Altın Madalyon

  Uçma Sanatı benim için yeni yılın en güzel süprizlerindendi. Ne zamandır yazacağım, üşenip boşveriyorum. Yinede hazır bahsi geçmişken tavsiye edeyim herkese.

(http://static.ideefixe.com/images/345/345122_2.jpg)

Ben yazacam abi sende yaz millet nasılsa battı batacak balık yan gider hesabı olur.Ama okuduğum en güzel GRAFİK ROMAN'lardan biriydi.Diğeri cenaze evi şenlik evi.O da mükemmel.Sırada Sisi Ve Siperlerdeydik var onlarıda okuyup yazacam.Bu arada Kızılmaske ve Mandrake'yide sıkıştırıp 1000 küsür sayfayı devirecem NASIL OLACASA?

Alıntı yapılan: alan ford - 25 Mayıs, 2011, 15:20:58
  Uçma Sanatı benim için yeni yılın en güzel süprizlerindendi. Ne zamandır yazacağım, üşenip boşveriyorum. Yinede hazır bahsi geçmişken tavsiye edeyim herkese.

mart ortasındaki istanbul yolculuğumda büyülü rüzgar ilyas'ta görüp joe sacco'nun kitaplarının yanına katıvermiştim ben de...belki ayrı bir başlıkta açılmalı ama bu ispanyol iç savaşı öyküsünü ben de tüm çizgi roman dostlarına tavsiye ediyorum...sanki kitabın içinden çıkıp yanınıza geliverecekmişcesine sahici kahramanlarla tanışacaksınız.büyük dostlukların ve büyük kaybedişlerin öyküsü...çizgi romanı okuyunca ardından ken loach'ın ''ülke ve özgürlük''filmini de izleyip bir selam sarkıtın beckett ustaya. ne demişti; '' hep denedin hep yenildin.gene dene, gene yenil.daha güzel yenil''

    Ne okursanız okuyun Sevgili kedidiro sizi buralarda tekrar görmek çok güzel. Son bir ay içinde ikinci mesajınız. Arayın soğutup özletmeyin kendinizi.  ;)
    Bol çizgi romanlı günler

Herşey bir intihar ile başlar, 90 yaşındaki adam huzurevinde intihar etmiştir.

Bıraktığı anılarından yola çıkarak hayat hikayesini okuyoruz.

Köyde başlayan bir hayat, köyden kaçış, İspanya iç savaşının başlaması, Fransa da sürgün yılları, İspanya'ya dönüş, Evlilik, İş Hayatı, Huzur evine geliş ve intiharla son.

Gerçek bir hayat hikayesi, zorluklarla ve yenilgilerle geçen bir hayat.

Çok etkileyici bir eser, özellikle huzurevi bölümü sarsıcı.

Herkese tavsiye etmiyorum, herkese göre değil.

Mükemmel bir eser, ama font seçimi iyi olmamış. Okurken zorlandım.

Versus Kitap'a böyle bir eseri yayınladığı için çok teşekkürler.

Henüz okumadım ama iyi bir kitap olduğuna eminim. Ben de teşekkür ediyorum versus kitaba

  En çok sevdiğim 5 çizgi roman listesi yapsam kafadan alacağım kitaplardan birisidir Uçma Sanatı. Oğlunun gözünden babasının hayatı , ispanya iç savaşı, Durutti'nin anaşistleri ( ve espadrileri), Franko rejimi, idealler uğruna yapılan onca mücadele, sonra. Sonrası biraz bizim on iki eylül kuşağı. Etkileyici bir hikaye, hamaset edebiyatına kaçmadan, olanca samimiyetiyle karşınızda. Çizimlerini de ben çok beğendim. ( İtiraf ediyorum fontlarına hiç dikkat etmedim.) Kaçırmayın.

Seneye yapacağımız En İyiler seçiminde;

"En İyi Tek Sayılık Macera (One-Shot)" kategorisinde şimdiden favorim.

