Geçtiğimiz yıllarda yeniden Marvel'a dönen Conan, çok geçmeden Titan Comics'e geçti. Sebebi nedir bilmiyorum. Marvel en son Conan'ı bir Avengers takımına koymuştu. ;D Neyse, Conan'ın yeni serisinin ilk sayısı Temmuz'da çıkacak. Ondan önce Mayıs ayında gerçekleşecek olan Beleş Çizgi Roman Günlerinde bir merhaba diyecek. Yeni serisinin yazarı Jim Zub, çizeri ise Roberto De La Torre. Çizimleri bayağı güzel. Hatta John Buscema çizmiş gibi duruyor. Marmara Çizgi umarım basar.
https://www.comicsbeat.com/conan-the-barbarian-1-preview-titan-comics/
(https://live.staticflickr.com/65535/52861111110_69e40e4ae3_o.jpg)
İçin resimleri de kapak gibiyse Buscema dirildi, biz de yaşadık demektir.
Kapak şahane eski Conan kapağı gibi.
Marvel/DC gibi kapağı iyi yapıp içeriyi boş vermişler mi acaba diye şöyle bir baktım.
Evet çizer işinin ehliymiş. Hatta Buscema tadı aldım.
(https://live.staticflickr.com/65535/52860130232_5919816184_o.jpg)
Sonunda genç kuşakta gercek bir Conan cizeri cikmis.
Alıntı yapılan: KenParker - 28 Nisan, 2023, 18:11:11Marvel/DC gibi kapağı iyi yapıp içeriyi boş vermişler mi acaba diye şöyle bir baktım.
Evet çizer işinin ehliymiş. Hatta Buscema tadı aldım.
(https://live.staticflickr.com/65535/52860130232_5919816184_o.jpg)
Bu çizim sadece Buscema takliti olabilir, sanki Buscema çizmiş gibi...
Aşağıdaki linkten iç sayfalara bakabilirsiniz.
https://www.comicsbeat.com/conan-the-barbarian-1-preview-titan-comics/
Evet baktım, teşekkür ederim, bu çizimler orijinal, Filipinlilerin dokunmadığı Buscema çizimlerine çok benziyor,
(https://live.staticflickr.com/65535/52860169352_8af79b206d_o.jpg)
Buscema'dan sonra Mike Deodato çizimlerni en çok beğendim.
Carry Nord çizimlerni pek beğenmemiştim.
Neyse, Titan Comics Conan'ımız hayırlı olsun ve umarım önümüzdeki daha çok yıllar Conanı okuruz,
sonunda ilk iki sayiyi birden edinip okuyabildim. cizimler bir harika; Buscema'dan once de Conan cizildi sonra da ama en ikonik halini onunla buldu. Ikinci sayinin arka kapaginda "Buscema-inspired artwork" demis ama De La Torre'nin cizimleri bunun da otesinde. Cocuklugumun Conan'ini bulmus gibi sevindim.
(https://live.staticflickr.com/65535/53207790348_e9a68af426_c.jpg)
Hikayeye gelince henuz birsey demek icin oldukca erken, Kimmerya'dan ciktiktan 8 sene sonra yine Kimmerya sinirlarina yaklasan Conan her tarafi kasip kavuran bir zombie ordusuyla karsilasir. Bunlar kayip bir Pick kabilesidir ama ancak bu kadarini ogrenmektayiz ilk iki sayida. Zombilesme meselesi artik bikkinlik verse de bir de yeni Conan cizimleri icin kredi aciyorum :D
takip edecegim seriyi.
alternatif kapaklar icin :
https://forbiddenplanet.com/catalog/?q=conan
Takibe takip ;D
Heyecan verici. Marveldaki öykü de pek matah değildi. Dark horse, marvel ve titan... Conan bir sekilde devam ediyor. Yüksek prodüksiyonlu bir dizi veya sinema filmi çekilene kadar da farklı yayınevleri ve kisa serilerle devam eder. Crom, yayinevlerini say!
Alıntı yapılan: kharon - 22 Eylül, 2023, 00:17:06(https://live.staticflickr.com/65535/53207790348_e9a68af426_c.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53225879197_1a7a33b101_b.jpg)
Dela torre müthiş bir iş çıkarmış aynı asterix de conrad'ın yaptığı gibi çizgileri buscema dan ayırmak neredeyse imkansız bayıldım.
