American Vampire

Başlatan rumar80, 05 Aralık, 2012, 08:55:57

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nightrain

Ben de Amerikan Vampiri konusunda şikayetçiyim. +Hellboy. ;D 12 ciltlik serisini istemekten dilimde tüy bitti ya. >:( Amerikan Vampiri düzenli bir periyoda oturmalı kesinlikle. ::)
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ZGeralt

Alıntı YapSon olarak da şunu söylemek isterim, Sevgili Dostum Güneş, birkaç gün önce, 'bir de yayın periyodun olsa muhteşem olur, efsane yayıncı olursun ' dedi. Kendisine de dedim size de söylüyorum. Benim hiçbir zaman öyle bir idealim olmadı, düzenli basılsın ama nasıl basılırsa basılsın fikrini hiçbir zaman benimsemedim. Ben yayın periyodumla değil, baskımızın kalitesi, çevirimizin akışkanlığı, işciliğimiz, rüzgara göre yön değiştiren ve başkalarının yayınlarına/teliflerine göz dikmemek konusunda efsane olmak isterim. Gerisi boş benim için.

Ertan bey merhaba, ideallerinizi ve görüşünüzü sorgulayacak değilim, kaldı ki gerçekten gerek baskı kalitesi gerekse işçilik olarak çok iyi işler çıkardığınız ortada JBC olarak. Ancak yayın periyodunun öneminin yabana atılmayacak bir durum olduğunu düşünüyorum. Şu an 44 ayda 2 cilt çıkarmışsınız. Bir okuyucu olarak hikayenin devamını merak etmeyi geçtim, hikayenin kendisini unutuyorsunuz bu kadar sürede. Takip etme isteğini ortadan kaldırıyor veya başka şekilde çözmeye çalışılıyor.

Misal ben 7 cildi İngilizce olarak 2. elden edindim. Çıkaracağınız 3. cildi almayacağım dolayısıyla, ister inanın ister inanmayın ben sadece JBC özelinde değil bütün çizgi roman yayınevlerinin büyümesini, daha düzenli daha özenli işler çıkarmasını istiyorum, elimden geldiğince de katkı vermeye çalışıyorum. Ama bir yandan da okumak istediğim eserler için senelerce beklemek istemiyorum. Bugün , Nisan'da 3. cildi değil de mesela 5. cildi çıkarıyor olsaydınız yine anlayışla karşılardım.

İnanın aklı başında kimse sizden veya başka bir yayınevinden 2 ayda bir cilt falan beklemiyor, hele ki Vertigo/Image serilerini hiç beklemiyordur. Bence makul bir süre zarfında, hem sizin kendi mali planlarınızı bozmayacak hem de okuyucuyu küstürmeyecek bir düzende yayınlanması gerçekten önemli.

Bundan sonra nasıl kararlar alırsınız orası sizin bileceğiniz iş ama umarım bir orta yol bulunur.

Jedmau

Yapıcı görüşleriniz için teşekkür ederim, yukarıda da bahsettiğim gibi düzgün bir period gibi bir idealim yok ama yine yukarıda yazdığım gibi elimden geleni yapacağım.

Sevgiler

BAHADIR

Alıntı yapılan: Jedmau - 06 Şubat, 2019, 21:54:11
...düzenli basılsın ama nasıl basılırsa basılsın fikrini hiçbir zaman benimsemedim. Ben yayın periyodumla değil, baskımızın kalitesi, çevirimizin akışkanlığı, işciliğimiz,... Gerisi boş benim için.

Burada ki konu zevkler ve renkler konusunun dışında bana göre... Diğer başlık yada başlıklarda ifade ettiğim ve Ertan beyin de dediği gibi edisyon ve işçilik konusu bence yayın periyodunun önünde gelmesi lazım... Bir daha basılması, tekrar edilmesi zor olan kitapları daha bir özenilmiş, çevirisinden balonlamasına kadar hakkı verilerek basılmış bir şekilde  rafıma koymayı yayın periyodunun önünde tercih ediyorum açıkçası...

Çünkü okunacak o kadar çizgiroman var ki... Benim okuma hızım bu meşgaleli dünyada maalesef basım hızının önüne geçemiyor... Onun için çok acele yada telaş etmeye gerek yok diye düşünüyorum...

Türkiye'de ki standart kağıt ebatları ve baskı makineleri maalesef firesiz olarak orijinal boy basmayı engelliyor... Orijinal boy basınca da fireden dolayı fiyat katlanıyor... Artık ebat konusunu geçtik... Ama tüm bunların üstüne de çeviri, balonlama, grafik işçiliği yanında saçma sapan kağıt tercihleri de eklenince insanda çizgiroman okuma keyfi diye bir şey kalmıyor açıkçası...

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,12825.0.html

Yukarıdaki linkte olan mesajımda okuma keyfini direk etkileyen bir kaç balonlama detayından zamanında bahsetmiştim...

Bu bağlamda Ertan beye yüzü burada olduğu yada konuyu takip ettiği için değil... İşini hakkıyla yaptığı için teşekkür ediyorum...

Yoksa zamanında rebirth'ler öncesi çıkardığı yayınların ebatı yani edisyonu konusunda kendisini bende eleştirmiştim... Ama o yayınlarda bile işçilik konusunda bir grafikeri hariç (Ertan bey biliyordur o grafikeri  :) ) kusursuzdu diyebilirim...

Gerek özel ciltleri, gerek normal baskıları ve gerekse de grafik işçiliğinde ki kalitesi ile şu an Türkiye de JBC kalitesinde yayın yapan başka bir yayınevi maalesef yok... Tekrar yazıyorum... Periyot konusu  şu durumda Türkiye de ki en son tartışılması gereken konu... Daha çözülmesi gereken çok basit ama jargona hakim olamamaktan kaynaklı bir dünya sıkıntı var...

İşinizi severek yapmak gerekiyor... Sanırım o zaman gereken değer ve önemi verebiliyorsunuz...

ZGeralt

Alıntı YapBurada ki konu zevkler ve renkler konusunun dışında bana göre... Diğer başlık yada başlıklarda ifade ettiğim ve Ertan beyin de dediği gibi edisyon ve işçilik konusu bence yayın periyodunun önünde gelmesi lazım...

Kesinlikle katılmıyorum, bu hızda devam ederse American Vampiri'nin bitmesi yaklaşık 13 yıl sürecek. Ortalama insan ömrünü dikkate aldığınızda ne kadar uzun bir süre olduğunu daha net görebilirsiniz. Elbette baskı kalitesi ve işçilik belirli bir standardın üzerinde olmalı ama ben okuyamadıktan sonra bunların hiç bir anlamı yok. Üstelik hem düzgün işçilik hem de belirli bir düzende basım  bir arada olması imkansız şeyler değil.

Alıntı YapÇünkü okunacak o kadar çizgiroman var ki... Benim okuma hızım bu meşgaleli dünyada maalesef basım hızının önüne geçemiyor... Onun için çok acele yada telaş etmeye gerek yok diye düşünüyorum...

Yine katılamıyorum, sizin okuma hızınız referans teşkil edemez, herkesin okuma hızı , okumaya ayıracağı vakti farklı. 44 ayda 2 cilt okumaya dünyanın en meşgul insanı da fırsat bulabilir isterse. Önemli olan bunun genel okuyucunun ortalamasına göre makul bir seviyede olması.
Alıntı Yap
Periyot konusu  şu durumda Türkiye de ki en son tartışılması gereken konu...

Yine kesinlikle katılamıyorum, çizgi roman okuyan özellikle Amerikan "comics" okuyan herkes bu detaylara hakim değil, hakim olmak zorunda da değil. Hatta hiç çizgi roman okumayan ama örneğin sadece Amerikan Vampirini gördükten sonra ilgisini çekip okumak isteyen de olabilir. Bu tutum "koleksiyoner" tutumu biraz, çizgi roman büyüyecekse "pazar" olmak zorunda ve sıradan okuyucuyu da cezbedebilmeli. Bu haliyle bir çok seri unutulmaya mahkum oluyor.

BAHADIR

Farklı şeylerden bahsediyoruz... Sağlık olsun... :)

ZGeralt

8 cildin tamamını bitirdim nihayet, daha önce ara verip devam edememiştim, tekrar baştan aldım ve bu sefer ara vermedim.

