Altın Madalyon

Herkese tavsiye etmek istedigim bir film var. Daha dogrusu belgesel bir yerlerden bulunup mutlaka izlenmeli: The Cove... Japonya'da yunus katliamini birkaç aktivist çevrecinin olagünüstü çabasiyla izliyoruz bu belgeselde. Izlerken tek yaptiginiz elinizin kolunuzun bagli kalmasi ve yunuslarin katliamina seyirci kaliyorsunuz.

Bu arada nihayet dvdsi çikan Unbreakable çizgiroman severlerin mutlaka izlemesi gereken bir film ve daha önemlisi bu baslik altina gidecek olani dvd'nin özel seçeneklerinde bulunan "Çizgi Romanlar & Süper Kahramanlar" adli belgesel çalisma filmin oyuncularindan tutun Amerika'nin en önemli çizerlerine kadar birçok isim çizgi romani ve süper kahraman olmak istemeyi anlatiyor. Bu çalisma, insanin hayatinda en az bir kez süper güçlere sahip olmak istedigini söylüyor. Siddetle tavsiye eder, bir ara çaktirmadan paltonuzu pelerin gibi savurdugunuzu kimsenin görmedigini sanmanizin büyük yanilgi oldugunu belirtirim. Merak etmeyin kimseye söylemem:))

        Hatirlayan var mi bilmem ;93 yiliydi sanirim,TRT 2 'de çizgi romanlar üzerine 13 bölüm süren çok hos bir belgesel yayinlanmisti.
Belgeselin ismi "9. Sanat"ti.9. sanatin dogusundan,günümüze bütün gelisimini harika bir sekilde anlatiyordu.Bir yerlerden bulup tekrar izlyebilsek keske...

Bir arkadasin verdigi "Zeitgeist" adli belgesel var elimde.

2007 yapimi; din, para ve banka ile 9/11 olayini anlatan bir belgeselmis.

Ilginç konular, seyredince yorumumu eklerim.

         Yasami insanin kendisini tanima yolunda bir yolculuk olarak görüyorum.Ama çogu insan bu yolculugu bir kazan-kaybet oyunu ciddiyetiyle algilar.Ve para,mevki,makam,güç tek amaçtir onlar için..
          Bugün "Yer yüzündeki en büyük güç nedir?" sorusuna verilecek yaygin yanit "korku" olacaktir.Belirsiz özgürlügün korkusu,yeryüzünde insana kendi kendini köle yapacak mekanizmalari kurdurtmustur.Devlet,din,ahlak,egitim,para uyanik bir grup azinligin,büyük kitleleri kontrol etmekte kullandiklari mekanizmalar olarak kullanilmislardir."Zeitgeist" temel olarak bu mekanizmalarin nasil isledigini,kamuoyunun yalanlarla nasil yönlendirilerek,kötü niyetli azinligin amacina hizmet etmek zorunda birakildigini, delillerle ortaya koyuyor.11 Eylül,1. ve 2. Dünya Savaslari ,vietnam ve hatta yeryüzündeki en ufak bir güç ve iktidar savasinin temelinde yatan "Güç Istemi"ni ortaya koyuyor...
          Korkulari asmanin yolu sevmekten,isbirliginden geçer.Kendi kendini köle yapan mekanizmalari yikmaktan.Temel mesajlar bunlar.Ama sahte de olsa Matrix'in size sundugu sahte biftegi yemeyi tercih edenlerden iseniz, diyecek sözüm yok sizlere...
         





.

Alıntı yapılan: hanac - 19 Aralık, 2009, 18:05:14
Bir arkadasin verdigi "Zeitgeist" adli belgesel var elimde.
Ilginç konular, seyredince yorumumu eklerim.

Az once seyretmeyi bitirdim.

Belgesel 3 bolumden olusuyor;

1. Bolum
Din konusunda bize dayatilan yalanlar isleniyor.
2. Bolum
9/11 olaylarin gercek yuzunu goruyoruz.
3. Bolum
Bankacilik sisteminin gercek yuzunu goruyoruz.

Bunlari artik herkes asagi yukari biliyor.
Tamam artik bu tip konular gizli kalmiyor ama degisen bir sey yok.
Elimizden bir sey gelmiyor ve onlar istediklerini yapmaya devam ediyorlar.

Seyrettikten sonra insanin morali bozuluyor, biraz CR okuyayim da kendime geleyim.  :)

Not1: Ama ben boyle belgesellere her zaman temkinli yaklasirim, anlatilan herseyi dogru kabul etmemek lazim.
Not2: Zeitgeist:Addendum diye devami varmis onu da izleyecegim.

