Aklıma bir anda gelmiş olan bir fikir ve ihtimal üzerine forumdaki tüm çizgiroman sevdalılarının görüşlerini almak istedim...
Sorum,hatta birbiriyle alakalı sorularım şunlar:
- Eğer çizgiroman okuru değil de üreticisi olsaydınız,öncelikle hangi alanda hakim olmak isterdiniz?Senarist mi,çizer mi,kapak ressamı mı,yoksa hepsi birden mi?
- Herhangi birini seçtiniz diyelim...Hangi ekole mensup bir üretici olmak isterdiniz ve o ekole ait hangi karakterin maceralarına kaleminizle,fırçanızla katkıda bulunurdunuz?..Bonelli ailesine girip de 96 sayfalık bir sayıyı 5-6 ayda tamamlamak suretiyle yılda 2 fasiküle katkıda bulunmak mı daha cazip gelirdi,bir frankofon üstadı olup dura dinlene,özene bezene,periyodu kafanıza göre bir albüm mü hazırlardınız,yoksa yerine göre her sayfayı ya da çoğu kareyi üst üste birkaç kez çizdirmek suretiyle henüz adapte olmaya çalışan çizerlerini sabır imtihanına tabi tutan Marvel,DC gibi firmalar için mi çalışırdınız?Tabii,bir de ayda 126 sayfa civarı 7/24 üreten ve haftada 6 saat uyku ve 5 öğün yemekle duran,doktor kontrolünde çalışan münzevi bir manga sanatçısı olmak da var... :)
Yoksa yerli kahramanlarımızın ve serilerimizin,hatta ömrü mizah dergilerinde başlayıp bitmiş çizgiromanlarımızdan herhangi birinin yeni maceralarına mı kafa yormak isterdiniz?
- ''Yok arkadaş,ben yerli de olsa yabancı da olsa,çok sevsem de elalemin eserini değil,sıfırdan kendi eserimi ve kahramanımı yaratırdım.'' diyorsanız,bu yeni kahramanımızdan,kahraman ve seriyal değilse yapacağınız grafik romanlardan ya da bağımsız albümlerinizden bahsetmek suretiyle bu ''What If'' tadında başlığa katkılarınızı merakla bekliyorum...
Bakalım kimler senarist,kimler çizer,kimler kapak ressamı,kimler hepsini birden olmak istiyor?Kimler Zagor,Teks yahut Martin'i,Kimler Redkit'i,Thorgal'ı,kimler Batman'ı,Spider-Man'i,kimler Tarkan'ı,Karaoğlan'ı,Vakur Barut'u,Rıdvan'ı yazıp çizmek istiyor...
Her ekolden,hatta ekol dışı bile olan tüm yayınevleri,tüm karakterler,hatta ve hatta Vertigo tarzı serilerden tutun da adı az duyulmuş alternatif üretimleri yayınlayan yayıncılara kadar,tüm dünya çizgiromancılığı şu andan itibaren emrinize amade...
Yelpazeyi bilhassa çok geniş tuttum...Bundan sonrası size kalmış...Atış serbest... :) Parmaklarınıza kuvvet...
Bunlar Derin Ve Ağır Mevzular Benim Yaşım 43 Bana Gelmez Bu Konuya Yorum :D :D :D
Herhalde bir comics yazarı olmayı tercih ederdim. Frankofon için ince düşünmek ya da Bonelli için benzer senaryo şablonları kullanmak yerine bir comics yazarı olup kafamdaki fikri yayabildiğim kadar yayarak anlatmak isterdim.
Aşırı teknik bir kahraman olmamalı (FF ya da Iron man'i eleyebiliriz), daha insani, daha sorunlu karakterleri yazmak isterdim. Örümcek adam, hatta Hulk olabilirdi.