Birçok ödül almış, etkileyici bir eser. Bir babanın anlarından yola çıkarak, tarihin bir dönemine ve o dönemde hiç nedensiz yitip giden hayatlara düşülmüş bir not. Esnek figürleri ve güçlü tarihsel anlatımıyla kendine özgü bir kurgusu var.  İç karartıcı şekilde çok bilindik bir hikaye aslında. Kendi tarihimizden sayfalarda geziniyormuş hissine kapıldım bazen... Mutlaka okunması gerekenler arasında bence.

Uzun zaman önce detaylı bir yazı yazmayı istiyordum bu grafik romanla ilgili.Hasan abi  dayanamayıp sonunda yazdı.

Kitap gerçekten çok etkileyici.Ama nasıl  etkilendiğiniz size bağlı.Kimi çizimlerden kimi konudan kimi baskıdan etkilenmiş olabilir.Bunların üçünün de çok iyi olduğunu belirteyim.

Beni etkileyen aslıda konu ve konunun derinliği.Savaş kuşağı olarak doğmuş ve arada kalmış bir kuşağın yitikliği ve kaybolmuşluğunu anlatıyor.

Aslında kaderin ne kadar muazzam olduğunu ve bunu nasıl ördüğünü,insanların seçimlernin hayatlarını ne kadar etkilediğini ve aslında hiç bir seçimin bir değişikliğe yol açmadığını görerek karamsarlığa düşüyorsunuz.

Okuyunca hak vereceksiniz.Aslında okumayarak neler kaçırdığınızın farkına varıp geç kaldığınızdan dolayı hüzünlenebilirsiniz.

Benim de çok etkilendiğim bir kitap. Öncelikle çok gerçekçi; insan psikolojisini ve "küçük şeyler"i çok iyi anlatmış. Köyde duvarların yükselmesi, çocuğun kafasındaki kent imgesinin yıkılışı, taraf olmanın biraz da sınıfsal zorunluluktan kaynaklanması ve ilk fırsat doğduğunda sınıf atlama hevesi. Bu arada çevresinde olanları anlamlandırmaya çalışan, hayal kırıklıklarını unutmaya çalışan, beceremeyen ve dahası ölmeye çalışan ama ölemeyen bir adam. Harika bir çalışma. Çizimler de muhteşem, senaryo da muhteşem. Umarım bu tür çalışmalar çoğalır...   

Uçma Sanatı bu yıl Angouleme'de en iyi ÇR dalındaki büyük ödülün de adaylarından birisi. Cannes film festivali sinema için neyse Angouleme ÇR festivali'de ÇR için öyle birşey sayılıyor. Sonuçlar ay sonu açıklanacak. 

Bdgest'in gerçekleştirdiği oylamada ise okurlar tarafından 3. En iyi senaryoya sahip ÇR seçildi. 335 oy aldı.

Kalitenin kıymetinin bilinmesi sevindirici. 

Sonunda ben de okuyabildim bu harika çizgi romanı. İleride filminin çekileceğine kesin gözüyle bakıyorum. Müthiş bir anlatımı var kitabın. Hikayenin gerçek olması daha da etkileyici kılıyor. Kesinlikle bu senenin en iyilerinden.

Versus kitaba da teşekkür etmek gerek, genel akımın dışında kalan çok kaliteli çizgi romanlar yayımlıyorlar.

Bi ben okuyamadim su kitabi nasi da merak ediyorum konusu da direk ilgimi cekcek tarzdan. Neyse bi daha ki Turkiye tatiline artik...

Sevgili Doğa'nın hediye etmesiyle bende okudum 'Uçma Sanatını'.Gönül rahatlığıyla diyebilirimki forumda söylenenler az bile,İnsanın insana yaptığını gözümüze sokarcasına anlatıyor.Ben okurken sinirlendim,üzüldüm,küfür ettim,güldümde çok az,ama sevdim çok sevdim bu kitabı.Hayatınızı adadığınız,Gidilen Yol'un sonunda yanlış yol olduğunu anlamanız,hiçbir Yol'un aslında doğru olmamasını okurken sıkıntı bastı,melankoli bağladı ve bende Uçma Sanatından sonra hiç gülmeyen,sevişmeyen,yaşlanmayan,moral dilemma yaşamayan Teks okudum da ancak kendime gelebildim.Teşekkürler Doğa

  Ben de Dylan için çok teşekkür ederim.  Üstelik Mersin'de ki mini toplantı çok keyifliydi.  Umarım tekrarlayabiliriz.