National Geographic Channel televizyonumun bir numarasidir. Bir kaç sene evvel Flash Gordon çizgi romani ve seriyalleriyle ilgili kapsamli bir belgesel yayinladilar ve ben bu belgeseli basindan itibaren kasete kaydedip CD yapmayi basardim. Çok hos bir belgesel. Bana ÇR doplantisina gelen olur ve hatirlatirsa birer kopya yapip hediye edebilirim :)

Selamlar
Lami

 Ikinci Dünya savasi sirasindaki Çingene kiyimi ile ilgili belgesel çekmek isteyen yönetmen Aleksandar Manic'in yolu Makedonya'nin Sutka kasabasina düsünce projesini yarim birakip bu kasabanin belgeselini çekiyor. Iyide ediyor. Yasayanlarin büyük çogunlugu Çingene olan bu kasabanin en büyük özellegi herkesin bir konuda "dünyanin en iyisi" olmasi. Dünyanin en iyi  prn dergi koleksiyoneri, en iyi kaz dövüsçüsü, en iyi cin çikarani, en iyi sarki söyleyeni, en iyi klip çekeni ve daha nicesi.Hepsi bu kasabada yasiyor. "Önemli olan yarismak degil kazanmak" siariyla hareket eden bu kasabanin en önemli etkinligi ise Türk müzigi koleksiyonu. Her yil kahvede toplanan kalabalik en iyi Türk müzigi koleksiyonerini seçmeye çalisiyor. Bu etkinlik 4- 5 gün sürüyor.Sarkilarin puanlamasi ayri bir alem. Seçilen sarkilar dinleyenleri oynatmayi basarirsa puan kazaniyor. Ama büyük puan aglatan sarkilara :).Yönetmenin bu yarismayi çekmek için kasabalilari ikna etmesi çok zor olmus. Sebebi ise kimsenin kameralar önünde yarismanin kaybedeni olmak istememesi :)
En sonunda "bizim bir ülkeye ihtiyacimiz yok, bütün dünya zaten bizim" diyen bu muhtesem insanlarin belgeselini kaçirmayin

Çok ilginç bir belgesele benziyor.

IMDB den baktim simdi, 2005 yilina aitmis ve not ort. 7.7

Bir çok festivalde de ödül almis.

Bulursak izleriz.

The Mindscape of Alan Moore, 2003 yapimi, Alan Moore ile uzun bir röportajdan olusan muhtesem bir belgesel. Alan Moore kitaplari hakkinda konusuyor, cocuklugundan, yazarlik seruveninden bahsediyor, nasil büyücü olmaya karar verdigini anlatiyor (o kadar mantikli acikliyor ki benim aklima yatti söyledikleri :) ), büyüden, dinler tarihinden konusuyor, politikaya, bilime girip cikiyor, gelecege dair öngörulerde bulunuyor.

Ben ese dosta izleticem bahanesiyle heralde bi 5-6 kez izlemisimdir bu 78dk.lik belgeseli. Icinde bos cumle gecmiyor desem abartmis olmam sanirim.
Herkese tavsiye ediyorum.

(http://www.shadowsnake.com/images/mindscape.jpg)

15 Mart'ta Discovery'de yeni bir belgesel başlıyor. Stan Lee Sunar; Süper Kahramanlar. Yalnız hemen hayale kapılmayın, comics kahramanları değil sunulan. Olağanüstü özellikleri olan gerçek süper insanları gösteriyorlar. Mesela demir çubukla göğsüne hızla darbe yiyip kıpırdamayan tipler gibi. Stan Lee her filminde aradan çıkar ya. Burada bizzat kendisi sunuyor olayı. Meraklısına...

Selamlar
Lami

BBC'de yayinlanmis 1 saatlik bir belgesel.

Biliyorsunuz Steve Ditko, Stan Lee ile beraber Örumcek adami yaratan kisi. Belgeselden anladigima göre Stan Lee fikri veriyor, Ditko karakterin tipini tasarliyor. 30. sayi civari Ditko Marvel'den bir daha dönmemek uzere ayriliyor. Ardindan Örumcek Adam'i kim yaratti, telif haklari, Stan Lee Ditko'nun hakkini yedi vs gibi pek cok tartismalar cikiyor cizgi roman dunyasinda.

Bu belgesel de bunun uzerine egiliyor. Ditko neden ayrildi (politik sebepler olmasi ilginc), Marvel sonrasi neler yapti, Stan Lee'nin olaya bakis acisi neydi derken guzel bir is cikarmislar.

Alan Moore, John Romita, Neil Gaiman, Ralph Macchio, Stan Lee gibi isimlerle röportajlar iceriyor belgesel.

Isin guzel yani belgeseli youtube uzerinden izleyebilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=NfxVO0fLHvA

(http://www.fanboycreative.co.uk/blog1/images/stan-lee-steve-ditko.jpg)