Türkçe baskısını beklemeyerek ne kadar doğru bir karar aldığımı yukarıdaki iletileri okuduğumda tekrar fark ettim, maalesef Şubat 2019'da son iletilerin üstünden tam 24 ay geçmiş ve hala 3. cilt basılmamış. Yaklaşık 6 senede sadece 2 cilt basılan bir hikaye basılmasa da olur açıkçası, üzgünüm.  Bunları bir eleştiri olarak değil bir durum tespiti olarak yazıyorum. Nedenine ve nasılına hiç girmek istemiyorum, şu saatten sonra benim ilgi alanımda değil zaten.

Öncelikle çizimden başlamak istiyorum bu sefer, çizerler bence muazzam gerek ana çizer Rafael Albuquerque gerekse kısa süreli çizerler Sean Murphy ,Jordi Bernet, Matías Bergara ve diğerleri üst seviye bir iş çıkarmışlar. Hele altıncı ciltte bir antoloji var, orası hem yazar hem çizer açısından adeta yıldızlar geçidi olmuş, Milazzo bile var :)
Neyse, ben Rafael Albuquerque çizimlerine bayıldım özetle, diğer çizerlerin de (antoloji dışında) serinin tonuna uygun çizmesiyle görsel açıdan beni çok fazla memnun etti. Bu adam ne çizse okurum bir şekilde sanırım, o kadar beğendim.

Hikayeye gelirsek, ilk üç cilt harika, gerçekten heyecanla ve büyük bir keyifle okudum, Vampirlerin konumlandırılması, 19.yüzyıl sonunda başlayan hikayenin bir ileri bir geri anlatılması ( Stephen King etkisi belki biraz da) çok güzel ve sürükleyici. İlk hikayelerin geçtiği ortamlara bakarsak vahşi batı, stüdyo zamanları Hollywood'u ve Las Vegas'ın eski halini görüyoruz. Yani bu vampirler ile gönderme yaptığı yerler çok net, çok anlamlı geldi bana :) Hele ki American Vampiri'nin zayıf noktasını öğrenmek baya bir gülümsetti, merak etmeyin spoiler vermeyeceğim :)

Dördüncü cilt ile beraber bir çocukluğa geri dönme durumu var ki, bu hikaye kolu ve devam eden süreçte hikayeler sürekli yokuş aşağı gidiyor bence baya kötüleşmeye başlıyor hatta. Bir kaç istisna ayrı hikaye kolu var tabi... Hele ki son iki cilt beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Özellikle sekizinci ciltte bi ara baygınlık geçireceğim sandım.
Zaten hikaye de orada sonuçlanmıyor ama merak da etmiyorum açıkçası. Geçtiğimiz sene American Vampire 1976 çıkmaya başladı ama oradan devam etmedim mesela. Belki ilerde devam ederim, bilemiyorum.

Scott Synder hatırladığım kadarıyla New 52 dönemi Batman serisinde de aynısı yapmıştı, Batman tarihine geçecek hikayelerden sonra seri gayet vasat devam edebilmişti. Bunun dışında bir de " Uyanış"  kitabını hatırlıyorum, hikaye ne kadar etkileyici ve merak uyandırıcı başlıyordu, sonunda ne oluyor hiç bir şey hatırlamıyorum mesela ama açılış sayıları aklımda. Belki daha kısa süreli hikayelerde daha vurucu olabiliyordur, bilemiyorum.

Neyse, toparlarsam bütüne baktığımda yine de gayet başarılı bir seri olduğunu söyleyebilirim ama benim için bir "Vertigo klasiği" mertebesinde olmadı.

dayıcomics

JBC gerisini basmayacak sanırım, üçüncü ciltten ses seda yok.

hellion

Alıntı yapılan: dayıcomics - 19 Şubat, 2021, 16:45:46
JBC gerisini basmayacak sanırım, üçüncü ciltten ses seda yok.

  Mutlaka devam edeceklerini söylemişlerdi ama ikinci cildin basılmasından bu yana yıllar geçti. Acaba "uzun süre ses çıkarmazsak belki okuyucular unutur gider" diye mi düşünüyorlar?  :) :)  Ben bu unutturma taktiğininin artık bütün yayınevleri tarafından kullanılmaya başlandığını düşünüyorum.

Vassago007

Ne yazık ki yayıncılar çok fazla kitabın telifini almanın sıkıntısını yaşıyor. Düzenli periyodda basılmayınca okunanlar unutuluyor, soğuyor okuyucu :)