Kapakta VILLARUBIA da yazıyor, bu José Villarrubia, renklendirmeyi yapan odur, renklenderdiği Conan maceralarnı okumuşumdur.
Wikipedia:
José Antonio Villarrubia Jiménez-Momediano (17 Kasım 1961 doğumlu) - profesyonel olarak José Villarrubia olarak bilinir - Amerikan çizgi roman endüstrisinde, özellikle de renk uzmanı olarak önemli çalışmalar yapan İspanyol-Amerikalı bir sanatçı ve sanat öğretmenidir.
Dilerim Türkçe basılır.
Alıntı yapılan: Rossi - 01 Ekim, 2023, 21:10:09Dilerim Türkçe basılır.
Geçenlerde bunu sordum Marmara'ya. Henüz böyle bir plan yokmuş. Öncelikle Marvel'daki son dönemini tamamlamak gayretindeler.
Bu serinin 9. fasiküle kadar olan sayılarını edindikten sonra (bu ay 11. sayısı çıkmış) ilk 4 sayısına yayılan tam macerayı dün akşam bitirdim.
Öncelikle senarist Jim Zub, Marvel'daki performansının aksine daha ciddi (bana göre en azından) ve derli toplu bir iş çıkarmış. Tabi çizer Roberto De La Torre değil de başkası çizseymiş hikaye bu denli makul gelir miydi bana, bilemiyorum. Kısaca tanıtmak gerekirse;
Conan, Akilonya yakınlarında kendi halinde bir sınır yerleşiminde gecelerken Brissa adında savaş boyaları sürmüş bir Pikt kadını dörtnala gelir ve alelacele yerleşimi terk etmeleri için oradakileri uyarır. Yerleşimciler hemen paldır küldür evlerini terk etmek istememektedir ama batıl inançlı bir barbar olan Conan, tekinsiz bir şeyler sezmektedir. Nitekim sakin geceyi karartan ve şekilde şekile sokan kara bulutlar da hayra alamet değildir. Brissa, Conan'ı diğerlerinden farklı kılan barbar aurasını ve bilhassa belindeki ganimet Pikt kılıcını fark etse de, bunların bir önemi kalmaz. Artık yerleşimden ayrılmak için geç kalmışlardır ve tozu dumana katarak koşan koca bir Pikt kabilesinin, Brissa'nın lanetlenmiş kabilesinin saldırısına hazırlanırlar. Hemen fark edemedikleri ve Brissa'nın neden onlarla beraber olmadığını sorgulamaya fırsat bulamadıkları detay ise, üzerilerine gelen savaşçılarının hiçbirinin hayatta olmaması gerçeğidir. Hangi büyünün ya da lanetin sonucudur bilinmez, garip parıltılar saçan gözleriyle ve zaman zaman gökte bir boşluğa bakarak bilinmeyenden aldıkları komutla şuursuz gibi görünen ama organize hareket edebilip savaşçı yeteneklerini kaybetmemiş bir ölmeyenler ordusu ile karşı karşıyalardır. Ne var ki ölmeyenler sadece o yerleşkeye değil, civardaki pek çok yere saldırmaya başlamıştır ve saldırıya uğrayanlar arasında dağlık Kimmerya'nın güneyinde, uygarlığa nispeten daha yakın bir kaç Kimmerya yerleşimi de bulunmaktadır. Bunu anladığı noktada Conan, kaçış yönünü aksi istikamete kaydırmak zorunda kalacak, gerekirse tehlikedeki soydaşları ile birlikte aynı kaderi paylaşmaktan çekinmeyecektir. 5-6 sene önce henüz 15 yaşındayken Vanaheim'e saldıran Kimmeryalılar'ın en önünde çarpışmış olan genç irisi Conan'ın, şimdi genç bir erkek olarak kendi insanlarına sırtını dönmesi söz konusu bile olmayacaktır. Brissa ise kabilesinin tüm insanlarını kaybettiği için bu ölüm yolculuğunda Conan'a yoldaşlıktan ve silah arkadaşlığından daha fazlasını sunacaktır.
