Altın Madalyon

Çizgi Roman Üzerine Genel Paylaşımlar => Çizgi Roman Piyasası => Medyada ÇR => Konuyu başlatan: pizagor - 13 Ocak, 2010, 20:18:15

Başlık: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 13 Ocak, 2010, 20:18:15
26/12/2009 tarihli Cumhuriyet'in birinci sayfasindan...

(http://img42.imageshack.us/img42/601/cumhuriyet1261209.jpg)

ve yazinin kendisi...

(http://img260.imageshack.us/img260/594/cumhuriyet2261209.jpg)

Kusura bakmayin, tararken bir hata olmus, yazinin alt kismi yokolmus :(
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: TASKIN SENOL - 15 Ocak, 2010, 18:25:28
ÇIZGILER NASIL ACABA GÖREN VAR MI? TAVSIYE OLURSA ALMAK ISTIYORUM...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 19 Şubat, 2010, 13:07:16
19/02/2010 tarihli Cumhuriyet gazetesinden...

(http://img683.imageshack.us/img683/3046/cumhuriyet190210.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 12 Mart, 2010, 13:06:19
Sabah gazetesinde TARKAN haberi.

Not: Turkuvaz Kitap, Sabah Yayincilik grubuna aitmis.

http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/EnYeniler/2010/03/02/tarkan_bizanslilara_karsi
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 11 Ağustos, 2010, 15:45:01
10/08/2010 tarihli Cumhuriyet gazetesinden...


Süpermen

Masal hayal ürünüdür, dogaüstü yaratiklari anlatir; cin, ejderha, peri padisahinin kizi ve cadi kari, inanilmadik isler yaparlar; iyilerle kötüler çarpisir; sonunda iyiler kazanir; dinleyen "oh" çeker; onlar erer muradina, biz çikalim kerevetine...

Masallarin çogu eski zamanlarda uydurulmus, kusaktan kusaga aktarilmis, günümüze ulasmistir; ama bir de çagimizin masallari var. Eski masallar çocuklari uyutmak içindi, yenileri koca adamlari uyutuyor; televizyonda ve sinemada üretilen öykülerin çogunlugu masal masal matitas...
Süpermen bunlardan biri.
*
Süpermen ne zaman ortaya çikti? Yil 1939. Amerika'da "Büyük Buhran" ortaligi kirip geçiriyor; issiz, ezik, aç, yikik ve umutsuzlara bir masal gerekiyor; oyalayacak, uyutacak, hayal dünyalarini süsleyecek...
Joe Shuster'in çizgileriyle bir günlük gazetede yayimlanmaya baslayan 'Süpermen' büyük ilgi görüyor. Gerçekte Shuster'in çizgileri ahim sahim degil; ama, tutuyor. Çünkü toplum yasanan haksizliklara karsi çikacak bir kahramanin özlemini yasiyor. Kim olabilir bu?.. Dogaüstü gücüyle kötülere ders verecek Süpermen, degil mi?.. Kahramanimiz bebekken 'Kripton' gezegeninden dünyaya gönderilir; büyüdükçe güçlerinin ayirdina varir. Siradan insan rüyalarinda uçmaz mi?.. Süpermen sokaktaki adamin özlemlerini çektigi tüm yetilere sahiptir; 'Metropolis'te çikan 'Daily Planet' gazetesinde çalisirken hiçbirini disavurmaz; çalisma arkadasi Lois'e âsiktir, kimligini belli etmez; sevgilisine uzak durup gerçek adalet için savasir; 'Amerikan yasam biçimi'nin en iyisi oldugunu kitlelere kanitlamak için ne gerekiyorsa yapar.
*
Süpermen'in filmi çekildi; arandi, tarandi, olaganüstü yapida bir oyuncu bulundu:
Christopher Reeve!..
Yakisikli, güçlü, çarpici, çekici Christopher Reeve, Hollywood serüveninde basari kazandi; Süpermen filmini TV ekranlarinda milyarlarca kisi izledi; 21'inci yüzyilin esigine ayak basmis insanligin masallarla oyalanmasi ya da uyutulmasi gerekiyordu; peri padisahinin oglu artik Süpermen'di; yani Christopher Reeve...
Ne var ki talihsiz bir rastlantiyla gerçegin acimasiz yasasi dislerini zamansiz gösterdi; uzaydaki yildizlar arasinda mekik dokuyan Süpermen, günlük yasamda attan düsüp boynunu kirdi, tekerlekli bir sandalyede yasayan felçliye dönüstü.
Insanlar olaydan etkilendiler mi?..
*
Insan masala, yalana, üçkâgida ve gerçek disi gösterisli yasama alabildigine tutkulu...
Insan masallara kosullanmis...
Eytisim -diyalektik- siradan kisiye uzak bir düsünme biçimi! Bir 'an'in 'dogru'sunu, 'süreç' kavramini da asarak tüm zamanlara yaymak egilimi, yeryüzü nüfusunun büyük çogunlugunu kavrayip kölelestirmis. Imgelerin cangilinda yolunu yitirmenin tadi, gerçegin çiplak yüzüne yegleniyor; güzelligin, gücün, sagligin ve ünün yasamin çok kisa bir süresinde geçerliligini koruyabilecegini insan unutmak istiyor; 'an'i yasarken sürecin bilincine varmak, yasananin tadini kaçirdigindan kisi zaman kavramini disliyor, gerçeklikten kaçiyor; masallara baglaniyor.
*
Eskiden masal evde çocuklari uyutmak için yatak odalarinda söylenirdi; küresellesen dünyanin tüm enlem ve boylamlarinda, çagdas yalanlarin masallari televizyon ekranlariyla salonlarimiza giriyor; büyükleri sürükleyip büyülüyor.
Christopher Reeve tekerlekli sandalyeye çakilmis, kimin umrunda! Biz TV'de Süpermen'i izliyoruz.

ILHAN SELÇUK

(1 Aralik 1996 tarihli yazisi)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kafkaesk - 15 Ağustos, 2010, 13:29:17
Gazete HaberTürk Elif Key'in 23 Mayis 2010 tarihli GON Çizgi Roman röportaji

http://twitpic.com/1qad6f/full
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 19 Ağustos, 2010, 21:07:30
Dogan Hizlan'in ara ara çizgiromanlara deginmesi hos oluyor... En güzeli de yazinin sonunda sarfettigi su cümle :

'Çizgi romanlar tatile çikanlarin valizinde mutlaka bulunmali.
Deniz kiyisinda veya evinizde, ister süper kahramanli ve bol aksiyonlu, ister belgesel veya dünya klasiklerinin uyarlamasi olsun bir çizgi roman okuyun. Görsel boyutun farkini göreceksiniz.'


Belki bu tesvikle birlikte kalici birkaç taraftar ediniriz :)

Yazinin tamami için :

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15544627.asp?yazarid=4&gid=61 (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15544627.asp?yazarid=4&gid=61)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 24 Ağustos, 2010, 02:47:51
Tatil okumalari için çizgi romana ne dersiniz?



Daha okuma yazma bilmezken bana çizgi romani sevdiren Turhan Selçuk ve Abdülcanbaz'i anmadan baslanir mi bu yaziya? Okul öncesinde bir çocuk düsünün, eve gazete geldiginde heyecanla Abdülcanbaz'in bulundugu sayfayi açiyor ve seyrediyor, seyrediyor'



Mavisel YENER



Büyüklerine orada ne yazdigini soruyor ama bir türlü anlayamiyor öyküyü. Olsun! Abdülcanbaz'in kareler arasinda birbirini izleyen eylem görüntüleri çok eglenceli geliyor ona. Okumaya basladiktan sonra bu yolculuk devam ediyor. Abdülcanbaz'in felsefesini anlamaya basladiginda iyice tutuluyor ona. Turhan Selçuk, 1987'de Abdülcanbaz'i emekli ettiginde epey büyümüs çocuk, ama bir yakinini yitirmis gibi hüngür hüngür agliyor. Selçuk yeniden çizmeye basladiginda, düsünün siz o kavusmanin sevincini'

Abdülcanbaz'in ardindan hayatima giren çizgi roman karakteri Asteriks oluyor. Roma ordusu kumandani Sezar'a direnebilme cesaretini gösteren Galyalilarin serüvenlerinin anlatildigi Asteriks unutulur gibi degil! Asteriks ve arkadaslarinin en önemli silahi Galya'nin büyücüsü Büyüfiks'in yaptigi sihirli içecegin tarifini ah bana bir veren olsa! Bilimkurgu, fantastik, çizgi, eglence hepsi bir arada! Asteriks'in dünyasinda çiktigim yolculuklardan uzun süre dönmedigimi bilirim. Sözü madem çizgi romana düsürdük, tatil okumalari için çizgi romana ne dersiniz?

Yapi Kredi Yayinlari 2007'de efsane kahraman Red Kit'in serüvenlerini okuyucuyla bulusturmaya basladi. Özenli baski ve çevirisiyle kitapliklarimizla saklamak isteyecegimiz bir dizi oldu Red Kit. Rin Tin Tin, Düldül, posta arabacisi Hank, Dalton Kardesler, Avarel serüvenin unutulmaz yan kahramanlari. Yapi Kredi Yayinlari'nin her yastan gençler için aylik çizgi roman dergisi Dogan Kardes'i de anmadan geçmemek gerek.

Bugün çocukluklarini yasayanlar, ileride 'çizgi roman okumayi Kazu Kibuishi kitaplariyla sevdim,' diyebilirler. 1978 Tokyo dogumlu olan Kibuishi'nin Tilsim Dizisi'nin ilk kitabi 2009'da Desen Yayinlari'ndan çikmisti, onu dizinin diger kitaplari izledi. Tilsim serisinin ilk kitabi Tasmuhafizi'nda, Emily ve ailesi bir trafik kazasi geçirir. Emily'nin babasi David öldükten sonra, annesi Karen, Emily ve Navin'in hayati degisir. Babanin ölümü aileyi maddi güçlüklere iter, Karen çocuklariyla birlikte ailesinden kalan, uzun zamandir bos olan eve yerlesir. Bu evde bulunan tilsimli bir kolye fantastik dünyanin kapilarini açar okura. Emily'nin tilsimli kolyeyi buldugu günün aksami tuhaf sesler aileyi uyutmaz. Seslerin geldigi yere dogru giderler ve ortaya çikan dumanimsi bir canavar Karen'i kaçirir. Karen'le birlikte Alledia ismi verilen bir gezegene dogru yolculuga baslariz. Kitabin olaganüstü resimleri bu fantastik gezegeni gerçek kilar. Tilsim Dizisi'nin ikinci kitabi Tasmuhafiz'in Laneti'nde de heyecan dolu bir serüven bekliyor okuru. Kazu Kibuishi'nin comic ' Con tarafindan bu yil verilecek olan Eisher Ödülü adayi oldugunu da söyleyelim.

Çocuklari çizgi romanlarin heyecanli dünyasina çagiracak bir baska dizi de Okuldaki Sir dizisi. Japon sanatçi Queenie Chan, serinin hem yazari hem illüstratörü. Okuldaki Sir serisi, kentten epey uzakta, korularin ardina gizlenmis olan yatili kiz okulunda geçen tuhaf olaylari anlatiyor. Söylentiye göre okulun eski ögrencilerinden bazilari kâbuslar görüp hastalanmis ve gece olunca civardaki çalilarin arasinda birden kayboluvermislerdir; bu lanet yillarca sürüp gitmistir. Kitabin ana karakterleri olan Jeanie ve Amber da okula yeni gelen ikiz kiz kardeslerdir; bu lanet onlara da bulasir. Amber rüyalarinda hayaletler görmeye ve gerçekle rüyalar âlemi arasinda yasamaya baslar. Jeanie, bu rüyalarin ardindaki gerçekleri ortaya çikarmak için sir kapisini aralamaya karar verir. Okulun müdiresi Bayan Skeener, kitabin omurgasinda önemli bir görev üstleniyor. Psikolojik gerilim ve korku seven okurlarin bir solukta okuyacagi dizinin gizemi ancak son kitapta çözülüyor, okurlara ipucu vermis olalim.

Çizgi roman dünyasi klasiklerle ivme kazanmis, daha çok okura ulasmis görünüyor. Klasikleri çizgi romanlardan okuma konusunu kimileri tartisadursun yayinevleri nitelikli baskilariyla okurlari dünya klasikleriyle bulusturmayi sürdürüyor. Desen Yayinlari'ndan çikan Tom Sawyer'i okumaya baslarken biraz tedirgindim dogrusu, ya bu benim Tom Sawyer'im degilse, ya ayni tadi alamazsam, ya çeviri kötüyse' Okuyup bitirdigimde önyargili düsündügümü gördüm. Mark Twain'in ölümsüz eseri Tom Sawyer, çizgi roman dünyasinin en önemli yayinevlerinden Delcourt'tan lisanslanmis ve iyi bir çeviri ile okuruna ulastirilmis. Mark Twain'in önsözü de kirpilmadan koyulmus kitaba: 'Bu kitapta anlatilan maceralarin birçogu gerçektir; bunlardan bir ya da iki tanesini bizzat yasadim. Digerleri de sinif arkadaslarimin basindan geçti. Huck Finn bu arkadaslarimdan biridir. Sik sik görüstügüm üç çocugun karakter özelliklerinin birlesmesinden dogan, böylece kitabimin hayali yapisini fazlasiyla besleyen Tom Sawyer da arkadaslarimdan biridir'' (s.3)

Genç Turkuvaz Yayinlari'nin 'Çizgilerle Klasikler' serisi, hem çizgi roman adina hem de dünya edebiyatinin basyapitlariyla çocuklari tanistirmak adina çok basarili bir adim. Sherwood Ormani'nin kahramani Robin Hood'u bu kez Aaron Shepard ve Anne Watson anlatmis, Jennifer Tanner resimlemis. Robin Hood, Ingiliz halk hikâyelerinde var olan bir haydut. Robin Hood hakkindaki birçok kaynak, onu en çok Fulk Fitzwarin isimli bir Norman soylusunun Kral John'a karsi çikarak haydut olmasiyla bagdastirir. Robin Hood birçok film, kitap, çizgi dizi ve oyunlara konu olmustur. Zenginden alip yoksula veren bu kahramanin mücadelesini çizgi roman tadiyla okumak isteyenler, Ilknur Özdemir'in basarili çevirisiyle yayimlanan Robin Hood'u tatil çantalarina koyabilir. Çizgilerle Klasikler dizisinin bir baska kitabi Victor Hugo'nun ölümsüz yapiti Notre Dame'in Kamburu. Her yastan çizgi roman meraklilari için yeniden hazirlanan kitabin anlaticisi L.Lowens, resimleyen: Greg Rebis. Paris'teki ünlü Notre Dame Katedrali'nin çan kulesinde saklanan Quasimodo ve Çingene kizi Esmeralda'nin hikâyesini bir de böyle okumali.

Zaman Makinesi, dizinin en sevilen kitaplarindan olmaya aday. Çizimleri basarili, bilimkurgu seven okurlara söyleyecek çok sözü olan bir kitap. Bir bilim adami zamanda yolculuk edebilen bir makine icat eder. Ama arkadaslari bunun gerçek olabilecegine inanmaz ve onunla alay eder. Bunun üzerine Zaman Yolcusu makinesine atladigi gibi, solugu binlerce yil sonrasinda alir. Makinesinden indiginde insan irkinin son temsilcileri olan küçük Eloi'lerle tanisir. Ama dünya üzerinde sadece bu sevimli canlilar yasamaz. Dünyanin diger ev sahipleri Morlock'lar yeraltinda gizlenen, korkunç dev yaratiklardir. Ne yazik ki, Zaman Yolcusu'nun buradan tek kaçisi olan makinesi onlarin magarasindadir. Zaman Makinesi'ni anlatan: Terry Davis, Resimleyenler: José Alfonso - Ocampo Ruiz.

Benim gibi Jules Verne hayranlari özgün metinden aldiklari tadi alamayacak olsalar da yine de Dünyanin Merkezine Yolculuk, çizgi roman dünyasina basarili bir giris yapmis. Axel Lidenbrock ve amcasi 300 yillik eski bir kitabin içinde gizemli bir mesaj bulur. Bu not Dünya'nin merkezine giden gizli bir geçidi tarif etmektedir. Axel ve amcasi yanlarina bir de rehber alarak hiç zaman yitirmeden hemen yola koyulur. Bir süre sonra gizli geçidi bulup yanardagdan asagiya, Dünya'nin merkezine inmeye baslarlar. Yerin altinda irmaklar, okyanuslar, garip kayalar ve tarihöncesine ait canavarlar kesfederler; onlari sonsuza kadar yerin altina hapsedebilecek pek çok tehlikeyle karsilasirlar. Anlatanlar: Davis Worth Miller ve Katherine Mclean Brevard, resimleyen: Greg Rebis.

Ümit Kireççi, Çizgi Roman Senaryosu adli kitabinda, çizgi romanlara karsi olan önyargidan bakin nasil söz ediyor: 'Topu topu yüz elli yil civari bir tarihe sahip olan çizgi romanin bu kadar çabuk tikanmasi, zorlukla karsilasmasi inanilir gibi degildi. Gerçi buna her seyden önce çizgi romana karsi duyulan önyargilarin neden oldugunu da eklemek gerekir. Çocuk isi olarak görülen, zararli bulunan, sansürlenmeye kalkisilan bir sanat olarak iyi bile dayandigi söylenebilir. Ancak bu tarz engellemelerin baslica nedeni olan bilgisizlik, çizgi romanla ilgili eserlerin azligi nedeniyle gerekli sekilde asilamamis, önyargilar kirilamamistir. Bu sebeple, çizgi romanin hem engellemelerden kurtulabilmesi, hem de daha yetenekli kisilerin daha yetkin olarak eserler üretmesine yol gösterecek kuramsal çalismalarin artmasi gerekmektedir.'(s, 178) Ümit Kireççi'nin yazdigi, Çizgi Roman Senaryosu adli kitap kuramsal çalisma yapmak isteyenler için iyi bir kaynak.

Çocuk okurlar çizgi filmlerden, kitaplardan tanis olduklari kahramanlarla çizgi roman araciligi ile yeniden karsilasinca hos bir okuma deneyimi yasayacaklardir. Klasiklerin çizgi romanlarinin da yapiliyor olmasi 'Çocuklar bunlari özgün yapitlardan okumasinlar' anlamina gelmemeli elbette. Her ikisinden de okuyup karsilastirma, sorgulama yapabilecek, elestirel bakabilecek okur yetistirebilsek fena mi olur?

www.maviselyener.com

*Tilsim Dizisi, Kazu Kibushi/ Desen Yayinlari

*Okuldaki Sir Dizisi, Queenie Chan/ Desen Yayinlari

*Tom Sawyer, Mark Twain, Çeviren: Berfu Durukan/ Desen Yayinlari, 142 s.

* Red Kit, Morris Goscinny/ Yapi Kredi Yayinlari

*Dogan Kardes, Aylik Çizgi Roman Dergisi/ Yapi Kredi Yayinlari

*Çizgilerle Klasikler Dizisi, Zaman Makinesi, Notre Dame'in Kamburu, Robin Hood, Dünyanin Merkezine Yolculuk/ Genç Turkuvaz

*Çizgi Roman Senaryosu, Ümit Kireççi, Crea Yayinlari, 188 s.

CUMHURIYET KITAP 15 TEMMUZ 2010  SAYI : 1065   SAYFA 25
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: s.b - 25 Eylül, 2010, 13:58:45
http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.dailymotion.com%2Fvideo%2Fxdkj1v_14-05-2010-ulke-tv-ege-gorgun-bolum_shortfilms&h=67fad

Ülke tv de yayinlanmis çizgiroman röportaji ve Ilyas Erkul. Izleyin bakalim.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Underfined - 25 Eylül, 2010, 16:37:29
Sunucu Büyülü Rüzgar daki röportajda degilde stüdyoda çok yapmacik geldi.Ancak güzel bir bölüm olmus gerçektende...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: BAHADIR - 25 Eylül, 2010, 17:31:31
Benim merak ettigim konu,programin sonunda bahsettigi ve Altan bey'in dükkanin da gelen son dakika haberi neydi? Video ya bu kisim eklenmedi...Ne ola ki acep... ???
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 25 Eylül, 2010, 21:38:08

Alıntı yapılan: Kagan - 25 Eylül, 2010, 16:29:42
Az önce izledim. Televizyonla aram olmadigi için sunucuyu tanimiyorum. Ama sunu söyleyim ki sunucunun tavrini pek begenmedim. Sorularinin bir kismi bana biraz alaysi geldi. Birkaç örnek vereyim:

"Bu kitaplari nasil insanlar okurlar? Bos insanlar mi okurlar?"
"Peki niye okuyorlar bunu?"
"Masa altindan, toplanti yaparken okuyanlar var midir acaba? Heh heh he..."
"Hah ha... Öyle mi ya?"
"Bu kadar ufak yaziyi okumak, aslinda herkesin gözüne zarar degil mi ya?"



  Ilyas sabirliymis,cahil,ukala,simarik sunucu sopalik aslinda..Ama bizim kaderimiz bu galiba.Çizgi roman konusuna ön yargili,çizgi roman
kültürünün genis hatlariyla oturmadigi(eski kusak çizgi roman dediginde suratina bön bön bakiyor,"Teksas-Tommiks" dediginde
"Ha onlar m?"diyerek hatirliyor) bir ülkede yasiyoruz malesef..

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 25 Eylül, 2010, 22:47:08
   Bir insan röportaj için gittigi konuya bu kadar mi uzak olur? Bunlari okuyanlar bos kisiler mi diye soruyor. Bos olan sensin. Insanlara ve zevklerine saygi göstermeyen kisilik. Helal olsun Ilyas iyi dayanmissin. Bu arada röportajin sonunda arkada kitaplari karistiran Misel Bey degil mi?
   Sevgiler
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 26 Eylül, 2010, 17:34:32
Adini 'Süpermen'den aldi...

MUGLA'nin Bodrum Ilçesi'nde oturan 3 yillik evli Aytül-Sinan Arbak çiftinin 'Süperman' sevgisi, ogullarina ünlü çizgi film ve roman kahramaninin kendi gezegeninde kullandigi ismi verdirtti. Çift, ogullarina 'Kalel' adini koyarken psikologa danisti.

Bodrum Belediyesi Basin ve Halkla Iliskiler Birimi'nde çalisan 31 yasindaki Sinan Arbak ile 'Bodrumca Gazetesi' yöneticisi 30 yasindaki Aytül Arbak, 11 ay önce dogan çocuklarina 'Atilla Kalel' adini verdi. Sinan Arbak, insanlari zor durumlardan ve dünyayi kötülüklerden kurtaran güçlü kahraman olarak bilinen Süperman'in dogdugu gezegen Kripton'da kullandigi 'Kalel' ismini çocuklarina verirken psikologa danistiklarini söyledi. Arbak, bu ismin sorun olmayacagini, tersine kendine olan güvenini artirabileceginin söylendigini belirtti.

Ünlü aktör Nicholas Cage'in bugün 4 yasindaki oglunun da adinin 'Kalel' oldugunu anlatan Arbak, "Dünyada bu ismi kullanan bildigim kadariyla ikinci kisi de bizim oglumuz oldu. Nüfus Müdürlügü'nde de hiç sorun yasamadik. Sadece anlamini merak ettiler. Onlarin da ilgisini çekti. Nüfusunda da Atilla Kalel olarak geçiyor" dedi. Anne Aytül Arbak da, Kalel'e Süperman logolu tisörtler, yatak çarsaflari, oyuncaklar aldiklarini ve Süperman sevgisini asilamaya çalistiklarini söyledi.

Kaynak :  www.milliyet.com.tr
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 26 Eylül, 2010, 23:35:21

(http://i.sabah.com.tr/sbh/2010/09/26/Haber/745353984320.jpg?745622269004)

Bu süper kahraman 'müslüman'


Çizgi roman hayranlari yakinda bas kahramani tekerlekli sandalyeye mahkum ancak süper güçlere sahip bir Müslüman çocuk olan yeni bir çizgi romanla tanisacak.

Yeni süper kahraman fikri, Amerikali hayirsever ve is adami Jay T.Snyder'in kurdugu kar amaci gütmeyen Open Hands Initiative (Açik Eller Girisimi) adli kurulusun Sam'da geçen ay yaptigi ve engelli Amerikali ile Suriyeli gençleri bir araya getiren bir toplantida ortaya çikti.

Yeni süper kahramanin son hali henüz kesinlesmese de ilk eskizlere göre, mayin patlamasi sonucu ayaklarini kaybeden Müslüman erkek çocuk, beyin gücüyle metalleri kontrol edebildigini kesfetmesinin ardindan ''Gümüs Akrep'' oluyor.

Çizgi romani yayimlayacak Liquid Comics yayinevinin kurucularindan ve Baskani Sharad Devarajan, genç insanlarin fikirlerine çizimlerde ve hikayelerde yer vermeye çalistiklarini belirterek, bas kahramani engelli bir müslüman çocuk olan çizgi romani Kasim basinda Arapça ve Ingilizce piyasaya çikarmayi amaçladiklarini söyledi.

Hayirsever is adami Snyder da ABD Baskani Barack Obama'nin Müslüman dünyasina ulasma çabalarini dile getirdigi Ocak 2009'daki konusmasindan esinlendigini belirterek, geçen ay 12 engelli Amerikali genci Suriyeli engelli arkadaslariyla tanismalari için Sam'a götürdügünü ve her seyin bu seyahatte ortaya çiktigini anlatti.

Çocuklar, hangi süper güce sahip olmak istedikleri soruldugunda, hiçbiri engellerinin tedavi edilmesini istemedi ancak sinirsiz hayal güçleriyle herkesi hayran birakti.

Arapça 50 bin çizgi romanin önce Suriye'de sonra da baska bir Orta Dogu ülkesinde dagitilmasi öngörülüyor.

Çizgi roman, ayrica Open Hands ve Liquid Comics'in internet sayfalarinda da ücretsiz tüm dünya tarafindan takip edilebilecek.
                                                                   
                                                                                            "SABAH Gazetesi'nin internet sitesinden"

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 26 Eylül, 2010, 23:44:38

Xavier'in görüntüsüne,Magneto'nun güçlerine sahip,üstelik müslüman,yenilmesi imkansiz. :) Saka bir yana,insallah bu çalisma, bu çocuklarin

ayaklarini kaybetmelerine neden olan mayinlari satan "sözde medeni "bati uygarligin!,özrü kabahatinden beter, reklam

kokan,göz boyamaci bir girisimi degildir ... :-\

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 28 Eylül, 2010, 23:32:07
Ustalar çizgisel erotizmi anlatti
Çizgi romanlarin 'yaramazca' tarafini ve Türkiye'nin çizgisel erotizme bakisini usta çizerler anlatti.

Iliskili fotograflari göster 
ntvmsnbc
Güncelleme: 16:57 TSI 28 Eylül. 2010 Sali
ISTANBUL - Çizgi romanlar, son yillarda ülkemizde de çikisa geçen popüler kültür unsurlari. Ve tabii ki bu disiplin de, tipki sinema ve edebiyat gibi, kendine özgü erotizm formüllerine sahip. Erkek dergisi FHM, Ekim sayisinda tarihli sayisinda konuyu mercek altina aliyor.

Girgir dergisinin efsanevi kadrosunun önemli isimlerinden Ergün Gündüz, Karaoglan'la tanidigimiz Suat Yalaz ve Eksi Seksen'in yaraticisi Yalçin Didman, kapsamli bir dosyada olayin püf noktalarini anlatmis:

Kadin karakterlerin macera çizgi romanlarindaki yeri nedir? Cinsi latif, hangi noktaya kadar zarafet içerir? Çizgi romancilar tanidiklari kadinlari mi fantastik öykülerde model alir? Yoksa tüm o endamli güzeller tamamen hayal ürünü mü? Seksi kadin figürleri çizerken, nelere dikkat ediyorlar?

ntvmsnbc'den bir haber
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 01 Ekim, 2010, 13:35:41
Bihruz'un çizgili seyrüseferi

(http://static.ideefixe.com/images/336/336622_2.jpg)


Recaizade Mahmut Ekrem'in meshur romani 'Araba Sevdasi' da çizgi romana uyarlandi. Bihruz'un mimiklerine önem verilmis, hayal ve vesveselerle ugrasilmis, farkli tasarimlar denenmis. Tiplemeler genelde iyi kotarilmis, süreklilik sorunu asgaride tutulmus, bunlar da çalismanin artilari... Yakin zamanlarda çikan benzerleriyle kiyaslanirsa, 'Araba Sevdasi' için daha basarili bir yerli çizgi roman uyarlamasi demek gerekiyor

LEVENT CANTEK (Arsivi)



Kimi edebiyat elestirmenleri Araba Sevdasi'ni ilk modern romanimiz olarak gösterirler ki büyük ölçüde dogru bir tespittir. Bati özentiliginin hicvedildigi romanda dönemin kültürel ve siyasi kafa karisikligi iyi yansitilmis, ironi dengesi maharetle kurulmustur. Pek öyle hatirlanmamakla birlikte Araba Sevdasi, basarili bir mizah romanidir ayrica... Recaizade Ekrem'in böyle bir amaci olmadigini biliyorum ama iyi bir mizah romaninda olmasi gereken her ne varsa yer vermistir de. Mizah romanlari, baslangiçta herkesin anlayacagi bir abartiya ihtiyaç duyar. Bu abarti, popüler bir yargiya veya geleneksel bir elestiriye dayandirilir. Alafrangaliga yönelik bir elestiri, ne Araba Sevdasi'yla baslamis ne de ilk kez Çamlica'da serpilmistir örnegin. Bu elestirinin içinde yabanci karsitligi, kibir, anti-entelektüelizm ve dinsel ayrimlardan olusan bir payda vardir. Hacivat'in kibirli laflarini, Kavuklu kahkahasini nasil hatirlamamiz icap ediyorsa... alafranga karsitliginda Ahmet Mithat'i, Bati Avrupa edebiyatindaki snop ve dandy tiplemelerini hesap etmemiz gerekir. Araba Sevdasi, pek çok farkli mecradan beslenerek üretilmis bir mizah içeriyor. Bihruz Bey hiç yoktan varedilmis bir karikatür degil, konusulan ve bilinen bir zihniyete dayaniyor.

Acidigimiz adama gülüyoruz
Hemen ekleyelim, modern bir mizah romani, temel aldigi zihniyet kaliplariyla yetinmez, disina çikarak bir alternatif gelistirir. Araba Sevdasi'nin yenilikçiligi, kahramani Hacivat olan ve Karagöz'e yer vermeyen (hiç yok demiyorum, buna deginecegim) bir anlati olmasinda belki de. Karagöz'e degil Hacivat'a aciyoruz (acidigimiz adama bir kez daha gülüyoruz) çünkü. Don Kisot'u andirir biçimde hayal âleminde dolasan Bihruz'u çevresindeki herkes sömürüyor, kandiriyor ve alay ediyor. Bu noktada klise, yozlasmis bir toplum elestirisiyle birlikte kullanildigi için basarili bir alternatif olusturuyor. Hacivat'in Farsça sözcüklerini nasil anlamiyorsak Bihruz'un Fransizca ifadelerini de anlamiyoruz. Karagöz gibi her seyi tersinden 'okuyor'; yeni olansa ziyadesiyle hayallere dalmasi, gördügü ve duydugu her seyi, görmek ve duymak istedigi bir âlemin kodlariyla anlamlandirmasi, isin encaminda zamanini bir vehme kurban etmesi...
Abarti ve mevcut kliselerden faydalanmak hususunda Recaizade Ekrem hemen göze çarpmayan bir hamle daha yapmis. Alafrangaligi pekistirmesi için ana hikâyenin gerisine Karagözler katmis... Bihruz, Çamlica'da veya baska yerlerde insan içine çiktiginda halktan insanlarla, sert erkeklerle karsilasiyor. Sanki onlar hiç yokmus gibi vehim ve istiraplarina yeniden dalip yoluna devam ediyor... Romanda bahsi geçmemekle birlikte o 'münasebetsiz' adamlara o günlerin gündelik dilinde (isin içine sehre yeni gelmis göçmenleri de dâhil ederek) 'herif' deniyor. Herif nitelemesi bugünkü Maganda adlandirmasinin bir benzeri, tesbihte hata olmaz, öncüllerinden biridir. Madem lafi bugüne getirdik, devam edelim, Bihruz Bey de entel adlandirmasinin ilk atasi sayilabilir. Recaizade Ekrem, Karagöz-Hacivat dualizmini kullanirken, Karagöz'den korkuldugunu, Hacivat'in acinasi ölçüde masumlastirildigini gösteriyor ki bu bunlar sahiden yeni yorumlar. Araba Sevdasi'ni bunca yil yasatan ve modern kilan, zekice yapilmis bu tersine çevirme olabilir. Romanda bir 'entelin' büyüme (ve kaybolma) hikâyesi anlatiliyor diye bir özetleme yapabiliriz, yanlis olmaz saniyorum.

Bastan ihtimam göstermeli
Araba Sevdasi'nin çizgi roman uyarlamasi çikti, o sebeple yaziyorum bunlari. Türkiye'deki mizah dergilerinde benzer temali çok hikâye yayimlandi, okur ya da üretici olarak asina olunan bir tiplestirme biçemine sahip Araba Sevdasi. Zorlugu, romandaki otantik kiyafetlerin az bilinirligi, çevre ve mekânla ilgili malumat eksikligi vs... Asilmayacak seyler degil ama bastan ihtimam gösterilmesi gerekiyor. Çizgi romanda Recaizade Ekrem'in aurasi iyi yansitilmis bence, dogrusu hiç bilmedigim bir çizer Betül Gönüllü yapmis uyarlamayi. Çizgi niteligi her sayfada tutturulmus degil, hele sonlara dogru... Baslangiçtaki kalabalik sahneler giderek seyreklesiyor ve arkaplani olmayan, hizli çizildigi anlasilan yakin planlar tercih edilmis. Bunlar handikaplar... Diger yandan sinematografik bir gözle gayret gösterildigi, sayfa istiflendigi anlasiliyor. Bihruz'un mimiklerine önem verilmis, hayal ve vesveselerle ugrasilmis, farkli tasarimlar denenmis. Tiplemeler genelde iyi kotarilmis, süreklilik sorunu asgaride tutulmus, bunlar da çalismanin artilari... Yakin zamanlarda çikan benzerleriyle kiyaslanirsa, Araba Sevdasi için daha basarili bir yerli çizgi roman uyarlamasi demek gerekiyor...

Kaynak : www.radikal.com.tr

24/09/2010
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 23 Ekim, 2010, 15:35:09
 Levent Cantek bu haftaki Radikal Kitap ekinde " Olaganüstülükler içinde kadin akli" basliginda Adale Blanc-Sec'in Olaganüstü Maceralarini tanitiyor. Okumadigim bir kitapti ,Levent Cantek "Olaganüstü bir çizgi roman iste" diye bitirince alinacaklar listesine eklemek farz oldu.
Bu arada Tardi'nin ,çok sevdigim, Leo Malet'den de uyarlamalar yaptigini ögrendim. Umarim bir gün bunlari da Türkçe okuma sansimiz olur.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 25 Ekim, 2010, 22:57:28
Alıntı yapılan: alan ford - 23 Ekim, 2010, 15:35:09
Levent Cantek bu haftaki Radikal Kitap ekinde " Olaganüstülükler içinde kadin akli" basliginda Adale Blanc-Sec'in Olaganüstü Maceralarini tanitiyor...

Bu da bahsi geçen yazi...

Olaganüstülükler Içinde Kadin Akli

LEVENT CANTEK

Adèle, erkek kahramanlardan geri kalir biri degil. Onu tanimlarken külliyen ahmak, saplantili, iyi ya da kötü 'eksik' erkegin arasinda ne yaptigini bilerek yasayan bir maceraperest demek gerekiyor

Yüz yil kadar önce Amerika'nin ve sinemanin ulastigi her ülkenin en çok taninan dinozoru Gertie'ydi. 1914 tarihli ayni adli animasyonun kahramani olan disi dinozor, o yillarin deha olarak adlandirilan çizgi romancisi Winsor McCay'in çizgileriyle hayat bulmustu. O kisa filmdeki hikâyeye göre McCay, George McManus, Roy McCardell gibi bir grup çizer ve mizahçi, araba gezisi sirasinda doga tarihi müzesinde konaklamak zorunda kaliyor, aksam yemegi yenirken McCay dostlarina Gertie'yi anlatan bir animasyon çiziyordu. Gertie, bir sirk hayvani gibi ayaklarini kaldirip indiriyor, müzige tempo tutuyor, huysuzluk ediyor, oburluk yapiyordu. Dinozorun olaganüstü büyüklügü ve modern animasyon teknigi, günün seyircisine yeni ve sasirtici gelmis olmali.

McCay, uzak görüslülügü ve olagan disi olani gerçekmis gibi gösterebilme mahareti nedeniyle bilerek seçilmis bir isim. Uzak diyarlar, egzotik mekânlar, hiç bilinmeyen bölgeler, issizlik, tekinsizlik, her anlamiyla 'cangil', McCay gibi öncü isimlerle kendini vareden çizgi roman dünyasinin hisim akrabalaridir. Buzlar altinda yüzlerce yil uyumus bir adama, kocaman uzay gemilerine, Marsli bir kadina, vampirlere ve uçan adamlara rastlariz hikâyelerinde. Saniyorum Fellini, çizgi romani diger sanat türlerinden ayiran en temel farkin daima olaganüstü hikâyelere sahip olmasidir demisti. 'Hiç olur mu a canim çok mantiksiz' denmez çizgi romanlara örnegin... Çocuksu bir abarti, fantastik bir aura, rasyonelligi kapi disari eden bir inanç hâkim oluverir anlatiya, yadirgamayiz... Gertie'yi, McCay'in resmetmesi anlasilir bir tutum bu sebeple. Sinemada ya da romanda bu olaganüstülük yok diyemem. Sanatin hayatla ve rutinlerle iliskisinde ve kendini varederken kurdugu düzlemde olagandisi bir seyir kurma arzusu zaten vardir. Bir genelleme yaparsak ve bu genellemeyi diger sanatlarin geneliyle kiyaslarsak, çizgi romanlarin olaganüstülügün esigine daha yakin durdugunu iddia edecegim.

Tardi'nin ünlü dizisi, tam adiyla, Adèle Blanc-sec'in Olaganüstü Maceralari, Gertie'yi çagristiran biçimde, 136 milyon yillik bir dinozor yumurtasinin çatlamasiyla basliyor. Hikâye tarihiyle sene 1911, o olagandisi yaratik -kus Paris semalarinda dehset yaratarak gezinirken Tardi, takintili ve komik erkeklerin hâkim oldugu bir sehir ve hayat manzarasi çiziyor bize. Tardi, Türkiye'de çok bilinmemekle birlikte, kendi adima hemen sayabilirim, yasayan en büyük çizgi roman ustalarindan biri. 1946 dogumlu, Fransa'nin güneyinde dogmus, çesitli hikâyelerinde siveli konusan Marsilyalilari, Lyonlulari anlatmasi tesadüf degil. Çizgi romana altmisli yillarin sonunda Pilote dergisi çevresinde baslamis. O çevrede yer alan gençlerin, Christin ve Giraud gibi birlikte çalistigi isimlerin ortak özelligi, anaakim çizgi roman anlayisinin disina çikmalariydi. Nasil bir hikâyeci oldugunu bu baslangiç noktasi açikça beyan ediyor aslinda. Tardi, o yillarda, pek çok yasiti gibi Herge'in ligne clair (açik berrak) çizgi tarzini kullanan, fotograf ayrintisinda arkaplanlar tercih eden, komiklestirerek çizen biriydi. Yetiskin okurlara yönelik siyasi dertleri olan çalismalar yapmak istiyordu. Bu iki egilimi yillar içinde nerdeyse hiç degismedi. Leo Malet, Louis-Ferdinand Celine gibi iyi edebiyatçilardan uyarlamalar yapti, piyasa beklentilerinin aksine siyah beyaz çizmeyi yegledi. 'Sanat' çizgi romani yapmak istemiyordu ama anaakim çizgi romanin okurlarini da hedeflemiyordu. O yüzden olabilir, gelenek ve modern arasinda kaldi hep, ikisine de dahil olmadi sanki... Her zaman sehre yeni gelmis bir göçmen gibiydi, diger yandan sehri, sehrin sahiplerinden daha iyi taniyordu.

