Scarlet Witch - Çizgi Düşler

Başlatan dean, 30 Aralık, 2020, 17:13:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean


memospinoz

Black Widow gibi unutulup gitmez umarım.  :( O da 3 ciltti, bu da 3 cilt. Bir de 8 ciltlik Catwoman vardı, o zaten bitmez.  :-X

hasanmahmut

Arkabahçe'yle kalitesizlik ve beceriksizllik konusunda kapışabilecek yegane yayınevi bunlar. Kalitelerinden, yayın periyodlarına herşeyiyle berbatlar.

Vassago007

Alıntı yapılan: hasanmahmut - 30 Aralık, 2020, 17:59:23
Arkabahçe'yle kalitesizlik ve beceriksizllik konusunda kapışabilecek yegane yayınevi bunlar. Kalitelerinden, yayın periyodlarına herşeyiyle berbatlar.

Çok seviyorsunuz hakaret etmeyi, insanları aşağılamayı, çok çizgi roman meraklısı iseniz hepsinin adresi belli gider iletişim kurar meramlarını dinlersiniz. Seviyeli bir şekilde eleştirmek varken hakaret ediyorsunuz, seviyeli eleştiriye saygı duyarım bende eleştiriyorum çünkü, yayımcı olsam sizin gibi fikirleri olan insanların zerre fikrine saygı duymam. o kadar yazıldı çizildi herkes fikrini belirtti yayımcısından okuyucusuna ama aynı hakaretler devamlı hortlatılıyor. yöneticilerden ricam Türkiye'de okuyucu fikirleri, yayımcı fikirlerini tek başlıkta sabitlemesi en azından böylesine seviyesi düşük yazıları okumak zorunda kalmayız.

Vassago007

Alıntı yapılan: justanordinarygeek - 30 Aralık, 2020, 17:47:06
Black Widow gibi unutulup gitmez umarım.  :( O da 3 ciltti, bu da 3 cilt. Bir de 8 ciltlik Catwoman vardı, o zaten bitmez.  :-X

Fazlasıyla katılıyorum benim de umudum yok keşke adım adım telifleri alınsaydı bunların ve bittikçe yenisi basılsaydı.

memospinoz

Bizim çizgi roman piyasasında şöyle bir şey gözlemledim: Kadın karakterin başrolde olduğu çizgi roman satmıyor. Ama arada gerçekten iyi hikayeler de harcanıyor böylece. Mesela WW: Hiketeia oldukça iyiydi. Tabii ki her eserde olduğu gibi vasat ve kötü hikayeler de var ama sırf kadın karakter diye -1'den başlaması haksızlık bence.
Neyse Scarlet Witch'e gelelim: All New All Different Marvel dönemi eseri. Arkabahçe'nin bastığı ve bitip bitmeyeceği meçhul Doctor Strange serisiyle aynı dönemin ürünü. Umarım iki serinin de nihayetine ulaştığını görebiliriz.
Hikaye öyle pek ahım şahım bir şey vaat etmiyor. Hani puan versem 10 üzerinden 6 eder. Farklı bir şey sunmuyor ya da ben beğenemedim pek. Yalnız şöyle bir güzellik var -belki bazı okurlar bunu dezavantaj olarak görür ama bence bir farklılık katıyor seriye- hemen her sayıda çizer değişiyor, böylece standart bir Scarlet Witch görmüyoruz.

Birkaç örnek verelim:

İlk sayı çizimi -görünce kaçma hissi uyandırıyor  ;D -


2. sayı - suluboya severlere-


3 ve 4. sayılar -bir kısmı Steve Dillon çizimi-


5. sayı -She-Hulk çizeri Javier Pulido çizmiş-



Vassago007

Alıntı yapılan: justanordinarygeek - 30 Aralık, 2020, 20:59:28
Bizim çizgi roman piyasasında şöyle bir şey gözlemledim: Kadın karakterin başrolde olduğu çizgi roman satmıyor. Ama arada gerçekten iyi hikayeler de harcanıyor böylece. Mesela WW: Hiketeia oldukça iyiydi. Tabii ki her eserde olduğu gibi vasat ve kötü hikayeler de var ama sırf kadın karakter diye -1'den başlaması haksızlık bence.
Neyse Scarlet Witch'e gelelim: All New All Different Marvel dönemi eseri. Arkabahçe'nin bastığı ve bitip bitmeyeceği meçhul Doctor Strange serisiyle aynı dönemin ürünü. Umarım iki serinin de nihayetine ulaştığını görebiliriz.
Hikaye öyle pek ahım şahım bir şey vaat etmiyor. Hani puan versem 10 üzerinden 6 eder. Farklı bir şey sunmuyor ya da ben beğenemedim pek. Yalnız şöyle bir güzellik var -belki bazı okurlar bunu dezavantaj olarak görür ama bence bir farklılık katıyor seriye- hemen her sayıda çizer değişiyor, böylece standart bir Scarlet Witch görmüyoruz.

