Yerli Filmler

Başlatan Hayal Kahvem, 14 Aralık, 2010, 00:23:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tarkan Kurt

Fragmana göre teknolojinin imkanlarından baya faydalanmışlar gibi. Umarım işe yarar bir film olur. Bununla birlikte başrol oyuncusunu dergideki Kara Murat'a değil, Cüneyt Arkın'a benzetmeye çalışmışlar.

kültürelgüncel


kültürelgüncel

Filmle ilgili bazı gazete küpürleri:








ferzan

    Öncelikle bu yorumumu okuyacak tüm üyelerin hoşgörüsüne sığınırım...Bazen yaptığım yorumlar dolayısıyla oldukça memnuniyetsiz,hiçbirşeyi beğenmeyen,itimat etmeyen bir izlenim bırakmaktan endişe ediyorum...Eski-yeni her üretime,ilgimi çekmese de şans vermeyi borç bilirim ve önyargılardan arınmış olarak ele almaya çalışırım...Bu başlığı görünce de ergenliğimden bu yana içimde ki bir türlü ölemeyen huysuz ihtiyar devreye girdi ne yazık ki...
    Gerek Tarkan,gerek Karaoğlan,gerekse Malkoçoğlu,Kara Murat ve diğerleri...Bu filmlere defalarca denk geldik,seyrettik,yorumlar yaptık,dalgalar geçtik,güldük,bazen vay canına,nasıl uğraşmışlar o dönem deyip şapka çıkardık...Çoğundaki ortak nokta,tüm klişe ve dönemin furyası gereği yapılmış eklentilere rağmen,belli bir atmosferi yakalamış olması...Bu filmleri her seyredişimizde,o atmosferi buram buram hissederiz...Klişesinde de,en gereksiz sahnesinde de bir ruh vardır...Uzatmayayım...Ne demek istediğimi tam olarak  anlatabileceğimi sanmıyorum ama en azından şu kadarını söyleyeyim...Yalnızca yukarıda paylaşılan gazete küpüründeki Cüneyt Arkın'lı Kara Murat'a bakalım...At üzerinde duruşu,bakışılarındaki anlamı değerlendirelim...Sadece Kara Murat'ta değil,dönemin neredeyse tüm tarihi filmlerinde,aktörlerin her hareketi çizgiromanlardan fırlamış gibidir...Dörtnala at koştursalar da böyledir,yalın kılıç dalsalar da böyledir,hatta su içseler gene böyledir...Kaldı ki Cüneyt Arkın başlı başına masaya yatırılması gereken bir oyuncu hem stiliyle,hem karakteristikliğiyle...Ben bu yeni Kara Murat'ta emanetlik hissinden başka birşey göremedim...
    Conan başlığında da benzer bir çemkirmem olmuştu...Kanal D'deki Karaoğlan dizisi döneminde bu forum olsaydı,ona da çemkirirdim burada...Önümüzdeki sezon Battal Gazi gelecekmiş mesela,muhtemelen ona da burun kıvıracağım,satırlar dolusu yazıp söveceğim...Şayet 3d destekli diyerek tavuskuşu gibi kabaran,Hollywood'a kafa tutacağız diyen yapımcıların yukarıdaki örnekten farksız işler yapmaya devam ettikleri takdirde...
    Eski filmlerin yeni versiyonlarını her duyuşumda sevinirim...Aaa,Mad Max çekilecekmiş...A-aaaa...Conan geliyor yaza...Battal ile Kara Murat da yola çıkmışlar,ne güzel diye coşarım...Ama bir örnek görünce de aynı coşkum,öfkeye döner...Mesele,çizgiromanla örtüşüp örtüşmemesi de değil,mesele atmosferi,ruhu vermekte...Cüneyt Arkın da bildiğimiz Kara Murat değildi elbette...
    Bu kimi kültleşmiş eski eserlerin,yeni bir yüzyılda,yeni bir kitleye hatırlatmak,bellekleri tazelemek elbette sinemacıların en büyük hakkı...Hatta böyle birşey olmasa,niye eskilere sünger çekiyorlar diye hayıflanırız ama böyle olacaksa bir zahmet,hatıralarda kalıversin...Çok iyi bildiğiniz üzere,Aşk-ı Memnu dizisi tuttu diye kitabının çıktığı sanılan,yılların Tuncel Kurtiz'inin adının Ramiz Dayı diye anıldığı bir çağda,bu Kara Murat da Kahpe Bizans etkisinden öteye gitmeyecek gibi gözüküyor...En azından fragmandan bunu çıkardım...Zira bir filmin fragmanı demek,bir çizgiromanın kapağı ve arka kapak düzenlemesiyle aynı şey demek benim için...Ya da Mike Mignola'nın Hellboy ciltlerinde de yer verdiği,seri başlamadan önce bazı yayınlara yaptığı,karakteri anlatan 3-4 sayfalık tanıtım öyküleri gibi de ele alabiliriz...Ben ne eleştirmenim,ne sinemayı yalayıp yutmuş biriyim,ne de çok uç bir birikime sahip biri değilim...Bu yapımı sunmayı düşündükleri kitleden biriyim ve gönül rahatlığıyla diyebilirim ki,fragmanı böyleyse filmin tamamı düşman başına...
    Dönem anlatısı ortaya koymak,özellikle de sinemada,çok büyük bir iş ve sorumluluk diye düşünüyorum...Tarihi bir anlatının altından kalkmak,görsel ve işitsel olarak izleyiciyi alıp götürmek başlı başına bir mesele zaten...Serzenişim,''Eskiler iyiydi yaa,hiç bulaşmasınlar,bu ne abi yeaa,böyle olur mu beaa'' serzenişi değil,tam tersi bu eserle ilk kez tanışacak,merak edip şans verecek bir kitlenin hayal kırıklığına uğrayıp bundan sonra adını duyar duymaz burun kıvıracağı,''Amaan,Kara Murat'ı da gördük işte,bizimkiler yapamıyorlar...'' gibilerinden yorumlara sebebiyet vereceğine yönelik bir endişedir...
    Sadece bir fragman ve birkaç fotodan yola çıkarak bu yapımın biletini kesmek değil amacım,önyargıdan korusun Allah hepimizi,lakin önsezisiz de bırakmasın...Yapılan bir avuç yorumun da en içten dilekleri barındırdığının farkındayım ve ben de ekliyorum
ki,umarım hayal kırıklığına uğratmaz bizleri...Bir de ne olur,taze taze gelecek olan Conan'ın ilk teaser'ındaki gibi yazı ve arkaplandaki karanlık fon üzeri uçuşan kıvılcımları geri versinler...Kara Murat daha iyisine layık...
    Son olarak,yakın bir gelecekte Tarkan'ı da bu şekilde rezil kepaze edecekmiş endişesi veren bir fragman görürsek,bu kez uzun ve memnuniyetsiz bir yorum yapmakla kalmam...Hmmm,bir daha görmeyeyim sizi,topunuzu keserim valla,başka yerde oynayın teresler... :D
    Tavşan dağa küsmüş,dağın haberi olmamış misali...Oldu mu şimdi gece gece... ;D
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kültürelgüncel

