Uykusuz Dergisi 2020 Yaz Özel Sayıları

Başlatan ferzan, 16 Temmuz, 2020, 19:01:30

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan



    Uzun zamandır yaz özel sayısı çıkarmayan Uykusuz Dergisi ekibi, bu haftadan itibaren üç hafta boyunca üç adet yaz sayısı çıkaracak. İlk sayı bugün yurt genelinde satışa sunuldu hatta. Ne var ki önceki senelerde olduğu gibi kalın kapaklı ve kaliteli kağıda dev boy özel sayılardan değil, haftalık standart 16 sayfa saman kağıda sayının içine dahil edilmiş sözde özel sayılar. Yani bu haftaki 670. sayı ile sonraki haftalarda çıkacak olan 671 ve 672. sayılar kapaktaki ekstra ibare ile yaz sayısı ilan edilmiş. içerikteki yegane fark ise anladığım kadarıyla her hafta bir çizerin dergiyi domine edecek olması. Bu hafta Memo Tembelçizer, özlenen tarzıyla 4 tam sayfalık bir öykü çizmiş yine kendisini merkeze aldığı. Onun haricinde kalan içerik her haftakiyle aynı. Benim tahminim, sonraki iki sayının birinde Oky 'nin, diğerinde de Ersin Karabulut 'un ağırlıklı olarak yer alması doğrultusunda. Bekleyip göreceğiz.

    Memo Tembelçizer 'i özleyenler ve 4 koca sayfada okuyup hasret gidermek isteyenler için Uykusuz 2020 Yaz Özel Sayısı No: 1 (standart sayı 670) bayiilerde.

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Yaz özel sayılarından ikincisi de bugün bayiilerde yerini aldı. Bu haftanın ekstraları ise iki uzun kalın ayak sayfada yayınlanan yepyeni bir Kötü Kedi Şerafettin macerası ile derginin ortadaki iki sayfasına yayılan KALT ekibinin yazıları. KALT 'ı Youtube 'tan takip edip sevenler varsa, Hasan İnceler ile Ozan Akyol 'un yazıları o iki tam sayfada mevcut. Erman Çağlar ise derginin başlangıcından beri yazdığı için orta sayfaya dahil olmamış, kendi köşesinden devam etmiş.

    Ayrıca epeydir görünmeyen Oky de iki tam sayfaya tekabül eden yeni bir çizgi öyküye başlamış ama devamı haftaya kalmış.

    Meraklılarına duyurulur...

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Saint2

Oky'nin o sayfasını görebileceğimiz bir görüntü var mı ?
Ya da az ye de git dergiyi al mı diyeceksiniz ? ;D ;D ;D ;D ;D

ferzan

Alıntı yapılan: Saint2 - 23 Temmuz, 2020, 16:40:45
Oky'nin o sayfasını görebileceğimiz bir görüntü var mı ?
Ya da az ye de git dergiyi al mı diyeceksiniz ? ;D ;D ;D ;D ;D

    Telefondan bu kadar oldu ama fikir verir sanıyorum.



Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

dayıcomics


ferzan

    Oky 'nin 25-30 senelik profesyonel kariyerinde çizgi tarzının homojenliği ve git gide 2010 sonrasında yıldan yıla realist deformasyona doğru evrilmesi bana çok değerli geliyor. Bu yukarıdaki son haline giden yolda en çok İpek ve Burak 'ın son dönemi etkili olmuştu. Oky 'nin çizdiği en uzun serileri listelemek gerekirse;

    Zavallı Polat
    Cihangir 'de Bi Ev
    Kaç Şebo Kaç
    Saftirikler
    İpek ve Burak (ilk dönem)
    Barış ve Diğer Öbür Herkes
    İpek ve Burak (orta dönem)
    Kıyamet Kuşağı (Hortlak Dergisi 'nde yarım kaldı, forumda başlığı da mevcut)
    İpek ve Burak (son dönem)

    Oky 'nin L-Manyak öncesi dönemini, L-Manyak ve Lombak dönemi kısa süren anlatılarını, Penguen ve Uykusuz zamanı kısa süren diğer içeriklerini bu listeye dahil etmediğim gibi Penguen zamanı Kenan Yarar 'a (Çıplak), Uykusuz zamanı da Memo Tembelçizer 'e (Metin Annesini Arıyor) yazdığı senaryolardan hiç bahsetmiyorum bile.

