Altın Madalyon

Popüler Kültür => Sinema => Üyelerin İzledikleri, Önerdikleri ve Gömdükleri Fimler => Konuyu başlatan: kedidiro - 12 Mayıs, 2013, 20:34:40

Başlık: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 12 Mayıs, 2013, 20:34:40
(https://s17.postimg.org/uug5srcnj/kedidiro_Fest6.jpg) (https://postimg.org/image/4ywf9katn/)

Şehrin on salonu da gişe canavarı Türk ve Amerikan filmlerine ayrılmış durumda.
İstanbul'a kaçıp film festivali de takip edemeyeceğime göre '' yaşasın internet'' deyip kendi film festivalimi izliyorum dostlar.
Son 10 günün bilançosunu kısaca paylaşmak isterim:

1- DOKUZ KRALİÇE: usta oyuncu Ricardo Darin'in başrolünde olduğu bir Arjantin filmi. Tesadüflerle bir günlüğüne bir araya gelen iki dolandırıcının karşısına aynı gün hayatlarının en büyük fırsatı da çıkar. Her dolandırıcılık filminin olmazsa olmazı sürpriz finaline doğru ilerlerken sistem eleştirisini de eksik etmeyen sıkı bir film.

2- İKİ TAVŞAN: Tarz olarak Guy Ritchie filmlerini andıran eğlenceli bir Brezilya filmi. Teknik konularda uzman, geçmişinde bir trafik kazasına yol açmış işsiz güçsüz edgar'ın film ilerledikçe parça parça farkedeceğimiz bir planı vardır. Bol karakter, bol argo, bol silah patlaması

3- ARSENİK KURBANLARI: Holywood sinemasının altın çağından bir Frank Capra klasiği. Tiyatro eleştirmeni Mortimer'ın en mutlu günüdür. Evlenmiş ve balayına çıkmak üzeredir. ancak aynı günün akşamında herkesin sevgilisi iki tonton halasının yaşlı ve kimsesiz beyleri arsenikli şarapla öldürüp evlerinin mahzenine gömdüklerini
öğrenecektir. Yıllardır kayıp olan psikopat kardeş Johnny'de aynı gece yanında bir ceset ve bir arkadaşla çıkagelir. Vodvil tiyatrosu uyarlaması, kahkaha garantili bu siyah beyaz klasiği ailece izleyebilirsiniz.

4-ZELİG: Woddy Allen'ın en az bilinen ama kesinlikle en iyi filmlerinden biri.20'li yılların Amerika'sında tek istediği güvenlik ve sevgi olan, bu yüzden de girdiği ortama her anlamda uyuveren ( şişmanlarla iken şişmanlayıp, siyahlarla bir aradayken kararan) Leonard Zelig adlı adamın çok komik, çok hüzünlü öyküsü... Tamamen bir belgesel kurgusuyla çekilmiş harika bir hikaye.

5- ALTI PATLAR: Muhteşem 'In Bruges' filminin yönetmeni ve başrol oyuncusundan oscarlı bir kısa film. Büyük oyuncu Brendan Glesoon'ın oynadığı adam karısını öldüğü hastanede son kez ziyaret eder. Dönüşte bindiği tren vagonunda bebekleri ölmüş bir çift ve egzantrik bir genç adamla tanışacaktır.

6- GEL VE GÖR: Rus yapımı bir ikinci dünya savaşı filmi. kesinlikle her bünyeye göre değil. öte yandan bildiğiniz hiçbir savaş filmine benzemiyor. dolayısıyla bu filmi izlemeden tam olarak savaş filmi izlemiş sayılmazsınız.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: V - 12 Mayıs, 2013, 21:31:13
Gına getiren günümüz Holivud sinemasına alternatif bir dünya sineması festivali olmuş.(Klasik Holivud uyarlamaları müstesna,kabulümdürler).Bulduklarımı izlemeye çalışacağım Selami hocam..Teşekkürler..

Bu arada yine orjinal bir başlık olmuş.Bunu da devamı gelsin lütfen.. ;)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: tommikser - 12 Mayıs, 2013, 22:05:40
Arkadas onlarca film izliyor kitap okuyorum size yaklasamiyorum bile.Hepinize ayar oluyorum bilesiniz ;D
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: hanac - 12 Mayıs, 2013, 22:31:09
Arsenik Kurbanları muhteşem bir filmdir.

10-11 yaşlarında iken ilk defa okulda öğretmenimiz bize seyrettirmişti.

Sonradan 2-3 defa daha izledim.

http://www.imdb.com/title/tt0036613/ (http://www.imdb.com/title/tt0036613/)

(http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTEKzaJmOnduM6q__9ES2JjGUiGJkGknD3EmfoGf3cpffFHGTkK) (http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/5/5a/Arsenic_And_Old_Lace_Poster.jpg/220px-Arsenic_And_Old_Lace_Poster.jpg)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: yunusmeyra - 13 Mayıs, 2013, 01:18:21
Alıntı yapılan: hanac - 12 Mayıs, 2013, 22:31:09
Arsenik Kurbanları muhteşem bir filmdir.

10-11 yaşlarında iken ilk defa okulda öğretmenimiz bize seyrettirmişti.

Sonradan 2-3 defa daha izledim.

http://www.imdb.com/title/tt0036613/ (http://www.imdb.com/title/tt0036613/)

(http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTEKzaJmOnduM6q__9ES2JjGUiGJkGknD3EmfoGf3cpffFHGTkK) (http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/5/5a/Arsenic_And_Old_Lace_Poster.jpg/220px-Arsenic_And_Old_Lace_Poster.jpg)
ne çocukluk ve öğrencilik anısı ama  ;)  :D
  eskiden (1980'lerin başı bir çoğumuz için yeterince eskiden sayılır mı  :-\ ) Anadolu'da bazı ilçelerde tek tük açık kalmış sinema salonlarında ,sezonu çoktan geçmiş bazıları 5-10 senelik eski kopyalarla gösterilen filmlere okullar sınıf sınıf öğrencileri götürürlerdi (her yerde götürürlermiydi bilemem tabii) yine böyle bir seansa katılan ilkokul şubeleri olarak ,bol "ağlama" ve "mendil" garantili "şampiyon" filmini,"jaws"lardan bir tanesini ve ilginçtir "şeytan" filminin bir bölümünü seyretmiştik  :-X (öğretmenlerin iş işten geçip,salonda oynayan 2.filmin ,o zamanların bayağı dehşetli bir korku filmi olduğunu idrak etmeleri ile apar topar salondan çıkarılmıştık  ::) )
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 14 Haziran, 2013, 14:44:26
(https://s14.postimg.org/ndheaq00h/kedidiro_Fest8.jpg) (https://postimg.org/image/sowavfm31/)

evet film festivalimiz birbirinden nitelikli ve izlemeye değer filmlerle devam ediyor. sondan başlayayım;

1- İNCENDİES ( İÇİMDEKİ YANGIN) : 2011 yılında Kanada'nın oscar adayı olan bu filmi bir kaç dakika önce tamamladım ve resmen tokat yemiş gibi oldum. bir sinemaseverin çok ender rastlayabileceği nitelikte bu filmi mutlaka izlemelisiniz. konusu kısaca şöyle; lübnan'daki iç savaştan kaçıp kanada'ya yerleşmiş olan neval mervan ölmeden önce ikiz çocuklarına iki mektup bırakarak bunları varlığından haberdar bile olmadıkları abilerine ve öldüğünü sandıkları babalarına ulaştırmalarını ister. erkek kardeş pek gönüllü olmasa da kız ata yurduna doğru yola çıkar. bu yolculuk sarsıcı sırların ortalığa saçılmasına yol açacaktır.

