Karaoğlan Güneş Serisi

Başlatan Tarkan Kurt, 22 Nisan, 2011, 09:25:58

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: ferzan - 05 Ekim, 2019, 16:22:51
...

    Levent Cantek 'e göre bu macera, yerli çizgi romanda gelmiş geçmiş en erotik örnekmiş...Katılmamak elde değil, zira muzır kategorilerin en kallavisinden en az 7-8 kategoriyi hakkını vererek dolduracak denli bir cinsel çeşitliliğe sahip...Bu çeşitliliğin yarısını yersiz bulsam da kalan yarısının kusursuz bir şekilde öyküye başarıyla dahil edildiğini düşünüyorum...Zaten Yalaz 'ın hikayeciliğinde okur beklentisi dolaylı bir cinselliği bol keseden verme huyu var ama bu macerada birkaç yer hariç o kadar da sırıtmıyor benim fikrimce...

   ...

Cantek'in aldığı notlar doğru olmakla birlikte-ki Yalaz'ın çok farklı cinsel yaşantıları maceranın farklı bölümlerinde bolca kullanmasına rağmen- "karaoğlan" anlatısının ne kadar "erotik" tanımlamasına sokulacağı sorusu benim için halâ ortadadır. fakat gerçektir ki üstadın, karaoğlan'ın fransa'da son bulan yayın serüveninden sonra (1971-1975 arası 73 sayı ve 1975-1977 arası tekrar 46 sayı) çizdiği gerçekten "erotik" tanımını hak eden çizgi romanları vardır: "pat magnum", "emma", "anna"... çoğunda "gi.toro" veya "jimmy toro" imzasını kullandığı ve kurduğu stüdyosunda yardımcı ressamlarla, çokça ürettiği bir dönemdir. zaten bu yayınlarda "yetişkinler için!" ibaresi yer almakta, "kébir" adıyla yayınladığı karaoğlan maceraları ise "erotik" vurgu ve anlatımlardan arındırılmış daha küçük yaştakilere hitap eden maceralardan veya eski maceraların yeni düzenlemelerinden oluşmaktadır.





Yalaz'ın hem ustası Kozanoğlu'nun öykülerinden(belki de özetler, taslaklar demeli) yola çıkararak çizdiği ilk dönem "kaan" çalışmalarında, hem de "akşam" gazetesi ve sonrasında kendi dergisinde devam eden "karaoğlan" çalışmalarında "erotik" sahneler rahatlıkla kullanılmıştır. ama bir dönem vardır ki Yalaz'ın maceralarında cinselliğin anlatımı daha görünür olmuştur. belki de "daha iyi" çizilir olmuştur demek gerekir; "güneş" gazetesi sayfalarında başlayan bu dönem usta'nın açık ara en güzel kadın ve erkek anatomilerini çizdiği dönemdir. ve desenler  büyük bir rahatlıkla çizildiği izlenimi yanında, kendine has sade ve çekici özellikleriyle panelleri izlemeyi kolaylaştırmaktadır. "yeni asır" ve "sabah" gazetesinde çizdiği işler ve kısa bir dönem çizdiği "alpago" maceralarının çizimleri de son dönemde geldiği noktayı yansıtmaktadır(bu çizimlerde asistanlarının katkısının ne ölçüde olduğunu tam bilemiyoruz)* bir de en son çizdiği "yakın tarih"i ele alan çalışmaları("Yandım Ali maceraları", "Enver Paşa", "Topal Osman" gibi) var ki, bunları çizimleri dahil ayrı değerlendirmek gerek...

bahsettiğimiz dönem ve erotik yayınlardan Yalaz'da bahseder. mesela "gölge" e-dergideki röportajda ("gölge" sayı:94,2015):

"GÖLGE: Fransada ki günlerinizde GiToro, Jimmy Toro ve Kimm müstehar isimleri ile çizdiğiniz kimi
erotik,kimi korku ve bilim kurgu çizgi romanlarınız var, bunlardan biraz bahseder misiniz...
Suat YALAZ: Bunlar cep kitaplarının ressamı. Erotik olunca adımı, Suat Yalazı böyle seksüel şeylere
bulaştırmak istemedim. Karaoğlan ile bağdaştırılsın istemedim.