Birkaç örnek verelim:

İlk sayı çizimi -görünce kaçma hissi uyandırıyor  ;D -


2. sayı - suluboya severlere-


3 ve 4. sayılar -bir kısmı Steve Dillon çizimi-


5. sayı -She-Hulk çizeri Javier Pulido çizmiş-


Sanki 1. sayıdaki o çizim inanılmaz anatomik hata gibi

Mrtekin

Bazı telifler, film@dizi gazına, "ya tutarsa" zihniyeti doğrultusunda alınıp, sonra satmadığı görüldüğünde de ya tamamı ile bırakılıyor ya da devamı çok sürüncemeye bırakılıyor. Örnek: Outcast, Black Panther, Deadly Class, Power Rangers, TMNT, Aquaman, Green Arrow, Black Widow, Cyborg, Hellblazer, vd.

Çizgi Düşler'in şimdiye kadar seri bıraktığını (fumetti haricinde, ki onun dinamikleri farklı) görmedim. Sürüncemeli olsa da (ki bu ekonomik konjonktürde bu bile bence büyük başarı.) serilerin devamı bir şekilde geliyor. Arkabahçe gibi zaten kimse olamaz.

Dilerim bu yayın, "dizisi" vesilesi ile; iyi satsın.
They drew first blood...

memospinoz

Sadece dizisi çıktı diye kitabını veya çizgi romanını alan kitle çok az bence. Çünkü dizi-film izleyen kitle kitap okuru olan kitleyle çok benzer özellikler taşımıyor. Dizi-film izleyen kitle genellikle popüler olan yapımları takip eden, dizi-filmleri izleyip tüketen ve sonra büyük ihtimalle unutup yeni mecralara akan bir kitle. Okur profili ise farklı, okur olan kişi o ürünün her türlü medyasını ve ekstra ürününü alabilir, izleyici profilinde ise böyle bir bağlılık görmüyoruz, sadece aşırı popüler olan markalarda bu görülebilir (star wars, avengers vb), bunun haricinde maalesef izleyici profili markaya fazla sadık görünmüyor. Bu da satışları çok etkileyecek bir durum değil hâliyle.

Yayınevlerinin influencerlerle, youtuberlerle ve bookstagramlarla anlaşıp kitabının reklamını yapması, çekiliş filan düzenlemesi, yani kısacası reklamı en iyi şekilde sosyal medyada agresif bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor ki iyi satabilsin. Yoksa sen, ben, bizim oğlan alırsak yine, kısır döngüden çıkılamaz maalesef. Biz her hâlükârda alıyoruz, destek olmaya çalışıyoruz zaten, hatta bir kısmımız orijinali kütüphanesinde olmasına rağmen yine de destek için alıyor. Bizi değil yani zaten alanı değil almayanı hedeflemesi gerekiyor yayınevlerinin, almayan neden almıyor, nasıl ona da aldırabilirim, nasıl onun önüne reklamımı çıkartabilirim, nasıl sosyal medyada ürünlerimi daha görünür kılabilirim, buna çalışmaları gerekiyor.

Bir de satmayınca bırakma meselesine değinirsek; satmayınca tabii ki bırakacak, ama önce elindeki tüm imkânları kullanacak ki satsın. Yine de satmıyorsa tabii ki bırakır, babasının hayrına basacak hali yok, sonuçta ticari işletmeler, kâr amacı güdüyorlar. Ama bir de işin diğer yanı var, her yarım bırakılan veya yarım bırakılmasa da adeta nadasa bırakılan yayınlar okur gözünde yayınevinin pozitif imajını zedeliyor, onun okurdaki kredisini azaltıyor. Bunun için en azından bitirdikçe telif almak gibi bir yol izlenebilir veya kısa seriler alınabilir. Bitirilen seriler çoğaldıkça okurun güveni de artar. Bu yayınevi bunu asla yarım bırakmaz veya en azından elinden geleni yapar imajı oturur. İşte tam da bu yüzden 17 seriye başlayıp 2 tanesini bitirebilen Arkabahçe yerine oldukça kaliteli grafik romanlar basan, seri işine girmeyen Baobab daha değerli okurun gözünde veya geçmişte birkaç tane bıraktığı yayın olsa da şu anda oldukça istikrarlı bir yayın politikası güden Gerekli Şeyler daha değerli oluyor okur gözünde veya Lal Kitap.