Biraz Roberto De La Torre'den bahsetmek istiyorum. Bu abiyi daha Conan, Marvel çatısı altındayken fark etmiştim. Conan The Barbarian 25. sayıda (orijinal 300 oluyor eskinin devamı kabul edilirse, bizde de Marmara Çizgi'nin bir sonraki basacağı fasiküller arasında olacak) ve yine aynı sene Conan King-Size teklisinde kısa öykülerle iki kez boy göstermişti. Yıllardır John Buscema ardılı bir Conan çizeri bekleyenlerden biri olarak yakın geçmişte bu beklentimden vazgeçtiğim bir sırada John Buscema ardılı değil, John Buscema reenkarnasyonu ve hatta Buscema'dan bile daha Buscema olabilen bir Conan çizerine toslayınca önce sevindim, sonra fazla doyup soğudum, aralıklarla hem çok sevip hem çok soğudum Buscema'nın aynısı diye, benim de ayarımı bozdu :) ama nihai yaklaşımım, "Allah nazarlardan saklasın" seviyesinde şu an için. Diğer yandan, De La Torre kendini Buscema usulü Conan çizmeye adamış biri değil. Sadece Conan söz konusu olduğunda Buscema donuna kusursuz bir şekilde girdiğini fark ettim. Marvel ve DC için bambaşka projelerde yer almış kariyeri boyunca ama gayet de kendine has ve biricik bir tarzı var, Buscema stiliyle alakası yok. Bu noktada De La Torre'nin başka projelerinde kendisi olup sadece Conan konseptinde Buscema pekiştiricisi olduğu gerçeği elimde kalıyor ki, bu da kendisine daha fazla saygı duymamın yegane sebebi. Sapla samanı ayırt ediyor, kendi tarzını koruyor, ama bir Conan tutkunu olarak da Buscema stilini kusursuz bir şekilde sadece Conan söz konusu olduğunda devam ettiriyor.
Bir sonraki dört sayılık macerayı başka bir çizer çizmiş, evvelce Punisher Max'ten tanıdığım ama Conan'da donuk bulduğum Doug Braithwaite. Belki okurken farklı düşündürtür ama 5 ile 8 arası sayılarda kendisi eşlik ediyor öyküye. Bakalım bu ikinci macerada Jim Zub'un çıkardığı iş gene kabul edilebilir mi gelecek, yoksa Braitwaite çizgileriyle Zub'un ipliği Marvel'daki gibi pazara çıkıp da tüm hünerin De La Torre görselliğinde olduğu gerçeğiyle mi yüzleşeceğim, göreceğiz.
Göz hakkına buyurun;
(https://live.staticflickr.com/65535/53768598711_c1bba3eb2d_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53768598706_9387b4ab3a_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53769018890_af480575ca_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53768927379_89e81324cd_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53767687837_c7d10966c8_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53768598731_2035107545_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53768795228_1dd814e36d_b.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53767688757_3f568b68f0_o.jpg)
(https://live.staticflickr.com/65535/53768926284_da35c9067e_c.jpg)
Alıntı yapılan: ferzan - 01 Haziran, 2024, 13:10:48Conan The Barbarian 25. sayıda (orijinal 300 oluyor eskinin devamı kabul edilirse, bizde de Marmara Çizgi'nin bir sonraki basacağı fasiküller arasında olacak)...
Marmara Çizgi'nin bu diziyi yayınlayacak olması güzel haber... Çizimler de "Conan gibi Conan" olmuş (sonunda); Buscema'yı epeyce andırıyor... Bu güzel haber için teşekkürler...
Alıntı yapılan: Kuzgun - 01 Haziran, 2024, 15:19:00Marmara Çizgi'nin bu diziyi yayınlayacak olması güzel haber... Çizimler de "Conan gibi Conan" olmuş (sonunda); Buscema'yı epeyce andırıyor... Bu güzel haber için teşekkürler...
Merhaba, basacağı kanısına nereden bardınız?
Alıntı yapılan: Sinan Başak - 01 Haziran, 2024, 17:28:15Merhaba, basacağı kanısına nereden bardınız?
"ferzan" nikli üyenin iletisinden alıntı yaptım. Bir önceki iletide açıklamış.
Alıntı yapılan: Kuzgun - 01 Haziran, 2024, 15:19:00Marmara Çizgi'nin bu diziyi yayınlayacak olması güzel haber... Çizimler de "Conan gibi Conan" olmuş (sonunda); Buscema'yı epeyce andırıyor... Bu güzel haber için teşekkürler...
