Volto Nascosto - 1001 Roman

Başlatan rumar80, 17 Ekim, 2010, 22:59:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Alıntı yapılan: rumar80 - 15 Mart, 2012, 19:57:45
   Altan bu hafta gelecek diyor.

Sert kapak olanı da mı acaba?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


rumar80


hanac

Altın Madalyon "ÇİZGİROMANDA 2011'İN EN İYİLERİ" seçiminde;

Volto Nascosto, "En İyi Mini Seri" dalında 2010 seçimlerinde olduğu gibi yeniden ikinci seçilmiştir.



hanac

Seriyi dün gece bitirdim,

Şunu söyleyebilirim, seriyi çok iyi bitirdiler.

Greystorm ve Caravan'daki gibi değil, kafalarda soru işareti bırakmayacak şekilde bitirdiler.

Tekrar düşününce ne kadar sağlam senaryosu olduğunu anlıyorsunuz, yıllara yayılan bir hikaye.

Bir kaç yıl sonra kesinlikle baştan sona tekrar okunmalı.

Ugo, Vittorio ve Matilde'li bir aşk üçgeni, Habeşistan'da yaşanılan maceralar ve Gizli Yüz.

Konu İtalyan tarihi ile ilgili olduğu için bizde sevilmemiş olabilir.

Araştırmadım ama bir çok karakterin  o dönemde gerçekten yaşadığına eminim.

Ersin Burak da 3 macera ile katılmış bu mini seriye ama bana sorarsanız üstadın çizimleri ile italyanların arasında keskin bir fark var. Biri diğerinden iyidir demiyorum, çizim tarzı olarak. İki ayrı ekol olmuş, pek gitmemiş.

Ugo çok sağlam bir karakter; dürüst, fedakar, cesur, akıllı.

Kendini Matilde için feda ediyor, Sangay Şeytanı ile maceralarına devam ettiğini duyuyoruz.  :)

Eminim bizde de yayınlanacaktır.

İlk defa bir Bonelli karakterinin büyüdüğüne, yaşlandığına tanık oluyoruz.

Bonelli gibi hantal bir yayınevi için radikal bir değişim.  :)

HayalGücü

Seriyi bitirdim ve genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim.

Romada geçen sahnelerde özellikle Matildenin tüm gözüktüğü tüm karelerde biraz sıkıcıydı.
Matilde ile olan aşk üçgenin bu kadar üstüne durulmasını beğenmedim.

Etiyopya bölümleri çok güzeldi ve temposu yüksekti. Saklı yüzü çok iyi göstermişler. Ben okurken o kahramanlığını hissettim.
Fakat serinin adını veren Saklı Yüz biraz daha fazla gözükebilirdi.

Sonuna gelirsek havada kalan bir şey olmamış. Her olay sonlandırılmış. Son bölümde de Saklı Yüzle alakalı çok güzel bir ters köşe var.
Saklı Yüzün kimliği çok şaşırtıcı bir şekilde ortaya çıkıyor.  :P

Ralph

1. cildi sipariş ettim idefix'ten. 2. cilt ise Pandora'da var. 3. cildi ne İdefix'te ne d&r'da ne de Pandora'da bulabildim... 3. cildi bulabileceğim online bir site verebilecek olan var mı?

HayalGücü

Alıntı yapılan: Ralph - 10 Nisan, 2014, 01:00:34
1. cildi sipariş ettim idefix'ten. 2. cilt ise Pandora'da var. 3. cildi ne İdefix'te ne d&r'da ne de Pandora'da bulabildim... 3. cildi bulabileceğim online bir site verebilecek olan var mı?
Gittigidiyor'dan bulabilirsiniz.

hanac

Alıntı yapılan: Ralph - 10 Nisan, 2014, 01:00:34
1. cildi sipariş ettim idefix'ten. 2. cilt ise Pandora'da var. 3. cildi ne İdefix'te ne d&r'da ne de Pandora'da bulabildim... 3. cildi bulabileceğim online bir site verebilecek olan var mı?

Kadıköydeki sahaf arkadaşlar size gönderir.

Forumdaki nickleri ile;

İlyas Erkul - Büyülü Çizgi

essegesse - Altan Gürdal / Gerekli Şeyler

darkwood - Mesut Korkmaz / Kuzgun

hacibabs - Tayfun Alemdağ / Meraklı Çizgi

Ralph

Alıntı yapılan: hanac - 10 Nisan, 2014, 08:48:06
Kadıköydeki sahaf arkadaşlar size gönderir.

