Teks Klasik Seri - Çizgi Düşler

Başlatan hanac, 18 Haziran, 2014, 10:34:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

köstebek

20. cilt de okundu; yayınevine teslim edildi. Kartal ve Yıldırım Beyler ortalığı kasıp kavuracaklar.

Önemli not: Siz siz olun, öldürdüğünüz adamın parmağından yüzük falan almayın...

köstebek

2. ve 3. sayfada konuşulan Amerika'da develer mevzusuna ek:
"1800'lü yıllarda ABD  güney komşusu Meksika'yla girdiği savaşlar genellikle vahşi ve ıssız çöllerde geçmişti. Motorlu araçların mevcut olmadığı devirde, savaş sırasında Amerikan ordusu en büyük sıkıntıyı nakliye ve ikmal konusunda çekmişti. Savaşan birliklere yiyecek, su, cephane ve yaralılar için gerekli sıhhi malzemenin ulaştırılması büyük bir problem olmuştu. ABD'li devlet adamlarının aklına dâhiyane bir fikir geldi. 19.yy.da Avrupa devletlerinin Orta Doğu'da giriştikleri sömürgecilik savaşlarında nakliye için çöllere ve çorak alanlara olağan üstü dayanıklılık gösteren develerden faydalanmak istediler. Ordu nakliye sistemini deve katarlarıyla takviye etmeye ve hatta bunu ön plana almaya karar verdi. Ancak bu sırada develerin bol olduğu Arap ülkeleriyle resmi temaslar olmadığından, bu hususta döneminde her başı sıkışanın imdadına yetişen Osmanlı'ya başvurmaya karar verdiler. Bununla ilgili Amerikan donanmasının bir nakliye gemisi 1855 yılı Ekim ayında İstanbul'a geldi. Geminin kaptanlığını David Dixon Porter yapıyordu. Mr. Porter Amerika'nın ilk Türkiye büyükelçisiydi.

Amerika'nın İstanbul elçiliği Osmanlı Hariciye Vekaletine 29 Ekim 1855 tarihinde gönderdiği yazıda şöyle diyordu: "Amerika Birleşik Devletleri tarafından bundan sonra Meksika ve California'da deve kullanılmasına karar verilmiş ve İstanbul'dan otuz beş devenin getirilmesi için bahriye subaylarından Mr.David'in kumandasındaki bir gemiyi bu tarafa göndermiş olduğundan, Türkiye ile Amerika arasında mevcut bulunan iyi ilişkiler ve dostluk dolayısıyla Osmanlı devleti bir çift erkek ve bir çift dişi deve verdiği taktirde bunun büyük bir memnunluk doğuracağını Amerika Elçisi arza ve beyana cesaret eder."

Bunun üzerine Sadrazam Mehmet Emin Paşa, saray başkâtipliğine Amerika'nın istediği 35 deve ile ilgili şu yazıyı yazar: "Amerika Devleti'nde deve kullanılmasına karar verilerek otuz beş devenin getirilmesi için İstanbul'a bir gemi yollanmıştır. Bir çifti erkek ve bir çifti dişi olmak üzere iki çift devenin verilmesi ricasına dair elçilikten gelen yazının tercümesi Padişah hazretleri tarafından görülmek üzere arz ve takdim olundu. İstenen iki çift deve aslında pek az bir şey olduğundan ve verilmesi padişahımızın şanı gereği bulunduğundan alasından tedarik edilerek elçiliğe verilmesi ve bedelinin devlet hazinesinden ödenmesi hakkında hünkârın, iradesi nasıl çıkarsa ona göre hareket edilecektir."

Sultan Abdülmecit'in bu husustaki olumlu iradesi, sadrazama Saray Başkâtipliği'nce şu şekilde bildirilmiştir: "Sadakat tezkeresi ve elçiliğin yazısı padişah tarafından görülmüş ve istenen iki çift devenin alasından tedarik edilerek bedelinin hazinece ödenip elçiliğe verilmesi uygun görülmüştür. 13 Kasım 1855"

Böylece, Amerika'nın damızlık için istediği deve bedelsiz olarak verilmiş, öbür 31 deve de bedeli karşılığında piyasadan satın alınıp Amerika'ya götürülmüştür. Bunlar ordu hizmetinde kullanılacakları için böylece Türkiye Amerika'ya askeri bir yardımda bulunmuş oluyordu. Nitekim bu develer üretilip nakliye katarları kurulmuş ve Amerika, iç savaşında büyük ölçüde bunlardan yararlanmıştır.