    Yukarıda listelediğim her başlıkta kendini hiç tekrar etmeden, kendi tarzının sınırları içerisinde yapabileceği maksimum yeniliklerle okurunu asla sıkmayan ve kendini asla baside indirgetmeyen bir çizer. Zavallı Polat yeraltı frankofonları soslu karikatürize ve sivri bir anlatıyken, Cihangir 'de Bi Ev serisiyle bambaşka bir tarz ortaya koydu. Aynı anda aralıklarla Kaç Şebo Kaç 'ı çiziyordu ve burada da mevcut karikatürize tarzını az daha değiştirip bilhassa kadın bedenlerinde hafif realist bir deforme yaparak yine farklı bir tarz ortaya koymuştu. İpek ve Burak 'ın ilk dönemi ile (çizimleri Memo 'dan devraldıktan sonra) eski karikatürize tarzını biraz daha güncelleyip daha stilize bir üslupla ele alırken, aynı hikaye evreninde geçen Barış ve Diğer Öbür Herkes 'i çizmeye başladı ve eski çizgi romanlarından karakterler ile bilhassa İpek ve Burak 'a bol bol cameo yaptırdı bu seride. Barış 'tan itibaren bir şeyler değişmeye başlamıştı zaten, İpek ve Burak 'ın orta döneminde bu değişimi gördük. Sayfalar tadından yenmiyordu. Sonra Kıyamet Kuşağı 'nda da bir şeyler denerken İpek ve Burak 'ın son dönemi ile daha realist bir yaklaşım geliştirdi ve yine tamamen gerçekçiliğin sıkıcılığına bulaşmadan, kendi yorumunu ve form bozuşlarını ihmal etmeden yukarıdaki iletimde yer alan sayfalara ulaştı.

    Sanıyorum şimdiye dek hiçbir çizgi romancımız, sayfalarında Oky kadar fazla balon ve yazı kullanmamıştır. Yerine göre panellerde çizgiden daha fazla yer kapladığı bile olmuştur balonların ama bu Oky 'nin akıcı hikayeciliğinden ve günceli çok iyi tahlil eden sosyal yanının kuvvetinden hiçbir şey eksiltmemiştir. Biz henüz farkına varamadık ama Oky, çizgi roman alemimizin nadide incilerinden biri aslında.

    Sadece İpek ve Burak 'ın albüm kapaklarına bakarak bile bu değişimi görebiliriz aslında;


   


   


   


   


   

    Kaldı ki bu değişim, sadece bir serideki değişim. Listelediğim diğer uzun serileri bilenler hatırlayacaktır her birinin nasıl birbirinden farklı yaklaşımlarla ele alındığını. Benzerlik olsa da tekrar hissi olmadığını, ezbere mahal vermediğini.


   


   


   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Uykusuz yaz sayılarının üçüncü ve son halkası bugün yurt geneline dağıtılmış durumda.

    Bu sayıda öyle aman aman özel ve yeni bir şey yoktu benim fikrimce. Oky 'nin geçen hafta başlayan öyküsü bu hafta tamamlanıyor, onun haricinde Para Tuzağı dergisindeki şahane tipleme Hışım Osman 'ın yeni macerası yer alıyor kalın ayak formatında 3 adet ince uzun sayfa olarak. Hışım Osman nedir diye merak ederseniz aşağıya forumdaki başlığını paylaşıyorum.

    http://altinmadalyon.com/altin/by-kharon/absurd-canavar-avcisi-hisim-osman/
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

TKnKT

Para Tuzağı'ndan alışkın olduğumuz öyküler yanında çok çabuk yaşandı bittiye gelen bir Hışım Osman ve sanıyorum ki sırf bu üçüncü sayıyı biraz ayakta tutabilmek için bölünmüş Oky hikayesinin dışında ben de biraz beklentilerin altında kaldığını düşünüyorum. Yaz sayılarının tamamlanmasını göz önüne alarak üç sayısı bir arada incelediğimizde ben bu yaz sayısını haftalık dergiye dağıtma fikrini destekler konuma çekildim. Başta ayrı bir dergi gelecek hevesiyle beklerken bu şekilde haftalara yayıldığını öğrenmek biraz üzücü olmuştu. Kendileri de koşullar gereği bunu tercih etmek zorunda kaldıklarını dile getirdiler. Sanıyorum ki koşullar doğru yöne itmiş. Çünkü yaz sayıları öncesinde bol reklamlı heves yükseltmeli paylaşımlar karşısında içeriğe baktığımda çok yetersiz geliyor bana. Verimsiz bir yaz sayısı görmektense haftalık sayıların biraz daha ilgi çeker hâl alması iyi olmuş. Tabiri caiz ise başta bir heves edilip sonrasında çabuk sıkılıp bıraktıkları bir girişim hissiyatı mevcut.
"The man who opens topics faster than his shadow"

