Çizgi Roman Piyasası ve Sorunları

Başlatan tommikser, 09 Ağustos, 2010, 12:15:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kalidor

Sevgili Phoney iletini çok beğendim, genç ve yeni bir çizgiroman okuru olarak sorunları bence iyi değerlendirmişsiniz. İnsanların önyargılarını kırmak dediğiniz gibi zor. Bir de  çizgiroman deyince sırıtıp hee Teksas&tommiks mi okuyorsun diyenlerin yanından da artık hızlıca uzaklaşmak lazım. Hayatında hiç Teksas&Tommiks okumamış adamın bile aynı tepkiyi vermesi ilginç. Red Kit de, Ten ten de bir şaşırt. Muadilleri Kaptan Swing'in bile adı geçmez bu muhabbetlerde. Nesiller arası bu kadar meşhursa MEB Teksas&Tommiks'i 100 eser arasına koysun. Neyse Konyakçı ve doktoru istisna tutarak Tommiks'i hiç sevmem de Teksas, bizim Ayı Çelik Blek candır, okurum yani. Ama şimdi adama neyin fumettisini, comicsini frankofonunu anlatıyım, ben Kırmızı Urbalıları destekliyorum, nihayetinde de Conanperverim deyip geçiyorum.
Crom! Ölüleri Say...

hanac

Sevgili kalidor, iletini çok beğendim.

Bana sorarsanız piyasanın tek bir sorunu var, piyasa çok küçük.  :)

YKY nin DC atılımı ile birlikte birşeyler değişir mi ? Bekleyip göreceğiz.


ercoktay

Hasan'a katılıyorum. Piyasa gerçekten çok küçük.

Beni umutlandıran tek şey dizisinin yayınıyla piyasa için bile iyi bir satış yakalayan Yürüyen ölüler ve genç nesli etkileyen Mangalar.

Piyasanın küçük olması butik bir hobi yaratıyor bizlere. İnsan katılımı çok kısıtlı ve küçük bir dost grubu. Düşünsenize yaklaşık 80 milyon insanın yaşadığı ülkede 500 adet basılan kitaplardan daha baskısı biten duymadım. Bir ara aman bana kalmaz diye özellikle az sayıda basılan kitapları hemen alma yoluna gidiyordum. Baktım ki yayınlar hiç bitmiyor ben de alışlarını ertelemeye başladım.

Bütçemi artık kısıtladım ve sadece hemen alıp okuyabileceklerime para vermeye başladım. Alıp daha sonra okurum dediğim kitapların alımını kestim.

Ben bir süre sonra bir kriz bekliyorum açıkcası. Gruba yeni alıcılar eklenmediği sürece yayın evlerini zor günler bekliyor.

Bir gazla başlanan yayınlarda eminim ki ilk sayı satışları mesela 300 adet olan yayınlar daha sonraki sayılarda 200lere hatta 150 düşmüştür.

Yayıncının aldığı sıcak para da gittikçe azaldığından daha sonraki sayıların sürelerinde açılmalar ve en sonunda sonlanması kaçınılmaz gibi gözüküyor.

O yüzden daha öncelerde yüzlerce kez söylediğim gibi yavaş gidin. Elimizdeki çizgi romanlardan da olmayalım.

Hasan gibi ben de YKY'yi bekliyorum. NTV'nin açtığı yoldan bakalım nasıl gidecekler.

Zen

çr piyasasının sorunu belkide bütün sorunların 200-300 adet kitap satmakla hallolacağıdır. Neden bu kadar zayıf bir satış rakamı hedef oluyor anlamak mümkün değil. Tamam bir yayın çıktı ve 300-500 sattı ve o sayıyı kurtardı...eee sonra.

yıllardır söylüyorum bu piyasanın en büyük sorunu bu işi "amatör" hislerle yapan yayıncılar ve destek vermek adına "abi çöp bassalar alırım" diyen okurlar.

Vizyonu olan yayıncıların piyasaya girmesi lazım, yeni okur kazandıracak ve çr piyasası dışında da kendinden bahsettirecek yayınlar, atraksiyonlar lazım. sırf "birşeyler" basmak uğruna ucuz telifli yayınları piyasaya süren yayıncılara dur demek lazım.

