Jusqu'ici Tout Allait Bien - Ersin Karabulut

Başlatan ferzan, 21 Temmuz, 2020, 22:53:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan



    Jusqu'ici Tout Allait Bien ya da Google 'ın otomatik çevirisine göre "Şu Ana Kadar Her Şey İyiydi".

    [instagram]https://www.instagram.com/p/CC6OiQdpjmA/?utm_source=ig_web_copy_link[/instagram]

    Tanıtım bülteni (Google Translate ile çevrildi);

    "Orwell veya Poe tarzında, Türk yazar Ersin Karabulut, inançları, yeni teknolojileri, aile zincirleri veya bir virüs nedeniyle özgürlüklerinden vazgeçerse bugünün toplumuna ne olacağını hayal ediyor. ..

    9 modern masal sayesinde toplumumuzun hastalıklarını ve her şeyin değiştiği bu anı mükemmel bir şekilde anlatıyor."


    https://www.youtube.com/watch?v=nLmNH7EVMw8

    Ersin Karabulut 'un Fransa 'da Eylül ayında çıkacak olan bu ikinci albümüne biz kendi içimizde Yeraltı Öyküleri 2 de diyebiliriz. Zira albümün içeriğinde yer alan öyküler yine Ersin 'in kendine has Yeraltı Öyküleri. Kimisi Uykusuz 'da yayınlandı, kimisi yıllar evvel Lombak 'ta yayınlanıp 15 sene sonra Uykusuz 'da güncellenerek sıfırdan çizilmek suretiyle yeniden yayınlandı. Uykusuz 'dan sonra da Ersin 'in dört yıldır çizmeye devam ettiği aylık Fransız çizgi roman dergisi Fluide Glacial 'da yine öncekilerde olduğu gibi noktasına virgülüne müdahale edilmeksizin yayınlandı. Şimdi yine aynı derginin bünyesinde albüm olarak çıkmaya hazırlanıyor.

    Albüm ne iş, Fluide Glacial ne oluyor diyecek olanlar için daha evvel forumda açtığım iki başlığın linkini aşağıya kopyalıyorum;

    Fluide Glacial Dergisi 'nde Ersin Karabulut çizgileri: http://altinmadalyon.com/altin/diger-frankofonlar/fluide-glacial-dergisi-nde-ersin-karabulut-cizgileri/

    Fransa 'daki ilk albüm: http://altinmadalyon.com/altin/diger-frankofonlar/contes-ordinaires-d-une-societe-resignee-ersin-karabulut/

    Sanıyorum yurt dışına çalışan çizgi romancılarımız arasında kendi öyküsünü de yazıp kendi kendinin editörü olan ve şu ana kadar ısmarlama hikaye çizmeyen tek isim Ersin Karabulut. İkinci kez oluyor önce Türk okurlarının haftalık Uykusuz Dergisi 'nde okuduğu öykülerin sonra Fransızca 'ya çevrilmesi. Ve yine ikinci kez oluyor burada üretildiği halde Fransızlar tarafından Fransızca basılan ve şimdilik Türkçe albümü olamayan bir yerli üretim. Tıpkı vaktiyle İsmail Gülgeç 'in çizgi romana uyarladığı İnce Memed 'in Türkiye 'de dergi tefrikası olarak kalıp Almanya, İsviçre ve Danimarka 'da şık albümler halinde boy göstermesi gibi. Ersin, Instagram gönderisinde anlaşabileceği bir yayıncıyla her iki albümü Türkçe basmak istediğini belirtmiş ama umarım istediği gibi olur. Uykusuz 'un kendi yayınevi Mürekkep Yayıncılık devam ediyor olsaydı kuşkusuz en ala edisyonla HC ve kuşe kağıda Mürekkep etiketiyle görürdük Ersin 'in başka çizgi roman albümlerinde olduğu gibi, ya da son Sandıkiçi albümünün (3. albüm) basıldığı gibi belki küllerinden doğan Komik Şeyler Yayıncılık el atabilirdi ama ikisinden de hayır yok sanırım.

