Tex by Mrtekin
Daha önce forumun köşelerine serpiştirdiğim Tex incelemelerimi bu başlık altına topladım. Buradan devam ederiz artık.
1- Tex Süper cilt 12'deki, Boselli tarafından yazılıp Marcello tarafından yazılan 809 numaralı "trendeki facia" ve "kayalık dağlardaki fırtına" adlı maceralarını biraz önce okudum.
Kolu kırık bir Tex, doğa şartları dahil tüm şartlar aleyhine olmasına rağmen, azmi, inancı ve kendine güveni sayesinde haydutları teker teker temize havale etti.
Dehşet bir macera idi, ben de tavsiye ederim.
2-Şu an Oğlak Süper Cilt No:51'de bulunan "Vegas'lı Cellatlar'a" başladım.
Boselli yazmış, Mastantuono çizmiş.
Senaryo mükemmel.
Çizimler o kadar güzel ve dinamik ki, panellere doya doya bakıyorum, tam bir keyif...
Abi, ben kendine bu kadar güvenen başka bir kahraman görmedim. Nasıl bir adam, tek başına azılı haydutların mekan tuttuğu salona girip, iki saniyede hepsini temize havale eder....Bu daha cildin başı.
Macera, "Corral'da Düello" ile sona erdi.
Finalde, resmen, muhteşem bir kapışma izledim, bu kadar başarılı mı olur, her detayı ile mükemmeldi.
Adamlar, öyle bir düelloya girdiler ki, Tex bacağından, Karson kolundan vuruldu.
İlk defa, Tex'in vurulduğunu gördüm....
Belki benim gibi yeni Tex'ciler vardır, bu iki macerayı kesinlikle tavsiye ediyorum. Ben, "Best of "lara yazdım.
3-Bayramda; biraz beklentiyi yüksek tutup; Süper Cilt 20'de bulunan Boselli-Ortiz ikilisinden; "Madendeki Hayalet" ve "Uğursuz Tepeler'i" okudum. Üstelik maceranın başlangıcındaki "Gerçek bir efsaneden" kelamı beni baya bir heyecanlandırdı da.
Nedir ki; büyük beklenti ile başladığım macera; az biraz sonra vasata dönüştü. Ortiz Usta'nın çizgileri senaryoyu kurtarmaya maalesef bu sefer yetmemiş; yine de çok da fena değildi; okutuyor yani.
Neyse; günün sonunda Vahşi Batı'da "Kayıp Alman'ın Madeni" şeklinde bir efsane olduğunu da öğrendik.
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Lost_Dutchman%27s_Gold_Mine
Blueberry'nin de aynı mevzuyu konu alan bir macerası vardı, buyrun...
http://www.neokur.com/kitap/20702/blueberry-kayip-almanin-madenitegmen-blueberrynin-maceralari
4-Bayram Teks'lerine aynen devam.
Tex Süper Cilt No: 20 ve 21'deki; Nizzi-Monti ikilisinden çıkan "Sioux Tepeleri", "Nefret Rüzgarı" ve "Beyaz Bulut" şimdi bitti.
Açıkçası; Nizzi'yi hiç mi hiç sevmediğimi daha önce de söylemiştim. Ama; bu maceraların senaryosunu cidden çok sağlam kurgulamış ve kendini aşmış. Konu klişenin Tillahı olsa da (Teks yine açgözlü Beyaz'ların altın madeni meselesi yüzünden Kızılderili katliamını önlemeye çalışıyor. Yine fanatik bir Kale Komutanı ve soylu ve ihtiyar bir Kabile Şefi ile uğraşıyor, ara bulmak zorunda, savaş yolunu seçmiş asi Kızılderili çetesi ile uğraşmak zorunda, orduya karşı taktik geliştirmek zorunda; General Davis'i çağırmak zorunda ve Zaman'ı çok sınırlı; vs; vs; hatta klişenin dibi "Süvariler Geliyor" bile kullanılmış.😀) Fil hakika; Monti'nin çizimleri almış başını gitmiş; çok hoşuma gitti. Zaten Monti'nin çizimlerinin hastasıyım; beklediğimi fazlası ile verdi.
Ezcümle; bu maceralar tavsiye.
