Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Vega

Alıntı yapılan: pizagor - 26 Şubat, 2015, 09:48:18
Pekiyi üzerinde herkesin uzlaşacağı hangi kitabı var Ahmet Ümit'in?

'Şeytan Ayrıntıda Gizlidir' mi 'Sis ve Gece' mi yoksa bambaşka bir kitabı mı?

Ben bir kaç yerde Kavim ve Kar Kokusu'nun methedildiğini duydum. Kitaplığımda beklemedeler, henüz okumadım...
İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Mrtekin

Vega Hocam, selamlar,

Şimdi haklısın adamın tarzını Amerikan polisiye dizileri ile karşılaştırırsak, yavaş kalır.

Ama o dizileri de, gerçek polisiye ile karşılaştırdığımızda çok hızlandırılmış kalırlar.

Burada sizlerin dediğine katılıyorum, yazarın Türk olup karakterin de Türk olması, okurken detaylarda bizden birşeyler bulmanız, o detaylarla bağlantı kurmanız, insana gerçekten keyif veriyor.

Bu arada bende Behzat Ç. fanıyım. Bizim polisiye janrımız da, çok adamların janrına benzemez, bizimki biraz Fransız tarzına da yakındır, ya da ben öyle hissediyorum. Polisiye direkt  o toplum yapı ve kültürünü ayna gibi yansıttığı için bana bazen Amerikan polisiyesi okumak ya da dizilerini seyretmek çok boş da gelebiliyor.

Karanlıkta Koşanlar'ı gerçekten tavsiye ederim, eğer internet ortamında denk gelirseniz, lütfen seyredin, senaryo, kurgu ve oyunculuklar cidden muazzam bir dizi idi.

Karşılaştırma yapacak isek, evet, Emrah Serbes daha başarılı ama Ahmet Ümit de başarılı, bence.
They drew first blood...

Mrtekin

Alıntı yapılan: pizagor - 26 Şubat, 2015, 09:48:18
Pekiyi üzerinde herkesin uzlaşacağı hangi kitabı var Ahmet Ümit'in?

'Şeytan Ayrıntıda Gizlidir' mi 'Sis ve Gece' mi yoksa bambaşka bir kitabı mı?

Pizagor, selamlar, bence Şeytan Ayrıntıda Gizlidir, daha iyidir.

Sis ve Gece'nin filmini daha çok tavsiye ederim.

Ama muhakkak Karanlıkta Koşanlar'ı seyret, bana soracak olur isen.
They drew first blood...

Mrtekin

They drew first blood...

Vega

Yazar, yine usta olduğu bir konuda, Doğu'dan bir hikaye ile karşımızda. Her ne kadar uçan halılar, lambadan çıkan cinler olmasa da, tam anlamıyla masal tadında bir kitap. Ayrıca yazarın okuduğum diğer kitapları'na göre içlerinde en derli toplu, en rahat anlaşılır, kolaylıkla konsantre olunabilir bir olay örgüsüne sahip.

Yazar, olayı üçüncü kişinin ağzından anlatmak yerine, hikâyeyi anlatacak bir karakter kurgulamış, hoş olmuş. Hikâye bu ya, adı verilmeyen anlatıcımız, köyünün tarihini araştırmaya karar veriyor ve köyü hakkında yazılan bir kaç tarihçeden okuduklarını, dedesinin bir arkadaşının anlattıklarını ve diğer araştırmalarını derleyerek bize aktarıyor.

Kitaba ismini veren Tanios, Kfaryabda köyünün Şeyhi Francis'in kâhyası Gerios'un oğlu. Ancak kitabın sonuna kadar acaba Şeyh'in oğlu olabilir mi sorusu gündem de tutuluyor. Lakin asıl mevzu bu değil. Tanios'un doğumundan itibaren, Mısır Paşası ve Osmanlı Padişahı arasındaki çekişmelerin köylülerin ve Tanios'un hayatı üzerindeki etkileri anlatılıyor. İsyankâr ve asi genç Tanios'un inatçılığı bir köyün kaderini değiştirecektir. Kaya'nın hikâyesini öğrenmek içinse kitabı sonuna kadar okumak zorundasınız.