Yazar olmak isterdim o şansım olsa idi ve mister no'yu yazmak isterdim hakketten kendime benzettiğim çok yönü olan bir adam (ben martin forever desem de) Mister No tarzı bir adamım şimdi klasik seri 16 okuyorum sanki sayfalar içinde kaybalup gidiyorum. Mister No ya rakı içirmek güzel olurdu diye düşünüyorum :) Mister No Cingöz Recai hikayesi yazmak isterdim iyide olurdu Mister No İstanbul da yada :)
(https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/s720x720/320653_176612229082741_100002018952167_354569_1695437701_n.jpg)
İkinizide Tebrik Ederim Güzel Fikirler ...
İlginç bir soru hakikaten. Bitmeyecek Öykü'de ki ne yapmak istersen onu yap mealindeki soru gibi. Öncelikle çöp adamdan öte bir şey çizemeyen birisi olarak çizer olmayı çok isterdim. "Maddenin eylemsizlik yasasını" temel yaşam prensibi edinmiş biri olarak , anlatmak istediğimi mümkün olduğunca az çizgiyle anlatmak isterdim. Gören herkeste bunu ben de çizebilirim hissi uyandıracak çizgilerle. Ekol işlerine girmem pek. 72 milletten insanla çalışmak isterim. Ama kesinlikle Japon çalışma saatleriyle çalışmam. Haftalık 20 saat idealdir. fazlası zarar. Ama gelir sağlam olsun mümkünse, daha alınacak çok kitap, seyredilecek film, gezilecek koca bir dünya var ;D
Ben kapak ressamı olmak isterdim, neden mi ;
Okuyucu ile ilk defa buluşacak bir çizgi romanın bence en önem arz eden kısmı kapağıdır. Daha sonra çizim ve nihayet senaryosu gelir.Türkiyede yayınlanan Bonelli ağırlıklı Çizgiromanların kapakları haricinde diğer kapaklara baktığımızda, okuyucunun ne istediğin tam olarak anlayamayan bir çok edisyonla karşılaşırız.
Bence düzgün bir kapak ve iyi bir reklamla satılmayacak çizgiroman yoktur.
Bukadar kitle iletişim aracının olduğu ülkemizde çizgi romanlar için ayrılan reklam bütçesinin yok denecek kadar az olmasıda ayrıca gerçekten benim analayamadığım bir durumdur.
Öyküsü,senaryosu,çizimi ve hatta balonlaması bile bana ait,Vertigo serileri kıvamında sert,yetişkinlere yönelik
çalışmalara imza atardım herhalde ve hatta yaparım belki bir gün... ;)
Sanırım Ben İyi Bir Okuyucu Olmaktan Öteye Gidemeyeceğim ;D
Çizer olmayı gerçekten çok istemiştim vaktiyle. Olamadım :'( Ama madem hayal kuruyoruz, bu başlıkta öyleymişim gibi davranayım :) Yazı yazmayı pek beceremem, hatta işkence gibi gelir bana. Onun için yazılanı çizmeyi tercih ederim. Hatta mümkünse yaratım aşamasında bulunup, öykünün ve karakterlerin şekillenmesine katkıda bulunursam (yazarak değil, çizerek, anlatarak ;D) çizerken uçarım herhalde. Varolan kahramanlardan Red Sonja'lı bir Conan macerası çizmek isterdim. Suat Yalaz'ın yazacağı bir Karaoğlan macerası da güzel olurdu.
Kıyamet sonrası öyküler, filmler hep ilgimi çekmiştir. Fantastik öğelerinde yer aldığı sanal bir dünyadaki bir kahramanın maceralarını çizmekten de büyük keyif alırdım. Ama şu ana kadar ne okuduğum kitaplarda ne de seyrettiğim filmlerde benim kafamdaki kıyamet sonrası öyküsüne rastlamadım. Onun için iş başa düştü ;D öyküyü yazmak ta bana kaldı, iyi mi. Ama yazarsam emin olun haberiniz olur. ;)
Bu güzel konuyu başlattığın için teşekkürler Ferzan,
Ben çizgi roman senaristi olmak istiyorum. Birkaç -kısa, uzun- denemem de var korku, mitoloji, polisiye gibi alanlarda. Umarım bir gün hepsini tamamlayıp, çizgisini katacak bir çizer, ardından basacak yayınevi bulduktan sonra kitaplığımın karşısına geçip yüzümde hafif bir tebessümle izleyebilirim kitaplarımı ;D
***
Çizimlerim çizgi roman çizebilecek kadar iyi değil. Aynı figürü her defasında aynı çizemem mesela. (karikatür tarzı çizebiliyorum)
Eski kuşak çizerlerin çoğu çizgi romanlarını kendi yazıp-çizmiş. Ülkemizde çizerlikle senaristliği, birbirinden ayrı iki meslek olarak değil de "aynı potada erimiş" görürüz. Belki de bu yüzden -tüm başarılı örneklere rağmen- her iki konuda da tam bir uzmanlık sağlayamamışız maalesef.