ferzan

Alıntı yapılan: TKnKT - 30 Temmuz, 2020, 19:38:57
Para Tuzağı'ndan alışkın olduğumuz öyküler yanında çok çabuk yaşandı bittiye gelen bir Hışım Osman ve sanıyorum ki sırf bu üçüncü sayıyı biraz ayakta tutabilmek için bölünmüş Oky hikayesinin dışında ben de biraz beklentilerin altında kaldığını düşünüyorum. Yaz sayılarının tamamlanmasını göz önüne alarak üç sayısı bir arada incelediğimizde ben bu yaz sayısını haftalık dergiye dağıtma fikrini destekler konuma çekildim. Başta ayrı bir dergi gelecek hevesiyle beklerken bu şekilde haftalara yayıldığını öğrenmek biraz üzücü olmuştu. Kendileri de koşullar gereği bunu tercih etmek zorunda kaldıklarını dile getirdiler. Sanıyorum ki koşullar doğru yöne itmiş. Çünkü yaz sayıları öncesinde bol reklamlı heves yükseltmeli paylaşımlar karşısında içeriğe baktığımda çok yetersiz geliyor bana. Verimsiz bir yaz sayısı görmektense haftalık sayıların biraz daha ilgi çeker hâl alması iyi olmuş. Tabiri caiz ise başta bir heves edilip sonrasında çabuk sıkılıp bıraktıkları bir girişim hissiyatı mevcut.

    Kelimesi kelimesine katılıyorum. Şu son üç haftadaki içerikte yer alan ekstraları listelersek;

    Memoşko 'nun Merdiveni - Memo Tembelçizer (4 tam sayfa)
    Herkesin Keyfi Yerinde - Oky (4 tam sayfa)
    Kötü Kedi Şerafettin - B.Üstün (2 kalın ayak sayfa)
    Hışım Osman - Nisan Hakan (3 kalın ayak sayfa)
    Kalt - Erman Çağlar / Ozan Akyol / Hasan İnceler (2 tam sayfa)

    10 adet tam sayfa, 5 adet de kalın ayak 2/3 sayfa yapıyor. Kalın ayak sayfaların 1/3 'lük boşluklarına da olağan haftalık içeriklerden sanki tatil sayısına özelmiş gibi görünenleri gerek yazı, gerek çizgi köşesi olarak serpiştirilip 1 sayfa da kapak eklendi mi 16 sayfalık ayrı bir özel sayı olabilirmiş ama iyi ki olmamış. Zira ben de genel itibariyle tat alamadığım gibi söz konusu içeriklerin hepsini çok özel bulmuş değilim. Haftalık standart sayılardan üçüne bölüştürmeleri isabet olmuş ama onda bile gereken heyecanı duyamıyor insan.

    Bağımsız bir tek sayı yapılsaydı mevcut içerikle kesinlikle tatmin etmezdi. Kaldı ki bu haliyle bile "eh işte" dedirtiyor, eski özel sayılara rahmet okutuyor ama uzatmaları oynayan bir dergi için de üç haftalığına az buçuk meraklandırıp statik gidişatı kırdılar, en azından bu olmuş oldu züğürt tesellisi olarak.

    Bir de Bülent Üstün keşke artık Şerafettin 'i nadiren de olsa yazıp çizmese diyorum Hortlak Dergisi zamanlarından beri. Olmuyor işte, 90 'ların ve 2000 'lerin tadı geri gelmiyor. Üstüne üstlük de B.Üstün dokunuşunu kaybetti diye düşünüyorum. Çizgi olarak en ufak bir kayıp yok ama hikayelerde inanılmaz bir deformasyon var. Uzun süredir B.Üstün 'ün hikayeleri bana çok zorlama geliyor ve şahsi kanaatimce kalite olarak eski hikayelerinin yanına bile yaklaşamıyor. Ayrıca vaktiyle yazıp çizdikleriyle jargon oluşturan ve yerli popüler kültüre çeşitli söylemler kazandıran böyle bir adamın, ucuz ve bayağı beylik kelime esprilerini ya da ortaokul seviyesinde suyu çıkmış dandik cümle kalıplarını kullanması (Hortlak 'ta çizdiği Şerafettin 'deki yıldız kayma esprisi gibi) benim zoruma gidiyor. Umarım bir daha Şerafettin yazıp çizmez, eskinin kaliteli anısını daha da zedelemez.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Saint2

