Ben pisadan seneler once ince ince cikarken ilk sayisini almistim. Guzeldi.
Bana biraz Ken Parker'in Alaska isminde yayinlanirken "Erkekler Ulkesi" isimli macerasini hatirlatmisti.
Tekirdaga gelirsen getir :).
Alıntı yapılan: hanac - 06 Haziran, 2010, 12:34:23
Okuyunca yorumumu yazarim.
Tatilde okudugum cizgi romanlardan biri idi.
Oncelikle cok begendigimi soyleyeyim.
Rodeo cok guzel bir cilt hazirlamis, Yalcin Didman'in kendisine ve kariyerine bir saygi durusu olmus.
Hikaye cok guzel, kutup ayisi fikri cok guzel dusunulmus.
Aksiyonu bol, renklendirmesi iyi, cizimleri cok iyi bir album olmus.
Zamaninda 40 TL satis fiyati yuzunden satislari iyi olmadi, bu yuzden devami gelecek denilen 2.sayi gelemedi.
Umarim daha makul bir fiyatla 2. sayi cikar, Yalcin Didman bunu hakediyor.
Fiyatından dolayı uzunca süre uzak durduğum, sonraları arayıp bulamadığım bu albümü haftasonu Kadıköy'de iyi bir indirimle bulunca hemen attım poşete. Bir solukta okuyup bitirdim. Çok çok beğendiğimi söylemeliyim. Klasik orta asya kahramanlarının dışına çıkamamış yerli üretimlerimizin uzağında, başarılı bir kıyamet sonrası hikayesi okumak keyifliydi. Devamının gel(e)meyecek olması üzücü. Deli Gücük, Seyfettin Efendi gibi yılda bir de olsa yayınlanmasını isterdim doğrusu.
Ayılı Adam ile ilgili zamanımda blogumda birşeyler karalamışım. Eminim forumda da bir yerlerde vardır. Bu arada Rodeo 2011 Çizgi Roman Yıllığı'nda da Ayılı Adam'ın kısa bir öyküsü yer almakta.
http://fuzuni.blogspot.com.tr/2012/12/eksi-80.html
Neredeyse 4 sene evvel, büyük bir hevesle edinmeme ve Yalçın Didman üretimlerini sevmeme rağmen nedense hala okuyamadım...Albümün büyük oluşu ve kapağı çok ayırmamak için gösterdiğim hassasiyet, bu eseri geri plana atmama sebep oldu...Hani, çok nadir ve pahalı bir hediye içkiyi önemli bi gün için saklamak gibi birşey oldu...Fırsat bulursam bu haftasonu oturayım başına... ::)
Yalçın Didman, mizah ve çizgi roman dergileri öncesi gazete tefrikaları dönemine de yetişmiş, dönemin popüleritesine uygun bazı çizgi öyküler ve ramazan tefrikaları da hazırlamıştır...Joker, HBR Maymun, Akrep İn Gölgesi gibi dergilerin yanı sıra, 70'li ve 80'li yıllarda haftalık Tarkan dergilerinin orta sayfasında yer alan tarihi öykülerin illustrasyonlarını da resimlemiştir...Aynı zamanda Sezgin-Ersin Burak kardeşlerle akraba diye biliyorum...Ne aileymiş ama, Faruk Geç de dahil tam 4 büyük isim kazandırmışlar Türk çizgi romanına...
Eksi Seksen, 90'lı yıllarda comics formatında ilk yerli ve artistik underground çizgi roman dergisi Akrep İn Gölgesi'nin bilim-kurgu ayağında birkaç sayı kadar sürüp dergi ile birlikte yayını yarım kalmıştı diye hatırımda kalmış...Öykünün tamamını okumak, Rodeo'nun baskısı ile nasip olmuş oldu bir avuç okuru için...