İşte bu nedenlerden aynı anda hem senaryo yazımına hem de çizime yoğunlaşmak çok zor(daha önemlisi vakit kaybı) olacağından birini tercih ederim. O da senaristlik olur. Tabii bu dediklerim benim için geçerli; her ikisini başarıyla bir arada yürütenler de yok değil...
Hmmm, güzel soru.
Yazarlığı tercih ederim dedikten sonra;
Sanırım uzun süreli seriler bana göre değil.
Mini serileri tercih ederim.
Dolayısıyla Bonelli'de yayınlayabilir (Greystorm gibi) veya Frankofon olarak da çizilebilir.
Ama Bonelli'de çizerler üzerinde söz hakkım olmaz.
Sanırım en güzeli bir çizer ile ortak bir frankofon çıkarmak. (Maximum 5 sayı)
Cin Ali tarzı çizimlere sahip çizgi romanı kimse okumayacağı için çizerlik yapmak istemezdim. ;D
Senarist olmayı tercih ederdim.
Çizgi roman olarak basılsa ilginç olurdu diye düşündüğüm bazı konuları burda paylaşayım bari yeri gelmişken. :)
1)İstanbul'da doğup büyümüş bir gemicinin (uzak yol kaptanının),İstanbul'dan farklı ülkelere yaptığı yolculuklarda başından geçenleri anlatırdım.Farklı kıtalardan farklı ülkeler ve şehirler.70 Milletten insan ve her limanda bir sevgili. ;)
Yılda 4 sayıdan 25-30 sayılık bir seri planlardım.
2)Üniversitede 20'li yaşlarda tanışan sonrasında biri arkeolog biri rehberlik yapan iki arkadaşın geçen yıllar içindeki maceralarını konu edinirdim.Biraz Martin ve Mister No havasında maceralar olurdu.Bununla beraber lokasyon tamamen Anadolu'da ve çevre ülkelerde geçerdi.40 Macera gibi planlardım ve hemen hemen her macerada bir yıl geçmiş olurdu.1970'lerden günümüze kahramanlarımız yaşlanırken değişen ülke ve dünya koşulları belgesel havasında bir kaç sayfada gösterilebilirdi.
Çok uzatmadan ve detaylandırmadan burda bırakayım diyorum. :D
Bunlar dışında bir kaç tane daha zihni sinir procem var. :P
Soru üzerine yapılabilirliğini sorgulamadan kurduğum hayaller şunlar:
1- Mister No'yu Red Kit formatında ve Red Kit tarzında çizip yayımlamak. Yani farklı çr ekollerine ait karakterleri diğer ekollerde tekrar yaratmak. Aynı şey Red Kit' i fumetti tarzında çizerek vs. de denenebilir.
2- Mükemmel bir senaryoyu 5 farklı çizere çizdirmek. 5 birbirinden yetenekli çizerin 5 farklı yorumunu görmek..
Benimkiler biraz çizgi roman yayıncısı hayalleri gibi oldu ama neyse..
Arkadaşlar benim senaryom hazır;
"Bonelli sizi işe alacak olsaydı" adlı başlığa yazmıştım.
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,3719.msg31660.html#msg31660
"Bu senaryom bir türk çizgiroman yayınevi tarafından çok beğenildi ve 2011'in en iyi senaryosu seçildi" geyiğini buraya da yazayım. :)