prn değil

Seks aletleri görünürse, adiliğe kaçarsa o zaman prn olur. Bu çizilenler erotik. Erotik pornonun
zarif olanı. Mesela Manara diye büyük bir çizgi romancı var. Bu adam safi erotik çizgi roman yapmış. Güzel
kızlar, yatak falan. Göstermeden yatakta sevişen ve pozisyonlar yapan Manara'nın kızları. Bunlar erotik.
Meşhur çizgi romancı Victor de la Fuente'yle telefonla konuşurken "İşler kesat, erotik şeyler yapmak zorunda
kalıyoruz" dedim. "Ben de yaptım zamanında" dedi. Onun Mortimer diye kovboy dizisi vardı cep kitabı
olarak orada da sürekli yatak sahneleri şunlar bunlar. Playboy dergisinde Erotizim ve Karaoğlan diye bir yazı
yayınlandı. Orada Karaoğlan dergilerindeki kızların çıplak görüntüleri. İki kız alt alta, üst üste kavga sahnesi.
Türkiye'de meme göstermiyoruz ama tam limitte elbise. Güzel kadın bacakları..."


Cantek'in "karaoğlan" kitabında da bahsini geçirdiği henri filippini'ye ait "erotik çizgi romanlar ansiklopedisi"nde(1997) Yalaz'a 150-151. sayfalar ayrılmıştır. bu çalışma içinde "serpieri", "manara", "varenne", "romero, "pichard", "lopez","gillon" gibi nice ünlü usta isimle yer alır.





üzerinde durulmadığını düşündüğüm bu dönemini Suat Yalaz'ın ustalığı açısından önemli buluyorum. karaoğlan maceraları hakkında konuşurken, daha çok görsellerle değinmeyi zorunlu kılan dönüşler yapmak sözü de vererek; başarılı çizimlerin ortaya çıktığı 80'li yılların kaynağında fransa'daki "erotik" yayınlara verilen emeğin ve geliştirilen ustalığın etkisi olduğunu gözönüne almak gerektiğini söylüyorum.





içinde "erotizm" konusunda fikirlerini de barındıran yukarıda alıntıladığımız röportajının bir başka yerinde usta'nın verdiği cevap ilginçtir ve aslında çalıştığı gazetenin kendisinden beklentisini de yansıtmaktadır:

GÖLGE: Peki Erotizm olmazsa olmaz mı?
Suat YALAZ: Erotizm olmazsa olmaz. Erotizm insanoğlunun dinamosudur. Dinamo çalışmazsa, erotizm olmazsa motor çalışmaz. Erotizm olması lazım. Erotizm olması neden lazım? Ben resimli romanlarımı gazetelere adültlere, ergen insanlara veriyorum. Haftalık çocuk mecmuası değil, Doğan Kardeş değil, Arkadaş mecmuası
değil, Tommiks-Teksas değil. Benim çizgi romanımı albaylar, generaller, paşalar, bilmem neler okuyor. Bu insanlar da güzel kadın istiyor, erotik şeyler görmek istiyor. Olsun ama hafif bir şeyler olsun. Baba da kızda okurken baba kızından, kızı babasından utanmasın. Hafifçe gülümsesinler. Ayıp bir şey olmasın. Ben buna çok dikkat ettim. Erotizm şart. Ben Güneş Gazetesi'nde Karaoğlan'a ağırlık verdim Refik Erduran dedi ki "Suatcığım, senin güzel kadınlarına biz meraklıyız. Son maceralarda hiç kadın göremez olduk. Kışlaya döndü Karaoğlan maceraları". Ben de bunun üzerine İnce Yılan Hanı diye bir maceraya başladım Güneş Gazetesi'nde. O macerada bol bol güzel kadın çizdim. Refik Erduran rahatladı, Güneri Cıvaoğlu'da "Refik'in söylediği doğruymuş, sen güzel kadın çizmeye başladın gazetenin tirajı arttı" dedi.