Forumdaki nickleri ile;

İlyas Erkul - Büyülü Çizgi

essegesse - Altan Gürdal / Gerekli Şeyler

darkwood - Mesut Korkmaz / Kuzgun

hacibabs - Tayfun Alemdağ / Meraklı Çizgi

Çok teşekkür ederim. İlk iki cildi okuduktan sonra arkadaşlardan birine ulaşırım. Çok makbule geçer inanın ki..

Ralph

Sonunda seriyi bitirdim! Özellikle 2. ve 3. ciltte sıkılmadım desem yalan olur fakat sıkıcı, önemsemediğim her ayrıntı tokat gibi yüzüme çarptı son 2 ciltte. Uzun süredir bir çizgi romanda bu kadar derin karakterler görmemiştim. Şöyle söyleyeyim Vittorio, Matilde, Saklı Yüz, Ugo Pastore. Bu 4 karakterin her birinden en az 40 sayılık harika bir çizgi roman çıkardı. O kadar güzel kurgulanmışlar. Manfredi Düğümleri çok güzel atmış, çözülürken muhteşem bir keyif aldım. Shangai Devil'i sipariş ediyorum hemen, herkese tavsiye ediyorum, bir başyapıttı bu seri.

OZAN BALIM

Manfredi varsa derinlik vardır, hiç bir ayrıntı boşa değildir... Volto'yu beğendiyseniz Shangai Devil'ı da beğenirsiniz. Tarihsel ayrıntılar ve karakterler gerçek mekana götürüyor okuyucuyu. Korkusuz, Ip Man serisi, John Rabe gibi filmlerdeki Japon işgali, Batılıların Çin üzerindeki etkileri vs. tüm konuları naifliğe kaçmadan tüm gerçekliğiyle işlemiş. Isındığınız bir karakter bir bakıyorsunuz öldürülüyor... Manfredi farkı...

emre ozdamarlar

Panini Volto Nascosto'yu guzel bir edisyonla yeniden cikariyormus.


ferzan

    Epeydir aklımdaydı, belki birkaç seneden fazladır. Volto Nacosto serisine eni konu yeniden, en baştan başlayıp ikinci okumayı yapmak. Geçtiğimiz haftalara, yani Mart ayının ilk yarısına nasip oldu.

    Yazar Manfredi'yle alakalı olup da iyi olmayan bir şeye henüz rastlamadım. Yalnız bu kalite, Manfredi'nin kendi içerisinde bir iyi-kötü-orta dengesini de beraberinde getiriyor. Büyülü Rüzgar benim için tastamam bu kalitenin en üst seviyesiydi. Volto ise ilk haberdar olduğum 2000'li yılların ortası ve ilk okuduğum 2010'ların başları itibariyle de gönlümde apayrı bir yere sahipti ama salim kafayla kesintisiz bir okuma yapıp tekrar değerlendirmek istedim.

    Öncelikle ben serinin arka planını da, geçtiği coğrafyayı da (her ne kadar yarısı Roma'da geçse de Afrika kısımlarını daha çok) sevdim. İlk iki cilde tekabül eden dört sayıyı soluksuz okudum. Bir limitli seri ancak bu kadar iyi, ilgi çekici ve sürükleyici başlayıp devam edebilirdi. Ne var ki 3. ciltten sonra modum düştükçe düştü. Sıkılmadım ama ilk iki ciltteki sürükleyiciliği aradım. Gene de bu 14 sayılık (bizde 7 cilt) bir bütün, bir roman olduğu için 5. ciltten sonra adım adım eski hevesime yaklaştım ama final itibariyle yine ilk iki ciltteki coşkumu bulamadım. Bu demek değildir ki Volto Nascosto kötü bir seri. Tam tersine, yayınlanmış pek çok irili ufaklı devamlı devamsız fumetti içerisinde biricik olma özelliğine sahip apayrı bir seyirdi.

    Finalin sönüklüğü, aslında Şangay Şeytanı'na bir geçiş teşkil ettiğinden ötürüymüş. Manfredi, Şangay'ı da planlamış olacak ki Volto'nun son sayfalarında ilan etti baş karakterinin ağzından ama biz o zamanlar bu devamlılıktan çok haberdar olmadığımız için finalin sönüklüğünü ve çabukluğunu yadırgamış olabiliriz. Bende öyle olduğunu da bu ikinci okumamla hatırlamış oldum.