Yanlış yönlendirmiş olmamak için biraz daha açayım;
Kastettiğim, Marmara Çizgi'nin halihazırda yayınlamakta olduğu Marvel dönemi (2019-2021) Conan The Barbarian serisinin 25. ve son sayısıydı. Şu ana kadar 23 sayısı bizde yayınlandı, Marmara Çizgi iki sayı daha çıkaracak. Roberto De La Torre'nin çizgilerini kısa bir öykü vesilesiyle bu sayıda (25. sayıda) Türkçe olarak okuyabileceğiz. Bunun haricinde bir de yine Marvel dönemi King-Size Conan teklisinde çizdiği bir kısa hikaye daha bulunuyor. Bu sayı da bizde basılır mı basılmaz mı bilmiyorum. Titan Comics öncesi De La Torre'nin kısa öykülerle yer aldığı Conan sayıları, bildiğim kadarıyla bunlar. Titan Comics Barbar Conan serisinin bizde basılıp basılmayacağı belirsiz ne yazık ki. En azından benim herhangi bir bilgim yok.
Bence basılır ama bu sene değil.
Çizimler çok güzel. Eski versiyon:)
Alıntı yapılan: ferzan - 01 Haziran, 2024, 18:03:15Yanlış yönlendirmiş olmamak için biraz daha açayım;
Kastettiğim, Marmara Çizgi'nin halihazırda yayınlamakta olduğu Marvel dönemi (2019-2021) Conan The Barbarian serisinin 25. ve son sayısıydı. Şu ana kadar 23 sayısı bizde yayınlandı, Marmara Çizgi iki sayı daha çıkaracak. Roberto De La Torre'nin çizgilerini kısa bir öykü vesilesiyle bu sayıda (25. sayıda) Türkçe olarak okuyabileceğiz. Bunun haricinde bir de yine Marvel dönemi King-Size Conan teklisinde çizdiği bir kısa hikaye daha bulunuyor. Bu sayı da bizde basılır mı basılmaz mı bilmiyorum. Titan Comics öncesi De La Torre'nin kısa öykülerle yer aldığı Conan sayıları, bildiğim kadarıyla bunlar. Titan Comics Barbar Conan serisinin bizde basılıp basılmayacağı belirsiz ne yazık ki. En azından benim herhangi bir bilgim yok.
Sanırım heyecan yapmışım... :D
Alıntı yapılan: Kuzgun - 01 Haziran, 2024, 21:40:12Sanırım heyecan yapmışım... :D
Olsun, totem yapmış olalım. Yayınlanırsa kendimize pay çıkarırız. :)
Bizde Yayınlanır diye orjinal seriyi almiyorum ama sanırım daha fazla dayanamayacağım.
Titan'dan çıkan Savage Sword of Conan serisinide incelemeni tavsiye ederim. Umarım Titan
bu atmosferi bozmadan devam eder. Bu benim yıllardır beklediğim bir şey.
Evet, genelde fumetti okurum ama Conan'ın gönlümdeki yeri bir başkadır. Bir zamanlar okul çıkışı karşı kaldırımda tezgah açan abi'ye (abi derdim kendisine, adını hiç sormadım) her gün Conan'ın yeni sayısını sorardım. Abi de hiç sıkılmaz, her gün sabırla yanıtlardı. Hani şu Alfa'nın yayınladığı ve benim -bugün- Conan'a hiç yakışmadığını düşündüğün cep formatındaki Conan'lar. Fumettileri babam alırdı (Mister No hastasıydı rahmetli; Martin Mystère de çok severdi) ama ben Conan'ları kendi harçlığımla, sıfır ve gıcır gıcır alırdım (tabi Zagor'u da es geçmezdim).
Ve... Conan'ın anlatımındaki o edebi ve destani anlatım tarzı ayrı bir tattı benim için. Hala da öyle ama günümüz Conan'larının, "Conan The Barbarian" ve "The Savage Sword of Conan" tarzını yakalayamadığını da belirtmeliyim (en azından benim için). Bu yüzden Titan'ın bu yeni dizisinin çizimleri beni oldukça heyecanlandırdı. Çizimler o eski Conan tarzını yansıtıyorsa, anlatım tarzı da yansıtacaktır diye de düşündüm, umdum...
Babanızın mekanı cennet olsun. Ben ölünce kızım da en çok Mister No yu severdi der sanırım.