Yorumun tamamını okumak için resmin üzerine tıklayabilirsiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Fi tarihinde gazete ilavesi olarak alıp kenara kaldırdığım, en nihayetinde okuyabildiğim bir araştırma kitabı. Kitap demek doğru mu çok emin değilim. Büyük ihtimalle 1931 yılında hazırlanmış akademik bir çalışma. Zira özet, içindekiler, sonsöz vs. kısımları ile standart tez yönetmeliğine gayet uygun.

Kitabın en önemli özelliği, İstanbul'un fethine surların içinden bir bakış açısıyla yazılması. Fethedilme sürecine kadar olan zamanda, Konstantinopolis'deki dini, siyasi, ekonomik alanlardaki çöküntülerinin düşme sürecini hızlandırdığından, dahası kaçınılmaz hale getirdiğini öne sürüyor. Hatta öyle ki; bunalan halkın ve dinini özgürce yaşayamamaktan korkan (mallarının elinde alınma korkusu da var tabi) kilisenin Latinlerin eline geçmektense Türklerin boyunduruğu altına girmeyi tercih ettiklerini kendince kanıtlamaya çalışıyor. Tabiri caizse aslında Bizanslılar fethe çok sevindiler demeye getiriyor. Devamı için resme tıklayabilrisiniz. Not: Resim demişken, Allah'ını seven resme bir el atsın, ben küçültemedim.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

pizagor

Fil Kulesi toplu okumasından öyle memnun kaldım ki daha o okunurken diğer R.E.Howard imzalı kılıç ve büyü kitaplarını toplamaya başlamıştım. Böyle dediğime bakmayın zaten hepi topu üç tane daha vardı: Kimmeryalı Conan'ın Yükselişi, Kılıç ve Büyü ve son olarak da Fatih Conan... Frazettalı kapağın etkisiyle sanırım, ilk önce Fatih Conan'a başladım. Uzun soluklu bir roman olmasına rağmen Fil Kulesi'nde yeralan kısa öyküler kadar güçlü bulmadım anlatımı. Ama sonuçta Conan, okutturuyor kendini illaki...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


Vega

Behzat Ç. Efsanesinden sonra başka bir Emrah Serbes kitabı okumak için sabırsızlanıyordum. Bu nedenle ilk fırsatta Erken Kaybedenleri es geçip Deliduman'ı okumaya karar verdim ve okudum. Ve fark ettim ki sabırlı olmayı bir an evvel öğrenmem gerek. En son ne zaman bir kitap okurken bu kadar sıkıldım hatırlamıyorum.

Kitabımızın konusu Kıyıköy'de geçiyor. Esas oğlan belediye başkanının yeğeni Çağlar İyice. Daha en başta Çağlar'ın hastalıklı kardeş sevgisi dikkat çekiyor. Kitap ilerledikçe Çağlar'ın tek manyaklığının kardeş sevgisi olmadığını öğreniyoruz. Çağlar gevezenin önde gideni. Çoğu zaman Çağlar'ın anlatımı iç bayıyor. Sanki biri yazara "kitabı azıcık uzun tut, biraz pahalıya satalım, para kazanalım" demiş gibi. Konu sürekli uzatılıyor, lastik gibi çekiliyor da çekiliyor.

Kitap baştan sona sistem eleştirisi içeriyor. Özellikle tüketim toplumuna, inşaata dayalı büyümeye her fırsatta laf sokuyor. Bugüne kadar hiçbir kitapta görmediğim kadar çok marka, mağaza, dükkân ismi gırla gidiyor. Partilere verilen, kitabın kimyasına uygun isimler (Dedemi Kanser Eden Parti, Kim Ne Derse Tersini Söyleyen Parti vs.) yaratıcı. Ama dediğim gibi bence geneli kurtarmıyor. Kötü bir şarkı gibi. Baslar iyi ama Çağlar kötü. Detaylı yorumumu okumak için resmin üzerini tıklayabilirsiniz.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

alan ford

  Can Kozanoğlu - Yalan Yıllar.  Acemi Eğitimi'nden yıllar sonra Can Kozanoğlu Yalan Yıllar ile kurmaca otobiyografisine devam ediyor.  Yine çok eğlenceli bir dil , yine şahane olaylar küçük oyunlar. Bu sefer Can Kozanoğlu'nun medya macerası.  İlk kitabın vuruculuğu yok ama yine çok iyi bir roman.