2- GİZLİ HAKİKATLER - NİECTHCE AĞLADIĞINDA ; politik film.net diye bir site keşfettim. bu site sayesinde de eşimin çok sevdiği İrwin Yallom romanı '' niçe ağladığında''nın romana neredeyse birebir bağlı uyarlamasını izledik. ardından john huston ustanın Freud hakkında çektiği '' gizli hakikatler''i de seyredince psikolojik film kontenjanımızı doldurmuş olduk. bence her iki film de sinemaya yeni bir şey eklemiyor. ama ilkini romanı okumuş olanlar sevecektir. ikincisi ise hızlandırılmış bir freud ve psikanalize giriş dersi olarak da görülebilir.

3- KARANLIKTA UYANANLAR; vedat türkali senaryosu, ertem göreç yönetmenliği ve fikret hakan, ayla algan oyunculuğuyla türk sinemasının ilk sendika ve grev filmi. çok daha nitelikli avrupa veya amerika örnekleri olsa da bizdeki ilk olma özelliğiyle en azından benim izlemem gerekiyordu. bu arada küçük bir detay; filmin yan rollerinin birini Türk mizahının büyük ustası Oğuz Aral oynuyor.

4- PARALI ASKERLER; işte yine sinemasal yeterliliğiyle değil tarihsel özelliğiyle izlenecek bir film. adını yıllardır duyduğum ancak bizde hiç yayınlanmamış bir türk-amerikan ortak yapımı. charles bronson ve tony curtis'e fikret hakan, salih güney eşlik ediyor: yıl 1922 osmanlı sultanının adı Osman, ülkenin adı Türkiye, bu arada direnişçi liderin adı Mustafa Kayyam. türklerin hepsinin soyadı var ve bekleneceği üzere ortalık dansözden, fesli adamdan geçilmiyor. hikaye ise bu fonda geçen iki amerikalı maceraperestin altın peşinde koşması. tüm bu saçmalıklar arasında bana asıl garip gelense son sahnede görülen Atatürk rolündeki oyuncunun fiziksel olarak özellikle son yıllarına benzetilmiş olması.

5- SÖĞÜT AĞACI - OFSAYT- ARKADAŞIMIN EVİ NEREDE ; İran sinemasının muhteşem hikaye anlatma geleneğiniden üç örnek. ilki kör bir öğretmenin gözlerinin açılmasının ardından yaşadıkları. bence bu üçü içinde en zayıf halka olan bu film sadece adamın ameliyatın ardından kendi kendine sargılarını açıp gördüğünü anladığı sahne için bile izlemeye değer. ikincisi hem film çekmesi hem ülkeden ayrılması yasak olan büyük yönetmen Cafer Panahi'nin 2006 dünya kupasına katılma yolunda son play of maçında Bahreyn'le karşılaşan İran milli takımının maçını izlemek üzere stada girmeye çalışan bir kaç genç kızın macerası. tek bir kare futbol göstermeyen muhteşem bir futbol ve kadın hikayesi. üçüncü filmse İran sinemasının en kıdemli uatası diyebileceğimiz abbas kiorastami'nin her sinema öğrencisine ders olarak okutulması gereken filmi. konu sadece şu kadar; ödevlerini deftere yapmadığı için öğretmeninin okuldan atmakla tehdit ettiği arkadaşının defterinin kendş çantasına karıştığını farkeden ahmet tüm bir öğleden sonra ve akşam boyunca kasabanın dış mahallesinde oturan arkadaşının evini arar...

6- YAĞMURU BİLE; gael garcia bernal'ın başrolünde olduğu bu ispanyol filmi bir grup sinemacının amerikanın keşif dönemini yerlilerin gözünden anlatacağı bir film çekmek üzere bolivya'ya gelmesiyle başlıyor. bir yandan ucuz iş gücüyle film kotarılmaya çalışılırken diğer yanda yerli halk suyu özelleştiren yönetime ve çok uluslu şirkete karşı direniştedir. aralarında figüran ve yardımcı oyuncularında olduğu bu insanların eylemi sinemacıları da seçimler yapmak zorunda bırakacaktır. eğer ilk yazdığım film olmasaydı bu mesajda izlemeniz için bastıracağım film bu olacaktı. bilginize ve ilginize sunulurlar...
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: hanac - 14 Haziran, 2013, 15:15:01
Yine çok güzel filmler tanıtmışsın hocam.

Özellikle İçimdeki Yangın çok ilgimi çekti.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: alan ford - 14 Haziran, 2013, 17:46:38
  yağmuru Bile listedeydi zaten. Harika bir hizmet bu Kedidiro. İçimdeki yangın'ı da alalım listeye. Bu arada Arkadaşımın Evi Nerede benim de çok sevdiklerimdendir :)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: V - 14 Haziran, 2013, 21:47:13
Selami Hocam başlıkta alternatif sinemaya yer vermiş ben durur muyum? :)

Efekt bombardumanıyla kafa şişiren Holivud filmleri arasına insani bir nefes,bir dokunuş almak isterseniz sığdırabileceğiniz

2 güçlü dramadan bahşetmek istiyorum.

Dram denilince İran sineması çok çok önlerde bilesiniz.Sinema kültürü hayli yüksek ve şimdilerde kapalı bir kutu görünümündeki bu engin cığrafyadan,

onlarca farklı dilden,dinden,çeşitli renklerden insanların kaynaştığı bu güzel coğrafyadan 2 sarsıcı drama sizlere:

1_Sarhoş Atlar Zamanı:

(https://s2.postimg.org/vc6elz3d5/29780.jpg) (https://postimg.org/image/78fmxokw5/)

İran, Irak, Türkiye sınırında yaşan Kürt bir ailenin dramı anlatılır filmde. Anne ve babalarını kaybeden Eyüp,Emine ve engelli Madi soğuğun,savaşın ve

acımasızlığın coğrafyasında birarada kalmaya çalışma mücadelesi verirler.Bir ailenin hızla dağılışı,ağlamanın bile anlamını yitireceği keskinlikte bir dramla

sunulur izleyiciye..

(http://www.bilisimtim.com/img/sayfares/045313_125338sarhosatlarzamani.jpg)

2_İki Bacaklı At..

(https://s9.postimg.org/go6o0qd9r/Two_legged_horse_poster.jpg) (https://postimg.org/image/4mba6l417/)

Asabınızı bozacak bir drama..Engelli varlıklı bir çocuk ile  başka bir engelli ,işe muhtaç çocuk arasındaki zaman zaman mazaşizme varan

bir çeşit iş! ve arkadaşlık ilişkisi.Şiddetle tavsiye edilmez ama filmin sonunda böyle yaşamlar,böyle insanlar da var -mış-mı? soru ve ünlemlerinin

kafanızı,asabınızı zorladığı bir film..

