Portekiz - KaraKarga Yayınları

Başlatan memospinoz, 14 Şubat, 2019, 22:44:25

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

O kadar tartışıyoruz ama anafikri de yazmam lazım...

Bir iş ekmek parası için yapılıyorsa işin kalitesini ona ödenen bedel belirler. Hele ki bir de insan kaynağı sıkıntısı varsa...

Zevk için yapılıyorsa bedelsiz dahi gerçekleşir bu iş. Odak işin kalitesidir zaten, para sorgulanmaz. Sonuçları da tatmin edici olur.

Yayıncılarımızın bu zevk için grafik işleri yapan kişileri bulabilmesi dileğiyle  :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


BAHADIR

Bir kişi para kazanırken, üretime katkı yapacak olan diğer kişi o işi zevk olsun diye yapmaz... ;)

Ama zevk aldığı işten bir de ufakta olsa maddi bir kazanç elde ediyorsa... O zaman olur... Şu an piyasada ki işlere baktığımızda bu işi keyif alarak yapan insanların bir elin parmak sayısını geçtiğini sanmıyorum...

ferzan

    Benim bu konuya yaklaşımım, daha çok kendimden hareketle olacak...

    Ben 10 seneye yakındır profesyonel çizer olarak hayatımı kazanıyorum...Çizgiden yarı zamanlı gelir elde etmeye başlamam ise 15 seneyi buluyor...Tam zamanlı ya da freelance olarak yayın evleri, çizgi film stüdyoları, çeşitli firmalar ve reklam ajansları için, dergiler için hep çizdim...Çizgi öyküler, illustrasyonlar, tasarımlar, story-boardlar, çocuk kitapları ve saireler hazırladım...Çok azında iyi paralar aldım, genelinde ortalama memnuniyet ya da günü kurtarma durumu vardı, şu an da 3,5 senedir bir firmanın maaşlı kadrolu çizeriyim...Bazen araya sıkıştırılan ek işlerin piyasada benim aldığım maaşın 4-5 katına yapıldığını biliyorum ama bana bu ekstra işlerin ücreti verilmiyor, aynı maaşa dahilmiş gibi oluyor...Bu durum canımı sıkıyor...

    Canımı sıkan bir diğer unsur da emeğime biçilen fiyatlar...Özellikle freelance işlerimde yine çoğu kez istediğim ve hak ettiğim rakamları alamıyorum, devamlı bir aşağı çekme durumu oluyor, çoğuyla muhatabı kesiyorum...Bazen hatır gönül için asla kabul etmeyeceğim rakamlara kapaklar ya da kitap resimlemeleri yaptığım oluyor...Sadece o üretimin editörü ya da yazarı ile bir geçmişimiz, hatır-gönül ilişkimiz olduğundan ve bütçelerini de bildiğimden ses etmiyorum...Dolayısıyla çok nadiren karşıma çıkıp beni şaşırtan aşırı cömert ödemelerle de bir nebze olsun teselli bulduğum oluyor birkaç senede bir...

    Yalnız şöyle bir durum var, ben 50 TL 'ye yaptığım işte de, 500 TL 'ye yaptığım işte de bir kalite ortalamasının altına düşmüyorum...Bedava yaptığım işte bile baştan savma çizmek içimden gelmiyor, sonuçta elimden çıkan her şey bedeli ne olursa olsun benim iş ahlakımı yansıtıyor, zaten gömücü çevrelerle muhatap olmadığımdan, aralarda denk gelen ücretsiz ya da minimum ücretli hatır işlerindeki tavrım, iyi ücret aldığım işlerdeki tavrımdan farklı olmuyor...

    Hal böyle olunca, balonlamayı yapana bir baktığımızda, adamın hayatının işi olmadığı ortada...Bu adam belli ki grafiker, sayfa sekreteri ya da benzeri bir alanda uzman...Doğrudan çizgi roman balonlama ve font olayıyla alakası yok ve elde o olduğu için pek çok alanda olduğu gibi bunda da en yakın kotaracak adama kilitleniyor iş...Buna daha fazla kafa yorup hakkını vermeye yaklaşan adamlardan daha fazla sanırım zoraki yapanların ya da ekstracıların sayısı...Eleştirim uzmanlık adına olamaz ama işe yaklaşım adına gayet olur...Devamlı olarak bu tarz işler gelmeye devam ediyorsa, aldığı ücret ne olursa olsun kişi kendini her seferinde bir adım öne çekebilmeli, araştırmalı ve öz eleştirisini yapabilmeli...Yaptım oldu ile ya da ücret bahanesiyle bence affı yok bu durumun...Çevirmen için de, grafiker için de, balonlamacı için de bu böyle olmalı bana göre...