Meraklısına, Akrep İn Gölgesi dergileri 90'ların sonunda; Ergün Gündüz, Engin Deniz Erbaş, Soner Tuna ve Yalçın Didman üretimlerini merkezine koyan, her isim için ayrı bir konsept ve seri belirlemiş güzel ve deneysel bir çizgi roman dergisi idi...Her ne kadar bir parça ''Ergün Gündüz usulü batı özentiliği'' barındırsa ve takdiminde gereğinden fazla İngilizce'ye yer verse de, güzel bir oluşumdu...Ben yalnızca Ergün Gündüz'ün ''Taksi Öyküleri'' serisi ile Soner Tuna'nın ''Garip Öyküler'' serisini okuyabilmiştim...Bilhassa Soner Tuna için zirvedir bu dergi...
Yalçın Didman'ın en güzel işlerinden biri de HBR Maymun dergisinde haftalık olarak tefrika edilen ''Nemrut Güneşi'' idi...Yarım yamalak okumama rağmen onun da albüm olarak yayınlanmasını çok isterdim...Keza, 2000'lerde Rodeo Strip dergisine yaptığı kısa öyküler ile Orta Asyalı kadın savaşçı Ulçe'yi de...
Birkaç görsel ile Yalçın Didman'dan haberi olmayan dostlara kısa bir görsel önizlemesi geçelim...
(https://c6.staticflickr.com/9/8238/29351413853_e54c7b1140.jpg) (https://c2.staticflickr.com/9/8073/29351413673_2d46a88d06_z.jpg)
(https://c8.staticflickr.com/9/8531/29351413223_0f3fef0dcb_z.jpg)
(https://c1.staticflickr.com/9/8049/29684250120_2e9980b879_c.jpg)
üstad ve eseri ile ilgili hürriyet gazetesinde yayınlanmış bir yazıyı,tanıtım ve röportaj bölümleri de içerdiği için doğrudan buraya kopyalıyorum izninizle:
-alıntı- (hürriyet)
"İnsanlar gıda için birbirini öldürüyor. Bir karış toprak yok, sentetik gıdalar ve bulabilirseniz kurutulmuş et yeniyor. Çünkü bu dünyada atmosfer ve denizler kirlenmiş, hayvan ırkları yazboz tahtasına çevrilmiş. Kadınlar çocuk doğuramıyor, kopya insanlar üretilmiş. Küresel ısınma, tıpkı öngörüldüğü gibi küresel kışı tetiklemiş, dünya artık buzul çağında. Bir tarım mekiği var, belki de geleceği kurtarabilecek tohumlara sahip! Nuh'un gemisi gibi aynı.
Tilki'nin görevi onları bulmak ama gerçekle yüzleşmek zorunda: Bu görevi yerine getirirse kime hizmet etmiş olacak? Hangi tarafın kazanması lazım? Zenginlere yapay kurabiyeler yerine soyadan yapılma gerçek ürün satmak isteyen Barakuda mı, yoksa dünyanın açlık sorununu çözmek isteyen diğer taraf mı?
İşte beklenen oldu, el birliğiyle küresel ısınmayı tamamen gerçekleştirdik. Üstüne bir de küresel soğuma evresini yaşadık. Artık tüm dünya buzul çağında. Bir karış toprak yok, sentetik gıdalar yeniyor. İnsanlar yemek için birbirini öldürüyor. Tek bir umut var. "Uzay Bahçıvanı" adı verilen bir tarım mekiği, belki de geleceği kutaracak tohumlara sahip...
Böyle bir geleceğe inanmak zor mu? İstanbul aralık ayında bile güneşli havalar yaşarken hayır! Ama çizer Yalçın Didman, çizgi romanı Ayılı Adam'ı küresel ısınmanın bu kadar konuşulur hale geldiği günümüzde değil, 90'larda yazmaya başlamış. Özenli çizimleriyle anlattığı hikayeye de öyle bir son vermiş ki kim kazanırsa kazansın böyle bir gelecek hiç olmasın diyorsunuz.
