God Country - Marmara Çizgi

Başlatan Nightrain, 06 Kasım, 2021, 21:25:58

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain

God Country



16cm x 24cm, 176 Sayfa, Renkli, 69 TL, Ekim 2021

Yazar: Donny Cates
Çeviri: Egemen Görçek
Editör: S. Emre Taşkıran , Nihan Alak

KURTULUŞ İKİ TARAFI KESKİN BİR KILIÇTIR.
Bir zamanlar, Batı Teksas'ta, Alzheimer'dan ölmekte olan Emmett Quinlan adında bir adam yaşardı. Oğlu Roy, kendi kızına babalık yapmak ile babasının gün geçtikçe solarak nefret dolu bir canavara dönüşmesini izlemek arasında sıkışıp kalmıştı. Dahası, dev bir hortum hızla yaklaşmakta, Quinlan ailesini değer verdikleri her şeyi yok etmekle tehdit etmekteydi. Fakat fırtınanın hemen ertesine her şey değişecekti. Çünkü bu hortum bu dünyaya ait değildi... ve beraberinde bir şey getirmişti... Emmett Quinlan evinin külleri arasında elinde Valofax adında, tılsımlı, yok edilemez, dört metrelik bir kılıçla duruyordu. Kılıç elinde olduğu sürece... geri dönmüş olacaktı. Alzheimer'ı iyileşmişti. Adını ve en çok sevdiği kişilerin yüzlerini bir kez daha hatırlayabiliyordu. Sorun şuydu ki dostlar... o kılıç aslında Emmett'e ait değildi. Gerçek sahipleri de onu geri almak için hiçbir şeyi yapmaktan çekinmiyorlardı.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

Kauss

Ocak ayının başında alıp okuduğum bir eserdi. Zamanında orijinal dilinde almadığım için mutluyum.
Mart ayındayız ve geri dönüp baktığımda bu hikayeden hatırladıklarım tanıtım bülteninden farklı bir şey değil.

Alzheimer hastası bir baba mevcut ve gelini evi terk edecekken yaşanan bir fırtına / yıldırım ile eline geçen devasa bir kılıcı hatırlıyorum. Bu kılıç sayesinde geçmişi hatırladığını, kılıcın konuşabildiğini ve farklı evrenden bu kılıcı almak için gönderilen savaşçılarla mücadelesini hatırlıyorum. Şöyle bir düşününce sonunu bile hatırlayamıyorum.

Herkesin zevkleri farklıdır ve ben Cates'in okuduğum çizgi romanlarını pek beğenmediğime artık karar vermiş bulunuyorum. Çoğu arkadaşım ise Cates'e çok hyple bir durumda.

ferzan

    Geçen sene okumuştum. Yani, ne diyebilirim ki? Güzel çizimler, arka kapağı okumadan ve ön kapağa dikkat etmeden başlandığında Baobab tarzı güzel bir grafik roman girişi ama hemen sonrasında saçmalayan ve gelişine vuran düz ve alelade fantastik (bu dönemin düz ve alelade fantastiği, hani karakterlerin kendilerinin iki katı kılıçlar taşıdığı modern zaman fantastiklerinden) ve saireden öteye geçemedi benim için ne yazık ki. Oysa o girişten sonra hiç alengirli mevzulara girmeyip bir baba oğul hikayesine dönse pek hoş olabilirmiş Jeff Lemire'in anlatıları gibi. Kendi dilini oluşturmuş hatta o giriş itibariyle ama işte birden kılıç mevzusu, tanrılar, bilmem ne falan girince "eeeh" dedirtti. Bu mudur hayal ürününüz, bu mudur Marvel'dan fırsat bulup kendi bağımsız mini serisine vakit ayıran Donny Cates hayal gücü? Once and Future'da da benzeri bir baygınlık geçirmem söz konusu olmuştu ama o en azından sürükleyerek telafi etmişti ilk cilt itibariyle. Dolayısıyla olumlu yorumlamış, iyi tarafından bakmıştım ama bu eser bir noktada sıkmaya başladı beni. Neyse ki fazla uzamadan bitti.

    Yolda belde okumalık, vakit geçirmelik, kağıdı ve baskısı rahatsız etmeyen bir tekli ama büyük beklentiyle başlanmazsa kısmen keyif verebilir diye düşünüyorum. Ayrıca Donny Cates, CrossOver adlı eserinde diğer pek çok çizgi romana gönderme yaptığı gibi kendi God Country'sine de yer vermiş eserinde. Onu da mecalim olduğunda kendi başlığında irdeleriz artık.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

BAHADIR

Ferzan'ın söylediklerinin üstüne söylenecek çok bir şey yok... Dediği gibi Lemiree tarzı bir hikaye olacakken ne anlattığını anlamadığımız bir hikaye oluvermiş... İnsan ister istemez Cates'den daha iyi bir iş bekliyor...

Çıkış noktaları, kullanılan argümanlar, evrenler, cehennem, verilmeye çalışlan duygusallık, kotarılacak gibiydi ama uzun bir saganın finalini okumuşuz gibi her şey oldu bittiyle açıklandı...

İşin içinde tanrısal güçler olunca İnsan okurken ister istemez Jason Aaron'un yazdığı Gorr hikayesi ile kıyaslıyor...

Ferzan'ında dediği gibi Cates'in marvel'de yazdığı onca hikayeden sonra böyle bir vasat altı hikaye yakışmadı...

İnsan bitirdikten sonra okumasam ne kaybederdim diye soruyor kendine...

Sanırım kaybedeceğimiz tek şey hikayenin yavan ve vasat olduğunu öğrenemeyecektik...

Bu bağlamda birisi hikayeye vasat dediğinde bunu insan kendi gözleri ve algıları ile hissetmek istiyor... Çünkü birisinin beğenmediği bir şey bir başkası için çok farklı ve keyifli olabilir...

Bu bağlamda her kitap okunmayı hak eder...

Bitirirken, özür dileyerek bir noktada Ferzan'a katılamayacağım... Kitap her şeye rağmen çizim olarak kurtaracakken kağıt ve baskı sayesinde vasatın altında kaldı maalesef... Çizerin, o destansı panelleri ve renkler saman kağıtta ypl olup gitmiş... Oda ışığında, ışığı direk üstten almama rağmen bazı balonları okurken bayağı zorlandım...

Ne diyelim... Basılmış her çizgiroman kurtarılmış çizgiroman mıdır?