biliyorum sitenin formatına pek uygun değil ama bir çok başlığa bir şeyler yazmak yerine son günlerden birkaç bilgiyi bir arada paylaşmak isterim;
1- habertürk'te engin ergönültaş röportajını okudum. minare gölgesini önce senaryo olarak düşündüğünü hatta abdülkadir rolünde ufuk bayraktar, sabit rolünde olgun şimşek'in oynamasının düşünüldüğünü, kültür bakanlığından destek aşaması bile geçilmişken yapımcıyla yaşanan sorun yüzünden kaldığından falan bahsediyor...film olarak ta güzel olurdu belki ama iyi ki roman olmuş derim ben...
2- d@r izmir şubesinde bu gün ülkemizde resim, film,kitap başlıkları yayınlanmış '' ölmeden önce görmeniz gereken'' serisinden 1001 comics'in ingilizce baskısını gördüm. alt başlıkta manga falan da diyor ancak jelatine sarılı olduğundan açıp inceleme şansım olmadı
3- insanın kitapçıda aradığı kitabı bulmasından daha güzel bir şey varsa o da aramadığı kitabı bulması galiba. kıbrıs şehitleri caddesindeki kitapsan'ın küçücük çizgi roman bölümünü karıştırırken '' gon''u buldum. büyük olasılıkla ikinci el olarak oraya gelmiş, biraz da yıpranmış bir baskısıydı ama günümü mutlu kılmaya yetti.
4- neredeyse tamamı mobese,dükkan,webcam kameralarıyla çekilmiş ilginç bir fransız filmi izledim. paris göz altında.iyi bir fikirden çok da fena olmayan bir film çıkmış.konusu kısaca şöyle: paris metrosuna bir terörist saldırı düzenleniyor. bir hacker istasyondaki mobeselerden iki kişiyi tespit edip onları bilgisayarının başından takip etmeye başlıyor.
5- thorgal okuyorum... seri oluşturmam zor olur diye tüm itkilere rağmen uzak durmaya çalışsam da bir yere kadar işte. hikayelerini de çizimini de özlemişim onu farkettim. bir de hamasete girmeden de kılıçlı maceralar anlatılabileceğini...
6- deli gücük zifirname'deki sadece tek diyaloglu ikinci macera olan '' sakin bir gece''ye de bayıldım. hikaye de çizgi de budur...
Özgün bir başlık olmuş Selami Hocam.Devamını getirmeni dilerim.
Hakkaten güzel olmuş, son günlerde forumda keyifle okuduğum en iyi konulardan biri diyebilirim.
Benim de hosuma gitti bu format, orjinal olmus :)
Konu ve format oldukça ilgi çekici olmuş.
Thorgal'ı okumak için bu kadar beklemek ise gerçeken büyük bir sabır gerektirir, bizde bu sabır yok çıkar çıkmaz okuyoruz. :)
Hatta yüzsüzlük edip ilk 2 sayınında (basılmayan 6.bölüm dahil) tekrar basılmasını istiyoruz. ;D
ilginize teşekkürler... o halde sizlerden aldığım cesaret ve forum yönetimimizin izniyle farklı konulardaki paylaşımlarımı ara ara bu başlığın altında toplu olarak sunmak isterim...
İzin ne demek. Ricamız olur.
Alıntı yapılan: kedidiro - 07 Mayıs, 2013, 23:53:50
"...
3- insanın kitapçıda aradığı kitabı bulmasından daha güzel bir şey varsa o da aramadığı kitabı bulması galiba. kıbrıs şehitleri caddesindeki kitapsan'ın küçücük çizgi roman bölümünü karıştırırken '' gon''u buldum. büyük olasılıkla ikinci el olarak oraya gelmiş, biraz da yıpranmış bir baskısıydı ama günümü mutlu kılmaya yetti.
...