Yani bırakıldığı ilan edilmese de nadasa bırakılan ilk cildi basılıp aradan 1 sene, 2 sene hatta 3 sene geçip ses çıkmayan yayınlar hem okurun gözünde değerini iyice yitiriyor hem de devamı uzun bir aradan sonra gelse bile ona tekrar geri dönme olasılığı azalıyor. Çünkü bu arada okur okuduğunu unutuyor, hikayeden soğuyor, belki de kitabı elden çıkarmış oluyor. Bazı durumlarda ilk cildin baskısı da bulunmuyor, bu da ikinci cilde olan talebi iyice azaltıyor. Ben şahsen aradan bir seneden fazla geçmiş yayınlarda ümidimi tamamen yitiriyorum, bunda yayınevinin gözümdeki olumlu imajı ancak bir 6 ay kadar daha etki eder ama daha fazla değil.


hellion

Alıntı yapılan: Mrtekin - 30 Aralık, 2020, 21:46:55
Bazı telifler, film@dizi gazına, "ya tutarsa" zihniyeti doğrultusunda alınıp, sonra satmadığı görüldüğünde de ya tamamı ile bırakılıyor ya da devamı çok sürüncemeye bırakılıyor. Örnek: Outcast, Black Panther, Deadly Class, Power Rangers, TMNT, Aquaman, Green Arrow, Black Widow, Cyborg, Hellblazer, vd.

Çizgi Düşler'in şimdiye kadar seri bıraktığını (fumetti haricinde, ki onun dinamikleri farklı) görmedim. Sürüncemeli olsa da (ki bu ekonomik konjonktürde bu bile bence büyük başarı.) serilerin devamı bir şekilde geliyor. Arkabahçe gibi zaten kimse olamaz.

Dilerim bu yayın, "dizisi" vesilesi ile; iyi satsın.

"Ya tutarsa" zihniyeti doğrultusunda bir şeyler basmak asla suçlanacak bir şey değil. Ama iş bilmezlikle, aç gözlülükle yapılanı dibine kadar eleştirilebilir. Hem yayının alındığı ülkenin, hem de ülkemizin piyasa şartlarını incelemeden bulduğun her yayına atlamak ne kadar doğru? DC, Marvel ve Image'den birisi bir telif aldığında "Aman başkası kapmasın" deyip kalan ne kadar telif varsa almak, sonra da "ya bunlar Amerikada, italyada da pek satmıyor zaten" demenin okuyucuyla  alay etmekten farkı ne?
  İlla bir risk alınacaksa ve ya tutarsa yapılacaksa mevcut yayınların iyi satanları, kendini kurtaranları ve zarar edebilecekleri göz önünde bulundurup bir strateji belirlemek gerekmez mi? Riskli yayınların ağırlığı toplamın %20-25'i gibi bir şey olsa ve ona göre sıradan yayınlar bitirilse böyle elimizde tonla 1. sayı ile kalmazdık. Uzun periyotlarla basmak alıcıları da bezdirip tümden uzaklaştırıyor. Kimisi sinirle hakaret de edebiliyor. Doğru bir hareket değil ama anlaşılmaz da değil.
  Fumetti basan Lal kitap bu konuda çok iyi bir örnektir. Satışı tatmin etmese de Büyülü Rüzgarı bitirdiler. Nathan never'ı direk sonlandırdılar. Büyük ihtimalle tek riskli yayın haklarını birisine kullanmak zorunda kaldılar. Aynı şekilde Dylan Dog da şu an o kontenjandan devam ediyor. Keşke dampyr de bassalar diyorum ama iki riskli yayın her şeyi alt üst edebilir. Gerekli Şeyler ve JBC de bu zihniyete göre hareket ediyorlar diyebiliriz herhalde.
  Çizgi Düşler yeni telif almayıp elimizdekileri bitireceğiz gibi bir açıklamada bulunmuştu. Bu sene bekleyip görelim. Umarım bekleyen bütün yayınları toparlayıp devam edebilirler yoksa sonları Arka Bahçe gibi olacak.