(http://eng.cinemacity.org/media_lib/files/two_legged_horse4.jpg)

Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 15 Haziran, 2013, 00:14:30
 sevgili engin tanıttığın filmlerden ilki bir eşe dosta öğrencime tek film izletme şansım olsa aklıma ilk gelecek üç beş filmden biridir kesinlikle... 2. ise adını ve konusunu duyduğum ancak bir türlü karşıma çıkmayan bir film. biliyorum izlemek şart ve izlenecek inşallah...
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: alan ford - 25 Haziran, 2013, 23:44:38
  Yağmuru Bile 'y, seyrettim(k). Gerçekten çok iyiydi. Haliyle İncendies'i bulacağız şimdi ;)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kalidor - 28 Haziran, 2013, 00:31:35
İçimdeki Yangın'ı seyrettik. Çok sarsıcı bir film, gecenin bir vakti uykumuz açıldı resmen.  2012 yılında en iyi yabancı film oscarını alan İran filmi A Seperation'u da ısrarla öneririm.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 27 Temmuz, 2013, 19:59:42
(https://s24.postimg.org/s2dvdlcv9/kedidirofest4.jpg) (https://postimg.org/image/4o5w1nuxt/)

şu ara bir yandan attila dorsay'ın sinemanın yüzüncü yılında çıkardığı '' en iyi 100 yönetmen- 100 film-150 oyuncu'' kitaplarını karıştırıyor diğer yandan klasik dönem hollywodd filmleri izliyorum. bunlardan bir ikisine değinip asıl tavsiyelerime geçeyim:

RÜZGARIN MİRASI : Büyük oyuncu Spencer Tracy'in baş rolünde olduğu bir mahkeme filmi. derin amerika'nın güneyinde derste evrim teorisini anlattığı için eyalet kanunları gereği tutuklanan bir öğretmenin davası bir anda ulusal gündeme oturur. deneyimli bir avukat savunma, bir politikacı iddia makamını oluşturmak üzere şehre gelir. bu iki eski dstun karşı karşıya gelişi evrimin değil ifade özgürlüğünün tartışıldığı bir filmin ortaya çıkmasını sağlar.

PROFOSYONELLER: Burt Lancaster, Lee Marvin, Robert Ryan ve Jack Palance gibi ustaları bir araya getirmiş bir western. kağıt üzerinde insan daha ne ister. ancak benzer konulu yedi silahşörler'i ve özellikle vahşi belde'yi izlemişseniz bu film biraz eksik kalıyor.

CAT BALLOU: İşte harika bir western. sarhoş silahşör rolüyle Lee Marvin'e oscar kazandırmış, en güzel döneminde bir Jane Fonda'yı izleyebileceğimiz, bölüm geçişlerini Nat King Cole'un şarkılarıyla süslediği ( bakınız türk sinemasında kibar feyzo, salako vs...) komik, eğlenceli bir klasik...

  gelelim az bilinen değerli festival filmlerimize;

GÖKYÜZÜ KADAR KIRMIZI: İşte tüm ailece izlenebilecek, gerçek hayattan alınma muhteşem bir hikaye. italya'da bir kaza sonucu kör kalan küçük bir çocuk gittiği körler okulunda sesleri ve o seslerle yaratabileceği hikayeleri farkeder...

VE YAŞAM SÜRÜYOR: İran filmi olmadan kedidiro festivali olmaz. geçen seans tanıttığım 'arkadaşımın evi nerede' filminin devamı niteliğinde de olan bu filmde yönetmen ve küçük oğlu iran'da 1990'da gerçekleşen ve ülkenin özellikle ilk filmin çekildiği bölgesini vuran depremin ardından küçük oyuncularının akıbetini öğrenmek üzere yola düşerler. anlatılacak değil izlenecek film. filmden bir diyalog;
( çadır bölgesindeki afetzedeler dünya kupasındaki arjantin - brezilya maçını izlemek için anten kurmaya çalışmaktadır. yönetmen: yanlış anlamazsan bir şey sormak istiyorum
genç: biliyorum, afetten sonra... aslında benim de içim kan ağlıyor. kardeşimi, teyzemi yakınlarımı kaybettim
Y: ama
G: ama bu dünya kupası. dört yılda bir oluyor.
Y: (gülerek) anlıyorum. dört yılda bir. ya deprem?
G: ( o da gülerek) o da kırk yılda bir )

YEDİ PSİKOPAT: Farklı vesilelerle burada irlandalı yönetmen Martin McDonaugh'dan bahsetmiştim (In Bruges, Altıpatlar) bu film yönetmenin holywodd'ta çektiğ ilk film. kadroda gedikli oyuncusu Colin Farrel'e ek olarak Sam Rockwell ve büyük Christhoper Walken var. yan rollerde Tom Waits ve Hary Dean Stanton ise bonus. yine bol argo ve yine bol muhabbet ve irlanda mizahı. marty yedi psikopat isimli bir senaryo yazmaya çalışan ve alkol sorunu olan irlanda kökenli bir senaristtir. en yakın arkadaşları ise zenginlerin köpeklerini çalarak teslim ettiklerinde aldıkları bahşişlerle geçinen billy ve yaşlı hans'tır. bu ikili bir mafya babasının taparcasına sevdiği köpeğini kaçırınca işler çatallaşır.

IKIRU - YAŞAMAK: büyük japon sinemacı kurosawa'dan günümüzde geçen bir bürokrasi taşlaması ve hayatın anlamı üzerine bir deneme. belediyede bir masada 30 yıldır evrak damgalayan watanabe mide kanseri lduğunu ve çok az ömrü kaldığını öğrenir. bu yaşamını sorgulamasına yol açacaktır. filmin özellikle son bir saatini oluşturan watanabe'nin cenaze
taziyesi bölümüne bayıldım.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: hanac - 28 Temmuz, 2013, 12:35:31
Alıntı yapılan: kedidiro - 27 Temmuz, 2013, 19:59:42
IKIRU - YAŞAMAK: büyük japon sinemacı kurosawa'dan günümüzde geçen bir bürokrasi taşlaması ve hayatın anlamı üzerine bir deneme. belediyede bir masada 30 yıldır evrak damgalayan watanabe mide kanseri lduğunu ve çok az ömrü kaldığını öğrenir. bu yaşamını sorgulamasına yol açacaktır. filmin özellikle son bir saatini oluşturan watanabe'nin cenaze taziyesi bölümüne bayıldım.

Muhteşem bir filmdir. Toshiro Mifune'den bile fazla sayıda Kurosawa fişlminde oynayan Takashi Shimura başrolünde mükemmeldir.

Ayrıca Rüzgarın Mirası (Inherit the Wind)'ihep seyretmek istemişimdir ama fırsat olmamıştı.

Bu vesile ile bulup seyredeyim.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: darkwood - 28 Temmuz, 2013, 19:13:39
PROFOSYONELLER: Burt Lancaster, Lee Marvin, Robert Ryan ve Jack Palance gibi ustaları bir araya getirmiş bir western. kağıt üzerinde insan daha ne ister. ancak benzer konulu yedi silahşörler'i ve özellikle vahşi belde'yi izlemişseniz bu film biraz eksik kalıyor.

