Yazın Son Gülü - KaraKarga

Başlatan TKnKT, 21 Nisan, 2022, 15:42:30

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

TKnKT


Özgün Adı: La Dernière Rose de L'été
Yazan/Çizen: Lucas Harari
Çevirmen: Tolga Üyken
Yayın Tarihi: Nisan 2022
Sayfa Sayısı: 184
Ebat: 16,5 cm × 22,5 cm
Etiket Fiyatı: 114₺
Tadımlık: Burada!

Tanıtım Metni
    Yeni Dalga'dan ilham alan Hitchcockvari dedektif öyküsü "Yazın Son Gülü" zarif bir anlatım vaat ediyor. Parıltılı bir estetik, hipnotik renkler ve gizemli atmosferler yaratmak için eşsiz bir görsellik... Tam bir Harari yapıtı!

    Yazar olma hayalleri kuran Parisli genç Léo, bir yandan yaratacağı büyük eser için ilham ararken, bir yandan da bir çamaşırhanede çalışmaktadır. Bir akşam, kendisine deniz kenarındaki yazlığına göz kulak olmayı teklif eden kuzeniyle karşılaşır ve hayatı değişir. Evin bulunduğu sahil kasabasında gençlerin kaybolmasıyla oluşan gerilimli ortamda Léo, kaprisli, vahşi ve bir o kadar güzel komşu kızı Rose ile tanışır.

*Lucas Harari'nin bir diğer kitabı olan Dağın Kalbi ile geçtiğimiz yılın sonlarında tanışmıştık.
"The man who opens topics faster than his shadow"

İnancomic

Karakarga eskiden çok uygun fiyatlı olurdu keşke o zamanlara dönebilsek çünkü kitaplarını beğeniyorum ama maalesef alamıyorum

pizagor

Comics, fumetti, manga, bu şablonlardan ve rutinden sıkılıp da farklı bir şeyler okumak isteyenler için bir albüm. Yoksa öyle şaşırtıcı bir hikaye ya da derin bir alt metin bulamadım bu kitapta.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


TKnKT

    Türkçe versiyona özel mi yazdılar diye baktım ama yabancı versiyonunda da -en azından anladığım şekliyle İngilizce ve Fransızca versiyonunda- aynı ifade kullanılmış, "Hitchcockvari dedektif öyküsü". Hani Hitchcock konseptine oturtmalarına gerek yok dedektiflik öyküsü olsa da olurdu diyeceğim ama o da yok. Üzerime vazife değil bunu belirlemek ama Harari'de bence bir yazarlık/anlatı problemi var. Aktardığı hikayede sürükleyicilik, gizem, ve de gerilim yok. Bana kalırsa bir dedektif hikayesinin üç mühim ayağı. Aynı sıkıntıyı Dağın Kalbi için de söylemiştim, kaliteli bir şekilde aktarılabilecek bir hikayenin büyük fiyasko çıkışı ile karşılaşmıştım. Kişisel kanaatim Harari anlatımı esnasında yanlış yerlere, sahnelere ve zamanlara odaklanıyor. (Ha yüksek perdeden konuşmaya gerek yok, belki de gerçekten ben anlamıyorum ve özümseyemiyorum anlatıyı.)

    Sayın pizagor'un dile getirdiği ifadeye eksiksiz katılıyorum ve sıfatlarından da arındırarak hikaye bile olmadığını iddia edecek kadar cüretkâr davranıyorum. Ayrıca yine Dağın Kalbi'ni okuduktan sonra da dile getirdiğim şekilde, sanırım Harari'nin stili panelleri aralarında boşluk bırakmayacak şekilde yerleştirmek. Ancak bu seçim ne estetik, ne de etkili bir yöntem. Yine üstüme vazife olmayaraktan Harari'nin kaliteli bir öykücü/anlatıcı ile bir iş birliği içinde olması şart. Zaten aksi koşulda benim için güncelde yeni çıkanlarda karşılaştığımda elenecek ismi olacaktır, en azından güvendiğim bir yorum kaliteli bir şekilde övene kadar.
"The man who opens topics faster than his shadow"