İyi okumalar (mı demeliyim bilemedim tam ;)) gerçekten çok iyi bir çizgi romandır Gon. Bu aralar yeni baskıları 13. gezegende bulunuyor haberin olsun abi. Dil meselesi olmadan okuyabildiğimiz yegane kahraman olduğu için ayrıca severim kendisini ;D
Bu arada bundan 7-8 yıl önce aynı kitapçıda ben de aramadığım bir plağı bulup çok sevindirik olmuştum. Çok iyi anlıyorum seni :D
Alıntı yapılan: kedidiro - 07 Mayıs, 2013, 23:53:50
3- insanın kitapçıda aradığı kitabı bulmasından daha güzel bir şey varsa o da aramadığı kitabı bulması galiba. kıbrıs şehitleri caddesindeki kitapsan'ın küçücük çizgi roman bölümünü karıştırırken '' gon''u buldum. büyük olasılıkla ikinci el olarak oraya gelmiş, biraz da yıpranmış bir baskısıydı ama günümü mutlu kılmaya yetti.
Selami hocam o kitap yıllardır orada tek başına duruyordu ben de her gittiğimde elime alıp bakardım çizimlerine sonra da yıpranmış olduğu için geri bırakırdım. resmen bir ritüelimi sonlandırmış oldun ;D kitabı senin alman hoş bir tesadüf olmuş. ikinci el değildir bu arada, kitapsan ikinci el satmıyor yıpranmasında benim de payım vardır :)
Bir ara ben de Gon un orijinalini alıcam nasıl olsa yazı yok :)
gecikmiş bir son dönem muhasebesi yapayım;
1- deli gücük zifirname'yi bitirdim. billy the kid'den sonra bir kez daha anladım ki bir kitap içinde aynı kahramanı farklı çizerlerin çizdiği kitaplara ısınamıyorum. ancak bu çabanın da , türk çizgi romancılarının da başımın üstünde yeri var. çok daha iyi işler çıkarmadan önceki ısınma turları sayalım bunları.
2- eskişehir'e gittim. çok anılan insancıl kitabevi beni hayal kırıklığına uğratsa da şehir çok hoşuma gitti. duyduğum her övgüyü fazlasıyla hak etmiş.Türkiye'de pek çok yer için söylenegelen '' falanın paris'i'' övgüsünü kesinlikle en çok hak eden şehir. ırmağın içinde gezinti tekneleri iki tarafında kafeleri,barları, her yerde heykelleri,disneyland tadında parkları, kıpır kıpır caddeleriyle tekrar görmenin şart olduğu bir yer. hem belki bu kez sahaf vs.. aramaya da vakit olur.
3- amirimle vedalaştık. üç sezonun ardından final bölümü sanki aceleye getirilmiş gibi gelse de televizyonlarımızda yayınlanan en başarılı işlerden biriydi kuşkusuz. cumartesi annelerinden, kot taşlama işçilerine,travestilerden,yozlaşmış bürokrasiye aptal kutusunda görmeye alışık olmadığımız insanlardan bahseden, sağlam yazılmış sağlam oynanmış bir diziydi. sayesinde çok geçlere kaldığımız geceler oldu. hakkım helaldir.
4- iş bankası yayınlarından çıkmış hacimli ama keyifli bir kitapla karşılaştım. duvaktan, çok yaşa'ya, toplu iğneden, takunyaya '' gündelik hayatımızın tarihi''
5- son olarak aramadığım üç kitap var. bulursam çok sevineceğim. belki nerde olduğunu bilen vardır diye yazayım. can kozanoğlu'nun '' yeni şehir notları'', cüneyt arkın'ın ''adını unutan adam'' ve naci el ali'nin filistin'in özgür olacağı güne kadar hepimize sırtını çevirmiş olan '' hanzala'' sı...
4. şıktaki kitabı çok merak ettim. Kitap siparişimi yeni yaptım be abi bi hafta önce yazsaydın şu iletiyi , eklerdim hemen sepete. :(
Yeni Şehir Notları benim kitaplığın da kayıplarından. Biri hacılamış kitabı >:(. Cüneyt Arkın'ı ben de arıyorum. Bir de haddim olmayarak Can Kozanoğlu Acemi Eğitimi'ni tüm okurlara şiddetle tavsiye ediyorum
Bizim Avanak Avni de biraz Hanzala'dan esinlenme degil midir ?