Şimdi kahve molası verdim. Azıcık dertleşmek niyetindeyim. Yok... Bak... Açık açık  itiraf edeceğim. Ben ilkin Rüya Tabirleri diye okumuştum biliyor musun? Gerçekten... Eğer Riya Tabirleri diye okusaydım. İlgi yapar mıydım? Bilmiyorum.  Gene konuya tersinden başladığım değil mi? Heyecanlıyım da biraz... Ne olur kusuruma bakma. Bildiğim aylardan Temmuz, günlerden Pazartesi...  Haftanın ilk iş günü ya... Bu sabah nasıl  işim başımdan aşkındı anlatamam.  Sanal alemde bir ara,  Riya Tabirleri'ne denk geldim.  Ayakta bile rüya görmeye meyilli bünyem dürttü beni.  Merak ettim.  Riyayı rüya diye anlayınca ne yazıyor diye okumak amacıyla işe az biraz ara verdim.  Okumaya başladım.  "Riya Tabirleri sitesi, yeryüzünde adalet diye bir derdi olanlar için kuruldu. Olmayanın başına da bu derdi sarmak için." Hoppala! Ne diyordu Allah aşkına... Rüya tabiriyle  adaletin ne ilgisi vardı? Okumaya kaldığım yerden merakla devam ettim. "İnsanlığın dörtte birinin gözden çıkarıldığı, öbür dörtte birinin  ağır, pis ya da sıkıcı işleri yaptırmak üzere kenarda bulundurulduğu, yüzde beşin, aklına esen her şeyi alsa, yese içse tüketemeyeceği servetini daha da çoğaltmak için türlü dalavera çevirdiği, çoğunluğun, başkaldırmak yerine zalimin zorbanın artığından pay almaya çabaladığı, feci bir dünyada yaşıyoruz. Bazılarımız farkında bile değil; onun gezip dolaştığı yerlerden "ötekiler" görünmüyor. Çoğumuz farkındayız; "ben"liğimize öylesine sarılmışız ki, başkalarına sarılmaya elimiz kolumuz halimiz kalmamış. Bugünün hayatı, riya üzerine kurulu. Tabirlerini burada bulacaksınız." Bu cümleler sarstı beni. Vicdanımı kışkırtı anlatabiliyor muyum? Şaşırmış kalmıştım. Sanırım gene ayakta rüya görüyordum. Bu bir uyarı olmalıydı bana... Bu uyarıyı yapan beni çok iyi tanıyordu. Çünkü yazısına şöyle devam ediyordu. "Siftahı, içerik bakımından da, teknik olarak da biraz tuhaf bir filmle yapalım." Demek bu uyarıyı yapan kişi sinemayı sevdiğimi biliyordu. Sanıyorum bana şöyle bir şey söylemek istiyordu... "Yiyiyorsun... İçiyorsun... Tüketiyorsun... Tüketiyorsun... Sen bu hayatı yaşarken, dünyayı sadece kendi çevrenden ibaret zannediyorsun.  Hayatın anlamını azıcık düşünmek istesen, kurulu düzen rahat vermiyor zaten. Sen mışıl mışıl uyumana devam ediyorsun. Bak, önüne kadar geldi film. Hayatının nelere rağmen inşa edildiğini bu filmde seyrediver bi zahmet."  Nasıl utandım anlatamam. Hemen önümdeki poliçeleri yana ittim. Bilgisayarımı önüme çektim.  Tasarım, hammaliye ve  metinin Ümit Kıvanç'a ait olduğunu öğrendiğim 16 Ton Vicdan ve Serbest Piyasaya Dair Bir Film'i ibretle seyrettim. Şimdi işe dönmeliyim. Ama bu yazımı şöyle bitirmeliyim. Tüm haksızlıklara, vicdansızlıklara rağmen bu dünya halen dönmeye devam ediyorsa Ümit Kıvanç gibi insanların sayesindedir. Eminim.


filmi buradan seyredebilirsin..... http://www.riyatabirleri.net/pencereler/pi_tamFilm.html

http://riyatabirleri.com/16ton_ana.html

  Müzik dünyasının kör topal olduğu 80 sonrası yıllarda Mozaik grubunda davul çalardı Ümit Kıvanç. Emekli Albay Hilmi Ertunç adlı harika ötesi şarkının söz yazarıydı ki hala kitaplığımda asılıdır sözleri. Bugün geç oldu yarın seyredeyim ben hemen bu filmi.

    sevgili vildan hanım değer verdiğiniz, sevdiğiniz şeyleri sonuna kadar savunmanız, tanıtmanız, arkasında durmanız ne kadar güzel... ve bunu ne denli büyük bir incelikle yapıyorsunuz...işte 16 ton ve ümit kıvanç.haftalar önce daha gazetede tanıttığı gün büyük bir ilgiyle seyrettim, ümit kıvanç'a, sinemasına ve bu ülkede iyi şeylerin de yaşayabileceğine umudum arttı...sonra, sonrası o kadar işte...bir iki arkadaşa bahsettim, ilgileneceğini umduğum bir iki arkadaşa tavsiye ettim..bitti, gitti...oysa doğrusu sizin yaptığınız, daha çok insana ulaşması için yazmalı, söylemeliydik...işte belki sizin tanıtımınız sayesinde forumdan bir iki dost daha izler filmi, vicdan hakkında, tükettikçe tükenmemiz hakkında düşünür '' iklim değişir, akdeniz olur''
    sonra müzik sever bir dost kalkar ümit kıvanç'ın kazım koyuncu için yaptığı ''şarkılarla geçtim aranızdan'' belgeselini de izler...kazım da sevinir..

Alıntı yapılan: kedidiro - 04 Temmuz, 2011, 23:53:32
   
    sonra müzik sever bir dost kalkar ümit kıvanç'ın kazım koyuncu için yaptığı ''şarkılarla geçtim aranızdan'' belgeselini de izler...kazım da sevinir..