Sapsal erkekler arasinda

Adèle Blanc-sec, onun popülerlik kazanmis çalismalarindan biri (1976-2007). Dokuz albümlük diziyi yayin efsanesi A Suivre dergisinden hatirlayanlar çikacaktir. Yakin tarihli global ragbetini ise Luc Besson'un yaptigi film uyarlamasina borçlu. Tardi, Ingilizceye birkaç kez tercüme edilm ekle birlikte Amerika'daki düzenli sayilabilecek yayini bile filmin etkisiyle yakinlarda gerçeklesti. Adèle Blanc-sec, Tardi'nin çok sevdigi , kimileri dokümanter nitelikli baska çalismalar da yaptigi, 1910'larda geçiyor. Çizgi romanlar genellikle erkek anlatilari oldugu için kadin kahramanlar (heroine) sayica azdir. Adèle, erkek kahramanlardan geri kalir biri degil. Onu tanimlarken külliyen ahmak, saplantili, iyi ya da kötü 'eksik' erkegin arasinda ne yaptigini bilerek yasayan bir maceraperest demek gerekiyor. Tardi'nin ironik üslubunda hemen tespit edilecek bir ayrim bu. Çevresini komiklestirerek öyle bir ucubelestiriyor ki, kahraman neredeyse hiçbir sey yapmadan, daha en bastan sivriliyor.

Adèle'nin ilgi çekici olan bir yönü var, Fransa'da erkek düsmani anlaminda 'misandrist ' sayiliyor. 'Yahu alti üstü çizgi roman, abartmislar' demeyin, konusuluyor iste, toplumlar spekülasyona ihtiyaç duyar, ne desek bos, geçerken Zizek'e selam gönderelim. Cinsellige ve dair tutkulara çizgi romanda deginilmesine ragmen aseksüel bir kahraman Adèle , erkeklerle yakinlastigini görmüyoruz. Arada bir banyoda yikanirken, küvette otururken, düsünürken çiplak resmedildigi oluyor o kadar... Ne ask ne de bir cinsel çagrisim içeren bir temayülle fas edilmis degil. Sapsal erkekler arasinda akil yürütürken, cesaret gösterirken, sigara tellendirirken izliyoruz onu. 'Kadinin fendi' denir ya, öyle iste, suyun yatagini bulmasi gibi sessizce ve bazen kasitli bir hirçinlikla erkekler arasindan siyrilip çikiyor, yolunda ilerliyor. Kimi yönleriyle George Sand'i andirdigini düsünüyorum. Tardi'nin eski ile yeni arasinda kaldigini söylemistim yukarida. Adèle'nin dizi basliginda geçen olaganüstülük de böyle bir sey. Bir yanda dinozorlar, maymunlar, mumyalar diger yanda baska türden bir karakter derinligi, kadin akli... Olaganüstü bir çizgi roman iste...


23/10/2010 Radikal Kitap

Kaynak : http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=EklerDetay&ArticleID=1024890&Date=24.10.2010&CategoryID=40 (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=EklerDetay&ArticleID=1024890&Date=24.10.2010&CategoryID=40)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 26 Ekim, 2010, 12:45:07
Üç aylik edebiyat dergisi Roman Kahramanlari bu sayisinda Tenten'e yer veriyor...

(http://img10.imageshack.us/img10/9738/romankahramanlari.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 28 Ekim, 2010, 19:16:15
CUMHURIYET KITAP 28 EKIM 2010 SAYI 1080

FUARIN KONUKLARI
Gallieno Ferri (Zagor'un babasi ve efsane çizer)

Italya'nin en büyük çizgi roman çizerlerinden biri olan Galliano Ferri, 21 Mart 1960 tarihinde Cenova'da dogdu. 1960 tarihinde Guido Nolitta (Sergio Bonelli) ile birlikte Zagor'u hayat geçirdi ve uzun yillar çizip yazdi. De Leo tarafindan kesfedilen Ferri Il Fantasma Verde ve Piuma Rossa' yi çizdi daha sonra 1949 seri olarak Maskar' i çizmeye basladi. Fransiz pazari için Tom Tom ve Thunder Jack isimli western hikâyeleri çizdi, ayrica Jolly ve Capitan Walter çizdi. 1960 yilinda Sergio Bonelli ile tanisti ve birlikte Zagor'u yaratti. Daha sonra yine birlikte 1975 yilinda baska bir efsane Mister NO'nun ilk sayisini ve 115 sayinin kapagini çizdi ayrica Tommiks diye bilinen Capitano Mark'in 9 ve 10 numarali özel sayilarinin da kapaklarini çizdi.
Gianfranco Manfredi (Volto Nascosto'nun yaraticisi)

1948 de Italya'da dogdu. Felsefe tarihi okudu. 1978 de L'amore e gli amori in J. J. Rousseau'yu (J.J. Rousseau'nun Aski ve Asklari) yayimladi. Feltrinelli ile birlikte romanlari çikti Cromantica (1985), Ultimi Vampiri (1987) ve Trainspotter (1989); Mondadori için Il peggio deve venire (1991); 2005 yilinda kadar birçok yayinevi ile birlikte çalismistir. Fumetti dünyasina girisi ise 1991 yilinda Dardo yayinlarindan Gordon Link ile olmustur. Daha sonra 1994'te Sergio Bonelli Editore için eserler vermeye baslamistir; bunlar arasinda Dylan Dog ve Nick Raider ayrica western serisi Magico Vento'yu yazdi. 2005 yilinda Maxi TEX in hikâyelerini yazan Manfredi 2007 de Bonelli için Volto Nascosto'yu kaleme aldi.

Moreno Burattini (Bonelli basyazari)

7 Eylül 1962'de San Marcello'da dogdu. Genç yaslarda Floransa'ya tasindi. Her zaman çizgi roman (fumetti) hayrani olan Burattini mezuniyet tezini de Fumetti üzerine verdi. 1985'den itibaren 7 yil boyunca Collezionare çalisti, 1992 yilinda Dime Press'i kuran birkaç kisiden biri idi. Bonelli hayrani olarak Burattini sayisiz gösteri, etkinlik düzenledi ve çizgi roman senaryosu üzerine ders ve kurs verdi. Gerçek anlamda profesyonelce olarak çalismaya 1990 yilinda baslayan Burattini Mostri (Acme) dergisinde Stefano Andreucci ile senaryolar yazdi, bunlari sirasiyla 'Intrepido', Il Giornale dei Musteri, Cattivik ve Lupo Alberto. Daha sonra pesi pesine 3 seri olan Le maialate di Enrico La Talpa, McKenzie Memories ve Vite da Talpe'yi yazdi. 1991 Mayisi'nda Bonelli için ilk Cico ve ilk Zagor hikâyesini yazdi. Bonelli için çalismaya basladi, Burattini Tommiks için bir hikâye yazdi. ANAFI ödüllerinde en iyi senarist ödülünü aldi, ayrica FUMO DI CHINA ödüllerinde en iyi yazar seçildi.

Marcello Toninelli (Zig Zagor çizeri)

25 Haziran 1950 Italya dogumlu olan Marcello Toninelli, 1982 yilinda Bonelli yayinevinde Zagor çizmeye basladi. Daha sonra kendi yayinevini kuran Toninelli çesitli çizgi romanlar yayimladi. 1987'de yayinevinin kapanmasindan sonra 1990 Fumo di China kapsaminda Ned 50 yayinevini açti. Toninelli Prof. Van Der Groot ve Agenzia Scacciamostri isimli seri çizgi romanlar yayimladi. Granata Pres adina mini bir seri olan Dark' i yayimladi ama asil basariyi ve ünü meshur eseri Dante ile yakaladi. Bunun disinda Star Comics için Shanna Shokk, bir Zagor taslamasi olan Zig Zagor, Gordon Link, Lazarus Ledd, Omer ve Ene isimli eserleri yayimladi.

Graziano Romani (Müzisyen ve Una Vita con Zagor müzik albümünün bestecisi ve yorumcusu )

16 albüm yayimlamis olan Italyan rock bestecisi ve yorumcusu Graziano Romani, 1981 yilinda Rocking Chairs adli ilk grubu ile müzik dünyasina giris yapti. Son iki albümü ABD'de kayit edilen Graziano Romani bir çizgi roman ve Zagor tutkunu olarak yakin arkadasi Moreno Burattini ile birlikte 1 yillik bir çalismanin ardindan Ekim 2009'da Zagor King Of Darkwood'a (Baltali Ilah Zagor) adadigi albümü çikardi. http://www.grazianoromani.it/

Laura Scarpa (Scuola di Fumetto dergisi yayin editörü)

1957'de Venedik'te dünyaya gelen Laura Scarpa, çizgi roman sektöründeki kadin çizerlerden biri olup 1978'de Linus dergisinde Moll Flanders'i Antonio Tettamanti ve Venturina Veneziana ile birlikte yaratti. Ayrica Laura Scarpa çocuklar için illustrasyon çalismalari yapti, Corriere dei Piccoli ve Snoopy'de Sara dai Cappelli Blue ve Sabato in Jeans adli seri öyküler çizdi. Ragazza dergisi için Martina'yi çizen Laura Scarpa 1993'te yazar Giorgio Pellizzari ile birlikte Struwwelpeter grubunu kurdu. Daha çok çocuk ve gençlere yönelik çalismalarda bulunan Laura Scarpa, Scuola di Fumetto dergisinin yöneticisi ve ayrica çizgi roman okulunda ögretmendir. Akademik olarak çizgi roman ve çizgi romancilar üzerine bazi arastirma ve derleme kitaplari da yazmistir.

Diego Cajelli

31 Temmuz 1971 dogumlu yeni nesil Italyan çizgi roman yazarlarindan olan Diego Cajelli, elektronik diplomasi aldiktan sonra Milano Çizgi Roman okuluna gitti, 1995 yilinda master derecesinde bu okuldan mezun olan Cajelli Xenia Edizioni için Demon Hunter'da 3 hikâye yazdi. 1996 yilinda basilan Pulp Stories (Türkiye'de 2010 yilinda 1001 Roman tarafindan Pis Isler diye yayimlandi) yazdi. 1998 yilindan sonra Bonelli için çalismaya basladi. Dampyr, Legs Weaver ve Zagor için senaryolar yazdi. Yazarlik disinda bir süredir Strane Storie (Garip Hikâyeler) adli gece radyo programini sunmaktadir. Ayrica kabare çalismalari da yapmaktadir.

Riccardo Burchielli

1975 dogumlu yeni nesil Italyan çizer Riccardo Burchielli Amerikan Vertigo-comic DMZ için çizim yapmaktadir 1997 yilinda Desdy Metus ve daha sonra Ediperiodici için çalisan Burchielli, 2003 yilinda John Doe için 3 hikâye çizdi, bunun disinda agustos ayinda 1001Roman tarafindan yayinlanan Billy The Kid-Bitmeyen Kin adli korku western çizgi romaninin 1 ve 8 No'lu bölümlerini çizdi. Ilgili kitap Italya'da BD yayinlari tarafindan 2007 de yayinlanmisti.

Marco Schiavone

Edizione BD yayinevi grubunun CEO su olan Marco Schiavone, 2005 yilinda kurulan Edizione BD Italya'da birçok farkli ve degisik çizgi romani yayimlamaktadir. Bunlarin arasinda fumettiler, Amerikan çizgi romanlari, mangalar, manhwa, artbooklar yer almaktadir. Bunun disinda Alan Moore, Joe R. Lansdale, Massimo Carnevale, Moebius, Micheal Chabon, Giorgio Cavazzano, Clamp, Tetsuo Hara, Kazuo Koike, Luca Enoch, Jim Lee, Jacques Tardi, Tiziano Sclavi'nin eserlerini yayimlamaktadir ve ayrica Batman, Sprayliz, Superman, Grisù, 666 Satan, Warcraft, Starcraft, Cyborg 009, I Griffin, .Hack, Ghostbusters, Trigun, Hellsing gibi kahramanlar da yayinevi tarafindan Italya'da yayinlanmaktadir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 28 Ekim, 2010, 20:15:53
Dergiye bu sekilde,  yanlis yazmislar. Ben de degistirmedim.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 07 Ocak, 2011, 14:23:59

07/01/2011 tarihli Cumhuriyet gazetesinden...



(http://img221.imageshack.us/img221/3324/cumhuriyet07012011.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 07 Ocak, 2011, 15:16:52
Bu elektronik kitap,çizgi roman işine ben ısınamadım arkadaş.Cep telefonunda sinama filmi izlemekle aynı şey.
Ekonomik boyutu cazip görünse de tad alan varsa beri gelsin..
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 07 Ocak, 2011, 15:27:45
  Ben de ısınamadım gitti. Elimde bilgisayardan okuduğum kitaplar var. Hatta marvel'ın sitesinden bazen digital comics te okuyorum, ama kitabı elinde tutmanın, sayfaları karıştırmanın tadını ASLA veremiyorlar
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Lami Tiryaki - 07 Ocak, 2011, 15:30:04
Al benden de o kadar, ben de ısınamayanlardanım. Nedense ekranda uzun süre bir şeyler okuduğumda bir süre sonra başım ağırlaşıyor ya da uykum geliyor. PC'nin vızldamasının getirdiği sinir bozucu durum da cabası. Kağıdın yerini bir şey tutmuyor.

Selamlar
Lami
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 07 Ocak, 2011, 15:55:05
Bende kağıdı severim. Hem kuşe bile olmayacak. Neden derseniz samanın kokusu bile ayrı güzel.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: BAHADIR - 07 Ocak, 2011, 17:10:45
Her şeyi bir kenara bırakın ülkemizde geççen yıl biraz fazla kitap çıkınca bütçeler allak bullak olmuştu...Demek ki Fransa gibi bir çizgiroman piyasası olsa neler yaparız? Nasıl bir seçim uygularız bilmiyorum...Onun içindir ki Allah biliyor o kadar  çeşit istemiyorum...İmrenerek bakmaktansa hiç bakmam daha iyi... ;D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kültürelgüncel - 07 Ocak, 2011, 19:09:31
Alıntı yapılan: gunessemerci - 07 Ocak, 2011, 15:55:05
Bende kağıdı severim. Hem kuşe bile olmayacak. Neden derseniz samanın kokusu bile ayrı güzel.

Gerçekten o sayfa kokusu çok güzel.... Bilgisayardan okumak bir süre sonra sıkıcı ve yorucu geliyor insana...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Thunderbolt - 07 Ocak, 2011, 21:32:18
Fransa'da yaşamak varmış. :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: İlhan Yılmaz - 08 Ocak, 2011, 14:29:05
Alıntı yapılan: Thunderbolt - 07 Ocak, 2011, 21:32:18
Fransa'da yaşamak varmış. :)
Fransa'yı olmasa bile Fransa'dan bir şeyleri ayağınıza getirebiliriz diye düşünüyorum. ;)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yalcinerol345 - 08 Ocak, 2011, 15:08:15
Alıntı YapFransa'yı olmasa bile Fransa'dan bir şeyleri ayağınıza getirebiliriz diye düşünüyorum. ;)

Nasıl yani ?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: İlhan Yılmaz - 08 Ocak, 2011, 15:24:13
Alıntı yapılan: yalcinerol345 - 08 Ocak, 2011, 15:08:15
Alıntı YapFransa'yı olmasa bile Fransa'dan bir şeyleri ayağınıza getirebiliriz diye düşünüyorum. ;)

Nasıl yani ?

Köpekler kışın ölür...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 08 Ocak, 2011, 15:32:00
Alıntı yapılan: hipnoz - 08 Ocak, 2011, 15:24:13
Köpekler kışın ölür...

İlhan biraz daha ipucu ver  :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 19 Ocak, 2011, 11:05:20
 LevantCantek bu hafta da Red Kit hakkında kalem oynatmış Radikal Kitap ekinde. Yine çok güzel bir yazı ,yine alınacak bir çizgi roman. Bu altın madalyon itkisi iyi güzel de. Batacağız bu gidişle :)
Okumak isteyenler için:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1036692&Date=19.01.2011&CategoryID=40 (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1036692&Date=19.01.2011&CategoryID=40)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 21 Ocak, 2011, 14:06:43
Enson Haber sitesinin bugün ki sitesinde ki haberi sizinle paylaşmak istiyorum.

Provokatif çizerin kitabı Türkiye'de
Tevrat'ın bir bölümünü resimleyen ve yayımlandığı bazı ülkelerde tepki çeken Genesis adlı çizgi roman Türkiye'de..
Çizer Robert Crumb'ın adı Türkiye'de pek duyulmamış olsa da, memleketi ABD'de durum tam tersi. Crumb, ABD'nin en önemli çizerleri arasında gösteriliyor; genel akım çizgi romanlara bir karşı duruş olarak ortaya çıkan 'yeraltı çizgi roman' (comix) akımının öncülerinden. Aynı zamanda müzisyen de olan Crumb, 1980'lerin başında yazar Charles Bukowski ile birlikte çalıştı. Sinemaya da uyarlanan, ödüllü American Splendor serisinin de illüstrasyonlarını yaptı. Ancak Crumb'ın ünü, Tevrat'ın 'yaratılış' bölümünü anlattığı ve dört yıl üzerinde çalıştığı The Book of Genesis (2009) adlı çizgi romanının yurtdışında yayımlanmasıyla ABD sınırlarını aştı; zira kitap hayli tepki topladı. İşte söz konusu bu çizgi roman, şimdi Türkiye'de okurlarla buluştu.

TÜRKİYE'DE İLGİ GÖRECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR
Yurt Kitap-Yayın tarafından yayımlanan Genesis çizgi roman, Tevrat'ın 'yaradılış' kısmının ilk 50 bölümünü kapsıyor. The Book of Genesis, 2009'un sonlarında İngiltere'de piyasaya çıktığında, özellikle Hıristiyan kesimlerce eleştirilmiş ve tepki çekmişti. Peki neden bu denli kızmışlardı? Esasında Tevrat ve İncil gibi kutsal kitapların çizgi romanlaştırılarak daha geniş kitlelerce okunmasının sağlanması ilk kez rastlanan bir şey değil. Üstelik kitabın metinlerinde de Tevrat'ın orijinalinden herhangi bir sapma bulunmuyor. Ancak işin rengi, çizerinin Robert Crumb olmasından dolayı değişiyor. 1943 doğumlu Crumb, provokatif kişiliği, çizimlerinde erotizme hayli yer vermesi, kimilerine göre kadın düşmanı olması ve gençliğinde sürdürdüğü bohem hayatıyla tanınan biri. Ancak bu 'sivri' kişiliğinin yanı sıra otoriteler, çizim ve özellikle de çizgi roman konusunda bir deha olduğu konusunda birleşiyor. Kitabın Türkiye'deki yayıncısı, Yurt Kitap- Yayın'ın editörü ve grafikeri Ali İmren, yurtdışındaki tepkilere ilişkin olarak, "Kullanılan ana metin ve konuşma balonları bire bir Tevrat'tan, değiştirilmeden alınmıştır. Zaten çizer de kitabın ön sözünde 'metnin aslına sadık kalıp metni kelimesi kelimesine aktardım' diyor. Kitap yurtdışında tepkiler aldı, ama bunlar yürüyüşlere, yakıp yıkma tarzı saldırılara dönüşmedi" diyor. İmren, Genesis'in tepki almak yerine, Türkiye'de ilgi göreceğini de düşünüyor.

(http://www.ensonhaber.com/resimler/diger/provokatif_cizerin_kitabi_turkiyede.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 04 Şubat, 2011, 12:39:03
Roman Kahramanları dergisi bu sayısında da Sandman dosyasını açmış...

(http://www.izmirdesanat.org/wp-content/uploads/2010/12/RK-kapak-5.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: s.b - 04 Şubat, 2011, 17:31:51
Alıntı yapılan: hipnoz - 08 Ocak, 2011, 15:24:13
Alıntı yapılan: yalcinerol345 - 08 Ocak, 2011, 15:08:15
Alıntı YapFransa'yı olmasa bile Fransa'dan bir şeyleri ayağınıza getirebiliriz diye düşünüyorum. ;)

Nasıl yani ?

Köpekler kışın ölür...

Yakışıklı İlhan Abim yoksa şu meçhul yayıncı sen misin?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 07 Şubat, 2011, 15:10:57
Bogazici Universitesi'nde cizgi roman teorisi uzerine bir ders acilmis. Ilgili haber asagida:

http://www.milliyet.com.tr/-cizgi-romana-uvey-evlat-muamelesi-bitiyor-/pazar/haberdetay/06.02.2011/1348753/default.htm
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: arif semerci - 29 Nisan, 2011, 14:59:43
(http://im.haberturk.com/2011/04/29/625771_detay.jpg?1304070665)Superman'den ABD'ye şok!
İran'a gitti, Amerikan vatandaşlığından vazgeçti... Amerika'nın "süper gücünün" sembollerinden Superman, yayınlanan son sayısında Amerikan vatandaşlığından vazgeçtiğini ilan etti!

Krypton'dan dünyaya düşmesiyle birlikte Amerika ile özdeşleşen süper kahramana Amerikan vatandaşlığı 1974 yılında yayınlanan bir hikâyede verilmişti.

Peki 'Demir Adam'ı vatandaşlıktan vazgeçiren neden ne?

'Action Comics'in bu hafta yayınlanan 900. sayısında Superman, İran'daki rejim karşıtı göstericilere destek vermek için İran'a kişisel bir ziyarette bulunur. Ancak burada İran hükümeti tarafından Amerikan'nın bir kahramanı olarak algılanıp, İran'a gelmesi bir savaş nedeni sayılır.Bunun üzerine aldığı kararların ve yaptıklarının her zaman Amerikan politikası olarak algılanacağını anlayan Superman, Amerikan vatandaşlığından vazgeçtiğini açıklar.

Süper kahramanın vatandaşlıktan resmen çıktığı yayınlanan sayıda açıklanmasa da aldığı karar büyük tepki gördü. Sosyal paylaşım sitelerinde, bu kararın çizgi roman okurları tarafından hoş karşılanmadığı ve okur kitlesinin büyük oranda düşebileceği konuşuluyor.
(http://im.haberturk.com/2011/04/29/625771_10b207969c342ae60cf0a4e8a6edc2a7.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 29 Nisan, 2011, 15:03:56
Vaay bilader yazıyı iyi bulmuşsun klavyene sağlık.Yazılarınıda bekliyoruz.Bu arada şimdi hangi çizgi romanı okuyorsun bakalım_?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 29 Nisan, 2011, 15:04:49
Alıntı yapılan: arif semerci - 29 Nisan, 2011, 14:59:43

Peki 'Demir Adam'ı vatandaşlıktan vazgeçiren neden ne?



Man Of Steel'i Demir Adam diye çevirmek  ???

Peki Iron Man'a ne diyeceğiz bu durumda : Ferrum Adam  ???
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 29 Nisan, 2011, 22:53:08
Alıntı yapılan: pizagor - 29 Nisan, 2011, 15:04:49
Alıntı yapılan: arif semerci - 29 Nisan, 2011, 14:59:43

Peki 'Demir Adam'ı vatandaşlıktan vazgeçiren neden ne?



Man Of Steel'i Demir Adam diye çevirmek  ???

Peki Iron Man'a ne diyeceğiz bu durumda : Ferrum Adam  ???

Yılların çelik adamı demşr adam olmuş!!!!
Şunu tercüme ederlerken hiç mi araştırmazlar.
Caucassian'a Kafkasyalı diyen kafadan ne farkı var?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 29 Nisan, 2011, 23:16:25
Süpermen'in ham(işlenmemiş)ına "Demir Adam" diyorlardır belki.. :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 14 Haziran, 2011, 23:34:32
İki gündür büyük bir hevesle okuduğum Kiki de Montparnasse grafik romanı demin (5 dk) önce bitti.Bunu ayrı bir yazıda detaylı inceleyeceğim.Yalnız Radikalde çıkan bir yazı oldukça güzeldi.Bu yazıyı sizinle paylaşmak isterim bakalım ne düşüneceksiniz?

Cesur ve güzel
13.06.2011

'Montparnasse Kraliçesi Kiki'nin yaşamını anlatan 'Kiki de Montparnasse' adlı çizgiroman Türkçe'de. Kadın özgürleşmesinin en ünlü isimlerinden Kiki, cesaretiyle ilham veriyor.

(http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/06/12/fft5_mf741063.Jpeg)

Köylülerin sütçülükle geçindiği, kasabalıların eczacılıkta ustalaştığı Cote D'Or bölgesinde 2 Ekim 1901'de doğmuş. Büyükannesiyle büyümüş. 12 yaşına gelince Paris'teki annesinin yanına gönderilmiş. Bir süre fırınlarda, butiklerde tezgahtarlık yapmış. Öğle yemeği için uğradığı bohem kafelerde sanatçılarla çalışmış. Zamanla onlara çıplak modellik yapmaya başlamış. Annesi duruma karşı gelince, kapıyı çekip çıkmış. Montparnasse'daki sanatçı atölyeleri evi, bar tabureleri yatağı olmuş.
Alice Ernestine Prin, namı diğer Montparnasse Kraliçesi Kiki'nin hayatını anlatan ve tüm dünyada çok ses getiren 'Kiki de Montparnasse' adlı çizgiroman Avrupa'da yayımlandıktan hemen sonra Türkçe olarak da raflardaki yerini aldı. Jose-Louis Bocquet'nin yazdığı kitabın çizimleri Catherine Muller'e, çizgiroman dünyasında bilinen adıyla Catel'e ait. Avangard akımın en cesur kadınlarından biri olan Kiki'nin hayat öyküsü zaten ilham verici ama grafikle anlatılınca daha büyüleyici olmuş. Kitap sadece Kiki'nin hayatını değil, 1920'lerin Paris'inde kuvvetle esen sefalet ve umutsuzluk rüzgârına direnmeye çalışan bir grup sanatçının direnişini anlatması bakımından da önemli.
Kiki acayip bir kadın. 20. yüzyıl başında, bırakın sanat tarihindeki yerini, yaşamayı seçtiği hayat tarzıyla bile kadın özgürleşmesinin önünü açmış biri. Sadece model değil, aynı zamanda bar şarkıcısı, ressam ve oyunculuk yapmış. Başta sevgilisi Man Ray olmak üzere Kisling, Foujita, Per Krohg, Calder, Utrillo ve Leger gibi sanatçılara modellik yapan Kiki, zamanla 'Breton' sanat çevresinin el üstünde tuttuğu, güçlü, zeki, güzel ve özgün bir kadın olmuş. Sayısız işe modellik yaptığı halde hiçbir zaman kendisine ait bir mülkiyeti olmamış. Mülkiyetten uzak durmuş. "Biraz soğan, ekmek ve kırmızı şarap. İhtiyacım olan tek şey bu. Ve tabii bunları ısmarlayacak biri. Onu da nasıl olsa bulurum" demiş.

Kiki ismi Mendjisky'den hediye
İlk olarak, heykeltıraş Chaim Soutine'e modellik yapan Alice, kısa sürede namını Paris sanat çevrelerine duyurmuş. 1917'de Mendjisky ile tanışmış. Kiki adı da ondan yadigar. Kiki en çok Man Ray'in gözdesi olmuş. Sanat tarihinin ünlü fotoğraflarından Le Violon D'ingres'e modellik yapmış.
1940'ta Paris Naziler tarafından işgal edince Paris'i terketmiş. Bir daha da dönmemiş. Güneye inmiş, bir kır evinde yaşamaya başlamış. Denize karşı içlenmiş, denize karşı içmiş. 1953'te, kaynaklar alkolden diyor ama, bence üzüntüden ölmüş. Anısına saygıyla...


ELİF TÜRKÖLMEZ
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 17 Haziran, 2011, 16:57:47
Çizgi roman kendini hicvediyor

İstanbul Fransız Kültür Merkezi(İFKM), yaz boyunca, Fransa'da bu kış ünlü Angoulême Çizgi Roman Festivali çerçevesinde yer almış olan 'Parodiler: Çizgi Roman Kendini Hicvediyor' sergisinden bir seçkiyi izleyiciyle buluşturuyor.

Cumhuriyet Haber Portalı

İstanbul- Dün açılan 10 Eylül'e dek sürecek olan sergide, eğlenceli bir biçimde çizgi roman tarihi ve yarattığı efsanevi karakterleri, Tarzan, Robin Hood, Sherlock Holmes, Conan ve Harry Potter gibi efsanevi kahramanları hicveden eğlenceli çalışmalar yer alıyor. Küratörlüğünü Thierry Groensteen'in yaptığı sergide Fransa'dan gelen seçkilerin yanı sıra Türk çizerlerin de sıklıkla işlediği parodiler temasından örnekler de yer alıyor. Süperman ve Batman'dan Garfield'e birçok çizgi roman kahramanı Türk çizerlerin de hicvettiği karakterler arasında. Bülent Üstün'ün Kötü Kedi Şerafettin ve Garfiled'li çalışması buna bir örnek. Sergide ayrıca Ersin Karabulut, Faruk Bayraktar, M.K. Perker ve Umut Sarıkaya'nın da çizimleri yer alıyor. www.ifturquie.org

http://www.cumhuriyet.com.tr/?kn=12&hn=253908 (http://www.cumhuriyet.com.tr/?kn=12&hn=253908)

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 19 Haziran, 2011, 22:43:49
ÇİZGİ ROMAN AYNAYA BAKIYOR
Edebiyat, resim, sinema ve televizyonda karşımıza çıkan kült figürleri hicveden sergi Fransız Kültür Merkezi'nde çizgi roman severleri bekliyor.


Cumhuriyet- Kendini hicveden sanat dalı elbette çizgi roman olabilirdi. Çizgi romanın kalbi Fransa'da, 40 yıldır düzenlenen "Angoulême Çizgi Roman Festivali" kapsamında gerçekleşen "Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor" sergisi tam da bunu gösteriyor bize. Sergiden 50 yapıt Fransız Kültür Merkezi ve Angoulême Uluslararası Çizgi Roman ve Görüntü Merkezi işbirliğiyle İstanbul'a da geldi.

Edebiyat, resim, sinema ve televizyon da karşımıza çıkan kült figürleri hicveden sergide ayrıca Tarzan, Robin Hood, Sherlock Holmes, Conan ve Harry Potter gibi efsanevi kahramanları hicveden eğlenceli çalışmalar da yer alıyor. Sergide ayrıca Ersin Karabulut, Faruk Bayraktar, M. Kutlukhan Perker ve Umut Sarıkaya'nın da çizimleri yer alıyor.


Otoriteyle dalga geçmek

Sergi vesilesiyle Fransız ve Türkiyeli çizgi romancılar da bir araya gelip karşılıklı görüşmeler yaptılar. Önümüzdeki günlerde yayıncılık alanındaki bu işbirliğiyle karşılıklı olarak çizgi roman çevirileri yapılacak. 10 Eylül'e kadar devam edecek serginin küratörü ise Thierry Groensteen.

Küratör İstanbul'da değildi, ama "Angoulême Çizgi Roman Merkezi" adına İstanbul'da bulunan www.actuabd.com isimli çizgi roman sitesinin kurucusu, çizgi roman tarihçisi Didier Pasamonik ile görüştük. "İkonik, kült olmuş figürleri hicvederek, güçle, otoriteyle alay ediyor sergideki yapıtlar" diyor Pasamonik.

"Bunu yaparken de mizahı güçlü bir şekilde kullandığı için, saldırganlaşmadan alay ediyor. Gücü, gülünçleştirebiliyor. Bu da onu evrensel kılan en büyük özelliği."



Mizah kurşundan güçlü

Peki "Süper kahraman tutkunları yüzüne pasta yemiş bir Süperman görmek ister mi" Bu soruyu şöyle yanıtlıyor Pasamonik: "Bu hayranların gücü göreceli bir şekilde görmelerini ve algılamalarını sağlayabilir. Serginin afişinde yer alan Süperman, yüzüne pasta yiyor. O çizimde Süperman'in üstüne kurşunlar da geliyor. Fakat kurşun geçirmiyor. Şunu söyleyebiliriz, mizah kurşundan daha güçlü. Kurşundan kaçan Süperman pastadan kaçamıyor. Bir süper güç bile olsa mizah her şeyi delip geçebiliyor".

Türk çizgi romanının sıkı bir takipçisi olan Pasamonik, geçen ay henüz ikinci sayısını çıkaran Harakiri dergisinin başına gelenlerden haberdar. "Harakiri aslında ilk Fransa'da 1960'lı yıllarda çıkmış bir dergiydi. Sansürün yoğun olduğu yıllardı. Biraz da iktidara karşı mizah yoluyla başkaldırıyı simgeliyordu Harakiri. Buradaki Harakiri'nin ikinci anlamda bir tekrarı olduğunu söyleyebiliriz. Garip de bir rastlantı. Tekrar sansürün kurbanı oldu dergi."

Pasamonik ayrıca 2010'da Türkiye'de ilk kez yapılan çizgi roman festivali İstanbulles'in 2012 Haziran ayında gerçekleşeceğini de hatırlatıyor.

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 23 Haziran, 2011, 11:41:23
Örümcek Adam öldü
Hürriyet / 23 Haziran 2011

Tüm dünyada milyonlarca hayranı olan 'Örümcek Adam' (Spider Man) karakteri dün öldü.
ABD'de dün yayımlanan Brian Michael Bendis imzalı 'Örümcek Adam'ın Ölümü' isimli 160'ıncı çizgi romanda, 'Örümcek Adam' karakteri Peter Parker, başdüşmanı Green Goblin'in kollarında ölüyor. Amerikan AP ajansına konuşan yazar Bendis, "Kahramanca veda edecek, ölümü boşa olmayacak. Bunu söylemesi utanç verici, ama size yalan söylemeyeceğim. Yazarken çok duygulandım, gözlerimden yaşlar aktı" dedi. Örümcek Adam hayranlarının ise endişelenmesine gerek yok. Çizgi romanın haklarına sahip Marvel Comic şirketi, ölen Örümcek Adam'ın 'Ultimate Spider Man' serisine ait olduğunu, 'Amazing Spider Man' serisinin ise devam edeceğini açıkladı.

http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/18090515.asp?gid=381
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 23 Haziran, 2011, 11:42:15
Senden önce yayınladım abi ehe ehe eheeeee
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 23 Haziran, 2011, 11:48:03
Alıntı yapılan: gunessemerci - 23 Haziran, 2011, 11:42:15
Senden önce yayınladım abi ehe ehe eheeeee

;D hızlısın kardeş, yapacak birşey yok.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: darkwood - 23 Haziran, 2011, 14:40:59
Bu örümceklerde, yayıncılar sayesinde  kedi gibi dokuz canlı  olmak üzereler.
Hoz Amazing serisindeki gibi yakında canlanır yine dert etmeyin.  :D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 08 Eylül, 2011, 10:28:20
Bugün yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi'nin Kitap Eki'nde Ümit Kireççi'nin "Çizgi Romanda Parlak Dönem"(sayfa24-25) başlıklı yazısını çizgi roman severlere tavsiye ederim.Yayınevlerini topluca değerlendiren bir yazı olmuş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 02 Ekim, 2011, 18:32:12
Avrupalı Bir Japon Hikâyesi


Okko, 12 yüzyılda, Ortaçağ Japonya'sında geçen bir aksiyon çizgi romanı. Bir Ronin etrafında gelişen bir hikâye gibi gözükse de Okko, tek kahramanlı ya da kahramanın yapıp eyledikleriyle gelişen bir anlatı değil. Diziye adını vermiş olması veya kapaklarda öne çıkartılmasına rağmen asıl kahraman gibi durmuyor hikâyelerde. Ondan korkup çekiniliyor, gücü ve tekinsizliği bir efsane gibi konuşuluyor ve fakat konuşulduğu kadar eylemliliğin içinde yer almıyor. Serüven geleneğini hatırlatarak söylersem, finalde kötü adamı alteden ve her şeyi sonlandıran çatışmanın jön prömiyeri olmuyor. Okko'nun dışında Nabura adlı gizemli yenilmez bir savaşçı, sarhoş bir din adamı ve hikâyeyi bize anlatan, sonradan keşiş olduğunu öğrendiğimiz genç bir balıkçıdan oluşan bir kahraman kadrosu var anlatının. Hepsinin bir gücü ve etkisi olduğunu düşünürsek, fantezi edebiyatının ve bilgisayar oyunlarının doğrudan etkisini görebiliriz. Okko'nun tek kahraman etkisinin azalmasını da pekâlâ buna bağlamak mümkün. Okko, Hub imzasını kullanan Humbert Chabuel'in (doğ.1969) çalışması. Olgunluk yaşında, 2005 yılında Okko'yu çizmeye başladığını, öncesinde televizyonlarda çalıştığını, reklamcılık yaptığını, video oyunları sektöründe mesai harcadığını biliyoruz. Okko'yu tasarlarken serüven edebiyatını sahiden sevdiğini gösteren ayrıntılar seçmiş.

Ronin İmgesi
Ronin, bilindiği üzere, efendisiz savaşçı (Samuray) anlamına geliyor. Japon tarihinde, derebeyleri yanlarında besleyebilecekleri ölçüde savaşçı tutuyorlar. Savaş olmadığında, kıtlıkla karşılaşıldığında veya gelirleri azaldığında Samurayların bir kısmı serbest bırakılıyor veya masrafları azaltmak adına uzun yolculuklara gönderilebiliyor. Bazen onur kırıcı bir suç, aşikâr bir hata veya ahlaki düşkünlük de samurayların efendisiz kalmalarına neden olabiliyor. Samuray hikâyelerine bakılırsa, dâhil olduğu hiyerarşide yükselemeyeceğini anlayan kimi savaşçılar, efendilerinden izin alarak dışarıya çıkıyor, ün kazanmak için başka türden bir yola giriyor. Bu kısa özet bile sanıyorum, serüven edebiyatının efendisiz savaşçıları, Ronin'leri neden sevdiğini açıklıyor. Otoriteyle bağını koparmış, saygınlığını yitirmiş, gittiği her yerde korku ve endişe yaratan silahlı bir adamı düşünün. Ronin'in kelime anlamının denizdeki dalgalar gibi savrulan insan olduğu söyleniyor. Bir seyyah gibi köyleri gezen, itibar arayan, bulduğuyla yetinen bir avare, aylak ya da kırsalın flaneur'u da denebilir... Üzerinde kıyafet gün be gün epriyen, kılıcından başka değerli bir şeyi kalmayan yoksul(laşan) bir adam aynı zamanda...