Yıllar önce resimliromanın "resimliroman" olduğu dönemlerde bir fikir ortaya atmıştım "çok ortaklı çr yayınevi" şeklinde ve hatta proje haline bile getirmiştik. Fikir basit, madem bu kadar çr sevdalısı var herkes 3-5 ortaya birşeyler atsın ve yayınevi kursunlar kendi aralarında seçecekleri bir yayın kurulu oluştursunlar ve bu kurul neyin yayınlanacağına karar versin ayrıca ortak olan herkes (burada 3-5 ortak değil 20-30 ortaktan bahsediyorum) mesleği doğrultusunda katılımda bulunarak maliyetleri düşürebilir, yabancı dili olan çevirileri yapar, muhasebesi olan maliyetlere bakar vs. Bu ortakların Türkiye çapında olduğunu düşünürsek dağıtım işinide herkes bulunduğu bölgede ister elden ister kendi belirleyeceği bir başka yoldan yapar. 20 ortak olsa ve her biri 50'şer kitabı satsa 1000 kitap yapar en az 500 kitabı kadıköy piyasası zaten alır, yaysata bel bağlamadan 1500 kitap satılmış olur. Sonuçta bu yayınevi kar amacı gütmeyeceği için (sadece kendi masraflarını çıkartacak) daha uzun soluklu ve kaliteli yayınlar piyasaya çıkar.

Yoksa daha çok bekleriz bir kahramanın gelip bizi kırmızı urbalardan ve işgalci uzaylılardan kurtamasını.
-Neden herşeyin siyah senin?
- Çünkü siyahın üzerinde kırmızı çok güzel duruyor. Bunun, hangimizin kanı yüzünden olduğu hiç önemli değil...

pizagor

Denenmemiş birşey değil sevgili Zen. Ama bir; herkesin beğenileri ve beklentileri farklı olduğu için ortak bir paydada buluşmak çok zor! Iki; diyelim ortak paydada buluştunuz o paydanın hak sahibinin amatör yayıncılar olarak sizi ciddiye aldığı yok...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


pardus01

Ekmek neden pahalı? Ya da şu soruyu sorayım. Kar elde etmenin yolu nedir?

Ekmek üretiminde maliyeti etkileyen en önemli etken fırın başına üretilen ekmek miktarıdır.İşçilik giderleri yanında, genel işletme giderlerinin önemli bölümü sabit giderler olup, tolam ekmek miktarı artıkkça, bir ekmek başına düşen maliyet azalacaktır.Bunu sağlayabilmek için fırın sayısı azaltılmalı, üretim miktarı arttırılarak birim ekmek maliyeti düşürülmeli, bayi/bakkal karı sınırlandırılmalıdır.

Prof. Dr. Sezgin ÜNAL, Ege Üni. Müh. Fak. Gıda Müh. Bölümü


100.000 nüfuslu bir ilçede, adam başı 1.25 ekmek/gün hesabı ile 125.000 ekmek tüketilmesi öngörülürse ve ekmek maliyetindeki unsurlar şunlar ise

Un  -  26.0,Yakıt  -  3.0,Maya  -  0.7,İşçilik  -  24.0,Tuz  -  0.1,Su  -  0.4,Vergi  -  0.8, Dağıtım  -  8.0,Fırın ve Bakkal Kârı  -  37.0

30.000 ekmek satan 4 fırın veya 5.000 ekmek satan 25 tane fırın !!! Halk ekmeği pahalı yer, habire zam istenir...

Çizgiroman piyasası da şuan aynı bana göre... Ki, yayın evlerinin gücü hakkında fikrim olmamakla birlikte, güçlü bir yayınevi kooperatifi rahatça kar da eder, fuarlardaki satışta yeter kendilerine...

