Altın Madalyon

   Fumetti kahramanlarına bekarlık daha çok yakışır. Gezilecek yerler, görülecek "güzellikler" yaşanacak olaylar vardır. Ayrıca yan karakterler zayıf olduğu için uzun vadede bir ilişki zordur.
   Comics'lerin temelinde alt metin olarak pembe dizi mantığı sürer. Kimi sevecek, o onu sevecek mi? Ne zaman açılacak? Kız ne diyecek? Kız evet derse ilişki evliliğe gider mi (ki çoğunlukla gitmez) evlenirlerse sonsuza dek mutlu yaşarlar mı (ki yaşamazlar) vs. Superman az acı çekmedi bu nedenle, ya da Peter ? Çocuğun başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmez.
   Gwen'i sevdi, peşinden koştu, ilşki başladı. Norman Gwen'i öldürdü
   Kara kediyi sevdi, ilişki başladı, gizli kimliğini açıkladı, kedi ondan soğudu.
   Mary Jane'i sevdi, o da onu sevdi, ama örümcek adamdan korktu kaçtı. Evlendiler........Son bir gün (hayatımda okuduğum en salak macera ve düşünce) oldu.
   Eğer sonu böyle olacaksa müzmin bekar kalsınlar yeter

Evli ve eşine veya eşlerine sadık olmalılar. Bilhassa her akşam eve geç kalmamalı ve akşam yemeğinde ailecek birarada olmalılar.  Çoluk çocuk beraberce çay içilmeli ve o günün muhasebesi yapılıp öyle yatağa gidilmeli. Yok Dünya kurtarılacakmış yok haydutlar yakalanacakmış yok Kızılderililer ayaklanacakmış hiç kimsenin umurunda olmamalı. Öncelikle aile yuvasının huzuru dikkate alınmalı ve yan gelip yatılmalıdır.

Aslında bütün çizgiroman kahramanlarını zorla evlendirmek lazım. Ben merak ediyorum, öyle sokakta kabadayılık yapmak kolay da evde hanım elinde oklavayla beklerken Zagor, Mister No, Teks vs ne hale gelirler acaba? Tommiks hemen önlüğü bağlayıp mutfağa geçer, Çelik Blek'te hiç kuşkusuz o acı kuvvetini halı yıkamaya harcar.
Lilith yaşasaydı Teks de ayvayı yerdi zaten.

Buna nasıl yanıt vereceğimi bilemiyorum ki...

Peter'ın Mary Jane'in peşinde koşturduğu, Mary Jane'in ona 'Merhaba Kaplan' diyerek cilvelendiği yılları da severim, evlendikten sonraki hallerini de...

Conan'ın İlkel Çağların Elinden Bir Uçan Bir de Kaçan Barbarı dönemini de severim, Zenobia ile evlilik hikayelerini de...

Mister No evli olsaydı sevmeyecek miydik acaba ya da Asteriks çoluğa çocuğa karışsaydı...

O yüzden benim için farketmiyor kahramanımın medeni hali, yeter ki kendisinde o sıcaklığı yakalayabileyim...

Mclaren pilotu Hakkinen'in çoluk çocuğa karıştıktan sonra tur başına 0,1 saniye yavaşladığını ve bu durumun çocuğu olan sporcularda karşılaşılan bir durum olduğunu okumuştum bir yerlerde.

Öyleyse aramızda psikolog varsa soralım :

Evli ve çocuklu olmak insan doğasında daha bir tedbirli olmayı gerektiren bir dürtüye mi neden olur? Bu durumda kahramanımız evli ve çocuklu olması o bol adrenalinli hikayelerin inandırıcılığını baltalayan bilinçaltı kaynaklı bir düşünce yaratır mı? Aynı bilinçaltı karakterin yaratıcılarını kahramanlarımızı çoğunlukla bekar veya dul tasarlama yönünde tetikler mi?

