"Çağının Bir Tanığı Olarak, Tenten, Nam-ı Diğer Herge" - Sinan Gürdağcık

Başlatan yunusmeyra, 10 Ocak, 2017, 03:34:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

KenParker

Yazı sevaplara bakarak günahlarını görmeden yapılmış bir nevi Herge  güzellemesi olmuş ama yine de beğenerek okudum. Teşekkür ediyorum. Herge için faşist, ırkçı, cinsiyetçi, aptal, evet stupid, gibi tanımlamalar yapılır. Ve bunlar maalesef dayanağı olan tanımlamalardır. Hatta Fransa ve İngiltere parlamentolarında zararlı olduğu düşünüldüğü için gündeme getirilmiş bir çizgi roman Tenten. Şahsım adına anlatımını basit bulduğum için Herge'nin sadece çizgilerini severdim. Fakat görüyorum ki o çizgilerin ne kadarı kendine ait ciddi soru işareti. Tespitleri için de Konyakçı'ya teşekkür ediyorum.

aitor03

Alıntı yapılan: KenParker - 29 Haziran, 2019, 07:00:03
Yazı sevaplara bakarak günahlarını görmeden yapılmış bir nevi Herge  güzellemesi olmuş ama yine de beğenerek okudum. Teşekkür ediyorum. Herge için faşist, ırkçı, cinsiyetçi, aptal, evet stupid, gibi tanımlamalar yapılır. Ve bunlar maalesef dayanağı olan tanımlamalardır. Hatta Fransa ve İngiltere parlamentolarında zararlı olduğu düşünüldüğü için gündeme getirilmiş bir çizgi roman Tenten. Şahsım adına anlatımını basit bulduğum için Herge'nin sadece çizgilerini severdim. Fakat görüyorum ki o çizgilerin ne kadarı kendine ait ciddi soru işareti. Tespitleri için de Konyakçı'ya teşekkür ediyorum.

Tenten ve Herge'nin avukatlığına savunacak değilim, ancak Fransa parlamentosunda söz konusu tartışma zararından çok Tenten ve Herge'nin nerede durduğu konusunda olmuş. Chirac'ın cumhuriyetçi partisinden biri Sovyet karşıtı ve petrol zengini kapitalistlere karşı olduğu için sağcı olduğunu, Jospin'in sosyalist partisiyse merkez solcu olduğunu öne sürmüş.

http://news.bbc.co.uk/2/hi/entertainment/271249.stm

İngiliz parlamentosunda böyle bir tartışmaya rastlamamakla beraber, her iki ülkenin de sömürge politikalarını 70lere kadar devam ettirdiğini düşünürsek, ikiyüzlülüklerinin üzerinde hakikaten güneş batmayacağını da görüyoruz.

Ha, bu arada Tenten'e laf eden Fransızların Ulusal Meclis'indeki "şahane" duvar resmi de aşağıda. (resim eklemeyemedim, Herve di Rosa - French National Assembly diye aratırsanız karşınıza çıkacaktır)

Bir yandan İngiltere değil de, İsveç'te tartışmaya açılmış konu. Bu da sanırım medarı iftiharları Uzun Çoraplı Pippi'nin de bir hikayesindeki ırkçı, stereotip anlatımı tekrar masaya yatırmaları olsa gerek (Pippi kayıp babasını arar. Babası "zenci" yerlilerin ona Tanrı gibi taptığı bir adada, bir kabilenin kralıdır. Pippi adaya geldiğinde de yerlilerin yaptığı ilk şey ayaklarına kapanmak olur falan filan).

Ayrıca bence yazı günahlarını da göz ardı etmiyor, bilakis, ilk dönem hikayelerindeki ırkçı temaların motivlerini anlatıyor. Ardından Herge'nin adeta günah çıkararak, "o dönemde söz konusu kültürler hakkında hiçbir şey bilmiyordum, var olan tüm bilgim de stereotipleştirilen uydurma bilgilerden geliyordu, Mavi Lotus'tan sonra bu değişti" kabilinden de sözler söylemiş üstelik.