Hikayenin iki kahramanı var. At yerine ayının üstünde gezen "serbest asker" Tilki ve akıllı ayısı Kusto. Bu iki kahramanın yaşadığı dünya bugünken çok başka. İklimle birlikte, coğrafya ve milletler de değişmiş. Dünya temelli küreselleşmiş, milletler, devletler kalmamış. İnsanların birbiriyle ve hayvanlarla ilişkileri de değişmiş. Romandaki isimler bu yüzden her dilden: Barakuda, Datvi, Tilki...
EKSİ 80 DERECELİK MAĞARA
Hikaye, bir grup bilim insanının eksi 80 derecelik bir mağaraya düşmüş bir uzay mekiğine ulaşmalarıyla başlıyor. Bu, Uzay Bahçıvanı adında bir tarım mekiği. Dünyada tarım ürünlerinin neredeyse tamamen tükendiği bir çağda, mekiğin içindeki tohumlar çok değerli. Ekipten biri, beline kadar suya girip mekiğe ulaşıyor ve hazineyi buluyor: Soya tohumları. Ama tohum dolu sandık ve bilim ekibi esrarengiz bir şekilde sulara gömülüyor. Geriye ekipten sadece biri kalıyor.
Hikayenin iyi kahramanı Tilki, bilmediği biri tarafından bir görev için tutuluyor. Görevi o kadar gizli ki ne olduğunu öğrenmek için bile sayısız macera atlatmak zorunda. Bu yeni dünyada kalabalık ve gizemli eğlence mekanları var. Zor geçitler ve pusuda bekleyen onlarca düşman da...
Zorlu aşamaların ardından görevinin bu soya tohumlarını bulmak olduğunu öğrendiğinde, Tilki gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu görevi yerine getirirse kime hizmet etmiş olacak? İyilerle kötülerin savaşı işte bu noktadan sonra belirginleşiyor. Yapay kurabiyeler yerine gerçek soyadan yapılma ürünleri zenginlere satmak isteyen Barakuda mı, yoksa dünyanın açlık sorununu çözmek isteyen diğer taraf mı kazanacak? Çekişme doludizgin devam ediyor.
RODEO ALBÜMLER DİZİSİNİN İLKİ
Rodeo Yayınları'ndan çıkan kitap Rodeo Albümler Dizisi'nin de ilk kitabı. 144 sayfalık "Ayılı Adam: Eksi Seksen", Murat Mıhçıoğlu'un editörlüğündee hazırlandı. Yalçın Didman, şu anda Ayılı Adam'ın ikinci macerası üzerinde çalışıyor. Yabancı kaynaklı bazı eserlerin de yer alacağı dizide Cem Özüduru'nun Zombistan'ı sıradaki ikinci kitap. RAD albümleri dünyanın başka köşelerindeki okurlara da kendi dillerinde ulaştırılacak. Rodeo Albümler Dizisi kitapları, Türkiye çapındaki bütün Remzi, Dost ve İnkıláp kitabevlerinde ayrıca çizgi romanlara özel satış noktalarından da alınabilir. Ayılı Adam ve Rodeo Albümler Dizisi hakkında kapsamlı bilgilere, Rodeo'nun web sitesi olan rodeostrip.com adresinden de ulaşılabilir.
ÜNLEMLER TÜRKÇE /images/100/0x0/55ea31e7f018fbb8f870b3e9
Detaylar çizgi roman okuyucusu için önemlidir. Okur her detay sayesinde çizerle iletişim kurar. Romanda çizimdeki detayların yanı sıra ünlemler de dikkat çekici. Çünkü ünlemlerin çoğu Türkçe. Ayının sinirlenme ve tetiğe geçme sesleri eürrrr, hüeüürrr, ürrr; koklama ünlemi ise fık fık. Adamlar birbirine pat diye vuruyor, tüfekten bom bom diye ateş ediliyor, uzay gemisi vuuv vuu diye kalkıyor, snowboard'la kayan Tilki de hıss sesi çakırtıyor.