    2007 'den beri hafta sektirmeden aldığım, haftalık fasiküllerle yetinmeyip bir de kitaplıkta sergileyebilmek için dönemlik karton kapaklı ciltlerini de almaktan geri kalmadığım Uykusuz Dergisi 'nin ne yazık ki uzatmaları oynadığını düşünüyorum. Derginin kurucu ortaklarından olan Ersin Karabulut da yurt dışına açılmasını sağlayan işlerinin tamamını Uykusuz 'un haftalık sayılarında ya da özel sayılarında üretti ama işte mizah dergisi ya sonuçta, çizgi roman adına pek kaale alınmıyor maalesef. Ersin Karabulut 'un üretimleri haricinde Ortam gibi, Ve Sinem gibi aşırı kaliteli ama tamamen yerel başka harikalar da bünyesinde barındırmasına rağmen çoğu kez adamdan sayılmadıkları oluyor. Yarın öbür gün bu dergi de sessiz sedasız ömrünü tamamladığında, Ortam ile Ve Sinem tarzı üretimlerden olduğumuzla kalacağız. Ersin gibi bir cevheri de Fransızlar çoktan rezerve etmiş durumda. Haftalık dergilerde Sencer, Suat Gönülay, Soner Tuna, Galip Tekin ve Kenan Yarar ekolünden son melankolik, distopik ve sıradışı çizgi romancılarımızdan birine halen dönem dönem dergiden ulaşabiliyorken denk geldikçe takip etmenizi öneririm dostlar. Zira elin oğlu bizden daha fazla kıymetini biliyor. Ben de bundan sonra Uykusuz 'da Ersin Karabulut 'un yeni bir öyküsü başlayacağı zaman forumdan haber vermeye gayret edeceğim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

memospinoz

Bu iki albümü Türkçe olarak Marmara Çizgi hakkını vererek yayımlar bence.  8)

ferzan



    Kapağın büyük boy ve net hali Facebook 'ta paylaşılmış. Bir de Didier Pasamonik, albümün basın tanıtımı için yazdığı yazıyı paylaşmış. Ayrıca ünlü Fransız senarist Pierre Christin de albümde bir önsöz kaleme almış. Kim derdi ki Valerian 'ın, Kara Tarikat Tugayları 'nın, Bugünün Efsaneleri Üçlemesi 'nin, Av Partisi 'nin ve bizde yayınlanmamış nicelerinin yazarı Pierre Christin, özgün Türk çizgi romancı Ersin Karabulut 'un Fransa 'daki ikinci albümüne önsöz yazacak da göğsümüz kabarmayacak.

    Didier Pasamonik 'ten daha evvel başka başlıklarda bahsetmiştim. 2010 'dan sonra belirli aralıklarla Türkiye 'ye gelip Türk çizgi romanlarını ve aktif yayınları inceleyen, yayıncılarla ve çizerlerle görüşen, bazı Türk çizgi romancıların Fransa 'ya ve dünyaya açılması için elinden geleni yapan, Türk yerel çizgi romancılığını ve bilhassa süreli yayınlarda, haftalık ya da aylık dergilerde boy gösteren çizerleri tanıtmak ve dünyaya kazandırmak için çabalamış bir isim. Vaktiyle Beyoğlu Fransız Kültür 'de gerçekleşecek eski ve yeni çizerlerin yer alacağı bir portfolyo sunum etkinliği de düzenlenmişti ve Pasamonik ile buluşma ve işleri gösterme şansı çizerlerimize tanınacaktı ama çeşitli sebeplerden ötürü etkinlik iptal olmuştu. Fransa 'nın belli bir miktar bütçe ayırıp farklı üretimler ve üreticiler bulması için dünyaya saldığı çizgi roman editörlerinden biriydi Didier Pasamonik. Ersin Karabulut 'un batıya açılması için çabalayan en önemli isim denilebilir. Aşağıda Pasamonik 'in basın tanıtımı için yazdığı ve Facebook 'ta paylaştığı yazıyı kopyalıyorum, tabi yetersiz bir otomatik çeviriyle;

    Eylül başında soğuk sıvıda Ersin Karabulut Sıradan Masalları 2 cilt çıktığı için çok mutluyum, Pierre Christin önsözü ile. Fransız albümlerine adaptasyon yaparak, gerçekten okumanızı tavsiye ettiğim bu önemli çağdaş yazarın bilinirliğini artırmaktan gurur duyuyorum.