Diğer bir husus dağıtım.... 200 basılan bir kitap allah aşkına kaç İstanbul kitapçısına dağıtıldı ya da gazete bayine. İşin özü yayınevleri ağlayacaklarına biraraya gelip çözüm üretmeliler. 200-700 gibi rakamlar bana HİÇ İNANDIRICI gelmiyor.
O kadar  basacağınıza bırakın telif hakkı tek elde toplansın, başkaları sürümden kar etsin... 

GÖRÜNMEYEN HİÇBİRŞEY SATILAMAZ!!!! Bir pazarlamacı olrak diyorum ki olmadan satılan tek şey hayat sigortasıdır ki o bile satılıyor. Tezgahta, vitrinde olmayanı gençler görüp nasıl alsın? Fuarlarda bile yoksunuz, Adanada daha yeni dükkan açmış bir kitapçı (kendisini takdir ediyorum) fuara katılıyorsa, sizler hayli hayli katılırsınız.

Okuyucu sayısı az diyorsanız; Kültür Bakanlığına müracat edin destek isteyin; örnek, her ilçe kütüphanesi 1 kitap alsa enaz 800 satış rakamına ulaşılır dergi çıkmadan... Milli Eğitimin kapısını aşındırın, onlar ilgilenmezse Eğitim Fakültelerine gidin öğretmenleri bilinçlendirin Ç.R konusunda, onlarda zamanında benim öğretmenimin yaptığını yapsın...

Topu taca atmasın kimse... Para kazanamıyorsanız çizgiromandan başka iş yapacaksınız...

Kitap sayısı çoğaldıkça maliyet düşer. 30 liraya hiçbir üniversite, lise yada ortaokul öğrencisi gidipte çizgiroman almaz kardeşim. Fasikül fiyatının her hafta alınması için 5 lirayı geçmemesi lazım; yani en küçük kağıt para....

Ocakta Adana Kitap fuarı ile başlayın işe bakın bakalım satılıyor mu satılmıyor mu!
Birde başka bir forumla görüşün kitap içeriklerini tarayıp yüklemesinler... Telif hakkı ihlali yapıyorlar...

EK: ''Fasikül'' olarak basarsanız TAY yayınları gibi dönenleri CİLT haline getirebilirsiniz... Ayrıca Türk çizgiroman okuyucusu gelenekçi bir yapıya sahip ise ki iddia odur; yapılması gereken cafcaflı kapaklar değil birebir Tay yayınları gibi üstten bantlı yapın retro görünüm kazandırın. Şahsen alışılmış kapak harici hiçbir Ç.R bana cazip gelmiyor...

Yapabilinecek pekçok atraksiyon var satış için yeterki istenilsin. Gittigidiyorda hergün binlerce çizgi roman el değiştiriyor hep aynı adam mı alıyor sanıyorsunuz...

köstebek

Dedikodu sayfası dilek ağacına dönmüş.

Böyle yapmayın beyler, 10 bin lirayı cebine koyan yiğit er meydanına çıkar...

poe

Alıntı yapılan: çizgiliköstebek - 15 Mart, 2015, 12:44:14
10 bin lirayı cebine koyan yiğit er meydanına çıkar...

bir yıllık çizgi roman parasına yayıncılık (yıllık tüm yayınları aldığımızda kaç lira ödüyorduk?

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.


aman yayıncı elinde kitaplar 2 sene kalırsa yada iki yıl içinde tekrar baskı yaparsan birileri kitabını tarayıp sitesine koyar ve buradan bazı arkadaşların yaptığı gibi takdir edilir bu. her halde legal bir şey yapıyor diğer forumlar ki arkadaşlarımız takdir ediyor...

ayrıca birileri Ankara'ya çizgi roman dükkanını arkabahçe adıyla açarsa kaç para ödeyecekti?

cebinde 10 bin lira olanın frankofon olarak kaç sayı çizgi roman yayınlayabileceğini ve para dönüşünün kaç ay süreceğini de söylerseniz sevinirim. 10 binlirayı bankalar tüketici kredisi olarak bile veriyor, herkes yayıncı olsun o zaman :)



köstebek

Alıntı yapılan: poe - 15 Mart, 2015, 13:39:53

aman yayıncı elinde kitaplar 2 sene kalırsa yada iki yıl içinde tekrar baskı yaparsan birileri kitabını tarayıp sitesine koyar ve buradan bazı arkadaşların yaptığı gibi takdir edilir bu. her halde legal bir şey yapıyor diğer forumlar ki arkadaşlarımız takdir ediyor...

