Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pukay

''Yolda'' bitti ''Günaha son çağrıya '' ile hız kesmeden devam

ercoktay

Alıntı yapılan: V - 14 Kasım, 2012, 21:49:59
Bende de kutulu baskı varOğlak'ın harika işlerinden birisi..

Decameron'u da aynı tarihlerde almıştım.Binbir Gece Masalları'nın etkisi büyüktür yazarın üzerinde.Ama hiç bitmeyen öyküler okumak istiyorsanız Binbir Gece Masalları derim kesinlikle.YKY'nın 8 ciltlik baskısı enfestir..

Zamanında 8 cilt Binbir gece masallarını aldım. Ama ben Borges'in itkisiyle almıştım. Hala tamamını okuyamadım. Bu arada ilahi komedya decameron ve Binbir gece masalları hepsi martin mysterenin bana armağanları. Martin sayesinde Borges ile tanıştım. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. O yüzden Martin ve Borges'in yeri ayrıdır bende.

V

Borges'leri geçen ay okuyup-bitirdim.Haklısın, zamanında Martin Mystere sayesinde az kitap alıp,okumadık.

Onun devasa kütüphanesinin aynından inşa etmeye çalıştım hep..
"İstemem,eksik olsun.."

ercoktay

Alıntı yapılan: pukay - 14 Kasım, 2012, 23:28:03
''Yolda'' bitti ''Günaha son çağrıya '' ile hız kesmeden devam

Benim kütüphanemde yolda da var. Fakat bir türlü okuyacak zaman yaratamıyorum kendime. :( :( :(

kadri kerem

[IMG]http://img7.ressim.net/out.php/i6365506_isaac-asimov-marslilar.jpg[/img]

Bilim kurgu okumazdım pek ama çok şey kaçırdığımı anladım bu kitapla. Her türlü tavsiyeye açığım.

alan ford

  Bilim kurgu konusundaki ilk üç kitabım hemen hiç değişmiyor
 
1- Biz - yevgeni Zamyatin
2- Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
3- Serçe - Maria Dorian Russel

  üçünüde şiddetle tavsiye ederim. Yine de ayrıntılı bilgi için bkz :http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,4896.0.html
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kadri kerem

Alıntı yapılan: alan ford - 17 Kasım, 2012, 13:48:29
  Bilim kurgu konusundaki ilk üç kitabım hemen hiç değişmiyor
 
1- Biz - yevgeni Zamyatin
2- Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
3- Serçe - Maria Dorian Russel

  üçünüde şiddetle tavsiye ederim. Yine de ayrıntılı bilgi için bkz :http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,4896.0.html

Teşekkürler. Bu başlığa bir göz atayım.

HacıGeraltEmmi

Kargaların Ziyafeti de bitti. Yok böyle birşey, kim ölüyor kim diriliyor, kim kral kim değil, hiç kimse güvende değil, dengeler her an değişiyor. Martin amca hiç acımıyor valla. Hayatta olmaz dediğin karakter bir bakıyorsun hakkın rahmetinde ;D Bu kitap tamamen kral topraklarındaki karakterlere odaklanmış, Cersei, Jaime, Brienne, Serçeparmak, Samwell derken kitap bitiyor. Yalnız öyle bir yerde bitti ki şimdi işin yoksa çevirinin bitmesini bekle :'( offf of

HacıGeraltEmmi

İhsan Oktay Anar'ın; Efrasiyabın Hikayelerini okudum. Daha önceden okuduklarımdan (Amat, Puslu Kıtalar Atlası) farklı şekilde kendine has espirili üslubu bu kitapta daha fazla hissettim. Öncekilere nazaran daha bir rahat okudum, eski türkçede kullanılan kelimelerin karşılıklarını bulmak için sözlük aramaya gerek kalmadan. ;D Öyleki bazı diyaloglarda gülme krizine girdim, kırmızı başlıklı kızı ve leyleklerin getirdiği Superman'in (Gülerk Kent  :D ) Türk örf ve adetlerine göre yetiştirilmeye çalışılması gibi kısa öykülerden oluşan (aslında macera bir bütün; Ölüm Meleği ile Cezzar dedenin yolculukları esnasında birbirlerine anlattıkları öykülerden oluşuyor) ve varoluşu espirili bir üslupla sorgulayan bu güzel eseri mutlaka okuyunuz diyorum.

kadri kerem

Dean Koontz'un Onlar Yoktu romanının ardından Susan Hill imzalı bir polisiye olan Cinayet Bahane'ye başladım.