  Şimdi uzun zamandır bakıp bakıp ertelediğim Gecenin Kültürleri - Hapishanenin Doğuşu ve Bir Erdem Olarak Sapkınlık kitaplarının senkronize okumasına geçiyorum. Uzunca  bir süre benden haber alamayabilirsiniz. ;)  Kitap arlarında Nigth on Earth'ü tekrar tekrar seyretmek niyetindeyim :D
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Vega

Kitapta hikâyeler başlamadan önce Dede Korkut ve dönem hakkında ansiklopedi tadında bilgiler var. Gayet güzel ve yerinde. Anlatılana göre aslı 24 hikâyeden oluşmaktaymış. Günümüze 12 tanesi ulaşmış. Dede Korkut derler kişi de Bayat boyundan Kara Hoca'nın oğlu imiş. Ben pek inanmasam da 295 yıl yaşadığı iddia ediliyor. 10. Oğuz hükümdarı Kayı İnal Han'ın baş müşaviri imiş.

Doğruya doğru, hikaye olarak anlatımı, heyecan, macera aman aman çok iyi değil. Daha çok döneme ait Türk örf ve adetlerini öğreten bir belgesel gibi düşünmek gerek. İslamiyet ile ilişkilendirilmesinde takvim olarak kafam basmasa da, içindeki pek çok öğe Cüneyt Arkın filmlerinde bol bol kullanıldığı için tanıdık. Allah, peygamber, dua, cennet, cehennemin cirit attığı Arap masallarının aksine bu Türk masalında cinsellik yok denecek kadar az. Basat'ın Tepegöz'ü Öldürdüğü Boyu'nda çobandan hamile kalan peri kızı, başka bir hikayede Oğuz beylerinin yedi gün uyuması gibi öğeler nedense bana İslamiyet öncesi Türklerin bilmemiz gereken yığınla efsanevi özellikleri olduğu hissini uyandırdı.

Kitabın sonuna gayet kapsamlı bir Öztürkçe-Türkçe sözlük konmuş ki en beğendiğim bölüm buydu. Öylesine bakınırken bile bir sürü harika Türkçe kelime gördüm. Gökçe'nin meğerse ne güzel anlamı varmış.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Vega - 30 Nisan, 2015, 12:53:31
Kitapta hikâyeler başlamadan önce Dede Korkut ve dönem hakkında ansiklopedi tadında bilgiler var. Gayet güzel ve yerinde. Anlatılana göre aslı 24 hikâyeden oluşmaktaymış. Günümüze 12 tanesi ulaşmış. Dede Korkut derler kişi de Bayat boyundan Kara Hoca'nın oğlu imiş. Ben pek inanmasam da 295 yıl yaşadığı iddia ediliyor. 10. Oğuz hükümdarı Kayı İnal Han'ın baş müşaviri imiş.

Doğruya doğru, hikaye olarak anlatımı, heyecan, macera aman aman çok iyi değil. Daha çok döneme ait Türk örf ve adetlerini öğreten bir belgesel gibi düşünmek gerek. İslamiyet ile ilişkilendirilmesinde takvim olarak kafam basmasa da, içindeki pek çok öğe Cüneyt Arkın filmlerinde bol bol kullanıldığı için tanıdık. Allah, peygamber, dua, cennet, cehennemin cirit attığı Arap masallarının aksine bu Türk masalında cinsellik yok denecek kadar az. Basat'ın Tepegöz'ü Öldürdüğü Boyu'nda çobandan hamile kalan peri kızı, başka bir hikayede Oğuz beylerinin yedi gün uyuması gibi öğeler nedense bana İslamiyet öncesi Türklerin bilmemiz gereken yığınla efsanevi özellikleri olduğu hissini uyandırdı.

