Uygur Türkleri - Ölüme Kafa Tutan Bir Halk - KaraKarga

Başlatan hanac, 22 Şubat, 2024, 08:45:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Uygur Türkleri - Ölüme Kafa Tutan Bir Halk



Uygur Dramı...
İlk büyük gösteriler kanlı bir şekilde bastırıldığında ben buradaydım. 1996 yılıydı, 25 sene önce. Gazeteciliğe o zaman başladım.

O yıllarda dünya kendini, Çin'deki Türk azınlıktan sorumlu hissetmiyordu. Ben, Çin Uygur kadınlarını kürtaja zorlamaya başladığında da buradaydım. Çöldeki tutuklu kamplarının yapılışını, daha sonra kültürel bir soykırıma dönüşecek bir şeyin temellerinin atılışını da gördüm.

Haliyle, o Uygur Türklerine, sessizlik ve kayıtsızlık içinde ölmelerine göz yummayacağıma söz verdim. Boğazıma tıkanan bir yumruya dönüşen şu soruyla birlikte, oraya defalarca geri döndüm: Bir gazeteci, kendini faydalı kılmak için ne kadar ileri gidebilir?

Yayın Tarihi: Ocak 2024
Sayfa Sayısı: 160
Boyut: 16,5x24 cm
Yazar: Eric Darbre, Eliot Frangues
Kağıt Türü: 2. Hamur
Fiyat: 280 ₺

ferzan

    Dün akşam okudum. Beklentim epey düşüktü ama ilk sayfalarında ciddiye almayışımın aksine, ilerledikçe şapka çıkardım. Yazarı, bizzat 96'dan beri mevzuları yakından inceleyen bir gazeteciymiş. Her açıdan ele alan, süreç başarısızlığı ve manipülasyon kısımlarını da es geçmeyen kaliteli bir aktarım olmuş. Süreç başarısızlığı ve manipülasyondan kastım, örgütlenmedeki kısmi başarısızlık ve bir kesimin radikal İslamcı örgütlerin kucağına oturmasına kadar giden süreç.

    Ortaköy'den Anıtkabir'e, Türkiye'de de hatırı sayılır bir kısmı geçiyor ve aralıklarla durak yeri teşkil ediyor. Görünürlük adına onca mücadelenin ardından 11 Eylül saldırılarının, Çin hükümetinin ekmeğine yağ sürüşünü ve Uygur mevzusunun dünyada ki görünürlüğünü sıfıra indirgemesini, bilinçsiz ve başıboş eylemcilerin de kanlı eylemleriyle nasıl Çin'in kendini haklı göstermesine oynayıp davaları 12 yıl aşama kat etmişken nasıl 20 yıl geriye düşürüldüğünü görüyoruz. Çizgi romanın yazarı olan gazeteci cidden gençliğini adamış bu mevzuya ve sapla samanı iyi ayırıyor, batıcıl kolaylığa kaçmıyor. Benim açımdan da derli toplu bir özet oldu. Bazı soru işaretlerim vardı. En azından detaya ineceğim zaman hangi köşelerden dolanabileceğimi öğrenmiş oldum.

    Ayrıca Sincan bölgesinin jeopolitik yapısından mütevellit Çin'in yaptıklarını resmi anlamda soykırım olarak kabul eden bazı batılı devletlerin riyakarlığını da es geçmiyor. Tıpkı durumdan kendine pay çıkarıp tarafına adam çekmeye çalışan Taliban ve benzeri gruplar gibi. Ve tabi üstü kapalı da olsa ufacık bir Türkiye hükümeti geri adım eleştirisi de mevcut.

    Kapağının uyandırdığı yüzeysel ve üstünkörü bir "ben de varım" anlayışının, çizgi romanda işlenilmemiş bir konunun alelacele ele alınması hissindeki içi boşluğu vaat etmişti bana ama sırf merakımdan almıştım. Bizden bu konuya eğilecek yazar-çizer çıkmadı, bari el atanın emeğine saygı göstereyim demiştim. Büyük ihtimalle olumsuz eleştiri yağmuruna tutarım diyordum ama şaşırttı. Sürpriz yumurta çıktı ve iyi geldi. Bana kalırsa şu an için işlediği konuda tek olmasına rağmen ilerleyen yıllarda şayet konuyla ilgili başka örnekler yapılırsa halen onların üzerinde kalabileceğini iddia edebilirim. Gürültüsüz, parıltısız, sade ama konu üzerine cidden sağlam eğilmiş bir gazeteci-yazar elinden çıktığı için.

    Daha iyi bir kapak yapılabilirmiş. Bu kapak çok basit ve samimiyetsiz geldi bana. Konuya ilgim olmasa hayatta almazdım. Böyle düşünüp de almayan niceleri olacağına eminim. Kapak bariz kötü ve sığ. İlk akla gelen fikir klişesini resmetmektense daha yaratıcı olunabilirmiş. İç çizimler gayet hoş halbuki. Yazarın hararetine tam anlamıyla ortak olamayan ve kapak fikrini son gece bulmuş hissi uyandıran çizer de dış kapının mandalı olarak bence iyi iş çıkarmış içeride. Ama ısrarla belirteceğim ki bu kapak içeriğin albenisine zarar veriyor bence. Böyle kapak kurbanı olup da tarafımca tesadüfen okunup çok iyi bulunmuş ya da yine kapak kurbanı olup da tarafımca hiç okunmamış kitapların listesini yapsam bir düzineyi geçer herhalde.

    Uzatmayayım, görsel olarak da, yazınsal olarak da akıcı bir eser olmuş. Meraklısına tavsiye ederim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com