KenParker

Alıntı yapılan: aitor03 - 29 Haziran, 2019, 12:02:13
Tenten ve Herge'nin avukatlığına savunacak değilim, ancak Fransa parlamentosunda söz konusu tartışma zararından çok Tenten ve Herge'nin nerede durduğu konusunda olmuş. Chirac'ın cumhuriyetçi partisinden biri Sovyet karşıtı ve petrol zengini kapitalistlere karşı olduğu için sağcı olduğunu, Jospin'in sosyalist partisiyse merkez solcu olduğunu öne sürmüş.

http://news.bbc.co.uk/2/hi/entertainment/271249.stm

İngiliz parlamentosunda böyle bir tartışmaya rastlamamakla beraber, her iki ülkenin de sömürge politikalarını 70lere kadar devam ettirdiğini düşünürsek, ikiyüzlülüklerinin üzerinde hakikaten güneş batmayacağını da görüyoruz.

Ha, bu arada Tenten'e laf eden Fransızların Ulusal Meclis'indeki "şahane" duvar resmi de aşağıda. (resim eklemeyemedim, Herve di Rosa - French National Assembly diye aratırsanız karşınıza çıkacaktır)

Bir yandan İngiltere değil de, İsveç'te tartışmaya açılmış konu. Bu da sanırım medarı iftiharları Uzun Çoraplı Pippi'nin de bir hikayesindeki ırkçı, stereotip anlatımı tekrar masaya yatırmaları olsa gerek (Pippi kayıp babasını arar. Babası "zenci" yerlilerin ona Tanrı gibi taptığı bir adada, bir kabilenin kralıdır. Pippi adaya geldiğinde de yerlilerin yaptığı ilk şey ayaklarına kapanmak olur falan filan).

Ayrıca bence yazı günahlarını da göz ardı etmiyor, bilakis, ilk dönem hikayelerindeki ırkçı temaların motivlerini anlatıyor. Ardından Herge'nin adeta günah çıkararak, "o dönemde söz konusu kültürler hakkında hiçbir şey bilmiyordum, var olan tüm bilgim de stereotipleştirilen uydurma bilgilerden geliyordu, Mavi Lotus'tan sonra bu değişti" kabilinden de sözler söylemiş üstelik.

Rica ederim, hiç avukatlık gibi algılamadım, aksine memnun oldum, mutlaka farklı düşünceler olacak, kimse aynı düşünmek zorunda değil. Verdiğiniz bilgilerden ayrıca memnun oldum. Haricen belirtmeliyim, Tenten'in parlamentoda görüşülme sebeplerinden biri ırkçılık barındırıp çocuk kitaplarında yer alıp almaması üzerine. İlgili linki denk gelirse paylaşırım.

Herge'nin ırkçı yaklaşımları kendisinin de kabul ettiği ilk iki albümüyle sınırlı değil ne yazıkki. Başka albümlerinde de var. Uzun uzun anlatmak yerine şu iki linki vereceğim:

https://www.dw.com/tr/tenten-%C4%B1rk%C3%A7%C4%B1-ve-antisemit-mi/a-18120585

http://www.tersninja.com/bir-cizgi-roman-kahramani-olarak-tentenin-tartismali-seruvenleri/

Ve ilginçtir Herge bahse konu albümlere tepki gösterilene kadar hiç bir şey yapmıyor. Tepki gördükten sonra ise ilgili yerleri değiştiriyor.
Bu arada dik saçlı hakkında karikatüristlerimizin pek olumlu düşündüğünü de ne yazıkki söyleyemeyeceğim