DATVİ İLHAM KAYNAĞINA BENZİYOR
Romanda iki ayı var. Biri kahramanın atı ve yardımcı savaşçısı, gerçek kutup ayısı Kusto. Sahibi Tilki'nin söylediği her şeyi anlıyor ve bir insan gibi reaksiyon veriyor. Kötü adamlara 2 tonluk darbesiyle pençe atıyor. Söyleneni dinleyip, bekle denen yerde bekliyor, ama her nasılsa tehlike anında uzakta bile olsa Tilki'nin ihtiyacı olur olmaz yetişiveriyor. Beline bağlanan paraşütle uzay gemisinden atlıyor, akıntılı sularda sahibinin arkasına takılıp yüzüyor. Romandaki ikinci ayı ise Datvi. Gürcüce "ayı" demek. Kitaptaki diğer iyi erkek kahraman. Eski tüfek Datvi, hem doğruluğun sesi hem de zor zamanların kurtarıcısı. Hikayenin yaratıcısı Yalçın Didman bu ismi İlimbey köyünde aynı lakaba sahip bir tanıdığından esinlenerek koymuş. Datvi lakaplı Selahattin Çetin gerçekten de romandaki çizgi Datvi'ye çok benziyor.
Köyde yaşıyor, bilimkurgu çiziyor
Kitabın yazarı ve çizeri Yalçın Didman bu hikayeyi 90'larda Ergün Gündüz ile birlikte yaptıkları resimli roman dergisi RR için çizmeye başlamış. Ayılı adam, o günlerin eseri: "Önce kısa bir öykü yapmaya niyetlendim. Bir öykü vardır; kış vakti adam bir hana girer, ocağın başında yer vermezler, adamın canı sıkılır, hancıya iki tane külbastı sipariş eder: Bir tane bana, bir tane de atıma! Ben bu hikayeyi modernize edip, ayılı adam şekline sokmak istedim. Sonra ayılı adam hoşumuza gitti, bunu uzatalım dedik. Kısa hikayeden bu noktaya kadar geldi."
Ayılı Adam'a başladığı yıllarda soya tohumu modaymış ama küresel ısınma bu kadar popüler değilmiş: "Bugün gerçek önümüzde" diyor Yalçın Didman. "Küresel ısınmanın tüm etkilerinin 2015-2025'te olabileceğini söyleyen bilim insanları var, çölleşmeden bahsediliyor. Okyanuslardaki akıntılarla ilgili öngörülenler oluyor. Buzullar eriyecek dendi, eridi. Bu kadar kötü bir gelişme beklenmiyordu. Bu hızlı çözünme okyanuslardaki su akıntılarını değiştirebililir. Sıcak su akıntıları hızla soğuyacaktır. Okyanusların dünyanın iklimini büyük oranda etkilediğini biliyoruz. Bunlar olabilir şeyler. Çizgi romanda da böyle bir dünyayı rahatlıkla canlandırabiliyorsunuz."
İLİMBEY KÖYÜ DE ISINDI
Yalçın Didman, eşi Sümer'le birlikte Adapazarı'nın İlimbey köyünde yaşıyor. Köpeği Pako ile zaman geçiriyor. Bulunduğu yerde iklim değişikliğinin etkilerini hissettiğini söylüyor: "Neredeyse ocak ayına geldik, erikler çiçek açtı, diyenler var. Doğu Karadeniz'de bile az bir kar yağmış. Pastırma yazları uzamaya başladı. Biz de buradan yola çıktık."