not: (bu çizimlerde asistanlarının katkısının ne ölçüde olduğunu tam bilemiyoruz)* demiştik yukarıda bu konuda ustadan bir alıntı yapalım:
"Fransa'ya gittiğim zaman da bir atölye kurup bütün Avrupa'ya istedikleri gibi çizgi roman yapalım
istedim. Almanlar vampir hikayeleri seviyor, onlara vampir yapalım. Belçika'ya başka, İtalya'ya başka. Orada
da şansım yaver gitti bir İspanyol, Zorro çizgi romanları çizen bir ressam yardım etti bana. Türkiye'ye yaptığım
gazete çizgi romanlarını onunla yaptım. Yine Avrupa'ya çalışırken onun fırçasına teslim ettim işleri. Türkiye
olunca yine yüzleri benim çizmem gerekiyordu. Juan çok iyi bir ressamdı ama kendi kendine çizemiyordu,
bir hikâye vermek gerekiyordu. Benden önce güzel karton kapaklı kitaplar yapmış, çizgi romanlar yapmış.
Sonra uzun bir süre işsiz kalmış, kendine itimadını kaybetmiş. Benle çalışmaya başlayınca da "senin sayende
ben yeniden resim yapmaya başladım. Resmi senden öğrendim" dedi bana. Küçük cep kitapları da yapıyorduk
orada. Ben kurşun kalem çiziyordum. Hiç hatasız, silgi kullanmadan yapıyorum. İşi basite indirmişim. Küçük
sayfalar zaten. Adam benim yaşımda beni hayranlıkla izliyordu. Hiç alıştırma yapmadan, hiç silgi kullanmadan
nasıl yapıyorsun diye sorardı."
("gölge" sayı:94,2015)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Gabby

Erotizm sohbetini görünce aklıma geldi, bir piar sonucu olmalı diye düşündüğüm şaşırtıcı bir tesbiti de vardır Yalaz'ın: "Karaoğlan dergileri Amerikan kültür emperyalizminin öncü kahramanları Tommiks, Teksas, Zagor zehirlenmesinden gençlerimizi kurtarmıştı. Anneler, babalar; 'Allah senden razı olsun, Suat Yalaz' diyorlardı."  :) 

Bir zamanların Teksastommiks'lerini, '...yav yırtmayın, vallahi de içinde kötü bir şey yok, aha da burada bakın' feryatlarına karşın sadece anne-baba değil enişte, amca, dayı gibi büyüklere de tek sayfasını gösterememiş biri olarak, tanıştığı hatunu çok geçmeden en yakın söğüt gölgesine deviren Karaoğlan ve çapkın baba Baybora'lı dergileri sahiden uluorta ev içinde bırakma cesareti göstermiş yiğit dönem çocuklarından kaç kişi var aramızda?  :D

pizagor

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 05 Ekim, 2019, 15:32:01
ferzan, karaoğlan'ın "güneş serisi"nde yayınlanan resimlerin ve "özel ulak" sayfasındaki mektupların imzalarına baktığımızda pek çok tanıdık isme rastlarız dediğin gibi... aynı şey bir başka sayfamızda konu edip görsellerini paylaştığımız "conan okuyucu mektupları" için de geçerlidir. bir bakıma 80'li yılların çocukları ve ilk gençliklerini yaşayan dostlarımız çizgi roman sevdalarının peşini bırakmamışlar, çizgi romanın ayakları üzerinde durması için çalışmışlardır. bir kısmını hepimizin tanıdığı yazarlar, çizerler, çizgi roman yayıncıları, akademisyenler dahildir bu "karaoğlan" sevdalılarına: İlyas Erkul, Levent Cantek, İlhan Yılmaz, Hakan Şaşmaz, Tahir K. Aksoy, Suat Karadağ, Eren Erimer, Özgür Ateş, Seyfi Karademir...


Levent Cantek'ten...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Alıntı yapılan: Gabby - 06 Ekim, 2019, 13:51:54
Erotizm sohbetini görünce aklıma geldi, bir piar sonucu olmalı diye düşündüğüm  şaşırtıcı bir tesbiti de vardır Yalaz'ın:  "Karaoğlan dergileri Amerikan kültür emperyalizminin öncü kahramanları Tommiks, Teksas, Zagor zehirlenmesinden gençlerimizi kurtarmıştı. Anneler, babalar; 'Allah senden razı olsun, Suat Yalaz' diyorlardı."  :) 

Bir zamanların Teksastommiks'lerini,  '...yav yırtmayın, vallahi de içinde kötü  bir şey yok, aha da burada bakın' feryatlarına karşın sadece anne-baba değil enişte, amca, dayı gibi büyüklere de tek sayfasını gösterememiş biri olarak,  sahiden tanıştığı hatunu çok geçmeden en yakın söğüt gölgesine deviren Karaoğlan ve çapkın baba Baybora'lı dergileri uluorta ev içinde bırakma cesareti göstermiş yiğit dönem çocuklarından kaç kişi var  aramızda?  :D


