Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ercoktay

Alıntı yapılan: alan ford - 16 Kasım, 2014, 22:18:59
Hikmed Birand'ın Alıç Ağıcı ile Sohbetler'i bitti. Bir zamandır bizim evde popüler bilim kitapları çok popüler. Hikmend Birand'ın Alıç Ağacı ile Sohbetleri , bu konuda az biraz mürekkep yalamış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, türün en iyilerinden. Anadolu'nun bitki coğrafyasını , dünü , bugünü ve yarını ile birlikte o kadar güzel anlatıyor ki Hikmet Birand. Kitabın arka kapağında yazdığı gibi en karmaşık konuları bile farkettirmeden kafanıza kakıyor. Bir anda çevrenize yeni , ve kuşkusuz daha iyi, bir gözle bakmaya başlıyorsunuz. Üstelik şaka değil , eni konu bilimsel bir kitap okurken bakmışsınız gözleriniz doluvermiş , Dikmen Alıç'ının ardından ağlıyorsunuz. Gerçi günümüzün muktedirleri bunu anlamaktan fersah fersah uzaklar ama ben yine de kitabın son iki paragrafını alıntılayayım buraya.

   Dikmen Alıçı ! Sohbetlerimize başlarken demiştin ki : Dünyayı canlandıran , şenelten , sizin ve bütün canlıların yaşayabileceği bir yurt haline getiren biziz , biz bitkiler... Sohbetlerimizin sonunda da : Bir gün gelmişsin , bakmışsın ki ben yokum , seni benden başka kim hatırlar!
    Doğru söylemişsin. Seni benden başka kimse hatırlamaz artık , hatta seni kesip yok eden bile.... Ama sohbetlerimizi dinleyenler , sanıyorum ki , unutmayacaklardır seni. Sonra , belki bir gün gelir , biz de , seni , dalla  rında öten kuşları , çiçeklerine konan kelebekleri kendimiz gibi beller ; hepimiz için şenelttiğiniz bu dünya yurdunda , onların da bizim gibi yaşamaya hakkı olduğunu anlar ,hiçbirinize kıyamaz oluruz.
Alıç Ağacı ile Sohbetler - Hikmet Birand
:'(



Zamanında Tübitak yayınlarından çıkan baskısını okumuştum. Bence de herkesin okuması gereken bir kitap. İş bankası yayınlarından çıkan baskıyı da alayım bari :)

Sakızlı Ohannes Paşa

Kayıp sicil - erdoğan'ın çalınan dosyası. Sonra da sineklerin tanrısını okuyacağım.


doktor1881

herkes kültürel yönden ağır ve kaliteli kitaplar okurken benim okuduklarımı uraya yazmaktan esef duyarım benimkiler cin ali tarzında ;D ;D

kedidiro

Yaklaşık bir haftadır roberto bolano'nun 2666'sını okuyorum. Oya gibi işlenmiş kurgusuyla saf edebiyatı sevenlerin ilgisini bekliyor.
Onu tamamlar tamamlamaz radi fiş'in ben de halimce bedrettinem'ini okuyacağım.
O arada idefixten siparişlerim gelir. O zaman tutmayın selami hocayı


afu

kitaplıkta tarihi bir roman buldum Cahit Ülkü'nün, Pargalı İbrahim Paşa. Üçlemenin ilk kitabı. tarihi roman sevenlere tavsiye ederim.
bunun yanında da Punisher, Nuh ve Yürüyen Ölüler serilerini okuyorum, değişimli.
sonrasında tex-maxi ve batman'ler bekliyor.