Tabiki çok isterim tekrar toplantı yapmayı,hatta deniz kenarı olsa bu defa daha bir hoş ve kıskandırıcı  ;) olur

Bu tür özgürlük müdalelerine karşı bir merak olduğundan kafamın boş olacağı bir anı bekliyordum bu kitabı okumak için. Geçen hafta kitabı sonunda okuyabildim. Bence muhteşem bir çizgiroman. Kesinlikle herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Versus müthiş işlere imza atıyor. Kendim adına bu muhteşem eseri Türkçe'ye kazandırdıkları için çok teşekkür ederim. Kitabın dili ve analamı müthiş. Eğer birine bir çizgiroman hediye edeceksem aklıma gelecek en güzel çizgiromanlardan biri olacak.

Altın Madalyon "ÇİZGİROMANDA 2011'İN EN İYİLERİ" seçiminde;

Uçma Sanatı, "En İyi Tek Sayılık Macera (One-Shot)" dalında ikinci seçilmiştir.

(http://f1203.hizliresim.com/v/l/3mur0.jpg)

    Geç de olsa bir yıl önce alıp yine geç de olsa az önce bitirebildim. Oysa 2011 'de birkaç saatliğine öğrenci evime gelen bir misafirim o zamanlar okumam için bırakmıştı da günlerce süründürüp kapağını bile açmamıştım. Alternatifleri sevmeme, grafik romana bayilmama rağmen. Neyse ki gecikmeli de olsa okuyup hakkını teslim edebildim.

    Uzun uzun yazacak hiçbirşey bulamıyorum. Tek kelimeyle muhteşem, tek kelimeyle kusursuz bir anlatım, fevkalade paralellikler ve göndermelerle bezeli insanın içini ezen bir eser. Fps oyunu oynar gibi karakterle bütünleştim, sevindim, üzüldüm, şehvete sürüklendim, acı hissettim, suçluluk duydum ve karakterin hissettiği herşeyi hissettim kitapta anlatılan. Karakterle yaşayıp karakterle yaşlandım resmen. Bu kadar etkileyici bir eser. Babasının anılarından bu hikayeyi ortaya çıkaran, kendi yorumu ve yaklaşımıyla mükemmellestiren oğlu kadar kitabın sıra dışı çizerinin de bunda payı var.

    Bir adet yaşanmışlık, bir adet uyarlamaci ve bir adet de sanatçının ortak ürünü olan, ne çizgi, ne roman, ne grafik roman olmayan, ne yazarına ne de çizerine ait olmayan bağımsız ve tek bir form, tek bir anlatıya dönüşmüş bu istisnai eserin, kaldırabilecek ve kıymetinden şüphe etmeyecek herkesin mevcut beğeni ve önyargılarını bir kenara bırakarak okumasını şiddetle tavsiye ederim.

Dün Twitter'da yeniden basılacağı duyuruldu. Benim gibi bekleyenlere duyurulur.

Çok sevindim. 2016 yılında başyapıt niteliğinde eserleri arşivime kattım. Uçma sanatı eksikti.
2017 yılı da çizgi roman açısından bereketli olur umarım.