Ferzan yazısının bir yerinde bahsetmiş, Burak biraderlerin akrabalığı konusuna değinmiş ki kuvvetle muhtemeldir...sakarya'nın, ilimbey köyü 93 harbi sonrası batum ve kafkas göçmenlerinin yerleştiği bir bölge ki Burak'larda kafkas göçmenidir.ayrıca hikayesinde geçen karakterlerden (ayılardan) birinin isminin gürcüce anlamına değiniliyor üstteki tanıtım (alıntı...) yazısında da...ilginçtir didman'ın ilk profesyonel çalışmalarından görülen çizgi romanı "cehennem kızı perun" daki perun ismi de (ne kadar bilerek veya bilmeyerek kullanılmıştır bilinmez çünkü dizinin yazarı tuğrul tuna'dır) kafkas halklarının bir kısmınında yabancı olmadığı ve özelliklede slav mitolojisinin başta gelen ilahlarından birinin adı seçilmiştir...ve 2000'ler de çizdiği "eli kılıçlı ve gözü kara" ulçe'sinin 1973 yılındaki ön çalışması gibidir,perun...
aşağıda 1973'te yayınlanan "perun"dan bir alıntı
(https://c1.staticflickr.com/9/8088/29350630544_e60e129df7.jpg)
"ayılı adam"'ın ilginç bir yönüde 91-92'de sadece 2 sayı çıkan "rr resimli roman" dergisinde başlanmasına rağmen tamamlanmasının ancak 2000'leri bulmasıdır..evet arada "akrep in gölgesi" bilim kurgu serisindeki yayınında da yarım kalmıştır..
not: hıbır'ın ana kadrosunun (ergün gündüz,sarkis paçacı,irfan sayar...) ve nitelikli çizgi romanlar yapma iddiasında olan yazar-çizerlerin girişimiydi bu dergi...dikkat ederseniz "çizgi roman" değil "resimli roman" demişlerdi ;) )
(https://c6.staticflickr.com/9/8531/29978087885_6a618bfd27.jpg)
Ferzan'ın bahsettiği diğer bir Didman öyküsü ise yine hıbır tayfasının çıkardığı (ve özlemle hatırlanan :) ) bir çizgi roman dergisi olan "joker"'in yayınının son bulmasıyla (18. sayıda...) 10. sayfası ile yarım kalan ve hıbır dergisinde devam edebilen "nemrut güneşi"dir..
(https://c1.staticflickr.com/6/5037/29350629864_4fbc164bee_b.jpg)
yukarıda joker'de yarım kalan öyküden bir sayfa..
not:joker dergisi 92-93 yıllerında haftalık olarak 18 sayı çıkmıştı...
altta Didman'ın 1980'lerde güneş gazetesinde çizdiği günlük bantlardan örnekler
(https://c1.staticflickr.com/9/8332/29684342160_8a3f3df7e6.jpg)
80'lerin ilk yarısında (yani tam bizim milliyet çocuk ve tercüman çocuk müptelası olduğumuz dönemde ;) ) Ersin Burak öncülüğünde çıkan iki çocuk dergisinde de (hürriyet çocuk ve günaydın çocuk) Yalçın Didman imzasına rastlarız...hem çizgi tipler hazırlamış (figencik) hem de vinyetlere imza atmıştır
not:her 2 dergide simavi ailesine aittir o dönem ve Ersin Burak "yayın yönetmeni" veya "yazı işleri müdürü"dür...Burak usta amerikan,italyan,fransız-belçika ve italyan okuluna dahil harika çizgi romanlar yayınlamış,yerli yazar ve çizerleri de katarak o zaman uzun soluklu olamasa da, bugün içeriğinin değeri meraklıları tarafından takdir edilen dergiler hazırlamıştır...
(https://c1.staticflickr.com/8/7476/29350656384_5ceb417605_z.jpg)
(https://c3.staticflickr.com/9/8172/29684341570_e5e3800763_b.jpg)
önemli not:Didman'ın bizzat doğu karadeniz gezilerinde topladığı dökümanlarla hazırladığı rivayet edilen "aynalı teke" çizgi romanıda 80'lerin ortasında güneş gazetesinde yayınlanmış ve meraklılarınca ayrı bir yere konan çalışmasıdır...