doktor1881

Alıntı yapılan: afu - 26 Kasım, 2014, 13:03:05
kitaplıkta tarihi bir roman buldum Cahit Ülkü'nün, Pargalı İbrahim Paşa. Üçlemenin ilk kitabı. tarihi roman sevenlere tavsiye ederim.
bunun yanında da Punisher, Nuh ve Yürüyen Ölüler serilerini okuyorum, değişimli.
sonrasında tex-maxi ve batman'ler bekliyor.
bildiğim kadarıyla pargalı ibrahim romanı üçleme değil tek olarak çıktı dizinin revaçta olduğu zamanlar piyasadaydı bende de var Hürrem sultan ile daha çok çeşit çıkarken pargalı hakkında 2 kitap çıkmıştı biride buydu

alan ford

Alıntı yapılan: kedidiro - 26 Kasım, 2014, 10:48:16
Yaklaşık bir haftadır roberto bolano'nun 2666'sını okuyorum. Oya gibi işlenmiş kurgusuyla saf edebiyatı sevenlerin ilgisini bekliyor.
Onu tamamlar tamamlamaz radi fiş'in ben de halimce bedrettinem'ini okuyacağım.
O arada idefixten siparişlerim gelir. O zaman tutmayın selami hocayı



  Abi tutabilsek bırakmayacağız zaten , gene merakımı depreştirdin. Bu arada bongzilla'nın tavsiyesiyle başladığım Kapanda Üç Kaplan'ı , eğer okumadıysan , ısrarla tavsiye edeyim. Bitirmek üzereyim ve Infante ile tanıştığıma çok mutlu oldum.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kedidiro

Sevgili doğa tavsiyelerine güvenim hiç boş çıkmadı. Bkz. Leo mallet kara üçleme, daniel pennac malouessene üçlemesi. O halde idefix listeme kapanda üç kaplan'ı ekliyorum. Özellikle üzerinde durmam gerektiğini düşündüğün başka kitaplar varsa onları da bekliyorum. Senin ve diğer has edebiyatı seven dostların radarı için tekrar roberto bolano'yu 2666'yı ve metisten çıkmış olan başyapıtı vahşi hafiyeler'i hatırlatıyorum.

antiochia


ercoktay

Alıntı yapılan: doktor1881 - 26 Kasım, 2014, 13:28:10
bildiğim kadarıyla pargalı ibrahim romanı üçleme değil tek olarak çıktı dizinin revaçta olduğu zamanlar piyasadaydı bende de var Hürrem sultan ile daha çok çeşit çıkarken pargalı hakkında 2 kitap çıkmıştı biride buydu

Cahit ülkü'Nün tarihi kitapları eski bir üçlemedir. İlk olarak Pargalı İbrahim Paşa çıkmıştı sonra da Rüstem Paşa ve Son Hazaryalı kitapları izledi. Üniversite zamanı okumuştum. 2000 yılların başında yani.

http://www.idefix.com/kitap/pargali-ibrahim-pasa-cahit-ulku/tanim.asp?sid=QPDCVT5AF5CIXSMWTIRJ

afu

idefix'in fuarından eksik olan II.Selim'i de aldım. Kısmetse hepsini okumak istiyorum.
Muhteşem Yüzyıl yaklaşık 4 sene önce başlamıştı ve devamında konu ile ilgili kitaplar çıkmıştı. (moskof cariye de bu ara aldıklarımdandı)
Cahit Ülkü'nün serisi daha eski ve okudukça dizideki olayları da tekrar hatırlıyorum.
Kitabın sonundaki kaynakçaya baktığımda yazılanların çoğunun gerçeklere dayandığını gördüm. (Tarih bilgilerimizi de tazelemiş oluyoruz)

bongzilla

Alıntı yapılan: kedidiro - 26 Kasım, 2014, 15:02:48
Sevgili doğa tavsiyelerine güvenim hiç boş çıkmadı. Bkz. Leo mallet kara üçleme, daniel pennac malouessene üçlemesi. O halde idefix listeme kapanda üç kaplan'ı ekliyorum. Özellikle üzerinde durmam gerektiğini düşündüğün başka kitaplar varsa onları da bekliyorum. Senin ve diğer has edebiyatı seven dostların radarı için tekrar roberto bolano'yu 2666'yı ve metisten çıkmış olan başyapıtı vahşi hafiyeler'i hatırlatıyorum.
başta Vahşi Hafiyeler olmak üzere Roberto Bolano'yu çok merak ediyorum. abimizin çok ilginç bir hayat hikayesi var. sürgünler, uyuşturucu ve alkolle geçen yıllar. buna rağmen yazmaktan hiç bir zaman geri kalmamış. listemde.