Sevdiğim westernlerden biriydi, hatırlamak güzel oldu.  :)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 09 Eylül, 2013, 23:36:11
(https://s12.postimg.org/r4ct1jetp/kedidiro_Fest5.jpg) (https://postimg.org/image/6k7z31z2h/)

  alternatif sinemayı sevenler için kedidiro film festivalinin yeni  tavsiyeleri şunlar ;

HAYAT AVCISI-(THE IMPOSTER) :  Gerçek ve akıl almaz bir olayın son derece sürükleyici belgeseli. bir yandan gerçek video görüntüleri, diğer yandan olayın kahramanlarının anlattığı kısımların canlandırması. olay şu ; amerika teksas'ta 13 yaşında bir çocuk kaybolur. 4 yıldan uzun bir süre sonra ispanya linares'te o olduğunu iddia eden biri ortaya çıkar. kaybolan çocuk sarışın, mavi gözlüyken bu esmer, kahverengi gözlüdür ve dikkat!! aile buna rağmen onun kaybolan oğulları olduğunu söyleyerek bağrına basar... sonrasını izleyip görün derim

STAND BY ME ( BENİMLE KAL) : Stephen King okuru değilim ama yazdığı öykülerden uyarlanmış filmler genelde 10 numara oluyor diyebilirim. bu filmde üstadın '' ceset'' isimli öyküsünden uyarlanmış. amerika'nın küçük bir kasabasından 4 yeni yetme tesadüfen duydukları bir bilgi üzerine kayıp bir çocuğun cesedini görmek üzere demir yolu ve nehir boyunca bir yolculuğa çıkar. yaklaşık iki gün boyunca ailelerden ve o yaştaki çocukların konuşacağı şeylerden ( - mıghty mause mu yener süpermen mi?) konuşurlar ama sonuçta ortaya hikayeler ve büyüme sancıları üzerine unutulmaz bir film çıkar. gencecik bir river phoenix'i izlemek de güzeldi ki zaten hep genç kaldı  :(

NEREDESİN SUPERMAN (BEKAS) : hiç bir yıl gidemediğim ama her yıl kitapçığından filmler seçtiğim istanbul film festivalinde bu yıl ki favorim bu filmdi ve şükür fazla beklemeden izleme şansı buldum. 90'ların başında saddam rejimi altındaki ırak'ın kuzeyinde anne ve babalarını kaybetmiş iki kardeş kaçak yollarla birazını izleyebildikleri süpermen filminden çok etkilenip amerika'ya gidip süpermen'den yardım istemeye karar verirler. sonrası çoğunlukla komik, yer yer hüzünlü bir masal... teknik desteği isveç'ten alınan filmin görüntü kalitesi de çok yüksek. çocuk oyuncular ve yol boyunca karşılaştıkları kişiler de çok başarılı. özellikle zana isimli küçük kardeş insanın kalbini hemen kavrayıveriyor.

HARAKİRİ : festivalimizin bu seferki uzak doğu filmi ise bir yandan samuray kültürünü, bir yandan açlığı, öte yandan da politika denen şeyin nasıl işlediğini çok güzel anlatan bir dram. barış dönemi japonya'sında işsiz kalan samuraylardan biri soylu ailelerden birinin kapısına gelerek avlularında harakiri yapmasına izin vermelerini ister. ancak hem ev sahiplerinin hem de samurayın sırları vardır..

BALİNANIN SIRTINDA : Son filmimiz Yeni Zelanda'dan. yerel maori şeflerinden biri soylarını devam ettirecek erkek torun beklerken gelini ve erkek torunu doğum sırasında ölür. kalan kız kendini çok sevdiği dedesine kabul ettirebilmek için mücadele etmek zorundadır. yine bir büyüme hikayesi. bu kez bir kız çocuğu ve baş etmesi gereken sadece insanlar ve onların önyargıları değil. bir de efsaneler var...

"Büyümek benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşımda tamamladım - ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek." Ursula K. Le Guin
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: yunusmeyra - 10 Eylül, 2013, 01:35:55
festivalin notlarını aldık hocam..2'sini seyrettiğimiz bu filmlerden diğerlerini tedarik etmeye çalışacağız  :)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: hanac - 12 Eylül, 2013, 09:42:34
Alıntı yapılan: kedidiro - 09 Eylül, 2013, 23:36:11
SÜPERMENİ BEKLERKEN

Selami Hocam, bu filmin orijinal adını öğrenebilir miyim ?
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 12 Eylül, 2013, 11:46:19
Alıntı yapılan: hanac - 12 Eylül, 2013, 09:42:34
Selami Hocam, bu filmin orijinal adını öğrenebilir miyim ?

  Amerikan eğitim sistemi üzerine şahane bir belgeselle çok benzer ad taşıması nedeniyle karıştırdığım filmin orjinal adı '' Bekas'' ve ülkemizde '' neredesin superman'' adıyla oynadı. yukarda da gerekli düzeltmeyi yaptım.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: hanac - 12 Eylül, 2013, 12:08:42
Alıntı yapılan: kedidiro - 12 Eylül, 2013, 11:46:19
Filmin orjinal adı '' Bekas'' ve ülkemizde '' neredesin superman'' adıyla oynadı.

Şimdi buldum hocam, teşekkürler.

İlgilenenler için imdb sayfası

http://www.imdb.com/title/tt1733105/?ref_=sr_1 (http://www.imdb.com/title/tt1733105/?ref_=sr_1)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 11 Kasım, 2013, 22:47:09
(https://s3.postimg.org/wt0qp4yrn/kedidiro_Festivali3.jpg) (https://postimg.org/image/l3wr167sv/)

kedidiro film festivalinde birikmiş film izlenimlerim ve ilgili dostlara tavsiyelerimdir:

    42 : forumda kısaca değinilse de anmamın şart olduğunu düşündüğüm bu güncel hollywodd filminin bu yıl ki oscar ödül törenlerinde harrison ford'a en azından bir adaylık getirmesini diliyorum. 1950'lerde amerikan profosyonel beyzbol liginin ilk siyahi oyuncusu jackie robinson'ın gerçek hikayesi. onca filmden sonra bile nasıl oynandığı, kuralları hakkında hiçbir fikrimin olmadığı bu oyun hakkında izlediğim - düşler tarlası ile birlikte- en etkileyici film. belki de her iki filmin de asıl derdi beyzbol olmadığındandır ;)

   DONKMAKGOL'A HOŞGELDİNİZ : Komik, sıcak, büyülü, başında ve sonunda ise şiddet yüklü bir kore filmi. kore savaşı sırasında olayların tamamen dışında yaşayan barış dolu bir köye bir dizi tesadüf sonucu bir amerikan pilotu, iki güney  ve üç kuzey kore askerinin yolu düşer. bu büyülü köyde savaşmak anlamsız ve gereksizdir. ancak dışardaki savaş da köye giderek yaklaşmaktadır.