Sonradan ırkçılık karşıtı olarak yazdığı söylenen iki albüme bakalım. Mavi Lotus ve Ambardaki Kömür albümleri. Tenten hakkında yazılan bir kitaba göre Mavi Lotus'u yazmadan önce duyurusunu yapınca üniversiteden bir okuru Herge'yi uyarıyor, klişeci ve oryantal vurgular yapmamasını rica ediyor ve Çinli bir öğrencisini yanına göndererek tanışmalarına vesile oluyor. İşte bu uyarının neticesinde Mavi Lotus'taki Çang doğuyor. Diğer ırkçılık kaşıtı olduğu söylenen albümse Ambardaki Kömür. Burada kahramanımız müslüman zenci köleleri köle tacirinin elinden kurtarır. Zavallılar bir Arap tarafından sizi hacca götürüyorum diye gemiye bindirilerek kandırılmışlardır. Fakat ne yazıkki bunlar zekası düşük kişiler oldukları için (!) kurtuldukları halde durumu umursamamakta halen daha gemiyle Mekke'ye hacca gitmek istemektedirler. İaşeleri, geri nasıl dönecekleri falan akıllarına hiç gelmez...

Ha aklıma gelmişken timsah avlamak, kobra öldürmek, üstüne atlayan kaplanı etkisiz hale getirip deli gömleği giydirmek :D gibi vakaları olan kahramanımızın gergedanları dinamitle patlatmak gibi hayvansever yönleri de varmış.

hanac

Alıntı yapılan: aitor03 - 29 Haziran, 2019, 12:02:13
Ha, bu arada Tenten'e laf eden Fransızların Ulusal Meclis'indeki "şahane" duvar resmi de aşağıda. (resim eklemeyemedim, Herve di Rosa - French National Assembly diye aratırsanız karşınıza çıkacaktır)

Bu mu ?  :)


Kinowa59

Tenten' in bir çizgi romandan çok daha farklı ve içerikli olduğunu anlamak için, rahmetli ( hurileri bol olsun ) Sinan Gürdagcik tarafından üç bölümden oluşan, " Çağının bir tanığı olarak tenten, nam-i diğer herge " belgesel titizliğiyle hazırlanıp, zengin içeriğiyle biz tenten severlere armağan ettiği nefis yazı serisini okumak, sonrada bu yazı serisinin çıktısını alıp, tenten okumaları yapmadan önce mutlaka göz gezdirmek için elimizde bulundurmamiz  gerekir. Bu yazı serisini takip ettiğimizde, tenten' in ilk macerası olan, 1929 tarihi cizimli " tenten Sovyetler de " hikayesinde görülen araba, uçak, gemi gibi ulaşım araçlarının, yıllar içinde nasıl değiştiğini, bundan da öte pek çok hikâyede ki olayların, çizildiği tarihteki Dünyanın sosyal, politik ve ekonomik olaylarıyla nasıl örtüştüğünü görürüz. 1930_ 1940_ 50_60 ve birazda 1970 yıllarına seyahat etmek isteyen çizgi roman tutkunlarının o günlerden kesitler yaşayacağına inanıyorum. Evet, koleksiyonunda tenten serisi bulunan veya tenten külliyatı edinmek isteyen, ama bir türlü adapte olup okuyamıyorum, diyen arkadaşlar; lütfen, birkez daha rahmetle andığım, anısı önünde saygıyla eğildiğim Sinan Gürdagcik'in bu yazı serisini okuyup, elinizin altında bulundurunuz. İnanınızki tenten'e bakışınız değişecek, bu harika esere ( tıpkı benim gibi ) neden daha evvel sahip olmadım, diye düşüneceksiniz.

eysude

Ters Ninja blogundaki yazı bana ait. Yıllar sonra karşılaşınca bir tuhaf oldum. İlk versiyonu Birgün'de yayınlanmıştı, yanlış anımsamıyorsam.
Bugünden bakınca kültür emperyalizmine dikkat çekmek bakımından anlamlı; ama biraz sert bir yazı olmuş. İlk albümlerdeki kaba anlatı zamanla değiştiği için Tenten'in son serüvenlerini hala ilgiyle okuyorum.