Alıntı yapılan: Rossi - 02 Haziran, 2024, 20:22:53Babanızın mekanı cennet olsun. Ben ölünce kızım da en çok Mister No yu severdi der sanırım.
Dostlar sağ olsun... Teşekkür ederim...
Birkaç gün önce Conan The Barbarian (Titan Comics / 2023) #5, #6, #7 ve #8 nolu sayılara yayılan ikinci macerayı okudum. Anladım ki Jim Zub bunu da p.ç edecek gibi. İttire kaktıra ilerledi. Çok sıkıldım diyemem ama bir sayı daha uzasaydı cidden pişman olabilirdim. Abonelik başlattığım ilk orijinal fasikül serim diye devam ediyorum.
İlk 4 sayıda çizer koltuğunda olan mükemmel düzeyde Buscema ardılı Roberto De La Torre, sonraki 4 sayı içim yerini Doug Braitwaite'e bırakmış. Yıllar önce Punisher Max'ten aşina olduğum ve pek çok comicste adı geçen bu yetkin arkadaşın Conan yorumu da, Hiborya Çağı görsel anlatımı da gayet ikna edici. Hatta Zub iyi bir hikaye çıkarsa çok daha parlayacakmış ama tek başına sadece hikayeyi eli yüzü düzgün hale getirmiş. De La Torre ise Buscema'dan daha Buscema olan adeta fan-service tarzıyla en dandik senaryoyu bile okunası hale getiriyor, o ayrı konu.
İkinci macera, Conan'ın yaşamındaki önemli bir dönüm noktasının hemen sonrasında başlıyor. Belit'in naaşını Tigres'in güvertesinde ateşe verip sonsuzluğa uğurladıktan (spoiler değil, on yıllar evvelinde Conan'ın en bilinen mevzularından biri) sonraki haftalarını görüyoruz. Zamora'da, Shadizar'da ve nice tekinsiz kentin sefil gettolarında hırsızlıkla cebini doldurup her şeyi unutana kadar sarhoş oluşunu, yine bir iki ortağıyla tekrar işe çıkana kadarki sisli zihnini görerek başlıyoruz. Yeni aldıkları iş Conan için diğerlerinden farksız gibi görünse de, ufak grubundaki meslektaşlarının hayatına ve kendi ruhuna malolma potansiyeli taşımaktadır. Olaylar gelişir.
Anlıyorum, Jim Zub da kendi "era"sını, kendi Conan hikaye evrenini kurmaya çalışıyor ama (ilk sayılardan başlamıştı) ben şimdilik içine giremiyorum. Dediğim gibi sadece abonelikten ve çizerlerinden ötürü devam edeceğim gibi görünüyor. Bir sonraki dörtlüde (#9-#12) De La Torre geri dönüyor. Bakalım gene olduğundan daha güzel hale getirecek mi, yoksa onun çizgilerine rağmen boğacak mı göreceğiz.
Serinin #9, #10, #11 ve #12 nolu sayılarına yayılan üçüncü macerayı okudum. Jim Zub, hem kitap ve çizgi roman evreninin, hem de film evreninin mirasına sahip çıkarak kendi farkını koyma çabasına ve kendi destansı yolunu çizme coşkusuna devam ediyor ama ben gene tam ikna olmuş değilim. Bir önceki dört sayıda yer alan ikinci maceraya göre kesinlikle daha akıcı bir macera, üstelik ilk macerada olan bazı olaylar ve karakterlerle ilgili uzaktan bağlantılar ve olay ardışıklıkları devam ediyor. Kesinlikle bir "Jim Zub Era'sı" var diyebiliriz bu seride, ilmek ilmek de örülmeye devam ediyor ama dediğim gibi, ben halen ikna olma sürecimi tamamlayamadım.
Daha önce Piktler ve onların proto-Pikt ataları bu denli irdelendi mi Conan maceralarında hatırlamıyorum. Öyle çok abartılı bir irdeleme de değil ama ilk maceradaki Pikt savaşçı kadını Brissa sonrası hem Piktlerle, hem de Brissa'nın ataları bazında Pikt halkları geçmişiyle bir bağımız oldu. Normal şartlarda Pikt dediğin şey ilkel, hayvani ve görüldüğü yerde katli vacip ehlileştirilemez bir halktır Conan'da. Bir tek "Kara Nehrin Ardında" macerasında o denli içlerinde girmiştik diye hatırlıyorum ama bu kez bir duygusal bağ ve kader ortaklığı da kurulmuş durumda.