23 Mart'ta çıkıyormuş. :)

Yeni baskısı yapılmış müthiş bir kitap çizgiromanla nelerin başarılabileceğini nelerin daha iyi anlatılabileceğini grafik romanın gücünü en iyi şekilde bize gösteren bir kitap. İspanya iç savaşıyla ilgili bir çok başarılı film ve roman var Uçma sanatıda bu başarılı örneklerin arasında çizgi roman olarak yerini alıyor. Bu tür kitaplar her zaman yapılsın, çizgiromanı bana sevdiren kitaplar bunlar maus gibratın erteleyişi sacconun filistini persepolis kabil disco kırlangıç oyunu ve daha birsürü, belkide insan aklının sınırlarını zorlayan zulmün karanlığın cahilliğin yani bir bütün olarak kötülüğün, iyiliğin iyi insanların ve umudun üstüne bir karabasan gibi çöktüğü şu baskı ve faşizm günlerininde çizgiromanını birileri yapacaktır bu ülkede. İlerde okuyacak olan insanlar bu günlerde yaşamadıkları için ne kadar şanslı olduklarını düşünürler tıpkı 2007 de persepolis çizgi filmini izlerken benim hissettiğim gibi.

(https://c1.staticflickr.com/4/3954/33130514600_1b5789bbe8.jpg)

Zamanı geldi,
Uçma zamanı...

Antonio Altarriba'nın babası 4 Mayıs 2001'de, 90 yaşında kaldığı huzur evinin dördüncü katındaki pencereden atlayarak intihar etti. Hüsranla dolu hayatına son noktayı bu şekilde koydu.
Onun yaşadığı yüzyılda onun gibi bir çok erkek ve kadın daha adil bir dünya için mücadeleye girişti ve tarih onlara sırt çevirdi, hayali kanatlarla uçmak istediler ve yere çakıldılar...

"Uçma Sanatı, şaşırtıcı bir düzeyde çizgi romanın ifade etme kapasitesini bir adım  öteye taşıdı. Dokuzuncu sanatın olgunlaşmasında bir dönüm noktası oldu."

- Antonio Martin Martinez

Sayfa Sayısı: 210
Etiket Fiyatı: 28 TL

Attım sepete. Kırık Kanat'ı da sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu seçkin eserin yeni baskısı güzel oldu.
Siparişi geçelim hemen.

İlk baskısının sifirini buldum 28 lira deniyor bu yeni baskiyi beklemek daha sanırım iyidir. Yorum alabilir miyim

  Ben olsam beklemezdim

Bugün aldık arşivimize koyduk....

(http://i.hizliresim.com/nRW6qa.jpg) (http://hizliresim.com/nRW6qa)
(http://i.hizliresim.com/9Qd1BO.jpg) (http://hizliresim.com/9Qd1BO)
(http://i.hizliresim.com/X0X1zO.jpg) (http://hizliresim.com/X0X1zO)

Şömizli falan güzelmiş tasarımı. Güle güle okuyun.

Alıntı yapılan: memospinoz - 29 Mart, 2017, 18:20:04
Şömizli falan güzelmiş tasarımı. Güle güle okuyun.

Bugüne kadar okumadığım için kendime kızdığım kitap. Güzel bir baskı ile aldım. En kısa zamanda okuyacağım.

Alıntı yapılan: hennessy - 29 Mart, 2017, 21:27:41
Bugüne kadar okumadığım için kendime kızdığım kitap. Güzel bir baskı ile aldım. En kısa zamanda okuyacağım.

Evet, gerçekten güzel bir baskı olmuş. Bende 1. baskı olmasına rağmen bunu da alacağım sanırım.  :)

Bende de ilk baskısı var.
Belki bende alabilirim :)

Bugün bitirdim. İspanya tarihini de öğrenmiş olduk birazcık :) Okumanızı tavsiye ederim.

Ben de bugün bitirdim, kurgu olarak beğendim. Anlattıkları çok özel olmasa da dönemi ve koşullarını görebiliyoruz. Baskısı güzel ama dikkat edelim bazı ciltlerde 99. sayfanın arkası lekeli, matbaadan sanırım.