5-Şimdi; Caretta'dan aldığım tavsiyeler doğrultusunda, Jose Ortiz Usta'ya ilham veren (kendi beyanatı ile) Jesus Blasco'nun DE yayıncılıktan çıkan Concho Nehri'ni (16,17) okudum. Senaryo Nizzi'den.
Açıkçası gerçekten adamın çizim yönündeki alamet-i farikası, sarkık bıyıklar.
6- Hazır başlamışken, De basımı (sayı :17,19,20) Nizzi/ Marcello ikilisinden "Zorba Thonga" adlı macerayı da bitirdim.
Şimdi arkadaş, artık, Nizzi senaryoda olunca ben bir irkiliyorum. Çünkü ya fevkeladenin fevkinde oluyor ya da batırıyor. Burada ise senaryo yine ahım şahım olmasa da, açıkçası Marcello'nun muhteşem çizgileri zevahiri fazlası ile kurtarmış görünüyor. Konu aslında çok Teks'lik değil, biraz Zagorvari ve ciddi inandırıcılık sorunu var. Yani bu senaryo Zagor olsa tamam, ama, Teks'e hiç mi hiç gitmemiş.
Ezcümle, köle ticareti yolu ile Amerika'ya ayak basmış bahtsız bir Afrikalı yerli grubun, kendilerine sınıra yakın izole bir vadi bulup yaşama devam etmeleri hususu, baya havada kalmış. Zaten finali de tam evlere şenlik. Finalde gördüğümüz bir hesaplaşma değil, neşeli bir şamata gibi. Nizzi bari finalinde kassa idi biraz, çok daha güzel bir öykü okuyabilirdik.
Hal böyleyken, Marcello öyle nefis çizmiş ki, herşeyi unutuyor ve seyre dalıp gidiyorsunuz. Sırf çizimler için muhakkak bir göz atmanızı tavsiye ederim.
7- ADDE yayıncılıktan çıkan, 9. Ve 10. Fasiküllere tekabül eden "Desperadolar" ve "Kumdaki Ayak İzleri" şimdi bitti. Monti çizimi bu fasiküller gerçekten çok keyif verdi.
Konu; geçenlerde Çizgi Düşlerden okuduğumuz Ada harekatının bir benzeri. Korsanlar tarafından esir alınan önemli bir mühendisin (gizli denizaltı proceleri geliştiriyormuş.) kurtarılması görevi Tex ve Kit'e verilir ve olaylar, olaylar.
Tex'e bu macerasında Adaya uzun yıllar önce düşmüş hafif tırlak bir İhtiyar Amcamızda yardım ediyor.
Kısa ve keyifli bir Teks macerası (hatta Dinamitli) okumak istiyorsanız, tavsiye.
8- Şimdi, Boselli - Letteri'den, Oğlak Süper Cilt No:19'da bulunan; "Uzun Yol" ve "Şerif Zor Durumda" adlı maceraları bitirdim.
50'li yılların Western filmleri tadında, Teks ölçülerine göre oldukça naif kalan bir Teks hikayesi. Açıkçası bu naiflikten ben çok zevk aldım, okurken.
9-Oğlak Teks Maxi Cilt No:13 'de bulunan ve Segura/ Ortiz'in elinden çıkmış, "Vahşi Batı Yollarında" şimdi bitti.
Vay arkadaş, sanki Teks, bir post akolaptik dünyada dolaştırıldı, macerada ciddi bir Hombre şablonu var. Bir banka soygunu araştırması ile başlayan macera, az biraz sonra, çok farklı bir hal alıyor. Macerada hem Teks'in hem de Kit'in ölümden kıl payı ile dönüşlerini ve Vahşi Batı'daki insan hikayelerini de görüyorsunuz. Teks'in bu yaşam üzerine çok güzel ve net çıkarımları var.
Peki bu maceranın önemi ne? Sorumluluk. Teks'in kötülüklerden korumaya çalıştığı masum insanlara karşı duyduğu aidiyet ve sorumluluk hissi. Bu his, çok güzel bir şekilde, akılcı senaryo ve muhteşem çizgiler ile çok güzel aktarılıyor.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, şimdiye kadar okuduğum Teks'lerin içine bu macera rahatlıkla ilk 10'a girer, ciddi bir başyapıt bana göre.
10_Başlamışken, Maxi 14'ü de deviririm dedim. Faraci/Diso ikilisinden "Canavar İnsan" şimdi bitti.