Alıntı yapılan: ferzan - 23 Temmuz, 2020, 22:43:28
    Oky 'nin 25-30 senelik profesyonel kariyerinde çizgi tarzının homojenliği ve git gide 2010 sonrasında yıldan yıla realist deformasyona doğru evrilmesi bana çok değerli geliyor. Bu yukarıdaki son haline giden yolda en çok İpek ve Burak 'ın son dönemi etkili olmuştu. Oky 'nin çizdiği en uzun serileri listelemek gerekirse;

    Zavallı Polat
    Cihangir 'de Bi Ev
    Kaç Şebo Kaç
    Saftirikler
    İpek ve Burak (ilk dönem)
    Barış ve Diğer Öbür Herkes
    İpek ve Burak (orta dönem)
    Kıyamet Kuşağı (Hortlak Dergisi 'nde yarım kaldı, forumda başlığı da mevcut)
    İpek ve Burak (son dönem)

    Oky 'nin L-Manyak öncesi dönemini, L-Manyak ve Lombak dönemi kısa süren anlatılarını, Penguen ve Uykusuz zamanı kısa süren diğer içeriklerini bu listeye dahil etmediğim gibi Penguen zamanı Kenan Yarar 'a (Çıplak), Uykusuz zamanı da Memo Tembelçizer 'e (Metin Annesini Arıyor) yazdığı senaryolardan hiç bahsetmiyorum bile.

    Yukarıda listelediğim her başlıkta kendini hiç tekrar etmeden, kendi tarzının sınırları içerisinde yapabileceği maksimum yeniliklerle okurunu asla sıkmayan ve kendini asla baside indirgetmeyen bir çizer. Zavallı Polat yeraltı frankofonları soslu karikatürize ve sivri bir anlatıyken, Cihangir 'de Bi Ev serisiyle bambaşka bir tarz ortaya koydu. Aynı anda aralıklarla Kaç Şebo Kaç 'ı çiziyordu ve burada da mevcut karikatürize tarzını az daha değiştirip bilhassa kadın bedenlerinde hafif realist bir deforme yaparak yine farklı bir tarz ortaya koymuştu. İpek ve Burak 'ın ilk dönemi ile (çizimleri Memo 'dan devraldıktan sonra) eski karikatürize tarzını biraz daha güncelleyip daha stilize bir üslupla ele alırken, aynı hikaye evreninde geçen Barış ve Diğer Öbür Herkes 'i çizmeye başladı ve eski çizgi romanlarından karakterler ile bilhassa İpek ve Burak 'a bol bol cameo yaptırdı bu seride. Barış 'tan itibaren bir şeyler değişmeye başlamıştı zaten, İpek ve Burak 'ın orta döneminde bu değişimi gördük. Sayfalar tadından yenmiyordu. Sonra Kıyamet Kuşağı 'nda da bir şeyler denerken İpek ve Burak 'ın son dönemi ile daha realist bir yaklaşım geliştirdi ve yine tamamen gerçekçiliğin sıkıcılığına bulaşmadan, kendi yorumunu ve form bozuşlarını ihmal etmeden yukarıdaki iletimde yer alan sayfalara ulaştı.

    Sanıyorum şimdiye dek hiçbir çizgi romancımız, sayfalarında Oky kadar fazla balon ve yazı kullanmamıştır. Yerine göre panellerde çizgiden daha fazla yer kapladığı bile olmuştur balonların ama bu Oky 'nin akıcı hikayeciliğinden ve günceli çok iyi tahlil eden sosyal yanının kuvvetinden hiçbir şey eksiltmemiştir. Biz henüz farkına varamadık ama Oky, çizgi roman alemimizin nadide incilerinden biri aslında.

    Sadece İpek ve Burak 'ın albüm kapaklarına bakarak bile bu değişimi görebiliriz aslında;


   


   


   


   


   

    Kaldı ki bu değişim, sadece bir serideki değişim. Listelediğim diğer uzun serileri bilenler hatırlayacaktır her birinin nasıl birbirinden farklı yaklaşımlarla ele alındığını. Benzerlik olsa da tekrar hissi olmadığını, ezbere mahal vermediğini.