   MADEO ( ANA) : Muhteşem bir kore filmi daha. şifalı bitki toplayıp satarak, yasal olmayan akapunktur tedavileri uygulayarak yaşayıp giden kadının tüm varlığı hafif zeka engelli oğludur. bu oğul bir sabah polis tarafından bir genç kızı öldürdüğü gerekçesiyle alınıp götürülür ve yaşlı kadın oğlunun masumiyetini ispat için mücadeleye girişir. biliyorsunuz dostlar bu başlıkta izlediğim tüm filmleri değil, değeri yeterince bilinmeyen izlenesi filmleri tanıtmaya çalışıyorum. eğer tavsiyelerime güveniyorsanız ve bu sefer ki listeden tek film izleme şansınız varsa bunu izleyin derim...

KAHİRE'NİN MOR GÜLÜ: woddy allen'den sevdiğimiz sinemaya mizah ve akıl dolu bir saygı duruşu. evinde, işinde mutsuz genç kadın fırsat buldukça sinemanın büyülü atmosferine sığınmaktadır. büyük bir aşkla her gün seyrettiği filmde bir gün çok garip bir şey olur. filmdeki maceracı yakışıklı onu farkeder ve filmden çıkarak hayata karışır. filmse içinden bir oyuncu çıktığı için yürümemektedir. hem gerçek dünyada hem perdedeki filmde işler karışır.

  Z (ÖLÜMSÜZ) : politik sinemanın büyük yunan yönetmeni costa gavras'ın 1969'ta en iyi yabancı film oscarı almış başyapıtı. filmde adı telaffuz edilmese de yunanistan'da muhalif bir politikacı bir devlet komplosu içinde öldürülüp trafik kazası süsü verilmeye çalışılır. ancak halk ve soruşturmaya atanan genç savcı derin devletin bağırsaklarının içine doğru bir yolculuğa çıkacaktır. filmi en iyi anlatan şey başındaki şu cümle belki; '' Gerçek olaylarla, sağ ya da ölü olsun gerçek kişilerle olan benzerlikler tesadüfi değildir. Her şey KASITLIDIR"
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: V - 11 Kasım, 2013, 23:16:33
Z ve 42'yi izlemiştim hocam.Donkmakgol'a Hoşgeldiniz ve Madeo öncelikli olarak listeme girdiler bile.Teşekkürler ..
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: emre ozdamarlar - 12 Kasım, 2013, 14:10:26
Kahire'nin Mor Gulu kazayla izledigim ilk Woody Allen filmidir. Genclik yillari, Woody'ye mesafeli duruyorum, kasinti, sanatsal bi yönetmen saniyorum. Kahire'in Mor Gulu'nu cnbce vermisti, öylesine kanal degistirirken izlemeye baslamistim. Ondan sonraki haftalar ise sadece Woody Allen filmlerini izlemekle gecmisti :)

Bu guzel tanitimlar icin tesekkurler hocam.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: Hayal Kahvem - 12 Kasım, 2013, 15:49:28
Cenaze İçin Bir kaç Kilo Hurma... İran filmi. Bir kaç gün önce seyrettim. Hararetle tavsiye ederim.


(http://www.edebifikir.com/medya/0922379.jpg)

Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 12 Kasım, 2013, 18:21:17
 
Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 12 Kasım, 2013, 15:49:28
Cenaze İçin Bir kaç Kilo Hurma... İran filmi. Bir kaç gün önce seyrettim. Hararetle tavsiye ederim.


(http://www.edebifikir.com/medya/0922379.jpg)



bulundu, izleme listesine eklendi.teşekkürler...
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: V - 12 Kasım, 2013, 18:58:23
Ekledim,  kaçmaz...Sağolasın ortak. .
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 12 Haziran, 2016, 15:04:39
(https://s11.postimg.org/vmgifb27n/kedidiro_Film2.jpg) (https://postimg.org/image/z62g544xb/)

   yaklaşık 2,5 yıl sonra kedidiro film festivalinden herkese merhaba... alternatif sinema seven dostlar ve başlığı ilk kez okuyacak olanlar hızla sizi aşağıya alalım.
1-DO THE RİGHT THİNK- DOĞRUYU SEÇ : 1989 yapımı bu spike lee filmi siyah sineması diye bir şeyden bahsedilebilecekse  şüphesiz onun en önemli başyapıtlarından biri. çok sıcak bir günün hikayesi. harlem'de müşterilerinin tamamı latinlerden ve siyahilerden oluşan bir italyan pizza dükkanı. sokakta işsiz güçsüz takılanlar, koreli manav, fonda sürekli bir müzik yayını ve sıcak, çok sıcak... gün ilerledikçe olaylar çığrından çıkacak ve herkes seçimini yapmak zorunda kalacaktır. filmin sonunda siyahi hareketin iki önemli liderinden ( martin luther king - malcolm x ) yapılan iki alıntı aslında filmin derdini harika anlatıyor. amerikan sinemasının hemen tüm siyahi oyuncularının arz-ı endam ettiği filmin asıl yıldızı ise yıllardır mahallenin pizzacısı olan sal rolünde danny aiello'dur. konu ağır gibi göründüyse ben doğru tanıtım yapamadığımdandır. son derece tempolu bu filmi izleyin, pişman olmayacaksınız
2- SİVAS : bu seanstaki yerli film önerim geçtiğimiz yıl ülkemizin oscar adayı da olan kaan müjdeci'nin ilk filmi sivas... konusunu duymamış olanlar için kısaca hatırlatayım. yozgat'ın bir köyünde kendince büyük dertleri olan bir çocuk köpek dövüşünde yaralanarak terk edilmiş bir kangala sahip çıkar. çok uzun zamandır bu filmdeki çocuk oyuncunun (doğan izci) performansı kadar iyi bir oyunculuk izlemedim ki zaten bu yaşında venedik film festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü de kazandı. sıcak bir dostluk filmi. ama sırf çocuğun oyunculuğunu görmek için bile izlenir
3- DARBEYERE ELİ- ELLY HAKKINDA : kedidiro film festivali iran filmsiz olmaz. allahtan iran sineması da o kadar iyi ki her sinemaseverin takibini hak ediyor. iran'ın uluslararası arenada en çok kabul gören yönetmeni asghar farhadi'nin 2009 yapımı ilk filmi. iki-üç orta sınıf iran ailesi hazar gölü kıyısına tatile gelirler. yanlarında ailelerden birinin çocuklarının ana okulu öğretmeni genç bir kız da vardır. herşey yolunda görülürken genç öğretmen ortadan kaybolur. sonrasında onu hiç tanımadıklarını farkederler. aslında sadece onu değil birbirlerini hatta kendilerini bile yeterince tanımadıklarını farkedeceklerdir. o kadar çok yalan vardır ki küçük ve huzurlu dünyalarında artık hiçbir şeyin eski haline dönmesi mümkün değildir. dram olarak adlandırılsa da harika bir gerilim filmidir.
4- THE OLD MAN :  sanatın ister sinema ister edebiyat olsun yüceliğine bir kez daha iman ettiğim harika kazak filmi. bir " ihtiyar adam ve deniz" uyarlaması. ama bu kez olay kazak bozkırında geçiyor. küçük sürüsünü harekete geçmiş bir kurt sürüsünden kurtararak köyüne dönmeye çalışan yaşlı bir adam ve dedesini kurtarmak için ortalığı ayağa kaldırmış olan torununun hikayesi. orjinal dilinde izlerseniz kazak türkçesiyle dilimiz arasında bulacağınız benzerliklerde bonus izleme zevki veriyor
5- MANDARİİNİD- MANDALİNALAR : biliyorsunuz her kedidiro film festivalinden tek film izleyecekseniz hangisi olmalı tavsiyem olur. bu kez izlemeniz için baskı kurmak istediğim film bu. 2013 yapımı bu gürcü filmi 90lı yıllardaki gürcistan- abhazya çatışmaları döneminde terk edilmiş bir köyde geçiyor. abhazya bölgesinde halkı estonyalılardan oluşan bu köyde savaşla birlikte kimse kalmamış herkes ana yurtları estonya'ya dönmüştür. sadece olgunlaşmış mandalinalarını satıp öyle gitmeyi isteyen margus ve köyden ayrılmayı düşünmeyen yaşlı marangoz ivo kalmıştır. olaylar yaşlı ivo'nun evini biri gürcü biri çeçen iki yaralı askere açması ve onlardan evin içindeyken birbirlerine zarar vermeyecekleri sözü almasıyla gelişir. savaşların anlamsızlığı üzerine bir başyapıt... ben bu filmi izlemiş olduğum için kendimi daha zengin addediyorum.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: Peyami - 13 Haziran, 2016, 00:00:52
Özellikle Sivas ve Mandalinalar filmlerini not ettim. İlk fırsatta gecenin ıssızında seyretmeyi düşünüyorum. Bu festival bırakın böyle uzun araları, en az 3 ayda bir düzenlenmeli bence. Bir de afişleri falan burada görsek tam havaya girerdik aslında. Mandalinalar'ın afişini ben ekliyorum.

