Karaoğlan - Lal Kitap

[Nomad]

Karaoğlan benim okuyamadığım bir kahraman.
Ne kadar zorlasam da bir süre sonra kopuyorum hikayeden. Bir bakıyorum ki alt bilincim "iCloud hack and leaked celebrity photos" araması yapıyor beynimin data bankasında.
Ehem neyse konudan sapmayalım 
Ama böyle eğlenceli konu özetleri okumak gayet güzel oluyor.
Eline sağlık üstad.
Aynen devam.

[memospinoz]

17. kitabın başlarında başlayıp 18. kitabın başlarında biten macera Bizanslı Güzel Vasilisya.
Ferganalı güzel Bayırturbu aman Bayırgülü ile Lal serisinde ilk karşılaşmamız.
Gerçekten maharetli bir hanım kızımız. El çabukluğu yanında kafası da iyi çalışıyor. Fakat biraz tembel. 
Vasilisya'yı ise pek göremiyoruz. Adını dahi öğrenemedik. Eşinin yani Vasileas'ın adı 1. Teodor'muş.
Harzem Şahını ise maceranın başında görüyoruz.
Elçi başı Emir Ekber, klasik bir kötü. Çaşıtlık yapıyor elçilik yerine. 
Harzem Şahının huzuruna çağırılan Karaoğlan elçi heyetindeki haini bulmak için görevlendirilir. Yanına Bayırgülü'nü de alan Karaoğlan yola çıkar. Birkaç olay atlatırlar, bunları atlatmada da Bayırgülü de epey bir katkı sağlar.
Bizans'a ulaşırlar. Burada şehre girerlerken Karaoğlan bizanslı bir askere önce general, sonra binbaşı bir başka karede onbaşı deyince kafalar biraz karıştı. 
Neyse o asker bizansa at üstünde girilmez deyip bizimkileri indiriyor, daha sonra gelen Frenk tacirlerine ise bir şey demiyor. Bizim Karaoğlan delleniyor, onları niye aldın o zaman onbaşı diyor. O da onlar sizin gibi barbar değil diyor filan. 
Neyse bunlar elçi heyetini buluyorlar. Zaten hemen  de hain bulunuyor. Bayırgülü sağ olsun.
Vasilisya ile Karaoğlan görüşürken Bizans'ın maviler ve yeşiller olarak ikiye bölündüğünü öğreniyoruz. Vasilisya maviler barışçı, yeşiller doğu istilâsı istiyor dedikten bir iki panel sonra mavileri yenmem gerekiyor demesi bir devamlılık hatası mı yoksa grafiker hatası mı bilemedim.
Zaman zaman diğer maceralarda da ufak tefek hatalarla karşılaşmıştım. Bu durum tabii olarak okuma zevkini baltalıyor.
Bir de elçilerden Behram Ağa, Akyüsek handa kaldı karnı ağrıyormuş dedikten birkaç sayfa sonra adamın adının Berke oluvermesi. 
Gemiyle Bağdat'a giderlerken rehberin ısrarla Toroslardan gidelim demesi, sonra karaya çıkmaları ve panelin üstündeki yazıda "Karadeniz'in sarp dağları arasında ilerliyorlardı." yazması. 

Bayırgülü demiş miydim?

[memospinoz]

18. kitabın başlarında başlayıp aynı kitabın sonuna doğru biten macera Tek Gözlü Albız.
Karaoğlan ve arkadaşı Çuybar bir handa çengi izlemektedir. 
Sonra bu çengi bunları tüccar zannedip tuzağa düşürmek ister ama beceremez. Sonra Çuybar, çenginin ifadesini (!) alırken kötü haber gelir. Oğlu Taylan, Deligün obasından kaçırılmıştır.
Bizimkiler izlerin peşine düşerler. Çocuğu kaçıran meğer tek gözlü iri cüsseli Algar diye bir tip. Yanında da kaplanı Çen. (Aynı cümle içerisinde hem Çan hem Çen diyor, belki biri göbek adıdır.)
Bu manyak, herkesin sağ kolunu kestirmiş kendine kölelik ettiriyor filan. Çocukları kaçırıp kobraya atıyor falan. Neyse işte bu belasını bir şekilde buluyor da macera çok kısa ve konu çok acele işlenmiş, olmamış.