Özellikle belirtiyim, bu bir Teks macerası değil, hele Teks hiç değil. Faraci ve Diso, bizleri fena ters köşeye yatırmış.
Konu ve çizimler tamamen Mister No'yu andırıyor. Herşey bir Mister No kurgusu, Teks ile bağlantıyı kurmaktan sıkılıp, bu bir Mister No macerası diyip öyle devam ediyorsunuz.
Can'ına Yandığım diyen Teks görmek istiyorsanız tavsiye ederim, şaka değil Cidde'n maceradaki Teks böyle diyor...
Son da tamamı ile Mister No havasında, danseden kadınlar, müzik ve içki.
Neyse, Mister No'yu da özlemiştim, iyi oldu.
11-Nizzi-villa ikilisinden çıkan Mephisto macerası şimdi bitti.
Yani ben daha önceki maceraları okumadığım için, mefisto-yama ikilisinin yaptıgı hinzirliklardan çok haberdar değilim ama sunu soyleyim.
Ben bu macerayı çok vasat buldum.
Birincisi Carson, Kit ve Tiger çok kolay tuzağa dusurulduler. Ben hiçbir macerada bu kadar kolay paket edildiklerini hatırlamıyorum.
İkincisi, Mephisto'nun intikam plani cok zayifti. Senaryo açılmaya cok musaitti ama
her yonden çok eksik kalmış gibi.
Çizimler dehşet ama, Villa dokturmus. Bayildim, gözlerim bayram etti...
Nizzi yerine Boselli ya da Faraci ye Mefisto nun dönüşü emanet edilse idi, ne olurdu acep?
12-Nizzi/ Ortiz Usta'dan "Dehşetin Maskesi" şimdi bitti.
Teks ve Carson, komşu Köyden Savaşçı çekmeye başlayan, Kurukafa adlı savaşçının maskesini indirmek için zorlu bir mücadeleye girişiyorlar.
Oyun içinde oyun, ince taktikler, planlamalar, ilginç karakterler (FRANSIZ...) ve muhteşem çizimler.
Sonu biraz "cheesy soap opera"ya bağlasa da (Nizzi de böyle bir klişeli şeyler kullanma merakı sezmeye başladım. Boselli ya da Faraci'nin sanki senaryodaki yaratıcılığı daha fazla.) bu macera, çizimleri ile cidden aşmış...
Eline sağlık Ortiz Usta..Huzur içinde yat...
13-Nizzi-De la Fuente ikilisinden gelen; Kanundan da Üstün (456) ve Cinayetler Zinciri (457) şimdi bitti.
Şunu Söyleyeyim ki, Nizzi, koskoca bir damarı mahvetmiş. San Fransisco'da adalet önünde haklı oldukları halde mağdur olanların intikamlarını alan gizli bir vigilante örgütün (İnfazcılar) peşine düşen Kahramanlarımızın başına herşey geliyor diyemiycem tek yaptıkları mal gibi kötü adamların tekrarlayan pusularına düşüp şans eseri kurtulabilmek...Teks'in o muhteşem dedektif seZgileri ve akıl yürütme becerileri ile insiyatifi ele alıp kötülerin düşünsel ve eylemsel bazda önüne geçme taraflarını hiç mi hiç göremiyoruz....
Hele, hesapların Bağlandığı final chapter, tam bir felaketti...
Bu Nizzi'den ciddi soğudum artık.
Ha şunu söyleyim, Fuente'nin çizgileri muhteşem ama maalesef senaryo o kadar kötü ki adam da kurtaramıyor....
Okuyun ama beklentinizi sıfırlayın...
14-Faraci/ Ortiz ustadan yine çok iyi bir Teks macerası daha bitti.
Kaçış (orijinal no:558) ve Sayılı Dakikalar (ono:559)'da Teks'in Carson'un hayatını kurtarabilmek için saatler ile yarışını nefesiniz kesilerek okuyorsunuz.
Orijinal Teks stratejileri, kurnazlıklar, taktikler, çatışmalar, gerilim, düellolar, herşey tam bir usta işi.
Faracı, Boselli'den rol mu çalıyo ne?
15-Faraci-GuanLuca ve Raul Cestaro üçlüsünden çıkan Orijinal No:581 ve 582 (Kızılderili Şerif ve İnsan Avı) şimdi bitti.