Alıntı yapılan: alan ford - 29 Mayıs, 2013, 20:50:28
4. şıktaki kitabı çok merak ettim. Kitap siparişimi yeni yaptım be abi bi hafta önce yazsaydın şu iletiyi , eklerdim hemen sepete. :(
Yeni Şehir Notları benim kitaplığın da kayıplarından. Biri hacılamış kitabı >:(. Cüneyt Arkın'ı ben de arıyorum. Bir de haddim olmayarak Can Kozanoğlu Acemi Eğitimi'ni tüm okurlara şiddetle tavsiye ediyorum
ben de daha bu gün kütüphanede buldum. ''yeni şehir notları'' dışında tüm can kozanoğlu külliyatı elimde ve evet '' acemi eğitimi'' candır. o halde ben de can kozanoğlu olduğu iddia edilen sosyolog ecevit'in öküz dergisinin ilk dönemindeki toplu yazılarından oluşan '' biz toplum olarak''ı tavsiye edeyim. bir dönem neredeyse tüm eşe dosta zorla okutmuştum... bir mizah ve sosyoloji başyapıtıdır kanaatimce
"Adını Unutan Adam" güzel kitap.Zamanında Cyrano ile Kabalcı'dan almıştık.Kabalcı'nın bastığı kitap zaten.Oraya bakmak lazım..Bulursunuz inşallah..
Abi başlığına çok fazla müdahil oluyoruz ama idere et. hazır laf Can Kozanoğlu'ndan açılmışken, Kemal Safa Güntekin mahlasıyla yazan yazar kimdir biliyor musun? İletişimden iki romanı çıktı. Kadın Düşkünü ve Rita. Ben ilkini okudum , ikincisini bu aralar okuyacağım. Sanki Can Kozanoğlu ve Tanıl Bora kafa kafaya verip roman yazmışlar gibi ???
Alıntı yapılan: alan ford - 30 Mayıs, 2013, 00:09:44
Abi başlığına çok fazla müdahil oluyoruz ama idere et. hazır laf Can Kozanoğlu'ndan açılmışken, Kemal Safa Güntekin mahlasıyla yazan yazar kimdir biliyor musun? İletişimden iki romanı çıktı. Kadın Düşkünü ve Rita. Ben ilkini okudum , ikincisini bu aralar okuyacağım. Sanki Can Kozanoğlu ve Tanıl Bora kafa kafaya verip roman yazmışlar gibi ???
geçen kitap fuarında iletişim editörlerinden Can Belge'ye sorduğumda ser verip sır vermemişti. ancak kötü haber olarak serinin devam etmeyeceğinden bahsetmişti. bu arada rita ilk kitaptan daha güzeldir bence... zaten devam etmeyecek olmasına da bu sebeple üzülmüştüm.
şu ara trenlere, demiryollarına, istasyonlara takılmış durumdayım. uzun hikaye (osman sınav ) , von ryan's express ( frank sinatra) gibi filmler izledim. iletişim'den çıkmış tanıl bora derlemesi ''tren bir hayattır''ı ve haydar ergülen'in edebiyatçılardan derlediği '' trenler kalkar haydarpaşa'dan'' ı okuyorum. bu haftayı kendime demiryolu haftası yaptım. var mı demiryolu çizgi romanı, müziği, filmi vs...
Meram Ekspres ve Mavi Tren'le İstanbul-Konya arası 3-4 sene gidip geldim. Tren arıza veya bekleme yapmazsa 14 saat sürerdi. Yanında arkadaş varsa keyifli yoksa Eskişehir'i geçtikten sonra yolun yarısı bozkır, adamı sıkıntıdan patlatır. Benim dediğim 10-12 sene önceki durum, şimdi biraz modernize oldu trenler yoksa kışın kaloriferler cehennem gibi yanar, lambalar sönmez, içerde yenen yemek kokusuna, çocuk ağlaması, aksırık, tıksırık, insan nefesi karışır, bir daha binmem diye kendi kendinize söz verirsiniz de demirden korkan trene binmesin, ucuz el mahkum. Demir atın Anadolu bozkırında hikayesi boldur. Bir de zamanında mavi trenle Adana'dan Konya'ya gitmiştim Tarsus'taki ünlü Yenice istasyonunda binerek. Torosların arasından geçerken Allah'ım ne manzaraydı, unutamam.