   


   


   

Cihangir'de bi Ev'deki doktor karakteri bendenizim.  ;D ;D ;D ;D ;D

kharon

Alıntı yapılan: ferzan - 30 Temmuz, 2020, 20:07:44
    Kelimesi kelimesine katılıyorum. Şu son üç haftadaki içerikte yer alan ekstraları listelersek;

    Memoşko 'nun Merdiveni - Memo Tembelçizer (4 tam sayfa)
    Herkesin Keyfi Yerinde - Oky (4 tam sayfa)
    Kötü Kedi Şerafettin - B.Üstün (2 kalın ayak sayfa)
    Hışım Osman - Nisan Hakan (3 kalın ayak sayfa)
    Kalt - Erman Çağlar / Ozan Akyol / Hasan İnceler (2 tam sayfa)

    10 adet tam sayfa, 5 adet de kalın ayak 2/3 sayfa yapıyor. Kalın ayak sayfaların 1/3 'lük boşluklarına da olağan haftalık içeriklerden sanki tatil sayısına özelmiş gibi görünenleri gerek yazı, gerek çizgi köşesi olarak serpiştirilip 1 sayfa da kapak eklendi mi 16 sayfalık ayrı bir özel sayı olabilirmiş ama iyi ki olmamış. Zira ben de genel itibariyle tat alamadığım gibi söz konusu içeriklerin hepsini çok özel bulmuş değilim. Haftalık standart sayılardan üçüne bölüştürmeleri isabet olmuş ama onda bile gereken heyecanı duyamıyor insan.

    Bağımsız bir tek sayı yapılsaydı mevcut içerikle kesinlikle tatmin etmezdi. Kaldı ki bu haliyle bile "eh işte" dedirtiyor, eski özel sayılara rahmet okutuyor ama uzatmaları oynayan bir dergi için de üç haftalığına az buçuk meraklandırıp statik gidişatı kırdılar, en azından bu olmuş oldu züğürt tesellisi olarak.

    Bir de Bülent Üstün keşke artık Şerafettin 'i nadiren de olsa yazıp çizmese diyorum Hortlak Dergisi zamanlarından beri. Olmuyor işte, 90 'ların ve 2000 'lerin tadı geri gelmiyor. Üstüne üstlük de B.Üstün dokunuşunu kaybetti diye düşünüyorum. Çizgi olarak en ufak bir kayıp yok ama hikayelerde inanılmaz bir deformasyon var. Uzun süredir B.Üstün 'ün hikayeleri bana çok zorlama geliyor ve şahsi kanaatimce kalite olarak eski hikayelerinin yanına bile yaklaşamıyor. Ayrıca vaktiyle yazıp çizdikleriyle jargon oluşturan ve yerli popüler kültüre çeşitli söylemler kazandıran böyle bir adamın, ucuz ve bayağı beylik kelime esprilerini ya da ortaokul seviyesinde suyu çıkmış dandik cümle kalıplarını kullanması (Hortlak 'ta çizdiği Şerafettin 'deki yıldız kayma esprisi gibi) benim zoruma gidiyor. Umarım bir daha Şerafettin yazıp çizmez, eskinin kaliteli anısını daha da zedelemez.


yine de Hisim Osman varsa okumaliyim o zaman :)

tesekkurler Ferzan detayli bilgiler icin

hanac

Alıntı yapılan: Saint2 - 31 Temmuz, 2020, 14:08:49
Cihangir'de bi Ev'deki doktor karakteri bendenizim.  ;D ;D ;D ;D ;D

;D ;D ;D

Biraz daha detay alabilir miyiz Sinan Baba ?

Saint2

Alıntı yapılan: hanac - 31 Temmuz, 2020, 19:09:14
;D ;D ;D

Biraz daha detay alabilir miyiz Sinan Baba ?

Oky benim samimi arkadaşım. Hatta İlyas'tan alışveriş yap diye bizi tanıştıran da odur. Bir gün bir kare de olsa beni çizsene dedim. O da tamam dedi. Ben zannettim ki gerçekten bir kare çizecek. O sayı ek bir karakter olarak ortaya çıktım. İnsanlar ilgi gösterince hemen hemen her sayı doktor karakteri hikayede oldu.