Mrtekin

İzleyicilik ve okurluk arasındaki ilişki birbirini direkt besler bir ilişki de olabilir. Arada bu kadar keskin ayrımlar olduğunu şahsen çok düşünmüyorum. Neticede olay bir kültür@sanat@zevk ve beğeni işi. Eğer karakteri seviyorsanız, farklı sanat türleri içerisinde sunulan ürünlerini de beğeni ile takip edebiliyorsunuz. Ben, önce dizisi ya da filmini görüp, eğer karakteri beğenmiş isem; çrsi çıkınca da alan örneklerden biriyim mesela. Mevzu, yeri geliyor, tam tersi şekilde de işleyebiliyor. Yani kitap ertesi film ve/veya diziye de kayabiliyorsunuz. Aynı şey oyun türü içinde geçerli. Yani türler arasında çok geçişken bir durum var, bana göre.

Türkiye'de çizgiromanı hakkı ile değerlendirebilen, bir youtuber ya da influencer var mı? Bilmediğim için soruyorum çünkü youtube'da gördüğüm bazı örnekler cidden çok vahimdi. Hasan Yalçın ve Burç Üner (ki youtuber değil:-) harici çok iyi bir üçüncü youtuber örneğine en azından ben rastlamadım.

Yayıncıların zaten sosyal medyada pazarlama olayında çok geriden geldikleri de doğru ve uzun zamandır üzerinde konuştuğumuz bir vakıa. Keşke online pazarlamanın üzerine daha ciddi bir şekilde düşebilseler.

Bir de; genelde, piyasaya comicsler en fazla 2000 adedi ile giriliyor ve ortalama 8 ay-1 senelik zaman diliminde 1000 adedin ancak biraz üstünde sattığında, maliyetini ancak karşılayabiliyor. Yayıncılar, bir kitap maliyetini kurtarıp, ellerine yeni bir kitap için sermaye geçtiği zaman aksiyon alıyorlar. Süreç genelde böyle işliyor. O yüzden bir sene zaten comicslerde genel bekleme süresi gibi birşey eğer kitap tutmamış ise. Hepi topu 2000 kişilik bir piyasadan da anca bu kadar oluyor haliyle. Pandemi eğer yeni bir okur damarı sağlamış ise sektöre, bunun da etkilerinin herşeye rağmen olumlu olacağını ve serilerin biraz olsun hızlanacağını düşünüyorum önümüzdeki dönemlerde.
They drew first blood...

memospinoz

Bookstagram ve aynı zamanda youtuber olan bir bayanın hesaplarında paylaştıkları sayesinde merak edip harıl harıl satın alıyorlar insanlar Epsilon'un DC çizgi romanlarını. Epsilon tam da young adult (genç yetişkin, 18-35) kitleye hitap eden damarı buldu.  :D

Demek istediğim okur ile izleyici profili belli bir noktada kesişiyor ama fazla da değil. Oyunu değiştirecek bir etki değil bu, olmadığını da yıllardır görüyoruz zaten, yurt dışı ile burası bir değil bu konuda maalesef daha geriyiz. Belki de hem okur hem izleyici olan profil toplamın %20'si filandır (sallıyorum tabii ki), çok fazla olduğunu sanmıyorum. Biz okur kökenli veya okur yanı daha ağır basan bireyler olduğumuzdan bize her şey olumlu gibi geliyor ama diğer cephede öyle değil durum. Mesela izleyici kitlenin kaç tanesi izlediğini legal yoldan izliyor? (netflix, sinema vb) Bunun önemli bir kısmı maalesef bunu illegal yollardan gerçekleştiriyor. Bunun çizgi romanını da okumak istediğinde haliyle illegal olanını arıyor öncelikle. Bulabilirse onu okuyup geçiyor, bulamazsa ikinci eline bakıyor. 2. el satışları da doğal olarak yayınevine kâr sağlamıyor. Benim gözlemlediğim durum bu. Bir diğer etken de bu kesim genellikle öğrenci olduğundan fazla parası da olmuyor ve istese de alamıyor, bunları da eklersek aslında sinemanın-dizinin en azından ülkemizde kitap satışlarını çok da fazla etkilemediğini görüyoruz.