(https://c3.staticflickr.com/8/7605/27039720754_0184a2385e_o.jpg)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: alan ford - 13 Haziran, 2016, 00:18:54
(http://www.stff.org/wp-content/uploads/2015/10/Sivas_Poster.jpg)

  Uzun zamandır arıyorduk ama ilk kedi buldu. ;D  N
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 13 Haziran, 2016, 04:54:04
Alıntı yapılan: Peyami - 13 Haziran, 2016, 00:00:52
Özellikle Sivas ve Mandalinalar filmlerini not ettim. İlk fırsatta gecenin ıssızında seyretmeyi düşünüyorum. Bu festival bırakın böyle uzun araları, en az 3 ayda bir düzenlenmeli bence. Bir de afişleri falan burada görsek tam havaya girerdik aslında. Mandalinalar'ın afişini ben ekliyorum.

bu forumdaki 6. yılımı doldurmak üzereyim ama hala fotoğraf yüklemeyi becerebilmiş değilim. kusura bakılmasın :). açığımızı kapatan dostlar sağ olsun, var olsun
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 06 Temmuz, 2016, 19:44:14
   Kedidiro film festivali bu kez tavsiyeler için değil saygı duruşu amacıyla perde açıyor. Abbas kiyarüstemi öldü. Festivalimizde daha önce iki filmini tavsiye ettiğimiz ( arkadaşımın evi nerede- hayat devam ediyor) iran sinemasının büyük ustası dün ebediyete göçtü. Yüreğimizin yakınında bir yeri olan değerli bir sanatçıydı. Hayat ve ölüm hakkında konuştu. Arabalarıyla veya yürüyerek bozkırın ortasında dolanan adamların ve çocukların hikayeleriydi hepsi. Toprağının şiirini filmlerine taşıdı. Filmlerini isimlerinde ( rüzgar bizi sürükleyecek - kirazın tadı) ve içlerinde bunları kullanmaktan hiç geri durmadı. Anlattığı ayrılmayı hiç bir zaman düşünmediği yurdunun hikayeleriydi. Ama tüm dünyada sesi yankı buldu. Zira yaşamak ta ölmek te herkesin derdi. Son filminde ( aslı gibidir) daha iyi teknik imkanlarla, daha profosyonel oyuncularla ( juliet binoche) avrupada çalıstı. Filmde ingilizce, italyanca ve fransızca konuşuluyordu ama film yine abbas kiyarüstemi'nin filmiydi. Filmlerini izlemekten her zaman büyük mutluluk duyduğum bu dev sinemacının hatırası önünde saygıyla eğilmeyi borç bilirim. Filmleri dünyamı güzelleştirmiş ve zenginleştirmişti. Bana soracak değiller ama ben kendisinden razıydım. Dünyanın her köşesinden yüzlerce takipçisi gibi... İtikadınca dinlensin...
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 29 Ocak, 2017, 17:10:45
(https://c1.staticflickr.com/1/384/32509916481_86d6c00f10_o.jpg)