Çizimler, gerçekten çok ama çok güzel. Konu biraz klişe gibi dursa da (Teks, Dostu olan, Greystone'un Kızılderili şerifi Jerry'nin başına gelen bir entrikayı çözmeye çalışıyo.) çizimlerin güzelliği olayı bitiriyo.
Bir nebze değişik ve karmaşık arka plan çizimleri isteyenlere tavsiye olunur.
16-Yine bir Boselli-Marcello işbirliğinden doğan Iz sürenler şimdi bitti.
Şunu söyleyebilirim, macera ortalama, bu ustaların işbirliğinden doğan daha iyi maceraları var, bu biraz senaryo açısından vasat ve klişe olsa bile çizimler cidden çok güzel.
Kısa anektodlar;
A- Posselerden birinin adı, "Saguaro",
B- Max tadını yakalayabileceğiniz, kafa atışları var.
C- Macerada Tex-Tiger Jack ikilisi var. Tiger Jack, adamım, döktürüyor, Tex'ten öyle sahneler çalıyor ki...
D- Luna (Dolunay) afeti ve (Kocası Çavuş Torrence Reis) ile tanışıyorsunuz. Kadının Teks'i etkilediğine dair bir izlenim aldım. Ne dersin Atilla Abi?
E- Son sahne. Teksin esprisi....
17-Boselli/Ticci ustalar tarafından çizilen Buffalo Soldiers (or.no:569) gerçek bir hikayeye dayanıyor. Hikaye ile efsane 9. ve 10. süvari bölüklerine de saygı duruşunda bulunulmuş. Hikayedeki, çavuş, Benjamin Johnson ise, gerçekte 10. süvarinin tarihteki ilk "siyahi" komutanı Benjamin Grierson.
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Buffalo_Soldier
Macera, kafa dağıtmak için bire bir. Ama sondaki, Carruzo katili ile düello biraz olmamış gibi. Ticci usta elinden geleni yapıp zevahiri çizimleri ile kurtarmaya çalışmasına rağmen, Boselli niyeyse kurguda biraz sallamış
18- Yine bir Boselli-Font şaheseri olan 573 ve 574. fasiküllerdeki Lanetli Topraklar ve Hortum şimdi bitti.
Senaryo ilmek ilmek örülmüş, çizimler muhteşem, bir Avukatın peşine düşen namlı ve efsane haydutlar, efsane Kızılderililer, koruyucu Teks, tedadüfler, hainler, kalleşler, ölüm kalım mücadeleleri, takipler, hortum!!!, hesaplaşmalar, çatışmalar, ince taktik ve stratejiler, düellolar (hem de ikili) ve Kit Carson'lu muhteşem bir grande finale..
Ve bir sürpriz: Teksin peşine düşmüş "Durango" isimli genç bir silahşör...Kendisi tek başına Meksikadaki Durango merkez bankasını soyan ve bu esnada 7 kişiyi gözünü kırpmadan harcayan psikopat bir genç..
Teks le Durango ikili düelloda karşılaşıyor. Kazanan kim olacak?
Çok güzeldi çok, tadı damağımda kaldı, okumayanlara şiddetle tavsiye ederim.
19-Tex Süper Cilt No:15 de bulunan Boselli ve Marcello ikilisinden Sınır Toprakları ve Sierra Şeytanı yeni bitti.
Diğerlerinin aksine, bu sefer, olmamış. Konunun giriş ve gelişmesi (sierra şeytanı olarak korku ile hüküm süren navarez adında bir despot kızılderili şefinin Texe meydan okuması) çok güzel olsa da, finali çok erken bağlamışlar gibi geldi, çok tat alamadım...
Ama, Marcello üstad, senaryoda, Dolunay (Luna) adlı bir kızılderili afet çizmiş, arkadaş Tex'in yerine ben olsam ne yemin kalır ne de başka bişey...
20-Bu iletiyi daha önce paylaşmıştım, yeri geldi bir daha paylaşıyım, ilginç bir detay çünkü.
