Engelli Çizgi Roman Kahramanları

Başlatan Lami Tiryaki, 14 Mayıs, 2009, 09:02:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 8 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lami Tiryaki

Sakatlar haftasini yasiyoruz arkadaslar. Engelli olmanin ne kadar zor oldugunu
hele hele bizim memlekette daha da zor oldugunu biliyoruz.

Isin bizi ilgilendiren kismi ise cizgi romanlardaki engelli kahramanlar. Hemen
aklima gelenler, X-Men grubu lideri Profesor Charles Xavier ve Nathan Never'in
bilgisayar dahisi arkadasi Sigmund Baginov. Biri koturum oburu bilgisayar
karsisinda olmadigi zamanlarda kekeme olan bu sanal ama engelli kahramanlara
hayatimiza renk kattiklari icin-yaraticilari nezdinde-tesekkur ediyorum.

Cizgi romanlarda olsun, gercek hayatta olsun engelli dostlarimiza daha kolay
daha mutlu bir yasam dilerim.

Selamlar
Lami

darkwood

 >:( Sevgili Lami kardesimin Sakatlar haftasi ile ilgili görüslerine aynen katiliyorum.
Arkadaslar 10–16 Mayis Sakatlar Haftasini yasiyoruz.
Tüm sakat ve engelli kardeslerimin sakatlar haftasini kutluyoruz.
Özellikle ülkemizde Engelli olmanin ne kadar zor oldugunu ve onlarin dertlerine destek olacak kurum ve kuruluslarin çok az ve yetersiz oldugunu görüyor ve yasiyoruz. Onlar için gerçekten güzel seyler yapmak isteyen birey kurum ve kuruluslarinda oldugunu biliyoruz. Yine onlar adina yardim topluyoruz deyip kendi ceplerini dolduran örümcek beyinli insanlarida görüyoruz. Fakat bu tip insanlar, onlara yardim etmemezi engellememeli. Yardimlarimizi ya direk elden yapmali, veya çok iyi arastirip gerçekten güzel seyler yapmak isteyen kurum ve kuruluslara bizde destek vermeliyiz, unutmamaliyiz ki, "Allah hiç kimseye göstermesin" bu tip olaylar heran herkesin, bizim ve ailemizden birininde basina gelebilir, yarinlarin neler getirecegini kimse bilemez.
----------------
Geçen hafta varligindan çogumuzun haberi bile olmadigi "sirf ülkemizde yaklasik 250.000 çocuk ve ailesini yani yaklasik 1.000.000 insanimizi ilgilendiren" gerçekten önemli bir konu olan OTIZM Saglik Problemi ile ilgili hayati bir konuda, saglik bakanimizin, uzman, egitimci ve birçok duyarli sanatçinin katildigi, ünlü bir tv programinda büyük bir yardim toplandi. Insanlarimizinda bu konuda kismende olsa bilgilenmesi ve bu konuya dikkat verilmesi saglandi. Tiptaki adi OTIZM olan ve birebir EGITIM disinda bir çözümü henüz olmayan bu sosyal konu gerçekten çok önemli. Çünki Otizm bir hastalik degil, herhangi bir ilaci veya asisi yok, bu konuya bir özürde diyemeyiz çünkü ÇOK IYI BIR EGITIMLE bu çocuklarin düzelme ve normal saglikli insanlarin arasina %40-50 bir oranda katilma sanslari mevcut. Bu sansi yakalabilmeleri içinde özellikle bu konuda yetismis personele ve egitimciye ihtiyaç var, Ülkemizde herseyde oldugu gibi, yine geç olarak 1997 den sonra fark edilen bir saglik sorunu oldugundan bu konuda yetismis personelde maalesef yok denecek kadar az. TV programinda Saglik bakanimizda bu konuda söz verdi.
Otizm konusuna yurdumuzda Tohum vakfi yararli birseyler yapmaya çalisiyor ve digerlerinede öncülük ediyor. Gerçekten bu çocuklarin egitiminin çok zor olmasi ve sürekli bir egitim gerektirmesi, yine bu egitim için birebir egitimci gerektiginden çok maliyetli bir Saglik Problemi olarak karsimiza çikiyor.
Peki Otizmin özelligi ne veya bir çocugun veya bireyin Otistik oldugunu nasil anlariz. Uzmanlar bu konuda söyle diyor. Kendi halinde yasama, çevreye, olaylara tepki vermeme yada baska bir frekansta yasama. Bu tip insanlar çevrelerindeki hiç bir seye olan bitene v.s. tepki vermiyorlar, konusmuyorlar, dertlerini dahi anlatamiyorlar. Hatta göz göze gelip kontak kurma olaylari dahi yok. Yaklasik %50 si 5 yasindan sonra konusmaya basliyor, digerleri hiç konusmuyor veya birkaç kelime konusabiliyor. Bu tip çocuklar, birsey sordugunuz zaman cevap vermezler, yüzünüze dahi bakmazlar veya adini söylediginiz zaman size dönüp bakmazlar, hatta bagirarak söyleseniz dahi onlara ulasamazsaniz onlar sürekli kendi alemlerindedir. Örnegin Baslarini bir yere çarpsalar aci dahi duysalar bunu disa yansitmazlar veya nasil yansitacaklarini bilemezler, herhangi bir tepki vermezler normal oyunlarina devam ederler. Oyunlari genelde tekrarlayici bir sekildedir. Siraya dizerek oyun oynama aliskanliklari vardir. Zeka olarak gerçekte çok zekiler, geçmiste çok büyük bilim adamlarinin bu otistiklerden çiktigi düsünülüyor. Hatta gelismis bir çok ülkede bu tip çocuklara özel ilgi gösteriliyor, nelere kabiliyet ve yetenekleri kesfedilmeye çalisiliyor.