oscar adayı filmler yavaş yavaş gözümüzün önüne serilmişken alternatif film severleri unutmuyor ve kedidiro film festivalinin tavsiyelerine geçiyoruz;
1- REMEMBER (HATIRLA) ; kanadalı sinemacı atom egoyan'ın son filmi bir huzurevinde yaşayan ve hafıza kaybı derdinden muzdarip yaşlı bir adamın çok eski bir hesabı kapatmak üzere auschwitz'deki kamp komutanının peşine düşmesinin hikayesi. kendi gibi auschwitz'den sağ kurtulmuş diğer bir huzurevi sakininin yazdığı mektup rehberliğinde kanada'ya kadar uzanan bir yolculukta en büyük düşmanı giderek kendini terk eden hafızasıdır. christopher plummer'in muhteşem oyunculuğuyla...
2- KİMSE İRAN KEDİLERİNDEN BAHSETMİYOR ;  üzeri biraz tozlansa da izlememiş olanlara sağlam senaryosu, doğal oyunculukları ama hepsinden önemlisi müziği ile değerli zaman vaat eden bir iran filmi. yurtdışında bir festivalden davet alan iranlı genç bir rock topluluğunun önünde hem bürokratik engeller vardır hem de bir iki eleman daha bulmaları gerekmektedir. iran'ın yeraltı müzik dünyasına içerden bir bakış. gerçek müzisyenler, gerçek dertler...
3- GRAVE OF THE FİREFLİES (ATEŞBÖCEKLERİNİN MEZARI) ; Forumda bu filme mutlaka değinilmiştir ama kedidiro'da festivalinde tavsiye etmiş olsun. 2. dünya savaşında ateş altındaki japonya'dan iki kardeşin yaşama ve yaşatma savaşı. asla tek oturumda seyredemediğim bu anime şaheseri elimde olsa tüm gençlere, yetişkinlere, liderlere, savaş çığırtkanı gazetecilere zorla seyrettiririm. faydası olur mu? Sanmıyorum :-\ :-\
4- THE NİGHT OF ; bu kez bir film değil tek sezonluk bir dizi tavsiye ediyorum. düzgün bir hayat süren müslüman göçmen amerikalı ailenin genç oğlu babasının taksisiyle partiye gitmeye çalışırken arabaya hüzünlü bir kız alır. kızın evinde birlikte olurlar. ardından kız yatakta zalimce katledilmiş bulunur. herşey genç delikanlının aleyhinedir. küçük davalar peşinde koşan bir avukat savunmasını üstlenir. 8 bölüm süren dizi üstte katil kim sorusunun peşinden gitse de alttan alta çok daha derin meselelere dalıyor. loser avukatta john turturro, zanlı gençte yükselen grafiğiyle riz ahmed ve onun hapishanedeki akıl hocası rolüne the wire'ın omar little'ı michael k. williams döktürüyor
5-IERİ, OGGİ, DOMANİ( DÜN, BU GÜN, YARIN) ; bu festivalin klasiği italya'dan. eşsiz sophia loren ve marcello mastroianni ikilisinin üçer rolle karşımıza çıktığı victoria de sica komedisi. ilki napoli'de, ikincisi milano'da üçüncüsü ise roma'da geçen harika bir komedi. özellikle birbirinden tamamıyla farklı üç karakteri aynı lezzette oynayan sophia loren için bile izlenir.
6-ER İST WİEDER DA ( VE YİNE KARŞINIZDA) ; son dönemde ülkesinde ve dünyada çok satan timur vermes kitabının aynı isimli filmi. metafizik birtakım olaylar sonucu hitler günümüzde yine canlanır ve hedefine ulaşmak için başarısız bir televizyoncuyu kullanır. komik ve düşündürücü. ne yazık ki dünyanın her yerinde hitler zihniyeti daima iş başında. bir de ilginç not; canlandığında onu şoka sokan şeylerden biri de almanya'da bu kadar çok türk olması. bunu ise almanya'da da yayınlanan bir türk gazetesi gördüğünde yaşıyor. acaba hangi gazeteyi okuyor hitler  ??? ???
7-THE FEAR OF 13 ( 13 KORKUSU) ; son olarak alternatifin dibi bir film siz sinemaseverlere. aptalca bir gençlik hatasıyla işlemediği bir suçtan 22 yıl hapis yatan idam mahkumu nick yarris anlatıyor bir buçuk saat boyunca ve siz arada birkaç görüntü ve tam zamanında giren ses efektleri dışında sadece adamı izliyorsunuz. sıkılmayacağınıza bahse girerim
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: Peyami - 31 Ocak, 2017, 09:12:03
Bu festivalde Remember, Kimse İran Kedilerinden Bahsetmiyor filmleri seyredilecekler listeme not edildi. Özellikle De Sica'nın keşfedilmeyi bekleyen çok filmi olduğunu da ekleyeyim. Favorilerimdendir. 
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: alan ford - 31 Ocak, 2017, 12:55:14
Remember'a geçenlerde TV'de rastlamış ve başına çakılmıştım . Kesinlikle tavsiye ederim . Diğer filmleri de attım listeye :)
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 31 Ocak, 2017, 20:07:15
Kedidiro film festivalini filmlerin afişleri ve festivale özel afişle zenginleştiren peyami üstada saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sayesinde festivalimizin görünürlüğü arttı
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: tommikser - 05 Şubat, 2019, 23:26:50
Selami abi bu değerli filmler için sağol ama burası çok çok sessiz kalmış.Yeni izlediğin filmlerden seni etkileyenleri yazsan.Burası biraz canlansa.
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 21 Mart, 2020, 00:57:52
Neredeyse yıllar sonra kedidiro film festivalinden merhaba... Bilenleriniz mutlaka vardır ama letterboxd isimli bir uygulamaya dadandım çocukların gazıyla. Izlediğiniz filmleri ekliyor, listeler yapabiliyor, izlemek istediklerinizi belirleyebiliyorsunuz. Uygulamanın en sevdiğim yanı filmleri yıl yıl sıralaması... Bu sayede zorlu ve çok keyifli bir liste yapmaya giriştim. " Her yılıma bir film". Bu liste an itibarıyla 2360 filmlik izlenmiş filmlerim arasından doğum yılım olan 1971den günümüze her yıldan bir film seçme esasına dayanıyor. Dolayısıyla bu liste en sevdiğim 49 film listesi değil. Bazı yılların öyle muhteşem filmlerini izlemişim ki birini seçmek çok zordu. Bazı yıllarda ise aksine hiç zorlanmadım. Içlerinden daha önce kedidiro film festivalinde veya sinema sayfalarımızda tanıtılmışlar  var. Bu karantina günlerinde alternatif bir sinema listesi olarak da görülebilir. Şimdilik sadece yapım yılları ve yönetmenleri... Soracaklarınız olursa hepsini ayrı ayrı da överim ilerde. Buyrun başlayalım. Yakından uzağa
2019 - honeyland - tamara kotevska
2018-capernaum - nadina labaki
2017- three bilboard outside ebing missouri- martin mc donatı
2016- fences - denzel washington
2015 -remember - atom egoyan
2014 - sivas - kaan müjdeci
2013- Inside Llywen davis - ethan coen
2012- pieta - kim ki duk
2011- bir zamanlar anadoluda - nuri bilge ceylan
2010 -Incendies - denis villeneuve
2009 - the secret in their eyes - juan jose campanella
2008- In bruges - martin mc donatı
2007- I'm not there - todd haynes
2006 - the fall - tarsem singh
2005 - tzameti - gela babluani
2004- duvara karşı - fatih akın
2003- old boy - park chan wook
2002- los lunes al sol- fernando leon de aranje
2001 -baran - majid majidi
2000- In the mood for love - wong kar wai
1999- al about my mother - pedro almodovar
1998- gemide - serdar akar
1997-gattaca - andrew niccol
1996- fargo - joel coen
1995 - la haine - mathieu kassovitz
1994-  before the rain - milcho manchevski
1993 - three colors: blue - kristof kieslowski
1992 - unforgiven - clint eastwood
1991 - europa - lars von trier
1990- goodfellas - martin scorsese
1989-  dead poets society - peter weir
1988- time of the gypsies - emir kusturica
1987- full metal jacket - stanley kubrick
1986- stand by me - rob reiner
1985 - ran - akira kurosawa
1984- once upon a time in america - sergio leone
1983 - zelig - woody allen
1982- yol - şerif gören
1981 - on golden pond - mark rydell
1980- the blues brothers - john landis
1979- kramer vs kramer - robert benton
1978- sultan - kartal tibet
1977- high anxiety - mel brooks
1976- taxi driver - martin scorsese
1975 - one flew over the cuckoo's nest - milos forman
1974- the goodfather: part 2 - francis ford coppola
1973- gelin - ömer lütfü akad
1972 - the goodfather: part 1- francis ford coppola
1971- a clockwork orange - stanley kubrick
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 22 Mart, 2020, 23:35:32
Gelelim festivalimizden kimi filmlerin tanıtımına. Öncelikle içlerinde çok sayıda herkesin bildiği klasikler var. Her sinema severin bunları izlediğini var sayarak geçiyorum.  (baba serisi , goodfellas, taxi driver, once upon a time in america vs..) Yine çok sayıda kült film de var listemde. Bunlar da has sinema sever dostların radarından kaçmamıştır diye umuyor ve onları da geçiyorum (ölü ozanlar derneği, çingeneler zamanı, full metal jacket, yol , cazcı kardeşler vs...) Daha önce kedidiro film festivalinde tanıtımları yapılmış filmler var. Yeni gelmiş olanları ön sayfalara davet ediyor ve onları da geçiyorum ( zelig, gözlerindeki esrar, içimdeki yangın vs..)