Amerika'ya bu develerle birlikte üç deve bakıcısı da gönderilir. Biri Hacı Ali'dir. Philip Tedro adıyla Amerikan ordusunda görev alır. 1902 yılında Arizona'da vefat eder. Mezarına "Deve" heykeli dikilir. Diğeri Rum asıllı Yorgo'dur. O'da George ismini alır. Ve 1906 yılında Los Angeles'da ölür. Diğer bir deve bakıcısı ise İlyas beydir. Amerika'da Meksika asıllı bir kızla evlenir. Bir oğlu olur; Elias (İlyas oluyor) Pluaturco Calles...

Sigara paketlerinin, Camel sigaralarının üzerindeki deve resmi, develerin iç savaşta yük taşımadaki anısına konulmuş. "

Bu arada Hacı Ali hakkında daha fazla ayrıntı için bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Hac%C4%B1_Ali

caretta

Bu Amerika'daki deve macerası 1971 yılında çıkan "Tom Reks" çizgi romanının 1-2 fasiküllerinde konu olmuştu.
Tom Reks sonradan "West"adıyla yayınlandı.Halen de yayınlanmaya devam ediyor.Macerayı West dergilerinden
tesbit edemedim zira yanımda değiller.Ancak macera şöyle bitiyor:"Teğmen Beale'in başarısı devam etmedi.
Ordu,bütün develeri sattı.Bir kısmı doğal hayatlarına döndüler ve zamanla kayboldular.Hatta IXI.yüzyılın
sonlarında bu kamburlu hayvanları hala gördüklerini söyleyenler vardı."

köstebek

Abi, adamlara iki tane deve armağan etmişiz, baksana mevzu nerelere gelmiş.
Üdtüne üstlük bizim devecibaşının heykelini filan dikmişler. şenlikler filan yapıyorlar...

caretta

Klasik Seri 20.sayıda "Kanadalı Asiler" adlı macera bitiyor.
Yeni başlayan "Kartal ve Yıldırım" adlı macera ise 21.sayıdaki 209.sayıda bitecek. 20 ve 21. sayılar eski bir hesabı da kapatacaklar. Eski hesap 1978 yılında İnter Neşriyat tarafından biri tam biri yarım kalmış bu maceralar.
Maşallah Çizgi Düşler bu Klasik Seri'nin son sayıları ile ve de gelecek 22,2 3.sayıları ile Ceylan Yayınları'nın eski hesaplarını da kapatacak. Ben ve benden biraz daha genç olanlar (Köstebek Bey gibi 50'li yaşlardaki) Teks tutkunları çok mutlu olacaklar.
     
Villa bu "Kartal ve Yıldırım"macerasına yanılmıyorsam kart ayırmamış.
Halbuki "Kanadalı Asiler"macerasına tam 6 kart ayırmıştı.

rumar80

Yanlış hatırlamıyorsam maceralar ters sıra ile yayınlanmıştı.  Önce kartal ve Yıldırım.  Sonra Kanadalı asiler

caretta

Evet Umar Bey yayını tam bir fiyasko olan İnter Neşriyat önce tam olarak "Kartal ve Yıldırım"macerasını yayınlamış;
sonra da 204.sayının 103.sayfasında (Çizgi Düşler Klasik Teks Sayı 18 sayfa 215)"Kanadalı Asiler"
macerasını yarım bırakmıştı.Daha sonra çok karışık bir fasikül serisi başlatmıştı.Çetin Karakoç'un
deposundan elde kalmış Teks fasiküllerini 1-2 sayı olarak ciltleyip piyasaya sürmüştü.Sırf
Teks koleksiyoncusu olduğum için bunların epeycesini toplamıştım.Aradan 38 yıl geçti.Hala
daha Teks olarak neleri yayınladı bilmiyorum.
      İnter, Kinowa da yayınlamıştı.Yanılmıyorsam 5 cilt olan bu Kinowa'lar eski Ceylan Yayınevi
tarafından yayınlanmış maceralardı.Şimdilerde çok nadir bulunuyorlar