    Ben de işim olmayan şeylerle uğraşmak durumunda kalabiliyorum...Taslak video kurgusu, senaryo yazımı, hatta çizgi film işlerinde bazen ses kurgusu bile yapmak durumunda kaldığım oluyor...Her seferinde otomatiğe bağlamamaya, bir öncekinden daha farklı ve yeni ne ortaya koyabilirim onu düşünmeye çalışıyorum...En otomatiğe bağlanmış işlerimde bile rutini kırmanın yollarını aradığım oluyor...Ve ben tüm bunlarla üç beş kuruşa uğraşıyorum, benden daha niteliksiz adamlar da doğru bağlantılar ve benim gibi hatır gönül olaylarına takılmadığından birkaç haftalık işler alıp benim maaşımın birkaç katını kazanabiliyorlar...

    Sözün özü, kendimden yola çıkarak bir okur olarak alacağım her hizmette belli bir çıta beklentisine girdiğim gibi, herhangi bir mazeret olasılığını da kabul edilebilir bulmuyorum...Çözüm, ya bu işte gönlü diğerlerine göre nispeten daha fazla olan adamlarla çalışmak, ya da mevcut adamların ellerinden tutup birkaç adım daha yukarıya çıkarmak...Eleştirilerin yerine ulaşması ve kaale alınması gibi iki ayrı unsur da önemli...Ama ücret yetersizliğini ben kendimden hareketle kabul edilebilir bulmuyorum...Ne kadar ekmek o kadar köfte olayı bana asla gelmez...O sebeple tüketicisi olduğum benzer bir alanda karşımdakinden de aynı şeyi beklerim... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    Bu konuyu bu başlıkta masaya yatırdığımız iyi oldu...Zira bana en çok dokunan Kara Karga 'nın font yaklaşımı oluyor genellikle...Daha önceleri birkaç kez bazı şikayetlerimi dile getirmiş, irtibata geçmiştim ama nezaketen verilen cevaba bakarak düzelmeyeceğini anlamıştım...Bana en çok koyan, Oğulların Diyarı 'ndaki balon yaklaşımıydı...İlgili eleştirilerimi kendi başlığında yapmıştım...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

BAHADIR

Alıntı yapılan: ferzan - 10 Mayıs, 2019, 16:56:23
        Yalnız şöyle bir durum var, ben 50 TL 'ye yaptığım işte de, 500 TL 'ye yaptığım işte de bir kalite ortalamasının altına düşmüyorum...Bedava yaptığım işte bile baştan savma çizmek içimden gelmiyor, sonuçta elimden çıkan her şey bedeli ne olursa olsun benim iş ahlakımı yansıtıyor, zaten gömücü çevrelerle muhatap olmadığımdan, aralarda denk gelen ücretsiz ya da minimum ücretli hatır işlerindeki tavrım, iyi ücret aldığım işlerdeki tavrımdan farklı olmuyor...

Söylemek istediğim tam da bu... Eğer bir işin jargonunu biliyorsan belli bir standartın altına düşmene istesen de imkan yok... Ne bileğin buna müsade eder, ne de gözlerin...

Alıntı yapılan: ferzan - 10 Mayıs, 2019, 16:56:23
  Hal böyle olunca, balonlamayı yapana bir baktığımızda, adamın hayatının işi olmadığı ortada...Bu adam belli ki grafiker, sayfa sekreteri ya da benzeri bir alanda uzman...Doğrudan çizgi roman balonlama ve font olayıyla alakası yok ve elde o olduğu için pek çok alanda olduğu gibi bunda da en yakın kotaracak adama kilitleniyor iş...

Bu paragrafta da Ferzan işin özetini vermiş zaten... Aylardır söylediğim şey... Şu an çizgiroman balonlayanlar çizgiromanın "Ç" sinden anlamıyorlar... Balon nedir? Font nedir? Fontu balona yerleştirme kuralları nelerdir? Satır arası ve harf aralarının önemi nedir? Türkçe karakterli ve Türkçe karaktersiz font nedir? Çentikli I ve İ nasıl giderilir?

Hal böyle olunca da ortaya PORTEKİZ cildinde olduğu gibi (ve diğerlerinde) ortaya çıkan işin kalitesi ancak bu kadar oluyor... Kağıdına, cildine, verilen emeğe, ödenen telife, baskı masraflarına yazık...

Phyron

Göçmen bir ailenin yaşadığı sıkıntılar ve aile/kuşakların çatışmasını anlatan güzel bir kitap. Portekizce balonların çevrilmemesi yabancılık hissini arttırmış ve son derece isabetli olmuş kanımca. Fontlar ise beni pek rahatsız etmedi. Sevdim.

KenParker

Zorla bitirdiğim çizgi romanlardan biriydi. iyi resimler, kötü hikaye. Kitapta çizgiler hariç beğendiğim bir yer bulamadım. Biri bu çizere hayattaki her diyaloğun, her durumun anlatmaya değer olmadığını, çizgi romanda hikaye yazmanın çizerlikten başka bir şey olduğunu söylemeli.

Nightrain

2020'de, Karakarga'dan bir başka Cyril Pedrosa kitabı geliyor:

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"