Büyük bir bölümü trende geçen en güncel film olarak değişik bir bilimkurgu filmi olan Yaşam Şifresi'ni önerebilirim.
(http://www.movieizle.com/2/images/121414144.jpg)
tren çocukluğuma dair hatırladığım ilk ulaşım aracıdır. yatılı okul yıllarında da en ucuz ulaşım şekli olduğundan sabahın beşbuçuğundaki oturaya yetişmeye çalışırdık. hem mesleki ilgi açısından hem dünya görüşüm açısından kendimi trenlere hep yakın hissetmişimdir. yıllardır binmemiş olsam da... bu yüzden trenlere dair her şeye ilgim var. ve evet son dönemin trenli hikayeleri ''yaşam şifresi''ni de denzel washington'lu '' durdurulamaz''ı da izledim, özellikle ikincisini çok sevdim.
bu arada aklıma gelmişken ; ne çok trenli 2. dünya savaşı filmi var, dikkat ettiniz mi?
Alıntı yapılan: kalidor - 24 Haziran, 2013, 14:34:29
Büyük bir bölümü trende geçen en güncel film olarak değişik bir bilimkurgu filmi olan Yaşam Şifresi'ni önerebilirim.
(http://www.movieizle.com/2/images/121414144.jpg)
İzlediğim nadir filmlerden biridir. Sonuna kadar keyifle izlettiriyor kendini ve müthiş bir finalle son buluyordu.
Yine İletişim'den çıkan Memleket Garları var kitap olarak.
Film olarak da aklıma gelen Jim Jarmuch'un Mystery Train'i , ki güzel insan Joe Strummer da var kadroda. Bir de tabii hem film hem de kitap olarak Trendeki Yabancılar var.
Yıllar öncesinden Demiryolu ve Hapishane İş Şarkıları adıyla bir albüm yayınlanmıştı memlekette. Yanlış hatırlamıyorsam Sarp Keskiner'in derlediği orijinal blues şarkılarından oluşan harika bir albümdü .
Trende geçen filmlerden ilk aklıma gelen filmler:
Strangers on a train
Lady vanishes
Murder on The Orient express
Her ne kadar trende geçmese de sondaki tren kazası ile The Greatest Show on Earth
http://www.imdb.com/title/tt0800241/ (http://www.imdb.com/title/tt0800241/)
Rusya da 7 yil yasamis birisi olarak, Rusya dogasini ve tren yolculuklarini birebir anlatan basarili bir film ( bu acidan)
Alıntı yapılan: Gambit - 24 Haziran, 2013, 19:28:50
http://www.imdb.com/title/tt0800241/ (http://www.imdb.com/title/tt0800241/)
Rusya da 7 yil yasamis birisi olarak, Rusya dogasini ve tren yolculuklarini birebir anlatan basarili bir film ( bu acidan)
tren haftamda sırasını bekleyen film de bu idi...
Henüz okumayan varsa Jack London'un "Demiryolı Serserileri" tam da bu konuya yaraşır bir kitaptır.
Bir de çocukluğumda izlediğim ve dehşet içerisinde kaldığım bir film vardır.Tren hattı üzerinde kaçak yolculuk yapan insanlar ile makinistlerin
ölümcül savaşlarını anlatıyordu film.Öyleki makinistin birisi demir bir çubuğu bir tele bağlar ve vagonların altına sarkıtır,süratle giden trenin vagonlarının
altındaki kaçak yolcular seken demir çubukla darbe alırlar ve tutundukları yeri bırakırlardı.. :'(
Var mı filmin ismini hatırlayan?
Yeni dönem filmlerinden Unstoppable'ı da unutmayalım.
Suladığı millionaire filmindeki tren üstü yolculukları unutmayalım.
TREN NOTLARI;
1- Tren saati veya trenli saat mi demeli? Serkisoff marka cep saatleri...
2- Trenli türküler; hep gurbete dair. Benim için en özeli öğretmenliğe ilk başladığım köydeki minik Emine'min çocuk sesinden ilk kez duyduğum; 'Kara tren gelmez m'ola- Düdüğünü çalmaz m'ola- Gurbet ele yar yolladım- Mektubumu almaz m'ola''
En ünlü tren türküsü ise ; ' Kara tren gecikir- belki hiç gelmez...'' olmalı
3- Trenli şiirler ; gerçi trenin kendisi başlı başına şiirdir ya, ilk aklıma geliverenlerden biri Attila İlhan'ın ; '' alsancak garına devrildiler – gece garın saati bela çiceği...'' diye başlayanı...
Tabii Nazım Hikmet'in neredeyse tamamı trende geçen anıtsal şiiri '' Memleketimden İnsan Manzaraları''nı da unutmadan.Yine de bir tren şairimiz olacaksa bu hem trenlere adanmış bir kitabı olan hem trenlere dair derlemeyi hayata geçiren Haydar Ergülen olmalı
4- Bu arada İngiliz özel demiryolu şirketinin kadrolu bir tren şairi varmış. Adı Ian MacMillan. Görevi trenlerde yolculuk edip yolculara, personele trenlerle ilgili şiirlerini okumakmış...
5- Tren kitaplarının en ünlüsü ;'' Şark ekspresinde cinayet'', tren filmlerinin en ünlüsü; '' Trendeki Yabancılar (Alfred Hitchcock) desem olur mu?
6- Bu arada sinema tarihinin ilk filmi de biliyorsunuz; '' La Ciotat Garına Trenin Gelişi'' Hatta izleyenlerin bağırış, çağırış kaçıştıkları bilinir. Bu film ülkemizde de ilk gösterilen filmdir.
7- Doğrudan trenle ilgili olmasa da romanlardan Anna Karenina, film sahnelerinden Doktor Jivago'yu anmalıyız. Bu arada Tolstoy'un da bir tren istasyonunda öldüğünü biliyor muydunuz? Ölmeden önce kendi kaderiyle, yarattığı kahramanının (Anna) kaderi arasındaki bağı anımsamış mıdır?
8- Demiryol takımları... Herhalde ülkemizde çok alakasız insanların kendisine duygusal yakınlık hissettiği ve hiçbir zaman sıra başı olmamış takımlar arasında Adana Demirspor'un özel bir yeri olmalı. Bu yıl süper lige yükselme play off'unda şehrimin takımına elendiler. Sonrasında lig Manisa'ya da yar olmadı. Bize de çifte hüzün kaldı.
9- Çocukluğunu demiryolu geçen şehirlerde yaşamış olup ta rayların üzerine bozuk para, çay kaşığı koymayan var mı?
10- Sunay Akın'ın oyuncak müzesinde trenlere ayırdığı bölüm. Bir kompartımanın her unsuruyla döşenmiş olduğu ve seslerle de desteklenmiş bu bölümü mutlaka görmelisiniz. Sesler arasında öküz sesi bile var. Daha ne diyeyim?
11- Ben Türkiye'nin ilk demiryolu hattının ucunda yer alan bir merkezde doğdum. (Aydın-İzmir-Turgutlu) bu yönden şanslıyım. Ancak ülkemizde bir çok şehre trenle gidemezsiniz. Örneğin; turizmin başkenti Antalya'ya, Çanakkale'ye, Muğla'ya veya Trabzon'a ( Bu arada bir dönemin popüler dizisi Yaprak Dökümü'nün final bölümünde aile Haydarpaşa'dan trene binip Trabzon'a doğru yola çıkmıştı.)
12- Ülkemizde ilk demiryolunu İngiliz ve fransızlar yaptı. Amaç Ege'nin tütününü,zeytinini, Çukurova'nın pamuğunu limanlara taşımaktı malum.1924'te demiryolları devletleştirildiğinde 4000 km demiryolu devraldık. Sonraki seksen senede ise toplam demiryolu ağımız ancak 10000 km'ye çıkarıldı ki bunun büyük kısmı Cumhuriyetin ilk onbeş yılında yapılmıştır.
13- Son olarak gereksiz ama çok hoş bir bilgi; İzmir'i bilenler demiryolu hattında yer alan Hilal istasyonundan da haberdardır. Bu istasyonun adı nereden gelir? İlk demiryolu hattımız Aydın-İzmir'le, hemen ardından yapılan İzmir-Kasaba(Turgutlu) hattı söz konusu istasyonda kesişir. Bu görünümden hareketle döneminde halk arasında buranın adı Stavria (istavroz=haç) istasyonudur. Sonrasında müslüman ülkede istavroz diye istasyon adı olmaz denilerek Hilal'e çevrilir. Hilale benzemiyor olmasınınsa bir önemi yoktur.
Alıntı yapılan: kedidiro - 24 Haziran, 2013, 13:45:33
şu ara trenlere, demiryollarına, istasyonlara takılmış durumdayım. uzun hikaye (osman sınav ) , von ryan's express ( frank sinatra) gibi filmler izledim. iletişim'den çıkmış tanıl bora derlemesi ''tren bir hayattır''ı ve haydar ergülen'in edebiyatçılardan derlediği '' trenler kalkar haydarpaşa'dan'' ı okuyorum. bu haftayı kendime demiryolu haftası yaptım. var mı demiryolu çizgi romanı, müziği, filmi vs...
Tren denince bir tek kişiyi bilirim. Tren bir hayattıra destek verenlerden biri olan Orhan Berent arkadaşımız. Lal Zagor içi yazılarından hatırlarsınız belki. Orhan abinin kendi sitesinde çok güzel bir tren bölümü de var. Bu foruma üye mi bilmiyorum. Ama kardeş site resimli romanda uzun zamandır var.
http://web.deu.edu.tr/berent/tren/ (http://web.deu.edu.tr/berent/tren/)
Ayrıca yeni kitabı da çıktı. Ama bu seferki denizler hakkında.
http://berentorhan.blogspot.ch/2013/06/iskeleye-yanasan.html (http://berentorhan.blogspot.ch/2013/06/iskeleye-yanasan.html)
Alıntı yapılan: kedidiro - 25 Haziran, 2013, 14:17:56
Ancak ülkemizde bir çok şehre trenle gidemezsiniz. Örneğin; turizmin başkenti Antalya'ya, Çanakkale'ye, Muğla'ya veya Trabzon'a
( Bu arada bir dönemin popüler dizisi Yaprak Dökümü'nün final bölümünde aile Haydarpaşa'dan trene binip Trabzon'a doğru yola çıkmıştı.)
Ha ha ha, bak buna gülünür. :)
Rahmetli dedemim köstekli bir saati vardı trenli. "Şimendifer saati" derdi durmadan. Nur içinde yatsın.
Indiana Jones and the Last crusade filminde genç Indy bir sirk treninin üzerinde kovalamaca yaşar ve yılanlarla dolu vagona düşer.
Alıntı yapılan: kedidiro - 25 Haziran, 2013, 14:17:56
TREN NOTLARI;
1- Tren saati veya trenli saat mi demeli? Serkisoff marka cep saatleri...
Bu vesileyle sorayım. Rahmetli dedemden kalma , ama Cortebert marka , bir cep saatim var benim de.
D.T.C Demiryolları'ndan emeklilik hediyesi ,arkasında bir ay yıldız ve şimendifer baskısı olan. Bu saati tamir ettirebileceğim güvenilir bir usta bilen var mıdır ? İstanbul ya da İzmir'de olabilir ???
Alıntı yapılan: kedidiro - 25 Haziran, 2013, 23:12:48
metro da bir çeşit tren sayılır. ray üzerinde hareket ediyor. o yüzden binmedim dememek lazım
Alıntı yapılan: kedidiro - 25 Haziran, 2013, 23:00:24
sitenizin üyesi değilim ama, amcaoğlunun bu yazısına şapka çıkararak koca bir "mööööö" demek istiyorum.
vay canına siteye korsan giriş olmuş... sevgili arkadaşım ve amcaoğlum kendi bilgisayarında da benim sayfamın açık olmasından yararlanıp sızma gerçekleştirmiş... böyle olmaz diyorum ve son üç senede aldırdığım çizgi romanların hatrına kendini üyeliğe davet ediyorum...