Alıntı yapılan: pizagor - 08 Şubat, 2011, 01:19:42

Evli ve çocuklu olmak insan doğasında daha bir tedbirli olmayı gerektiren bir dürtüye mi neden olur? Bu durumda kahramanımız evli ve çocuklu olması o bol adrenalinli hikayelerin inandırıcılığını baltalayan bilinçaltı kaynaklı bir düşünce yaratır mı? Aynı bilinçaltı karakterin yaratıcılarını kahramanlarımızı çoğunlukla bekar veya dul tasarlama yönünde tetikler mi?

Fumetti kahramanları tam da dediğin gibi tasarlanıyor çoğunlukla Özgür.Bekar ve dul.Zar-zor
Martin'i evlendirdiler.Kızılmaske,Mandrake,Tarzan gibi çok eski tarihli comicslerin karakterleri
ise hep evli düşünülmüşler.Dönemsel olarak okuyucu beklentileri de önemli tabi..

Martin evlendi mi ne zaman ben okumayalı baya değişmiş demek ki.Bizde yayınlandı mı o sayı?

   Martin'in evlendiği çizgi romanda gösterilmiyor Güneş. Sadece bir macerasında (hangisiydi şu anda hatırlayamadım) dostlarını evlerinde toplayıp açıklama yapmayı planlıyorlar, ama Orloff onlardan önce davranıp sürprizi bozuyor. Böylece okuyucu olarak Martin ile Diana'nın gizlice evlendiklerini öğreniyoruz.
   Artık Kadıköyden Atlantis'leri sipariş etme zamanı gelmiş te geçiyor Güneş Bey. Ben bile bu sayıyı zamanında okumuştum ki ben yaklaşık bir yıldır Martin almıyorum. ;)

Abi en son KM 5'i aldım, gerisi ekonomiye takıldı :D Birde AD yayıncılığın hepsi var o kadar.

Çok severim aslında Martin'i ama sen bıraktıysan kesin sıkmıştır. İtalyanlarda sıkılmış anlaşılan baş göz edip kurtulmak istemişler.

Çizgiroman kahramanımı bekar görmek isterim... Onu başkasının kollarında görmeye dayanamam. Aahh Sonja! Kızıl Sonja neredesin şimdi sen... Kimbilir kimlerlesin? ;D

Bu da farklı bir bakış açısı... O kadar erkek kahramana koşullandırılmışız ki hiç kadınları düşünmemişiz. Şıklar bile erkek egemen!

Sonja konusuna gelirsek sevgili hipnoz, kılıç hünerimize güveniyoruz galiba :) Kılıç kalkan ekibindeyim falan sökmez hatuna :)

Alıntı yapılan: gunessemerci - 08 Şubat, 2011, 11:45:42
Abi en son KM 5'i aldım, gerisi ekonomiye takıldı :D Birde AD yayıncılığın hepsi var o kadar.

Çok severim aslında Martin'i ama sen bıraktıysan kesin sıkmıştır. İtalyanlarda sıkılmış anlaşılan baş göz edip kurtulmak istemişler.

Sevgili Güneş sadece KM serisinden takip ediyorsan devam. Marti amcanın evliliğini biraz zor görürsün.
Marti amcanın evlendiğini Lal yeni serilerindeki macera paragraflarından okuyoruz. Fakat düğünü ile ilgili bir maceraya bende rastlamadım.
Evli bekar olayına gelirsek, bencede kahraman bekar olmalıdır, Ama bazı maceralarında ona eşlik etmek üzere ve maceralara bir miktarda romantizm havası katmak için sürekli bir sevgiliside yanında  bulunmalıdır.

Sonya'nın bu konudaki tutumu hayli garip aslında.Tecavüzle bekaretini kaybetmis.Tanrıçaya verdiği sözün gereği "Kendisini adil bir karşılaşmada yenen erkeğe sunacak."Dişiyi elde etmek için savaş veren erkek hayvanın durumu ile benzer bir durum.Sonya'nın duyguları bu koşulla hadım edilmiş bir nevi..