Nemrut Güneşi ne kadar da güzel, ne kadar da göz alıcı bir görsellikte...Dergilerde kalmış olması çok yazık...Aynalı Teke tefrikasının da bir örneğine rastlamıştım bir yerlerde ama bulamadım...Bir parça daha İsmail Gülgeç aromalı, hoş bir tefrika diye aklımda kalmış...
Aslında Ayılı Adam'ın 2 farklı giriş sayfaları var diye biliyorum.
Dergilerde kalan giriş sayfaları ile albümde olan giriş sayfaları farklıdır,tekrar düzenlenip basılmıştır.
Nemrud Güneşi bence de harika bir iş.
Albüm olarak basılmamış olması ne acı
Rodeo ikinci bir Yalçın Didman albümü olarak çıkarsa ne güzel olurdu.
yukarıda alıntıladığım hürriyet'teki söyleşide (sanırım 2008'de) "ayılı adam"ın 2. albüm hazırlığından (niyetinden ;) ) bahsedilmiş ancak öyle kalmış
(https://c8.staticflickr.com/9/8210/29978130335_56dae10444.jpg)
fotoğrafta soldan sağa: Yener Çakmak-Yalçın Didman-Ersin Burak,Tuzla'da sergide-15.06.2011
not: resim raşit yakalı'nın blog'undan alındı
Son İstanbul seferimde Kadıköy Büyülü'de incelemiş, emin olamayıp, almanın ucundan dönmüştüm. Bak sen şu tanıtımlara :)
Ekolojik felaketler konusu hep ilgimi çekmiştir, daha geçenlerde Eco Warriors isimli bir albümü okuyup bayılmıştım. Sayıları zaten çok az olan Türk ÇR albümleri arasında nadiren ilgimi çekenlerden biri oldu buradaki tanıtımlar sayesinde. Bunun da ötesinde Hürriyet Çocuk Magazin en favori çocuk dergimdi o dönemler ve severek okuduğum Mikrop Savaşı hikayesini de Yalçın Didman'ın resimlediğini öğrenmiş oldum. En azından ülkemiz için orjinal ve öncü olan böyle eserlerin devamının gelmemesi üzücü. Yalçın Didman gibi bir değerin kıymetinin daha fazla bilinmesi gerekir diye düşünüyorum. ilk fırsatta bu ÇRı edineceğim.
Bu başlığa katkıda bulunan herkese başta Yunusmeyra olmak üzere teşekkürler.
Benim de senelerdir fiyatı yüzünden uzak durduğum bir çizgi romandı. 40 tl, yayımlandığı yıl da düşünüldüğünde gerçekten çok uçuk bir fiyattı. şimdi uygun bir fiyata düştüyse alabilirim.
Ben etiket fiyatından yeni aldım nadir bulunmasına rağmen. Boyutundan ötürü evde okunacaklar arasında.
Kertenkepelex'te varmış. Nefes ve Düş ile birlikte siparişini verdim.
Europe Comics'te 2 cilt olarak yayınlanmış:
http://www.europecomics.com/serie/the-man-with-the-bear/
Türkiye'de yok(
Alıntı yapılan: allan quatermain - 30 Ağustos, 2020, 03:41:56
Europe Comics'te 2 cilt olarak yayınlanmış:
http://www.europecomics.com/serie/the-man-with-the-bear/
Bu haber için teşekkürler, ben de resimleri ekleyeyim.
(https://live.staticflickr.com/65535/50287388416_672e420911_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286712628_49341ca6e7_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287539872_6d02dc75c7_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287387446_3f7947997a_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287539252_c5a63007f8_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287538932_71fb92a28f_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287386461_eb149475ef_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287386121_5a264e378c_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287385806_0724a45863_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286710308_89e10f48a1_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286709908_411b0a8a84_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287384716_0343c15cfb_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286709243_4f1d25b685_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287384031_944c9673b8_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287383706_6ed43fa07e_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287383521_1d1609ec3d_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286707878_ec45ee4a4b_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287382926_1124ec0ac0_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50287534822_796ec664d6_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/50286706978_6bba965eae_b.jpg)