Aşina Tiplemeler ve Manga Melezliği
Hub, Ronin'in yanına şövalye hikâyelerinin sarhoş din adamını katmış. İçkiyle din ya da din ile cinsellik arasında tezatlık kurmak, din adamlarını hicvetmek, modern – seküler serüven edebiyatının sevdiği trüklerdendir. Hub, fazlasını yapmış, bunu fantezi edebiyatının büyücüsüne (Merlin) doğru evriltmiş. Miyazaki ile yaygınlaşan çevreci mistisizmine de başvurduğunu hatırlatalım. Noshin, doğanın ruhlarıyla irtibat kuran, onları kullanan alelacayip biri. Doğanın aynı zamanda güzel ve korkutucu, neşeli ve öfkeli olabileceğini gösteriyor. Fantezi edebiyatı, ruhaniliğe saygı göstermeden insan olunamayacağı telkinini verir. Ruhanilik, bir biçimde anlatının merkezindedir. Kimi tapar kimi yokmuşçasına davranarak inananlarla alay eder ama o ruhanilik olağandışı bir aktörmüşçesine hikâyelerin özellikle finalinde belirleyici olur. Büyücü Noshin gibi gizemli devadam Noburo da Japon folkloru kadar şövalye hikâyelerine, örneğin Robin Hood'un Little John'una yapılan bir gönderme. Noburo, zebanileri veya gulyabanileri betimleyen bir Oni maskıyla dolaşıyor. Daha ilk albümde ölmediğini görüyoruz, nasıl olduğuysa bir muamma olarak bırakılıyor, cevaplanmıyor. Hub'un iyi yaptığı en önemli şey anlatısını frankofon çizgi romanı ile manga arasında bir yere çekerek melezleştirmesi. Balonların kullanım biçimi manga tarzını hemen hatırlatıyor. Hikâye anlatıcısı Tikku'nun tipleştirilmesi de bu çerçevede düşünülmüş. Okko'nun Fransa'da epeyce manga yayınlayan Delcourt'tan çıkmasını tesadüf sayamayız. Hikâyelerde de bu melezlik kullanılmış. Türkçede Toprak Devri adıyla yayınlanan ikinci serüveni Japon halk hikâyelerinin tekrara dayanan (bir manastırdan diğerine gidilen, modern anlatılarla kıyaslanırsa sayfalarca-anlamsız biçimde oradan oraya sürüklenen) kurgusunu başarıyla kotarmış. Kişisel olarak önce neden bu denli "uzattığını" anlayamadım sonra fark ettim ki Hub, Japon otantizmini yansıttığını, o döneme özgü lirizmi ve şiddeti resmettiğini göstermek istiyor. Mutlaka enformatik, anlatıcı seyrinin dışına çıkan ve hatta bazen düğümü açıklayan bölümler kullanıyor. Bunlar da belgeselci tutumla ilgili muhtemelen.

Başarılı bir çizgi roman Okko. Hikâyeden çok tiplemeleriyle başarılı ve ayrıksı demek gerekiyor belki de. Her bölümde gözalan, garip bir gerginlik taşıyan birileriyle karşılaşıyorsunuz; seçilmiş, estetize edilmiş folklorik öğelerle haşır neşir oluyorsunuz. Hikâyeden çok bunlar akılda kalıyor. Çok daha fazla şey anlatılacağını ima etmesi, hikâyenin geçtiği zamanın yıllar sonrasından bölümler aktarması bir dünya ve anlatı evreni yaratılmaya çalışıldığını gösteriyor. İyi çizilmiş, iyi renklendirilmiş Avrupalı Japon hikâyesi okumak isterseniz Okko iyi bir seçim.

LEVENT CANTEK
Birgün Kitap, 2.7.2011
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 02 Ekim, 2011, 18:41:32
Demir Leblebi Yeniden

Julia yeniden yayınlanmaya başladı, yedi yıllık bir ayrılık yaşamış olduk. Erkek okurların çokluğundan veya eskilere rağbet göstermelerinden, muhafazakârlıklarından olabilir, pek satmamış, benzerlerine göre kısa sayılabilecek bir ömrü olmuştu. Julia, Türkiye'de hayli sevilen Ken Parker'in ünlü senaristi Giancarlo Berardi'nin görece yakın tarihli (1998), ünlü çizer ortağı Milazzo'suz çıktığı polisiye türünde yeni kahramanı. Türkçedeki ilk yayınında, hangi akla hizmet bilinmez "Kadın Dedektif" üst başlığıyla sunulmuştu, ilgisi yok elbette. Julia, polis teşkilatına yardımcı olan bir öğretim üyesi, krimonoloji uzmanı, kadınlığına yakıştırılan (bu yüzden klişe duruyor bir parça) duyarlı bir entelektüel portresiyle çiziliyor. İtalyan "giallo"larını çağrıştıran sert polisiye velvelenin gerisinde melodramatik gerilimler de kullanılıyor. Onun kâbuslarını, özel hayatındaki yalnızlığını izliyoruz. İtalyanların çizgi roman geleneklerine uygun biçimde, Julia rolü Audrey Hepburn'a verilmiş, çeşitli tiplemelerde yüz ve fizik olarak yine Hollywood oyuncularına rastlıyoruz.

Julia hikâyelerinde bir "dark city" atmosferi yaratıldığı görülüyor: karanlıklar, neonlar, izbe sokaklar, siluetler, mutsuz ve yorgun yüzlerle dolu umarsız bir şehir var başrolde. Hemen her hikâye farklı çizerler tarafından üretilmesine rağmen hepsini birbirine yakınlaştıran şey, miladı Caniff, Eisner ya da Hazard benzeri "sert" fırçaların ürkütücü siyah-beyaz karşıtlıklarına dayanan atmosferi iştahla ve ısrarlı biçimde vurgulamaları olabilir. Bu tekinsiz resim, Julia'nın üzerinde ağır bir "gerilim" karanlığı yaratıyor; kâbusları ve yalnızlıkları pekiştiren, suçları ve cezaları hazırlayan bir arkaplan hazırlıyor. Dylan Dog'un korku ve Nick Raider'in New York atmosferinin melezleşmiş bir biçimi belki de. Üstüne, hikâyeden çok Julia'nın psikolojisini didikleyen Berardi sosunu ekleyebiliriz. Berardi, anlatım estetiğiyle, seçimleriyle geleneksel Fumetti tarzından çok Fransa-Belçika ekolüne yakın bir aeteur'dür. Ne seyir zevkini ve okumayı kolaylaştıracak bir çizgi dengesine, ne de okuyucuyu rahatlatacak zihinsel çağrışımlara prim veren bir üslubu vardır. Julia'da, kırılıp dökülen, kederli ve incinmiş, yaşadıklarını bir türlü içinden söküp atamayan, an'ı yaşayamayan bir kadın çıkartıyor karşımıza. Tanıdığımız, özdeşleşmeye müsait biri değil, ürkek ve çoğunlukla "kazanamayan" bir kahraman. Cinsellik taşıyor üzerinde ama bundan daha başka bir hali çağrıştırıyor; şefkat ve yardımcı olma duygusu yaratan bir ergen sanki. Denk düşer de kötü adama yumruğunu savurursa, Mister No uçarılığıyla hınzırlıklar yapan, gözünü budaktan esirgemeyen yakın dostu Leo Baxter kadar rahat olamıyor. Bir tabancayı nasıl kullanacağını bilmiyor, eline aldığında ayağını vurmaktan korkuyor.

En tehlikeli silahıysa sözleri, hem de açık ara; karşısındakini bilinçaltından tefrik eden, çözülmeye zorlayan, saldırgan ve meraklı sorular ve argümanlar seçiyor; hepsi sıkıntı veren huzursuz edici şeyler. Bir çocuk-kadın olarak hasbıhal ettiği insanlarda (ekseriyetle erkeklerde) haddini bildirme öfkesi yaratabiliyor. İşini yaparken sergilediği soğukkanlı, mesafeli ve anlayışlı Julia'nın bir başına kaldığında çektiği "acılar" ise okuyucuyla paylaşılıyor. O mağrur kadının nasıl elemle kıvrandığını, mahremiyetini gözetleyenler olarak biliyoruz. Çizgi romanda kahramanların psikolojilerini ilk betimleyenler, Amerikan süper-hero ekolünün üreticileri olmuştur. Sürekli kazanan ve haklı çıkan, her defasında kötülere galebe çalan, perhizci bir yaşama zorlanan o kostümlü kahramanların acılar çekebileceğini, psikonöretik sorunlarla dolu bir iç dünyaları olabileceğini akıl ederek ilk kez hikâyelerine katan Stan "The Man" Lee'dir. Bizim çizgi romanla ilgili beğeni kalıplarımız olan Fumetti kahramanları ise, istisna serüvenler dışında bu denli "deep"lere düşmezler. Berardi, işte bu yüzden farklı bir yorumcu, hem fumetti hem de "memleket" yemeklerinde. Julia'yı, gerçekçi kılan ve hikâyenin esası olan, yaşadığı serüvenler değil onun hayatı ve acıları aslında. Parçalanmış bir hayat yaşıyor. Eğreti aile bağları, hasret ve endişelerle deviniyor karelerde. Uyuşturucu müptelası olan mutsuz kızkardeşi, erkek arkadaşlarıyla yaptığı soğuk, kısa ve ürkek telefon konuşmaları ve uzakta, bir huzurevinde yaşayan büyükanneye yapılan haftasonu ziyaretleri anlatılıyor. Julia'nın, geçmişinden kalan her şey, içini döktüğü ve zafiyet gösterdiği, ama bir o kadar da "kendi" olduğu mutluluk "an"larının temelini oluşturuyor. Öte yanda, modern şehrin baskıcı rutinleri, sürekli çalışmak ve yaşamak zorunda olduğu "iş"lerin bitimsiz gerçekliği, başucunda eşik bekçisi gibi duruyor.

Berardi, çizgi romanın "kaçış aracı" olarak kullanılmasına karşı çıkarak şöyle diyor: "bulutlardan inmek gerekiyor ve bu bir ihtiyaç (...) artık hayattan kaçışı ya da kopuşu canlandırmayan kitaplar, filmler ve televizyon dizileriyle karşılaşmak beklenmedik bir durum haline geldi. Sanki yaşam sürekli kılık değiştiren, herşeyden uzak tuttuğumuz bir canavar". İşte Julia'yı demir leblebi yapan da bu: hayatın içinde kalması.

LEVENT CANTEK
Birgün Kitap, 1.10.2011
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 15 Ekim, 2011, 17:03:14
(http://i.sabah.com.tr/sb/fotohaber/yasam/magazin-gundeminden-basliklar-15864160538/03_d.jpg)

Kadınlara 'Teo'rik bakış

Teoman'dan son haberler: Çanakkale'ye yerleşeceği iddiası efsane! Teo, sosyoloji tezi hazırlamak üzere kolları sıvadı. Tez konusu ise;
'Çizgi Romanda Kadının Rolü'...

Okul günlerine dönüş

Müziğe veda eden Teoman, kendine yeni bir hayat kurmak için düğmeye bastı. Sanatçının ajandasının ilk gündem maddesinde mastır tezini bitirmek var. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan sanatçı, yıllar önce İstanbul Ünivertesi Sosyal Bilimler Bölümü'nde mastıra başlamış, ancak vermek istediği
'Çizgi Romanda Kadının Rolü' başlıklı tezi, hocaları tarafından beğenilmemişti.

İstanbul'da yaşayacak

Sanatçı, üniversitedeki hocalarıyla tekrar bağlantıya geçerek, aynı konuda yeni bir tez vermek için görüşmelere başladı. Menajeri Funda Sanlıman ise Teoman'ın Çanakkale'ye yerleşeceği iddialarını yalanladı: "Teoman'ın öyle bir planı yok. Şu an İstanbul'da ve burada yaşamaya devam edecek. Kendisine ait internet sitesi ile Twitter hesabı ise şu an kapalı ama yakında ikisi de açılacak."
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 10 Kasım, 2011, 12:21:41
Haber Milliyet'ten...

VATİKAN TENTEN'İ KAHRAMAN İLAN ETTİ

(http://i.milliyet.com.tr/CaddeHaberDetay/2011/11/09/fft85_mf1754535.Jpeg)

Vatikan'ın resmi yayın organı L'Osservatore Romano, Steven Spielberg imzasıyla sinemaya terfi eden Tenten'i 'gerçek bir Katolik kahraman' diye tanımladı.

Gazete, Tenten'in Kongo macerasında ırkçılık yaptığı iddialarının da saçmalık olduğunu yazdı.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 14 Kasım, 2011, 13:54:54
Bugün Radikal Gazetesinde çıkan yazı

BAHADIR KALEAĞASI



Tenten: 20. yüzyılın seyyahı

14/11/2011


Tenten külliyatı, hem idealist hem gerçekçidir; çocukluğu kaybetmeden.


Resimli roman sanatı, dâhilerinden Belçikalı Hergé'nin yalın çizgileri ve yaratıcı kurgusu etkileyicidir. Yirminci yüzyıl tarihi ve coğrafyasında Tenten ile seyahat edilir: Farklı ülkeler, insanlar, kültürler, kentler, hayvanlar ve bitkiler. Tenten okuyucusunda 'merak' dürtüsünü tetikler: Bilim tarihi, otomobiller, gemiler, uçaklar, uzay teknolojileri, arkeoloji, antropoloji, felsefe, iletişim, siyaset...
Her kuşaktan, hemen hemen her ülkeden insanları birleştiren küresel olgulardan biri bu serüvenler: 80 dilde yayımlanan 24 albüm, yaklaşık 250 milyon satış ve son olarak bir Spielberg filmi. Ünlü yönetmen daha yıllar önce bu filmi hayal ederken Indiana Jones filmlerini kurgulamış.

Resimli roman, genel kültür
Yıllar içinde hakkındaki birçok makale, kitap, bilimsel yayın, belgesel film, sergi ve müze ile gelişti Tenten kültürüm. Resimli roman dünyam Abdülcanbaz, Astérix, Red Kit, Bahadır, Tarkan, Karaoğlan, Gordon, Kızılmaske, Spirou, Mister No, Black&Mortimer ve Corto Maltese ile çeşitlenip 21. yüzyılın çağdaş eserleriyle şenlenirken Tenten'in yeri hep başka oldu. Bir kahraman imgesi etrafında değil bu etkinin oluşumu. Genel bir his ve düşünce frekansı kalıyor insanda, Tenten'lerden yaşama yayılan. Öğrenme merakının bitmezliği, iyilik arayışının devamlılığı, görüntülerle arkalarındaki doğruların iç içeliği, hayaller ile gerçeklerin sürekli yer değişimi.
Tenten'in yaratıcısı Georges Rémi (1907-1983), henüz 22 yaşındayken, ismini Hergé olarak kısaltarak başlıyor bir gençlik dergisinde ilk serüvene: Tenten Sovyetler Ülkesinde. Çizgileri henüz oturmamış, fakat I. Dünya Savaşı sonrasındaki uluslararası güvensizlik ve sert propaganda ortamını iyi yansıtan bir belgedir bu. Aynı zamanda da Belçika çapında büyük bir başarı. Arkasından gelen yeni serüvenlerle dünyaya açılır Tenten.
Belgeler, Hergé'nin eserlerinin temel bir boyutudur. Kişisel arşivlerindeki ansiklopediler, National Geographic ve bilimsel yayınlardan kesilen yazı ve görüntüler doğrudan yansır serüvenlerin arka planına. Öyle ki New York, Mısır, Latin Amerika, Marakeş, İsviçre, Şanghay gibi yerlere ilk gidişlerimde Tenten esintileri hissettim hep. Mavi Lotus albümünün II. Dünya Savaşı öncesi Çince bir baskısını bir Şanghay antikacısında bulmak ise çocukluk yıllarının devam eden bir keyfi olmuştu. Tabii her sayfa yoktu albümde. Bazıları sansürlenmişti. Hergé o yıllarda Brüksel'de sanat okuyan Şanghaylı dostu Çang ile birlikte hazırlamıştı Çin kültürü ve estetiğini yakalayan o sayfaları. Siyasal ortam da hareketlidir bu serüvende: Mao öncesi Batı devletlerinin etkisi altındaki Çin, Japonya'nın 1934'te Mukden tren yolu sabotajı ile başlayan savaş, esrar ve yoksulluk gibi sosyal sorunlar...
Çang ile Hergé'nin dostluğu ise kendi başına bir serüvendir. Mavi Lotus albümünde Tenten'e yardım eden genç Çinlinin de adı Çang'dır. Gerçek Çang ise savaş sırasında ülkesine döner, resim öğretmeni olur. Çin toplumunu derinden sarsan 1968 kültür devrimi döneminde sokak temizliği işine atanır. Sonra itibarı iade edilir, Şanghay Sanat Akademisi Müdürü olur. Tüm bu yıllar boyunca Çang ile Hergé'nin iletişimi tamamen kesilir. Bu arada Tenten, serüveninde uçak kazası geçiren Çang'ı Tibet'e, Himalayalar'a giderek kurtarır. Gerçek Çang ile Hergé'nin yeniden buluşması ise ancak kırk yıl sonra 1981'de gerçekleşir, Avrupa medyasının yoğun ilgisi altında.

Ay'dan bakınca Dünya
Tenten'in en uç seyahati Ay'a olandır. Armstrong'dan neredeyse yirmi yıl önce Tenten, Kaptan Haddock, Profesör Turnesol ve polisler Dupond ile Dupont Ay'a giderler. Jules Verne ile başlayan Ay yolculuğu hayallerine yeni bir eser daha eklenir. İki albümlük teknolojik ayrıntılar ve ileri görüşlülük içeren bu serüven ile Hergé kurgu bilime de uzanır böylece.
Tenten'in 20. yüzyıl yolculuğu, Ay'a gitmek gibi çok kolay olmamıştır aslında. En başlarda, ikinci serüveninde Kongo'ya gider genç gazeteci kahraman. Bu albüm yıllar içinde Hergé tarafından çok kere düzeltilmiştir. Bir zamanlar, 1920'lerde Batı'nın Afrika ve sömürgelere bakışındaki önyargılar ve ırkçı eğilimler mümkün olduğunca ayıklanmıştır. Her şeyi en iyi bilen beyaz adam karşısında gülünç duruma düşen Afrikalıların olduğu kareler, sömürge dönemi referansları ve acımasız av sahneleri piyasalardaki albümde yok artık. Buna rağmen albüm, o dönemin önyargı ve hataları açısından iyi bir belge olmaya devam ediyor. Hergé de bu konuda özeleştirisini yapmaya, hemen sonraki albümde Kuzey Amerika yerlilerini savunarak başlamıştır. Tenten serüvenleri de böylece soğuk savaş, petrol üzerine oynanan oyunlar ve kalkınmakta olan toplumların sorunları ile gelişen tarihsel çerçevede ilerler.
En çok 1940-45 arasında zorlanır bu çizgi. Alman işgalindeki Brüksel'de Hergé, ülkenin yeni egemenlerinin denetimindeki gazetede çizmeye davam eder. O dönemdeki serüven, 'Esrarengiz Yıldız' okyanusa düşen bir meteoridin etrafında gelişmektedir. Bilimsel araştırmaya katılan heyet üyeleri, dönemin Berlin yörüngesindeki veya tarafsız ülkelerindendir: Almanya, Avusturya, İspanya, Portekiz, İsveç. Albümün ilk yayımlanan şeklinde birkaç anti-Amerikan ve anti-Semitik etki de vardır. Hergé, mevcut siyasal duruma uyumda daha ileri gitmese de savaş sonrası kısa bir süre 'işbirlikçi' şüphesine maruz kalır. Hatalarını kabullenir.
Hergé, son albümü Picaros'a kadar baskı rejimlerine ve yandaşlarına karşı tutumunu hep vurgulama ihtiyacı hisseder. Savaşa, her iki tarafa da satış yapan silah tüccarlarına, köle tacirlerine, diktatörlere, zayıfları ezerek yükselmeye çalışanlara, Romanlar gibi azınlıklara önyargılı yaklaşanlara, otoriter rejimlere, medyanın siyasal istismarına ve siyasal gücü hissedince hemen biat edenlere karşı bir duruş sergiler. Her serüven, yalın anlatım ve eğlenceli hikâye ötesinde bir içeriğe sahiptir. Geçen yüzyılın bazı önemli tarihsel konuları, bilimsel gelişmeleri, hayalleri, yanılgıları ve özlemlerinin toplumsal mizahtaki belgesidir aynı zamanda Tenten külliyatı. Hem idealist hem de gerçekçidir; çocukluğu kaybetmeden...


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 02 Aralık, 2011, 14:41:05
Action Comics'in ilk baskılarından biri 2,16 milyon dolara satıldı

Eski Amerikan çizgi-roman şirketi Action Comics'in ilk yayınının nadir ve bozulmamış bir kopyası açık artırmada 2,16 milyon dolara (yaklaşık 3,97 milyon TL) satıldı.

İnternette "www.comicconnect.com" sitesinden 11 Kasım'da 1 dolardan satışa sunulan, ancak 900 bin dolar rezerv fiyatı konulan 1938 basımı kitap, ilk kez 2 milyon dolar sınırını geçti.

Kitabı satan ve alanın ismi açıklanmadı.

Süperman ve Batman gibi birçok çizgi romanın yaratıcısı olan Action Comics No.1'in halen 100 kadar nüshasının bulunduğu sanılıyor.

Action Comics No. 1'in başka bir nüshası 2010 yılında 1,5 milyon dolara satılmıştı.

(http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2011/12/01/fft99_mf1803759.Jpeg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 02 Aralık, 2011, 15:36:31
Aynı sitede Örümcek Adam'ın ilk kez yer aldığı Amazing Fantasy adlı derginin de 1.1 milyon dolara satıldığı yazılmış.

(http://www.samruby.com/AmazingFantasy/Large/AmazingFantasy15.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: BAHADIR - 02 Aralık, 2011, 16:18:07
Bu sayıya o parayı veren amcama bir download linki verip; "Al indir, manyak mısın?" diyen çıkmadı mı? yada 2010 yılında diğer bir kopyasını alan amcam da mı hiç uyarmadı?..."Ben bir salaklık yaptım, gel sen yapma" diye...

La havle...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 02 Aralık, 2011, 17:03:20
Kolleksiyonculuk böyle bir şey zaten. :D

Taklitlerine ya da fotoğraflarına 10 Dolar verip alabilecekken orijinaline milyonlarca dolar verilip alınan resimler de öyle değil mi? ???
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 02 Aralık, 2011, 19:35:29
Batman DETECTIVE COMICS #27'de 660.000 dolar yokmu arttıran

[IMG]http://img254.imageshack.us/img254/4106/det19849a.jpg[/img] (http://imageshack.us/photo/my-images/254/det19849a.jpg/)

http://www.comicconnect.com/bookDetail.php?id=419786&enlarge=1
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: gece kartalı - 03 Aralık, 2011, 22:33:50
1938 yayın tarihli bir çizgi roman eski türk parasına göre 4 trilyon liraya alıcı bulmuş.
Vay anasını demekten başka bi'şey kalmıyor  ::)

http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/693633-action-comicsin-ilk-sayisina-397-milyon-tl
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 04 Aralık, 2011, 19:03:52
Bugün Hürriyet gazetesinin Keyif ekinde Eren M. Paykal'ın "Zagor'da Kim Kimdir" isimli kitabının tanıtımı vardı. Çizgi romanın önerilen kitaplar arasına girmesi mutluluk verici.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 04 Aralık, 2011, 19:46:22
                  her pazar taraf'ta yayınlanan  pakize barışta'nın kitap eleştileri köşesi bu gün ahmet ümit'in başkomiser nevzat'ının çizgi romanlarına ayrılmış. ilk ikisi rahmetli ismail gülgeç tarafından çizilen bu serinin üçüncüsü aptülkadir elçioğlu (aptülika) tarafından çizilmiş ve yine everest yayınlarından çıkmıştı...edebiyat çizgi roman ilişkisine bizim yazarlarımız bizim çizerlerimiz gözünden bakan bu yazıyı da dostlara tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 11 Aralık, 2011, 19:16:19
Hürriyet Gazetesi'nin bugünkü Pazar ekinde Zagor Dev Albüm tanıtılıyor.

Çağlayan Çevik'in hazırladığı yazı 26. sayfada
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 22 Aralık, 2011, 15:04:01
 Kanat Atkaya geçtiğimiz günlerde Zagor'u taşımış köşesine. Ahyaak günler diliyorum başlıklı yazı aşağıdaki linkte.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=19486540&yazarid=25 (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=19486540&yazarid=25)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 30 Ocak, 2012, 22:40:49
 az önce medyatava'da okudum...star tv'yi satın alan doğuş yayın grubunun medya temsilcisiyle yapılan röportajda tv için düşündükleri projelerden biri olarak galip tekin'in fantastik öykülerini dizi yapmak istediklerinden hatta bir pilot bölümün hazırladıklarından bahsediyor. hayırlısı diyelim...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: darkwood - 30 Ocak, 2012, 22:57:25
Çizgiromanların tanıtımı, hatırlatılması ve yaygınlaştırılması açısından bunlar güzel haberler.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pearl jam - 31 Ocak, 2012, 12:08:43
Uykusuz' daki köşesinde bu hafta spiderman - örümcek adam sorunsalını  ;D işlemiş Ersin Karabulut.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 05 Şubat, 2012, 17:19:50
  Kanat Atkaya'dan Abdülcanbaz yazısı : Çek Bir Abdülcanbaz Tokadı

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=19848084 (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=19848084)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 17 Şubat, 2012, 16:37:10
 Bu hafta Radikal Kitap'ın kapağıda Tolbiak Köprüsünde Hava Puslu var. Ekler iki gün sonra internete düştüğü için şimdilik link veremiyorum. Meraklısına not düşeyim
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 17 Şubat, 2012, 17:06:02
Epeyce eskide kaldı ama Radikal Kitabın523.sayı,25 Mart 2011tarihli ekinde Efsanevi
Teks 9.sayı çıktığında Levent Cantek Teks ile ilgili bir makale yazmıştı.'Siyah beyaz bir kanun koyucu'.Bu cilt 100,200 ve 300.sayıların renkli sayılarını içeriyordu.O zamanlar
foruma üye değildim.Ben çok internet işlerinden anlamam.Mümkün mü bilmiyorum
merak edenler bu makaleyi internetten okuyabilirler.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 17 Şubat, 2012, 19:15:36
Alıntı yapılan: caretta - 17 Şubat, 2012, 17:06:02
Epeyce eskide kaldı ama Radikal Kitabın523.sayı,25 Mart 2011tarihli ekinde Efsanevi
Teks 9.sayı çıktığında Levent Cantek Teks ile ilgili bir makale yazmıştı.'Siyah beyaz bir kanun koyucu'.Bu cilt 100,200 ve 300.sayıların renkli sayılarını içeriyordu.O zamanlar
foruma üye değildim.Ben çok internet işlerinden anlamam.Mümkün mü bilmiyorum
merak edenler bu makaleyi internetten okuyabilirler.


Carettanın bahsettiği makale : http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1044197&CategoryID=40 (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1044197&CategoryID=40)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: dursar - 23 Şubat, 2012, 11:14:37
BLOOMBERG  WEB HABERI ((AMERIKADA  BIR COCUGUN BIRIKTIRDIGI 345 ADET CIZGI ROMAN 3.5 MILYON DOLARA SATILMIS)).KOLEKSIYONLARINIZIN KIYMETINI BILIN.ANCAK YERINE KOYAMAYACAGIMIZ BIR KOLLEKSIYON PARA ICIN NASIL ELDEN CIKARTILABILIR.
SAGLIK VEYA SEVDIKLERIMIZIN  IHTIYACLARI ICIN ZORUNLU SATISLARLA KARSILASMAMAK DILEGIM.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 23 Şubat, 2012, 13:11:24
3.5 milyon vereceklerini bilsem Istanbul'daki tüm çrleri alıp sonra hepsini satabilirim:P Türkiye'de yayınlanmış eski yeni tüm çrleri toplasan o kadar etmez:) Bu arada dün bir yarışmada yarışmacıya "2011'de filmi de vizyona giren çizgiroman kahramanı Conan'ın lakabı" soruldu. Yarışmacı cevap veremeyince elendi. Conan'ı tanımayan elensin zaten.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 25 Şubat, 2012, 10:06:18
(http://www.gazeteyenigun.com.tr/img_haberler/h_cizgi%20roman%20hazinesi_0d6.jpg)

DALLAS - Dallas kentindeki Heritage Müzayede Evi'nde düzenlenen açık artırmada, Batman'ın nasıl ortaya çıktığını anlatan "Detective Comics No. 27" çizgi romanı, 523 bin dolar ile en yüksek fiyata alıcı buldu. 1939 yılında basılan çizgi romanın orijinal fiyatı, sadece 10 sentti.

Süpermen serisinin ilki olan 1938 baskısı "Action Comics No. 1", 299 bin dolara, 1940'da yayımlanan Batman çizgi romanının ilk sayısı ise 275 bin dolara satıldı. Kapağında Adolf Hitler'in resmi bulunan "Captain America No. 2" ise 114 bin dolara alıcı buldu.       

345 iyi korunmuş çizgi romandan oluşan koleksiyon, çizgi romanların altın çağının en ünlü 100 sayısını içeriyordu.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25324671/
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: mgsar - 25 Şubat, 2012, 11:16:01
Yaşlıların dolabında bulduğumuz şeyleri eskicilere satmadan ya da atmadan önce iki kere düşünmek için çok güzel bir örnek. Kıssadan hisse...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 02 Mart, 2012, 21:02:11
NTV Tarih Dergisi'nin Mart sayısında 'Solukbenizli'nin İyi,Kötü ve Çirkin Geçmişi'başlıklı 12
sayfalık bir yazı çıktı.Yazarı Ayşen Gür.Teks'de,Ken Parker'de v.s. okuduğumuz tüm karakterler bu yazıda var.İlgiyle okumanızı tavsiye ederim.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 04 Mart, 2012, 13:59:12
17 Şubat tarihli Radikal Kitap Eki'nde tanıtımı yapılan "Tolbiak Köprüsünde Hava Puslu"


Temiz, gri ve kara

17/02/2012


Büyük usta Jacques Tardi'den bir kara polisiye klasiği: 'Tolbiak Köprüsünde Hava Puslu'. Metin, Nestor Burma'nın yaratıcısı Leo Malet'ye ait



(http://i.radikal.com.tr/644x385/2012/02/17/fft5_mf920183.Jpeg)



Leo Malet'yi 'kara üçleme'den tanıyoruz, 90'ların ortasında Metis Yayınları'nın polisiye dizisinden çıkan kitaplarıyla: 'Hayat Berbat', 'Güneş Bize Haram' ve 'Ecel Terleri'... Romanların isimlerine bakınca bile Celine'le bir bağ kurmak (her ne kadar Celine, Malet'yle kıyaslanınca 'büyük' bir yazar olsa da) zor değil –ki daha fazlası da var: 'Gecenin Sonuna Yolculuk'un nihilist karakteri Bardamu 'Hayat Berbat'ın Jean'ından bir kuşak önceki başka bir toplumdışı anti-kahraman. Nefret etmedikleri çok az şey var her ikisinin de. Celine'in nihilizminin doğal sonucu anti-semitizme varırken Malet'nin anarşizmi de (pek de doğal olmayan bir şekilde) bir yerden sonra gelip 'Arabophobia'ya (Arap-korkusu) dayanıyordu: 1985'te Liberation'a verdiği röportajda Araplara romanlarındaki argoyla küfredip, "Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum" diyordu.
1909'da Montpellier'de doğan Léo Malet, yetim büyümüş. Dedesinin yanında... Çok erken yaşta her türlü işe girip çıkmış (şarkıcılık dahil). Yirmili yılların ortalarında Paris'teki anarşist çevrelere katılmış. Sürrealistler ve Troçkistlerle tanışmış –İkinci Dünya Savaşı günlerinde bu çevrelerle ortak bir bildiriye attığı imzadan dolayı tutuklanıp hapis yatmış. Salıverildikten kısa bir süre sonra Almanlara yakalanınca toplama kamplarında tutulmuş. Savaştan sonra ise takma adla polisiyeler yazmaya başlamış.
Celine bir tarafa, Malet'nin yazarlığı asıl olarak 30'ların Black Mask dergisi geleneğinden çıkan 'roman noir'ın (kara roman) ustalarıyla ilişkili: Dashiel Hammett ve Raymond Chandler. 'Kara roman'ın diğer önemli isimlerinden George Simenon ve Ross MacDonald'ın Müfettiş Maigret'si ve Lew Archer'ı ile kıyaslayınca Nestor Burma'da Sam Spade ve Philip Marlow'la benzer yanlar daha fazla: Daha hard-boiled ve daha sentimentalist. Diğerlerinden farklı olarak Malet'nin dedektifinin anarşist bir geçmişi de var. Öyle ki Birinci Enternasyonal'den kalma anarşist ve Marksistler arasındaki tarihsel kardeş kavgasının sevimli atışmaları 'Tolbiak'ın satırlarına da girebiliyor. Burma, Güherçile Hastanesi'nin doktoru Forest'i şöyle betimliyor: "Tarihsel materyalizmi özümsemeye çalışan adamlarınkinden ciddi bir ifade vardı suratında".

Sağlam bir külliyat
İlk Nestor Burma macerası '120, Rue de la Gare'ın tarihi 1943, sonuncusu ise 1983 tarihli kısa öykü 'Post Restante'. Birkaç macera sinemaya da aktarılmış ama Malet emin olamamış kahramanına en oturan tipin hangisi olduğundan. (Gerard Depardieu'yü niye düşünmemişler acaba?). Bir de dizi var vaktiyle Antenne 2'de yayımlanan. Tardi'nin yarattığı karakterden ise ziyadesiyle memnun kalmış, üstelik o zamana kadar çizgi romanla pek ilgili olmamasına rağmen. Tardi'nin samimiyeti ve alçakgönüllülüğünden etkilenmiş.
'Adèle Blanc-sec'in Olağanüstü Maceraları'ndan beri Tardi'yi tanıyoruz. 'Halkın Çığlığı' ve 'Siperlerdeydik'ten sonra 'Nestor Burma'yla birlikte artık sağlam bir külliyat oluşuyor. Siyaseten olmasa da bir çizgi roman üstadı olarak 'grinin ustası' diyebiliriz Tardi'ye. Evet, seçtiği öykülerle tarihsel bir fonla toplumsalı politize etmek gibi bir derdi vardı hep ve sanırım bizde de kısa sürede sevilmesinde bunun payı var (Ken Parker'ı da biraz böyle sevmedik mi?). Ama grinin tonlarıyla yarattığı o hüzünlü havanın da etkilediğini düşünüyorum çizgi roman okurlarını. Çünkü 'temiz çizgi' bu havayı yansıtabilecek en uygun ekol değil. Nereden bakarsanız bakın neşeli bir üsluptur temiz çizgi. 'Halkın Çığlığı'nda komüncülerin neşesini verdiği ölçüde öfkeyi ve hüznü de anlatabilmek Tardi'nin bu ekole yaptığı eşsiz katkıyla ilgili.

'Böyle yazılmış meğer'
'Tolbiak Köprüsü'nde Hava Puslu', beş albümlük dizinin ilk kitabı. Tarih 1956 (öykü boyunca, Paris'in duvarlarına yazılmış FLN sloganlarıyla Cezayir Savaşı'nı unutturmuyor Tardi). Özel dedektif Nestor Burma'nın eski bir dosttan (eski bir 'anarşist'ten) aldığı, yardım isteyen bir mektupla başlıyor hikâye. Takıntılı bir eski polis, güzel bir Çingene kadın ve bir grup eski anarşistin iç içe geçen öyküleri noir'a uygun olarak mutsuz bitiyor. Paris'in yoksul mahallelerinde, metro istasyonlarında, hastanelerde, fabrikamsı işyerlerinde, bistrolarda ve köprülerde gezdiriyor bizi Tardi. Grinin hüznünü özellikle mekânlarda hissetmemek olanaksız. Şöyle diyor Paris'in kenar mahallelerinde Belita'yı ararken: "Pis bir mahalleydi. Kuş tutulan yapışkanlı tuzaklar gibi yapışıyordu ayaklarıma. Böyle yazılmış meğer, hep bir şey için arşınlıyorum buraları, bir parça ekmek, bir sığınak, biraz aşk."
Çeviri için de birkaç şey söylemek lazım. Malum, Tardi Fransızcanın farklı ağızlarını kullanmayı seviyor. Fransa'nın güneyinden (Valence) olması bir yana, hem yerel söyleyişlerin değerine inandığından hem de bunun metinleri daha canlı kıldığını bildiğinden olsa gerek. Vautrin gibi Malet'nin de argoya dayalı diyalogları, metinlerin politik içerikleri bir yana, bu yanıyla da Tardi'yle örtüşüyor. 'Tolbiak Köprüsü'nde Hava Puslu'yu Halkın Çığlığı'nın çevirmeni Sertaç Canbolat çevirmiş. Yani olaya vâkıf. Canbolat'ın çevirisi Kara Üçleme'nin çevirmeni Haldun Bayrı'nın çevirileriyle de örtüşmüş. Bir kısmını ancak Refi' Cevad Ulunay'ın kitaplarında bulabileceğimiz ('İstanbul Kabadayıları' mesela...), bugün bize 'şiirsel' gelen bir dil bu.
20'li yılların anarşistleri, 'dava'dan dönmek bahsi (bu arada dönüp 'Uçma Sanatı'na (Versus) da tekrar bakmakta fayda var. Bir yanıyla benzer bir temaya sahip: İç savaştan sonra anarşistler...) 'Tolbiak'ın polisiye öyküsünün geri planını oluşturuyor. Tardi'nin okurlarının bir kısmını da muhtemeldir ki Türkiyeli anarşistler oluşturuyor. Henüz 25-30 yıllık genç bir tarihe sahip Türkiye'deki liberter hareket böyle keskin dönüşlere tanıklık etmemiş görünüyor. 'Noir'ın temel motifi umuda karşı hüzün ve sinizm olsa da, 'kara'da hâlâ umut var gibi.

Gerçeküstü bir yaşam
Leo Mâlet, 1909 yılında Fransa'nın güneyindeki Montpellier şehrinde doğdu. 16 yaşında anarşist yazar ve militan André Colomer ile tanışmasıyla hayatı yeni bir evreye girdi. Colomer ile birlikte Paris'e giderek anarşist çevrelerde bulundu. André Breton ve Salvador Dali gibi isimlerle yakınlık kurdu ve gerçeküstücü toplantılara katıldı. 31 yaşındayken imzaladığı bir bildiri nedeniyle tutuklandı, Almanlar tarafından toplama kampına gönderildi fakat serbest bırakıldı ve Paris'e döndü. Frank Harding takma adıyla imzaladığı sahte Amerikan polisiyelerinin başarısından cesaret alarak kendi ismiyle eserler verdi. Mâlet, 1996'da Châtillon'da hayata veda etti.

Çizgi romanla iç içe
Fransız çizgi roman sanatçısı ve araştırmacı Jacques Tardi, 1946 yılında Fransa'nın Drôme kentinde doğdu. Paris'te eğitimini tamamladıktan sonra 23 yaşında çizgiroman kariyerine başladı. Kısa öykülerin ilüstrasyonlarına ve Louis-Ferdinand Céline ve Leo Mâlet gibi tartışmalı yazarların romanlarının çizgi roman uyarlamalarına imza atan Tardi, kendi hikâyelerini de kaleme alarak çizgisiyle birleştirdi. Birinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa travmasını eserlerinde sıkça odak noktasına alan ve anti-militarist eserler veren Tardi, eserlerinde genellikle naif ve anti-kahraman karakterlere yer veriyor.

TOLBIAK KÖPRÜSÜNDE HAVA PUSLU
Jacques
Tardi, Leo Malet
Çeviri:
Sertaç Canbolat
Versus Kitap Yayınları
2012, 88 sayfa, 15 TL.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 23 Mart, 2012, 20:47:28
Cumhuriyet Gazetesi 22 Mart Kitap ekinde Turgut Çeviker'in yazdığı Abdülcanbaz makalesi
var.Osman Uslu ile yapılan röportajda Abdülcanbaz ile ilgili yeni projeler tanıtılıyor.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 27 Mart, 2012, 21:01:00
'Her şey o çekle başlamıştı'
DC Comics'in Süperman'in tüm telif haklarını almak için yaratıcıları Siegel ve Shuster'e verdiği çek açık artırmada. Açık artırmada 130 dolarlık bu çekin milyarlarca dolarlık sanayinin başlangıcı olduğu belirtildi.

[IMG]http://m.YollaYap.com/bai/133287116141.jpg[/img] (http://m.yollayap.com/bai/133287116141.jpg)

PHILADELPHIA - Süperman'in yaratıcıları Jerry Siegel ile Joe Shuster'e 70 yıl önce verilen 130 dolarlık çek, açık artırmayla satışa çıkarıldı.

DC Comics şirketi, Kripton gezegeninden gelen Süperman'in tüm telif haklarını almak için Siegel ve Shuster'e çekle ödeme yapmıştı.