Yazar Antonio Altarriba'nın babası 4 mayıs 2001'de, kaldığı huzurevinin 4. katından atlayarak hayatına son verir.Huzurevi Müdiresi ayın 1'i yerine 4'ünde öldüğü için oğlundan 34 Avro isteyen bir yazı gönderir.Yazar öfkelenir ve itiraz eder.Sonra bir mücadele başlatır.Mücadelesi sırasında babasının hayatını çizgi roman senaryosu olarak yazmaya karar verir.Bu senaryonun yazılması onun için  adeta bir meditasyon işlevi görmüş.Yayımından sonra eserin kazandığı başarı yazarın hayatını değiştiriyor.Babasının yaşadığı yıkımlar ona başarıyı getiriyor."Ben daha doğmadan onun içinde yaşıyordum...O da öleli beri benim içimde yaşıyor" diyerek kendisini babasının yerine koyuyor ve öyküyü birinci tekil kişinin ağzından yazıyor.
   babasının 4. kattan atlamasını göz önüne alarak her katta yaşamının bir dönemini anlatıyor.Çocukluk döneminden başlıyor.Taşçiçek anlamına gelen Penaflor köyü, Akdeniz kuşağındaki diğer köyler gibi.Mis gibi kokan köy ekmeği.Hayatın sertliğine ve tekdüzeliğine sığmayan büyük hayaller.Tarla sınırlarına tecavüzden çıkan kavgalar.Derken köylüler sınırlarına duvar örerek zaten kısıtlı dünyalarını daha da daraltıyorlar.Şenliklerde köylü kızı Casilda ile sonuna kadar gitmeden yapılan kaçamak.Kuzeni Basilio ile kurduğu kardeşten yakın dostluk.Casilio kendini usta hayal ederek bir tahta otomobil yapar, Antonio da sürücü olarak hayal ederek otomobili sürer.Gerçekten otomobili çalıştırmayı başarırlar ancak freni olmadığı için bir engele çarpıncaya kadar gider.İspanya iç Savaşı General Franco'nun Afrika'dan gelip hükümete müdahale etmesiyle başlar.SPOİLER olabilir.Antonio :"Anlamsız kardeş kavgalarının arasında kalmak bana insanlıktan öte köy olmadığını öğretti" der.Savaş sırasında Antonio tarafını seçiyor.Cumhuriyetçiler,anarşistler ve komünistlerin safında sürücü olarak çalışıyor.Fransız Birliğinden dört kişi olarak, mermileri eritip dört yüzük döküyorlar ve "kurşun kardeşliği" kuruyorlar.Ölenin veya dönenin yüzüğü Mariano'ya gönderilecektir.Sonunda ne oluyor?Bütün yüzükler Mariano'da toplanıyor.Hayatın cilveleri bazen arkadaşları kaybederiz.Çoğu kere hayatın gerçekleri de insanları ideallerini terketmeye zorlar.Kimi hırsa ve açgözlülüğe kapılıp daha çok para için terkeder fikirlerini; kimi de sadece ayakta kalabilmek için vazgeçer ülkülerinden.Peşinden iç savaşın kaçınılmaz sonucu mültecilik gelir.Toplum terör ve kargaşa ortamında güçlü liderlik talep eder.Ya da Jean-Jacques Roussuau'nun dediği gibi:"Zorbalık yönetimi, uyruklarını mutlu etmek için yönetecek yerde, yönetmek için mutsuz kılar".İspanya'da General Franco'nun Faşist yönetimi başlar.Hayatta kalmanın koşulu rejime koşulsuz bağlılık göstermektir.İspanya'ya dönüş...Evlilik:"Düğün aynı zamanda benim cenazem olmuştu.Onurumu ve ideallerimi gömmek zorunda kalmıştım".Bir erkek evlat:"Oğlumu dinci-faşizmin etkisinden biraz olsun uzaklaştırmak için, Fransa'ya götürmeye karar verdim".Ayrılık...Psikolojinin bozulması...Huzurevi günleri ve çöküş..Kullanılan dil kirli ve hayatın içinden.Çizimleri yapan Kim'in kendine özgü bir tarzı var. Gizli kalınması istenilecek en mahrem anlar ve anılar bile cesur bir şekilde anlatılmış.Baskı güzel.Teşekkürler Aylak Çizgi 9,5/10.
  İspanyol tarzında "Tutunamayanlar".

Hayatımda okuduğum en güzel çizgi romanlardan biri, belki de birincisiydi. Her kitapseverin kitaplığında mutlaka bulunmalı