Alıntı YapPerception is limited, memory is faulty.
(Algı sınırlı, hafıza kusurlu...)
Bir baş yapıt hazırlıyoruz.
Yakında!
(https://farm5.staticflickr.com/4538/37707648315_5d71c60197_z.jpg)
1994'te DC'ye bağlı Paradox Press'ten çıkan 96 sayfalık ilk sayı (orijinali 4 sayılık limited seri):
(https://farm5.staticflickr.com/4536/37878486934_6cc1aa1f0f_z.jpg)
Sonradan toplanıp 2003'te yayımlanan 384 sayfalık cilt:
(https://farm5.staticflickr.com/4569/38595743431_29bf2f5938_z.jpg)
2012'de yayımlanmış IDW Hardcover cildi:
(https://farm5.staticflickr.com/4585/38595743461_7965d58477_z.jpg)
(https://farm5.staticflickr.com/4578/24723386658_28ab085b18_o.jpg) (https://farm5.staticflickr.com/4547/37707662745_5bcec32d20_o.jpg)
Alıntı Yapyazar j.m. dematteis'in çocukluğu ve gençliğinden öyküler anlattığı ve glenn barr tarafından çizilen, şeytani bir zekaya sahip çizgi roman. hatta belki de çizgili roman. zira 500 sayfaya yakın bu cilt, dahiyane ve şiirsel anlatımıyla kendini edebi bir esere dönüştürüveriyor. farklı çizim tekniklerini aynı yapraklarda buluşturmasından tutun, insanı "sus ne olur sus ağlicam şimdi" noktasına getiren hüzünlü üslubuna, bittiği an kendinizi boşlukta hissetmenize sebebiyet veren o leziz tarzına kadar her şeyiyle bir başucu kitabı brooklyn dreams.
"now, everything i'm about to tell you is true, i swear.
but the problem is i don't really believe that
there's any such thing as a "true story."
j.m. dematteis
(https://farm5.staticflickr.com/4578/38562965842_dddb1787f9_o.jpg)
(https://farm5.staticflickr.com/4586/37707819675_0aefaf723b_o.jpg)
(https://farm5.staticflickr.com/4572/38562965622_d2bc518f49_o.jpg)
Bir veya bir buçuk hafta içerisinde raflarda olması bekleniyormuş.
İsim bi başka, kapak bi başka sondaki örnekler başka telden. Tanıtım yazısı ile son görseller birleşince hayli ilgimi çekti. Çıksın inceleyelim.
(https://farm2.staticflickr.com/1779/29028795277_0c80772cea_o.jpg)
Siz arkanıza yaslanın, biraz rahatlayın ve vaktinizin küçük bir bölümünü bana bahşedin...
- Vincent Carl Santini
Ufacık olduğunuz, yatak odanızdaki gölgelerin bir canavar misali tepenizde dolandığı, ebeveynlerinizin aslında öz aileniz olmadığını sandığınız zamanları hatırlar mısınız?
Okuldan, ailenizden, başıboş köpekler, yasadışı maddeler ve The Beatles dışındaki her şeyden nefret ettiğiniz dönemler geliyor mu hatırınıza?
Vincent Carl Santini bütün bu şeyleri anımsıyor (ya da en azından anımsadığını düşünüyor). Şimdi ise çalkantılı mazisinin yaşama, ölüme ve bu ikisinin arasında kalan diğer tüm şeylere kucak açan hikayesini ortalığa saçmaya hazır. Hem de birebir bu hikayeyi hatırlamayı istediği şekliyle.
Fiyat: 49 TL
Sayfa Sayısı: 384
Merak ettiğim bir kitap.Bugün çıktı. Alacak arkadasların yorumlarını merakla bekliyorum.
Okuyan var mı .Yorum alabilir miyim
Daha kimse almamış olabilir :)
😀
Bir kaç ay önce tesadüfen aldım, bağımsız işleri elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Ama bu kitap hakkında bir bilgim olmadan, kapağına tav olarak balıklama daldım.