Bilmemkaç yüzüncü göbekten Brissa'nın atalarından bir Pikt savaşçısı ile Conan arasında kurulan bağ, Atlantisli Kull, Fil Kulesi macerasında ki kadim yaratık Yara'nın, Conan'ın belleğinde gördüğümüzden daha fazla yer edişi ve Thulsa Doom faktörü gibi tam anlamıyla aşurelik bir kombinasyon içeren bu macerayı okunabilir kılan elbette Torre'nin akıcı ve Buscema'nın kendisine bile burun kıvırtan Buscema üstü Buscemavari görsel anlatımı yanı sıra hikayenin de bu alacalı beleceli şaşırtıcılığı oldu. Her şey bittiğinde; "Bu neydi ki şimdi? Ne okudum acaba ben?" dedirtse de, Titan Comics Barbar Conan serisi kredim inatla tükenmemeye devam ediyor. Muhtemelen 24 sayı olana kadar da bu kredinin kırıntıları idare edecek ama sonrası için bir şey diyemiyorum.
Serinin 4. macerasını da dün okudum. Yakın bir zamanda elime geçen #16 ile birlikte #13, #14, #15 ve #16 nolu sayıları pazar öğleden sonrası okumalığı yaptım.
Serinin ilk 4 sayısındaki ilk macera haricinde giderek düşen modumu önceki iletilerimde belirtmiştim. Jim Zub kendi döneminin farkını koymaya çalışıyor ve Conan'a yeni bir saga örmeye çalışıyordu ama bunu yaparken eline yüzüne bulaştırıyordu. #13 - #16 arası son okuduğum dörtlüde ise bu inşaaya bir mola vermiş. REH'in özgün hikayelerinin birinden yola çıkarak Conan'ın ergenlik ve erken gençlik dönemine dair bir yorumlamada bulunmuş. Ne var ki Buz Devinin Kızı Atali'yi de dahil etmiş. 2000'lerin başlarında Dark Horse 50'lik seride Kurt Busiek ile Cary Nord'un elinden çıkan çok daha iyi bir yorum varken lüzumsuz bir tekrardan öteye geçememiş. Üstelik odağı da belirsiz. Bir çocuk Conan görüyoruz, tanrısı Crom'u sorgulayan. Bir genç Conan görüyoruz Aesirlerle sırt sırta çarpışıp Wulfhere'nin akıncıları ile pusuya düşen ve Atali ile karşılaşan. Atali mevzusu üçüncü fasikülde zaten bitiyor, dördüncü kısıma (sayı 16) gene çocukluk ve yerel tanrı sorgulama kısmı kalıyor. O da hiç mi hiç tat vermiyor. Lal Kitap'ın 20 sene evvel Türkçe olarak bastığı Dark Horse 50'lik serinin kalitesini mumla aratıyor. Bence Jim Zub giderek tıkanacak ve tıkandıkça tüm tuşlara basmaya başlayacak. Yakında şu ana kadar yapılmış beşinci Fil Kulesi çizgi roman yorumlamasını görürsek hiç şaşırmayacağım ki bir önceki hikayede sinyalini verdi zaten.
Bu sayının çizeri, De La Torre ile dönüşümlü olarak dörder sayı dörder sayı boy gösteren siyahi çizer Doug Braithwaite idi. Tıpkı geçmişte Cary Nord'u, yakın geçmişte de Mahmud Asrar'ı gönülden kucakladığım gibi artık Doug paşayı da Conan çizimlerinde ayıla bayıla yorgun bağrıma basıyorum. Ama bir sonraki dörtlüde Roberto De La Torre'nin gelmesini iple çekiyorum. Jim Zub'u ise daha fazla görmek istemiyorum senaryo koltuğunda. Sanırım bir 8 sayı daha kredi vereceğim. 24. sayıdan sonra devam edip etmemeyi düşüneceğim.
Online olarak okunacak bir platform bulamadım. Ama ben Marvel'da bile Zub'un yazdığı bölümleri okuyamamıştım. Tempo olarak bir sorunu var. Yazdıkları ilginç değil. Ama Conan'ı seviyoruz, o ayrı.