FX ekranlarında yeni bir komedi dizisi, Felekten bir gece(Hangover) serisinden yakından tanıdığımız "Zach Galifianakis" yer alıyor. Kariyerinde birçok filmde rol almış veya çekimlerini yönetmiş ünlü yıldız rol aldığı dizinin senaryosunu Louis C.K. ile birlikte hazırlamıştır. Alanında iddialı bir giriş yapan yapımın 1. sezonunda 11 bölüm yer alırken tüm bölümlerde rol alan tek oyuncudur. Yönetmenlik koltuğunda ise Tim and Eric Awesome Show, Great Job! (2007), Portlandia (2011) ve Saturday Night Live (1975) filmleriyle kariyer yapmış genç isim Jonathan Krisel yer almaktadır
Paris'in prestij sahibi bir okulunda palyaçoluk eğitimi alan Chip Baskets başarısız bir yıl geçirerek eğitimini tamamlamayı başaramaz ancak hayallerinde iyi bir palyaço olmak vardır. Eğitimi ne kadar başarısız olsa da hayallerinin peşinden gitmek konusunda kararlıdır. Kendini geliştireceği ve iş imkanı sunan bir şirketle anlaşarak California yolculuğuna çıkması hayatında önemli değişimlere neden olacaktır. Başarısız bir palyaço'nun dramatik komedi hikayesi anlatılmaktadır
https://youtu.be/75J5FEq6Jn0
Komedi değil de komedram diyelim izleyecek olanlar beklentilerini ona göre ayarlasın :) İlk bölüm sonrası diziyle ilgili düşüncem, izlenebilir bir dizi olduğu yönünde. Henüz ilk bölümde hem komedi dram dozu düşüktü bence ama ilerleyen bölümlerde ikisinin de dozunun artacağını düşünüyorum. Martha karakterine dikkat.
Dipnot : Baş karakterimiz Chip Baskets'ın annesi rolünde Louie Anderson'ı görüyoruz. Evet kadın rolünü bir erkek oynuyor. Çocukluk yıllarını anlattığı "Life With Louie" isimli çizgi dizi yayınlanıyordu 2000'li yılların başında. Kendisini oradan hatırlıyorum ben.
Bölüm:1 (Güncel) Chip'in tüm hayatı palyoça olmaküzerine kurulu.Ama tüm kişiliği yerlerde sürünen basiretsiz,pısırık,ezik bir insan
Onu seyrederken ruhum karardı
Bölüm Notu:5/10
Dizinin 2. ve 3. bölümlerini peş peşe izledim. Hani bazı diziler vardır, çok sevdiğiniz dizilerden değildir ama bilmediğiniz birşey sizi bağlar ve izlersiniz ya işte bu dizi de benim için o kategoride şimdilik. Komedi dizisi olarak ele alırsak beni güldürmüyor. Ama beni diziye bağlayan birşeyler var sanki bırakmak da istemiyorum.
ilk bölümde içim kararmıştı (Dizinin kötülüğünden değil bölümün karamsarlığından.Hele başrol oyuncusunun canlandırdığı kişinin pasifliği insanı isyan ettiriyor) Ama bir sanş daha vereceğim
7. bölümü izlerken çok sıkıldım. 7 bölüm sonunda net olarak söyleyebilirim ki komedi değil drama. Bir bölüm "aaa güzeldi bu bölüm izlemeye devam edeyim" dedirtiyor, diğer bölüm sıkıntıdan patlatıyor. Kalan 3 bölümü izleyip sezonu bitirince bir kez daha yazacağım. Normalde bugün izleyecektim ama 7. bölümden sonra hevesim kaçtı.
Dün akşam kalan 3 bölümü izleyip sezonu bitirdim. Komedi beklentisiyle izlemeye başladığım bir dizi olduğu için bende hayal kırıklığı yarattı haliyle. Bölümler ilerledikçe tamamen drama döndü hatta dramın dibine vurdu dizi. İlk bölümü izledikten sonra Martha'nın komedi faktörü olacağını düşünerek Martha'ya dikkat demiştim, o da olmadı. Martha pasif kaldı hatta zaman zaman uyuz etti beni.
Küçükken babasını kaybetmiş, hayatı boyunca ikizinin gölgesinde kalmış, ailenin evlatlık çocuklarının başarıları kendini daha da boş ve değersiz hissetmesine sebep olan, hayali palyaçoluk olan ama bunda da başarılı olamayan tam anlamıyla gerçek bir kaybedenin dramı ilginizi çekerse 1-2 bölüm şans verip kararınızı verin. Komedi beklentisiyle kesinlikle ama kesinlikle izlemeyin.