(https://farm2.staticflickr.com/1561/23696188093_c8fbc9eae7_z.jpg)(https://farm2.staticflickr.com/1485/24240502911_175e959284_z.jpg)
SAYI: 3- YILAN İŞARETİ
Yazan: Claudio Nizzi (D. 1938 Setif Cezayir) - Çizen: Aurelio Galeppini (Galep) (D. 1917 Grosetto İtalya)
Boğucu bir sıcağın yaşandığı bir yaz günü Arizona Meksika sınırında beş süvari ilerlemektedir.
Morrison
-- Birlikten ayrılma konusunda fikrimi soracak olursanız, çavuş, büyük bir hata yaptık derim...
Çavuş
-- Fikrini söylemekte serbestsin, Morrison.Ama ayrılmayı isteyen ben değildim. Keşif gezisine çıkmakla görevli dört devriye oluşturma fikri teğmene aitti.
Morrison
-- Biliyorum. Ama siz ondan daha deneyimlisiniz, bunun bir hata olduğunu söyleyebilirdiniz.
Çavuş
-- Ne için? Başımı derde sokmak için mi?.. Emirlerin tartışılmayacağını bilmen gerekir! Hem böylesi belki daha iyi olur. Birlikle bütün bölgeyi araştırmak bir aydan uzun sürebilirdi, ama böylece bir haftada tamamlarız.
Morrison
-- Peki ama haydutlarla ya da yaquilerle çatışırsak?
Çavuş
-- Pek sanmıyorum. Bizim görevimiz oların izini bulmak, sonra hamen geri döneceğiz. Emirler böyle.
Morrison
-- Peki ya birden bire karşımıza çıkarlarsa?
Çavuş
-- Lanet olsun, Morrison! Felaket tellallığını kes artık!
Aniden askerlerden biri bağırır.
-- Çavuş bakın!
İşaret ettiği yerde, kayalıkların dibine yerleştirilmiş büyük bir taş vardır. Taşın üzerine iki başlı yılan şekli oyulmuştur.
Çavuş
-- İki başlı bir yılan... Ne demek bu?..
Morrison
-- Mmm...
Çavuş
-- Daha önce böyle birşey görmüşmüydün?
Morrison
-- Hayır!
Askerler biraz ilerleyince...
-- Burada bir tane daha var, çavuş.
Çavuş
-- Vay canına! Öncekinin aynısı! Bunların geçidin hemen ağzında olduğunu fark ettiniz, değil mi?
Morrison
-- Vay canına! Haklısın! Sanki bir uyarı işareti!...
Çavuş
-- Mmm... Anlamlarını bilmek isterdim... Öyleyse gidip ileride de bu işaretlerden var mı, bakalım...
Morrison
-- Bekleyin, Çavuş! Geri dönüp teğmen Cassıdy'ye haber versek daha iyi olmaz mı?
Çavuş
-- Neyi haber vereceğiz?.. Kayalara kazınmış bir çift yılan işareti bulduğumuzu mu? Bırakın bunları gidelim!
Çavuş nasıl bir belaya bulaştığının farkında değildi...
Önce Tex'le Carson bu beleya bulaşırlar. Ardından Tiger ve Kit'te onlara katılırlar.
Dün akşam, uzun zamandır beklettiğim bu albümü okuyabildim sonunda...Sırf maceraya elim gitmediği için dev albüm okumalarımı (kronolojik gitme takıntımdan dolayı) askıya almıştım ilk iki kitaptan sonra...Dün akşama nasip oldu okuması...
Ben Galep 'i severim, öyle çok hastası değilim ama beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir Galep...Oysa çoğu Teks okuru (bilhassa 400'den sonrasıyla başlamış olanlar) Galep 'i pek tutmaz...Ben severim ama son dönem işlerini değil, altın serideki işlerini severim...Klasik atmosferde, eski dönemden Galep okumak hoşuma gider ama ömrünün son yıllarına tekabül eden bu dev albümde Galep 'i büyük boy okumak, gözümü rahatsız etmese de yadırgattı...Galep, dönemi için iyi bir seri çizeri ama büyük boyda sunulacak kadar değil...Yine de gözümü tırmaladı diyemem, bir şekilde kendini okutmasını bildi...
Hikayeye gelirsek, Nizzi 'nin sıkkın ve ısmarlama gibi görünen, klişelerle ve beylik anlatım şablonlarıyla dolu hikayesi okuduğuma memnun etmedi, pişman da etmedi ama böyle bir hikaye olmasa Teks hiçbir şey kaybetmezmiş dedirtti...Gayet sıradan ve sıkıcı bir hikaye, yerli yerinde devreye sokulmuş hızlı akan aksiyon sayfalarıyla ve gidişatı rahatlatan geçişlerle dengelenmiş...Aksi takdirde okuması daha zor olabilirmiş gibi geldi...
Dev Albümler 'de Bonelli 'nin amacı, İtalya dışından, dünyadan, kaliteli olup da Teks çizmemiş ustalara Teks çizdirmek, o ustaların stiline özel öyküler yazdırıp ustaların ustalıklarını Teks 'te gösterebileceği gerekli zemini hazırlamak...Yine de bu kitapla Teks 'in grafik yaratıcısı onurlandırılmış, kendi isteğiyle teklif ettiğinden Bonelli de kıramamış...Zaten bu albümden sonra hem dünyanın çeşitli yerlerinden kaliteli çizerlerin elinden çıkma Teks 'lerle seri devam edecekken, aralarda hiç Teks çizmemiş ya da çok Teks çizmiş İtalyan ya da Latin sanatçılar da yer alacak seride...
Sıkıla sıkıla okudum. Vasatın altında, tekrar okumak istemediğim maceralardan biriydi. Çocuk zekasına göre yazılmış tadı verdi.
Hele Galep çizgileri. Perspektif ara ki bulasın. Hareketler ya belirsiz ya abartılı. Manzara görselliği yok, detaylar belirsiz, gereksiz taramalarla boşluk doldurmuş. Geceyi resmediş gökyüzüne yatay çizgi atmaktan ibaret. 240 sayfada artistik tek bir sayfa aradım, bulamadım. Bir tek arka kapaktaki görseli beğendim. O da Zaten perspektif kusurlarıyla dolu.