    Volto Nascosto ile ilgili esas mesele, benim açımdan Ersin Burak ustadır. Ergenliğimden beri işlerini gazetelerden biriktirdiğim, içinde yer aldığı her yayına atladığım, özelden de irtibatı koparmadığım, iki kez Eskişehir'de, bir kez de İstanbul'da bir araya gelip birlikte kaliteli vakit geçirmekten onur duyduğum, bizim coğrafyadan çıkma kendi kendini eğitmiş yaşayan en başarılı çizgi romancılarımızın başında geliyor ve ben ondan uzaktan da, yakından da çok şeyler öğrendim. Dolayısıyla henüz kendisiyle bir samimiyetim olmadığı ve uzaktan sevdiğim ve kendime usta kabul ettiğim zamanlarda bile bu Volto Nascosto olayıyla havalara uçmuştum.

    Bilmeyenler için; Ersin Burak usta, 14 kitaplık Volto Nascosto serisinin 3 kitabını çizdi ve serinin çizer ekibinde en çok macera çizen birkaç kişiden biri oldu. 4-10-11 nolu sayılarda sanatını da, farkını da öyle bir konuşturuyor ki, onun fırçasından okurların karşısına çıkan Ascam gibi karakterlerin sonraki sayılarda başka çizerlerin fırçasından çıkma yorumlamalarını yadırgıyorsunuz. Bu durum, serinin ilk sayısını çizip ardından Bonelli'ye veda edip Marvel kariyerine başlayan ve Volto Nascosto'daki karakter tasarımlarını yapan Goran Parlov gibi çok sevdiğim başka bir bileğin belirlediği ana karakterler için bile böyle.

    Ersin Burak'a yıllar içerisinde fazla iltimas geçtiğimi düşünür olmuştum. En sevdiğim ve vazgeçilmezim olan şeyleri bile gömebilmeye başladığım 30'lu yaşlarımın ikinci yarısında, bu dokunulmazlığı kırmak için bilhassa dikkat ederek ve kıyas yaparak ele aldım ve sonuç bir kez daha değişmedi. Volto serisinin benim nezdimde en iyi ve en göz alıcı üç çizerinden biri kesinlikle Ersin Burak'tı. Bu konuda Manfredi'nin de aynı fikirde olduğunu eski bir röportajından hatırladım. Üstat, Ersin Burak'ın üslubundan ne kadar etkilendiğini ve memnun olduğunu, başka projelerinde de kendisiyle çalışmaya can attığını ama Bonelli'nin buna izin vermediğini üzülerek dile getiriyordu. Bu Ersin Burak özelinde bir durum değildi, çünkü o dönem, yani 2000'lerin ilk yarısında İtalya'da, vaktiyle sürüsüne bereket açılan çizgi roman okullarından yığınla işsiz mezun çizer çıktığı için, Bonelli yerli çizerlere iş kapısı açmak için İtalya harici çizerlerin hemen hepsini elemişti. Tabi Tex serisinde yer alan birkaç İspanyol ve Arjantinli çizer hariç. Bir de Manfredi'nin zar zor kurtardığı ve özgün serilerinde beraber çalışmaya devam ettiği Darko Perovic. Bunlar harici pek çok çizer, İtalyan olmadığı için Bonelli ailesine veda etmek zorunda kalmıştı ki, kariyerinin en olgun döneminde Ersin Burak da bundan nasibini almış oldu. Kim bilir, devam etseydi büyük ihtimalle önce Şangay Şeytanı'nda, sonra Adam Wild serisinde kendisini görmeye devam ederdik diye düşünüyorum. Hatta Ersin Burak'ın bağımsız western pin-up çalışmalarına ve bazı yayınlar için yaptığı Tex yorumlarına bakarsak, Speciale serisi olmasa da Magazine serisinde ya da renkli seride veyahut da Romanzi serisinde pekala bir Tex macerası çizebilirdi. Bu kesinlikle imkansız değil, olması gereken bir ihtimal olurdu Ersin Burak söz konusu olduğunda ama olmadı, olamadı. Bu kaybın öneminden ne Bonelli'nin, ne de okurların (hem Türk hem de İtalyan okurları) haberi olmuştur ama ben derdime yanıp dururum senelerdir.

    Volto Nascosto'dan sonra rotayı Şangay Şeytanı'na kırdım ve geçtiğimiz günlerde onu da ikinci kez bitirdim. Kendi başlığında birazdan bahsedeceğim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com