son olarak John Zerzan'dan Gelecekteki İlkel'i okudum. Zerzan anarko-sendikalistlere bile ateş püsküren, teknoloji ve modernliğe savaş açmış ilkelci bir anarşist. üst paleotik çağla beraber, tarımın başlamasıyla iş bölümünün ortaya çıkması ve uygarlığın yükselişinin insanlığın yok oluşuna zemin hazırladığını dile getirir yıllardır. evcilleştirme, sanat, kültür, dil ve sayı  sisteminin (sembolik kültür) tahakkümün temel bileşenleri olduğunu düşünür. kendisine göre uygarlık yıkılmadıkça insanlığın kurtuluşu mümkün değildir.

okuması oldukça zevkli, antropolojik ve felsefi açıdan sizi sorgulamaya iten ama uygarlık öncesi döneme haddinden fazla romantik yaklaşan bir kitap Gelecekteki İlkel.  şimdi sırada Theodore Zeldin'in İnsanlığın Mahrem Tarihi var

Vega

Kimi yerlerde aşmış olan çeviri kimi yerlerde korkunç hatalarla dolu. "Bizi kazıklamaya kalktı ama ona öğle yemeğini yedirdim, Bu adamların hiç biri benim kortumda tenis oynamıyor" gibi birebir çevrilen Amerikan deyimleri, sal olarak çevrilebilecek raft, ve basitçe avukat olarak çevirebileceken ad litem vasisi (ad litem'in tam karşılığı "bir davada küçük bir çocuğu temsil etmeye atanmış vasi") gibi çevrilmeden bırakılan ingilizce kelimeler var. Ancak bence tüm kabahati çevirmene atmak doğru değil. Editöründen yayınevi sahibine basılmadan önce birisinin bu kitabı okumuş olsa bu hataların hiçbiri olmazdı. Yoksa hiç biri düzeltilmeyecek hatalar değil. Dahası bendeki tedavülden kalkmış kapağıyla 7. Baskı. Hala piyasada bendekinden daha yeni baskıları mevcut. Muhakkak birileri benden önce buralar olmamış demiş olmalı. Neyse...


Ünlü bir yazar olan Mike Noonan karısının ani ölümü ile sarsılır, yıkılır. Hayata küser, artık yazamaz olur. Kabuslarında karısı ile birlikte çok sevdikleri, çevre sakinleri tarafından Sara Laughs ismi verilen yazlık evlerini sıkça görmeye başladıkça kabuslarına bir son vereceğini düşünerek eve gitmeye karar verir. (Mike'ye " Hocam, rüyasını görünce altına işedin, illa eve gitmek nasıl bir manyaklıktır" demek istedim bi an ama korktuğum halde kitabı elinden bırakmayan kendime bakınca vazgeçtim.) Eve gittikten sonraki paranormal olaylar yazarı delirtme noktasına getirir. Ama vazgeçmez. Karısının ondan ne gizlediğini öğrenmeden bu işin peşini bırakmayacaktır. Yorumumun tamamını okumak isteyenler resmin üzerine tıklayabilirler. (Not: Resmi boyutlandırmayı beceremedim)

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Paris emniyetinde başkomiser olarak görevli Olivier Passan, Japon Kültürüne olan merakı, hayranlık ile saplantı arasında gidip gelen bir adamdır. Hamile kadınları ve karnındaki bebekleri hedef alan bir katili yakalamaya uğraşırken, bir taraftan da Japon eşi güzeller güzeli Naoko ile aralarındaki boşanma davası canını sıkmaktadır. Katile yaklaştıkça eşi ile arasındaki problemler ve evine yapılan saldırılar artmaktadır.