Kitabın sonuna gayet kapsamlı bir Öztürkçe-Türkçe sözlük konmuş ki en beğendiğim bölüm buydu. Öylesine bakınırken bile bir sürü harika Türkçe kelime gördüm. Gökçe'nin meğerse ne güzel anlamı varmış.


bahsettiğiniz içerik aslında-araştırmışsınızdır ve bilirsiniz muhakkak- orjinal el yazmaları bizde olmayan 15.yüzyıla tarihlenen arşivlerden çeviri..12 adeti dresden koleksiyonu,6 adeti ise vatikan koleksiyonu diye geçer..ve tabii tarih olarak eserde geçen efsane ve kişiler çok daha eski yüzyılların (6-7. yüzyıl mesela..) göndermelerini içeriyor,bir çok bölümü ise kayda geçtiği yüzyılın günceline uyarlanmış..
Fuat Köprülü'nün "Türk Edebiyatı'nın tüm ürünlerini terazinin bir kefesine, Dede Korkut'u da diğer kefeye koysanız, Dede Korkut ağır basar" dediği anlatılır..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

antiochia

Orhan Kemal-Kanlı Topraklar

emre ozdamarlar

Bugune dek okudugum en iyi suc hikayelerini yazan Edward Bunker'a devam ediyorum.


Vega

"Herkesin bir yıldızı vardır" alt başlığı ile sunulan kitap iddia ediyorum bence yazarın en iyi kitabı. Herşey hayattan bıkan, bezgin, yılgın Ferruh'un intihar etmeye karar vermesi ile başlıyor. Ondan sonra Ferruh aklının hayalinin bile almayacağı, hem de tam 2000 yıllık bir tuzağın içinde buluyor kendini. 2000 yıl öncesinin Pontus İmparatorunun kızı prenses Pervin, günümüzde Mitras olduğunu düşündüğü Ferruh'u buluyor. Birlikte Mitras heykelini bulup boğayı öldürmeye çalışıyorlar. Boğayı öldürmek bu arada bol tanrılı zamanlardan kalma sembolik bir deyim. Boğa takımyıdızının Pers takımyıldızı ile aynı hizaya gelmesini temsil ediyor. Bu arada bu kitap sayesinde çoktandır meraklı olduğum, düşmüş melekler, dünyayı terk eden tanrılar üzerine eğilmeye karar verdim. Allah sonumu hayır etsin. Son dakikaya kadar sürükleyici, her sayfada şimdi ne olacak diye merak ettiren bir kitap, çok beğendim. Yorumumun tamamını okumak için resmin üzerine tıklayabilirsiniz

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...

Vega

Neil Gaiman'ı severim. Ancak okuduğum kitapları bir dolu, bir boş şeklinde oluyor. Bu da bence boş kitaplarından biri. Tarz olarak biraz Narnia, biraz Spiderwick Günceleri gibi.  Küçük dostumuz Coraline – Caroline değil- yeni taşındıkları evi keşfederken, misafir odasında hiçbir yere açılmayan bir kapı buluyor. Bu kapı daha sonra Coralin'in gerçek hayatındaki her şeyin kötü bir kopyasının bulunduğu başka bir dünyaya açılacak.

Kitap kısa, 176 sayfa. Bahse konu kapıdan geçen Coralin'in, öteki dünyadaki varlığı kandırıp kendi dünyasına dönmesini konu alıyor. İlkokul çocukları için belki biraz ürkütücü sayılabilir. Ama ondan sonra okurun yaşı ile birlikte gereksizliği artmakta. Elinize alıp, uykudan önce çocuğunuza da okuyamazsınız. Ama neyse ki 5 TL civarında bir fiyatla çok büyük bir kayıp değil.

İlk kitabım Yanlış Adam çıktı. Edirne sokaklarında geçen çizgiroman temelleri üzerine kurulu bu romanı almayı unutmayın...