Alıntı yapılan: ferzan - 12 Mayıs, 2011, 01:50:09
    Öncelikle bu yorumumu okuyacak tüm üyelerin hoşgörüsüne sığınırım...Bazen yaptığım yorumlar dolayısıyla oldukça memnuniyetsiz,hiçbirşeyi beğenmeyen,itimat etmeyen bir izlenim bırakmaktan endişe ediyorum...Eski-yeni her üretime,ilgimi çekmese de şans vermeyi borç bilirim ve önyargılardan arınmış olarak ele almaya çalışırım...Bu başlığı görünce de ergenliğimden bu yana içimde ki bir türlü ölemeyen huysuz ihtiyar devreye girdi ne yazık ki...
(...)
Sinema konusunda hemen hemen haklısınız. Daha iyisini yapabiliriz her zaman. Ama bu henüz ilk fragman. Yani, tam olarak nasıl bir film olacağı konusunda fikrimiz kısıtlı. Bekleyelim, görelim. Diğer fragmanlar çıksın hele bir... Ondan sonra ya ağlarız, ya güleriz. :) Umarım güleriz.

guantanamo

ferzan arkadaşım allah senden razı olsun gerçekten güzel yorum yazmışsın
ne okardeşim bunun neresi karamurat ne karanın k si var nede muratın m si var
yok arkadaş yok flimin ismini çismini deyiştirip oynatsınlar
böyle karamuratmı olur allah aşkına rahmi turan abinin yerinde olsam izin vermezdim

HacıGeraltEmmi

Bu kadar yorumdan sonra fragmanı seyretmezsem ayıp olur dedim ve seyrettim. Yazacaktım birşeyler ama ağır olur diye vazgeçtim. Bu mudur Kara Murat!?! Cüneyt Arkın iyi demiş "AYNI TADI VERİRSE ELLERİNDEN ÖPERİM". Bi gidin başka yerde oynayın allasen!!