   Eh bu lafı üzerime alınır seyrederim. Ama Ümit Kıvanç gibilerinin beni kıskançlıktan çatlattığını belirteyim. Kitap yaz, film çek, müzik yap . Mehmet Güreli'de böyle. Üstelik ressamlığı da var O'nun. Kısacası yapamadığım onca şeyi yapabilen adamlar. Kalimero'nun deyişiyle : ama haksızlık bu öyle değil mi ;D

(http://www.filmhdizle.org/wp-content/uploads/waste-land-atik-arazi-online-film-izle.jpg)

Çekimi üç yıldan fazla süren Çöplük, tanınmış sanatçı Vik Muniz'i Brooklyn'deki evinden memleketi Brezilya'da Rio de Janeiro'nın dışında yer alan dünyanın en büyük çöplüğü Jardim Gramacho'ya kadar izliyor. Muniz burada renkli bir "catador" grubunun fotoğraflarını çekiyor: Catador'lar, geri dönüşüme uygun atıkları toplayıp onlardan sanat üretiyor. Eleştirmenler Çöplük'ü "belgesellerin Slumdog Millonaire'i, ilham verici, dokunaklı ve herkesi memnun edecek bir film" olarak tanımlıyor.

Ülkemizle benzer sosyo-ekonomik yapıya sahip Brezilya'da alt ve üst sınıftan herkesin "çöplerin"

buluştuğu Jardim Gramacho'da hayatta kalmak için çöplerle beslenen Catador'lar'ın yürek burkan

tanıdık dramları emin olun sizleri sarsacak.Bütün bu dramatik sahneleri sanatın gücüyle yoğuran

Vik Muniz'in ortaya döktüğü eserlerin özellikle Catador'ların acımasız yaşamları

üzerinde yarattığı pozitif etki ve dönüşüm belgeselde başarılı bir şekilde işlenmiş..

Kesinlikle tavsiye ederim...

http://www.youtube.com/watch?v=sNlwh8vT2NU (http://www.youtube.com/watch?v=sNlwh8vT2NU)

Bu çalışma seyredilecekler listemde var ama daha izleyemedim. Hatırlattığınız iyi oldu, bir fırsatını bulup seyretmek lazım.

Bir de BBC'nin çektiği 3 bölümlük "Welcome to Lagos" isimli bir belgesel vardır. Yakın zaman önce seyretmiştim. Bir bölümde Nijerya'daki çöplüklerden işe yarar eşyaları toplayan insanları anlatıyordu. Felaket çarpıcı bir belgeseldir, ilgisi olanlara onu da tavsiye ederim.

Bu konuda ülkemizle ilgili bir şey aklıma geldi, onu da eklemek istedim.

Geçen kış Türkiye'deki geri dönüşüm işçilerinin çıkarttığı bir dergi olduğunu öğrenmiştim (CNNTürk'ten). Aradım ama İzmir'de bulamadım. Abone olmak için eposta yolladım ona da cevap gelmedi, ama olanakları kısıtlı olduğundan ve henüz yeni yeni düzene girdiklerinden muhtemelen gözden kaçmıştır. Halen çıkıyor mu bilmem ama sokaklara farklı bir bakış açısı sağlayacak olması açısından aklınızda olsun.

Derginin ismi: Katık

Fragmanina baktim, indiriyorum direk. Guzele benziyor.

Halen yapim asamasinda olan bir belgeselmis. Ilginc olacaga benziyor.
http://www.kickstarter.com/projects/1461601684/untold-tales-of-the-comic-industry

emre linki not aldık..beklemedeyiz,teşekkürler..

Moebius uzerine bir belgesel.
youtube'da bulmak mumkun.
http://www.youtube.com/watch?v=fUT1LH8ZlXo

(http://www.jpc.de/image/w600/front/0/4040592004112.jpg)

2008 yapimi bir belgesel. 1974 yilinda Ikiz Kuleler insaa ediltikten hemen sonra (hatta 80. kattan sonrasinin calismalari tam bitmemisken) kuleler arasina bir tel gererek uzerinde yuruyen Fransiz Philippe Petit'in hikayesini anlatiyor.

Cok duymustum bu belgeseli, her yerde cok iyi yorumlar aldi, bi ton ödul topladi, izlemek bugune nasipmis, gercekten aldigi övguyu hakediyor, harika bir is cikarmislar.
Neredeyse bir banka soygununu andiran, uzerinde o derece titizlikle calisilmis bir plan. Aylarca suren ön hazirlik suresince cektikleri video göruntuleri ve ekipteki isimlerle yillar sonra yapilan röportajlarin destegiyle, insanin kafasini bir amaca kitleyince neler yapabilecegini anlatan kusursuz bir belgesel.

(http://www.impawards.com/2008/posters/man_on_wire_ver2.jpg)(http://www.foxyreign.com/wp-content/uploads/2012/02/Man-on-Wire.jpg)

2009 da en iyi belgesel oscar'ını almıştı.

Ben de bulup seyredeyim.

Geçtiğimiz günlerde yeniden verdiler bu belgeseli. 10 bölümden oluşuyordu yanılmıyorsam. Yakaladığım kadarıyla izledim. Çok etkileyici gelmedi bana herhalde ki pek hatırlamıyorum. 

Arkadaşlar bu Ağaç meyvesinden yetiştirmek lazım.izleyin çok güleceksiniz... ;D ;D ;D

AĞACTA DURDUĞU GİBİ DURMUYOR.... (http://www.youtube.com/watch?v=QawCCJ9LPYQ#)

Konu başlığı da çok ilginç olmuş Sayın Kızılmaske  :) Zincirleme isim tamlaması konusunda ilkokulda çok başarılı olmalısınız  :D Bence marifet meyvede değil ağaçta.