Sürükleyicilik had safhada olmakla beraber, benim gibi Fransa yerleşimine fransız kalanlar için ekstra hayal gücü gerekebilir. Neyse ki bende var. Ama ekşi sözlükteki bir yorumda bu durumu telafi etmek ve kitaptan aldığı zevki arttırmak için her yer adında Google Maps'ten karakterlerin nereden nereye gittiğine baktığından bahseden birini görünce kendi sığlığımdan da tiksinmedim değil.

Çeviri bir iki küçük şahsıma münhasır takıntılar haricinde enfes. Ancak yine de sormak istiyorum ey çevirmenler; Düzüşmek nedir? Aranızda biz okurların bilmediği bir anlaşmamı var? Bugüne kadar bahsi geçen eylem için bu kelimeyi kullandınız mı, kullanan birini tanıdınız mı? Hamile kadınların canlı canlı karnını yarılıp içindeki bebeğin alkole bulanarak yakıldığı bir kitabı okuyan birinin sevişmek kelimesinin argo kullanımını okuduğunda utancından yanaklarının pembeleşeceğini mi düşünüyorsunuz? Kaç kitapta denk geldim artık yeter.  Bir de cümlenin gidişine göre anlamı tahmin edilse de, sabitlemek yerine raptetmek, parıldayan yerine balkıyan kelimelerinin kullanılmasını anlamsız buldum. Fakat yine de kitapta geçen onlarca Japonca kelimenin hangisinin, çevrileceği, hangisinin orjinal halde bırakılacağı konusundaki tercihler, gerekse tam yerinde verilen çevirmen notlarını çok başarılı buldum. Yorumumun tamamını okumak isteyenler resmin üzerine tıklayabilirler.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Kitap IV. Abraham Altobelli'nin üç nesil süren karanlığın ardından güneşin yeniden kendini göstermesiyle büyük, büyük, büyük atası I. Abraham Altobelli'nin vasiyeti gereği ondan miras kalan kutuyu açmasıyla başlıyor. Zaten elimizde tutuğumuz kitapta bu kutunun içinden çıkan ve I. Abraham'ın yazdığı kitap. "Kitabın Bölümleri" yerine "Çarkın Parçaları" yazılması beklenen ama yine de hoş bir detay olmuş. Kitabın başında ailesini kaybeden Alanya'lı Atila ile Şili'li Alanya'nın (isim gerçek bir Şili ismi, kitapta benzerliğin nedeni de kurgulanmış) gerçeküstü bir şekilde bir araya gelmeleri ile kadim bir kumpasın içine giriyorlar. Zaman ve mekan kavramının yerle bir edildiği bir düzeneği ele geçiren Aryanlar dünyayı ele geçirmenin (hayatta da bunun kadar saçma başka bir şey olmaz. O güç bende olsa ilk işim Rio Karnavalını en önde seyretmek olur.  Acaba çok mu küçük düşünüyorum) ve kendilerinden olmayanları yok etmenin peşinde. Ancak son parça eksik ve kehanete göre bunu yapabilecek tek kişi de Alanya.

Kitap muazzam bir alt yapının üzerine kurulu. Geniş çaplı kurgusu en küçük bir mantık hatası barındırmıyor. Başlangıçta verilen "kahrolsun etnik ayrımcılık" sosu kamu spotuna dönmeden tam ayarında verilmiş. Kitabın tamamında sevginin gücü, nefrete karşı. Ayrıca kısa bir pasajda Kayıp Kıta Mu, Hitler ve Atatürk ortak payda da buluşturan yazar alkışlanmak ile taşlanmak arasında ince bir çizgi de yürümüş. Kadim sırlar, gizli örgütler, efsanevi medeniyetler, şifreler, düzenekler, tabiki komplo ve entrikalar ustaca harmanlanmış. Yazarın adı Mehmet Mollaosmanoğlu değil de Dan Brown olsa bu kitabı çok daha farklı platformlarda tartışıyor olurduk. Yorumumun tamamını okumak isteyenler resmin üzerine tıklayabilirler.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...