ComicConnect.com ve Metropolis Collectibles üst yöneticisi Stephen Fishler, 26 Mart'ta 1 dolarla başlayan açık artırmada teklifin kısa sürede 20 bin dolara yükseldiğini söyledi.

Fishler, süper kahramanların altın çağının başlangıcını simgeleyen çek için açık artırmanın 16 Nisan'da sona ereceğini belirtti.

HER ŞEY O ÇEKLE BAŞLADI'
130 dolarlık çekin milyarlarca dolarlık bir sanayi yarattığına işaret eden Fishler, "Eğer DC Comics, bu çeki yazmasaydı Süperman ile başlayan süper kahraman fikri ortaya çıkmayacaktı ve biz, Batman, X-men ve Örümcek Adam gibi kahramanlardan mahrum kalacaktık" dedi.

Siegel ve Shuster'in 1930'ların başlarında henüz lise öğrencisi iken çizmeye başladığı Süperman'in maceraları, ilk kez Nisan 1938'de "Action Comics"in ilk sayısında yayımlanmıştı.

38 yıl boyunca bir çekmecede saklandıktan sonra 1970'li yıllarda ortaya çıkan çek, elden ele geçmişti.

Alıntıdır : http://www.ntvmsnbc.com/id/25334364
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 01 Nisan, 2012, 19:17:29
  Yalvaç Ural bu hafta çizgi romanlardan bahsetmiş Milliyet Pazar'da ki köşesinde. Yazı aşağıdaki linkte:

http://www.milliyet.com.tr/cizgi-kahramanlar-da-unutulur/yalvac-ural/pazar/yazardetay/01.04.2012/1522546/default.htm (http://www.milliyet.com.tr/cizgi-kahramanlar-da-unutulur/yalvac-ural/pazar/yazardetay/01.04.2012/1522546/default.htm)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ercoktay - 01 Nisan, 2012, 19:40:55
Kanat Atkaya'nın müthiş Corto yazısı Hürriyet cumarteside yayınlandı. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20242655.asp
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 02 Nisan, 2012, 22:06:02
Kanat Atkaya'ya bir de Batman yazdırabilsek keşke!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 04 Mayıs, 2012, 08:10:47
 Batman konusunda infial yaratacak bir haber de Radikal'den:  "Batman gerçekten gay"

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1086913&CategoryID=41 (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1086913&CategoryID=41)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: affedlmeyen - 04 Mayıs, 2012, 08:34:06
Alıntı yapılan: alan ford - 04 Mayıs, 2012, 08:10:47
Batman konusunda infial yaratacak bir haber de Radikal'den:  "Batman gerçekten gay"

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1086913&CategoryID=41 (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1086913&CategoryID=41)

iyi de bu çok saçma değil mi. verdiği örnek bile anlamsız. adam gotham ı kurtarıyor diye mi gay oldu yani.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 04 Mayıs, 2012, 09:23:48
Hakkaten anlamsız. Batman Alfred'le mi takılıyormuş yani:)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 04 Mayıs, 2012, 10:20:08
Ben de Asteriks ve Hopdediks'ten şüpheleniyorum... Ne o öyle hiç ayrılamama durumu, sulu gözlerle koşup birbirlerinin kucağına atlama durumları, nereye gitseler aynı odada kalma hali... Okutmayın arkadaşlar çocuklarınıza çizgiromanları, bilinçaltına ekmeyin bu tohumları...

Bir karakteri (mesela Northstar) daha temelde gay - lezbiyen olarak okura sunduysanız hiç problem değil, sonuçta milyonlarca insanın tercihi olan bir gerçektir bu durum da. Dolayısıyla hayatın kendisinin çizgiromanlarda öykülenmesinden daha doğal birşey yoktur. Ama gidip ilgi çekmek için spekülatif açıklamalar yapmak böyle büyük isimlere yakışmıyor...

Morrison'dan beklentim iddiasının arkasında durup Batman'i bir erkekle ilişkiye soktuğu bir hikaye yazmasıdır. O zaman bir şeyi tartışmaya gerek kalmaz. Hazır DC yeni evrene geçmişken Dc'nin de gay kahramanı olur.

Son söz: 'İnsanın fikri neyse zikri de odur'
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: affedlmeyen - 04 Mayıs, 2012, 11:03:49
Alıntı yapılan: pizagor - 04 Mayıs, 2012, 10:20:08

Morrison'dan beklentim iddiasının arkasında durup Batman'i bir erkekle ilişkiye soktuğu bir hikaye yazmasıdır. O zaman bir şeyi tartışmaya gerek kalmaz. Hazır DC yeni evrene geçmişken Dc'nin de gay kahramanı olur.

Son söz: 'İnsanın fikri neyse zikri de odur'

Noktasına virgülüne kadar katılıyorum.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 04 Mayıs, 2012, 13:33:26
"Batman İstiyoruz" kampanyamız,

"Gay Batman İstiyoruz" olarak değiştirilmiştir.  :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Gambit - 09 Mayıs, 2012, 23:57:13
http://haber.gazetevatan.com/bu-da-mustehcen/449208/1/Gundem


Bu da müstehcen!

Livaneli'nin romanından uyarlanan çizgi romanın tanıtımı İstanbul metrosunda sansüre takıldı...
Zülfü Livaneli'nin "Engereğin Gözündeki Kamaşma" adlı romanı, Çağrı Coşkun'un çizimleriyle Destek Yayınları'nca "Harem" adıyla çizgi roman olarak yayınlandı. Harem'in tanıtımı için İstanbul metrosuna verilen reklam İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne bağlı Ulaşım AŞ. Yetkililerince müstehcen olduğu gerekçesiyle geri çevrildi. Ulaşım AŞ. Genel Müdürlüğü yetkililerinin ilanı müstehcen bulması üzerine, yayınevi kitabın kapağını kırmızı bir bant ile örterek ilanı revize etti. İlan 3 Mayıs itibariyle metroda ancak yayınevi tarafından sansürlenmiş haliyle yayınlanabildi.

(http://fotograf.gazetevatan.com/newpics/news/090520121444094810324_3.jpg)


Ulaşım AŞ'nin ilan çalışmalarını yapan Medya Pano Genel Müdürü Mehmet Demirci, sözleşmeleri gereği ilanlarda yayınlanan materyallerin "cinsellik" içeremeyeceğini ifade etti. Harem ilanı geldiğinde de Ulaşım AŞ'den bu kapak için olur alamadıklarını belirten Demirci, "Bize çizimi değiştirmemiz ya da kapatmamız gerektiği söylendi. Yayınevine durumu bildirdik. Onlar da kırmızı bir bantla ilanı kapattılar. Bu şekliyle yayınlandı" dedi.

Demirci, metro ilanlarının açık hava ilanlarından farklı olduğunu ve metro yolcularının çok "hassas" olduğunu vurgulayarak, "Bu ilan açık havada yayınlansa belki de kimseyi rahatsız etmezdi ama metro yolcuları çok hassas olduğu için anında Belediye'yi ve Beyaz Masa'yı şikayet yağmuruna tutuyorlar" diye konuştu.


Harem ne anlatıyor?

Osmanlı sarayını ve yaşantısını hadım bir haremağasının gözünden anlatan "Harem", 17. yüzyıl Osmanlı sarayında geçiyor. Kitapta Osmanlı sarayında yaşamış Etiyopyalı bir hadımın ve annesi tarafından tahtından edilmiş bir Osmanlı Sultanı'nın trajik hikâyesi anlatılıyor. Kitabın kapağında, çizgi romanın kahramanı olan harem ağası ile çıplak bir kadın figürü yer alıyor. Harem'in uyarlandığı Zülfü Livaneli'nin "Engereğin Gözündeki Kamaşma" adlı romanı, 1997 yılında yazara "Balkan Edebiyat Ödülü"'nü getirdi ve pek çok dile çevrildi.(Cnntürk)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kültürelgüncel - 10 Mayıs, 2012, 00:15:57
Alıntı yapılan: Gambit - 09 Mayıs, 2012, 23:57:13

Demirci, metro ilanlarının açık hava ilanlarından farklı olduğunu ve metro yolcularının çok "hassas" olduğunu vurgulayarak, "Bu ilan açık havada yayınlansa belki de kimseyi rahatsız etmezdi ama metro yolcuları çok hassas olduğu için anında Belediye'yi ve Beyaz Masa'yı şikayet yağmuruna tutuyorlar" diye konuştu.

Metro yolcuları hiç açık havaya çıkmıyor galiba  ;) Çıksınlar da bir hava alsınlar
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 10 Mayıs, 2012, 10:42:03

2012 Karanlık Çağ Dönemi





(http://i.radikal.com.tr/150x113/2012/05/09/fft16_mf977706.Jpeg)

(http://www.gazeteciler.com/data/news/1/1336564323-fft5mf977708.jpeg)


(http://t24.com.tr/media/stories/2012/05/page_livaneli39nin-harem-kitabina-metroda-)


Zülfü Livaneli'nin "Harem" isimli çizgi romanı için Metro'ya verilen reklam İBB'ye bağlı Ulaşım AŞ. Yetkililerince müstehcen bulununca ilan metroda sansürlenmiş haliyle yayınlandı

Zülfü Livaneli'nin "Engereğin Gözündeki Kamaşma" kitabından uyarlanan ve Destek Yayınları tarafından yayınlanan "HAREM" isimli çizgi roman için Metro'ya verilen reklam İBB'ye bağlı Ulaşım AŞ. Yetkililerince müstehcen olduğu gerekçesiyle geri çevrildi.

Osmanlı sarayını ve yaşantısını bir hadımın gözünden anlatan çizgi romanın kapağında, çizgi romanın kahramanı olan harem ağası ile çıplak bir kadın figürü yer alıyor.

İBB'ye bağlı Ulaşım AŞ. Genel Müdürlüğü yetkililerinin ilanı müstehcen bulması üzerine, Destek yayınevi kitabın kapağını kırmızı bir bant ile örterek yeni bir ilan hazırladı. İlan metroda ancak sansürlenmiş haliyle yayınlanabildi.

Osmanlı Sarayını ve yaşantısını hadım bir haremağasının gözünden anlatan "Harem"in hikâyesi 17. Yüzyıl Osmanlı sarayında geçiyor. Osmanlı sarayında yaşamış Etiyopyalı bir hadımın ve annesi tarafından tahtından edilmiş bir Osmanlı Sultanı'nın trajik hikâyesi Cağrı Coşkun'un çizgileriyle yeniden hayat buluyor.

Harem'in hikâyesi şöyle: Köle tüccarları tarafından çölde yakalanıp İstanbul'a getirilen Habeş Süleyman, yolda çok vahşi bir biçimde hadım edilmiş ve köle pazarında saraya satılmıştır. Köle, sarayda haremağası konumuna yükselir.

Haremağasının büyük bir sadakatle bağlı olduğu padişah, tahtından indirilip harem dairesine bir kadınla birlikte kapatıldığında haremağası, efendisinin yemek ve isteklerini karşılamakla görevlendirilir. Habeş Süleyman, efendisine hizmet ederken kendisini basit ve değersiz bir köle olarak görmekle kraliyet ailesine denk birisi olarak görmek arasında gidip gelmektedir.

Padişahın hareme kapatılmasının ardında iktidar hırsına kapılmış bir Valide Sultan vardır. Oğlu gönlünü bir hanım sultan kaptırdığı için saraydaki hâkimiyetini kaybetmekten korkan Valide Sultan, oğlunun yerine yedi yaşındaki torununu tahta geçirir. Ancak torununun kendisi yerine annesinin sözünü dinlediğini görünce onu öldürmeyi dener, başaramaz ve girişiminin cezasını yeniçeriler tarafından öldürülmekle öder.

Kapatıldığı harem odasında sürekli ölüm korkusuyla yaşayan eski padişaha saraydaki haberleri ileten haremağası ona, eğer isterse iktidarı tekrar eline alabilmesi için Osmanlı tahtında oturan oğlunu öldürebileceğini bildirir. Padişah ise bu vicdansızlığı yapamayacağına karar verir kendinin ölümü pahasına oğlunu yaşatır.

Yaşar Kemal bu kitap için şöyle demişti: "Bu roman, hem karanlığın, hem de aydınlığın romanı. En yıkılmış, en çürümüş bir insanın içindeki insani duyguların, bir an gelip, bir ışık topu olup parladığı roman, birçok nitelikleriyle yalnız ülkemizde değil, dünyada da hayranlıkla karşılanacak, hak ettiği yere oturacaktır."

Harem'de, yüceltilmiş bir Osmanlı'ya karşılık, cinsel gücü elinden alınmış bir haremağasının inanılmaz yükselişi, ölümü beklerken çıldıran bir şehzade, kardeş katli, iktidar mücadelesi, entrika, aşk, şiddet ve cinsellik var...

Destek Yayınevi tarafından hazırlanan ve çizimlerini Çağrı Coşkun'un yaptığı kitabın içeriğindeki cinsel temalar ve şiddet unsurları sanılandan çok farklı bir Harem tablosu çiziyor. Harem, okuyucusuna, savaşlar kazanmış, ilerlemiş, genişlemiş, şuraya buraya hükmetmiş, büyük padişahların olduğu madalyonun tersini gösteriyor. Madalyonun diğer yüzünde ise bol entrikalı, zayıf kişilikli padişahların hüküm sürdüğü, validelerin iktidar uğruna entrikalar çevirdiği, her türlü cinselliğin sınırsızca at koşturduğu garip bir dünya var.

Harem'in uyarlandığı Livaneli'nin "Engereğin Gözündeki Kamaşma" adlı romanı, 1997 yılında yazara "Balkan Edebiyat Ödülü"'nü getirmiş, çeşitli dillere çevrilerek İspanya(1998), İsviçre (2000), Yunanistan (2000), Kore (2001) ve Bulgaristan'da (2006) yayınlanmıştı.

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 10 Mayıs, 2012, 16:42:34
o hassas dallamalari falakaya yatirmak lazim.

neyse en azindan ufak bi sansurle kurtarmis kitap, mahkemeye falan dusmemisler,kitap yasaklanmamis. sukrettigimiz duruma bak anasini satayim, rezillik baska bisey deil.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 10 Mayıs, 2012, 20:12:10
hangi ülkede oluyor bu olay,şaşırdım..  :o  :o  :o bu bahsettiğiniz olayın bir benzeri ismini şimdi tam hatırlayamadığım bir yönetim zamanında adını hatırlayamadığım bir ülkede olmuştu..  ;) "harakiri" adlı bir dergi cezalandırılmış ve kapanmak zorunda kalmıştı..gerekçe şöyle bir şeydi :"Harakiri dergisi insanları evlilik dışı ilişkiye özendiriyor ve T... halkını tembellik ve maceraperestliğe itiyor"  ;D  ;D  ;D iyiki bizim ülkemizde bu olaylar yaşanmıyor..  :P

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: DAMPYR - 10 Mayıs, 2012, 20:48:01
Alıntı yapılan: yunusmeyra - 10 Mayıs, 2012, 20:12:10
hangi ülkede oluyor bu olay,şaşırdım..  :o  :o  :o bu bahsettiğiniz olayın bir benzeri ismini şimdi tam hatırlayamadığım bir yönetim zamanında adını hatırlayamadığım bir ülkede olmuştu..  ;) "harakiri" adlı bir dergi cezalandırılmış ve kapanmak zorunda kalmıştı..gerekçe şöyle bir şeydi :"Harakiri dergisi insanları evlilik dışı ilişkiye özendiriyor ve T... halkını tembellik ve maceraperestliğe itiyor"  ;D  ;D  ;D iyiki bizim ülkemizde bu olaylar yaşanmıyor..  :P

Çok haklısın valla böyle şeyler ülkemizde olsaydı ne yapardık.Hepten rezillik valla... ;D ;D ;D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 18 Haziran, 2012, 16:28:43
Cumhuriyet Gazetesi'nin 17 Haziran 2012 tarih 1369 no.lu 'Cumhuriyet Pazar'ekinde Green Lantern ile ilgili bir haber var.

Hayranlarının karşısına gay olarak çıkmış. Bu gay konusu forumda daha önce de yer almıştı.

İlgilenenler internetten baksınlar...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 29 Haziran, 2012, 08:07:02
Olur böyle vakalar, Seyfettin Efendi yakalar

(http://1.bp.blogspot.com/-Ns0_Mk5mzBk/T-01sE65IyI/AAAAAAAAAGU/aB5bv6cAgZo/s1600/esquire.jpg)

Esquire dergisinde bu ay (Temmuz 2012) Ege Görgün'le Seyfettin Efendi ve çizgi roman üzerine lafladık...

http://www.esquire.com.tr/ (http://www.esquire.com.tr/)
http://seyfettinefendi.blogspot.com/2012/06/olur-boyle-vakalar-seyfettin-efendi.html (http://seyfettinefendi.blogspot.com/2012/06/olur-boyle-vakalar-seyfettin-efendi.html)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 03 Temmuz, 2012, 10:17:03
Atilla Abi (caretta) gönderdi.

Cumhuriyet Kitap Ekinde Semih Poroy'un bir çalışması.

(http://g1207.hizliresim.com/z/3/96c5k.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 03 Temmuz, 2012, 10:21:59
Bir çizgi roman manyağı olmaktan gurur duyarım!!!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Gambit - 03 Temmuz, 2012, 11:54:19
[sub[/sub]
Alıntı yapılan: caretta - 03 Temmuz, 2012, 10:21:59
Bir çizgi roman manyağı olmaktan gurur duyarım!!!

Ben de aramizda olmanizdan gurur duyarim :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 03 Temmuz, 2012, 22:26:52
  Semih Poroy'u pek severim. Hele bu Feklavye'nin kitabını sıkıldıkça karıştırırım. Teşekkürler Atilla abi paylaşım için
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kültürelgüncel - 27 Temmuz, 2012, 02:16:42

   M. Kutlukhan Perker Sabah gazetesinin pazar ekinde "Eski Kentin Efsaneleri" adlı köşesinde farklı konulardaki birer sayfalık çizgi öyküleriyle yer alıyormuş çoktandır da haberim yokmuş.


Bir not: Perker, Elif Şafak'ın denemelerini topladığı "Firarperest" kitabına ara çizimleriyle hayat vermiş.
Elif Şafak'ı sevmeyenler bile sırf Perker çizimleri için almalı bence.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 27 Temmuz, 2012, 07:58:04
   Bu hikaye bana yıllar yıllar önce Gırgır'da yayınlanan maç skorlarını gösteren fotoğraf makinası öyküsünü hatırlattı...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 27 Temmuz, 2012, 08:35:39
Şehrin en eski fotoğraf ustası Baba Behçet'te Konya'da Türkiye'nin ilk fotoğrafçısı gibi iddialı bir tabelası olan foto Behçet'i hatırlattı. İlk fotoğrafçı olmasa da fotoğraf stüdyosu açan ilk müslüman fotoğrafçı.

http://www.konajans.com/news/627/Tarihi-fotograflar-tozlu-rafta.html
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: taarruz - 24 Ağustos, 2012, 11:17:09
Milliyet Gazetesinin arşivlerinden çizgi roman reklamları;

[IMG]http://i48.tinypic.com/91gr44.jpg[/img]

[IMG]http://i50.tinypic.com/2w3xisg.jpg[/img]

[IMG]http://i45.tinypic.com/2004fte.jpg[/img]

Çizgili günler
Fatih
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 29 Ağustos, 2012, 12:09:34
Atilla abi (caretta) yolladı, 25 Ağustos Hürriyet Gazetesi

(http://a1208.hizliresim.com/10/x/cdfnz.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 03 Eylül, 2012, 23:41:10
3 Eylül Hürriyet Seyahat Eki.
  Helsinki'nin Lasipalatsi Meydanı bu hafta üç gün boyunca çizgi roman kahramanlarının ve meraklılarının buluşma yeri olacak.
27.çizgi roman festivali 7 Eylül'de başlıyor.Festivalde sergiler düzenlenecek,söyleşiler yapılacak,ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek.En öenmlisi de koleksiyoncular için açık pazar kurulacak.27.Festival'in teması:''Sanat Biçimi Olarak Çizgiroman''
(sarjakufestivaalit.fi)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 25 Eylül, 2012, 15:56:59
'Türk düşmanı' Tenten raflardan kaldırılıyor

Çizgi-roman kahramanı Tenten'in kitapları, Afrikalılara, Araplara ve Türklere karşı ırkçı ve önyargılı içerikler sunduğu gerekçesiyle, İsveç'in en büyük kütüphanelerinden başkent Stockholm'deki kütüphanede raflardan kaldırılıyor.

(http://www.hurriyet.com.tr/_np/3102/17993102.jpg)

İsveç'in en yüksek tirajlı gazetesi Dengens Nyheter'in haberine göre, Stockholm'deki kütüphanenin Sanat Yönetmeni Behrang Miri'nin, gençlik ve çocuk kitapları bölümünde görevli personel ile yaptığı toplantı sonucunda alınan karar uyarınca, kütüphanedeki Tenten kitaplarının raflardan kaldırılmasına karar verildi.

Miri, Tenten kitapları raftan kaldırma kararının doğru olduğunu savunurken, kitaplar Afrika ülkeleri, Araplar ve Türkler ile ilgili gerçeği yansıtmayan birçok resim ve bilgi bulunduğunu, bunların çocuklar ve gençler arasında asılsız korku ve fobi oluşturacak nitelikte olduğunu bildirdi.

Tenten kitaplarında Afrika ve Arap ülkeleri ile ilgili bilgilerin "tam olarak sömürgeci ülkelerin gözüyle" verilmeye çalışıldığını kaydeden Miri, şunları kaydetti:

"Afrikalılar aptal birer topluluk olarak tanıtılırken, Araplar uçan halılar üstünde gösteriliyor. Türkler ise sadece nargile içen bir millet olarak tanıtılıyor. Yani kitaplar bu bölge topluluklarını doğru bir şekilde tanıtmıyor. İsveçli gençlere, çocuklara doğru örnekler sunmuyor. Asılsız bir şekilde, bu bölge insanları için korku ve fobi oluşmasına neden oluyor. Ayrıca bu kitaplar ırkçı ve önyargılar ile dolu bilgiler içeriyor."

Miri, İsveç'te Afrika'nın birçok ülkesinden gelen ve burada yaşayan topluluk bulunduğuna da dikkat çekerek, "Bizler onların gerçek kültürleri hakkındaki gerçekleri çok az biliyoruz" diye konuştu
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 25 Eylül, 2012, 17:25:39
  Çok yerinde bir karar olmuş. Her ne kadar Herge ırkçılık iddiaları reddetse ve sonradan değişiklikler yapsa da , zamanında Nazi gazetelerinde çizmekten de beis görmemiştir. Büyük konuşmayayım ama benim kitaplığıma da kolay kolay giremez Tenten
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 25 Eylül, 2012, 19:34:42
İlk dönem çizgileri faşist içerik taşısada sonraki maceralarda bu görülmez.Ben aldım memnunum ;D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 25 Eylül, 2012, 22:15:24
Her daim ten ten in bende yeri ayrıdır.Irkçı dediler eşcinsel dediler kadın düşmanı dediler onu dediler bunu dediler.Türkiye'de nargile içiliyor bunun neresi yanlış.Bugün çizgi roman okuyorsam ten ten sayesindedir.Herge biraz bazı konularda sert olsada bu onun hayal dünyası Batman'e bile eşcinsel deniyor bu benim Batman sevgimi eksiltmez....
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 11:33:42
Dun bu konuda Isvec sallandi, ilgili kurum ve kisiler geri adim attilar.
Yaptiklari bence tamamen sacmalikti. Bir cocuk Tenten okuyarak irkci oluyorsa o cocugun ailesi ve gittigi okullar bes para etmez demektir.
Benim de bugun cizgi romani sevmemin baslica sebeplerinden biri zamaninda Milliyet gazetesinin verdigi Tenten ve Red Kit ekleridir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: konnektör - 26 Eylül, 2012, 12:50:28
Bilinç altına verilen mesajları her ne şekilde olursa olsun önemsemek gerekir, heleki bu mesajlar çocuk ve genç yaştaki kişilere yönelikse dahada etkili olabiliyor. Nesiller boyu bu izlenim devam edebiliyor.Bir bölümü istanbulda çekilen son James
Bond filminde günümüzde   bile Türklere fes giydiriliyor. Bu tür imajların müslümanlara karşı ön yargının yeni nesillerde de
korunması için bilerek oluşturuduğunu düşünüyorum.Irkçılık ne yazıkki batılı ulusların çoğunun genetiğinde var ve bu din
fanatizmi ile birleşince de tam bir tabu oluyor.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 15:10:36
Alıntı yapılan: konnektör - 26 Eylül, 2012, 12:50:28
Irkçılık ne yazıkki batılı ulusların çoğunun genetiğinde var
Cumlesi irkci ve tehlikeli bir cumledir mesela, coluk cocugu uzak tutmamiz gereken cinsten. Batili uluslarin DNA'si ile bizim veya Afrikali bir vatandasin veya herhangi bir Japon'un DNA'si arasindaki fark %0'dir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: konnektör - 26 Eylül, 2012, 15:30:02
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 15:10:36
Cumlesi irkci ve tehlikeli bir cumledir mesela, coluk cocugu uzak tutmamiz gereken cinsten. Batili uluslarin DNA'si ile bizim veya Afrikali bir vatandasin veya herhangi bir Japon'un DNA'si arasindaki fark %0'dir.
Burada benim söz ettiğim genetik veya DNA mecazidir, fiziksel DNA kastedilmemiştir. Bizim toplum olarak tanzimattan beri en kötü alışkanlıklarımızdan birisi özellikle sosyal konularda meseleleri hafife almak, bazen yokmuş gibi davranmak, bazende gelişmelerin farkında olamamaktır. Avrupa topluluğu, FİFA, UEFA,Avrupa parlementosu gibi bir çok kurum avrupada yükselen ırkçılığa karşı önlemler almaya çalışırken ırkçılığın mağduru olan bizim gibi toplumlardan bazılarının
konuyu görmezden gelmeye çalışmasını, önemsememesini doğru bulmuyorum.
                       
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 26 Eylül, 2012, 18:45:29
DNA'sı olmasa da batılıların bilinçaltında bir Türk veya müslüman önyargısı vardır.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 20:26:14
Alıntı yapılan: kalidor - 26 Eylül, 2012, 18:45:29
DNA'sı olmasa da batılıların bilinçaltında bir Türk veya müslüman önyargısı vardır.
Cumlesi de batili toplumlara karsi bizim sahip oldugumuz bir önyargilardan biridir.

Nerdeyse 8-9 senedir yurtdisindayim, salak sorularla, önyargili insanlarla karsilastim mi, evet, bunlarin sayisi fazla miydi? Kesinlikle degildi, tanistigim insanlar arasinda cok cok azinlikta kalan tiplerdi. Ortalama bir batilinin turk/musluman hakkindaki önyargisi ortalama bir Turk'un arap/cinli/japon önyargisindan daha fazla degildir. (ermeni, kürt gibi tehlikeli noktalara dokunmuyorum bile)

Alıntı yapılan: konnektör - 26 Eylül, 2012, 15:30:02
  ırkçılığın mağduru olan bizim gibi toplumlar                   
Hic bir devletin/toplumun eli, tarihi temiz degildir. Igneyi kendimize cuvaldizi baskasina batirmaliyiz bu konularda.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 26 Eylül, 2012, 22:36:36
 
Alıntı yapılan: hennessy - 25 Eylül, 2012, 22:15:24
....Irkçı dediler eşcinsel dediler kadın düşmanı dediler onu dediler bunu dediler.Türkiye'de nargile içiliyor bunun neresi yanlış.Bugün çizgi roman okuyorsam ten ten sayesindedir.Herge biraz bazı konularda sert olsada bu onun hayal dünyası Batman'e bile eşcinsel deniyor bu benim Batman sevgimi eksiltmez....

Öncelikle bu eşcinsel kelimesini lütfen bir suçlama olarak algılamayalım artık. İnsanların ( ve çizgi roman kahramanlarının) cinsel kimliklerinin bizden farklı olması neden sorun olsun. Ve hele hele neden ırkçılık ve kadın düşmanlığıyla aynı kategoride değerlendirilsin anlayamıyorum.

  Bunun dışında Türkiye'de Nargile içiliyor evet ve hatta evet dansözler de var. Fes takanlarımız da vardır belki hala. En azından Herge gibi düşünen turistlere mal satmak isteyen turizmcilerimiz çok sever bu numaraları. Ama koca bir külttürü bunlardan ibaretmiş gibi göstermek aslında hiç de göründüğü kadar masum değildir. Şarkiyatçılık ( ya da tam tersi garbiyatçılık) önyargılarımızı besler, ırkçılığın tohumlarını eker. Sonra olmadık yerden filizlendiklerini görürsünüz. Araplar pis, Türkler barbar , İngilizler sarhoş ve holigan oluverir.

 
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 11:33:42
Dun bu konuda Isvec sallandi, ilgili kurum ve kisiler geri adim attilar.
Yaptiklari bence tamamen sacmalikti. Bir cocuk Tenten okuyarak irkci oluyorsa o cocugun ailesi ve gittigi okullar bes para etmez demektir.
Benim de bugun cizgi romani sevmemin baslica sebeplerinden biri zamaninda Milliyet gazetesinin verdigi Tenten ve Red Kit ekleridir.

  Kusura bakma Emre Tenten'in o kadar da masum olduğuna bu kadar kolay inanmam. Siyah Afrika'nın , aklı biraz kıt , beyaz adama hayran ve tamamen karikatürize çizilmesi neresinden bakarsanız bakın düpedüz ırkçılıktır. Ve dediğim gibi kitaplığıma sokmam.
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 20:26:14
Cumlesi de batili toplumlara karsi bizim sahip oldugumuz bir önyargilardan biridir.

Nerdeyse 8-9 senedir yurtdisindayim, salak sorularla, önyargili insanlarla karsilastim mi, evet, bunlarin sayisi fazla miydi? Kesinlikle degildi, tanistigim insanlar arasinda cok cok azinlikta kalan tiplerdi. Ortalama bir batilinin turk/musluman hakkindaki önyargisi ortalama bir Turk'un arap/cinli/japon önyargisindan daha fazla degildir. (ermeni, kürt gibi tehlikeli noktalara dokunmuyorum bile)
Hic bir devletin/toplumun eli, tarihi temiz degildir. Igneyi kendimize cuvaldizi baskasina batirmaliyiz bu konularda.

Ama bu konuda sana tamamen katılıyorum.

Herkese laf yetiştirir gibi oldum ama "hayal kahvem"'in güzel deyişiyle böyleyken böyle ;)
   

 
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 29 Eylül, 2012, 21:47:32
Bugünkü Hürriyet cumartesi ekinde Marvel yayınları başkanı Simon J.Philips ve karakterleri ile ilgili yazı var.Son günlerde
forum   neredeyse bu Marvel tiplerinden ibaret oldu.Meraklılarına duyurulur...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 29 Eylül, 2012, 22:29:24
Alıntı yapılan: caretta - 29 Eylül, 2012, 21:47:32
Bugünkü Hürriyet cumartesi ekinde Marvel yayınları başkanı Simon J.Philips ve karakterleri ile ilgili yazı var.Son günlerde
forum   neredeyse bu Marvel tiplerinden ibaret oldu.Meraklılarına duyurulur...

Aynen. Avenjelikler ve Hulki  yetmiyormuş gibi Örümceği başladı şimdi de :D Sağlam bir Conan yazı dizisi başlatmak lazım  :P
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 06 Ekim, 2012, 18:35:25
 Bugünkü Yurt gazetesinin kültür sanat ekinde Bone ile ilgili bir yazı var. İnternete düşmemiş daha  yazı . İlgililere duyurulur.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 09 Kasım, 2012, 09:35:48
Aydınlık gazetesi bugünki Kitap ekinin kapağını ve 5 sayfasını çizgiromana ayırmış. Nuri Kurtcebe'nin ve İlke dostumuzun yazıları, Bülent Arabacıoğlu ile yapılan bir röportaj vs. Okuyalım bakalım...

(http://sphotos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/550891_382952498452565_176998614_n.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 09 Kasım, 2012, 13:30:50
Öğle tatili için eve geldiğimde Aydınlık Gazetesini de  aldım. Kitap Ekinin başlığına bakıp, yazıları da okuyunca hemen forum üyelerine durumu bildirmek için internete girdim. Sağolsun Pizagor arkadaş benden önce davranmış. Ayrıca dergide M. Salih Kurt imzasıyla " Bazen bir çizgi roman gelir ve.." başlığı altında Berlin çizgiromanını tanıtan bir yazı da var. Lütfen bu dergiyi kaçırmayalım.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 09 Kasım, 2012, 14:21:53
tamamdır  :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: aa - 09 Kasım, 2012, 14:39:18
Ben de aldım ve inceledim. Gayet güzel bir çalışma olmuş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 08 Aralık, 2012, 16:09:38
Radikalde çıkmış çok önemli bir haber arkadaşlar...

ABD'de ödüllü çizgi romana sansür

Güney Carolina'da bir kütüphane Alan Moore'un Bram Stoker Üstün Başarı Ödülü sahibi çizgi romanı Neonomicon'u koleksiyonundan çıkardı.

[IMG]http://imageshack.us/a/img22/9838/11neonomicon3dae4cfa519.jpg[/img]

"Watchmen" and "V for Vendetta" gibi çizgi romanların yazarı Alan Moore'un "Neonomicon" adlı ödüllü çizgi romanı "uygunsuz içerik" gerekçesiyle Güney Carolina'daki bir kütüphanenin envanterinden çıkarıldı. Karar, ifade özgürlüğünü savunan örgütlerce "sansür" olarak nitelendi.

Kitapla ilgili tartışmalar bir annenin, geçtiğimiz haziranda 14 yaşındaki kızının kütüphanenin yetişkin bölümünden, bir yetişkin kartı kullanarak kiraladığı kitap hakkında "cinsel çizimler" içerdiği gerekçesiyle şikayette bulunmasıyla başladı. Kitabı inceleyen bir kurul, Moore'un romanının kütüphanede tutulması kararını alsa da "kitabın içeriğinin kütüphane sistemi için uygun olmadığını" düşünen kütüphane icra kurulu direktörü Beverly James kararı uygulamaya koymadı.

Kütüphanenin erişim hizmetleri müdürü Barbara Yonce, "Kitap, ödül sahibi olması ve yazarının ünü göz önünde bulundurularak satın alınmıştı. Ancak daha ayrıntılı bir inceleme sonunda bazı bölümlerindeki rahatsız edici içeriğin bu niteliklerin önüne geçtiğini gördük" dedi.

Lovecraft'ın izinde
Neonomicon, iki FBI ajanının bir dizi ritüel cinayete ilişkin araştırmasını konu ediyor. H.P. Lovecraft'ın yapıtlarının izini süren kitap, ırk ve cinsellik sorunlarına eğiliyor ve sert bir tecavüz sahnesi içeriyor. Kitap çizgi roman dalında Bram Stoker Üstün Başarı Ödülü'nü de kazandı.

Sansüre Karşı Ulusal Koalisyon ve ifade özgürlüğünü savunan diğer organizasyonları, bu gelişmeler üzerine haziran ayında, "Yazarların, cinsel şiddete ilişkin rahatsız edici tasvirleri, bu tür konuların kuşak içinde başka çözümleniş biçimleri üzerine eleştirel bir yorum olarak bilinçli bir seçimle kullandığı, aldığı olumlu eleştirilerin ise kitabın cinsel içeriğin desteklediği ama önüne geçmediği, sanatsal değerinin bir kanıtı olduğu" açıklamasını yaptı.

"Düpedüz sansür"
Kitabın kütüphaneden çıkarılması kararını bu ay öğrenen Çocukların Okuma Hakkı Projesi'nin proje koodinatörü Acacia O'Connor da, "Yaptıklarını 'ayıklama' olarak adlandırabilirler ama bizim aramızda bunun başka bir adı var; sansür" dedi.

"Kütüphaneciler genellikle okuma özgürlüğü konusunda verdiğimiz savaşta sadık müttefiklerimizdir; ancak ne şaşırtıcıdır ki bu örnekte kütüphane hizmetleri direktörü bu hakkı korumak için çalışmıyor. Bölgede Neonomicon türünden kitapların müdavimleri var ve içerikleri onları rencide etmiyor" diyen O'Connor, "Bu okurlar bir kitabı okuyup okumama kararını başkalarıın sübjektif görüşlerine göre değil, kendi başlarına alma hakkına sahiptir" diye konuştu.
(Guardian)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 14 Aralık, 2012, 09:05:10


ALİ EYÜBOĞLU

iTALYAN ÇiZGi ROMANDA NÂZIM HiKMET ŞiiRLERi

14.12.2012- MİLLİYET-CADDE EKİ

Nâzım Hikmet'in şiirini dillendiren çizgi romanın kahramanı Julia, hizmetçisine "Benim çok sevdiğim bir Türk şair" diyor. Öte yandan İtalyan Castelli'nin yazdığı, 'İmkansızlıklar Dedektifi' Martin Mystere'ın görevliyle Milliyet gazetesi üzerine konuşmaları dikkat çekiyor

"Ruhum benim, Gözlerini yavaş yavaş yum,  Rüyanda derin sulara gömülür gibi,    Çıplak teninde bembeyaz bir giysi,
Rüyaların en güzeli seni içine alacak.
Ruhum benim,
Gözlerini yavaş yavaş yum,
Kendini benim güçlü kollarıma bırakır gibi bırak,
Rüyanda beni hiç unutma,
Gözlerini yavaş yavaş yum,
O kahverengi gözlerini,
Yemyeşil bir ateşin içinde yanan o gözlerin,
Ruhum benim."
- Aman Tanrım. Bunlar Martin Luther King'in söylevinden. Hiç bu kadar insanın içine işleyen bir şey duymamıştım.
"Evet, gerçekten de muhteşem. Bu Nâzım Hikmet'in bir şiiri. Benim çok sevdiğim bir Türk şairi."

İtalyanların 'Julia'sı
Bu diyalogları nereden aldım biliyor musunuz?
İtalyanların ünlü çizgi romanı Julia'dan.
'Bir Kriminologun Maceraları'nın 'Canlı Yayında Cinayet' serisinden bu sohbet. Nâzım Hikmet'in şiirini dillendiren çizgi romanın kahramanı Julia, Nâzım'ın şiirini Martin Luther King'in söylevi sanan kişi de evin hizmetçisi.
Çevirmenin "Bu dizeler Joyce Lusso tarafından İtalyancaya çevrilmiştir" diye bir not düştüğünü de belirteyim bu diyalogların geçtiği sayfanın sonuna. Vakt-i zamanında çok Tommiks, Teksas, Zagor, Tarkan gibi çizgi roman okumuşluğum var, ama gazete bayisine gidip çizgi roman almayalı yıllar oldu.
Benim ilgi alanımdan çoktan çıktı, ancak az da olsa sayıları, koleksiyoner gibi takip edenler var çizgi romanları.
Kasımda Çizgi Düşler'in çıkardığı Julia'nın üç macerasının bir arada olduğu çizgi romanı okuyan bir arkadaşım söylemese benim de haberim olmayacaktı bundan.

Bir Nâzım şiiri daha
Yine Julia'dan, bir başka Nâzım Hikmet şiiri daha:
"Dalların üzerinden bana göründü,
Tıpkı ay gibi geçip gidiyordu,
Bulutların arasından süzülüp,
O gidiyor ben de onu izliyordum,
Ben duruyordum o da duruyordu,
Ben ona bakıyorum o da bana,
Ve her şey burada bitti."
Emel Altan Ege'nin bu şiirin kullanıldığı sayfadaki dip notuysa şöyle:
"Bu dizelerin Nâzım Hikmet'in 'Ruhum' ve 'Piraye' için yazılmış 'Saat 21-22' şiirlerinden '9 Ekim 1945' adlı eserinden alındığını düşünüyoruz. Ama eklemeler, eksikler ve birbirine karışmış cümleler yüzünden kesin bir yargıya varamadık. İlgilenenlerin bu şiirlere erişip karşılaştırma yapabilmeleri için bu bilgiyi paylaşma gereği duyduk."
Çevirmenin bu notunu vazife edinip, bir gün boyunca taradım Nâzım Hikmet'in şiirlerini.
Julia'daki Nâzım Hikmet şiirlerine en yakın olanlar 'Ninni'yle 'İbrahim'in Rüyası'ydı.