Alıntı yapılan: darkwood - 08 Şubat, 2011, 14:08:12
[ Ama bazı maceralarında ona eşlik etmek üzere ve maceralara bir miktarda romantizm havası katmak için sürekli bir sevgiliside yanında  bulunmalıdır.

Aslında sevgilinin bir diğer görevi de başının sürekli derde girmesi (damsel in distress) ve kahramanın elinin altında onu belaya sokacak ve gerektiğinde kurtaracağı biri olmasıdır.

   Bence hepimiz bekar olmasını isteriz.Sonuçta bu kahramanları bizim yapamadığımız şeyleri yaptığımız için severiz.Mesala Örümcek Adam da kedi kadının sevgili olması Mary Jane ile olan evliliğinden daha güzeldir.
   Sonuçta heyecan katmıştır.Biz bekar severiz sonuçta adamın hovardasını severiz hovardalık yapamadığımızdan...

   Örümcek adam konusunda kesinlikle katılmıyprum. Bence Mary Jane Watson ile evlilik örümcek adamın hayatında ciddi düzelme sağlamıştır!!!! (Ne demekse?) Şaka bir yana, bence Peter için düzenli bir ilişki (hatta evlilik), hele Mary Jane ile ise bir gerekliliktir. Ayrıca Peter gerçek sorumluluk sahibi bir karakter olması ve elindeki azla yetinip, sahip olduklarının değerini bilmesi ile de evliliği ve mutluluğu hak etmektedir. Yani bence Peter ve Mary Jane evli kalmalı. Diğer kahramanlar çok önemli değil.

Süpermen'in Lois Lane ile evliliği mantığın zorlanması değil midir sizce de?Sonuçta iki farklı ırk söz konusu.

   Yapmayalım Engin Bey,
   Irkçılık yakışmıyor size. Kriptonlu olsa da o da bir insan!!!!!  :D ;D

Bilimsel sınıflandırma açısından Süpermen'e ya da Vampirella'ya insan demek ne derece doğru ki ? Kastettiğim ırkçılık değil.

   Biliyorum, biliyorum
   Superman'i bir kenara bırak bir android ile mutant evliliğine (vision ve scarlett witch) bir de çocukları oldu utanmadan.
    Superman ve Lois Lane ilişkisini uygun başlıkta tartışalım ne dersin?

Superman'in evliliğine hiç girmiyorum.Yarı tanrı birisi gitsin dünyalı biriyle evlensin.Şimdi bu bilimsel olarakta sıkıntı.Ya süperman'in güçlerini anne karnındayken alırsa çocuk ne olacak.İlk tekmede Lois ahiret yolcusu.Biraz biyoloji ve uzaylı bilim bilmek gerek bu senaristler hiç birşey bilmiyor valla.

Evlenmek ya da evlenmemek kahramanların  bileceği iş ben karışmam  ;D Şaka bir yana fumettiler bu konuda tamamen klişe kalıplar kullanıyorlar ama dediğim gibi bu konuda özel bir tercihim yok.

   Daha önce yazdığım gibi fumettinin temel kurallarında kahramanın müzmin bekar olması gerekiyor. Çok geziyorlar, farklı ortamlarda bulunuyorlar. Bu nedenle sabit bir aile hayatı onlara ters. Comicste yan karakter daha fazla ve daha lokal bir alanda maceralar geçtiği için duygusallık daha ağır basabiliyor. Bir comic olduğu halde tüm dünyayı gezen Conan'ın da en düzgün ilişkisi (barbar iken) Belit olmuş. Onda da gemide bütün Kush dolaşılmıştır. Ne zaman ki Conan'ın diğer ülkeleri de gezmesi gerekir Belit gibi biri bile öldürülür.

