Sualtı Kaynakçısı - Marmara Çizgi (Top Shelf - IDW)

Başlatan Nightrain, 28 Aralık, 2017, 14:53:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hercai

                                                                                  SUALTI KAYNAKÇISI

     Jeff Lemire'nin bu kitabını yeni okudum. Ne yalan söyleyeyim çok etkilendim. Evet, çok okunmuş ve üzerine tanıtımlar düşülmüş! Ama, bir iki analiz de ben edeyim.
      "Adım Jack Josefh ve 33 yaşındayım. Nova Scotia'daki Tigg Koyu'nun açığındaki bir Petrol Platformu'nda  Sualtı Kaynakçısı olarak çalışıyorum. Bir eşim var...Susie...ve doğmak üzere olan bir de çocuğum var. Onlarla evde olmalıyım, olmalıyım. Bunu biliyorum".
      "Ben...bakın doktor...iyi niyetli olduğunuzu biliyorum. Ama kulağa çılgınca gelebilir, ama yemin ederim. Aşağıda bir şey gördüm".
     "Çalışmadığın her hafta, buraya dönmek için sabırsızlanarak kasabada amaçsızca dolaşıyorsun. Ben senin yaşındayken bu bok çukurundan çıkmak için, senin gibi üniversiteye gidebilmek için her şeyimi verirdim. Özgürsün evlat, neden buraya döndün ki?"
       Çocuklar büyürken ebeveynlerini rol model olarak seçerler ...erkek evladın babaya özenmesi, taklit etmesi, kurtulmak istese dahi, bazı görerek alıştığı davranışlarını tekrar etmesi gibi.
       Ya da çocuklukta  geçen bir travmanın O'nu yıllarca takip etmesi gibi...Bazen hayranlık, bazen öfke ve kin beslemenin kaçınılmazlığı gibi.
       Jack'in babası Josefh ; Gemi Kurtarma Şirketinin sahibidir ve usta bir dalgıç olarak tanınmaktadır. Belki de oğlundaki dalma aşkı onun etkisidir, bilinmez.

"Bir gün Jackie, bir gün sen ve ben oraya inip köşeyi döneceğiz...özellikle Meksika'ya altın, gümüş, her türden mal taşıyan yüzlerce...ne yüzlercesi, binlerce İspanyol kalyonu vardı. Bazılarının sonu burada ve Halifax Limanı'nın açığında geldi".

       Jackie söz verdiği halde doğum yapmakta olan eşinin yanında değildir...önleyemediği dalış tutkusu mu, kaybolan bir şeyi bulma arzusu mudur bu?

        Kitapta etkilendiğim bölümler;

-Amniyos kesesinin boşalması ve denizin en derinine dalma anındaki paralellik; yaşamın başlangıcı...
-Kahramanın 10 yaşındaki hali ile gerçek halinin konuşması; filmlerdeki iç sesin çizgi romana uyarlanması...
-Hikâyede geri dönüşler...
-Ruh hallerini bire bir yansıtan ve okura empati kurduran çizimler...

        Özellikle kendimizle ya da sevdiğimiz birisiyle ilgili yüzleşmek istediğimiz bir şey olduğu zaman, zihinlerimizin  gerçeklerden kaçmak için her türlü yolu yaratması inanılmaz. Bahaneler bulmaktan hiç yorulmuyoruz...

       " Geçmişe bakmakla öyle çok vakit kaybettim ki, kendime geleceğe bakma izni vermedim ".
Bir şarkıyla bitirelim;
       Dalgalar köpürmüş, gurup çalmış kızıla,
       Artık girmeli yatağa
       Gelgit artsa, rüzgar savursa da,
       Gemi batmaz asla.
       Açık denizde,
       Karadan fersah fersah uzakta.
       Korkarsan tut elimi, bırakma.
       Sıkıca sarıl bana,
       İyi olacaksın kollarımda.
       Ay dolunay, deniz derin;
       Salınıp duruyoruz uyku için!

                                                                         Sevgiler sizinle olsun...
                                                                       ( Spoiler verdimse affola )


hanac

@ Hercai,

Bu cilt bana yılbaşı çekilişinde gamlı baykuş (Ekrem) arkadaşımız tarafından hediye edildi.

Ben daha okuyamadım ama işyerinden iki arkadaşım okudular ve bayıldılar.

Verdikleri not 9/10.

Bende en kısa sürede okurum inşallah.