MARTIN MYSTERE'NiN ARŞiViNDEKi MiLLiYET

'İmkansızlıklar Dedektifi' Martin Mystere'i tanır mısınız?
İtalyan Castelli'nin yazdığı bir başka İtalyan olan Alessandrini'nin çizdiği Amerikalı bir çizgi kahraman Martin Mystere.
Dedektif gibi çalışan bir arkeolog.
Lal Kitap, 'On Yıl Sonra', 'Sonu Gelmeyen Anı', 'Programlanan Adam' ve 'Kaderde Yazılı' maceralarının bir arada olduğu kitabını Kasım 2012'de piyasaya çıkardı. 'On Yıl Sonra' adlı macerada Martin Mystere, evine gelince kötü bir sürprizle karşılaşıyor.
Görevli, "Borudan biraz su aktı, yere gazeteleri serdim" deyince Martin Mystere, önce "Çok güzel" diyor, ardından "Eski gazeteleri mi dedin?" diyerek içeri dalıyor ve arkasından görevliye bağırıyor:
"Aman Tanrım, biliyordum. Lanet olsun sana, bu ne biliyor musun?"
Ünlü dedektifin elindeki ıslanmış gazeteye bakan görevli, şöyle diyerek savunuyor kendini:
"Yere serdiğim eski gazetelerden biri." Martin Mystere'in, sağ elinin işaret parmağıyla sol elindeki gazeteyi gösterip, söylediğiyse şu:
"İstanbul'daki Milliyet gazetesi ve üzerine su damladığı için lekelenen de benim resmim. Lanet olsun, benim için çok kıymetliydi. 1982'de İstanbul'a gidişimi yazıyordu." Sonra Martin Mystere'nin İstanbul'a niye gittiği, Türkçe'yi bu denli iyi konuşmasının dedesinin Osmanlı olması üzerine sürüp gidiyor macera. "Romanın orijinalinde de Milliyet var mı, yoksa çevirmen mi öyle yazdı?" diye düşünenler olabilir.
Aynı şeyi ben de düşündüm ve yayınevine sordum.
Milliyet'in çizgi romanın İtalyancasında da olduğunu söyleyip, belgesini de gönderdiler. Aynı şeyi 'Julia' için de sordum. Çizgi Düşler'in yetkilileri, çizgi romanları birebir çeviri yapıp yayımladıklarını söyledi.

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 17 Aralık, 2012, 09:06:13
"Göçmen çocukları, evsizler, minik tutuklular. Hepsi aynı çizgi roman için çalışıyor. Projenin mimarı İskender Savaşır 'Dalgın Sular'da bir zaman kayması yaşanıyor ve geçmişten günümüze İstanbul'un tüm karakterleri aynı zaman diliminde yaşamaya başlıyor' diyor"

http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/2012/12/15/bu-cizgi-roman-istanbulu-gecmisiyle-yuzlestirecek
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 28 Aralık, 2012, 18:42:30
  Radikal Kitap 2012'nin 52 kitabını seçmiş. Listede 3 tane de çizgi roman var.  Tolbiak Köprüsünde Hava Puslu , Grafik Kanon  ve Tuncer Erdem'in resimlediği Gece Kitabı
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 28 Aralık, 2012, 19:12:53
Sadece birisini almışım hatta Gece Kitabını ilk defa duydum ???
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 28 Aralık, 2012, 19:33:08
  Daha yeni çıkan bir kitap zaten Güneş.
Alıntı yapılan: alan ford - 06 Aralık, 2012, 22:59:17
Metis yayınlarından ilginç bir edebiyat uyarlaması geliyor 13 Aralık'ta. Türk edebiyatının en tuhaf kitaplarından Gece'nin başlangıç bölümlerini Tuncer Erdem resimlemiş. Tam olarak çizgi roman sayılır mı görmeden bilemeyiz ama haberi vereyim dedim. Alınca okur yorumumuzu da yaparız  ;)

                                                                                                                                                                                        (http://sphotos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/60884_10151174310697339_276150378_n.jpg)


Tanıtım bülteninden : 13 Aralık 2012'de kitapçılarda!

Tuncer Erdem / Gece Kitabı

Çizer Tuncer Erdem, Bilge Karasu'nun Türkçe edebiyatın en önemli metinlerinden biri olan Gece'sinin başlangıç bölümlerini resimledi. Kitap bir yandan Erdem'in Gece metniyle kurduğu özel ilişkiyi gösterirken, bir yandan da hepimizin okurken nasıl resimleyerek, görselleştirerek düşündüğümüzü hatırlatan deneysel bir çalışma.

TUNCER ERDEM HAKKINDA: İstanbul'da doğdu. İlk çizimleri Ses dergisinin Atmaca mizah ekinde çıktı. Çarşaf, Gırgır ve Limon dergilerinde çalıştı. Limon'da ilk önce yazısız çizgi öyküleri yayımlandı, sonra bu öykülerde kısa metinlere yer vermeye başladı. Nankör ve Deli dergilerinde de aynı üsluptaki çizgilerini sürdürdü. Yazı ve çizgileri Express, Öküz, Kitap-lık, Özgür Edebiyat, Roll, Kül Öykü, Bir+Bir, Notos, Tic, Levende Billede ve Frigidaire gibi dergilerde yer aldı. Yayımlanmış kitapları şunlar: Tuncer Erdem (çizgi albüm) (Joker, 1991), Şehrin Ilık Solukları (YKY, 1996), Hayalifener (YKY, 2003), Denizlerimizde Rüzgâr (YKY, 2007), Bozkır Kitabı (YKY, 2008), Sulardan Kırlara Kuşlar [Seyrin 80 Hali] (Kül Sanat, 2009), İstanbul: Zamanın Suya İzi (YKY, 2009) ve Kar, Kömür, Keder (YKY, 2011).

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 04 Ocak, 2013, 19:09:14
 taraf'ın ön sayfasından bir haber:
      '' jacgues tardi, fransız devletinin en prestijli nişanı sayılan legion d'honneur'ü reddetti. açıklamasında;' düşünce özgürlüğüne ve yaratıcılığıma fazlasıyla bağlı olduğumdan, ne bu hükümetten ne de herhangi bir politik güçten ödül mödül almak istemiyorum. bu nedenle, bu nişanı büyük bir azimle reddediyorum' dedi''
   versus tardi'yi getirsin arkadaş...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 05 Ocak, 2013, 00:45:40
NTV Tarih dergisinin Ocak 2013 sayısında Karaoğlan dosyası varmış. Görmek isteyen olabilir. :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: haysat - 05 Ocak, 2013, 01:47:22
NTV Tarih dergisini her ay alıp,büyük bir keyifle okuyorum. NTV Tarih dergisi daha önce Abdülcambaz karakterini sayfalarına taşımıştı.
Dergi bu ayki sayısında Suat Yalaz'ın ünlü çizgi roman kahramanı Karaoğlan'ın 51. yaşını kutluyor.
Dergi içinde ayrıca 8 adet çeşitli çizerlerin Karaoğlan çizimlerinden oluşan kartpostalları var.
Kimler yokki Karaoğlanı çizen ve hepside bir birinden güzel.

(http://sphotos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/10368_10151290436462964_609846114_n.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ercoktay - 05 Ocak, 2013, 18:30:35
Ben de ay başında almıştım. Çizgi roman dışında hoşlandığım şeylerden biri de tarih. Bu sayı da diğer sayılar gibi çok güzel. Bari Karaoğlan için siz de alın arkadaşlar.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Hayal Kahvem - 05 Ocak, 2013, 20:03:27

Bugün Hürriyet Gazetesi'nde Ceren Arseven'in şöyle bir yazısı vardı:

(http://www.hurriyet.com.tr/_np/4418/18844418.jpg)


Ölümle yaşam arasındaki çizgi
Ceren Arseven
5 Ocak 2013


Ölümle yaşam arasındaki çizgi
Yazarları tarafından öldürülen ve yakın zamanda geri dönmesi beklenen Spiderman, küllerinden doğan diğer çizgi karakterleri hatırlamamızı sağladı.

50 yıldır New York sokaklarında suçluların peşinde koşan Spiderman'in hayatı 'İnanılmaz Örümcek Adam' (Amazing Spider Man) serisinin 700'üncü sayısında son buldu. Stan Lee ve Steve Ditko tarafından yaratılan ve ilk kez Amerikan Amazing Fantasy'de yayınlanan 'Örümcek adam' serisinin ana karakteri Spiderman'in ölümü hayranlarını yasa boğdu.
Peter Parker'ın kötü karakter Otto Octavius tarafından öldürülmesi sosyal medyada da çok konuşuldu. Çizgi karakterin düşmanları değil de bizzat yazarları tarafından öldürülmesi çizgi kahramanın sıkı takipçilerinden bazılarını sinirlendirdi. Yazar Dan Slott ölüm tehdidine kadar varan sert tepkiler aldı.
Ancak konunun uzmanları, Peter Parker'ın çizgi roman dünyasındaki 50 yıllık hâkimiyetinin bitmediği görüşünde. Beklenti Doktor Octopus'un Spiderman'in bedenini ele geçirerek süper kahramanı yaşatacağı yönünde. Ocak ayının sonlarına doğru sevilen çizgi kahramanın geçirdiği değişimi göreceğiz.
Kafalardaki soru işaretleri yanıtlanmadı ama teselli mevcut: Düşmanlarıyla girdikleri mücadeleleri kaybedip öldükleri düşünülen fakat yaratıcıları tarafından hayata döndürülen süper karakterler çizgi dünyaya hiç yabancı değil.

Spiderman'in yaratıcısı Stan Lee 26 Aralık'ta Twitter üzerinden "Elveda Peter Parker - cesareti için Dan Slott'a teşekkür edebilirsin" mesajını paylaşınca hayranlarının büyük tepkisiyle karşılaştı.

Ölüp ölüp dirildiler!

Superman
Kendi sonuyla 1992'de karşılaştı. Ölüm makinesi Doomsday ile mücadeleyi kaybeden yenilmez kahraman bir yıl sonra geri dönüş yaparak maceralarına kaldığı yerden devam etti.

Batman
1993-94'te düşmanlarına karşı türlü mücadeleler veren kara şövalye Batman, Bane karakteri tarafından yaralandı. Fakat sonunda paranormal yollarla iyileşerek eski günlerine geri döndü.

Kaptan Amerika
(Captain America)
2007'de öldürülen büyük kahraman iki yılın ardından hayata geri döndü.

Green Lantern
Yeşil Fener de ölümüyle hayranlarını üzmüştü. 1940'ta ilk kez sevenleriyle buluşan Green Lantern bir süre ölü kaldıktan sonra 2004'te tekrar dirildi.



Flas
Flash namı diğer Barry Allen'ın ölümü de takipçilerini şoke etti. Gümüş Çağı'nı başlatan isim olarak adlandırılan Flash 1985'ten 2008'e kadar ölü kaldı. Ancak sıkı takipçilerin ısrarlarına dayanamayan yaratıcıları Flash'ı yeniden maceraya soktu.


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: connyapku - 05 Ocak, 2013, 20:15:46
Orumcek adamin olumu supermanin olumu kadar ses getirmedi.O kitapda cok satmadi diye biliyorum.Ultimate
serisinde  bizim bildigimiz peterdan uzak bambaska bir peter vardi ondan dolayi olabilir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 12 Ocak, 2013, 15:11:20
NTV Tarih dergisindeki Karaoğlan kartpostalları şahane olmuş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: haysat - 12 Ocak, 2013, 16:41:04
Bu ay NTV Tarih'de günümüzün meşhur çizerleri Karaoğlan'ı çizgileriyle yorumladılar.

Bahadır Baruter, Çağçağ, Latif Demirci, Cem Dinlenmiş, Ersin Karabulut, Oky, Kutlukhan Perker ve Memo Tembelçizer'in çizimlerinin bulunduğu 8 kartpostal Ocak sayısıyla herkese hediye.

(http://sphotos-a.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/74371_10151316639872964_813922926_n.png)

Bahadır Baruter'in yorumuyla Karaoğlan.


Hepside birbirinden güzel çizimler.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 12 Ocak, 2013, 18:24:05
RADİKAL KİTAP 11 OCAK 2013

Romantizmin çizeri

LEVENT CANTEK

Erteleyiş'te sarkastik bir erkek kahraman var. O adam güzel bir genç kadına âşık. Çocukluk aşkı. Saklandığı evden onu gözetliyor, onu düşünüyor, kıskanıyor, özlüyor.


(http://kitap.radikal.com.tr/Posts/2013/01/11/erteleyis_manset-A4B0-EEBF-E14F.jpg)


Avrupa'nın önemli çizgi romancılarından biri daha, üstelik yakın tarihli bir albümüyle artık Türkçede. Gibrat, Türkiye'de iyi tanınan çizgi romancılardan biri değil ama onu hiç bilmiyor da değiliz. Doksanlı yılların ikinci yarısında yayımlanan ucuz erotik dergilerde epeyce ilüstrasyonu kullanıldı örneğin, hatta 1995 tarihli Pinocchia çalışması sansürlenerek (ve kimin çizdiği belirtilmeden) de olsa yayımlanmıştı. Hikâye, Collodi'nin ünlü kahramanını  bir kadın kuklaya dönüştürerek anlatmak gibi bir espriye dayanıyordu, pek de parlak bir buluş değildi. Gibrat'ın tarzına ve bütün çalışmalarına bakılırsa hemen fark edileceği gibi ucundan kıyısından erotizme meyleden sayfalara, mutlaka güzel kadınlara rastlamak mümkün.

Tam adıyla Jean Pierre Gibrat, 1954 Paris doğumlu, kadim Fransız çizgi roman dergisi Pilote (1959-89) çevresinden sayılıyor. Yaşı düşünülürse derginin son demlerinde üretim yapabilmiş; Saval, Berroyer veya Vidal gibi isimlerle ortak çalışmaları olmuş. Bizde de ilgi görüp yayımlanmasından tahmin edilebilir, Pinocchia ona Fransa dışında bir tanınırlık sağladı. Satışlarının düştüğü, sadık okurların yaşlandığı bir zaman aralığında, erotik çizgi romanlar, üretimin sürdürebildiği tek mecra gibi duruyordu. Gibrat'ın bugün iyi bilinen çizgileri, Cécile ve Jeanne karakterlerine ilişkin görseller en çok o yıllarda üretildiler. Aynı karamsarlık içinde Gibrat da pek çok çizer gibi çizgi roman dışı alanlara yönelerek sinemaya yoğunlaştı, senaryo yazdı, yapımcılık yaptı vs...

Gibrat'ın sanıyorum kendisini de mutlu eden, kişiliğini, çizgisi dışında hikâyeciliğini de anlatabildiğine inandığı çalışmaları 1997 tarihli, bizde Erteleyiş adıyla yayımlanan Le Sursis ile başladı. 1999 yılında çalışma tamamlandığında Gibrat'ın yeni bir evreye girdiği anlaşılıyordu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız taşrasındaki çekişmeleri, Türkiyeli okurun çok aşina olmadığı "iç savaş" evresini anlatıyordu. Milislerle direnişçiler arasındaki gerilim, Almanlar, din adamları, kasaba hiyerarşisi derken arka planda dokunaklı bir aşk hikâyesi resmediyordu. Bana her zaman ilgi çekici gelen bir yönü var Gibrat'ın, yaşanan olumsuzluğu koyulaştırmıyor. İnsanlar peşi sıra ölüyorlar ama o acıyı yaşatmıyor karakterlerine. İyimserlik ve şimdiyi yaşamak gibi bir tutunma çabası var hepsinin. Savaşın olağanüstü koşullarını, ölümün sıradanlaşmasını vurgulamak için bunu tercih ettiği sanılmasın.  Gibrat, renk seçimlerinden başlayarak yumuşak bir dünya kuruyor. Ne yaşanırsa yaşansın gülebiliyor karakterleri. Geriye dönmüyorlar. Huzursuz değiller, unutuyorlar.

Erteleyiş'te sarkastik bir erkek kahraman var. Konuşkan, hedonist, ahlaki tartışmalara girmeyen yılgın biri. Kaçıyor, gizleniyor...O adam güzel bir genç kadına âşık. Çocukluk aşkı. Saklandığı evden onu gözetliyor, onu düşünüyor, özlüyor, kıskanıyor, aklı çıkıyor. Gibrat, o saf, albenili, âşık olunan zarif genç kadını benzersiz ve tekmişcesine hikâyesine öyle bir istifliyor ki asıl mahareti öncelikle burada. Genç kadın, seyirlik, tipik bir arzu odağına dönüşüyor. Gözetleyen sevgilisi gibi okuru da ona doğru seyre yönlendiriyor. Bütün bunların yanına politik karmaşaya ilişkin teferrautlar katıyor. Bu teferruatların belgeselci yönünü gözardı ediyor değilim, örneğin Stalin karşıtlığına, Kiliseye yönelik memnuniyetsizliğe, İspanyol Cumhuriyetçilere değiniliyor, ulusal direnişçilerin karmaşık yapısı ve kaotik muğlaklılığı betimleniyor. Ama sanki hepsini o aşk hikâyesinin naifliğini anlatabilmek için kullanıyor. Öyle bir aşk ki, her şeyiyle habis ve şedit olan bir dünyanın içinde tertemiz kalabiliyor. Gibrat, Erteleyiş'in kahramanı Julien'e saklanması için ilk öğretmeninin evini seçmiş. Çocukluk anıları, saf kalabilen, sığınabilecek nostaljik bir uğrak. Hatta, tarihsel arkaplanı bütünüyle nostaljik bir unsur olarak harmanlıyor bile denebilir. 2008 yılında başladığı Matteo dizisi için de benzer şeyler söylenebilir. 1914 yılında savaşla başlayan hikâyesi, Ekim Devrimi'yle Petrograd'ta sürüyor; ilgi uyandırıcı bir enerjisi var, siyasi panorama asla vasatın altında değil ama gel gör ki hikâyeden  çok anarşist militan Matteo ile sevgilileri Juliette'i veya Léa'yı hatırlıyoruz.

Gibrat, İngilizcede yayımlandığında Manara'ya benzetilmişti. Ne üretirseniz üretin, piyasa her şeyi önceden bildiği kodlarla tarif eder, başka bir şey olabilir ve tutunabilirseniz, siz de başka bir ölçüt, kıyaslamak için bir başka nirengi noktası sayılabilirsiniz. Gibrat, Manara'ya hikâyecilik bakımından neredeyse hiç benzemiyor. Manara'nın cinsellik merkezli bir aurası vardır, hayatı cinsel arzunun yönettiğine inanır. Gibrat ise açık biçimde bir romantik, melodram anlatıyor bize. Erteleyiş'ten sonra hazırladığı yine iki albümlük Le Vol du corbeau (2002 ve 2005) bunun tipik bir örneği. Çizdiği güzel kadınlar sebebiyle erkek okurun ilgisini çekse de esasen bir soap opera anlatıcısı. Mektuplar, günlükler, romanlar, masa başında konuşarak, pencere önünde susarak ve hayaller kurularak geçiren zamanları sıkça resmediyor. Gibrat, cinsel ilişkiyi değil hemen sonrasını, iki aşığın mutlu diyaloglarını göstermeyi tercih ediyor. Erteleyiş'in Türkçe baskısı güzel olmuş, iki ayrı albüm birleştirilmiş, sonrasına Gibrat'ın ilüstrasyonları eklenmiş. Şunu eleştirebilirim:  gerekçesini bilmiyorum, orijinal ikinci albümün başında yer alan önsöz mahiyetindeki metne yer verilmemiş. Sanki diyorum, Gibrat, albüm veya dönem hakkında metinler olsaymış daha iyi olurmuş.


ERTELEYİŞ
Jean Pierre Gibrat
Çeviren: Binnur Mörel Büyükertan
Flaneur Yayınları
2012, 128 sayfa,32 TL.



(http://kitap.radikal.com.tr/Posts/2013/01/11/erteleyis_kapak-A559-672D-2B64.jpg)


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 29 Ocak, 2013, 14:36:44
(http://kitap.radikal.com.tr/Posts/2013/01/29/00dredd-D624-B732-5E88.jpg)

Yargıç Dredd gay mi?

2000 AD'nin yarın piyasaya çıkacak olan son sayısında ünlü çizgi kahramanı Yargıç Dredd'in cinsel kimliği sorgulanıyor.

2000 AD'nin "Closet" (İngilizce'de 'eşcinsel kimliğin açığa vurulması' anlamında kullanılan 'coming out of the closet' şeklinde bir deyim var) başlıklı son sayısının online yayımlanan fragmanında, efsanevi kanun adamı Yargıç Dredd'in bir gay kulübünde bir başka erkekle tutkulu bir kucaklaşma içinde görüldüğü kareye şu ibarenin yer aldığı bir balon eşlik ediyor: "Sanırım, gay olduğumun bir şekilde her zaman farkındaydım. Sadece bunu itiraf etmekten fazlasıyla korkuyordum."

Sahne çizgi romanın hayranları arasında farklı tepkilere neden oldu. Kimileri romanın böylesine duyarlı bir konuya evrilmesi nedeniyle yazarları överken kimileri de çizgi romanın bu sayısını yakma tehdidi savurdu.

Ancak Dredd'in cinsel kimliği konusu bir gizem olarak kalacakmış gibi görünüyor. Bir sözcü, söz konusu kişinin Yargıç Dredd temalı bir gay kulübünde onun giysilerine bürünmüş bir başka erkek olduğunu açıkladı.

Dizinin yazarı Rob Williams ise Dredd'in gay, normal ya da biseksüel olabileceğini ama bunun kahramanın yasalara karşı duyduğu tutkunun yanında tali bir önem taşıdığını söyledi. Dredd'in pekala gay olabileceğini belirten Williams, "Dredd'in deri ve zincirlerden oluşan kostümüne baktığınızda fetişist bir aşırılık göremezsiniz. Ancak duyguları öylesine derinde gizlidir ki, yüzeye çıkmasına izin vermesi neredeyse ihtimal dışıdır" dedi.

Çizgi dizinin yeni sayısı yarın piyasada olacak.
(Guardian)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 29 Ocak, 2013, 14:51:54
Çizgiroman öykülerinde illaki karşılaşılan klişeler:

1. Kahraman fiziksel bir benzeriyle - kopyasıyla karşılaşır (Zagor - Çelik Blek - Fantastic Four / Super Skrull vs.)

2. Kahraman ölümü bir kere tadar, sonra geri döner (Zagor, Örümcek Adam, Kaptan Amerika, Johnny Storm vs.)

3. Kahraman erkekse hayatının bir aşamasında eşcinsellik imasında bulunulur (Batman, Judge Dredd vs.)

Batman'e eşcinsel diyen Grant Morrison İskoç, Dredd'e eşcinsel diyen Rob Williams ise İngiliz...

Eşcinsellik konusuna Büyük Britanya'dan katkı var sanki :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 29 Ocak, 2013, 14:58:00
   1 numaralı başlık en sık kullanılan trüklerdendir:

   Tommiks-binbir surat
   Teksas-Yarasa
   Tex-Proteus
   Zagor-Olaf
   Thor'un Alfa maceralarında Loki ile yüzleri değişmişti
   Captain America-1950'lerin Captain America'sı
   liste uzaar gider
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 29 Ocak, 2013, 14:58:13
İngiliz Ordusunda eşcinsellikte son 10 yılda inanılmaz bir artış görülmüş.Bunun üzerine çok derinlemesine bir araştırma yapılmış ve çıkan sonuç çok ilginçmiş.Adet döneminde ped'lerini klozete atan kadınların pedlerinden suya geçen kadın hormonları su işlemden geçirilsede analiz edilmediğinden bilinmeyen bir etkenmiş.İşlenmiş su içen ordu mensubu erkeklerde su aracılığıyla geçen yüksek Östrojen sonucu erkeklerde eşcinselliğin arttığı ortaya çıkmış.

Sonuç:İŞLENMİŞ SU İÇMEYİN!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 29 Ocak, 2013, 15:10:24
Eşcinsellikle ilgili bir sorunum, homofobim yok. Sadece cinsel tercihlerin karakter yaratılırken belirlendiği bir mecrada neden cinsel rollerde değişikliğe gidiliyor, problemim bununla. Homoseksüel bir karakter bir panelde çıkıp da artık sadece kadınlarla ilgileniyorum dese sırtını sıvazlayıp 'helal olsun, sonunda doğru yolu buldun' mu diyeceğiz... Boş çabalar bunlar, sadece sevenlerini kahramandan soğutur o kadar...

Bu arada aklıma geldi de keşke Dan Slott Peter Parker'ı bir de gay yapsaymış :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 04 Şubat, 2013, 12:09:11
İstanbul Serbest Muhasabeci ve Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) 2 aylık dergisi "Yaşam" ın Ağustos 2012 sayısında İstanbul Barosu Başkanı Avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal ile yapılmış bir röportaj vardı. Röportajın bir yerinde Kocasakal, iyi bir çizgiroman koleksiyoneri olduğunu ve Zagor, Mister no, Martin Mystere ve Ken Parker'ı aktif olarak takip ettiğini belirtmiş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 04 Şubat, 2013, 12:34:55
Ümit Kocasakal gözümde daha da yüceldi!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 04 Şubat, 2013, 13:23:58
Ümit Kocasakal gibi değerli bir avukatımızın bizim gibi çizgi roman okuru olması beni çok mutlu etti.

Ben de bunun üzerine mail adresine röportaj yapar mısınız diye mail attım. Belki kabul eder kim bilir :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 04 Şubat, 2013, 13:32:20
Alıntı yapılan: pizagor - 04 Şubat, 2013, 12:34:55
Ümit Kocasakal gözümde daha da yüceldi!
Kendisi ülkenin en değerli hukukçularındandır.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 04 Şubat, 2013, 13:34:55
Alıntı yapılan: tunaorhun - 04 Şubat, 2013, 13:32:20
Kendisi ülkenin en değerli hukukçularındandır.

Kendisi ülkenin en değerli Atatürkçülerindendir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 04 Şubat, 2013, 15:05:09
Bosverin röportaji, davet edelim gelsin Altinmadalyon'da takilsin, sadece fumettiyle hayat gecmez Umit Bey diyelim :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 04 Şubat, 2013, 15:22:02
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 04 Şubat, 2013, 15:05:09
Bosverin röportaji, davet edelim gelsin Altinmadalyon'da takilsin, sadece fumettiyle hayat gecmez Umit Bey diyelim :)

Mailde onu da belirttim zaten
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 04 Şubat, 2013, 15:35:47
Alıntı yapılan: hennessy - 04 Şubat, 2013, 15:22:02
Mailde onu da belirttim zaten

Abi ne yaptın, oraya giden bütün mailler kontrol altındadır.  :)

Şimdi bizim forum da kontol edilecekler listesine eklenir   ;D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 04 Şubat, 2013, 16:12:57
Bu ayki Atlas Tarih dergisinde Kaptan Swing,Zagor,Kızılmaske ile ilgili yazı var.Beyazperdeye aktarılan çizgi romanlardan bahsediyor.31 ocak tarihli Milliyet Gazetesi Cadde ekinin en arka sayfasında da bu konu yer almış.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kültürelgüncel - 04 Şubat, 2013, 19:23:41
Levent Cantek'in senaryolarını yazdığı kısa öykülerden oluşan, yakında çıkacak çizgi roman albümü "Dumankara: Hayat Bir Yangındı" hakkında basından bir röportaj:

'Bu yıl geleneği bozmayarak yeni yazarlar çıkartacağız'

Can Öktemer, yeni ve şaşırtıcı işlere imza atmaya hazırlanan İletişim Yayınları'nın editörü Levent Cantek ile Mart ayında çıkacak Dumankara, Hayat Bir Yangındı adlı grafik romanının öyküsünü, İletişim Yayınları'nın yeni projelerini ve 30. yılını konuştu.
(http://www.agos.com.tr/upload/images/Foto%232(7).jpg)

Can Öktemer
temercan.ktemer7@gmail.com
Bu yıl 30. yaşını kutlayacak olan İletişim Yayınları'nın editörü Levent Cantek ile Mart ayında çıkacak Dumankara, Hayat Bir Yangındı adlı grafik romanının öyküsünü, editörlüğü ve İletişim Yayınları'nın 30. yaşını konuştuk.

·         Mart ayında İletişim Yayınları'ndan senaryosunu sizin yazdığınız, Dumankara, Hayat Bir Yangındı adlı bir grafik roman çıkacak. Grafik roman albümü hazırlama fikri ilk ne zaman ortaya çıktı? Albümün hazırlık sürecinden bahsedebilir misiniz?
Benim için bir şeyler üretebileceğim bir ara dönemdi, değerlendirmek istedim. Geçtiğimiz Ekim ayının ortasında Ankara'da geçen çizgi roman senaryoları yazmaya başladım. Belli bir miktara ulaşınca çizer arkadaşlarla irtibata geçtim ve ayrıca yeni isimler aradım. Daha önce de çizgi roman albümleri yaptığım için çizgi romanlarla çalışma bir deneyimim vardı. Ocak ayının sonunda hikayelerin çizimleri tamamlandı. İyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Türkiye'de bu türden kolektif çalışmalar, hele ki grafik roman tarzında işler hiç yapılmıyor.

·         Dumankara, Hayat Bir Yangındı'da nasıl öykülerle karşılacağız?
Hepsi Ankara'da geçen 21 hikâye var. 1916 yangınıyla başlıyor, günümüze kadar geliyor. Çoğunluğu kenar mahallelerde geçiyor, oralardan çıkma kahramanları var hepsinin... Edebi nitelikli, geleneksel çizgi roman anlatımının dışında işler olarak tanımlanabilirler.

Tamamı:
http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=bu-yil-gelenegi-bozmayarak-yeni-yazarlar-cikartacagiz&haberid=4229 (http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=bu-yil-gelenegi-bozmayarak-yeni-yazarlar-cikartacagiz&haberid=4229)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: DAMPYR - 04 Şubat, 2013, 19:37:26
Alıntı yapılan: pizagor - 04 Şubat, 2013, 13:34:55
Kendisi ülkenin en değerli Atatürkçülerindendir.
İşte bu hepsinden güzel.Ülkenin böyle Avukatlara çok ihtiyacı var... 8) 8) 8)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 04 Şubat, 2013, 19:59:45
Yukarıdaki  Levent Cantek ropörtajının satır arasında İlban Ertem'in Puslu Kıtalar Atlası yılın ikinci yarısında haberi var.  uzun zamandır bekliyoruz ama beklediğimize de değecek galiba.

haber için teşekkürler KG
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: darkwood - 04 Şubat, 2013, 23:00:30
Çizgiroman adına güzel hareketler bunlar, olumlu sonuçlarını bekliyoruz.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Hayal Kahvem - 10 Şubat, 2013, 12:41:34


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22553415.asp (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22553415.asp)

Bizim güzel çizgi romanlarımız

Her şeyi Önder Çolak başlattı aslında. Facebook'ta Okunası Kitaplar Grubu'na "Azıcık da yaramazlık yapalım. :) Okuma serüvenine bu yoldan başlayanlara selam olsun :)))" diye bir mesaj attı. Altında da Çelik Blek resmi...
Tayfun Topraktepe'den cevap çabuk geldi: "Ben Zagorcuyum Önder Abi" diye.
Bir an düşündüm ben de Zagorcuydum. Bir de Red Kitci...
Sonra mesajlar yağmaya başladı. Çizgi roman kahramanlarının bizim nesil üzerindeki derin etkisini biliyordum, ama bizden sonra da devam etmişti demek bu etki.
Nesil demişken şair Şenol Gürel, "Bizim kuşak Teksas-Tommiks ile başlamış; Kemalletin Tuğcu ile arayışa geçmiş; Ömer Seyfettin, Reşat Nuriler ile aradığını bulmak için çırpınmış; Yaşar Kemal, Jack London, Maksim Gorkiler ile de aradığını bulma yoluna girmiştir diyebilirim..." diye yazdı...
Sonra Nuray Önoğlu lafa girdi: "Ben çizgi romanları üniversitede keşfettim. Beş yaş küçük erkek kardeşim keşfetmişti ve sürekli okuyordu. İlkin kızdım ona 'ne okuyorsun bu saçma sapan şeyleri' diye (o zamanlar öyle çok ciddi ve çok emindik kategorilerimizden maalesef), sonra bir okumaya başladım; anam, ne eğlencelilermiş meğer. Kimselere söylemiyordum tabii okuduğumu. Gizli gizli evde okuyordum."
Benzer kareler geçti gözümün önümden. Çizgi romanın yeni sayısı çıkmış mı, ne zaman çıkacak heyecanı, ödünç almacalar, değiş tokuşlar...
Bu arada Ekrem Acar da katıldı muhabbete: "Bir de Doğan Kardeş ve Milliyet Çocuk dergileri vardı ve o dergilerde, o zamanlar sanırım kitaplaşmamış çizgi romanlar vardı... Sipru, Tenten vs... Bende 70'li yılların sonunda, eski Doğan Kardeş dergileri ciltleri vardı ve hangi akla hizmetle attık onları..."
Şimdi de var çizgi romanlar. Hem de bir tık ötede. Etkisi bizim zamanlardaki kadar mıdır emin değilim.
Bu hafta bir arkadaşım, yazılarında hep eskilere gidiyorsun diye bir tespit dile getirdi. Hafif eleştireldi. O an bir şey demedim.
Şimdi diyebilirim ki, biz büyürken dünya giderek küçüldü, seçenekler çoğaldı, anlamlar dağıldı. O yüzden bir yanım sık sık o anlamları hatırlamak istiyor.
İyi geliyor çünkü.


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 17 Şubat, 2013, 21:34:33
wizardworld 2013 biletleri ve yapılacağı şehirler

http://www.wizardworld.com/wizcon.html
http://www.wizardworld.com/wizcon.html
http://www.wizardworld.com/vip-tickets.html

Stan Lee PLATINUM VIP :) 525 dolar
http://www.wizardworld.com/stanleeplatinumvip3.html


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 17 Şubat, 2013, 21:52:44
 yayın hayatına yeni başlayan OT dergisinde , ünlü çizerlerimizden İhsan Oktay Anar karakterleri var. Meraklısına not düşelim.

(http://www.otdergi.com/kapak.png)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: rumar80 - 17 Şubat, 2013, 22:35:48
Alıntı yapılan: hennessy - 17 Şubat, 2013, 21:34:33
wizardworld 2013 biletleri ve yapılacağı şehirler

http://www.wizardworld.com/wizcon.html
http://www.wizardworld.com/wizcon.html
http://www.wizardworld.com/vip-tickets.html

Stan Lee PLATINUM VIP :) 525 dolar
http://www.wizardworld.com/stanleeplatinumvip3.html


  Maalesef Chicago comicon ile tarihlerimiz uyuşmuyor.  ;) Önümüzdeki fuarlara bakacağız.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 17 Şubat, 2013, 22:46:36
Alıntı yapılan: alan ford - 17 Şubat, 2013, 21:52:44
yayın hayatına yeni başlayan OT dergisinde , ünlü çizerlerimizden İhsan Oktay Anar karakterleri var. Meraklısına not düşelim.

(http://www.otdergi.com/kapak.png)

bu haberi vermek için siteyi açtım ama tabii ki sevgili doğa yine benden önce davranmış ;D ben de derginin ilk sayı itibarıyle bir dönemin öküz dergisi tadında olduğunu sevenlerine duyurmuş olayım...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 16 Mart, 2013, 11:49:16
Bugünkü Yurt Gazetesinin Kitap ekinin 17 ve 18. sayfalarında Tuncer Çetinkaya'nın " Ivo Milazzo ile Ken Parker Üzerine" başlıklı yazısı var. Bu yazı internette olmadığı için ekleyemedim. Gazeteyi alırsanız okuyabilirsiniz. Bu arada yazıda Milazzo'nun Antalya'daki imza gününde çekilmiş fotoğraflar da var.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 16 Mart, 2013, 22:50:54
Çizgi roman tutkunlarında ayrı bir yeri olan "Ken Parker"ın grafik yaratıcısı Ivo Milazzo ilk kez geldiği Türkiye'de soL gazetesine konuştu.

"Vatandaş olmanın ne demek olduğunu bilemeyen bir insan, neye nasıl tepki vereceğini bilemez. Hangi ülkede olursa olsun Ken Parker gibi karakterlerin öncelikle kendi sorumluluklarını bilmeleri gerekir. Çünkü bilgisizlik insanlığı suskunluğa iter. Bunu Ken Parker da sıkça söyler... Bildikçe, öğrendikçe insanlar daha yüksek sesle konuşabilirler."

soL gazetesinden Hüseyin Çukur, "Ken Parker"ın grafik yaratıcısı Ivo Milazzo ile konuştu.

Ülkemizde, önce "Alaska" sonra aslına uygun haliyle "Ken Parker" olarak yayımlanan çizgi roman kahramanının grafik yaratıcısı olarak ve öyküleri desenlemesiyle tanıdığımız Ivo Milazzo, çizgi romanın şu anki Türkiye yayıncısı Rodeo'nun bir organizasyonu nedeniyle ilk kez Türkiye'ye, İstanbul'a geldi. İtalyan İllüstrasyonlar Derneği Başkanı da olan Milazzo, çizgi roman okuyucularıyla sohbet ve imza gününde buluştu ve bugün de Fındıklı'daki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü Konferans Salonu'nda "Çizgilerle Anlatmak" konulu bir söyleşiye katılacak. Ivo Milazzo ile Remzi Kitabevi'ndeki imza günü sonrasında görüştük. Rodeo Kitap yazıişleri müdürü Murat Mıhçıoğlu'na İtalyanca çevirideki yardımı ve röportajın derinleşmesi için yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ederiz.

Hikâyeleri 19. yüzyıl Amerikası'nda geçmekle beraber, Ken Parker çağının çok ötesinde bir aydın gibi, 20. yüzyıl dili ve aklıyla konuşuyor.

Ken Parker kesin köşelerle belirlenmiş bir kahraman değil. Sıradan bir insan, hepimiz gibi. Dolayısıyla o da diğer karşı kahramanlar gibi etik, sosyal problemlerle karşılaşıyor. Bu problemlere karşı bakış açısı da bizim kuşağın, yani benim ve Berardi'nin kuşağının bakış açısı. Biz kendi bakış açımızı bir western kahramanına yansıtarak uyguladık.

Berardi 1984'te, artık belli bir periyoda bağlı kalmadan Ken Parker serilerine devam edeceğini söyledi. Bu, Avrupalı sol entelektüellerin gardının düştüğü bir tarihe denk düşüyor. Bu bir tesadüf müydü, yoksa bilinçli bir ara verme miydi?

Biz zaten 1984'te seri öyküleri bitirmiştik. Bir de maceraları çok özel çalıştığımız için Ken Parker'ın düzenli çıkamama durumu vardı. Avrupalı bir yazar ve çizer olarak, sol çok güçlenmiş olsaydı da, ajandamızdan ötürü daha fazla Ken Parker macerası yapabilmemiz mümkün değildi. Dolayısıyla, bahsettiğiniz solun durumuyla doğrudan bir ilgisi yok. Zaten biz o dönemde başka bir seriye daha başladık. Ayrıca, çok da düzenli bir şekilde ilerlemese de, 1984'ten sonra da Ken Parker maceraları yaptık. Yani Ken Parker ile Avrupa'daki siyasi ortamın uyuşmaması gibi bir şey değildi söz konu olan...