Artırıyorum... Aramızda yayımının bir parçası olduğu için Druuna albümünü gururla ve detaylarıyla anneannesine gösterenler var  :)

Kimbilir ne düşünmüştü rahmetli...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pizagor

Baybora ve Karaoğlan: Sıradışı Bir Baba - Oğul İlişkisi...


https://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2019/11/baybora-ve-karaoglan-srads-bir-baba.html






Baybora ve Karaoğlan... Özel hayatlarını Türk teamüllerine aykırı yaşayan bu iki yiğidin, baba - oğul olarak ilişkilerinin de örf - adet ya da gelenek, adına artık ne derseniz, ona uygun olduğu söylenemez. Ne babaya o bilindik boyun eğmişlik ne de sınırsız saygı kaynaklı teslimiyetçi tavır gözlemlenmez oğulda. Babada da sevgiyle birlikte oğulun söylediğine - yaptığına - karakterine gösterilen büyük saygı, bir kendi haline bırakma durumu vardır. İki arkadaş gibidirler daha çok; illaki aileye indirgeyeceksek şartları biraz zorlayarak hadi diyeyim ki ağabey - kardeş ilişkisidir yaşadıkları. Denge ön plandadır aralarında: ne dediğim dedik - otoriter bir baba figürü ne de babayı alaşağı etmeye hevesli bir oğul; her daim ortayolcu bir tavırdır söz konusu olan. O kadar aykırıdırlar ki beraber cenk ettikleri gibi beraber zamparalık yapmışlıkları da vuku bulmuştur...











Aslında Baybora'dır bu ilişki durumunun müsebbibi de; Karaoğlan'ın daha bebekken annesinin katli sonrası Baybora'nın yerleşik olmaktan ırak havai yaşantısı gereği bakamayacağı çocuğunu köyden bir tanıdığına terk edip maceracı döngüsüne devam etmesidir. Oğluna karşı sergilediği bu affedilmez umursamazlıkla öksüz kaldığı gibi bir de gönüllü yetim bırakılan bir çocuğun belki de babayı asla affedemeyen bilinçaltı halidir Karaoğlan'daki...

Ve aslında gerçekten bir baba olamadığının farkında olan bir adamın serzenişlerini bol bol okuruz 'Kul Bakay'ın Mezarı' öyküsünde. Kendisini bey oğlu sanıp kaçıran bir hayduda o küçücük çocuğun duyduğu düşkünlükle gerçek babasına beslediği ilgiyi kıyaslayan acılı bir figüre dönüşür bir anda Baybora. Kıskançlık vardır dilinde; belki de zihninde olması gereken o pişmanlığın dile yansımasıdır bu...








'Ba'nı Çiçek' öyküsünde ise sitemkar baba - hayırsız evladın yerini alaycı babanın alaycı oğlu ikilisi alır. İğnelemeler, şakalarla dolu karşılıklı laf sokuşturmalarıyla dolu paneller ilişkilerinin gevşek yönünü gayet güzel anlatır...

Dönemin büyüğe hürmet teamüllerinin çok ötesinde, hemen hemen aynı zamanları hikaye eden Kemal Tahir'in 'Devlet Ana'sındaki Anadolu Türk'ünün gerçek kültüründen bir o kadar farklıdır bu diyaloglar. Bırakın dile getirmeyi, büyüğe karşı akla bile getirilemeyecek cinsel imalar ve şakalar uçuşur havada...











Değil o yüzyılda, bugün bile babaya karşı sarf edilmesi yürek isteyen bir cümledir şu:

'Virjiniya sana cariyelik edeceğine göre istersen çabuk dönmeyelim baba?

Hele ki bir de yüzdeki o sinsi ifadeyle  ;)


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


kharon

enfes bir yazi Pizagor, gulumseyerek okudum.

Ustad Yalaz bir vesile ile Baba-Ogul kahraman ikilisi yaratmis olmakla gurur duyuyordu; zira o aralar sanirim Indiana Jones'da Sean Connery - Harrison Ford ikilisinin filmi vizyona girmisti (yine bir baba-ogul) . Ustad da biz bunlari yillar once yarattik demeye getiriyordu :)  Baba-Ogul iliskisi en eski mitolojik ogelerden-anlatilardan halbuki, Zeus-Kronos'dan Odin-Thor'a. Populer kulturde zaman zaman zuhur etmesinden nirmal birsey de olamaz elbette.