[hanac]

Mehmet emeğine sağlık.

Kapak resimleri de ekleyebilirsen mükemmel olur. 

[memospinoz]

Yine maceraların birinde -yanılmıyorsam Ötügen'in Çağrısı macerasında- Karaoğlan babasının tutsak edildiğini ama sağ olduğunu öğrenir ve sevinir. Paneldeki yazı "Baybora'nın sağ olduğunu duymak Baybora'nın yüreğine su serpmişti..."🤦‍♂️ 

[Gabby]

Tarkan'daki ahtapotun dayıoğlu da başka bir macerada çıkıyordu Karaoğlan'ın karşısına. Ti-Yen-Şan Canavarı macerasında.

"Ti-Yen-Şan canavarının dayıoğlu" benzetmesi de iyiymiş bu arada, güldürdü beni. Tarkan'daki "dayıoğlu" ise aşağıdaki ne ola ki...

[kharon]

"Ti-Yen-Şan canavarının dayıoğlu" benzetmesi de iyiymiş bu arada, güldürdü beni. Tarkan'daki "dayıoğlu" ise aşağıdaki ne ola ki...

butun gazi kacti gazozun ustadim

[memospinoz]

"Ti-Yen-Şan canavarının dayıoğlu" benzetmesi de iyiymiş bu arada, güldürdü beni. Tarkan'daki "dayıoğlu" ise aşağıdaki ne ola ki...

Tarkan'daki ahtapotun dayıoğlu demiştim. Ti-Yen-Şan canavarının dayıoğlu değil.
Ti-Yen-Şan Canavarı macerasındaki ahtapot, Tarkan'daki ahtapotun dayıoğlu yani. 

Kanlı Saltanat macerasındaki ahtapot ise Tarkan'daki ahtapotun amcaoğlu oluyor.

Daha Tarkan'daki ahtapotun teyzeoğlu ve halaoğlu gözükmedi. 

[yunusmeyra]

"ahtapotlu" bir gerilim sahnesiyle tanımlanan "hısım akrabanın" çıkış noktasının Hal Foster olduğunu Gabby zaten paylaştığı çizimlerle not düşmüş; karaoğlan maceraları dışında da çizerlerimize ilham vermiş bir "ahtapot"tur bu 

[kharon]

Hal Foster da olmasa eli kilic tutan kahramanlar macera yasayamazmis dogru duzgun 😂

[yunusmeyra]

Suat Yalaz'ın Hal Foster'dan bahsettiği bir röportajından alıntı:

"Benim karikatüristlikten resimli romancılığa atlamamı sağlayan ressamdır Hal Foster. Çünkü o zaman elimizde Hal Foster'in Prens Valiant'ından yani Kahraman Prens'den başka çizgi roman yoktu. Hal FosterTarzan'ı çizen kişi. İskoçyalı. Çizgi roman tarihinde Tarzan'ın yeri çok önemli. Onun çizgi romanlarını Almanya'daki Fransa'daki dostlarımdan istiyordum, onlar getiriyordu. O güne kadar karikatüristtim. Birden bire çizgi roman isteniyor benden. Baktım onun dağlarının tepelerinin çizimlerine.Onun çizimlerinin benim çizgi romancı olmamda çok faydası oldu. Resimli romanın ilk derslerini oradan aldım. Şöyle yapmak lazım böyle yapmak lazım, atlar böyle çizilir, gökyüzü şöyle çizilir. Yakın plan uzak plan yukardan kuşbakışı falan filan diye. Çok önemi var benim çizgi romancılığımda... "

("gölge" e-derginin temmuz 2015 tarihli 94.sayısında yayınlanan Ahmet Yüksel`in röportajından)

[pizagor]

Yıldızlarla kapatma tam bir 80'ler nostaljisi olmuş...

Otosansür her yere sirayet etti çok şükür...

[newman]

Karaoğlan'ı okumak için en yanlış tercih olmuş doğrusu. Yorumlarınızda yanlış gördüğüm noktalar olsa da yanıt verme taraftarı değilim, sizin görüşlerinizdir elbet. Ancak Lal'in yayın tercihleri olabilecek en yanlış sıralamalardan biri.

[karayel2018]

lal karaoğlan'ın bütün maceralarını bastı mı bilen var mı ?

[afu]