme geçtiğim için biraz yavaşlayacağım ama. Hızlı giderken arada atladığım Vampirli X-Men'e bir ara uğrayacağım. Tabi ki Wolverine var. X-Men okurken ona fırsat kalmadı.

  Astonishing X-Men'i Türkiye'de yayınlandığı kadar okudum. Fena değildi. Ama Joss Whedon kısmi tam olarak X-Men hissiyatını vermedi bana. Okurken sıkılmadım. Merakla okudum hep. Yine de X-Men havasını çok alamadım. Serinin kalan ciltlerini de okuyacağım. Yarım şekilde bırakmak istemem.

(https://farm5.staticflickr.com/4658/25051797417_9c26654d6b_z.jpg)

  Uncanny X-Force söylendiği kadar varmış. Bütün run çok başarılı. Bir önceki X-Force için dediğim fazla badass olma çabası bu X-Force'da yok. Karakterler ve hikaye kendiliğinden badass zaten. Bu benim için olumlu bir gelişme oldu. Özellikle Apocalypse ve Arcangel odaklı hikayelere bayıldım.

  Bendis dönemi X-Men hikayelerine bakarsak All-New X-Men bence bir adım öne çıkmış. X-Men'in genel karmaşası düşünülürse orijinal beşliyi getirmek hem evreni rahatlatmış hem de okuyucuyu. Karakterlerin günümüz Marvel evreninde yorumlanmasını çok başarılı buldum. Uncanny X-Men'de iyi bir seri kesinlikle kötü değil. Fazla yükselememe sebebim muhtemelen Chris Bachalo. Ben Bachalo'nun çizimlerini beğenmiyorum. Hatta ne zaman onun ismini bir çizgi romanda görsem üzülüyorum. Yalnız bu onu kötü bulduğumdan değil. Aksine iyi bir çizer. Kendi tarzı var. Bunu da en iyi şekilde yaptığına inanıyorum. Ama çizimleri bana geçmiyor. Keyif vermiyor.

  Guardians of the Galaxy ve Legendary Star-Lord çizgi romanların da bu dönemde paralel olarak okudum. Guardians'ı zaten Bendis yazdığı için sürü crossover var. Legendary Star-Lord'da bizi Black Vortex'e götürdüğü için önemli. Black Vortex'i öyle aman aman beğenmedim. Ama yine de eli yüzü düzgün bir hikaye.

(https://farm5.staticflickr.com/4747/39923207421_e4d8f1e75b_z.jpg)

- Astonishing X-Men, Volume 1: Gifted
- Astonishing X-Men, Volume 2: Dangerous
- Astonishing X-Men, Volume 3: Torn
- Astonishing X-Men, Volume 4: Unstoppable
- Astonishing X-Men, Volume 5: Ghost Box
- Astonishing X-Men, Volume 6: Exogenetic
- Uncanny X-Force, Volume 1: The Apocalypse Solution
- Uncanny X-Force, Volume 2: Deathlok Nation
- Uncanny X-Force, Volume 3: The Dark Angel Saga, Book 1
- Uncanny X-Force, Volume 4: The Dark Angel Saga, Book 2
- Uncanny X-Force, Volume 5: Otherworld
- Uncanny X-Force, Volume 6: Final Execution, Book 1
- Uncanny X-Force, Volume 7: Final Execution, Book 2
- All-New X-Men, Volume 1: Yesterday's X-Men
- All-New X-Men, Volume 2: Here to Stay
- All-New X-Men, Volume 3: Out of Their Depth
- X-Men: Battle of the Atom
- All-New X-Men, Volume 4: All-Different
- Guardians of the Galaxy/All-New X-Men: The Trial of Jean Grey
- All-New X-Men, Volume 5: One Down
- All-New X-Men, Volume 6: The Ultimate Adventure
- All-New X-Men, Volume 7: The Utopians
- Guardians of the Galaxy & X-Men: The Black Vortex
- Uncanny X-Men, Volume 1: Revolution
- Uncanny X-Men, Volume 2: Broken
- Uncanny X-Men, Volume 3: The Good, The Bad, The Inhuman
- Uncanny X-Men, Volume 4: Vs. S.H.I.E.L.D.
- Uncanny X-Men, Volume 5: The Omega Mutant
- Uncanny X-Men, Volume 6: Storyville

Dean konu hortlamış gibi olacam ama Astonishing X-Men serisi  Avengers Dağıldı ile başlayan seri değil miydi? Genelde okuma sıralarında Mesih Komplexi öncesi ilk 4 kitabını yazarlar, sen epey geç okumuşsun, kafam karıştı bu konuda. Bu arada okumalarına baktım, Marmara yazık etmiş X-Men'e   :'(

Alıntı yapılan: dayıcomics - 31 Aralık, 2021, 13:45:04
Dean konu hortlamış gibi olacam ama Astonishing X-Men serisi  Avengers Dağıldı ile başlayan seri değil miydi? Genelde okuma sıralarında Mesih Komplexi öncesi ilk 4 kitabını yazarlar, sen epey geç okumuşsun, kafam karıştı bu konuda. Bu arada okumalarına baktım, Marmara yazık etmiş X-Men'e   :'(

  Ben okurken bazı yan serilerde kronolojik olarak gitmemiştim. Bu okuma sırası genel anlamda bir okuma sırası değil. Benim okuduğum sırasıydı.