Haluk Bilginer'in seslendirdiği Cosmos izlediğim en muhteşem belgesel serisi ki tam bir belgesel canavarı olduğumu belirtmek isterim. Belgesel pazartesi günleri saat 22.30'da Nat Geo Channel'da yayınlanıyor. Neil deGrasse Tyson her bölümde, kaptanı olduğu Hayal Gücü Gemisi'yle izleyiciyi evrende büyüleyici yolculuklara çıkarıyor.

Carl Sagan'ın sunuculuğunu yaptığı Cosmos ile Neil deGrasse Tyson'ın sunuculuğunu yaptığı Cosmos arasındaki farklar: http://natgeotv.com/tr/cosmos-bir-uzay-seruveni/videolar/cosmosun-derinliklerine-ozel-bir-bakis-1

Açıklama ve Bölümler: http://natgeotv.com/tr/cosmos-bir-uzay-seruveni/hakkinda

Neil deGrasse Tyson cok kral bi abimiz.

Carl Saganli ilk Cosmos serisi de ilkokullarda zorunlu mufredata konmasi gereken bir eser.

  Çok belgesel seven bir insan değilim, bilgiyi okuyarak edinmeyi daha çok seviyorum ama Cosmos işleri değiştirdi. Cosmos'u çok beğendim. Belgesellere devam ederim ben artık.

Doğu Londra'da yasayan Ümit Mesut adlı bir sinema sevdalısının eski film makaraları ve muhtelif projektörlerle dolu küçük dükkanı uzerine 7dk.lik kisa bir belgesel.
Film almak icin gittigi mekanlar, dukkanindaki koleksiyonu, esinin sikayetleri, cocugunun filmlere ilgi duymamasi gibi detaylarla bir cizgi roman severin hayatina fazlasiyla paralel bir hikaye :)
Mutlaka göz atin.

https://vimeo.com/80799875

Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 04 Mayıs, 2014, 20:53:35
Neil deGrasse Tyson cok kral bi abimiz.

Carl Saganli ilk Cosmos serisi de ilkokullarda zorunlu mufredata konmasi gereken bir eser.

Evet, yarınlarımızın aydınlık olabilmesi için çocuklara bilimi sevdirmemiz gerekli.

Her bölumu 30 dk suren, 6 bölumluk bir HBO miniserisi/belgeseli. New York'ta cok zengin bir aileden gelen Robert Durst 3 kez cinayet ile suclanmis ama hepsinden de alninin akiyla cikmistir. Yönetmen Andrew Jarecki 2010 senesinde Robert Durst'un hayatindan esinlenerek "All Good Things" adli bir film cekiyor, Durst bu filmi görunce yönetmen ile röportaj yapip kendi hikayesini anlatmak istedigini belirtiyor, hayati boyunca medya tarafindan suclanan bu adam ilk defa kendi agzindan masumiyetini aciklamak istiyor ve inanilmaz bir belgesel basliyor. Kurbanlarin hikayelerini, arkadaslarini, mahkeme sureclerini, polis arastirmalarini, kendisini suclayanlari dinliyoruz, bir an geliyor katil olduguna, bir an geliyor sucsuzluguna inaniyoruz.

Ilk bölumu izlerseniz zaten kesin devam edersiniz. 4,5 ve 6. bölumlerde ise tempo cok yukseliyor, son bölumde heyecandan kalp krizi gecirecektim artik ve hayatimda gördugum, filmlerde bile rastlanmayacak inanilmaz bir final ile kapaniyor seri.

Benim tavsiyem bu film veya Robert Durst hakkinda hicbirsey bilmeden izleyin, alacaginiz zevk 10 katina cikacaktir. Ben izlerken "yav adam suclu mu degil mi acip bakayim Wikipedia'dan" diye cok dusundum ama kendimi tuttum ve iyiki de öyle yapmisim dedim finali izledikten sonra.

https://www.youtube.com/watch?v=SAST6SgLmQg

(http://therealdeal.com/wp-content/uploads/2015/01/The-Jinx-Key-ArtFinal.jpg)

Teşekkür ederim kardeşim tanıtım için en kısa sürede izleyeceğim

(http://www.filimadami.com/afisler/16765.jpg)

http://www.imdb.com/title/tt1508238/

2ı.dünya savaşının 70.yılına özel olarak şu sıralar national geographicde yayınlanan belgesel..Altı bölümden oluşuyor ve görüntüler çeşitli ülkelerin arşivlerinin elden geçirilip renklendirmesiyle elde edilmiş..
4 milyon euroya mal olan belgeseldeki görüntülerin bir çoğu ise daha önce hiç bir yerde yayımlanmamış..

Bu belgeseli izlemistim, muhtesem bir is cikarmislar kesinlikle. 2. Dunya Savasi'na veya tarihe genel olarak ilgili olun olmayin mutlaka izlenmesi gereken bir yapim.

Geçenlerde National Geographic'te görüp, çok hoşuma giden bir belgesel youtube'da düşmüş. Kayıp Malezya Uçağı hakkında bir belgesel. Bildiğiniz üzere Malezya Havayollarına ait bir uçak iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu. Güzel irdelenmiş bir belgesel, buraya koyuyorum. Meraklısına şiddetle tavsiye ederim.

https://www.youtube.com/watch?v=D8gSrGY8OJo

SoloTürk ekibinden bir abime ilettim direk, teşekkürler ben de merak ediyordum.