V

Ortada fol yok,film yok.2 dakikalık filmle alakası olmayan bir fragman var.Hele bir filmi görelim, sonra hisardan,hisara vurur muyuz,devamını mı isteriz,biraz sabır.
"İstemem,eksik olsun.."

kalidor

Fragmanın Engin Abi'nin dediği gibi filmle alakası yok sanırım. Yalnız 300 Spartalı'nın efektleri artık sıktı, umarım pek kullanmazlar. Yönetmen filmi yaparken çizgiromanlara bağlı kalacağını hatta çevirip bakacağını bile hiç düşünmüyorum. Hayırlısı olsun tabi :)
Crom! Ölüleri Say...

V




Kendi halinde bir gişe memuru olan Kenan, babasıyla yaşayan, işiyle evi arasındaki küçük dünyada gidip gelen ve insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden bir karakterdedir. Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan'ın,

diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır.

Kenan'ın kalp hastası olan babasına, gündüzleri Nurgül bakıcılık yapar. 30 yaşlarındaki konuşkan ve anaç Nurgül, Kenan'ı, babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanımaktadır. Kenan'ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca'yı denetlemeye geldiği gün değişecektir.


Yönetmenliğini ve senaristliğini Tolga Karaçelik'in yaptığı Gişe Memuru, 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Görünütü Yönetmeni (Ercan Özkan), En İyi Erkek Oyuncu (Serkan Ercan) ve En İyi İlk Film Ödülleri'ne layık görüldü.

"Yaşamak,ölme biçimleri içerisinden en uzun süren ve en çok acı verendir.."
"İstemem,eksik olsun.."

Peyami

Dün gece seyrettim. Açıkçası beğenmedim ve sıkıldığımı hissettim. Oyuncular senaryo dahilinde ellerinden geleni yapıyor, bazı çekimler de iyi bir fotografik kalite yakalanmış, fakat hepsi bu. En başta senaryo  problemli. Yönetmenlikte de sorunlar var. Müzik kullanmaya elverişli bir film olmasına karşın o da çok zayıf kalıyor.

SON SÖZ
Bence sıkıntıyı anlatmanın en iyi yolu, seyircileri sıkmak olmamalıdır.

Peyami

[IMG]http://i55.tinypic.com/110g5mr.jpg[/img]

Önce İlker Aksum ismi çekti beni bu filme. Sonra konusunu okuyunca o da hoşuma gitti. Filme başladıktan sonra Fatih Al'ın oyunculuğunu da beğendim. Bir ara Taner Birsel de katılınca iyice keyiflendim.

Neticede sıkılmadan seyrettim ama senaryo daha iyi olabilirdi, bu karakterlere biraz yavan kalmış gibiydi. Bu malzemeyle alınabilecek en düşük verim alınmış bence.

Yine de bir bakın derim. 


hanac


Peyami

Kitabı olduğunu bilmiyordum, öğrenmiş oldum. Linkteki yazıyı okudum. Vildan hanım epey ayrıntılı bir tanıtım yapmış ve özellikle yazarın yemek muhabbetlerine dikkat çekmiş. Bu açıdan baktığımda filmde yemek sahneleri vardı ama benim fazla dikkatimi çekmemişti.

Kitabın ne kadar başarılı aktarıldığı/adapte edildiği konusunda en iyisi yine Vildan hanım'ın ya da her iki eseri de izlemiş/okumuş bir arkadaşın görüşünü beklemek.

Link için teşekkürler sevgili Hasan.

rumar80

   Sevgili arkadaşlar
   Zaplarken farkettim. Şu anda atv'de yayınlanıyor. Seyretmemiş dostlar aradan da olsa girebilirler