caretta

-Dikkat spoiler içerir-
     Klasik Teks 20.sayıyı okuyorum.Teks'in neredeyse her macerasını severek okuyan ben
yeni başlayan "Kartal ve Yıldırım"macerasından sıkıldım.Uzun uzun sıkıcı diyaloglar,
lastik gibi uzayan berbat bir konu,aksiyonu az bir macera.Galiba bunda bu macerayı
38 yıl önce o berbat baskı ve çevirisi ile okumamın da payı var.
      Ben bunları söylüyorsam Klasik Seri'ye yeni başlayanlar ne diyecek acaba?
Kitapta da  bazı yazım hataları da saptadım.Fusco çizimi "Kanadalı Asiler" macerasında
da bazı tutarsızlıklar vardı.Roger ölünce isyan şıp diye sona erdi.Kimsenin aklına
Roger neresinden vurulduğuna bakmak gelmedi mi?Finalde Donovan nasıl birdenbire
saf değiştirdi?Maceranın finalinde onlarca kişinin katili olan isyanın elebaşısı Koca
Ayı neden Teks'e teslim edildi?Adam Amerika'da sadece bir şerifi öldürmüştü.
Majesteleri Victoria'nın kırmızı ceketlileri nasıl bir Kanada vatandaşı katili Teks'e
teslim ettiler?
     Neyse bu Kanada macerası Fusco çizimi ile ve senaryosu ile kendini okuttu.
Ama bu "Kartal Yıldırım"macerası adeta kaymaklı ekmek kadayıfının üzerine
yenen sirkeli salataya benzedi!

köstebek

şimdi Atilla Abicim,

klasik yeni sayı elime geldi, bugün onu okuyorum...

İki tane sorum olacak... bildiğin gibi Kartal ve yıldırım bitiyor ve "Güney'in Derinlikleri" adlı macera başlıyor, yoksa "Derin Güney" mi diyelim... İtalyancası "Profondo Sud", İngilizceye çevir dediğimizde google translate "deep South" diyor. Kölelik olaylarıyla ilgili bir mevzu...

2. soru: Macerada Teks'in eski bir kankası var: Joseph Boone... Gençlik günlerinde onunla bayağı bir ortalığı karıştırmışlar. Birlikte Rio grande'yi falan geçmişler. silver Bell'de sağlam bir kavgaya karışmışlar... Boone denen bu abimiz, neyi nesi, hangi maceralarda geçiyor, çözmek senin işin... :)

caretta

Köstebek Bey "Derin Güney"bana daha canayakın geliyor.Bildiğiniz gibi Nicolo çizimi
bu macera da ilk kez yayınlanacak.Joseph Boone'nun bir macerada bulunduğunu hatırlamıyorum.
Büyük ihtimalle Teks'in gençlik yıllarından hayali bir kişi.Dikkatinizi çekmiştir.Teks ve Karson
bir kasabaya gittiklerinde yaşlıca,pos bıyıklı bir şerifle karşılaşınca o şerif de genellikle eski
bir tanıdıktır.Boone da  bu eski tanıdıklardan birisi.Biz daha Teks General Davis'le nasıl
tanıştılar ve ahbap oldular onu bile bilmiyoruz.Keza Montales gibi generalin önadını da!

köstebek

Neyse abi, sonuçta bugün elimden çıktı...
Teks klasiklerde pek rastlanmayan bir şekilde tam kitabın sonunda macera bitti. Gelecek sayı da "Tucson" başlıyor, biraz uzunca görünüyor. Bakalım neler olacak...

caretta

"Tucson"macerası 3 kitap 211-13 sayıları içeren güzel bir macera.Bu başlıkta biraz bahsetmiştim.Bu macera ile
Ceylan Yayınları'nın 186'lık seride atladığı maceralar tamamlanmış olacak.Nisan başında 21 sayıyı raflarda
görürüz umarım.

köstebek

Caretta Beyciğim, şu anda klasiklerde sorun yok görünüyor. Ay Barka hanım, söylediği gibi ayda bir kitap sözünü tutuyor, bakalım önümüzdeki aylarda, hafif hafif tempoyu arttırıp çaktırmadan ayda iki kitaba çıkartma yolunda ilerleyeceğiz (Aynı zamanda Lal içinde de çeviri yapıyor.)
Yeni seri de bildiğin gibi Zeynep Hanım da. onun biraz bugünlerde okuldaki işleri (İstanbul üniversitesinde), sağlık meseleleri filan var. allahtan yeni seride önümüzde pek bir şey kalmadı, ayda bir veya iki yeni seri, olmadı bir yeni bir özel seri gibi varyasyonları zorluyoruz. bir şekilde ayda üçü tutturalım da gerisine bakarız.