ferzan

    Stephen King'in ''Kara Kule'' yedilemesinin 3.kitabı ''Çorak Topraklar''a devam ediyorum...İlgi ve zevkle devam etmeme rağmen,hala ilk kitap olan ''Silahşör''den aldığım buram buram ''Kıyamet Sonrası'' atmosferini tam anlamıyla yakalayabilmiş değilim...Buna rağmen müthiş ilerliyor...King'in karakteri yaratırken ''The Man With No Name-Clint Eastwood''dan ilham aldığını bilmek ve silahşör Roland'ın karakter derinliği adeta büyülüyor...Pardayanlar'dan bu yana okuduğum en iyi roman serisi diyebilirim şimdiden...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kadri kerem

Alıntı yapılan: ferzan - 24 Kasım, 2012, 21:24:23
    Stephen King'in ''Kara Kule'' yedilemesinin 3.kitabı ''Çorak Topraklar''a devam ediyorum...İlgi ve zevkle devam etmeme rağmen,hala ilk kitap olan ''Silahşör''den aldığım buram buram ''Kıyamet Sonrası'' atmosferini tam anlamıyla yakalayabilmiş değilim...Buna rağmen müthiş ilerliyor...King'in karakteri yaratırken ''The Man With No Name-Clint Eastwood''dan ilham aldığını bilmek ve silahşör Roland'ın karakter derinliği adeta büyülüyor...Pardayanlar'dan bu yana okuduğum en iyi roman serisi diyebilirim şimdiden...

İlk romandan sonra 2. ve 3. kitap insanı o kadar etkilemiyor olabilir belki, ama 4. kitap tam bir şaheserdir. Müthiş bir romanıdır. Kesinlikle bayılacaksınız serinin 4. kitabına.

emre ozdamarlar

Ben kara kule'nin 2. ve 3. kitaplarinin da hastasiyimdir acikcasi.
Adamin kurgu, dunya, karakter yaratma becerisi inanilmaz.

ferzan

    Ona hiç şüphe yok...Kesinlikle kitabın içine sokuyor adamı,ayıla bayıla okutuyor...Ben yalnızca krizim tuttuğu için daha fazla post-apokaliptik atmosfer aranıyorum,ve sanırım ilerleyen kitaplarda belamı bulacağım...  :) Tull'daki kıyımın,Batı Denizi sahilindeki ıstanavarların tadı hala damağımda...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

HacıGeraltEmmi

Kitap fuarında aldığım Anatolya Efsaneleri - Gümüş Roya ve Yazgı Tacı (Serhan Vural - Cinius yayınları) isimli romanı okuyorum. 150 sayfa kadar bitti. Eski Orta Asya Türk Kültüründen izler taşıyan fantastik kurgusu, alışık olduğumuzdan farklı şekilde kahramanların, mekanların, karakterlerin Türkçe isimleriyle benzerlerinden tamamen ayrılan bir eser. Batı edebiyatına öykünmeden yazılmış, çok sürükleyici ve büyülü bir dünya. Okunmasını şiddetle tavsiye ederim.

Arka kapaktan;

Yeni Töre’nin birinci yasası,
Hiçbir inanç, hiçbir tanrı hayatın kendisi kadar önemli değildir. Tek bir hayatın var ve bunu en iyi biçimde değerlendirmelisin. Çünkü hayat son bulduğunda geriye kalan toz ve topraktır.

”Karanlık Çağ’ın Sonu…
Tolya Ana’nın günlüklerinden...

Ak Ana’nın, cadıların ve büyücülerin diyarıdır Anatolya…
Tanrıların yeryüzünde yürüdüğü, kehanetlerin dilden dile dolaştığı, büyülü yaratıkların yaşadığı topraklardır.

Anatolya ölümcül bir hastalığın pençesi altına düşmüştür. Alacakaranlık Kardeşliği isimli bir topluluk bu hastalığı iyileştirdiklerini söyleyerek kendilerine yandaş toplamaktadırlar, ancak gerçek arzuları görünenden daha karanlıktır.

Yobaz bir tarikatın çatısı altında çocukluğundan beri hapis kalan güzeller güzeli Sahire Peri Hatun, kardeşinden aldığı mektupla Unutulmuş Diyar’a kaçar. Alacakaranlık burada da ağlarını örmeye başlamıştır. Diyarın koruyucusu Baş Kızıl Cadı Bilge Hatun ve onun oğlu Serkis ile tanışınca hayatı sonsuza kadar değişecektir.