Çizgiroman kahramanı bekar olmalı  konusunda çoğu arkadaşa katılmakla birlikte, bazılarının evli olmasınında okuma zevki ve kahramanın karakter yapısına göre uygun olacağını düşünüyorum. Bu her ekol için bence geçerli olmalı.
Yani kahramanların %70 i bekar, %30 da evli olmalıdır şeklinde bir oran düşünebiliriz.  8)

    Kahramanın hayatının tümünün ele alınmasını yeğlerim...Sonradan dönüp dönüp eksik kalmış devrelerdeki olaylar için flashback niteliğinde öyküler yazılıp çizildiğinde de yadırganmamış olur böylece...Bildiğiniz gibi,evli-çocuklu bir okur ile 17'sinde delifişek bir okurun çizgiromandan çıkardıkları anlam farklı olabiliyor....Değer verdiğim bir abim,bir keresinde;Mr No,Zagor ve Blek'ten aldığı hazzın,yaşı ilerledikçe arttığından,dünya görüşüyle örtüştüğünden ve bazı erdemleri çok daha net algıladığından bahsetmişti...Keza,Örümcek Adam'ın merkezinde yerini alan anlayışın,yani büyük gücün büyük sorumluluk getirmesi olayından yaptığım çıkarımın da ortaokul zamanlarımdakinden farklı olduğunu düşünebilirim rahatlıkla...
    Şahsen bekar olmasını tercih ederim...Alışkanlıktan mıdır,yoksa 20li yaşlarda oluşumdan mıdır,bilinmez ama evliliğe de öcü gözüyle bakmam...Kahramanlarımda da yakın bir anlayış yakaladığımda mutlu olurum...Thorgal'ı ele alırsak,tekil başladığı serüvenleri sonradan bir aile babası ve eş olarak devam etti...Zaten yerine oğlu geçmiş bildiğim kadarıyla sonradan...Thorgal okurken,ailesi için endişelendiğim olmuştur...Kendimi koyarım yerine,ben olsam bu denli soğukkanlı davranabilirmiydim acaba diye...Ürpermekle birlikte o sorumluluğa bir okuyucu olarak beni de dahil ettiği için zevk alırım...Ama Zagor'da yadırgarım bunu...Blek'te de...Ne de olsa,hatları kesin olarak belirlenmiş yarım yüzyıllık seriler...Ama genel tercihim,karakterin yaşamı (ki üreticileri ona ne kadar ömür biçtilerse) boyunca karşılaşacağı pek çok detaya tanık olabilmek...Evliliği,gençliği,daha toy zamanları,olgun zamanları,yaşlılığı ve hatta ölümü...Bence bu durum daha heyecan verici,daha gerçekçi ve çok daha ucu açık ve ana konsepti bozmaksızın pek çok denemeye ve alternatif maceraya da gebe bırakmış olur böylece karakteri...Çizgiroman olmasa da (ki hep hayalini kurmuşumdur,acaba bir gün çok uzun soluklu çizgiroman versiyonunu okuma şansımız olur mu diye) Pardayanlar serisi buna çok güzel bir örnek...Karakterin bebekliğinden yaşlılığının son günlerine,tüm yaşamını okuma şansımız vardır bu 10 ciltlik müthiş eserde...Hatta kahramandan sonraki durumu anlatan 11.cilt gibi..Ne bileyim,çizgiromanda olsaydı öncesi de olabilirdi...Conan bu konuda iyi bir örnek teşkil ediyor...
    Yine de yukarıda bahsettiklerimi daha etraflıca düşünecek olursam,her zaman gitmeyebilirdi de...Ya da her karaktere...Mesela,Corto asla bir aşk yaşamamalı,eski yarasını melankolik bir şekilde muhafaza ederek tavrını korumalı..Zaten belli bir döneme aittir Corto ve bitmiştir...Fumettilerin çoğunda da yadırgarız bunu...Ama şahsen,bir Blueberry de yadırgamayabilirim...Karakterin dazlak halini de görmüşlüğüm var...:)
    Sözkonusu uzun soluklu ve sadece ucu değil,başı da açık olacak serilerse,evli de olur,bekar da olur,dul da olur,çocuklu da olur,çocuksuz da...Yeter ki sağlam bir anlatı ortaya konsun...Ama şu anki tercihim,Conan gibi ya da Thorgal gibi belli bir yaşam çizgisinde seyreden bir karakter özleminden ibarettir...Ken Parker ve Corto gibi ayrıcalıklı karakterleri kategori dışı bırakmayı tercih ediyorum...
    Hmmm..Biraz daha düşündüm de..Acaba Karaoğlan ya da Tarkan'da durum nasıl olurdu?...Facia olurdu sanırım...Bu biraz da geleneksel seriyal çizgiroman anlayışıyla sonraki dönem ve alternatif seriyal anlayışla ilgili...Çok kafam karıştı :)
    Neyse,mevcut düzene dokunulmasın elbette ama mevcudun üzerine değil,yanlarına yeni düzenler de kurulacak olursa,güzel olur...Benimki de bu yönde bir serzeniş olsun...