Bir de yanlış tercihler ve geç kalınma olayları da oluyor. Film-dizi çıkıyor heyecanı sönüyor, kitap geç çıkıyor, izleyici kitle ya sallamıyor ya da görmüyor bile.

Bir başka neden de izleyici kitlenin filmini-dizisini izledim kitabına gerek yok, zaten aynı, aynıdır kesin mantığında olması, denemeye yanaşmaması. (Anna Karenina'yı okumadım filmini izledim diyen genç  ;D )

Eskiden olsa fuarlarda gaza gelip harçlığını biriktiren gençler toplu alımlarla yayınevlerinin yüzünü güldürürdü, içinde bulunduğumuz durum itibarıyla bu kapı da bir süreliğine kapalı.

Fasikül satışlarının artma nedeni de aslında işte bu çizgi roman almak isteyip de alamayan genç kitle nedeniyle gerçekleşiyor. Fasikülün asıl satış hedefinde olan kesim onlar. Fasikül nispeten ucuz olduğu için gençler fasikül alıyor, bitiriyor, satıyor, yenisi çıkınca onu alıyor. Mesela Rick and Morty cilt çıksın istiyoruz ama çıkmayacak çünkü gençler bu formatı seviyor. Arada blank cover fasiküller de çizim yapılsın, ortama heyecan gelsin diye gerçekleşiyor, önemli bir kitle bunları alıp çizim yapıyor veya en azından yapmaya çalışıyor diyelim.  ;D

NOT: Ne kadar çok kitle demişim, öeh.  :P

dean

Scarlet Witch Cilt 1 Cadılar Yolu



BÜYÜ SANATI BOZULDU...

SCARLET WITCH İSE ONU DÜZELTMEK İÇİN DÜNYANIN DÖRT BİR KÖŞESİNİ DOLAŞIYOR!

Eski Avenger, Manhattan'ın arka sokaklarından, huzurlu Yunan adaları ile İrlanda kırsalına, kadim kaynaklarda yer alan mitler ve efsanelerle yüz yüze geliyor... Bu sırada, aile geçmişine ait bazı şeyleri de su yüzüne çıkarıyor. Bu büyülü gizemin peşinde İspanya'ya gittiğinde ise kendi gibi cadıların bir zamanlar içinde yakıldığı ve İspanyol Engizisyonu'ndan kalma hayaletlerin ele geçirdiği bir kilise keşfediyor! Ancak ortada Dünya'nın unutulmuş ruhlarından daha büyük bir tehdit var. Emerald Warlock olarak bilinen güçlü büyücü, Wanda'nın —ve Uncanny Avengers'ın– dostu mu, yoksa düşmanı mı? Wanda, büyü içeren suçları çözüp dağılmış olan cadılık sanatını parça parça yeniden bir araya getirirken, geriye hayati önemde bir tek soru kalıyor: En başında onu parçalayan kimdi?

  Etiket Fiyatı: 42 TL

rumar80

   Karşımızda yıllardır mutant güçleri ile okuduğumuz Wanda yok bu seride. Aslında Avengers serisinin 130'lu sayılarında Agatha Harkness'ın gözetimi altında büyücülük öğrenmeye başlamıştı. Bu seride de adı ile müsemma bir cadı var karşımızda. Evet belki Dr. Strange gibi usta değil ama sıradan bir cadı da değil. Dünyanın değişik bölgelerinde geçen maceralar ile Wanda'nın çok farklı bir yönü var karşımızda. Satar mı? Devamı gelir mi bilmiyorum. Ama basılırsa alırım.

hennessy

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Şubat, 2021, 15:44:32
   Karşımızda yıllardır mutant güçleri ile okuduğumuz Wanda yok bu seride. Aslında Avengers serisinin 130'lu sayılarında Agatha Harkness'ın gözetimi altında büyücülük öğrenmeye başlamıştı. Bu seride de adı ile müsemma bir cadı var karşımızda. Evet belki Dr. Strange gibi usta değil ama sıradan bir cadı da değil. Dünyanın değişik bölgelerinde geçen maceralar ile Wanda'nın çok farklı bir yönü var karşımızda. Satar mı? Devamı gelir mi bilmiyorum. Ama basılırsa alırım.

Umar abim böyle yazınca bende bugün aldım okuyacağım...
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları