Sentient - Jeff Lemire & Gabriel Walta (TKO Studios)

Başlatan ferzan, 25 Mart, 2023, 01:13:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    2017 yılında yeni bir çizgi roman yayınevi kuruldu. Yönetmen, senarist ve yapımcı Tze Chun ile Salvatore Simeone'nin ortaklaşa kurduğu bu yayınevi, ilk orijinal mahsullerini 2019 gibi vermeye başladı ama ne mahsul. Garth Ennis'ler, Jeff Lemire'ler ve daha nicelerinin daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış, taze üretilmiş ve tüm hakları TKO'ya devredilmiş yepyeni işleri. Image, Boom ve benzerlerinin aksine, "creator-owned" sistemini benimsemeyen, Marvel ve DC gibi tüm hakların sadece firmada olduğu bir yayın politikası gütmekle beraber ortalama 6 ila 8 fasiküllük mini serileri aydan aya değil tek seferde toplu olarak çıkaran, bunu bazen kutulu edisyonla, bazen de tek cilt olarak yapan, uğramaya ve göz gezdirip az biraz vakit harcamaya değecek bir oluşum. Sitesinin linkini aşağıya bırakıyorum;

    https://tkopresents.com/

    TKO Studios ile ilgili ufak bir girizgahtan sonra yayınevinin ilk mahsullerinden Sentient'e geçebiliriz sanırım.

   

    22.yy başında, kaynakları yok olma noktasına gelen Dünya'yı terk eden bir grup insan, uzaya taşınır. Ayrılıkçılar ve koloniciler arasındaki anlaşmazlık neredeyse terör boyutundadır. Hikayenin merkezindeki gemi USS Montgomery'nin mürettebatı, çocuklarıyla beraber gemidedir ve bir radyasyon kuşağının yer aldığı karanlık bölgeye girmek üzeredir. Karanlık bölgede geçici bir süreyle dünya ve dış koloniyle iletişimleri kesilecektir. Nitekim karanlık bölgeye girer girmez gemi mürettebatına sızan ayrılıkçılardan birinin sabotajı sonucu kumanda odasında toplantı halinde olan mürettebat ölüme terk edilir, sabotajcı ise çocukların olduğu kısma gidip çocukları daha özgür bir koloninin ilk kuşağı olarak hazırlama planları içerisindeyken, evdeki hesap çarşıya uymaz. USS Montgomery'de artık sadece çocuklar hayatta kalmıştır ve bu paniğe kapılmış yeni mürettebatın en büyüğü ve lideri konumundaki çocuk 10 yaşındaki Lillian'dır. Etüt saati bitmiş, kreş dağılmış, oyun sona ermiştir. Şimdi yeni anneleri ve geminin kendisi olan yapay zeka Valerie gözetiminde yeni bir sürece girecekler, eski mürettebat merhum anne babalarının koltuklarına zoraki bir şekilde oturup umutsuzca dünyadan ve kolonilerden sinyal almayı bekleyecekler, bu esnada hayatta kalmaya çalışacaklardır.

    Çok sevdiğim Prometheus ile The Moon filmlerini hatırlatan, aynı tekinsizliği daha farklı bir ele alışla veren, okurken beni acayip heyecanlandırıp yükselten bu seri, finalde elimi böğrümde bıraktı. Geçen seneden beri okuduğum diğer tüm Jeff Lemire senaryolu bilim-kurgu ya da korku/gerilim temalı eserlerde olduğu gibi (Gideon Falls, Primordial, The Bone Orchard Mythos;Passageway)... Onlardan da sırası gelince iştah ve titizlikle bahsedeceğim.

    Jeff Lemire çağımızın en üretken çizgi romancılarından. Kendisi senede bir mini seri, devam eden uzun seri ya da birkaç senede bir kalınca albümler yazıp çiziyor ama bu öznel işleri. Bir de sadece yazar olarak yer aldığı projeler var ki üretkenliği ve çeşitliliği akıllara zarar. Kendi özgün grafik romanını ya da Mazebook yahut Royal City gibi serilerini yazıp çizerken, Dark Horse'a Black Hammer, Image'a Gideon Falls ve hatta Ascender ve hatta şimdilerde eş zamanlı olarak Little Monsters, Phantom Road ve The Bone Orchard Mythos'un yeni mini serisi, aralarda da Marvel ve DC'ye muhtelif başlıkların senaristliği derken bir ayda belki 4-5 farklı projeye bölünebiliyor (Gabriel Walta, Andrea Sorrentino, Dustin Nguyen ve saire beraber çalışmayı tercih ettiği ve birden fazla projede bir araya geldiği favori çizerleri). Buna rağmen muhteşem bir hikaye çeşitliliği mevcut. Özellikle Image Comics çatısı altında yazdığı her şeyi takip etmeye çalışıyorum. Son bir yılda arşivimde Jeff Lemire senaryolu özgün serilere daha fazla yer verebildim ve arka arkaya yaptığım bazı okumalarda fark ettim ki bu muhteşem hikaye anlatıcısı, çok güzel konu buluyor. Çok güzel ilerletiyor. Okurken zevkten dört köşe ediyor. Bambaşka kapılar aralıyor ve git gide sizi yükseklere çıkarıyor ama anlatının sonuna gelindiğinde sizde oluşturduğu devasa beklenti yerini gürültüsüz bir nihayete erişe bırakıyor.

    Affınıza sığınarak eril ve kısmen cinsiyetçi bir örnek vereceğim, anlatmak istediğimi tam olarak ifade edebilmemin başka yolu yok; Şimdi, libidosu yüksek ve kıpır kıpır bir beysiniz. Eğlenmeye gittiğiniz yerde tam dişinize göre biri çıkıyor karşınıza. Gece boyu danslar ediliyor, flörtleşiliyor, daha ileri gidiliyor, sınır aşılıyor, erotik şova kadar varıyor olay. Sabır taşı olsa çatlayacak noktada. Eşlikçinizle daha rahat edeceğiniz bir meskene geçiyorsunuz. Siz tam odada kıpır kıpır olmuş beklerken, eşlikçiniz lavabodan dönmüyor ve meskende de olmadığını fark ediyorsunuz. Öylece kalıyorsunuz.

    Biraz abartmış olabilirim. Sanılmasın ki çok kötü bir finali var, sanılmasın ki Jeff Lemire hikayelerini bağlayamıyor. Tam tersi, her şey gayet güzel ama ben seyir esnasında bu kadar yükseltilmişken, bu denli kabartılmışken, böylesi baştan çıkmışken kabımdan taşıp "bom" diye patlamak istiyorum dinamit misali. O olmuyor da, keskin bir "çıt" sesi ya da "çıtak" sesi ile yetiniyorum. Bu tabi benim yükselen beklentim ölçüsünde bir serzeniş. Herkes için aynı durum söz konusu olmayabilir. Herkes benim gibi tez canlı ve coşku budalası olmayabilir. Her koşulda Jeff Lemire'in senaryolarını yazdığı bilim-kurgu ve korku/gerilim çizgi romanları okunmaya, vakit ayırmaya sonuna kadar değiyor, o bambaşka bir konu. Ama her seferinde de finale dair vaat ettiği gürültü patırtı bir türlü gelmiyor. Belki okurken beklentilerini gözden geçirip frenlemesi gereken benimdir, kim bilir. Her halükarda bu tarz eserleri Türkçe'de görmeyi çok istiyorum ama kağıdı ölçüsünde renkleri solmuş, koyuları uçmuş vasat basımlarla değil.

    Gabriel Hernandez Walta'nın kendine has çizgi üslubu ve el boyaması sayfalarıyla hepten göz alıcı hale gelen albüm, orijinal comics ebatlarında değil. Boy olarak bildiğimiz klasik frankofon boy diyebiliriz. En olarak da orijinal comics boyun, frankofon boya diyagonal büyütüldüğünde oluşan enin orantılı olarak büyümüş hali. Gene uzun comics sayfaları ama alışılmış formattan iki parmak uzun, bir parmak da geniş diyeyim. Bu eser de çıktığında hem 6 fasiküllük set, hem karton kapak tek cilt, hem de hc koleksiyon cildi olarak çıkmış. Türkiye'ye benim gözlemlediğim kadarıyla fazla TKO Studios kitabı gelmemekle birlikte bu elimdekine de biraz şans eseri rastlamış oldum. En kısa zamanda orijinal comics getiren belli başlı çizgi roman dükkanlarımızda daha fazla TKO Studios albümü görebilmek dileğiyle...

    Göz hakkı için buyurun yayınevi sitesinden alıntıladığım ilk 6 sayfalık tadımlığa;

   

   

   

   

   

   

   

    Daha fazla TKO Studios albümü okuyup tanıtabilirsem ve yavaştan birikmeye başlarlarsa, belki ileride Amerikan Çizgi Romanları kısmına TKO Studios'un kendi başlığını açabilir, incelemeleri o başlıkta toplayabiliriz ama şimdilik böyle genel kategoride ilerlemekte fayda var.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

hanac

Yine çok güzel bir tanıtım olmuş. Emeğine sağlık.