ayrıca birileri Ankara'ya çizgi roman dükkanını arkabahçe adıyla açarsa kaç para ödeyecekti?

cebinde 10 bin lira olanın frankofon olarak kaç sayı çizgi roman yayınlayabileceğini ve para dönüşünün kaç ay süreceğini de söylerseniz sevinirim. 10 binlirayı bankalar tüketici kredisi olarak bile veriyor, herkes yayıncı olsun o zaman :)

Kabaca hesap yapalım,

1. kitap telifleri ortalama % 8 civarında. Frankofon basıyoruz... 20 liradan sattığımızı ve 1500 bastığımızı varsayarsak... 20x1500x8/100 = 2400 lira...
2. Dijital malzeme parası denen dalga (gavura gidiyor) yaklaşık 350 avro (burası pazarlığın en sert döndüğü yer) ... 1.000 tl de buraya gider diyelim...
3. Ajans'ın ücreti, vergisi kılı tüyü, çayı kahvesi, anlaşmanın gavura postası falan derken 1.000 lirada buraya yazalım...

Yani 4.500 liraya kitap elinize geçer.

5. Çevirmeni, grafiği, kontrolü falan eşe dosta parasız yaptırıyoruz, ama onlarla buluşup birkaç akşam takılsak yiyip içsek toplamda 1.000 lira da buraya yazalım.

6. Geldik matbaanın kapısına, kâğıdı güzel olsun, baskısı iyi olsun derken bir 7.000 de oraya bırakırsın.

Ne yaptı... 12,5 oldu, parayı aştık, ama vadeli borç yapar ilerlemeye devam ederiz.

7. Dağıtıma geçeriz ... %50 veya %40 indirimle dükkânların kapısına dayanırız. Haydi kıyak geçelim, %40 diyelim... Kitabı 12 liradan satarız. İyi ilişkilerimiz varsa ilk dağıtımda 500 adetini dağıtırız; ne yaptı... 6.000 lira cepte (bir ay sonra alacağımızı düşünüyoruz, ama dükkâncıların yapacağı i.nelikler de olacaktır, D'nR gibi dağıtımlardan 4 veya 5 ay sonra gelecektir, en iyi ihtimalle)... Mis gibi, paranın yarısını hemen aldık diye düşünüp seviniriz. Ardından yeni sipariş bekler, sağa sola dağılmış paraları toplamaya çalışırız.

Sonuçta biraz para toplar, onunla şanslıysak bir kitap daha basar, sonra tüm sermayeyi tüketir, depodakileri yok bahasına satıp evimize döneriz. Tüm bunlar 6 ay, bilemedin bir sene içinde olup bitiverir. Alın size güzel bir macera...

ama ya satarsa ...

xmenac

Mevcut satışlarla maalesef sürdürülebilirliği çok zor olan bir iş çizgi roman yayıncılığı. Yayınevleri haklı olarak bilinen kahramanlara ağırlık veriyor, siyah beyaz olması, sağlam bir okuyucu kitlesine sahip olması gibi nedenlerle fumetti bolluğu görebiliyoruz piyasada. Ama durum böyleyken, başka iş yapmadan sadece çizgi roman yayınlayalım, 10-15 kişi istihdam edelim, yayınlarımız bir gün şaşmasın, uzun vadeli yayın planları yapalım gibi şeyler oldukça zor anladığım kadarıyla. Yine de kazandırıyor olması sevindirici, zira önemli bir emek var.