Sevgili ferzan,
Karaoğlan ve Tarkan'ın evliliği neden facia olur anlayamadım.. Acaba kahramanlarımızın çapkınlıkları yuva mı yıkardı?  ;D

Müzmin bekar olup bu konuda pek teşebbüsü olmayan çizgiroman karakteri olarak TenTen'i örnek gösterebiliriz sanırım ;) Bir zamanlar TenTen'in gay olduğuna dair bir tartışma vardı da en son aseksüel olduğuna hükmetmişlerdi sanırım:D

8 Ocak 2009'da Milliyette çıkan bir habere göre Google'da Tenten'in gay olduğu ile ilgili toplam 526 bin atıf bulmak mümkünmüş. Tenten'in anne-babasından hiç bahsetmemesi, hayatında yeri olan 360 karakterden sadece 8'inin kadın olması da dedikoduları güçlendiren etmenler olarak yorumlanıyormuş.

    Vallahi İlhan Abi,Tarkan ve Karaoğlan'ın evlendikten sonra çapkınlık yapacaklarını tahmin etmem açıkçası...:)
    Karaoğlan hep 23 yaşında kalmalı,babasına kah Baybora demeli,kah baba demeli,az buçuk deli olup riske atabilmeli pek çok şeyi...Tarkan'ı düşünebilir miyim bilemiyorum...Rahmetli Sezgin Burak hayatta olup da bir dönüm noktası yapsaydı ne olurdu diye aklımdan geçirmedim değil ama,sanıyorum Tarkan da geleneksel-seriyal olduğu için,pek gitmeyebilirdi karaktere...Darısı yeni kahramanların başına artık...:)
    Olur ya,epey uzun bir aradan sonra bizim de yeniden seriyal bir kahramanımız olursa diye...

Alıntı yapılan: kalidor - 08 Şubat, 2011, 23:08:21
Müzmin bekar olup bu konuda pek teşebbüsü olmayan çizgiroman karakteri olarak TenTen'i örnek gösterebiliriz sanırım ;) Bir zamanlar TenTen'in gay olduğuna dair bir tartışma vardı da en son aseksüel olduğuna hükmetmişlerdi sanırım:D

  Çok sevilen frankafonlarda ana karakterlerin aseksüel olması ilginç bir seçim.Sadece Tenten değil,
Red Kit ve Asteriks'te de durum aynı.Bu serilerde yan karakterlerin gönül ilişkileri komedi unsuru
olarak işleniyor.Hopdediks,Kaptan Haddock gibi yan karakterlerin gönül ilişkileri ana öykünün
akışı içerisinde onu besleyen kısa bölümler olarak sunuluyor nedense.Yalnız kovboy olarak
nam salan Red Kit'imizin nişan macerası ise başlı başına bir frankafon kahramanının evlilik
karşısındaki durumunun,tutumunun en iyi yansıtıldığı öykülerden birisidir bence..

Ben ikinci şıkka oy verdim. Bekar kalmalı ama serbest ilişki yaşayabilmeli.