İzlemedim ama kuvvetle bermuda şeytan üçgeni adlı yere girmiştir. Oranın özel bir çekim alanı var.

8 Mayis dogumlu Moebius icin calismalarindan kareler iceren soyle bir klip hazirlanmis:

    Bir dönem, yani 2008-2011 arası öğrenciliğimin en civcivli zamanlarında bu 52 dakikalık belgesel ile yatıp kalkıyordum...Pek çok çizer adayı ve sanat öğrencisi gibi benim de örnek aldığım bir numaralı isimlerden biriydi Moebius...Bu mini belgeselin her sahnesini, her diyaloğunu ezberlemiştim resmen...Burada hatırlamak ne iyi oldu...

    Link'teki videoya ulaşılamıyor...O yüzden bir başka Youtube linki kopyalayayım...Kalitesi maalesef iyi olmamkla birlikte ayrıca ilgilenen dostlar, malum yer ve ortamlardan yahut başka video paylaşım sitelerinden bu BBC belgeseline ulaşabilir...Ben gene de düşük çözünürlüklü Youtube linkini veriyorum...

    https://www.youtube.com/watch?v=8Y-2klYS8OM

http://m.imdb.com/title/tt4939064/

Müziklerini de "Nick Cave" yapmış...

http://m.imdb.com/title/tt5929776/?ref_=m_nmfmd_prd_6

Leo bildiğiniz gibi aynı zamanda bir çevre aktivisti. Exec.producerlığını yaptığı bu filmde iklim değişikliğinin geleceğimizi nasıl mahvettiğini bir kez daha olayın tüm paydaşları ile konuşarak güzel güzel vermiş.

Belgesel olayın vahametine ilişkin yeni birşey anlatmasa da; yaşlı dünyamızın hala çok güzel olduğuna ilişkin çekilmiş görüntüler çok nefis...

http://www.space.com/32135-moon-shot-google-lunar-xprize-documentary-video.html

http://m.imdb.com/title/tt5565080/videoplayer/vi3521492505?ref_=m_tt_ov_vi

Elalem ne ile uğraşıyor arkadaş? Bakalım aya ilk robotik uzay aracını indirip, ilgili görevleri başarı ile tamamlayarak büyük ödüle uzanan takım hangisi olacak?

Robotların birinde az buçuk bir Wall-E havası sezdim ve hoşuma gitti:-)

Bugün saat 8 itibari ile Nat-Geo'da başladı.

Güzel yapmışlar.

  2006 yılında yayınlanan ve son derece başarılı olan Planet Earth'ün ikincisi yayınlanmaya başlandı. BBC efsanesi David Attenborough yine karşımıza "Narrator" olarak çıkıyor.

(https://c3.staticflickr.com/6/5335/30367425954_2dc998a771_z.jpg)

  Şimdilik 3 bölüm yayınlandı. Bölümlerin temaları aşağıdaki gibi olacak.

1. Bölüm - Islands
2. Bölüm - Mountains
3. Bölüm - Jungles
4. Bölüm - Deserts
5. Bölüm - Grasslands
6. Bölüm - Cities

http://www.imdb.com/title/tt5491994/?ref_=ttmi_tt

https://www.youtube.com/watch?v=c8aFcHFu8QM

https://www.youtube.com/watch?v=Rv9hn4IGofM

https://www.youtube.com/watch?v=8CnFo7qinng

(https://c4.staticflickr.com/6/5478/31074348371_481c238f87_c.jpg)

(https://c4.staticflickr.com/6/5718/30381496163_486a67b24b_c.jpg)

Aslında en iyisi Planet Earth I'i de tekrar seyredip bunlara sonra geçmek olacak. İlk 3 bölüm cepte. Işıkların karartıldığı bir gece ses mümkün olduğu kadar açılarak arka arkaya seyredilecek.

Bu arada hatırlatmadan geçmeyelim. İngiltere'de ilk yayınlanan bölüm son 15 yılın doğa programları içinde en çok seyredileni oldu. Tam 9.2 milyon kişi. Birleşik Krallık nüfusunun 65 milyon olduğunu düşünürsek her 7 kişiden biri seyretmiş. İnanılmaz bir rakam. İnanılmaz bir halk. Bazı başarılar tesadüfi olmuyor.

30 farklı ülkede 117 seyahat yapılmış ve çekimler 2089 gün sürmüş.

Sadece bir TV programı değil, tam bir sanat eseri. Gerçi belgeseller artık çok ilerledi ama hala cazibesini koruyor. Kaçırmayın.