Benim bu tablodan gördüğüm kadarıyla en rahatı kitapevleri, %50 iskonto ile alınan kitabı %10 indirimle satmak pek de anlamlı olmuyor açıkçası. Etiket fiyatından satıldığı da oluyor tabi. Vadeli ödeme, satılmayan kitapları geri verme imkanı gibi kolaylıklar da varsa gerçekten güzel iş.

köstebek

Alıntı yapılan: xmenac - 15 Mart, 2015, 22:46:50
Mevcut satışlarla maalesef sürdürülebilirliği çok zor olan bir iş çizgi roman yayıncılığı. Yayınevleri haklı olarak bilinen kahramanlara ağırlık veriyor, siyah beyaz olması, sağlam bir okuyucu kitlesine sahip olması gibi nedenlerle fumetti bolluğu görebiliyoruz piyasada. Ama durum böyleyken, başka iş yapmadan sadece çizgi roman yayınlayalım, 10-15 kişi istihdam edelim, yayınlarımız bir gün şaşmasın, uzun vadeli yayın planları yapalım gibi şeyler oldukça zor anladığım kadarıyla. Yine de kazandırıyor olması sevindirici, zira önemli bir emek var.

Benim bu tablodan gördüğüm kadarıyla en rahatı kitapevleri, %50 iskonto ile alınan kitabı %10 indirimle satmak pek de anlamlı olmuyor açıkçası. Etiket fiyatından satıldığı da oluyor tabi. Vadeli ödeme, satılmayan kitapları geri verme imkanı gibi kolaylıklar da varsa gerçekten güzel iş.

güzel iş, tabii, ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler... Artık onların da başında internet belası var, üstelik her geçen gün büyüyor. İndirim oranlarını yükseltip dükkâncıların beline beline vuruyorlar. Hayat böyle işte, bir yerden kurtarıp diğer yerden yiyorsun golü.

hennessy

Benimki tahmin ama kitaplar böyle zamlanir ise yakinda her yayın evi kendi kitabını satacak.  Dükkan verdiği iskontoyu okuyucuya verecek. Yoksa her geçen gün bu bollukta kitap elemeye ve fiyat artışı yüzünden hepimiz azaltmaya gideceğiz
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

xmenac

Açıkçası etiket fiyatlarının bu şekilde olmasını ben anlayamıyorum. Yayınevleri bu fiyatlar üzerinden telif ödediği için onlara da zararı yok mu bu yöntemin?

İşin enteresanı okuyucular da bu tarz indirimlere alışmış görünüyorlar. %50 iskonto ile alınan ürün en az %30 indirimle okuyucuya ulaşmalı bence. Günümüzde üreticiden tüketiciye satış modeli zaten yaygınlaştı. E-ticaret de hızlı büyüyor ve çoğu kitapevinden daha uygun fiyat sunuyor. Durum böyleyken fazla bir anlam ifade etmeyen indirimleri okuyucular da tercih etmeyecektir düşüncesindeyim.

pizagor

Son dedikodulardan çıkıp piyasaya gelmiş konu. Ufak bir moderatörlük görevi yaptım, bazı iletileri bu başlığa taşıdım. Bilginize arkadaşlar...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


alan ford

  Puslu Kıtalar Atlası ile birlikte şu soruyu sormak gerek. 320 sayfalık , üstelik sayfaları normal ebattan büyük tuğla gibi renkli bir çizgi roman 32.50 Tl'ye satışa çıktı. Şimdi bu bana çok uygun bir fiyat gibi geldi. ( En yakın örnek JBC'den Kara Ayna : 304 sayfa renkli , 37 TL etiket fiyatı , üstelik onun fiyatı da muadillerine göre uygun  ;) )  Elbette iletişim bunun  hesabını kitabını yapmıştır. 1992'den beri sürekli satan kült olmuş bir kitabın satışını üç aşağı beş yukarı tahmin etmişlerdir. Fiyatı da buna göre ayarlamışlardır muhtemelen. Peki fiyatların bu banda çekilebilmesi için satışların kaç bandında seyretmesi gerekir. Bu da piyasanın küçüklüğünü bize bir kez daha hatırlatıyor. Peki fiyatların bu banda çekilebilmesi için satışların ne kadar olması yayın evine yeter.  Bu konularda ketum davranmayan Ertan Ergil biraz bilgi verebilirse sevinirim. 
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir