Mangakanın Bir Günü

Başlatan ferzan, 24 Mart, 2023, 23:39:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

   

    Üç yıldır aralıklarla açar izlerim bu videoyu. Youtube'ta, "Paolo From Tokyo" kanalında Japonya'nın çeşitli meslek kollarından çalışanların bir günlük rutini üzerine kurulu bir konsept var. Kanal tamamen bunun üzerine olmamakla birlikte bu gündelik rutin belgeleme şahsen beni kanala çeken yegane unsur olmuştu.

    "Rent A Girlfriend" adlı popüler bir manga serisinin yaratıcısı olan Reiji Miyajima'nın bir gününü anlatan bu huzurlu ve sempatik videoda gösterilenler, maalesef Japon manga sanatçılarının (mangakaların) geneli için geçerli değil. Geçmişte eski üyelerimizden Emre Özdamarlar'ın foruma armağan ettiği çeşitli incelemelerden bir ya da ikisi işini bırakıp hayattan soğuyup evini terk eden mangakalar üzerineydi mesela. "Ben Bir Kahramanım" serisini okuyan varsa (Marmara Çizgi) oradaki ana karakter de madalyonun diğer yüzüne dair fikir verebilir. Bir dönem internette sıkça karşıma çıkan (yanılmıyorsam forumda da yayınlanmıştı ya da yanlış hatırlıyorum), Shiibashi Hiroshi adlı mangakanın haftalık çalışma programını da aşağıya bırakayım yazıma devam ederken.

   

    Manga sanatçılarının bir kısmı, bizim manga ciltlerinde "chapter" olarak okuduğumuz 18 ila 24 sayfa arası değişen bölümlerin her birini haftalık olarak yine kendi haftalık popüler manga dergilerine (her biri kalın birer dobişko cilt olan haftalık dergiler) ürettikleri için, acımasız tempolarda ve çoğunlukla da asistanlara ihtiyaç duyarak çalışmaktadırlar. Bu videodaki mangaka da onlardan biri ama orta yolu bulmuş ve kısmen kendini rahat ettirebilmiş bir profesyonel. Dört asistanla çalışıyor, takvimine sadık kalıyor, işleri yetiştiriyor, gene de fazlasıyla işine adıyor kendini. Sabah 6.00'da mesaisi başlıyor. Daha erken gelip asistanları için tuvaleti temizleyecek kadar mütevazi bir patron. Gerisi Türkçe altyazı seçeneğiyle detaylara daha da vakıf olabileceğiniz işbu videoda.

    Reiji gibi olup sonradan gözden düşen mangakalar da mevcut. Şu an bizde de yayınlanan Shaman King'in mangakası ile yapılan bir söyleşiyi izlemiştim. Bir süre mangası çok popüler oluyor, shounen türünün tüm şablonlarıyla üretime devam ediyor ama bir noktadan sonra okur nezdinde ilgi kayboluyor ve manganın sonu getirilmek durumunda kalınıyor. "Ben Bir Kahramanım" serisinde de yine vaktiyle popüler bir seriyi yürütmüş baş karakterin (serinin çizerinin kendisi) popülerliğini yitirdikten sonra kendi serisine devam edemeyip orta yaşına ve profesyonelliğine rağmen başka bir manga sanatçısının asistanı olarak hayatına devam etmek zorunda kalışını görüyorduk. Aslında sırf başarılı ya da başarısız mangaka hikayelerinden bile ciltler dolusu malzeme çıkabilir. Hiçbir yayını ve tempoyu takmayıp canı istediği gibi üretenler, haftalık tempodan kafayı yiyip psikolojik tedavi görenler, başarıyı yakalayıp ihya olanlar, hem başarılı hem çok yorgun olanlar, sessiz sedasız takılanlar, evinden kaçanlar, bambaşka sektörlere geçenler, sokakta yaşamayı tercih edenler, gelenekselciler, dijitalciler, eski kafalar, yeni kafalar, orta yollular, falanlar, filanlar...

    Videodaki mangakanın eseri bana hitap eden bir tür değil ama gene de izlerken üreticisinin rutine binmiş de olsa üretimine aktardığı enerjisine, kurulu düzeninin getirdiği güvene ve genel anlamda içerisinde bulunduğu şartlı huzura tanıklık etmek mümkün. Ortalama bir mangakanın değil de, kendi yolculuğunun şanslı ve güzel bir evresinde olan, belli bir ivmeyi yakalamış ve öyle ya da böyle bunu sürdürebilecek kapasitede gibi görünen bir manga üreticisinin günlük rutinine buyrun.

    Benzer videolar için, her ne kadar Türkçe altyazı seçeneği olmasa da aşağıdaki linke de bakabilirsiniz. Bizde yine Marmara Çizgi'nin yayınladığı Monster serisinin çizeri Naoki Urasawa'nın, çağdaşı manga sanatçılarıyla atölyelerinde yaptığı sohbetleri ve tanıtımları içeriyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=iE9BGxYyKD8&list=PLjI4xZybqW_ZKAqWI-4Z9_F0hbPHkut6P

    Manga konusunda emekleme olmasa da yürütgeçle ilerleme ve belki tay taya kalkma aşamasındayım. Yürümem fazla zaman almayabilir ama uzun mesafe koşabilen bazı arkadaşlarımız var forumda. Bu konuda benim tırışka manga birikimimden daha fazlasını dimağında barındıran bilgili arkadaşlardan, yanlışım ya da eksiğim varsa düzeltmelerini ve ekleme yapmalarını rica ediyorum.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Gabby

Videoyu seyrederken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım... :) Sokak ayakkabılarının ev ve ofise girerken  kapıda bırakılarak içeride terlik kullanılması, işyerindeki ortamın huzurlu görüntüsü dikkatimi çekti. Sabahtan akşama resim çiziktirseniz, artık beyin-el arasındaki bazı şeyleri otomatiğe dönüştürmüş olsanız da sonuçta bazı şeyleri çizmek için önünüzde bir obje olması kaçınılmaz oluyor; Cross terliklerin olduğu panelin hazırlanmasından söz ediyorum... :)

Bi' de çok kibar insan bu Japonlar, yıllardır görüyor izliyoruz, yapmacık falan da değiller. Burada da akşam yemeğinde sipariş almak için gelen garson gencin yerlere kadar eğilmesi, diğer yaşıtlarının da aynı şekilde karşılık vermesiyle tekrarlandı aynı ritüel...

Şimdiye kadarki tek Manga kitabım Masashi Tanaka'nın GON'u olmuştu. Çok da hoşuma gitmişti. GON'un itkisiyle diğerlerini araştırmıştım ama derya-deniz bir alan. Tesadüf bu ya  Manganın "Hentai" diye evlerden ırak  bir türüne denk geldim :) yok böyle bir şey, erotizm, pornografi, hard pornografi falan bunun yanında ne ki; midem kalktı işin peşini bıraktım. Hâlâ Hürriyet'te yazıyor mu bilmiyorum, o zamanki köşesinde Kanat Atkaya bir Japonya gezisinde, bu Hentai türünün babalarından Suehiro Maruo kitaplarına servet yatırdığını ballandırarak yazıyordu, algılar farklı çalışıyor doğal olarak.. :)  Gerçi Japonların bir kısmı bu türün sapkın duyguları azdırdığını düşünse de önemli bir bölümü de tam tersi Hentai'nin sapık duyguları hayal dünyasında doyurup, bir anlamda oraya hapsederek gerçek hayata yansımasını engellediğini ileri sürüyormuş, bilemedim...

Teşekkürler ferzan.

pizagor

Daha geçen hafta öğlen bir iş arkadaşımla konuşuyorduk. Kendisi birkaç defa Japonya'da bulunmuş ve iddiasına göre insanlar sokakta, metroda vs hentai okuyormuş. Yalan söyleyecek hali yok ama bana inanması güç geldi açıkçası.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


KenParker

Kitaplık raflarına baktım. Tam 9 sıra raf var. Bizde genelde 4, 5 sıralı oluyor. Ondan sonra çizgi romanları koyacak yer bulamıyoruz.
Gerçi mangaların boyutu genelde küçük oluyor ama 9 sıra yine de tam kitap doldurmalık. Dikkatimi çekti, alt raflar dar yapılmış, üst raflarsa geniş.