(https://c3.staticflickr.com/1/580/31569123850_b9554431ff_o.jpg)

Dünya tarihinde 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan, Türkiye'de ise 1930'lu yıllarda Baytekin (Flash Gordon) ile birlikte nefes almaya başlayan çizgi romanın Türkiye'deki tarihi, 'Çizginin Kahramanları' ile TRT Belgesel'de ekrana geliyor. 'Altın Çağa Giriş', 'Mizahın Yükselişi' ve 'Dijital Çağın Etkisi' ile üç bölümden oluşan 'Çizginin Kahramanları' ile şu iki soruya yanıt aranıyor: 1. Çizgi roman nasıl üretilirdi, nasıl hikayeler anlatırdı?, 2. Dünden bugüne çizgi roman üretimde nasıl bir çeşitlik var ve nasıl hikâyeler anlatılıyor? TRT İç Yapımlar Koordinatörlüğü'nün yapımcılığında, karikatürist Yener Çakmak'ın danışmanlığında hazırlanan ve Dr. Onur Özmen'in bestelediği müzikler ile Yekta Kopan'ın seslendirdiği 'Çizginin Kahramanları'nın ilk bölümü 11 Aralık Pazar günü 18:45'te ekrana geliyor.
(Tanıtım Metni)

Hem de Yekta Kopan'ın seslendirmesiyle...
Ben kaçırdım ama Youtube'dan bir bakacağım artık.
Son bölümün tekrarı 30 Aralıktaymış galiba.

Aslında şunlar Cizgiroman Yolculuğu bölümleri ile bir DVD haline getirilse en azından bizim kadroya büyük hizmet olur.

1. Bölüm


2. Bölüm


3. Bölüm

Ben bunu gözden kaçırmışım, geçen akşam TRT Belgesel'de denk geldim. Youtube'dan bölümleri izleyip foruma da konusunu açayım diyordum ;D

Bende görmemişim. Keyifle izleyeceğim :)

Bugün izledim 3 bölümü de. Türk çizgi romanının tarihsel süreci kısa ve güzel bir şekilde, yazar ve çizerlerle sohbet havasında güzel bir şekilde aktarılmış. İnşallah çizgi roman odaklı başka belgeseller de görürüz. Mesela Abdülcanbaz, Avni vb. karakterlerin hikayelerini anlatan yapımlar olsa çok güzel olur bence :)

Herkese Merhaba,

Altın Fırçalı Adam belgeselinden sonra Fatih Yürür'le birlikte film afişlerinin tozlu dünyasında bir yolculuğa çıktık. Milyon Dolarlık Afiş adını taşıyan belgeselin tanıtım videosu yayınlandı:

https://www.youtube.com/watch?v=HG60pq37d28&

Bu belgeselde afiş dünyasını; sanatçılar, sinemacılar, koleksiyonerler, satıcılar, toplayıcılar ve akademisyenlerin ağzından dinleyeceğiz. Otuzun üzerinde kişinin yer alacağı belgeselin çekimlerine 1,5 ay önce başladık.

Belgesel hakkında haberlere Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz:
https://www.facebook.com/MilyonDolarlikAfis/

Bütçesel açıdan da destek ihtiyacını kitlesel fonlama platformu üzerinden başlattık:
https://www.indiegogo.com/projects/million-dollar-poster-milyon-dolarlik-afis/x/17658850

Sizler de bu desteklerinizle bu projenin bir parçası olabilirsiniz...

Hakan tebrikler, çok değerli çalışmalar bunlar.

Altın Fırçalı Adam belgeselini hala izleyemedim.

Acaba ne zaman herkese açık olarak youtube'a yüklenecek ?

Alıntı yapılan: kahramanlarsinemada - 06 Aralık, 2018, 22:24:49
Herkese Merhaba,

Altın Fırçalı Adam belgeselinden sonra Fatih Yürür'le birlikte film afişlerinin tozlu dünyasında bir yolculuğa çıktık. Milyon Dolarlık Afiş adını taşıyan belgeselin tanıtım videosu yayınlandı:

https://www.youtube.com/watch?v=HG60pq37d28&

Bu belgeselde afiş dünyasını; sanatçılar, sinemacılar, koleksiyonerler, satıcılar, toplayıcılar ve akademisyenlerin ağzından dinleyeceğiz. Otuzun üzerinde kişinin yer alacağı belgeselin çekimlerine 1,5 ay önce başladık.

Belgesel hakkında haberlere Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz:
https://www.facebook.com/MilyonDolarlikAfis/

Bütçesel açıdan da destek ihtiyacını kitlesel fonlama platformu üzerinden başlattık:
https://www.indiegogo.com/projects/million-dollar-poster-milyon-dolarlik-afis/x/17658850

Sizler de bu desteklerinizle bu projenin bir parçası olabilirsiniz...

Az önce ben de projenin bir parçası oldum..    ;D ;D ;D ;D

@Saint2, desteğin çok teşekkür ederim. Bizler için gerçekten çok anlamlı olduğunu bilmeni isterim.

Bu vesileyle de Indiegogo'daki destek olma yöntemini biraz açayım. Sisteme üye olup, kredi kartıyla ödeme yapabiliyorsunuz. Proje için tanımlanmış paketler bulunuyor. $5'dan başlayan paketlerin tutarları, değişen içerikleri doğrultusunda artıyor. Mesela $25'a belgeselin sonundaki "Teşekkürler" bölümünde adınız yer alabiliyor. Bu uygulamaya "Kelebekler" filminde ben de dahil olmuştum ve şansıma film sayısız festivalden ödüllerle döndü. Manevi açıdan adımın bu filmin sonunda yer alması beni mutlu etmişti. Bir şekilde ölümsüz bir anıya sahip oluyorsunuz.

"BACK IT" yazılı tuşa tıklayarak paket talep etmeden herhangi bir ödeme de yapabiliyorsunuz. Bana göre pek bir fonksiyonu olmayan bir yöntem.