Hazır lafı gelmişken, söyleyeyim, sen yine merak etmişsindir. Elimizde 6 sayı yeni kaldı, yani şubat 2016 dahil anlaştık. Adamlarla yaz çiz gönder getir zaman alıyor. Bu altı sayıdan sonra sanırım yıl başına kadar yeni sayılarda ara vereceğiz. Yıl başında o güne kadarkileri yine bir toplu alınır, bir altı ay birer tane basılır, böyle böyle gider diye düşünüyorum. Sonrasına Allah kerimdir...

köstebek

Teks klasik seri gururla ve gülümseyerek sunar:

Teks Willer ile bir bar eğlencesi... ağır spoiler içerir, ama rahat rahat okuyabilirsiniz...

Joseph Boone adlı eski abilerden birinden rivayet edilir ki...

Efendim, günün birinde Teks ve Joseph bir "saloon"da takılmaktadırlar. Mekândaki kumarbaz bir abi ortalığı pokerde duman attırmakta, herkesin varını yoğunu almaktadır.
Teks bir de benle oyna bakalım diyerek masaya oturur. Kumarbazın yüzündeki kendinden emin gülümseme, masanın altından "bir winchester'in namlusunun masajını" karnında hissettiğinde donup kalacaktır. O yılların kurt kumarbazı bu masajın verdiği rahatlamayla neyi var neyi yoksa masanın üzerine bırakır ve gider... Bizm Teks Bey de o gece kaybedenlerin bütün paralarını geri verir, fazladan kumarbazın cebinden çıkan kalan paraları da klasik "herkese benden" teklifiyle harcayıveri. Bu bonkörlük gösterisi mekandaki herkesin büyük coşkusuyla karşılanır ve ortalık bayram yerine döner.

Gece böyle mi biter sandınız, hayır "Teks'le bir gece" uzadıkça keyiflenir aslında. Efendim, mekândaki eğlence sürdükçe sürer. Sonunda salonun sahibi dışarı çıkmak istemeyen bizimkileri silahla kovmaya kalkışır, ama istediğini başaramaz ve babalar gibi yenilip içilmeye devam ederken araya bir de kavga sıkışır ve salon, sahibinin gözleri önünde neredeyse yerle bir oluverir.
Mekânın sahibi, sabahın ilk ışıklarıyla sırtını sokağın karşısındaki bir binanın duvarına dayamış halde yere çömelmiş bir halde ve gözlerinde "sıçayım sizin yapacağınız eğlencenin içine" bakışlarıyla, sıkıntıdan ve sinirden titreyen dudaklarına yerleştirdiği bir sigarayı içmeye çalışırken harap olmuş salonuna bakmaktadır.

Gecenin en büyük güzelliğini, sabah köründe sallanarak etrafına bakınan Teks yapacaktır yine. Salonun sahibinin eline, en az üç salon açacakları parayı sıkıştırır ve yeni bir eğlenceye doğru yol alırlar...  rio Grande nehrini bir kez daha geçme vakti gelmiştir...


caretta

Köstebek Bey güzel bir "kurgulama"ile Teks ve eski dostu Joseph Boone olayını özetlemiş.
Macera ilk kez yayınlanıyor.Bu özel kitabın bazı ilginç yönleri var.Süresinden bir
hafta önce çıktı.Nicolo çizimi bir macera.Macera Teks ile başlıyor,ihtiyar deve
sonradan geliyor.Kasabada geçen bir macera.Tek kitapta başlayıp bitiyor.
Suçlu da olsa Teks bir zencinin adil yargılanması için elini taşın altına
koyuyor.
      Klasik Seri gittikçe ilginç maceraları yayınlamaya devam ediyor.Nisan
sonu yine bir ilklerin kitabı olan 3 kitaplık "Tucson"başlayacak.