Yazar DeMatteis'in bir nevi otobiyografisi. Ama aynı zamanda kendiyle hesaplaşması, geçmişini masaya yatırması.
Her ne kadar eğlenceli bir dil kullansa da yer yer sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Amerikan edebiyatına da oldukça ilgili olduğumdan hikayenin ilginç olabilecek yanları bana fazla tanıdık gelmiş olabilir, bilemiyorum.
Kötü diyemem ama bağımsız işlere, farklı işlere ilgi duyanlar haricinde pek tavsiye edemiyorum.
Almayacaktım ama bir süredir devam eden yayın azlığıyla doğru orantılı olarak bütçemi de toparlayınca aldım bir buçuk ay kadar önce...Halen okuyamadım, daha ne kadar rafta duracak bakalım...
Biyografik ve içsel bir eser. Özellikle 70lerin etkisi görülüyor. Ben sevdim.
Çeviri ve baskı kalitesi nasıl? Ona göre alacağım.
Alıntı yapılan: Nightrain - 25 Kasım, 2018, 16:46:08
Çeviri ve baskı kalitesi nasıl? Ona göre alacağım.
Samanımsı kağıt, siyah-beyaza yakışıyor gerçi ama. ::) Bazı yerler çevirilmemişti *sigh* yazıyor, *ah* veya *of* falan yazabilirdi herhalde. Çok fazla inceleyemedim, 3 dakikada bu kadar.
Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.
Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.
Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.
Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...
Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.
Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu :)
Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.
Alıntı yapılan: nicholaihel - 19 Aralık, 2018, 21:23:19
Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.
Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.
Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.
Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...
Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.
Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu :)
Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.
Güzel inceleme için teşekkür ederim. Çok merak ettiğim bir kitaptı.
Birkaç hafta önce bitirebildim...Okurken hiç acele etmedim, dört güne yaydım her bölümünü...
Bu albümü sırf kitaplığımda bulunsun diye almıştım...Öyle çok bir beklentim yoktu, hatta okurken gayet de sıkılabileceğim düşüncesindeydim ama öyle olmadı...Çok farklı, güzel ve tatmin edici bir okuma oldu...
Uzun uzun neden sevdiğimi yazamayacağım, zira
nicholaihel benim diyeceğim çoğu şeyi demiş...
Çizgi romanı özel bir tür ve sanat olarak seven herkesin arşivine yakışacağını düşündüğüm nitelikli bir albüm olduğunu düşünüyorum...
Alıntı yapılan: nicholaihel - 19 Aralık, 2018, 21:23:19
Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.
Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.
Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.
Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...
Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.
Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu :)
Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.
Bayıldım bu çizgi romana ancak sonunun daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Yazar kafasındaki sonu bence yansıtamadı ya da ulaşmak istediği etkiyi yaratamadı. Biraz zaman geçince tekrar okuyacağım, sert kapaklı edisyonu da almayı düşünüyorum.
Vincent Carl Santini'nin anlatıcı rolünde arzı endam ettiği sayısız panelinin hikayeyi ve öykünün akışını gölgelediğini düşünüyorum. Otobiyografik anlatım, o sayfalarda adeta çizim eklenmiş düzyazı haline dönüşüyor ve tempo bir anda dibe vuruyor. Oysa burada anlatılan çok da güzel bir hikaye var.
Alıntı yapılan: pizagor - 07 Aralık, 2020, 07:09:59
Vincent Carl Santini'nin anlatıcı rolünde arzı endam ettiği sayısız panelinin hikayeyi ve öykünün akışını gölgelediğini düşünüyorum. Otobiyografik anlatım, o sayfalarda adeta çizim eklenmiş düzyazı haline dönüşüyor ve tempo bir anda dibe vuruyor. Oysa burada anlatılan çok da güzel bir hikaye var.
Düşük temposu nedeniyle benim de bitirmem bir hafta sürmüştü .Ama öyküsü güzel olunca her seferinde devam etmeye gitmişti elim.Sonuçta beğendiğim bir otobiyografi oldu..