İlk macera olan "Uzun Tüfek"te Ken Parker sakallı bir avcıyken, ikinci maceranın ortasında bildiğimiz görünüme geçmesi, baştan planlanan bir şey miydi, zamanla oluşan hikayenize uygun bir yüz değişikliği ihtiyacı mı doğdu?

Ken Parker, ilk olarak ortaya çıktığında, ilk macerayı çizdiğimizde bunu tek kitaplık bir çalışma olarak düşünüyorduk. Birbirinden bağımsız western maceralarının yayımlandığı bir dizinin içinde ve bir sefer de böyle bir karakter çıksın diye önerdik. Ancak editör Bonelli karakteri çok sevdiği için bunu bir seriye çevirelim dedi ve ikinci kitaptan itibaren Ken Parker, devam edeceğini bildiğimiz bir karakter oldu. Devam edecek bir maceranın kahramanı için de sakallı birinin pek uygun olmayacağını düşündük. Tanınması zor olurdu, yaşlı görünecekti... Bir yıllık hafıza kaybını anlattığımız "Chemako" adlı macerada, bir de "Lily ve Avcı" maceralarında Ken Parker'ın sakalları yeniden uzar. Maceraların koşullarının gerektirdiği şekilde Ken Parker'ın görünümünün değiştiği olmuştur.

Çok az çizgiyle, yüz mimiği ve vücut duruşundan bütün bir psikolojiyi yansıtacak ifadeler vermeniz eşine az rastlanır ustalıkta. Bu sadece çizgiye hükmetmekle olmasa gerek. Fazlanız nedir?

Çizgi roman bir öyküyü anlatmaya dayalı bir dal. Dolayısıyla öyküyü anlatmaya yaramayan şeyleri çok fazla zorlamaya gerek yok. Öykünün gerektirdiği bir ifade, bir mekân tanımlaması, bir dramatik an neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum.

Mesela bir kasabayı uzaktan çizerken, çok basit çizgiler kullanmak ince detaylara girmekten daha iyidir, çünkü ana fikir orada: Öyle bir kasaba var ve oranın ruhu ne? Oradaki insanlar nasıl bir ortamda yaşıyorlar, orada ne beklemeliyiz, fakir insanlar mı var? Bütün mesele bunu anlatabilmek. Yoksa ben mimar değilim. Orada on tane ev varsa ikisine baca kondururum, diğerlerine kondurmam. O detaylar benim esas uğraşmak istediğim şeyler değil. Teknik doğruluk benim öykümü destekleyecek sürece gereklidir.

Kuşkusuz senaryonun önemi, Berardi'nin rolü malum, ama bir film paylaşımı yaparsak, karakterlerin oyununu, dekoru, tarihsel araçları, çekim açılarını belirleyen sinematografik işlev sizde. Böyle bir iş bölümü müydü, yoksa ortak senaryolar mıydı?

O senaryoyu bir yazar olarak kurguluyordu, ondan sonra artistik tercihler tamamen bana kalıyordu. Çalışma biçimimiz buydu çünkü hem yoğun şekilde çalışıyorduk, hem de onun bir yazar mantalitesiyle kurguladığı öyküler benim karşıma yazılı olarak çıkıyordu. Ben hangi tipoloji, hangi boy pos, ebat, duruş uygun düşer, bunu düşünüp ona göre uyguluyordum.

Hiç onun müdahale ettiği ve "şunu şöyle çiz" dediği olmuyor muydu?

Hayır, çünkü onun yazıp verdiği senaryolarda benim esneme alanım belliydi. Bir karakterde neler olması gerektiğini o tarif ediyordu. Ben de o çerçevede özgürce, bu öyküdeki, bu karakter böyle olmalıdır diye karar veriyordum.

Siz senaryoya hiç müdahale ediyor muydunuz?

Biz zaten yakın arkadaştık. Benzer kaynaklardan besleniyorduk. Etle kemik gibi birbirinin içine geçmiş bir ilişkimiz vardı. Kim et kim kemik belliydi, işin sanatsal ve yazınsal boyutu net bir şekilde tarif edilmişti. İkimizin ortak noktası şuydu: Bazen yazar, bazen de çizer kendini göstermeye çalışır. Genel ilişkimizde ikimiz de öyküyü göstermeye çalışıyorduk. Bir çizgi roman eseri ortaya çıkacak, onun yazarlığı da benim çizerliğim de buna hizmet edecekti.

Çok zaman, başkaları desenledi Ken Parker'ı. Okurken, bakarken ne hissederdiniz? Kıyaslar mıydınız, ben olsam şöyle yapardım der miydiniz? Çizmediğinize pişman olduğunuz macera var mı?

Ben yılda iki kitaptan fazla yapamıyorum zaten. Ama serinin akması için aylık periyoda yakın bir tempo tutturmamız gerekiyor. Dolayısıyla, diğer meslektaşlarımızın girmemesi, olaya dâhil olmaması gibi bir seçenek zaten yoktu. Bir de, Berardi hangi öyküyü benim, hangi öyküyü başkasının çizeceğini bilerek yazıyordu.

Maceralarda karakterler çok farklı. Ken Parker zaten bir anti kahraman. Dayak yiyen, aldatılan... Bir westernde olmayacak "Köpek Lily" var mesela, "Pat O'Shane" isimli bir kız çocuğu, "Adah" isminde kölelikten gelip mamalığa yükselen bir karakter var. Bunların hepsi Ken Parker kadar baskın karakterler. Ken Parker kendi türü içinde bu açıdan da farklı bir yerde duruyor.

Ken Parker olayları tek başına sonuca götürücü bir karakter olmadığı için, kimi zaman onu bir tanık pozisyonunda görüyoruz, kimi zaman da başkalarının hikâyesine yan karakter olarak giriyor. Bunun yarattığı farklı bir ritim de var Ken Parker'da. Gerçek hayatta kimse yenilmez değildir. Diğer insanlar üzerinde kimsenin değişmez bir baskınlığı yoktur. Biz bu tür bir karakteri çizgi romanın ana kişisi yaptık. Bu da tabii Ken Parker'ı takip eden kitle için güzel sürprizler oluşturdu. Ken Parker'ın bir hayat çizgisi var ve onun için de başına gelebilecek işler var. Ama bir kölenin yaşadıkları, tecrübe ettikleri ve oradan kurtuluş öyküsünü görmek için ya o kölenin bambaşka bir serisi olacak ya da biz onu ana karaktere duyduğumuz saygı ve özeni koruyarak bu serinin içine taşıyacağız, ki biz bunu yaptık. Bu da, insanların aynı karakterin farklı açılımlarını görmesindense bambaşka karakterlerin bambaşka yönlerini görmemizi sağlayan sürprizler yarattı Ken Parker'da. Ken Parker serinin ismi evet ama her türlü insanın yaşayabileceği, her türlü soruna dair duygusal açılımlar bu serinin içinde var. Yani Ken Parker diye köşeli bir insan var ve biz onun hikâyesini anlatıyoruz diye bir şey yok. Biz insanlığı aslında Ken Parker üzerinden anlatıyoruz.

Biz de Ken Parker'ı o yüzden sevdik zaten. Ken Parker hem çizgi roman okurları için, hem de yazıldığı dönemde hitap ettiği entelektüel aydınlar için bir ihtiyaçtı. İsyankâr bir karakter Ken Parker... Halk içinde, asılan ve böylece cezalandırıldığı söylenen birinin hakkını savunabiliyordu; "adaletle intikam duygusunu birbirine karıştırmayın" diyerek. Yattığı yerde "Das Kapital" okuyan bir karakter var karşımızda... Şimdiden, bugünkü durum açısından baktığınızda Ken Parker gibi yeni bir karaktere ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Bu açıdan kendi hayat görüşünüz nedir? Bugün hayata nasıl bakıyorsunuz?

Öncelikle Ken Parker gibi olmak, birtakım haksızlıklara isyan edebilmek, yüksek sesle konuşabilmek, "doğrusu budur siz yanlış yapıyorsunuz" diyebilmek için insanın ülkesinin sistemini anlaması ve bilmesi gerekir. Bir demokrasi içinde yaşıyorsak, demokrasi gerçekte nedir, nasıl işler, vatandaş olmak ne demektir, bütün bunları biliyor olması gerekir. Vatandaş olmanın ne demek olduğunu bilemeyen bir insan, neye nasıl tepki vereceğini bilemez. Hangi ülkede olursa olsun Ken Parker gibi karakterlerin öncelikle kendi sorumluluklarını bilmeleri gerekir. Çünkü bilgisizlik insanlığı suskunluğa iter. Bunu Ken Parker da sıkça söyler... Bildikçe, öğrendikçe insanlar daha yüksek sesle konuşabilirler. Berlusconi örneğin... Bunca baskıyı yapan, sahtekârlığı yapan birini, "ama şu kadar insana iş veriyor" diye savunabilmek için sistemi hiç anlamamış olmak gerekiyor. Bu değirmenin suyu nereden gelir, bunu sorgulamak gerekir. İnsanların farklı düşüncelere sahip olmasına saygı duymak gerekir ancak gözümüzün önünde olup biten şeylere dair de bir bilgi ve fikir sahibi olmamız gerekir.

Ne kadar çok öğrenirsen, yanılma şansın o kadar azalır. Bilgi değerlidir. Tabii bilgiyi de fetişleştirmemek gerekir, bilgiye sahip insan da yanılabilir ama sağlıklı kararlar alabilmek için bilgiyi devrede tutmamız gerekir.

Son olarak, son dönemde takip ettiğiniz çizgi romanlar neler? Marvel'ın son dönemki ürünlerini takip ediyor musunuz?

Marvel'ın son dönemde yaptıklarını takip etmekte zorlanıyorum. Çünkü çoğu kez çizerin şov yaptığı şeylere dönüşüyor. İyi illüstrasyon yapmak gibi bir konsantrasyonla yaklaşıyor çoğu insan... Baktığınızda gerçekten çok iyi çizgiler var ama benim mesleğim öyküyü çizgiyle anlatmaktır. Başrolde öykü vardır. Ama benim gördüğüm çizgi romanlarda öyküden rol çalarak öne çıkmaya çalışan bir çizgi anlayışı öne çıkıyor.

İnsanları öyküye odaklamak yazarın ve çizerin esas kaygısı olması gerekir. Son dönemde pek bunu göremiyorum. Tabii bir çizgi roman fanatiği gibi ortaya çıkan her şeyi izliyor değilim ama benim kuşağımda bu kaygının daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Kendimi de zaten "çizgiyle anlatan" olarak tanımlıyorum. İllüstrasyon ayrı bir şeydir, çizgiyi öykünün peşine takmak ayrı... Ben bu işte ikincisini önemsiyorum..

http://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/ken-parkerin-grafik-yaraticisi-ivo-milazzoyla-kahramanlar-ve-cizgiler-uzerine-haberi
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 23 Mart, 2013, 11:51:08
Bugünkü Yurt Gazetesinin Kültür Kitap ekenin 13. sayfasında Kaya Özkaracalar'ın Zifirname başlıklı yazısı var.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 25 Nisan, 2013, 11:08:21
"pazar sabah"'tan veya sabah gazetesi "pazar" ekinden bir çizgi roman tanıtımı..
Ezber bozan çizgi(li) roman
Alain MATALON  21.04.2013
Bir grup çizer, şimdiye dek yazılmış en büyük edebi eserleri çizgilerle anlatırsa ortaya nasıl bir sonuç çıkar? Grafik Kanon, bu soruyu, her biri sergilerde yer almaya layık illüstrasyonlarla yanıtlıyor

Son yıllarda çizgi roman sektörüne yönelik ilgi giderek büyüyor. 2012'de sadece ABD'de grafik ve çizgi roman satışları 700 milyon doların üzerindeydi. Bu rakam çok büyük görünmüyor belki ama, 2012'de toplam basılı kitap satışlarının yüzde 5 civarında düştüğünü ve buna karşılık çizgi roman satışlarının yüzde 12'lik bir artış gösterdiğini hesaba katarsak, bu sektörün öneminin giderek arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta son rakamlara göre 2013'ün ilk aylarında, çizgi roman satışları bir önceki yıla göre yüzde 40'lık bir artış göstermiş. Son yıllarda hem Hollywood'un hem de televizyon dünyasının bu kârlı alana büyük ilgi gösterdiği aşikar. Neredeyse filmi çekilmeyen çizgi roman serisi kalmadı. Hatta çizgi roman dünyasının film ve TV endüstrisi üzerindeki tesiri o kadar büyüdü ki, artık aralarındaki etkileşim çift yönlü olmaya başladı. Örneğin büyük ilgi gören Walking Dead adlı televizyon dizisinden uyarlanan çizgi roman serisini, en çok satan kitaplar listesinde rahatlıkla görebiliyoruz. Yayınevleri de yükselen satış rakamlarına paralel olarak bu sektöre büyük önem veriyor.

SIRADAN UYARLAMALARDAN FARKLI
Çizgi romanlarda her ne kadar geleneksel olarak korku, fantazi, bilim-kurgu gibi türler ağırlıklı olsa da, son yıllarda giderek artan bir gerçekçi (hatta yaşanmış olayları anlatan) hikaye akımı da var. Sinemaya uyarlanan Persepolis ve Maus gibi çizgi romanlar, bütün dünyada satış rekorları kırdı. Diğer yandan kendisini giderek geliştiren sektördeki yenilik arayışları sayesinde, okuyucular farklı ve kapsamlı projelerle de karşı karşıya kalma şansını da yakalıyor. Grafik Kanon, işte böyle bir girişim. Aslında klasik edebi eserlerin çizgi roman halinde yayımlanması yeni bir buluş değil. Pek çok ülkede yaygın olan bu tür uyarlamalar, bir süredir ülkemizde de NTV Yayınları tarafından uygulanıyor. Yayınevinin bastığı Dava, Madame Bovary, Savaş ve Barış, Suç ve Ceza gibi klasik romanların çizgi roman versiyonları büyük ilgi görüyor.

ANTİK ESERLERLE BAŞLIYOR
Ancak Grafik Kanon, birebir çizgi uyarlamalarından farklı. Her biri 500 sayfalık üç ciltten oluşan (ülkemizde henüz sadece ilk iki cildi mevcut) bu dev girişimin amacı, dünya edebiyat tarihinin neredeyse bütün antolojisini okuyucuyla görsel bir şekilde buluşturmak. M.Ö. 100 yıllarında tabletlere yazılmış olan Gılgamış Destanı'yla başlayıp David Foster Wallace'ın 1996'da çıkan Infinite Jest romanı ile son bulan Grafik Kanon, uyarlama kitaplar gibi klasik eserlerin hızlıca okunacak versiyonları değil. Serinin editörü Russ Kick, onun yerine beraber çalıştığı 100'den fazla çizerden 30 sayfayı geçmeyecek bir şekilde, kitabın ana konusunu ya da duygusunu yansıtan illüstrasyonlar yapmalarını istemiş. Kimi zaman ise kitapların sadece belirli bir bölümü resmedilmiş. İlk kitapta edebiyatın tarihsel gelişimine uygun olarak destanlar, masallar, dini yazıtlar, antik Batı ve Doğu felsefeleri, epik şiirler gibi eski eserler ağırlıkta. Anlatımdaki tasarruf, eserlerin içeriğinden çok şey alıp götürse de, kitabın Plato'nun Şölen'ini sadece üç panelle ya da ünlü İngiliz epik şiiri Beowulf'u 10 sayfada hiç yazı kullanmadan anlatabilmesi büyük başarı. Grafik Kanon'u, klasikleri en kestirme yoldan okumuş ya da en azından onlardan az biraz da olsa haberdar olmak amacı ile elinize almanız büyük bir hata olur, çünkü seri kesinlikle bu amaca hizmet etmiyor. Mesela Ryan Dunlavey, Tao de Ching'i ve Konfiçyüs'ü karikatür tarzı siyah beyaz çizgilerle üç beş sayfaya sığdırmış falan değil. Gene de buna rağmen çizimlerin tek bir karesinden bile hayatınıza uygulayabileceğiniz bir öğreti kapabilirsiniz. Ya da belki Shikibu'nun bin sayfayı aşan Genji'nin Hikayesi'nin -ki bu kitap dünyanın ilk romanı kabul edilir- çapkın kahramanı Genji'nin kadınlarının, illüstratör Molly Kiely'nin kaleminden çıkmış güzelliğini hayran hayran seyredebilirsiniz.

ESERİ, EDİTÖRÜ ANLATIYOR
Grafik Kanon'un ABD'li editörü Russ Kick, eseri şöyle anlatıyor: "Çizgi roman, karikatür ve genel olarak illüstrasyon, altın çağını yaşıyor. Hayal edilebilecek her metodu, tarzı ve yaklaşımı benimseyen pek çok yetenekli çizer; hayret verici, enfes, eğlenceli ve ezber bozan öyle çok eser yaratıyor ki, hepsine yetişmek neredeyse imkansız. Peki bu çizerlerden bir grup, şimdiye dek yazılmış en büyük edebi eserleri kaynak olarak kullansaydı ne olurdu?"

USTA İŞİ UYARLAMALAR
Grafik Kanon'un ilk cildinde ele alınan kitaplar dünyanın dört bir yanından seçilmiş. Ciltte Shakespeare kadar geleneksel Çin, Japon, Hint eserleri de yer alıyor. Ancak aynı şeyi ikinci kitap için söylemek pek mümkün değil. Kubilay Han'dan Dorian Gray'in Portresi'ne uzanan dönemi ele alan bu ciltte Russ Kick, Batı edebiyatına dönmüş. Yine de illüstrasyonlardaki çok çeşitlilik bu kitapta da aynen devam ediyor. Ayrıntılı suluboya çalışmalarından renkli karikatür tarzı basit taramalara her çeşit illüstrasyon var. Tara Siebel'in Hugo'nun Sefiller'ini ele aldığı bölüm, özellikle çizerin üst üste uyguladığı yazı, çizim ve desenlerle illüstrasyonun en üst noktası neredeyse. Alice Harikalar Diyarında, bugüne dek defalarca resmedilmiş bir eser. Buna rağmen yeraltı çizgi roman dünyasının en önemli üyelerinden Dame Darcy kendine özgü karanlık, korkutucu tarzını Viktorya dönemini anlatmada başarılı bir şekilde kullanmış. Bu ciltteki en albenili bölümlerden biri de Megan Kelso'nun Middlemarch uyarlaması. Son derece basit çizgilerle kitaptaki o zeka kıvraklığını canlandırmayı başaran bu bölüm, serinin en sevimli bölümü. İkinci cildin son kitabı olan Dorian Gray'in Portresi'ni resmeden John Coulthart'a ise en detaylı çizim ödülünü verebiliriz. İnsan ruhunun karanlığını anlatan bu kitabı ince dolmakalem çizimleriyle hayata geçiren illüstratörün her karesi bir sergide yer alabilecek ölçüde güzel. Üçüncü cildinin de bir an önce yayınlanması için can atacağınız bu seri, aslında hem klasik roman hem de çizgi roman severlere hitap ediyor diyemeyiz. Grafik Kanon'un asıl okur kitlesinin çizgi roman severler olduğu kesin. Hatta zaman zaman sadece resimlerine bakıp, dünyanın her tarafından özenle seçilmiş çizerlerin hayal güçlerine ve yeteneklerine hayran bir şekilde sayfalarını çevirebilirsiniz bu güzel eserin.

YEDİ CÜMLEDE MEVLANA FELSEFESİ
Çoğunluğu sadece alıntı ya da pasajlardan oluşsa da, kitapta tümüyle var olan hikayeler de yok değil. Örneğin hikaye içinde hikaye yaratma tekniğinin belki de ilk örneklerinden olan 1001 Gece Masalları'ndan Balıkçı ve Cin masalı bütünüyle yer alıyor. Ya da Mevlana'nın Yedi Öğüdü'nde Türk çizer Öğünç Ersöz zarif bir minyatür çizimi üzerine oturttuğu yedi cümle ile büyük düşünürün felsefesini özetlemeyi başarıyor.
yazı linki:
http://www.sabah.com.tr/Pazar/2013/04/21/ezber-bozan-cizgili-roman (http://www.sabah.com.tr/Pazar/2013/04/21/ezber-bozan-cizgili-roman)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 28 Mayıs, 2013, 22:30:14
Şu anda Mastermind programındaki hanfendi ten ten düşkünü kendisine ten ten soruları soruyor şu anda Altan Erkekli. Hanfendi soruların hepsini bildi helal olsun. Yalnız Altan bey hiç çalışmamış bu zamanda çizgi roman bulunması çok zor dedi işte ne kadar reklam o kadar köfte biraz araştır Altan bey.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 28 Mayıs, 2013, 23:52:16
Sanatçılarımız arada Cihangirdeki fildişi kulelerinden çıksalar görürler. Her Fil Kulesine bir Conan mı koyacağız? ;)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Gambit - 30 Mayıs, 2013, 10:54:42
Alıntı yapılan: hennessy - 28 Mayıs, 2013, 22:30:14
Yalnız Altan bey hiç çalışmamış bu zamanda çizgi roman bulunması çok zor dedi işte ne kadar reklam o kadar köfte biraz araştır Altan bey.

Dogru demis

Bundan 20 sene once 3,000 nufuslu Burdur - Karamanli ilcesinde conan alirdim ben

Simdi Izmir deyim 3-4 satisnoktasi var yok,

50,000 nufuslu Aliaga da SIFIR satis noktasi var

Herkes Istanbulda oturmuyor arkadaslar, hele Murat sen tam istisnasin
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 05 Temmuz, 2013, 10:52:37
Bugün yayınlanan Radikal Kitap ekinde, Büyülü Çizgi Roman tarafından yayınlanan KIZILMASKE'nin tanıtımı bulunmaktadır.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 11 Temmuz, 2013, 19:58:31
 '' eskiden fırınlarda helva da satılırken nasrettin hoca fırının birine girmiş. fırıncıya; bu mis gibi kokan ekmekler senin mi? diye sormuş. fırıncı; evet demiş. 'ya bu taptaze helvalar' ' onlar da benim' demiş fırıncı. hoca daha fazla dayanamamış; ' o zaman yesene be adam''
    istanbul modernde üç gün boyunca açık havada fantastik türk filmleri gösterimi var dostlar. izlenecek filmler; zagor kara bela, red kit atını seven kovboy ve şeytan... YESENİZE!!!!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 11 Temmuz, 2013, 21:46:08
Alıntı yapılan: Mister NO - 05 Temmuz, 2013, 10:52:37
Bugün yayınlanan Radikal Kitap ekinde, Büyülü Çizgi Roman tarafından yayınlanan KIZILMASKE'nin tanıtımı bulunmaktadır.


Üç kuruş fazla olsun, kırmızı olsun


Bir kuşağın çocukluk kahramanlarından Kızılmaske, namıdiğer Fantom yeniden aramızda. Üstelik günümüz teknolojisinin imkânlarıyla "façası" düzelmiş bir şekilde.


(http://kitap.radikal.com.tr/Posts/2013/07/04/haluk2-95F3-DF1B-A263.jpg)



"Fantom ormanda on kaplan gücündedir derler!" Popüler kültür hafızamıza kazınan bu replik, müstehzi ifadelerle karşılanır genellikle. Birkaç kuşağın okuyarak büyüdüğü Fantom ya da bizim Kızılmaske adıyla tanıdığımız çizgi kahraman, artık klasikleşmiş replikleriyle hatırlanır.

Mesela "Fantom şimşek gibi çakar derler", "Fantom herkesle anladığı dilden konuşur", "ormanda Fantom diye seslenin. O sizi bulur" gibi onu efsane yapan rivayetler vardır hakkında. Ormanda ona "Ölümsüz Ruh" denir. Çünkü yüzyıllardır yaşamaktadır. Orijinal adıyla "The Phantom" 1936 yılında Lee Falk tarafından yaratıldı. Aslında bir gazete çizgi bandı. Yani bizdeki Abdülcanbaz, Karamurat ya da Tarkan gibi.

Türkiye'de ise üç yıl sonra 1001 Roman dergisinde göründü ilk kez. Çeşitli dergilerde maceralarına yer verilen Kızılmaske, 1973'te Tay Yayınları'nca müstakil albüm olarak basıldı. 1980'lerin sonuna kadar da yayımı sürdü. Daha sonra çizgi roman yayıncılığının girdiği kriz onu da etkiledi; yol arkadaşları Mandrake, Swing, Teksas, Tommiks gibi yavaşça kayboldu yayın dünyasından. 1990'larda "Süper Albüm" formatında, birkaç macera bir arada yeniden yayımlanma denemeleri yapıldı ama eski popülaritesini bir türlü yakalayamadı. Şimdi bir kez daha, üstelik günümüz teknolojisinin imkânlarıyla "façası" düzelmiş bir şekilde yeniden aramızda. Bu kez yayın yaşamına geçtiğimiz günlerde başlayan Büyülü Çizgi Roman tarafından basıldı. Yayınevi ilk kitabı olan Kızılmaske'nin ardından Örümcek Adam Team Up serisini de piyasaya sürdü.

Ölümsüz ruh efsanesi nasıl doğdu?
Kızılmaske'nin öyküsünü bilmeyenler ya da hatırlamayanlar için kısa bir özet vermek iyi olur.
Lee Falk çizgi kahramanını yaratırken Kızılmaske'nin yaşam öyküsünü şöyle kurar: Şu an maceralarını takip ettiğimiz Kızılmaske'nin atası Christopher Walker, 1536 yılında babası ile çıktığı gemi yolculuğunda korsanların saldırısına uğrar. Korsanlar babasını öldürür, genç adam gemiden atlayarak kaçar ve Afrika kıtasında hayali bir ülke olan Bengali sahilinde karaya çıkar. Pigme kabilesi savaşçıları onu bulup iyileştirir. Daha sonra Christopher Walker babasının katili olan korsanı öldürür. Katilin kafatası üzerine bundan sonra kendisinin ve soyunun adalet için savaşacağına ve dünyadan kötülüğü temizleyeceğine dair söz verir. Kendisine gizemli ve korkutucu bir hava katan bir kostüm giyer, yüzünü saklar ve "ölümsüz bir ruh", "doğaüstü yenilmez bir yaratık" olduğuna dair bir efsane uydurur. Bu efsane Bengali ormanlarında yayılır.

Efsanevi Kurukafa Mağarası'nda yaşayan her Kızılmaske ölmeden önce sırlarını, yeteneklerini ve sorumluluklarını oğluna teslim eder. Bizim takip ettiğimiz 21. Kızılmaske'dir ve adı aslen Kit Walker'dır. Beyaz atı Kahraman, kurdu Şeytan, tek parça kostümü ve yüzünü gizleyen maskesiyle kötüler için korkutucu bir imgedir. Zaten cezalandırdığı kötülerin yüzünün görünür bir yerine yüzüğünün üzerine işlenmiş kurukafa izi bırakır. Kendisine iyiliği dokunan ve koruması altına aldığı insanlara ise sol eline taktığı iyilik mührünü vurur.

Tefrikadan albüme
Büyülü Çizgi Roman 21 Ağustos 1961'de çizgi bant olarak tefrika edilmeye başlanan ve 10 Şubat 1962'de sona eren Mukar Köle Pazarı  adlı macerayla yola çıkıyor. Öykü Lee Falk'a, çizgilerse ilk kez günlük çizerlik yapmaya bu macera ile başlayan Sy Barry'e ait. 1970'lerde okuduğumuz maceralardan aşina olduğumuz bir stili var Barry'nin. Orijinal karelerin üçünün yan yana getirilerek oluşturulan kitabın boyutu alıştığımızdan biraz farklı. Yayıncı orijinal karelerin boyutlarını değiştirmemek için bu formatı seçmiş. 52 yıl önce üretilmiş bir çizgi roman için oldukça düzgün bir baskı olduğu söylenebilir.

Kızılmaske'ye temel olarak Edgar Rice Burroughs'un Tarzan'ı (1912) ya da Rudyard Kipling'in Orman Kitabı kaynaklık etmiş gibi görünüyor. Keşfi yeni yeni tamamlanmış Afrika'nın ve Asya'nın balta girmemiş ormanlarıyla kaplı "vahşi" doğada geçen "egzotik" öyküler, Batı dünyası için yepyeni, meraklı bir alandı. Lee Falk 1911 doğumlu ve muhtemelen bu öykülerle büyümüştü. Kızılmaske'nin çevirmeni Ege Görgün'ün aydınlatıcı editör yazısı, bu ilişkiden doğan "oryantalist" bakışı etraflıca deşifre ediyor.


Şöyle diyor Görgün: "Zagor ve Fantom benzer konumda iki çizgi roman kahramanı sayılır. Birisi Darkwood'da Kızılderililerin, diğeri de Bengali ormanlarındaki yerlilerin hamiliğini üstlenmiştir. İki kahraman da Tarzan'dan izler taşır. Ancak Tarzan'ın aksine Batılı ve daha uygardırlar. Batı uygarlığının çoklukla açgözlülük ve kendini beğenmişlikten kaynaklanan kimi kötü yanlarına karşı savaşsalar da, Kızılderililer ve yerliler karşısında Batı'nın aklını temsil ederler. Onlara güçle olduğu kadar bu akılla da üstünlük sağlarlar, üzerlerinde hâkimiyet kurarlar."

Görgün'ün de tespit ettiği üzere bu sorunlu ilişki Kızılmaske'nin ilk dönem maceralarında çok daha bariz bir efendi-hizmetkâr ilişkisini tanımlar. Zaman içinde bu ilişki biçimi eşitlenme eğilimine girer ama hiçbir zaman tam bir eşitlik sağlanmayacaktır.

Afrika'da kaplanın ne işi var?
Eski dostları "geç" yaşlarda okurken kimi zaman bu tür rahatsızlıklar duymak, hatta "Afrika'da kaplanın ne işi var" doğal sorusu nedeniyle "on kaplan gücünde" repliğini okudukça tebessüm etmek kaçınılmaz ama yine tam da Ege Görgün'ün belirttiği üzere; "Siyaseten eleştiriyi hak eden pek çok çizgi roman mevcuttur tarihte de, şimdilerde de... Çözüm bu çizgi romanları okumamak değil, onları bilinçli okumaktır."

Kaldı ki Kızılmaske vücuda ve kafasına yapışık yekpare giysisi ve maskesiyle (ve hatta iç çamaşır benzeri şortunu bu kostümün üzerine giyerek özellikle Süpermen'e öncülük etmesiyle) daha sonra yaratılacak "kostümlü süper kahramanların" atasıdır. Üstelik Mandrake'nin de yaratıcısı olan Lee Falk öldüğü 1999 yılına kadar Kızılmaske maceraları üretmeyi sürdürdüğünden, çizgi roman tarihinin en uzun ömürlü kahramanlarından biridir.

Onunla ilgili son bir söz etmek gerekirse o meşum "mor mu – kırmızı mı" tartışması için bir iki cümle etmek gerekir. 1996'da Billy Zane'in canlandırdığı sinema filminde onu mor kostümle gören sevenleri durumu oldukça garipsemişti.  Kızılmaske'nin giysisi yayınlandığı bazı ülkelerde kapaklarda bizdeki gibi kırmızı hayal edilmiş, Lee Falk ise koyu mor seçmiş giysi için. Açıkçası ormanda görünmez olabilme özelliği atfedilen Ölümsüz Ruh'un yeşillikler içinde trafik lambası gibi geziyor olmasını hayal etmek biraz güç. Ama eline siyah beyaz çizimleri alan ilk yayıncısının böyle karizmatik bir kahramanın giysisinin rengini kırmızıdan başka bir renk olarak hayal etmesi kolay değil; ne de olsa Anadolu'da bir söz vardır "Üç kuruş fazla olsun, kırmızı olsun".



KIZILMASKE 1
Çeviren: Ege Görgün
Büyülü Çizgi Roman
2013, 304 sayfa, 27 TL.                                                (http://kitap.radikal.com.tr/Posts/2013/07/03/22-3E71-16C2-C8DF.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 11 Temmuz, 2013, 22:07:52
-Kaldı ki Kızılmaske vücuda ve kafasına yapışık yekpare giysisi ve maskesiyle (ve hatta iç çamaşır benzeri şortunu bu kostümün üzerine giyerek özellikle Süpermen'e öncülük etmesiyle) daha sonra yaratılacak "kostümlü süper kahramanların" atasıdır

Yanlış bir bilgidir. Kostümlü kahramanların atası Fantoma'dır.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: DAMPYR - 14 Temmuz, 2013, 14:15:20
Alıntı yapılan: hennessy - 11 Temmuz, 2013, 22:07:52
-Kaldı ki Kızılmaske vücuda ve kafasına yapışık yekpare giysisi ve maskesiyle (ve hatta iç çamaşır benzeri şortunu bu kostümün üzerine giyerek özellikle Süpermen'e öncülük etmesiyle) daha sonra yaratılacak "kostümlü süper kahramanların" atasıdır

Yanlış bir bilgidir. Kostümlü kahramanların atası Fantoma'dır.
Fantomayı kimse bilmiyor Murat o yüzden Kızılmaskeyi Kostümlü kahramanların atası sayıyorlar... ??? ::) :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 14 Temmuz, 2013, 14:20:56
Alıntı yapılan: KIZILMASKE - 14 Temmuz, 2013, 14:15:20
Fantomayı kimse bilmiyor Murat o yüzden Kızılmaskeyi Kostümlü kahramanların atası sayıyorlar... ??? ::) :)

Gene yanlış bilgi.

http://www.premiumwanadoo.com/fantomasfr/EnCours.php (http://www.premiumwanadoo.com/fantomasfr/EnCours.php)

Dünyanın önde gelen üstadların kurduğu fan sitesi

http://www.premiumwanadoo.com/fantomasfr/Fant005.htm (http://www.premiumwanadoo.com/fantomasfr/Fant005.htm)



Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: DAMPYR - 14 Temmuz, 2013, 14:26:06
Ben bu kahramanı hiç duymamıştım.Ama yıl bakımından haklısın galiba... ::) :D :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 14 Temmuz, 2013, 14:34:06
Alıntı yapılan: KIZILMASKE - 14 Temmuz, 2013, 14:26:06
Ben bu kahramanı hiç duymamıştım.Ama yıl bakımından haklısın galiba... ::) :D :)

Fantoma Pierre Souvestre ve Marcel Allain'in 1912-1914 yılları arasında birlikte yazdığı, 43 ciltlik kitap serisidir.

Fantoma bir anti-kahramandır.Macera türünün pek çok temel öğesi Fantoma dizisinden çıkmadır. Bu çizgi roman, roman ve sinema sanatı için de geçerlidir. Örneğin vücuda yapışan lateks kostümü ilk defa Fantoma giymiştir. Kızıl maske olarak bildiğimiz "Fantom" adını ve giysisini açıkça Fantoma'dan almıştır. Kostüm olarak Superman, Batman, Kaptan Amerika ve arkalarından gelen binlerce taklidi, Diabolik, Kriminal, Satanik vs. de hep Fantoma türevleridir. Sadece kostüm değil karakterler ve olay örgüleri de sık sık kullanılmıştır. Tommiks'deki Binbir surat, Teksas'daki Yarasa, Tenten'deki Rastapopulos aslında aynen Fantoma'dan alıntıdır.

Fantoma'nın en büyük düşmanı olan komser Juve, Fantoma'nın öz kardeşidir. Fakat ikisi de birbiriyle kardeş olduklarını bilmeden ölümüne savaşmaktadırlar. Fantoma'nın kızının aşık olduğu gazeteci Fandor'da Fantoma'nın oğludur. Bu iki örnek bile sinemada yüzlerce kez tekrar edilmiştir. Çizgi roman Büyülü Rüzgar veya Star Wars filmindeki kötü adamın aslında kahramanın babası çıkması da bir Fantoma klişesidir. Charlie Chaplin'in Lime Light filminin konusu tamamen Fantoma'nın yedinci cildinden birebir almadır. Teksas ve Tommiks'in ilk on yıllık dönemindeki esprilerin neredeyse % 80'i de Fantoma'dandır. Tenten'deki iki saf hafiye, Dupont ve Dupond'da Fantoma'daki Nalorni ile Perusen'den başkası değildir.

Pierre Souvestre'nin Avrupa'nın üçte birini yok eden İspanyol Gribinden ölmesi üzerine Allain, tek başına yazmaya devam etti. Son 11 cildi Marcel Allain'e aittir. Türkçeye 23'ü çevrildi.

Vikipedi alıntı
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tunaorhun - 20 Temmuz, 2013, 12:51:24
http://www.gercekedebiyat.com/haber-detay/cizgi-roman-kahramanlarina-buyuk-borcumuz-var-mehmet-tanju-akad/1064 (http://www.gercekedebiyat.com/haber-detay/cizgi-roman-kahramanlarina-buyuk-borcumuz-var-mehmet-tanju-akad/1064)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kedidiro - 02 Ağustos, 2013, 14:27:36
Son günlerin güzel adamlarından Ali İhsan Varol'la Ot dergisinin son sayısında muhabbet var. Daha doğrusu cümleye başlamışlar İhsan Varol tamamlamış. Özellikle biri çok hoş:
Hak ettiği değeri göremediğine inandığım biri varsa o da; Uzun tüfek Ken Parker'dır ( Alaska)
Doğru söz...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 04 Ekim, 2013, 09:39:35
Seyfettin Efendi bugün Radikal kitap ekinde.
Yalın Alpay'ın incelemesiyle birlikte.

(https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/10551_483803111716887_1617234216_n.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 06 Kasım, 2013, 15:03:39
Level Dergisindeki "Roleplaying Günlükleri" sayfasında Seyfettin Efendi röportajı yayınlandı. (Kasım 2013)

(https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc3/1395907_500680123362519_626176107_n.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 14 Kasım, 2013, 12:08:56
basında değil ama sanal alemde  çocuk kitapları hakkında şahane bir site var.  www.birdolapkitap.com (http://www.birdolapkitap.com) adresinde ikamet eden Banu ve Yıldıray çifti çocuk kitapları ve bazen çizgi roman hakkında yazıyorlar ve pazar günleri dünyanın tüm renklerine, seslerine ve titreşimlerine açık radyoda program yapıyorlar ;)  Bu siteyi tüm anne ,babalar ve çocuk kitapları sevenlere ısrarla tavsiye edip Yıldıray Bey'in çizgi romanla ilgili yazısını paylaşayım.

   http://www.birdolapkitap.com/2013/11/14/cizgi-roman-iyidir-zihin-acar/] [url]http://www.birdolapkitap.com/2013/11/14/cizgi-roman-iyidir-zihin-acar/ (http://[url) [/url]

Meraklısı için yalınayak Gen'i konuştukları radyo programının podcast'i de aha burada

  http://www.birdolapkitap.com/2011/08/07/yalinayak-gen-ve-siradan-bir-okul-gunu/  (http://www.birdolapkitap.com/2011/08/07/yalinayak-gen-ve-siradan-bir-okul-gunu/)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 26 Kasım, 2013, 15:57:52
Superman'e açık artırmada 112 bin dolar

1963 yılında basılan ve kapağında Clark Kent'in Devlet Başkanı John F. Kennedy olarak betimlendiği çizgi roman açık artırmada 112 bin dolara satıldı.

ABD'de 50 yıl önce yayımlanan bir çizgi roman, açık artırmada 112 bin dolara satıldı.

Hake's Americana and Collectibles Müzayede Evi tarafından açık artırmaya çıkarılan 1963 tarihli çizgi romanı adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncunun aldığı öğrenildi.

Action Comics serisinin 309 numaralı dergisi olarak basılan çizgi romanın kapağında Superman'in kendini saklamak için kullandığı Clark Kent karakteri, Devlet Başkanı John F. Kennedy olarak betimlenmiş.

Curt Swan'in çizdiği kapakta el sıkışan Superman ile Clark Kent'in üzerinde "Asıl gizemli karakter kim?" ifadesi yer alıyor.

Hake's Americana and Collectibles Genel Müdürü Alex Winter, derginin tesadüfen Kennedy'nin 22 Kasım 1963'te suikasta kurban gitmesinden sadece birkaç gün sonra yayımlandığını belirtti.

Winter, tesadüf nedeniyle çizgi romanın efsane haline geldiğini, açık artırmanın da özellikle Kennedy'nin ölümünün 50. yıl dönümünde yapıldığını sözlerine ekledi.



(http://media3.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/SectionsThumbnails-TSM-Colorbox/_Cover/131125_superman450.widec.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: DAMPYR - 27 Kasım, 2013, 16:34:23
Vay dönen paralara bak.Ben o paralarla piyasadaki tüm çizgi romanları satın alırım.Adamlar gerçek Kolleksiyoner helal olsun... 8) :D :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 13 Aralık, 2013, 13:03:54
(https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/p480x480/1474412_519181398179058_2011934375_n.jpg)

Bugün Seyfettin Efendi Sabah kitap ekinde.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 21 Aralık, 2013, 11:11:57
Seyfettin Efendi'nin Kadıköy ziyareti...

http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=4946 (http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=4946)

(https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/1506359_522810131149518_26105409_o.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 21 Aralık, 2013, 14:59:02
Cok guzel hocam! Helal olsun diyorum, basarilarinin devamini diliyorum.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 22 Aralık, 2013, 10:15:59
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 21 Aralık, 2013, 14:59:02
Cok guzel hocam! Helal olsun diyorum, basarilarinin devamini diliyorum.

Teşekkürler, sağol.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Louis Gara - 22 Aralık, 2013, 13:51:09
Alıntı yapılan: devrimk - 21 Aralık, 2013, 11:11:57
Seyfettin Efendi'nin Kadıköy ziyareti...

http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=4946 (http://www.gazetekadikoy.com.tr/haberDetay.aspx?haberID=4946)

(https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/1506359_522810131149518_26105409_o.jpg)

Üstad açılışa gelemesem de , mutlaka uğrayacağım bitmeden sergiye, çizgilerinizi ve eserlerinizi çok beğenerek takip ediyorum, çok çok başarılı... 
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 23 Aralık, 2013, 10:48:45
Alıntı yapılan: Louis Gara - 22 Aralık, 2013, 13:51:09
Üstad açılışa gelemesem de , mutlaka uğrayacağım bitmeden sergiye, çizgilerinizi ve eserlerinizi çok beğenerek takip ediyorum, çok çok başarılı...

Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 09 Ocak, 2014, 10:14:21
Cumhuriyet Gazetesi'nin bugün yayınlanan Kitap Eki'nde Güngezgini ve Y: Son Erkek çizgi romanlarının tanıtımları yer alıyor Yılmaz ÖZER imzasıyla.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 09 Şubat, 2014, 12:52:11
  Birgün gazetesinin Pazar ekinde Feridun Nadir mahlasıyla yazan rakı ve ehli keyif meraklısı  Metin Solmaz bu hafta her ehli keyife lazım olan kırk kitabı derlemiş ki içinde çok sevdiğim kitaplar , okuma listemde olan kitaplar ve hiç okumadığım kitaplar var. Liste şahane yani. Neyse efendim yazının bizi ilgilendiren kısmında  Corto Maltese ve Mister No serisi  var. Üstelik Mu macerasında Corto rakı da içiyormuş ve ben bunu farketmemişim iyi mi? Mister No Afrika yerine Anadolu'ya gelse rakının da hakkını verirdi kesin. Listeye Ken Parker'ı da ekleyip  keyifli okumalar dileyelim  ;)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: emre ozdamarlar - 01 Mart, 2014, 00:20:35
Radikal'in kitap ekinde gectigimiz haftalarda Rebetiko tanitilmis.

http://kitap.radikal.com.tr/Makale/polis-baskisi-raki-arkadasligi-muzik-tutkusu-392071 (http://kitap.radikal.com.tr/Makale/polis-baskisi-raki-arkadasligi-muzik-tutkusu-392071)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 18 Mart, 2014, 20:15:55
  Biraz gecikmeli ama dün +1 TV'de Pelin Batu'nun konuğu Mehmet Emin Adanalı , konu çizgi romanlardı. Mehmet Emin Adanalı'nın muhabbeti keyifliydi.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 12 Nisan, 2014, 14:05:22
Derginin bu sayısında "Futbolcu Roman Kahramanları"diye bir başlık var.Levent Cantek de "Kağıt Üstünde Maç Kazanmak"konulu bir yazı yazmış.
Ayrıca Bağış Erten "Çizgi Roman Kahramanları Futbol Oynarsa" diye güzel bir yazı yazmış.Erten'in oluşturduğu kadro şöyle: Kalede Çelik Blek.Sağ
bek Tommiks,sol bek Kaptan Swing.Defans göbeğinde Zagor ve Kızılmaske.Orta sahanın göbeğinde defansif görevli Mister No.Onun yanında
Martin Mystere.Sağaçık Tom Braks.Solaçık Ken Parker.10 ve 9 numaralara gelince.Yani satrfor ve yıldız.Yıldız yani 10 numara Mandrake.Santrforumuz da sert,net,acımasız,hedef odaklı,hızlı ve zeki.Kim olabilir?Tabii ki Teks!
   
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 12 Nisan, 2014, 14:43:23
2012 Avrupa Şampiyonası öncesi böyle bir 11 yapmışız, yedekler bile var  :D

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,5114.msg60113.html#msg60113 (http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,5114.msg60113.html#msg60113)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 30 Ağustos, 2014, 14:48:42
Bu Çizgiroman 3.2 Milyon Dolara Satıldı!


(http://img-cdn.kralmuzik.com.tr/content/i/news/1/b53f6b017f3e8e5f.jpg)


Dünyaca ünlü çizgi roman kahramanı Superman'in ilk sayısı 3.2 milyon dolara satıldı.

ABD'de Süpermen karakterinin yer aldığı çizgi romanının ender bulunan bir nüshası rekor fiyata satıldı.

eBay'de yapılan açık artırmada, "Action Comics No. 1" serisinin Süpermen kahramanın ilk kez ortaya çıktığı 1938 tarihli nüshasının 3,2 milyon dolara satıldığı bildirildi.

Bunun, bir çizgi roman için şimdiye kadar verilen en yüksek tutar olduğu sanılırken, aynı serinin yüksek kalitedeki benzeri bir nüshası 2011 yılında 2,1 milyon dolara satılmıştı.

eBay, rakamı doğrularken, alıcının ismi açıklamadı.


2011 yılında da sözü geçen satışı forumda paylaşmıştık


http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1264.45.html
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 02 Eylül, 2014, 22:56:33
 BirGün'den Alkan Avcıoğlu kadri kıymeti bilinmemiş 10 çizgi roman uyarlaması filmi derlemiş.

  bkz http://birgun.net/news/view/hakki-teslim-edilmemis-cizgi-roman/4257  (http://birgun.net/news/view/hakki-teslim-edilmemis-cizgi-roman/4257)

Listenin bir numarasında Ang Lee'nin Hulk'u var. Gerçekten çizgi romancıların çoğu sevmedi mi bu filmi. Ben bayılmıştım oysa. Ekranın sayfa panelleri gibi bölündüğü kısımlarla ekranda çizgi roman okuyormuş gibi hissettiren şahane bir filmdi.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mrtekin - 02 Eylül, 2014, 23:04:44
Altın madalyonun hakkının yenilmediği kesin.

Hasan abi, bu isim nasıl bulundu, kimin aklına gelmişti?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 02 Eylül, 2014, 23:07:57
Alıntı yapılan: Mrtekin76 - 02 Eylül, 2014, 23:04:44
Hasan abi, bu isim nasıl bulundu, kimin aklına gelmişti?

İsim Tarkan'ın "Altın Madalyon" macerasından geliyor.

Bu siteyi ben kurmadım, kuran arkadaş bu isme karar vermiş.

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 03 Eylül, 2014, 08:14:50
Kısa Altın Madalyon Tarihi:

Altın Madalyon 90'ların sonunda Türkiye'nin en büyük çizgiroman koleksiyonerlerinden biri olan yönetmen Kudret Sabancı tarafından kurulmuştur. Daha sonra ilgilenemeyince forumu devretmiş ve zamanla forum ilgisizlikten kapanmış. Bu dönem 1. Altın Madalyon Dönemi (199? - 2005) olarak adlandırılmaktadır. Bir rivayete göre ise forum resimliroman.net'e evrilmiş. Ama sonuçta kapanmış.

Sonra forumun ilk sahibi ontario alan adının boşta olduğunu görünce 2008'de forumu yeniden kuruyor. O zamanki adminler maaşlı, yani kardan pay almıyorlar  :D  Ontario Kanada'da ikamet ettiğinden felan forumla pek ilgilenemiyor. Bu dönemi de 2. Altın Madalyon Dönemi (2008 - Mart 2013) olarak adlandırıyoruz.

2013 Mart sonlarında ise Ontario sayın Hanac'a forumu satın alması yönünde teklif yapıyor. Uzun pazarlıklar sonucu :D hanac, V, darkwood ve ben ortak olarak forumu alıp devam ettiriyoruz. Ayrıca comics duayeni Dr. Rumar80'de admin olarak gücümüze güç katıyor. Bu dönem de 3. Altın Madalyon Dönemi (Mart 2013 - ) olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.


PS1: Yanlışım varsa düzelt Hasan Abi.
PS2: Forumun reklam vb hiç bir geliri yoktur. Hosting ve diğer masraflar için verilmesi gereken ücretler genel olarak adminler ve bölüm yöneticileri tarafından yapılan bağışlarla sağlanmaktadır.
PS3: Forumun geçmiş iletilerinde logoyu nasıl oluşturduğumuz, yapılan taslak çalışmalar vs var. İlk başta her yer toz bulutuydu, logo felan da yoktu. :D

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mrtekin - 03 Eylül, 2014, 08:46:51
Basta sizler olmak uzere emekleri gecen herkesin ellerine saglık.

Bir sevdadan yola cikilarak, Buyuk bir is basarilmis, ne guzel.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Ras Al Ghul - 03 Eylül, 2014, 19:40:04
Mrtekin e katılıyorum.Benim gibi bilmeyenler için faydalı olmuş Kalidor.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 12 Eylül, 2014, 21:45:28
Çizgi roman koleksiyonun toplam ağırlığı 7,6 ton! Ve Bob Bretall'in bu koleksiyonu satmak gibi bir niyeti de bulunmuyormuş.

http://www.kahramanlarsinemada.com/dunyanin-en-genis-cizgi-roman-koleksiyonu/
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mrtekin - 12 Eylül, 2014, 21:53:21
Hakiki biriktiricilik...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 12 Eylül, 2014, 22:10:00
:)

http://laughingsquid.com/the-comic-book-super-drunk-hangout-conceptual-designs-imagining-famed-antiheroes-as-beer-brands/
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 03 Ekim, 2014, 14:02:22
(http://i.hizliresim.com/lLdvDk.jpg)

Berk Uralcan bugün BirGün Kitap'ta yazmış: Seyfettin Efendi tam gaz!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ferzan - 25 Ekim, 2014, 18:28:48
    http://www.haberturk.com/gundem/haber/1003069-15-yasindan-beri-hep-bir-kadin-hayaliyle-yasadim
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 25 Ekim, 2014, 20:10:28
Bugünkü Hürriyet ve  Habertürk gazetelerinde İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ile ilgili haber vardı.Ümit Bey sıkı bir çizgi roman koleksiyoncusu
imiş.Birisi gazetelerden bu alıntıları yapabilir umarım.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ferzan - 26 Ekim, 2014, 01:37:41
    Bir önceki iletimde paylaştığım link tastamam o konu hakkındaydı ama vaktim olmadığı ve acilen çevrimdışı olmam gerektiği için sadece linki paylaşabildim,üstüne bir de linkte ''15 yaşımdan beri hep bir kadın hayaliyle yaşadım...'' kısmını şu an farkettim...Ne kadar güzel,zekice ve ilgi çekici haber başlıklarımız var...Güzel bir konu böyle bir başlıkla ancak bu kadar çarpıtılabilirdi...Paylaşımı yüzüme gözüme bulaştırmış gibi hissettim... ::) Konuya söz konusu linkten ulaşabilirsiniz...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 26 Ekim, 2014, 06:49:06
Alıntı yapılan: ferzan - 25 Ekim, 2014, 18:28:48
    http://www.haberturk.com/gundem/haber/1003069-15-yasindan-beri-hep-bir-kadin-hayaliyle-yasadim

Çok beğenirim kendisini, ancak Türkiye'nin en iddialı koleksiyonlarından biri derken biraz abartmış. Yalnız kitaplığı gayet güzel :)
(http://im.haberturk.com/2014/10/25/1003069_620x410.jpg?1414222852)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 05 Kasım, 2014, 12:34:57
Osmanlı'nın süper kahramanları

http://sozcu.com.tr/2014/yasam/osmanlinin-super-kahramanlari-627814/

(http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2014/10/22/kahramanlar00.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 03 Şubat, 2015, 21:13:29
Alıntı yapılan: Mister NO - 09 Ocak, 2014, 10:14:21
Cumhuriyet Gazetesi'nin bugün yayınlanan Kitap Eki'nde Güngezgini ve Y: Son Erkek çizgi romanlarının tanıtımları yer alıyor Yılmaz ÖZER imzasıyla.

İnternete yazının tamamı konmuş


İki çizgi roman
Fablo Moon'un yazdığı, Gabriel Ba'nın çizdiği "Güngezgini", toplum içinde yalnızlığını yaşayan melankolik modern insanı anlatıyor. "Son Erkek" alt başlığıyla okura sunulan "Y" ise ilginç bir sorgulamayı gündeme taşıyor: Eğer ataerkil sistem yıkılırsa, kadınlar dünyayı daha güzel bir yer haline dönüştürür mü? Kitapları Yılmaz Özer değerlendirdi...


'Güngezgini' ve 'Y: Son Erkek'

Montaigne bir zamanlar "Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim," demişti. İşte Güngezgini adlı grafik romanın kahramanı Bras de Oliva Domingos'un kurgusal melankolik hayatı da aynen bunu yansıtıyor. Kahraman dediğimiz Bras'ı ayrıca genç bir adam, bir yazar, gazeteci, gezgin, maceraperest, annesinin küçük mucizesi, babasının gurur duyduğu bir oğul, gerçek bir dost, bir âşık, koca, baba, hayalci ve insan olarak da tanımlayabiliriz. O yaşamının her evresinde ölümü düşünen ve her an bir köşeden fırlayarak onu sevdiklerinden, hayallerinden, rüyalarından alıp sökecek ölümü bekleyen gerçek insanların temsilcisi bir anlamda.

Çizgi romanın karelerinin içinde dostu Jorge'yle sohbet ederken "Hep hayatı yazmak isterdim, ama işe bak sadece ölümü yazabiliyorum" diyor bir yerde. Sonrasında ailesini sorgularken "İnsan ailesini seçemiyor ki," diye yakınıyor başka yerde. Aklında sayısız soruyla yaşamını sürdürürken, yeni tanıştığı güzel bir kadına "Kimse yalnız olmak istemez," demesinin ardından "Peki neden çok yalnız insan var o halde?" yanıtını alıyor ve elbette bu yanıtı yanıtsız bırakmak zorunda kalıyor.Babasının ona "Yabancıların oluşturduğu bir toplumda yaşıyoruz," dediğini hatırlıyor.
Oysa Jorge, insanların yaşarken dikkat etmeleri gerektiğine ve anı yaşamanın önemine vurgu yapıyor, geleceği, hatta ölümü çok fazla düşünmemek gerektiğini söylüyor: "Hayatı sırayla yaşa, acele etme, anı yaşa ve hayatın ne getireceğine bak."

Karısıysa hayatını gerçekliğe sımsıkı tutunarak sürdürmeye çalışırken bir yandan da ona "Ben yaşantımızdan bahsediyorum sen rüyandan," diye serzenişte bulunuyor. Oysa Bras, tanık olduğumuz hikâyesinde kendini ve yaşantısını "Rüyalarım kim olduğumu tanımlıyor," sözleriyle özetliyor. Sonra da hep ölüyor... Yaşamının en güzel noktalarında hayatın tadını çıkaramadan ölüyor. Her defasında...

Fablo Moon'un yazdığı, Gabriel Ba'nın çizdiği Güngezgini Bras De Oliva Domingos'un hayatının farklı evrelerini anlatıyor gibi görünmekle birlikte, aslında toplum içinde yalnızlığını yaşayan, rüyalarının peşinden koşturan, hayatın güzelliklerinden tat almak yerine ölüme Haber görseliodaklanan melankolik modern insanı anlatıyor. Aslında bu eserin değerlendirilebileceği tek kategori Gabriel García Márquez'in öyküleriyle yan yana durduğu raflardır. Çünkü aynı şekilde Güney Amerika sanatının acısı, ruhu ve şiiri, bu hikâyedeki neredeyse her çizgiye yayılmıştır.

Ölüm ve yaşam merkezli hikâyesiyle Güngezgini, okunduğunda tamamlanan bir kitap. Okuyanı kendi anılarında bir yolculuğa çıkarıp, o anılarla bütünleşiyor ve ancak o zaman tamamlanıyor; tam oluyor. İnsana daha önce hiç yaşamadığı bir okuma deneyimi yaşatıyor. Tarifsiz bir deneyim. Kitap bittiğinde nasıl bir ruh hali içindeyseniz, sonuyla ilgili algınız da öyle oluyor. Hayatınızda o an her şey yolundaysa, mutlu bir sonu var kitabın. Sıkıntılı, endişeli bir dönemse, kitabın da sonu hüzünlü geliyor. Ama şunu fark ettim ki, kitap bittikten sonra bile, okuyanın yaşamına eklenen deneyimler ve yeni anılarla bütünleşmeyi sürdürüyor. Sanki asla gerçekten bitmiyor. Bu yüzden kitap bittiğinde ne düşündüğünüz, ne hissettiğinizinden çok, kitabın bir bütün olarak verdiği his ön plana çıkmaya başlıyor.

ATAERKİL SİSTEMİN YIKILDIĞI YER

"Son Erkek" alt başlığıyla okura sunulan bu çizgi romansa, ilginç öyküsünün yanı sıra son derece ilginç bir sorgulamayı da gündeme taşıyor: Eğer ataerkil sistem yıkılırsa, kadınlar dünyayı daha güzel bir yer haline dönüştürür mü?

Biraz daha açık konuşmak gerekirse hikâyemizde ironik olarak, "Y" kromozomu taşıyan insan ve hayvanlar dahil tüm memeli canlıların erkekleri aniden ölüveriyor. Daha doğrusu iki erkek dışındaki tüm erkekler. Birisi hikâyemizin kahramanı Yorick, diğeri de maymunu Ampersand (& işareti).
Muhtemelen sıradan bir eserde bu kurgu cennete düşen adam olarak sunulur, vasat altı bir kaliteyle erotik bir çalışma olarak sunulurdu okura. Burada yazar Brian K. Vaughan daha zor bir işe girişerek okuru, dünyanın öteki ucundaki sevgilisine ulaşmaya çalışan romantik ve idealist, gerçek bir aşık, gerçek bir şövalye olan Yorick ile yolculuğa çıkarmayı tercih etmiş.

Ancak işi burada bırakmamış, kadınların eline kalan dünyanın nasıl işleyebileceğini de arka plandan aktarmış. Bu noktada da karamsar bir mesaj sunmuş dense yalan olmaz çünkü sistemin katılığının kadınlarca sürdürüldüğüne tanık oluyoruz, içimiz acıyarak. Kadın eli, kadın yumuşaklığı, duyarlılığı, annelik... Devletlerin ilişkileri, din ve yönetim şekilleri gibi unsurları iktidarı ele geçiren her cinsiyeti kendine entegre eder diyor yazar hayli pesimistçe. "Dünya kadınlara kalsa da değişmez..."

Farklı üç çizerce yorumlanan 60 sayılık ödüllü çizgi roman ciltlerde toplanarak okurlara sunuluyor.

Güngezgini/ Yazan: Fablo Moon/ Çizen: Gabriel Ba/ Çeviren: Cenk Könül/ Çizgi Düşler Yayıncılık/ 256 s.
Y: Son Erkek/ Yazan: Brian K. Vaughgan, Piar Guerre/ Çizen: Jose Marzan, Jr./ Çeviren: İlke Keskin/ Çizgi Düşler Yayıncılık/ 128 s.



(http://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/300x450/Archive/2014/1/13/29005_resource/CIZGIROMAN1.jpg)



(http://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/300x457/Archive/2014/1/13/29005_resource/CIZGIROMAN2.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 07 Şubat, 2015, 00:07:40
Tenten kapağı 2,5 milyon euro'ya el değiştirdi


Tenten'in 1942'de yayımlanan L'Etoile mystérieuse adlı albümünün orijinal kapak çizimi 2,5 milyon euro'ya el değiştirdi.

Fransız çizer Hergé'nin tasarladığı, Tenten'in 1942'de yayımlanan L'Etoile mystérieuse (Esrarengiz Yıldız) adlı albümünün orijinal kapak çizimi 2,5 milyon euro'ya el değiştirdi.

Belçika'daki çizgi roman fuarında düzenlenen açık artırmada satılan kapakta Tenten ve köpeği Milu deniz kıyısında dev bir mantara hayretle bakıyor.

1942'de yayımlanacak Gizemli Yıldız albümü için Hergé'nin tasarladığı kapak, şimdiye kadar Tenten için ödenen en yüksek ikinci fiyat oldu.

Alıcının ismi açıklanmazken "Avrupalı bir girişimci" olduğu belirtildi. Geçtiğimiz yıl Hergé'nin bir başka Tenten çizimi 2,6 milyon euro'ya alıcı bulmuştu.



(http://fotocdncube.gazetevatan.com/vatanmediafile/HaberIciResim/2015/02/05/--1276849.Jpeg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hennessy - 30 Haziran, 2015, 21:49:15
(http://i.hizliresim.com/ZDmEb0.jpg) (http://hizliresim.com/ZDmEb0)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 30 Haziran, 2015, 22:47:43
Çizgi roman kahramanlarından ders almak için çok geç değil


Çizgi romanlar aslında okuyucuya basit ancak oldukça yararlı öğretileri tatlı bir dille anlatır. Karakterlerin birbirleriyleolan ilişkileri, problemleri çözme şekilleri günlük yaşamımıza taşıyabileceğimiz birçok öğretiyle doludur.


(http://www.dunya.com/d/news/115073.jpg)


Çizgi roman kahramanları çocukluk yıllarından gençliğimize uzanan dönemde en yakın arkadaşlarımızdır. Hikâyeleri bizi, her şeyin mümkün olduğu, günün sonunda süper kahramanların hep kazanacağı, kötüleri yeneceği mutlu sonlu bir dünyaya götürür. Birbirinden renkli, bambaşka yeteneklere sahip karakterlerden, inanılmaz yerlere, hayalle gerçeğin çoğu zaman birbiriyle karıştığı senaryolara tutkuyla bağlanırız. Hiçbir zaman bu kitaptan ne ders çıkarmalı gözüyle bakmadığımız çizgi romanlar aslında okuyucuya basit ancak oldukça yararlı öğretileri tatlı bir dille anlatır. Karakterlerin birbirleriyle olan ilişkileri, problemleri çözme şekilleri, çevreleriyle kurdukları bağdan günlük yaşamımıza hatta iş hayatımıza taşıyabileceğimiz birçok öğretiyle doludur.

Örneğin, Süperman'in kahramanlığından ne dersler çıkarılır? Baş düşmanı Lex Luthor'la arasındaki ilişki bize ne gibi örnekler oluşturabilir? Keyifli zaman geçirmenin dışında pek ders almak mümkün değil diye düşünebilirsiniz. Öğretileri keşfetmek için satır aralarına bakmaya başlayın. Gerçek hayatla çizgi roman arasındaki paralellikleri hızla görmeye başlayacaksınız.

İş hayatına çizgi romandan rehber

İş hayatında doğruyu yanlıştan ayırmak her zaman kolay olmayabilir. Bazen çevrenizdeki iş arkadaşlarınızın sizi kandırmak için özel çaba harcadıklarını düşünebilirsiniz. Doğru davranışlarda bulunacağına emin olduğunuz bir iş arkadaşınız sizin hiç onaylamayacağınız bir şey yapabilirken, her konuya yanlış bir açıdan yaklaşan bir diğeri en doğru duruşu sergileyebilir. Dolayısıyla, kişileri iyi ve kötü diye siyah ve beyaz gibi keskin çizgilerle ayırmak çok ama çok zordur. Oysa çizgi romanların dünyasında durum tam tersidir: iyi ve kötü, gece ve gündüz kadar net bir şekilde birbirinden ayrılmıştır.


ÇİZGİ ROMANLARDAN ALINACAK 10 DERS

NORMAL İNSANLARDAN DAHA İYİ DİNLEYİN


Bir süper kahramanın size zaman ayırabilmesi için 9 e-mail göndermeniz ve 4 telefon konuşması yapmanız gerekseydi, kendisine pek süper kahraman demezdiniz. Ne zaman Lois Lane'in başı derde girse veya Metropolis'te meydana gelen felaketleri bertaraf etmek gerekse, Superman hemen olay yerinde olmayı başarır ve işler sarpa sarmadan duruma müdahale eder. Her şeyden haberdar olmasının başlıca sebeplerinden biri, kendi kimliğini gizlediği Clark Kent karakterinin gazeteci olmasının büyük avantaj olmasının yanı sıra, süpersonik kulakları da acil durumlardan haberdar olmasına yardımcı olur. Ancak dinlemek ve detaylara dikkat etmek için insanüstü özelliklere sahip olmaya tam anlamıyla ihtiyaç yoktur. Yapılması gereken çoğu zaman dikkatli dinlemek, gözlemlemek ve detaylara inebilmek için akılcı sorular sormaktır. İlk adım olarak, ofisinizde saklanmayı bırakın ve harekete geçin. Sıra dışı başarılarla dolu bir kariyeriniz olsun istiyorsanız, proaktif bir şekilde çevrenizdekilerin problemlerini dinlemeyi göreviniz edinmelisiniz. Superman ve Örümcek Adam gibi, insanların şikâyetlerine kulak verip onlar için çözüm üretmelisiniz.

TANIMADIĞINIZ İNSANLARA BİLE YARDIM EDİN

Sadece tanıdığınız, bildiğiniz, sevdiğiniz insanlara değil, kim olduğunu umursamadan herkese yardım etmeye çalışın. Süper kahramanlar insanlara değer verir, zorda kalan insanlara gerçekten yardım etmek isterler. Yangın çıkan bir binaya tırmanan Örümcek Adam binada kimin olduğuna bakmaz, toplumunun hangi segmentinden olursa olsun, yaş grubu, cinsiyet ayırmaksızın insanları kurtarmanın derdine düşer. Amacı, herkesi kurtarmaktır ve kurtardığı kişilerin sayısından çok, herkesin yaşamını kurtarmanın peşindedir. Bakış açınız her zaman, sayabileceğinizden fazla insana yardım etmek olmalıdır.

BAŞKALARININ İHTİYAÇLARINI KENDİ İHTİYAÇLARINIZIN ÜZERİNDE TUTUN

Eğer hareketli bir yaşamınız olsun istiyorsanız, başkalarının ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenin. Tek ilgilendiğiniz şey, düzgün bir evinizin olması ve mevcut gelirinizi korumanız ise, statükoyu korumanın ötesinde bir şey yapmayın. Bu sizi ben merkezli ve yalnız bir kariyer yoluna itecektir. Her zaman önceliğiniz kendinizin ilerlemesi olacağından diğerlerinin neye ihtiyacı olduğu, ne düşündüğü gibi detaylarla ilgilenmeyeceksinizdir. Ancak sadece kendinize dönük bu yaklaşımı benimsemeden önce şunu düşünün, Wolverine iş arkadaşlarının kendisinden daha çok para aldığını düşünüp hayıflanıyor mudur?

GÜNÜ KURTARMAK İÇİN HAYAL GÜCÜNÜZÜ ZORLAYIN

Aynı çözüm her problem için işlemez. Her zaman daha büyük ve karmaşık bir problem ve daha kötü, güçlü, kurnaz bir kötü kahraman çıkacaktır. Tüm gizli silahlarınızı ve mucizevi çözümlerinizi bir günde harcamayın. Sürekli kendinizi yenileyerek farklı yaklaşımlar, metotlar ve çözümler geliştirin. Kendinizi olaylara ve problemlere farklı açılardan bakmaya koşullayın. Ben karşımdakinin yerinde olsam ne yapardım sorusunu kendinize sorun ve farklı cevaplar vermeye kendinizi zorlayın.

USLANMAZ BİR İYİMSER OLUN

Söylenmek, şikâyet etmek, önünüze çıkan engellerden dolayı yaka silkmek normal karşılanabilir. Ancak özünüzde kendinize ve beraber yola çıktığınız arkadaşlarınıza güveniniz tam olduktan sonra, iyimser olmak zor değildir. Koşulların hepsi size karşı bile olsa, umurunuzda olmasın. Bu bakış açısı sayesinde her koşulda ayakta duracak ve hayat size nasıl sürprizler getirirse getirsin, umudunuzu ve olanlara mizahla yaklaşabilme yetinizi elinizden almayacaktır.

HER ZAMAN "ACİL" DURUMLARA HAZIRLIKLI OLUN

İlle üzerinde 'ACİL' veya 'ÖLÜM KALIM MESELESİ' yazan bir e-mail veya telefon almanıza gerek yok. Size durumun aciliyetini veya vahametini anlatmak için kimseden yazılı bir mesaj gelmeyeceği gibi, sizden şöyle bir cevap yazmanız da beklenmiyor: "Bana ulaştığınız için teşekkür ederim. İçinde bulunduğunuz korkuyu ve gezegenler arası çıkması muhtemel savaştan duyduğunuz endişeyi anlıyorum. Uzay gemisinin dünyamız yönünde hızla hareket ettiğine dair bulgular olduğu NASA tarafından da teyit edilmiş durumda. Takvimime baktıktan sonra, önümüzdeki çeyrekte size yardım edebileceğime inanıyorum – tabii şirketimin yönetim kurulunun onayı olduğu sürece..." Allah'tan süper kahramanlarla memolar aracılığıyla haberleşmiyoruz! Onlar planlamadan nerede, ne zaman ve nasıl yardım edebileceklerine o anda – ne zaman yardıma ihtiyaç olursa – spontane bir şekilde karar veriyorlar ve anında harekete geçiyorlar. Günü kurtarmak, BUGÜNÜ kurtarmak anlamında; birazdan değil,

ŞİMDİ! ZORBALARA İZİN VERMEYİN

Bir süper kahraman bir zorbayla karşılaştığında kesin olan bir şey vardır, o da zaman içinde o zorba, hak ettiğini bulacaktır. Herkese baskı yapan, çevresindekilerin hakkını yiyen kötü bir adamın her zaman kendi istediğini alacağını düşünmek yanlıştır. Sizin evreninizde böyle bir insana yer yoktur.

İŞ TAMAMLANANA KADAR DENEMEKTEN VAZGEÇMEYİN

İşiniz denemek değil, başarmak olmalıdır. "Dünyayı kurtarmak için elimden geleni yapacağım" yeterli değildir. Herkes sizden etkili bir çözüm beklemektedir. İş dünyasında günü, bir şeyler eksikken bitirmek çok da zor değildir: "Of saat 6 olmuş, artık bu iş yarına kaldı, umarım hafta sonuna kadar hallederiz işleri" der çantanızı alır çıkarsınız. Başlarken bir hedefe odaklandıysanız, sonuna kadar odağınızı koruyun. Sonuç; üreten kişi olun, sözler veren değil.

İNSANLARIN TALİHSİZLİKLERİNDEN ZEVK ALMAYIN – HAK ETSELER BİLE

Kendiniz ne kadar acı çekmiş olursanız olun, diğerlerinin benzer acılar çekmesinden mutluluk duymayın. Süper kahraman olarak düşmanlarınızı cezalandırırken dahi bundan zevk almayın. Her zaman çekimser davranın. Süper güçlerinizi bu insanların gözüne sokmayın. Onlara saygı duyduğunuzu davranışlarınızla gösterin. Eğer gerçekten gerekli görüyorsanız süper güçlerinizi gösterin. Kazandığınız zaman – ki kazanacaksınız – saygın ve ketum davranın. Süper kahramanların romanların sonunda zafer naraları attığını hiçbir zaman görmeyiz, unutmayın.

AŞİL TOPUĞUNUZU İYİ BİLİN

Zayıf noktalarınızı görmezden gelmek, başarı için hiçbir zaman iyi bir strateji değildir. Bu yöntemle kariyerinize en büyük darbeyi gene siz indirirsiniz. Süper kahramanlar kendilerini nelerin savunmasız hale getirdiğini ve neleri düşmanlarının kendilerine karşı kullanabileceklerini çok iyi bilirler. Sizin zayıf yönleriniz ne ise, bu yönleri güçlü ortaklardan yardım isteyin. Bilinçli bir şekilde, yetenek ve karakter özellikleri açısından dengeli bir takım kurarsanız, her yönden güçlü hale gelebilirsiniz.


DÜNYA GAZETESİ 30/06/2015
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Ralph - 30 Haziran, 2015, 23:14:40
Güzel bir yazı olmuş, evvet. Basında çizgi roman hakkında konuşulması her zaman bir avantaj olur ancak basite indirgenmiş gibi duruyor bazıları da. Şimdi abartma diyeceksiniz biliyorum ama çizgi roman anlayışının comicste "süperman" fumettide "teksas tommiks" olması bence piyasanın en önemli sorunu.

Biraz daha ciddi şekilde çizgi romandan söz ettirilmeli.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 12 Ağustos, 2015, 11:29:53
Yeni Şafak gazetesi kitap eki bugün "Çizgi romanın muhteşem dönüşü" kapağıyla çıktı. "Sadece tek sayfa" ve daha çok edebiyat uyarlamaları furyasından bahseden (bu anlamda genel resmi çizemeyen) ve YKY'den Aslıhan Dinç ve Levent Cantek'in kısa mülakatlarının olduğu bir yazı hazırlanmış.

(https://pbs.twimg.com/media/CMMF0_jVAAAw2wA.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 17:41:10
Yukarıda bahsettiğim Yeni Şakak kitaptaki sayfayı İletişim Yayınları twitter sayfasında paylaşmış. Alıntılıyorum.

(https://pbs.twimg.com/media/CMmOwBCW8AA0ekc.jpg:large)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 17 Ağustos, 2015, 17:54:09
Benim çizimi kullanmışlar ya la :o İnsan bir haber verir :P
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: V - 17 Ağustos, 2015, 20:01:47
Alıntı yapılan: designer73 - 17 Ağustos, 2015, 17:54:09
Benim çizimi kullanmışlar ya la :o İnsan bir haber verir :P
:o  :D  ;D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 20:18:59
Alıntı yapılan: designer73 - 17 Ağustos, 2015, 17:54:09
Benim çizimi kullanmışlar ya la :o İnsan bir haber verir :P

A siz çizer miydiniz designer73?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 17 Ağustos, 2015, 20:58:08
Alıntı yapılan: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 20:18:59
A siz çizer miydiniz designer73?

Çizer demeyelim de, kendi halimde eğleniyorum :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 17 Ağustos, 2015, 21:18:34
Alıntı yapılan: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 20:18:59
A siz çizer miydiniz designer73?

E-Dergimizi inceleyin Sn. Nicholaihel.  bkz. http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,5006.0.html

5. sayıda başlayan "Kan Yaşamdır" macerası, bu ay çıkacak 7. sayıda devam edecek.

Yazarı forum üyemiz Kadri Kerem ve çizeri de Designer73.

Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 21:31:09
Yok yahu o çizim sizin ise mütevazilik yapıyorsunuz, elinize sağlık.

Dergiyi de ilk fırsatta inceleyeceğim. İlk fırsatta dedim, çünkü özenerek detaylıca okumak isterim.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 17 Ağustos, 2015, 22:42:50
Bu arada o Yeni Şafak yazısında Levent Cantek'in ne demek istediğini anlayanınız var mı?

Derginin attığı ana başlık "Çizgi Romanın Muhteşem Dönüşü", daha sonra da "Çizgi Roman rüzgarı yeniden esiyor" demişler... Yazıyı yazan hanımfendinin (Merve'nin bir kadın ismi olduğunu düşünerek) bizim gibi "düz çizgi romancı" olmadığını, edebiyat uyarlamalarının peşinden mevzuyla ilgilendiğini zaten okuyunca anlıyoruz. Yazıya "muhteşem dönüş" diye başlıyor, "altınçağa dönüş zor" deyip bitiriyor. Kafası epey karışık, bahsettiği "altın çağ" da nedir onu anlayamadım; MM'de zaman zaman geçen okuma yazmanın keşfedilmesinden önceki dönemden bahsediyorsa işi epey zor demektir... Geçiniz...

YKY GYY'nin dedikleri çok daha makul. Efendim, biz Marcel Proust gibi ünlü ve ağır edebiyatçıların eserlerini basıyoruz, ama gençler belki onları okumakta zorlanırsa, işin kolayından başlasınlar diye bir de onların ÇR uyarlamalarına eğiliyoruz. Tamamdır.

Ama Levent Cantek'in ne dediğini, daha doğrusu 20 yıldır, belki daha uzun süredir söylenip çizilen, artık hepimizin ezbere bildiği karanlık ve kötümser tablonun dışında ne söylediğini anlayamadım. Şöyle zor, böyle zor, para dönmüyor vs. Onun yazısına "Bu modanın arkası gelmez" diye  bir de başlık atılmış. Anlayamadım ki? Çizgi romana destek yazısı mı "bu işlerde para yok, hacı" uyarısı mı? Basmayalım mı, okumayalım mı?

Hiç anlamadım... Yazı nasıl başlıyor, nasıl bitiyor... Ne biçim muhteşem dönüş bu ...

Anlatacak biri varsa dinlemeye hazırım...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 17 Ağustos, 2015, 22:55:20
Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 17 Ağustos, 2015, 22:42:50
Anlatacak biri varsa dinlemeye hazırım...

Anlamsız bir yazıdır diye okumamıştım zaten  :)

Sen öyle deyince Çetin Abi bir bakayım dedim.

Olayı edebiyat uyarlamalarından almışlar sadece, doğru düzgün bir analiz yok.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:05:25
Sorma, sevgili adminim,

Bir de PiZagor bey, Örümcek'in bilmem ne sagası basılsın, fasikül formatına yüklenilsin, şöyle olsun, böyle olsun diye kampanyalar düzenliyor.
Basınımızın büyükleri nerede, Özgür Bey nerede? Büyük bir uyumsuzluk var; makineye yeniden bir format mı atmak lazım, ne lazım?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 17 Ağustos, 2015, 23:08:58
Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:05:25
Basınımızın büyükleri nerede, Özgür Bey nerede?

Pizagor aka Özgür nev-i şahsına münhasır bir arkadaş.

Bu aralar aramız iyi değil zaten  :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:14:43
Bir "format atma" toplantısı atalım o zaman admin bey,
Belki özgür beyi de çağırırsınız?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: hanac - 17 Ağustos, 2015, 23:18:03
Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:14:43
Bir "format atma" toplantısı atalım o zaman admin bey,
Belki özgür beyi de çağırırsınız?

Tamam abi toplanalım, biraz piyasa dedikodusu yaparız.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 17 Ağustos, 2015, 23:41:49
Alıntı yapılan: nicholaihel - 17 Ağustos, 2015, 21:31:09
Yok yahu o çizim sizin ise mütevazilik yapıyorsunuz, elinize sağlık.

Dergiyi de ilk fırsatta inceleyeceğim. İlk fırsatta dedim, çünkü özenerek detaylıca okumak isterim.

Teşekkürler.
Keyifli okumalar. Okuduğunuz zaman yorumlarınızı bekleriz.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:46:13
Bu arada yanlış anlaşılmasın,

Edebiyat uyarlamalarını ÇR'nın seçkin örneklerinden sayan basının karşısında ve PiZagor'un fikirlerinin ve isteklerinin tamamen yanındayım.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nikopol - 18 Ağustos, 2015, 00:14:17
Derginin kapagindaki "Cizgi romanin muhtesem donusu" basligini dergi editoru ya da yazi isleri atmistir muhtemelen, yaziyi yazan arkadas degil. Onlar da ilgi cekici bir kapakla ve mansetle cikmak istemislerdir. Yazinin icerigiyle alakasiz bir baslik attiklari gercegi degismiyor tabii.

Levent Cantek soz Turkiye'de cr'nin durumundan acildiginda genelde karamsar yaziyor. Beklentileri yuksek herhalde. Evet, Fransa'yi, Japonya'yi, ABD'yi baz alirsak Turkiye'de cizgi romanin durumu cok kotu ve asla da "iyi" olmayacak.

Siz bosverin bunlari, yayimlamayi bitirdiginiz her Vertigo serisi yanimiza kar kaliyor. Turun klasiklesmis ornekleri Turkceye cevrilsin, guncel eserlerden ses getiren calismalar bizde de bulunabilsin... Arada yerli calismalar da yayinlanabilsin... Baslanan eserlerin devami getirilsin... Bu kadari Turkiye gibi orta gelir ve egitim duzeyindeki bir ulke icin kafi.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 18 Ağustos, 2015, 00:29:59
Nikopol,

Türkiye'deki Vertigo serileri, hatta tüm ÇR piyasası süperkahramanların saldırısı altında, dostlarımız diye bildiğimiz pelerinliler bizi Morloklar gibi yeraltında yaşamaya itiyor, ama direniyoruz, yapacak başka bir şey de yok zaten...

Geçenlerde patronlara "Humanoidler de pek güzel bassak mı birkaç tane" gazlaması yapmaya kalkıştım, bana "dost musun, düşman mısın Lex Luthor" bakışı attılar, cevap bile vermediler.

Bunun üstüne bir de edebiyat uyarlamaları üzerine güzellemeler okuyunca biraz sinirleniyorum, hepsi bu...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pearl jam - 18 Ağustos, 2015, 00:35:32
 Nikopol un beklentiler konusundaki tespitine katiliyorum. Enseyj karartmayalim, cizgi roman piyasasi bir kac senedir gayet iyi gidiyor. Cizgi romanin Yeni safak in kitap ekinin kapaginde yer almasi bile gelismeyi gosteriyor aslinda  ;D

Sanirim turkiyenin tarihinde bu kadar cesitli cizgi romanin basildigi baska bir donem yoktur. Ntv nin ne amacla olursa olsun bu isi yeniden ateslendirdigi bir gercek. Bence bu ilginin de devami geldi ve cevremden de rahatlikla gozlemleyebiliyorum ki bu ilgi (levent cantek in hayallerindeki kadar olamasa da :) ) artarak devam edecek. Ileride bugunden daha kotuye gidecegimizi kesinlikle dusunmuyorum.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 18 Ağustos, 2015, 00:51:09
Biri Humanoid mi dedi? Avrupa çizgileri gerçekten başka ya.

Levent Cantek genelde yerli üretimle ilgili olumsuzluklardan bahsediyor. Kendisi de bizzat yazdığı için. Ama kusura bakmasın, orada eleştirilecek nokta piyasadan ziyade üretici, sanatçı bence. Elle tutulur eser doğru düzgün yok.

Eskiden mesela Dost Kitabevinin çizgi bölümünde aynı kitaplar kuzu kuzu yatardı. Almaya hiç acele etmeye gerek yoktu. Şimdi (her yayın değil elbette ama) baskılar tükeniyor, insanlar ikinci baskı soruyor. İşler iyi gitmekle beraber, bu çıkışa yük olabilecek yanlış yayın tercihleri vs. konular da arz edenlerin çözmesi gereken problemler.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nikopol - 18 Ağustos, 2015, 01:00:37
Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 18 Ağustos, 2015, 00:29:59
Nikopol,

Türkiye'deki Vertigo serileri, hatta tüm ÇR piyasası süperkahramanların saldırısı altında, dostlarımız diye bildiğimiz pelerinliler bizi Morloklar gibi yeraltında yaşamaya itiyor, ama direniyoruz, yapacak başka bir şey de yok zaten...

Geçenlerde patronlara "Humanoidler de pek güzel bassak mı birkaç tane" gazlaması yapmaya kalkıştım, bana "dost musun, düşman mısın Lex Luthor" bakışı attılar, cevap bile vermediler.

Bunun üstüne bir de edebiyat uyarlamaları üzerine güzellemeler okuyunca biraz sinirleniyorum, hepsi bu...

Dogrudur, pelerinliler varolan pastadan pay kapiyorlardir, ama bir yandan da ilerisi icin pastayi buyuteceklerini dusunebiliriz. Tipki bu edebiyat uyarlamalarinin cizgi romani Yeni Safak'in ekinin kapagina tasimasi gibi, super kahramanlar insanlari cr ile tanistiriyor, kitapcilarin raflarinda cr'ye yer aciyor. Ha keza, mangalar da oyle.

Humanoids'den cikan isleri de gorururuz umarim Turkcede. Memlekette orijinal boyutunda bir Metabarons ciksa muhtesem olur.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 18 Ağustos, 2015, 08:34:17
Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 17 Ağustos, 2015, 23:05:25
Sorma, sevgili adminim,

Bir de PiZagor bey, Örümcek'in bilmem ne sagası basılsın, fasikül formatına yüklenilsin, şöyle olsun, böyle olsun diye kampanyalar düzenliyor.
Basınımızın büyükleri nerede, Özgür Bey nerede? Büyük bir uyumsuzluk var; makineye yeniden bir format mı atmak lazım, ne lazım?

Zaman kimin haklı olduğunu, kimin analizlerinin daha gerçek temellere oturduğunu gösterecek :)
Ama genel olarak karamsarım bu mevzuda. Maksat çizgiroman okuyan kitleyi genişletmekse şu anki yayıncı yaklaşımlarına alternatifler düşünüyorum. Çünkü beni hiç çizgiroman okumamış ama elinde Batman olan bir enişte kesmiyor. Onu gerçekten kazandığımızı, camiaya kattığımızı, bir çr sevdalısı yaptığımızı, eniştenin çr dağarcığını Batman'den bir de Blacksad'e kaydırabildiğimizi düşünmüyorum.

Alıntı yapılan: hanac - 17 Ağustos, 2015, 23:08:58
Pizagor aka Özgür nev-i şahsına münhasır bir arkadaş.

Bu aralar aramız iyi değil zaten  :)

Nev-i şahsına münhasır derken örneklemeler de yaparsanız memnun olurum. Hanac, çizgiliköstebek ve ben hasbelkader mühendis insanlarız ve mühendisler olarak somut verilerle konuşuruz. Muhabbet ve suçlamalar somuttan soyuta kaydıkça iletişimsizliğimiz ve birbirimizi anlayabilme yeteneğimiz kaybolacaktır. Aynen burada olduğu gibi.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 18 Ağustos, 2015, 17:29:00
Dolar aldı başını gidiyor. Çizgi romanlara zam gelirse şaşırmayacağım.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Ahmet Oktay - 18 Ağustos, 2015, 17:50:09
Alıntı yapılan: Nightrain - 18 Ağustos, 2015, 17:29:00
Dolar aldı başını gidiyor. Çizgi romanlara zam gelirse şaşırmayacağım.

Çizgiromanlara da gelir muhtemelen ama bu durumdan en çok elektronik sektörü etkilenecektir. Kısa süre önce harici disk almıştım, iyi ki daha fazla beklememişim diyorum.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 01 Ekim, 2015, 01:49:37
Artık çizgi roman sevmiyor muyuz?


Çizgi romana olan rağbetin azalması, animasyonların ön plana çıkması, çizgi roman karakteri Teksas'ın kaldırılacağı yönündeki iddialar, artık çizgi roman sevmiyor muyuz sorusunu akıllara getirdi. Bunun nedenlerini İtalyan çizer Maurizio Dotti ve Türkiye'den çizer Ragıp Derin'e sorduk



(http://static.birgun.net/resim/haber-detay-resim/2015/09/30/artik-cizgi-roman-sevmiyor-muyuz-75854-5.jpg)


ANIL YURDAKUL- BİRGÜN 30.09.2015

Çizgi romanın başkenti olan İtalya'da, çizgi roman yayınevlerinin azalması, eskiye oranla az yayın yapmaları çizgi romana olan rağbetin azaldığını gösteriyor. En ünlü çizgi roman karakterlerinden olan Teksas'ın kaldırılacağı yönünde iddialar ise bunun bir kanıtı denilebilir. Çizgi romanların sinemaya uyarlamalarının ardından dizi uyarlamaları da Amerikan tarzı süper kahraman ağırlıklı dizilere dönmüş durumda. Avrupa'da haftalık çıkan Çizgi roman dergileri şimdilerde dergileri aylık ve yıllık çıkmaya başladılar.

Sanat ve kültürün başkenti olan İtalya, 9. sanat olarak adlandırılan çizgi romanın da merkezi konumunda. Televizyonun ortaya çıkması çizgi romanı birçok ülkede etkilerken, İtalya'da çizgi roman piyasasını tersine etkileyerek yayın evleri ve sanatçı sayısını artırmıştı. Son yıllarda İtalya'nın ekonomik krizi ile animasyon şirketlerinin çoğalması yayınevlerinin azalmasına neden oldu. Konuyla ilgili olarak İtalya'nın önemli çizgi roman kuruluşlarından Sergio Bonelli şirketinin önemli çizerlerinden Maurizio Dotti ile görüştük.


(http://static.birgun.net/resim/haber-ici-resim/2015/09/30/artik-cizgi-roman-sevmiyor-muyuz-75857-1.jpg)



Animasyonla rekabet zor

Dotti, animasyon şirketlerinin artmasıyla, genç kuşağın çizgi romandan uzaklaştığını belirtirken, birçok firmanın çizerleriyle yollarını ayırdığını söyleyerek şunları anlattı: "İtalya, Çizgi Roman çizeri olmak isteyen biri için en uygun ülke. Fakat son yıllarda çizgi romana olan rağbet azalmaya başladı. Teksas karakterini yayınlayan firmanın artık Teksas'ı yayınlamamayı düşündüğü duyumlarını aldım. Birçok çizgi roman yayınevi zararına çalışıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri birçok animasyon firmasının olması ve çocukların animasyona yönelenmesi. Japonya'nın Ghibli Stüdyoları ile Dreamworks firmalarının küçülmeye gidip eleman çıkartmaları durumu aslında özetliyor. Animasyon devleri ile rekabet edemeyen çizgi roman firmaları azalmaya başladı. Çizgi romanları artık meraklı olan eski kuşaklar ile koleksiyonerler alıyor. İsmini vermek istemediğim önemli bir çizer ise uzun bir süre sonra iş bulduğu için sevinerek bana telefon etti. Bu tür önemli çizerlerin bu halde olmak yerine onların bolca çizgi roman çizmeleri, işlerden başlarını kaldıramayacak halde olmaları gerekir. Dünyada çizgi roman konusunda şu an Amerika'daki Marvel ve DC Comics firmaları önemli bir şekilde satış yapıyor. Fakat bunun en büyük nedeni Marvel ve DC Comics firmalarının ürettikleri çizgi romanların, yönetmenlerce storyboard olarak kullanmasıdır. Fakat yine de gelecek için ümitliyim. Çünkü çizgi roman şirketleri yeni karakterler üretiyor. Yetenekli çizerler yetiştiriliyor. Çizgi roman hiçbir zaman yok olmaz, bu dönemi geçiş süreci olarak görmek istiyorum" ifadelerini kullandı.


(http://static.birgun.net/resim/haber-ici-resim/2015/09/30/artik-cizgi-roman-sevmiyor-muyuz-75858-1.jpg)



Kaligrafi çizgi romanı etkiliyor

Türkiye'deki çizgi romanın önemli isimlerinden Ragıp Derin ise bilgisayar çizerlerin kalite anlayışını düşürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
"70'li yıllarda çizgi roman yükselişteydi. Birçok çizer renklendirme yapacak olsa dahi fırça, boya kullanırdı. Şimdi, bilgisayarda çizim yapılıp, boyanıyor. Çoğu çizer fotoğrafın üzerinden geçerek çizimler yapıyor. Çizimle, boya ile ilgisi olmayan eşlerine renklendirme yaptırıyorlar. Eşlerinin yapamayacağından demiyorum, fakat bu iş yıllarını vererek, rengi, kokuyu öğrenerek olmalıdır. Ayrıca bilgisayar icat olana dek, konuşma balonlarını kaligrafi sanatçıları yazardı. Kaligrafi sanatçıları konuşma balonlarını yazarken boşlukları hesaplar, kendi tarzlarını ortaya koyarak bir tat oluştururdu. Şu an konuşma balonları bilgisayardan yazıldığı için o tadı vermiyor. Çizgi Roman, teknolojiyi kullanarak yapılamaz demiyorum, bunun çok güzel örnekleri vardır. Fakat tadında bırakılmalıdır. Aksi takdirde okuyucuda ruhu ve heyecanı kaybettirir" dedi.


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 01 Ekim, 2015, 03:31:29
Kaligrafi ve yoğun teknoloji kullanımının ruhu öldürdüğüne sonuna dek katılıyorum. Bu Lascaux mağara resimlerinden itibaren ten ile tuval arasında temasın ürünü bir sanat olagelmiş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 01 Ekim, 2015, 10:25:56
ya yazı ve röportajı derleyenin hatası ya da çizgi romana uzak gazetecilerin cahilliği.."teksas" ne hocam? eğer mevzu "il grande blek" ise konunun göstergesi olabilecek bir örnek olarak ( italya'da özellikle ) popülerliğini yitireli 40 yıl oluyor...
yok dil sürçmesi ise ve görseldeki "teks" ise bahsi geçen, yine hatalı; italya'da teks hali hazırda en çok satan süreli yayınlardan.."teksas" nedir yahu?!pes!
azıcık çizgi roman "ilgisi"..
not:ve,evet fumetti ülkesi italya'da çizgi romanın amiral gemisi "bonelli" ürünleri dahil son 20 senede ciddi satış kayıpları yaşanmıştır..95 senesindeki satış rakamlarının 5'te biri hatta 10'da birine düşen seriler vardır,kapananlarda..
altta, geçen seneden alıntı (nisan 2014 ayı) tabloda  süreli bonelli yayınlarının tirajları "direnişi" göstermektedir..

(http://www.fumettologica.it/wp-content/uploads/2014/06/FUMETTOLOGICA-GRAFICO-BONELLI-EDITORE-01-01-Copia-670x504.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: kalidor - 01 Ekim, 2015, 14:58:05
Oldukça ciddiyetsiz haber ve röportajı. İnsan bu haberi yaparken biraz araştırır. Ne yazık ki çizgiroman memleketimizde çocukken okunmuş ve atılmış bir nostalji. O sebeple çok da şaşırmamak lazım. Yanlış yazıldığını sanmıyorum çünkü kaç yerde Teksas diye geçiyor. Ha yanlış yazıldı diyelim de Teks İtalyanların milli kahramanı ve yıllık 180.000 satan bir çizgiroman öyle kaldırılır mı hiç zannetmiyorum. Ragıp Derin'de dememiş ne Teksas'ı bu devirde diye. 

Bonelli geçen sene 495.000 adet basım yapmış. Bir miktar da Güney Amerika ve diğer ülkelerde de tutulduğu için yine yıllık 600.000 adete ulaşıyordur. Ama rakamlar kötü...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Animvader - 01 Ekim, 2015, 15:50:06
Adamlar "çizgiroman" diye bir kavram bilmiyor ki, onlara göre hepsi teksas-tommiks.Geçen sene de Mesut Yar Arrow dizisinin Güneşi Beklerken diye bir türk dizisindeki kapşonlu karakterden alıntı olduğunu yazmıştı, twitterdan adama kaç sene önceki Green Arrow kapağını attım, hemen engellemişti.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: devrimk - 04 Aralık, 2015, 12:02:01
Birgün Kitap, Muhammed Sipahi'nin incelemesi.
(https://pbs.twimg.com/media/CVXyqvvUwAAtbfL.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Ralph - 04 Aralık, 2015, 12:05:20
Alıntı yapılan: Animvader - 01 Ekim, 2015, 15:50:06
Adamlar "çizgiroman" diye bir kavram bilmiyor ki, onlara göre hepsi teksas-tommiks.Geçen sene de Mesut Yar Arrow dizisinin Güneşi Beklerken diye bir türk dizisindeki kapşonlu karakterden alıntı olduğunu yazmıştı, twitterdan adama kaç sene önceki Green Arrow kapağını attım, hemen engellemişti.

Bak ben bunu yeni duydum. Umarı şaka falan yapmıştır...

Biz Türkler kadar konuşmayı seven ama konuştuğunu da bilmeyen bir millet yok...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Animvader - 04 Aralık, 2015, 12:33:24
Alıntı yapılan: Ralph - 04 Aralık, 2015, 12:05:20
Bak ben bunu yeni duydum. Umarı şaka falan yapmıştır...

Biz Türkler kadar konuşmayı seven ama konuştuğunu da bilmeyen bir millet yok...

Bu da o muhteşem haber

(https://pbs.twimg.com/media/BpckUSGCYAAu63p.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 04 Aralık, 2015, 13:04:18
Posta nın haberi mi bu? ;D Ana akım medyanın çizgi romanı hiçe saymasına alıştıkta insan bi araştırır Arrow kimdir necidir diye. Cahillik diz boyu. Bir de bu medya bölümünü hazırlayan kişiler ünlü tiplerdir ve çuvalla para alırlar ne yazık ki.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Animvader - 04 Aralık, 2015, 16:03:42
Alıntı yapılan: Nightrain - 04 Aralık, 2015, 13:04:18
Posta nın haberi mi bu? ;D Ana akım medyanın çizgi romanı hiçe saymasına alıştıkta insan bi araştırır Arrow kimdir necidir diye. Cahillik diz boyu. Bir de bu medya bölümünü hazırlayan kişiler ünlü tiplerdir ve çuvalla para alırlar ne yazık ki.

Öyle olsa gene iyi bunu yazan yılların tv programcısı, eleştirmeni anlı şanlı Mesut Yar.Bu da köşe yazısından alınma.Adama Green Arrowun eski kapaklarından birini yolladım twitterdan hemen bana engeli bastı :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 04 Aralık, 2015, 18:07:14
Alıntı yapılan: Animvader - 04 Aralık, 2015, 16:03:42
Öyle olsa gene iyi bunu yazan yılların tv programcısı, eleştirmeni anlı şanlı Mesut Yar.Bu da köşe yazısından alınma.Adama Green Arrowun eski kapaklarından birini yolladım twitterdan hemen bana engeli bastı :)
her köşe tutan her program yapan "herşeyin uzmanı,herşeyin biliri" oluyor bu ülkede..ve asıl "kötü" olan herkes bildiği kadarını sahipleniyor ve "tek,nihai" bilgi sanıyor..bi ara tara, bahsettiğin dizinin "arkaplanı" ne!?çocuk gibi bir algı bu:"kapşonu var,maskesi var,gizemi var..eee,bende sadece bu iki diziyi gördüm, aralarında bağlantıyı kurar,yetinmez kimin kimden ne çaldığınıda saptarım"..laba luba..evet Mesut Yar "orda laf çok!" ama bilgi birikim yok!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 06 Ağustos, 2016, 00:10:40
ABD'de 78 yıllık çizgi roman yaklaşık 1 milyon dolara satıldı

(https://c1.staticflickr.com/9/8706/28354870424_c2f5820437_z.jpg)


ABD'de 78 yıl önce yayımlanan bir çizgi roman, açık artırmada yaklaşık 1 milyon dolara satıldı.

AA'dan Umur Koçak Semiz'in haberine göre, merkezi Dallas'ta bulunan Heritage Müzayede Evi, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncunun 1938 tarihli "Superman" çizgi romanını 956 bin dolara satın aldığını açıkladı.

"Action Comics" serisinin 1 numaralı dergisinin kapağında ücreti "10 sent" olarak belirtilmiş.

Superman'in ilk sayısından sadece 100 adet kaldığı sanılıyor.

Dergiye 750 bin dolar değer biçilmişti.

BirGün 05/08/2016
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: BAHADIR - 06 Ağustos, 2016, 14:22:11
Kaç yıl önce de aynı rakama satmışlardı... Ya haber çok eski... Ya da birileri paraya sıkıştıkça stoktan çizgiromalarını çıkarıyor...

Ama o günde demiştim hatırlayan hatırlar... Bu sayının gözümde ki değeri hala 10 tl... O da kolleksiyonluk sayı hatırına... Yoksa 10 Tl bile çok...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 06 Ağustos, 2016, 14:25:17
Bir çizgi romana 1 milyon dolar ödemek çılgınlık!
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mister NO - 06 Ağustos, 2016, 18:27:37
Eski Süperman satışları ile ilgili haberler aşağıda. Rakamlar da oldukça yüksek.




Alıntı yapılan: Mister NO - 30 Ağustos, 2014, 14:48:42
Bu Çizgiroman 3.2 Milyon Dolara Satıldı!


(http://img-cdn.kralmuzik.com.tr/content/i/news/1/b53f6b017f3e8e5f.jpg)


Dünyaca ünlü çizgi roman kahramanı Superman'in ilk sayısı 3.2 milyon dolara satıldı.

ABD'de Süpermen karakterinin yer aldığı çizgi romanının ender bulunan bir nüshası rekor fiyata satıldı.

eBay'de yapılan açık artırmada, "Action Comics No. 1" serisinin Süpermen kahramanın ilk kez ortaya çıktığı 1938 tarihli nüshasının 3,2 milyon dolara satıldığı bildirildi.

Bunun, bir çizgi roman için şimdiye kadar verilen en yüksek tutar olduğu sanılırken, aynı serinin yüksek kalitedeki benzeri bir nüshası 2011 yılında 2,1 milyon dolara satılmıştı.

eBay, rakamı doğrularken, alıcının ismi açıklamadı.


2011 yılında da sözü geçen satışı forumda paylaşmıştık


http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1264.45.html
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: darkwood - 06 Ağustos, 2016, 19:39:16
Bir çizgi romana bu kadar para ödemek gerçekten inanılmaz ama
bizde zaman zaman çizgi roman almak için bütçemizi oldukça zorluyoruz.
Bu keyifli hobimiz ile ilgili çok istediğimiz bir fırsat önümüze konulursa, bazen paranın hiç bir değeri kalmıyor.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: HacıGeraltEmmi - 06 Ağustos, 2016, 20:46:33
Var ki veriyorlar ;)
Bizler ise bir cilde 20 tl verdiğimizde sarsılıyoruz hafiften :)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 13 Ağustos, 2016, 13:09:26
Hürriyet Gazetesi kupon karşılığında Teksas-Tommiks ciltleri veriyor.Gazetenin bugünkü nüshasında kitapların resimleri de çıktı.
Ne olduklarını açıklayayım:Cem Demirbaş vaktiyle Hozcomics'in 34'er cilt olarak Esse-Gesse çizimlerinden Teksas ve Tommiks'i yayınlamıştı.
Demirbaş da bu kitapları tekrar bastı.Her 32 sayfaya da Ceylan Yayınları'nın 1960'lı yıllarda Samim Utkun çizimi kapaklarını ekledi.Aynı
uygulamayı Hozcomics Kit Taylor dizisine de yapmıştı.İşte Hürriyet'in 19 kupon karşılığı vereceği Teksas 1-2 ve Tommiks 1-2 ciltleri bunlar.
Elimde bu kitaplar olduğu için hemen baktım.Her cilt 5 fasikül ve 4 kapak içeriyor.Ön ve arka kapaklar ayrı.İlgilenenler varsa haberi olsun dedim...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: darkwood - 13 Ağustos, 2016, 15:03:51
Alıntı yapılan: caretta - 13 Ağustos, 2016, 13:09:26
Hürriyet Gazetesi kupon karşılığında Teksas-Tommiks ciltleri veriyor.Gazetenin bugünkü nüshasında kitapların resimleri de çıktı.
Ne olduklarını açıklayayım:Cem Demirbaş vaktiyle Hozcomics'in 34'er cilt olarak Esse-Gesse çizimlerinden Teksas ve Tommiks'i yayınlamıştı.
Demirbaş da bu kitapları tekrar bastı.Her 32 sayfaya da Ceylan Yayınları'nın 1960'lı yıllarda Samim Utkun çizimi kapaklarını ekledi.Aynı
uygulamayı Hozcomics Kit Taylor dizisine de yapmıştı.İşte Hürriyet'in 19 kupon karşılığı vereceği Teksas 1-2 ve Tommiks 1-2 ciltleri bunlar.
Elimde bu kitaplar olduğu için hemen baktım.Her cilt 5 fasikül ve 4 kapak içeriyor.Ön ve arka kapaklar ayrı.İlgilenenler varsa haberi olsun dedim...

Bu baskılar digital ve az adetli değilmiydi? Yoksa Hürriyet kendisi tekrardan mı  basarak verecek.  :o
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: caretta - 13 Ağustos, 2016, 15:44:05
Ayrıntıları bilmiyorum Mesut Bey.Reklam edilen kitaplar, benim Demirbaş'tan aldığım seriden.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: alan ford - 10 Eylül, 2016, 16:49:35
Alan moore çizgi roman dünyasına elveda demiş  :'(http://bantmag.com/bir-devrin-sonu-alan-moore-daha-fazla-cizgi-roman-yazmayacagini-duyurdu/?utm_content=buffer0e5d7&utm_medium=social&utm_source=facebook.com&utm_campaign=buffer (http://bantmag.com/bir-devrin-sonu-alan-moore-daha-fazla-cizgi-roman-yazmayacagini-duyurdu/?utm_content=buffer0e5d7&utm_medium=social&utm_source=facebook.com&utm_campaign=buffer)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 10 Eylül, 2016, 18:04:27
Şu adamın bir sürü iyi çizgi romanı var ama sadece Öldüren Şaka, V For Vendetta ve Watchmen yayınlandı. Yayınevleri biraz risk alsa fena olmazdı.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: yunusmeyra - 04 Ekim, 2016, 14:22:33
Akif Beki'nin 02.10.2016 Pazar günkü hürriyet gazetesinde yayınlanan ve içinden çizgi roman anıları geçen bir yazısı
Maymunlar Gezegeni'yle tanıştığım cami

"NECİP Fazıl'ın tiyatro eserleri Reis Bey ve Tohum'u ilk orada okudum.

Pierre Boulle'nin Maymunlar Gezegeni'ni yine orada okudum. Hafızam yanıltmıyorsa çizimli versiyonuydu.

Kayseri'nin ücra köşelerinden birinde, Sümer Mahallesi'ndeki büyükçe bir camide.

* * *

İlkokul çağlarındaydım.

Geniş bir bahçe içinde görkemli bir camiydi.

Kim akıl etti, o kitapları kim seçip koydu bilmiyorum.

Ama müezzin mahfilinin yanında mütevazı bir kitaplığı vardı.

Bugün dönüp bakınca Necip Fazıl piyeslerini anlıyorum da... Popüler çizgi romanlar, Maymunlar Gezegeni gibi hayal kışkırtıcı kitaplar ne arıyordu?
Bugün bile birçok imam ve müezzinin ufkunu aşacak şeyler.

Kaçı bilir, kaçı takip eder, kaçı haberdardır o yayınlardan...

Sanırım Diyanet bile bugün, kafa bulandırır korkusuyla bir cami kitaplığında barındırmaz.

40 sene önce Kayseri'de, hem de o zamanın bir kenar mahallesindeki Sümer Camii'nde Maymunlar Gezegeni'yle tanıştım oysa ben.

* * *

Çocukları camiye çekmek için kitaplık kuran ve içine sürükleyici çizgi romanlar koymakta sakınca görmeyen bir anlayıştan söz ediyorum.

Çocuk dimağı kirlenmesin, bozulmasın diye işgüzarca bir sansür ve ayıklamaya maruz kalsa, elekten geçer miydi onlar?

Düşüneni, ayarlayanı hâlâ hayırla yâd ederim. Okuma zevkimin gelişip zenginleşmesine büyük katkısı olmuştur.

Kitaplarla haşır neşir olmak için namaz sonraları camide kalıp çokça vakit geçirirdim.

Meraklı bir-iki kitap kurduyla birlikte okur, okuduklarımızı değişir, üstüne konuşurduk.

* * *

Eski günlere durup dururken gitmedim.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında etkinlikler düzenliyor.

Ana teması 'cami ve kitap'...

Müftülüklere talimat gönderilmiş; camilerde kitaplıklar oluşturulması, yazarlarla söyleşiler düzenlenmesi için.

Kitap üzerine cuma vaazları da olacakmış.

Amaç, çocukları ve gençleri hem camiye hem kitaba özendirmek. Hem namaza hem okumaya ısındırmak...

Beni işte bu haber heyecanlandırdı.

* * *

Diyanet'i kutluyorum.

Yalnız bir endişem ve ona bağlı bir de önerim var.

Tabii ki seçici olunsun ama seçkiler dar tutulmasın. Raflar sadece dini yayın ve içeriklere hapsedilmesin, muhafazakâr kalemlerle sınırlı tutulmasın.

Camileri, namaz vakitleri dışında da yaşayan cıvıl cıvıl mekânlara çevirmek istiyorlarsa... Çocuk dünyasının amaca uygun farklı renklerine, genç zihinlerin cami adabına ters düşmeyen başka başka meraklarına da hitap edilsin.

Yani yelpaze geniş tutulsun, çeşit bol olsun, hayatın zenginliklerini yansıtsın ki camiler de kitaplarla birlikte hayatın daha içine taşınabilsin.
..."
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: nicholaihel - 14 Kasım, 2016, 13:11:30
Babil.com'un aylık kitap dergisi Arka Kapak, "Değeri Bilinmemiş 9 Nefis Çizgi Roman!" derlemesi yapmış.

(https://c6.staticflickr.com/6/5464/30984359525_229afb2942_c.jpg)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mrtekin - 14 Kasım, 2016, 14:09:05
Forum adına sevindim.

Wasteland Türkiye'de daha yayımlanmadı.

"Şehir Köpeği" haricinde adı geçen tüm eserlerin forumda hakkı fazlası ile verilmiştir, verilmektedir, daha da verilecektir.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 14 Kasım, 2016, 14:11:37
JBC, Spawn'mı bastı?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 14 Kasım, 2016, 14:15:21

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,1337.msg97285.html#msg97285
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ferzan - 14 Kasım, 2016, 14:44:36
    Wasteland için haberde verilen görselin Wasteland ile gram alakası yok...Acaba haberi yapan neye göre arayıp koydu o görseli... ::) Wasteland'i ilk önce Hoz bastı, daha sonra Hoz'un bastığı ince albümü ve onun gibi bir albümü daha içeren kalın edisyonuyla Çizgi Düşler sıfırdan bastı ve aynı şekilde ikinci kalın cildi de çıktı...Bu iki cilt, orijinal yayınındaki 4 cilde tekabül ediyor sanırım...Birkaç senedir, hatta belki 3 seneden fazladır Wasteland'in 3.cildi yayımlanmayı bekliyor...2017'de göreceğimizi tahmin ediyorum 3.cildi...Zira daha önceden çeviri ve uygulama çalışmaları büyük ölçüde bitmiş ve uygun bir zamanda çıkmak üzere sırasını bekliyor diye düşünüyorum...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Mrtekin - 14 Kasım, 2016, 15:38:02
Alıntı yapılan: Nightrain - 14 Kasım, 2016, 14:11:37
JBC, Spawn'mı bastı?

Spawn'ı Arkabahçe yayınlamayacak mıydı?
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Nightrain - 14 Kasım, 2016, 15:47:36
Evet, Arkabahçe basacak. JBC ne zaman Spawn basmış onu anlamadım. Daha önce de Arkabahçe basmıştı. Karıştırmışlar sanırım.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: ferzan - 14 Kasım, 2016, 15:56:54
    Haberi yapanın üstünkörülüğünden olsa gerek...Yoksa ne JBC Spawn bastı, ne de Wasteland yeğenimin elinden çıkma fanzin tadında alternatif bir kapağa sahip değil...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: köstebek - 14 Kasım, 2016, 16:18:58
Ortada bir haber ve habercilik yaklaşımı yok. Sadece nacize bir sohbet ve sonuçta ortaya çıkmış bir sayfalık bir tanıtım var. Merak edenleri aydınlatayım efendim.

Yazıyı yazan şahsı epey yakından tanıyorum, bu yüzden de onun hakkında konuşma hakkını kendimde görüyorum.

Şimdi efendim. Yazıyı yazan şahsı bir gün bir arkadaşı arar ve ondan ülkemizde pek de bilinmeyen 10 çizgiromanlık bir liste yapmasını ister. Bizimki de arkadaşına e-posta üstünden bir liste gönderirken, listenin yanına veya altına (derkenar diye adlandırılacak türde) birtakım notlar düşer. Karşı taraf da  bu listeyi pek bir beğenir ve dergisine koymaya karar verir. Bunu yaparken de sayfayı oluşturan arkadaş doğal olarak internet üzerinden söz konusu maddelerle ilgili kapaklar bulup sayfasına yerleştirir. Bu arada birkaç tane de hata yapmayı ihmal etmez. Bu önemli bir konudur, herkes elinden geldiğince hata yapma hakkını kullanmakta serbesttir.

Uzun lafın kısası, grafiker kardeşimiz google'a Wasteland yazıp da karşısına çıkan kapaklardan bu gördüğünüzü seçer. Bence kötü bir seçim de değil, eğlenceli bir kapakmış aslında... Diğer sorunlu mevzu da Spawn konusu. Onda da Arkabahçe yerine (yazarı yayınevini belitmeyi unuttuğu, hatta hiçbirine yayınevi adı yazmadığı için, kendiliğinden harekete geçerek) JBC yazar ve yine ilginç bir kapak seçiminde bulunur. Durum bundan ibarettir.

Demek istiyorum ki, zarfa değil mazrufa,yani biraz da içeriğe bakalım. habercilik anlayışı üstünden konuşmak yerine yazarın kullandığı dil, üslup, eğlence vs üstünden metni okuyup biraz da gülümseyip geçelim. Bu arada yazarın kullandığı dili kendi adıma pek bir beğendiğimi söyleyebilirim. :)


Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: memospinoz - 14 Kasım, 2016, 16:25:07
"Nathan Never" AD/DE, Lal, Oğlak ve Çizgi Düşler; "Wasteland" Hoz ve Çizgi Düşler; "Spawn" Arkabahçe; "Thorgal" Remzi ve Çizgi Düşler olmalıydı.

Ayrıca "Şehir Köpeği" 2004 yılında, Altıkırkbeş Yayıncılık tarafından çıkartılmaya başlanan 24 sayfalık dergide yer almıştır. Bu yayın sadece 2 sayı sürmüştür.
Rodeo Strip dergisinin ilk 7 sayısında ve sonra 10. ve 14. sayılarında, uzunlu kısalı çeşitli maceraları yayınlanmıştır.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: memospinoz - 14 Kasım, 2016, 16:44:07
Alıntı yapılan: köstebek - 14 Kasım, 2016, 16:18:58
Ortada bir haber ve habercilik yaklaşımı yok. Sadece nacize bir sohbet ve sonuçta ortaya çıkmış bir sayfalık bir tanıtım var. Merak edenleri aydınlatayım efendim.

Yazıyı yazan şahsı epey yakından tanıyorum, bu yüzden de onun hakkında konuşma hakkını kendimde görüyorum.

Şimdi efendim. Yazıyı yazan şahsı bir gün bir arkadaşı arar ve ondan ülkemizde pek de bilinmeyen 10 çizgiromanlık bir liste yapmasını ister. Bizimki de arkadaşına e-posta üstünden bir liste gönderirken, listenin yanına veya altına (derkenar diye adlandırılacak türde) birtakım notlar düşer. Karşı taraf da  bu listeyi pek bir beğenir ve dergisine koymaya karar verir. Bunu yaparken de sayfayı oluşturan arkadaş doğal olarak internet üzerinden söz konusu maddelerle ilgili kapaklar bulup sayfasına yerleştirir. Bu arada birkaç tane de hata yapmayı ihmal etmez. Bu önemli bir konudur, herkes elinden geldiğince hata yapma hakkını kullanmakta serbesttir.

Uzun lafın kısası, grafiker kardeşimiz google'a Wasteland yazıp da karşısına çıkan kapaklardan bu gördüğünüzü seçer. Bence kötü bir seçim de değil, eğlenceli bir kapakmış aslında... Diğer sorunlu mevzu da Spawn konusu. Onda da Arkabahçe yerine (yazarı yayınevini belitmeyi unuttuğu için, kendiliğinden harekete geçerek) JBC yazar ve yine ilginç bir kapak seçiminde bulunur. Durum bundan ibarettir.

Demek istiyorum ki, zarfa değil mazrufa,yani biraz da içeriğe bakalım. habercilik anlayışı üstünden konuşmak yerine yazarın kullandığı dil, üslup, eğlence vs üstünden metni okuyup biraz da gülümseyip geçelim. Bu arada yazarın kullandığı dili kendi adıma pek bir beğendiğimi söyleyebilirim. :)

Güzel yazmışsınız, tebrikler. Dili bayağı eğlenceliydi. Hatta fumettiyle ilgili bölümü okurken içtiğim kahveyi püskürüyordum neredeyse. :)
Son düzeltmeyi siz yapmadınız büyük ihtimalle o yüzden birkaç hata veya hata demeyelim de eksikte de sorun yok. Çok büyütülecek şeyler değil. Keşke derginin editörü veya grafiker biraz daha özenli olsaymış.

Bu arada "Wasteland" ile ilgili eklenen kapak "Fallout 4" oyunu ile alakalı. Ve "Spawn" ile ilgili buluna buluna ancak boyama kitabı bulunması da komik olmuş.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 05 Eylül, 2018, 08:32:45
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/serdal-bahce/kar-yagarken-it-gibi-titreyen-super-kahraman-olur-mu-246812 (http://haber.sol.org.tr/yazarlar/serdal-bahce/kar-yagarken-it-gibi-titreyen-super-kahraman-olur-mu-246812)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: tommikser - 05 Eylül, 2018, 08:54:00
Yazı oldukça güzeldi.Örümcek adamı çocukluğumuzdan beri sevmemizin temelinde sanırım bunlar var.Zaten bunları sevdiğimiz için yeni örümcek adamı sevemedik.FF yancısı Demir adamın üvey evladı modunda ki örümcek bizden oldukça uzak.Aslında bakıldığında biz maskenin altındaki Peter Parker 'ı sevmişiz.
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: pizagor - 30 Ocak, 2022, 10:50:01
Belçika pasaportlarının güvenliğini çizgi roman kahramanları koruyacak:

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60182890 (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60182890)
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Saki - 30 Ocak, 2022, 13:50:30
Yazıyı okudum, çok ilginç, 16 kahraman olacakmış pasportlarda. Belçikalılara aşkolsun, yarattıkları çizgiroman kahramanlarına bukadar önem vermek, ne desem artık...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: aa - 30 Ocak, 2022, 15:37:37
Çok ilginç bir fikir ama hoşuma gitti doğrusu...
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Saki - 30 Ocak, 2022, 17:04:31
İtalyanlarda Texi kullansalar  :D
Başlık: Ynt: Basında Çizgi Roman
Gönderen: Saki - 30 Ocak, 2022, 17:14:24
Aklıma ilginç bir şey geldi...

Şu The Chase (Birleşik Krallık bilgi yarışması) var ya, çok ilginç bir yarışma..

Bir kaç yıl evvel burada Hrvatistan kanallarında bakıyordum, yanı Hırvatlar da almışlar. Şimdi ilginç olan neydi, hemen hemen her yarışmada çizgiromanlarla ilgili bir soru vardı, örneğin Zagorun yaşadığı ormanın ismi nedir, ondan sonra Çelik Blek için bir soru vardı, unuttum neydi, Mister No Güney Amerikada hangi şehirde yaşıyor gibiler...