Bir de zamparalik ve gelenek demisssin, bir kare hatirladim -hangi macera oldugunu cikaramadim simdi-
Baybora kendine yanasan bir kizi 'bizde ayni canaga kasik sallamak yoktur' (ya da uydurmus olabilirim benzeri bir absurd cumleyle ) diyerek reddediyordu :) zira kiz daha once Karaoglan'la beraber olmustu.

zengin allegori  :D

memospinoz

Alıntı yapılan: altay1944 - 22 Nisan, 2011, 10:11:53
Karaoğlan maceraları
1.Asya Kaplanı
2.Baybora'nın Oğlu
3.Altay'dan Gelen Yiğit
4.Semerkand Casusu
5.Buzlu Çöller Tilkisi
6.Yeşil Ejder
7.Kanlı Saltanat (Uğursuz Saltanat)
8.Bizanslı Güzel Vasiliya
9.Tek Gözlü Albız
10.Asya'yı Titreten Korku
11.Samara-Şeyhin Kızı
12.Ötügen'in Üç Atlısı
13.Sarı Bayrak
14.Yavru Düşman
15.Çöl Şeytanı
16.Ölüm Yoldaşı
17.Bizanslı Zarba
18.Şeytan'ın Çakalları
19.Çayır Korsanları
20.Dokuz Tuğlu Kahraman
21.Uzun Saçlı Kahraman
22.Gökçe'nin Baykuşu
23.Cengiz Han'ın Habercisi
24.Bağan Tigin
25.Ergenekon
26.Kızıl Kule
27.Tiyen-Şan Canavarı
28.Kılıçların Gölgesinde
29.Ölüm Süvarileri
30.Uygur Güzeli
31.Sarı Büyü
32.Camoka'nın İntikamı
33.Alamut Kalesi
34.Kurt Başlı Sancak
35.Tibet Fedaisi
36.Ölüm Geçidi
37.Yeşil Gözlü Dilber
38.Kanlı Tuzak
39.Kudüs İlahesi
40.Üç Gözlü Mabut
41.Kırbaç Altında
42.Gök Han'ın Mirası
43.Kafkas Çiceği
44.Kaplan'ın Adaleti
45.Ulah Han'ın Gazabı
46.Dağlar Benimdir
47.Dağlar Benimdir 2
48.Fedailer Alayı
49.Bozkurt Gelini
50.Kara Panter
51.Kara Panter 2
52.Cengiz'in Gazabı
53.Cengiz'in Gazabı 2
54.Her Kılıç Bir Kın İçin
55.Hind Yıldızı
56.Dünyalar Hakimi
57.Dağlar Fatihi
58.Camoka'nın dönüşü
59.Deniz Ejderi
60.Düşman Uyumaz
61.Sarı Baltuk Hocanın Sırrı
62.Suruç Dağlarında
63.İnsan Avı
64.Ötügen'in Dört Atlısı
65.Acuna Bedel Oğul
66.Selçuklunun Şeref Sözü
67.Tumanbay'ın Gelini
68.Kayıp Ülke
69.Fırat'ın Sahipleri
70.Mor Kahküllü Şehzade
71.Ullimalı Kanlı Sultan
72.Çin Duvarlarında Dehşet
74.Demir Maske
75.Çakal Adamlar
76.Bir Ölümcül Oyun Bozkaşi
77.İnce Yılan Hanı
78.Kul Bakay'ın Mezarı
79.Banı Çicek
80.Ya Devlet Başa Ya Guzgun Leşe
81.Delice'nin 4 Kızı

Sadece Güneş serisi değil keşke tüm maceralar güzel bir formatta ele alınsa ...sanırım zamanı geldi.


Bu liste tam mı?

ferzan

    Hayır, tam değil...Sadece 8 ayrı edisyonda dergi ve kitap olarak basılmış maceraların listesi...Gazetede kalanlar, Fransa için sıfırdan çizilenler ya da Türkiye için baştan yazılıp çizilenler bu listede yok...Ayrıca Karaoğlan 'ın 6 bölüm süren ve yarım kalan son sagası da yok ki bu sagada yer alan maceraların ilk 2 tanesini Lal basmıştı mesela...

    Detaylı bir şekilde aşağıdaki başlıkta yazdım...Soru işaretlerini büyük ölçüde giderecektir...

    http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,3981.msg214793/topicseen.html#msg214793
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com