@hanac, Altın Fırçalı Adam'ın açık yayın tarihini halen belirleyemedik. Gösterim talepleri gelmeye devam ediyor. Bu ay bitmeden Ankara'da bir üniversitede ve Berlin'de bir lokalde de gösterilmesini bekliyoruz.
Ayrıca farklı mecralarda da Altın Fırçalı Adam hakkında güzel yorumlar duymak bizleri mutlu ediyor: https://www.youtube.com/watch?v=DQ-07U9ryGc&t=1070s

Son olarak, ilk mesajımda da yazdığım Milyon Dolarlık Afiş'in Facebook videosunda yeni kısa tanıtım videoları yayınlamaya devam ediyoruz. İlginizi çekebileceğini düşünüyorum: https://www.facebook.com/MilyonDolarlikAfis/

Arkadaşlar, Indiegogo'da devam eden kitlesel fonlamada son 5 gün!

https://www.indiegogo.com/projects/million-dollar-poster-milyon-dolarlik-afis/x/17658850#/

Arkadaşlar...
Bu son 5 günü lütfen en verimli şekilde kullanalım.
Birbirimize destek, sanata sanatçıya destek olmalıyız.
Ben gereğini yaptım.
Lütfen sizler de yapın.
Sevgiler.

@Saint2, desteğin için çok teşekkür ederim.

https://m.imdb.com/title/tt7905466/

Peter Jackson'dan güzel bir savaş belgeseli. Teknolojinin geldiği nokta gerçekten müthiş.

Acilen bizim 1. Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı görüntülerinin de işbu teknoloji kullanılarak yenilenmesi gerekli diye de düşünüyor ve umut ediyorum.

(https://live.staticflickr.com/65535/47978535807_b0f5ccbd07_z.jpg)

Liverpool efsanesi Gerrard'ı anlatan çok iyi bir belgesel.

Futbolseverler kaçırmasın ...

https://www.imdb.com/title/tt9206562/?ref_=nv_sr_1?ref_=nv_sr_1

(https://live.staticflickr.com/65535/47978570227_ff08e4be15_z.jpg)

McLaren yarış takımının kurucusu Yeni Zelanda'lı Bruce McLaren'in hayatını konu alıyor.

Formula 1 sevenler kaçırmasın, oldukça beğendim.

https://www.imdb.com/title/tt5031332/?ref_=nv_sr_4?ref_=nv_sr_4

Liverpool şampiyon oldu.

Maç biter bitmez ekrana Gerrard geldi.

My Octopus Teacher, anlatıcının hikayesini ara ara aşırı dramatik hale getirmesine rağmen ışıl ışıl parlıyor. Keşke bu kadar ertelemeseymişim...

Bal Ülkesi (Honeyland) hayatım boyunca izlediğim en iyi belgesellerden biri. Belki de birincisi.

(https://live.staticflickr.com/65535/51356146241_8fd0e5c091_o.jpg)

Netflix'de izlediğim Black Hole Apocalypse'de çok iyiydi

(https://live.staticflickr.com/65535/51356148031_5eb88c64b7_z.jpg)

China's Van Gogh's (Çin'in Van Gogh'ları) isimli Çinli baba-kız iki yönetmenin 2016 yapımı bol ödüllü belgeselini izlerken büyük keyif almıştım. Belgesel, Çin'de küçük bir kasaba olan ama her gün sayısız ressamın, dünyaca ünlü sanatçıların eserlerinin replikasıyla geçimlerini sağladığı Dafen'de geçiyor.

Yönetmen baba-kız, bu yüzlerce "zanaatkar" emekçi arasından bir Van Gogh taklitçisi olan Zhao'ya odaklanıyor. Zhao aynı zamanda çok tutkulu bir Van Gogh hayranı, öyle ki geceleri rüyasında sanatçıyı görüyor. Kardeşleri, karısı ve çocuklarıyla aynı evde yaşıyorlar. İptidai evin bir bölümü imalathane olarak kullanılıyor ve eli fırça tutan herkes tuval boyuyor. O kadar ezberlemişler ki çoğu kez örneğe bile bakmadan koca koca tuvalleri fırça darbeleriyle şekillendiriyorlar.

Zhao'nun en büyük emeli, yeterli parayı biriktirdiğinde Hollanda'ya gidip, müzedeki Van Gogh eserlerinin tuval üzerindeki orijinal renklerinin gerçek tonlarını çıplak gözle inceleyebilmek. Bu hayalinin gerçekleştiği ve sadece telefonla görüştükleri, replikalarının Hollandalı alıcısı baba-oğulun dükkanını da ziyaret edip tanışması, yaptıkları tuvallerin satış fiyatları karşısında yaşadığı şaşkınlık, geri döndüğünde yaptığı işle ilgili aldığı radikal karar vb. olayların akıcılığıyla 80 dk.lık süre su gibi akıp gidiyor...

@Gaby Türkçe izleyemesem de hayranlıkla seyretmiştim. Made in China tablolar ilk başta hoşuma gitmemişti ama Zhao sayesinde sonradan hikayenin içine dahil oldum. Rengarenk dünyanın içine daldım gittim.

Ölmeden önce şu müzeyi görmek nasip olur inşallah.