    Basın dosyası için yazdığım metin:

    ERSİN KARABULUT ' UN İNSANI

    Yani virüse karşı savaştan çıktık ama aynı zamanda artık eskisi gibi olamayan bir dünya düzeni karşısında iyi hissediyoruz. Etki yeni değil: Alfred Jarry 'nin Ubu Kralı, Ionesco Saçma Tiyatrosu George Grosz' un Neue Sachlichkeit, ′′ Farkında olmadan intihar eden dünya ′′ ( Antonin Artaud, Theatre ve onun kopyası 1938 p. 39).

    Karabulut, yıllardır otoriter diyetler altında yaşayan ve bugün siyasi haberlerin deforme prizması aracılığıyla izlemeye devam eden bir ülke Türkiye ' den geliyor. Karabulut ' un endişesi Türkiye veya haber değil. Evrensel bir sözcüğe odaklanıyor.

    Dünyanın Erdoğan, Trump, Putin veya Xi Jinping tarafından sonsuza kadar yönetilmeyeceğini biliyor, diğer patronlarla birlikte. Onun ilgilendiği şey zamanımızın temel nevrozları, hepimizin yaşadığı haplar, bazen farkına varmadan ve ′′ gardiyanları kimin tuttuğunu bilmeden hayatlarımızı şekillendiren: İsimlerine sahipler din, teknolojik emperyalizm, sınırsız tüketim, bilgi histeri, uyumluluğun ağırlığı, aile toplantıları... Hayatı mahveden ve ideallerimizi engelleyen şeyler.

    1977 'te  Pistols hala işitilebilir bir isyan çığlığında No Future' u söylüyordu. Mathieu Kassovitz ' in nefret filminden bahsetmeden olmayan başlığı ile, endişeli hümanist Karabulut bir tane olduğunu biliyor ve tam olarak sorun da bu.

    DIDIER PASAMONIC
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

2 gün önce Instagram hesabından öğrendim ben de. Bizde de yayınlanır umarım. :)
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dayıcomics


pizagor

Alıntı yapılan: memospinoz - 22 Temmuz, 2020, 00:44:14
Bu iki albümü Türkçe olarak Marmara Çizgi hakkını vererek yayımlar bence.  8)

Ersin Karabulut'un ilk albümünü inceledim geçenlerde. Bir şekilde Özer Sahaf'ın eline geçmiş 7 - 8 kadar kopyası. O kadar özenli, o kadar güzel, o kadar boyutlu bir albüm ki hakkını vererek basmak orijinali gibi basmak ise bunu Marmara Çizgi yapamaz, yapmaz. Bu YKY'nin altina girebileceği bir iş olabilir bana kalırsa.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


kedidiro

Evet önsözü yazan abi de bahsetmiş. Kitabın adı mathieu kassovitz'in 1995 yapımı harika filmi la haine'nin klasikleşmiş mottosunu içeriyor. Filmi izleyenler zaten biliyor. Filmin başında ortasında ve sonunda üç kez anlatılan bir küçük hikaye var; " Bu 50 katlı bir binadan düşen bir adamın hikayesidir. Her katı geçtiğinde ; şimdilik her şey yolunda, şimdilik herşey yolunda der... Oysa önemli olan düşmek değildir. Yere çarpma anıdır"... Film harikaydı. Dilerim bizden giden selam da öyledir. Ve ülkemizde de okuma şansımız olur..

KenParker


Tuco Ramirez

Ersin Karabulutun bütün çalışmalarını kitaplaştırması gerektiğini düşünüyorum.
Bu albümlerin de en kısa zamanda yayınlanmasını heyecanla bekliyorum.