        Kalanlara dair birkaç izlenimimi, kişisel hikayemi paylaşmaya başlayayım o zaman. Keşke az yetenekli olup afişlerini de koyabilseydim. Ama kuru yazıyla yetinmek zorundayız. Dilerim içlerinden bazılarını izlemeniz için gerekli motivasyonu sağlayabilirim ve dilerim izlediğinizde benim kadar mutlu olursunuz.

HONEYLAND - 2019 ; Parazit, Irıshman ve Joker gibi harika filmlerin gösterime çıktığı 2019 yılından benim filmim bu. Bu yıl hem en iyi yabancı dilde film hem en iyi belgesel dalında Oscar adayı olan bu sıcacık Makedon filmi törenden eli boş dönse de alternatif filmleri sevenler için yılın keşfi oldu. Makedonya'nın ıssız bir köyünde yatalak annesine bakan ve geçimini doğal balcılık ile sağlayan geçkin kız Hatice'nin filmi. Köye kalabalık bir aile geldiğinde Hatice onları sevgi ve mutlulukla karşılar. Bildiği her şeyi öğretir. Ancak bir süre sonra ailenin babasının gözünü para hırsı bürür. Daha fazla bal alma uğruna Hatice'nin üretimine ve ekolojiye zarar vermeye başlar... Bu  sıcacık film bana sinemada gördüğüm en unutulmaz karakterlerden birini sundu. Hatice sevgi dolu bir kadın, aldığı balın yarısını arılara geri bırakan, sürekli baş örtüsü taktığı halde çarşıdan saç boyası seçen, anacığına gül gibi bakan ama yalnızlığına da için için yanan bir kadın... Müthiş doğa manzaraları ve tatlı bir Türkçe de cabası...

IN THE MOOD FOR LOVE  (AŞK ZAMANI) - 2000;  2000 yılının filmini seçerken hiç zorlanmadım. Zira bu güne dek bu filmden daha iyi bir aşk filmi izlemedim. Hong Kong da aynı binanın farklı odalarında kiracı olan , yemeklerini sokak satıcılarından alan bir kadınla bir adamın yasak aşkı... Tutkulu bir aşkın filmi ama  film boyunca tabir caizse elleri dahi birbirine değmiyor... Muhteşem müziklerle, ustalık dolu oyunculuklarıyla, renk paletinin zenginliğiyle ama en çok sessizlik anlarındaki yoğun duygusuyla hatırdan kolay kolay çıkmayacak bir film...

LA HAİNE (PROTESTO)- 1995: İyi sanat cepheden ağzınızın üstüne tokadı çarpan , sizi tutup sallayan sanattır zannımca. Bu film tam da böyle bir film. Kariyerinin başındaki gencecik oyuncular Vincent Cassel, Said Taghmoui ve Hubert Kounde'nin oynadığı, yönetmen Matheiu Kassovitz'in ilk yönetmenliğinde muhteşem bir kurmaca belgesel. Paris sokakları bir gece önce gençlerle polis arasındaki çatışmalarda alev topuna dönmüştür. Varoşlardan bir genç polis kurşunuyla vurulmuş hastanede yatmaktadır ve bir polis tabancası kayıptır. Film yaklaşık yirmi dört saat boyunca varoşlardan üç genci takip eder... Farklı etnisitelere sahip üç arkadaş gün içinde Paris'e iner, dönüşte son metroyu kaçırır. Her şey bir doğallık içinde akıp gider ama ; " Bu 50 katlı bir binadan düşen bir adamın hikayesidir. Her katı indiğinde; şimdilik her şey yolunda, şimdilik her şey yolunda der... Oysa önemli olan düşmek değildir. Yere iniştir."

GELİN – 1973 ; Sinemamızın ustasız ustası Ömer Lütfü Akad'ın Göç Üçlemesi serisinin ilk filmi. Diğer ikisi de ( Düğün , Diyet) çok iyi filmler ama Gelin benim için hem serinin hem 1973 yılının en iyi filmi. Yozgat'tan İstanbul'a göç etmiş bir ailenin büyükşehirde tutunma, büyüme gayretinin filmi. Ailenin en küçük oğlu da karısı ve hasta çocuğu ile büyük şehire gelir. Gelinin hedefi oğlunun tedavisini yaptırmaktır. Ancak aile büyüklerinin kendince çok daha önemli dertleri vardır.  Yeni bir dükkan açmak gibi... Büyük şehirde yaşasalar da taşralarını da yanında taşıyan insanımızın filmi. Bir coğrafyacı olarak en ilgimi çeken konulardan biri olan göçe dair bu topraklardan çıkmış muhteşem bir film. Aliye Rona başta tüm oyuncuların ustaca yorumuyla...

HIGH ANXİETY- 1977; Çıplak Silah, Hot Shots, Scary Movie gibi parodi filmleri yokken Mel Brooks ve onun filmleri vardı. Young Frankenstein dan Spaceballs a, Blazing Saddles'e kadar bir birinden komik parodiler çekti. Sivri dilinden kovboy filmleri de Robin Hood da nasibini aldı. Neden bilmem ( belki bu filmler kadar saygılı olmadıklarından ana filmlerine) sonraki takipçilerine bir türlü ısınamasam da onun filmlerinden hep keyif aldım. Bu film ise adından da anlaşılacağı üzere Hitchcock filmleri başta olmak üzere gerilim türü filmlere bir bakış ve bence en güzel Mel Brooks filmi... İzleyeli yıllar olduğu halde bir çok espriyi halen hatırlıyor olmam benim için bunun en büyük delili...

Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: alan ford - 24 Mart, 2020, 00:10:19
 High Anxiyety'nin üstüne absürd komedinin şahı Monthy Python da çok iyi gider bence
Başlık: Ynt: kedidiro film festivali
Gönderen: kedidiro - 09 Ocak, 2021, 23:19:38
BEZ BEBEK :Mersin arslanköy'ün tiyatrocu kadınları benim kahramanlarım. Ekibin kurucusu ümmiye koçak'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve amatör yoldaşlarıyla oynadığı "yün bebek" filmi blu tv 'de... Bu sayede fırsatı kaçırmayıp izledim. Umduğumun çok üzerinde bir film buldum. Konu belki klişe, oyunculuklar çok amatör ama müzikleri, görüntüleri kesinlikle çok başarılı. Ortada imeceyle yapılmış ama çok özenilmiş, üzerinde düşünülmüş bir iş var... Örneğin; filmde sadece bir tek sahnede o da duvarda bir gölge olarak erkek figür görüyoruz. Görüntüleri olmadığı gibi sesleri de yok filmde erkeklerin. Ama bu filmde erkeklere dair hiçbirşey yok demek değil. Aksine film erkek şiddetiyle de ilgili. Ama bunu alışık olmadığımız bir tarzda - o erkekleri yetiştiren kadınlar üzerinden- anlatıyor... Ezcümle bu küçük ama değerli , dertli filmi izlemenizi tavsiye etmiş olayım. Emeği olan herkese saygı ve hayranlığımı sunarak...