Renkli 600. fasikül olan, Boselli tarafından yazılıp Ticci tarafından çizilen, Kuzeyin Şeytanları'nın senaryosu, bence, direkt, 13.Savaşçı filminden uyarlanmış.
http://tr.m.wikipedia.org/wiki/13._Savaşçı
Film çok güzeldir, benim ara ara seyretttiğim filmlerden biridir, soundtracki de çok güzeldir, eğer fırsat bulabilirseniz seyretmenizi de tavsiye ederim. Aradaki ciddi benzerlikleri siz de göreceksiniz.
Teks'i bu şekilde de görmek çok ilginçti gerçekten.
21-Boselli-Font ikilisinden, Kuzeybati Topraklarinda şimdi bitti.
Vay arkadas, ne maceraydi, giriş, gelişme, final, hepsi muhtesemdi.
Muhteşem detaylar dan bir bukle:
1- Teksin çığ altında kalıp ölümden dönmesi. Cigda onu bir kopek buldu.
2- Kit Carson'un, koca Teks Willer'in ölümsüz olmadığını farketmek tuhaf demesi.
3- Trading Post'taki muhteşem çatışma,
4- Teksin baya çatıya çıkıp sobaya dinamit yollaması,
5- Jim Brendonu kurtaran büyücü,
6- Jim Brendonun rüyaları,
7- Koyu katledilen sacları beyazlamis cocuk, Arwik,
8- Jim Brendonun kurtarilisi,
9- Dawn'un kim olduğu, Jim Brendonun kim olduğu, Jim Brendonun arayışının nedeni,
10- Sari Daga baskin, tırmanış sahneleri,
11- Golden Eye, çetesi ve Sekanlarin hakettiğini bulmasi.
Bu macerada da, Teksin bir sözü aklımda kaldı. Dikkat et diyo bir yerliye, haklı bile olsan, beyazların adaletinden sakinmalisin.
Ezcumle, Herseyi ile mükemmel bir macera idi, okuyun, okutun.
22-Boselli-font ikilisinden Büyük Istila (Teks süper cilt no:25 büyük istila, sınır savaşı, Teksas kahramanları) şimdi bitti.
Resmen film gibi, çok üst seviye bir maceraydı. Finaldeki komançiler ile kaledeki kapışma tam anlamı ile enfesti. Tadı resmen damağımda kaldı. Bu kadar kaliteli maceralardan sonra bazı Teks maceraları çok yavan geliyor.
Bu sagayı öneren kardeşim Behzat ve Atilla Ağabeye selamlar.
23-Şu an nizzi-ticci ikilisinden renkli 500.sayı olan, Kaçaklar bitti.
Özellikle söylemeden geçmeyim, Ticci'nin çizgileri renkli o kadar güzel olmuş ki, o kadar iyi gitmiş ki, hele maceranın açılış ve kapanış sayfaları harika.
Macera basit, navajo Dağları'ndan altın çalmaya kararlı birtakım salaklar, dikkat dağıtmak Amacıyla teksin sevgili Karısı lilithin mezarını dağıtır ve işi çok şahsi bir hale getirirler. Av başlar, avın sonunu zaten tahmin edebilirsiniz.
Denk düştü, eğer Marmara yayınlarsa, Punisherin 4.cildinde de (up is down, black is white) benzer bir tema var. 1. Ciltte Punisherin elinden kurtulan Cavella adlı gangster, Punisherın eşi ve Çocuklarının mezarını açarak, saygısızlık yapıyor ve işi çok Şahsi bir hale sokuyor. Punisherın intikamı da çok acı oluyor.
Imkanı olan, 2 karakterin de kişisel vendettalarını içeren bu ciltleri kaçırmasın diyor, tüm Teksseverlere güzel bir gün diliyorum.
24-Ortiz ustanın çizdiği Teks Maxi-2 (katliam saati) nin 178 ve 179. Sayfalarında karşılaştığımız altın arayıcısı olup yazarlığa heveslendiğini söyleyen Jack Jones adlı karakter, aslında, ünlü yazar Jack London'dan esinlenilmiş. Jack london, yazar olmadan önce bir altın arayıcısı imiş, çok zorlu bir hayat yaşamış, kitapları da bu zorlu hayatın belgeleri zaten.
Teks karaktere bir bira ısmarlayarak yazara saygı duruşunda bulunmayı da ihmal etmiyor.
Jack London sevenler, Çizgi Düşlerin çıkardığı, "Ateşi yakmak"ı da kaçırmasınlar.