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ferzan

Alıntı yapılan: Nightrain - 27 Ağustos, 2020, 14:44:00
Ön inceleme şeysi:

https://www.bdgest.com/preview-3021-BD-les-contes-ordinaires-d-ersin-karabulut-jusqu-ici-tout-allait-bien.html

    Ooo, şahane. Ben de amme hizmeti yapıp linkteki görselleri yükleyeyim de hem bu sayfadan da görülsün, hem üzerine konuşmaya bahane olsun.

























    Çok değil, daha geçtiğimiz ilkbahar aylarında bu hikaye Uykusuz 'da birkaç hafta boyunca yayınlanmıştı. İlk versiyonu 2000 'lerin ikinci yarısında Lombak Dergisi 'nde çizildi ama Ersin hikayeye kıyamamış olacak, güncel ve oturmuş tarzıyla yeniden ele aldı hikayeyi bu yıl. Uykusuz 'dan hemen sonra da Fluide Glacial Dergisi 'nde yayınlandı diye biliyorum. Hiç değilse Ersin 'in işlerinde önce biz kendi dilimizde okumuş oluyoruz.  :)

    Önizlemelerde ilk hikayenin tamamı verilmiş. Hepi topu 10 sayfaydı zaten. Görsellerden de anlaşılacağı üzere metafor olarak kullanılan taş, yapay toplumsal sorumluluklardan ziyade bazı yerleşik tabuları temsil ediyor. Genç bir dimağ, herkesin neden doğum anından itibaren giderek ebatları büyütülen bir taşa bağımlı bırakıldığını sorgulamaya başlıyor. Taşı yere bırakıp özgür ve taşsız bir şekilde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyor ve çoğunluğun aksine, taşı yere bıraktığında herhangi bir felaket olacağını düşünmüyor. Denemeye kalktığı anda da pek tabi ki toplumun beklenen tepkisiyle karşılaşıyor. Önce uyarı ve kararından döndürme çabalarıyla, sonrasındaysa yegane çözüm olan linç ile ezber bir kez daha bozulmuyor.

    Ersin Karabulut hikayelerindeki eleştirel yaklaşıma özet niteliğinde bir örnektir bu hikaye. Yine bu sene içerisinde yaptığı "Ali" isimli hikaye ile teknolojik ayak uydurma kontrolsüzlüğünü ele aldığı ismini hatırlayamadığım başka bir hikayesinin de bu albümde yer aldığını biliyorum. Zaten böyle en az 7-8 hikaye olması lazım bu albümde de.

    Her seferinde belirtmeden edemiyorum, bu zamanda insanın önce kendi okuruna sunduğu kaliteli materyali daha sonra yurtdışına da müdahalesiz kabul ettirecek denli özgün ve profesyonel bir yerli çizgi roman üreticisine sahip olması kadar datlı bir duygu yok. Kendi gibi olabilmeyi başaracak ve dişe dokunur öyküler yazıp çizmeyi becerecek daha nice üreticilere örnek olabilmesi dileğiyle. Konsept tekrarları ve "ben yaptım oldu" yaklaşımı şahsi mastürbasyondan, gazla çalışan kısıtlı bir kitleye vasat şovlar yapmaktan ve hak edilmemiş payeleri kendi kendine uydurmaktan öteye bir anlam ifade etmiyor. Bilhassa son 5 yılda hatırı sayılır örneklerini gördük bunların. O sebeple Ersin Karabulut gibilerin yolu her daim açık olsun. Diğer kastettiklerim de kendi suni çöplüklerinde horozluk taslamaya ve her gün yeni küçük dağ sıraları yaratmaya devam etsin.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

KenParker

Ersin'in Taş Devri öyküsünün aynısı değil ama, temaya benzer şekilde Pink Floyd'un şu şarkısını çok severim:



Nightrain

İnkilap Kitabevi basacakmış bunu. Ersin Karabulut az önce Instagram'dan paylaşmış.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

nicholaihel

Alıntı yapılan: Nightrain - 17 Aralık, 2020, 15:35:38
İnkilap Kitabevi basacakmış bunu. Ersin Karabulut az önce Instagram'dan paylaşmış.

Ablak kitapları da en son oraya geçmişti. Bir an evvel yayınlanır inşallah.