Kendilerini ifade edemiyorlar, dikkatleri daginik, sanki kafalari hep baska yerde bir seylerle mesgul. Bazilari çok hareketli bazilari ise tam tersi çok durgun olabiliyor. Gerçekten bu tip bir çocuga ne yapilabilir. Bu durumda olan anne ve babalarin elleri KOLLARI bagli neresinden tutacaklarini bilemiyorlar. Büyüklerindende veya çevrelerindeki insanlardan yardim alma durumlarida yok, kimsenin basina gelmemis, bazilari ise eski kafali bizim komsunun ogluda 9 yasinda konustu düzelir bekleyin diyenlerde var!!!
Bu tip bir ne desen anlamiyor, veya anliyorda kendisini ifade edemiyor, sanki aile farkli bir dilde çocuk farkli bir dilde konusuyor. Aile bireylerinin hiç bir istediklerini yerine getirmiyor veya onlari anlamiyor. Ihtiyaçlarinida anlatamiyor, tahmini olarak veya durum geregi ihtiyaçlarini karsilamak durumundalar. Ailede ve çevrede bu konuyla ilgili hiç bir kimsenin bilgisi yok herkes birbirine bakiyor. Yolda giderken elini dahi birakamiyorlar nereye gidecegi ne yapacagi meçhul, çünki araba veya baslarina gelebilecek baska bir tehlikenin farkinda olamazlar. Yer yön bilme durumlari yok, "Allah korusun" evin kapisini açik unuttunuz veya bir sekilde kapiyi açti ve sokaga çikti, bilen taniyan biri kolundan tutup getirmezse kaybolma riskleri büyük, bu yüzden ailesini ve çevresindeki herkes bilinçli ve her an gözleri üzerlerinde olmak durumunda. En kötüsü kaybolmalari durumunda ise ne kendilerini tanitabilme ne annelerini babalarini veya adreslerini anlatabilme durumlari var, ailelerini bulabilmeleri için yapilabilecek en güzel sey onu alip büyük bir TV programinda bu çocuk kimin diye görüntülü olarak sormak ama burdada söyle bir risk konusu var. Gelenler içinde anne ve babalarini tanidiklarini ifade edemeyebilirler. Akliniza gelmedik her seyi yapabilirler, örnegin hiç tanimadiklari birinin elini tutup gidebilirler veya yolda sarilip kucaklarina çikabilirler, ellerindeki her hangi bir seyi hiç sorgulamadan çekip alabilirler. Buzdolabindaki sütü alip koltuklarin üzerine bocalayabilirler. Üzerlerindekileri biranda çikarip misafirlerin yaninda sizizor duruma sokabilirler. Göze parmak sokma, ellerini seyretme, kendi etraflarinda dönme, ziplamai tirnak yeme, tükürme, kagit olan her seyi yirmak gibi takintilari olabilir. Kardeslerinin okul kitaplarini alip yirtabilirler, kalemlerini alip duvarlara yazi yazabilirler, bardak tabaklari yere atip kirabilirler. Ellerine geçirdikleri her seyi agizlarina atma veya yalama huylari olabilir. Kendilerine zarar verme derecesinde olanlar var bunlar için doktor tavsiyesi ile sakinlestirici ilaçlar verilebiliyor. Akla hayele gelmedik her seyi yapabilirler. Ailelerin bu tip olaylara karsi heran hazirlikli ve bilinçli olmalari ve 24 saat bu çocuklara dikkat etmeleri gerekiyor. Yakniz onlarin degil çevrelerindeki herkesin hazirlikli ve bilinçli olmalari çok önemli. Toplum olarakta GERÇEKTEN zor durumda olan anne ve babalara ve Otistik çocuklara sahip çikmali ve bu tip hiç beklenmedik olaylara karsi anlayisli ve sabirli olmaliyiz.
OTIZM çok hafifinden, agirina dogru giden genis bir yelpaze ve buna göre egitim olanaklarida artmak durumunda.
EVET gelelim çözüme bu tip bir çocugunuz veya bir yakininz varsa ne yapmaliyiz. Önce bir tani konmasi gerekiyor, bu tani bu konuda bir uzman "genelde çocuk psikiatristi" tarafindan konuluyor veya tam tesekküllü bir hastanede heyet raporu ile konulabiliyor. Bu heyet raporu ve bazi merkezlerden alinabilen RAM raporu ile bu çocuklar için devletimiz tarafindan "yetersizde olsa" aylik toplam 10 saat ücretsiz bireysel ve grup egitiminin masrafi karsilaniyor. Bu Egitim için bir çok ilçede rehabilitasyon merkezleri mevcut. Aylik 10 saatlik egitim tabiki yetersiz ama burada asil önemli olan bu egitimden çocukla birlikte aileninde yararlanmasi. En azindan aile çocuga nasil davranacagini, nasil egitim verecegini, bu egitimler sayesinde görerek ögrenmis oluyor ve ayni egitimi evindede sürdürerek çocugun gelisimine katkida bulunuyor. Aileler bu çocuklarin özellikle 2-6 yas arasi yetisme ve gelisme çaglarinin en önemli oldugu dönemde; maddi ve manevi durumlarini zorlayip egitimlerini arttirmak, sosyal ortamlara sokmak, yapabilecekleri sporlari yaptirmak "ata binmek gibi" ve yasitlariyla birlikte olmalarini saglayarak iletisim ve algilarmalarini arttimak durumundalar. Çünkü gerek okul çagina kadar akranlarina yetisebilmeleri ve yine ilerki yaslarda bu egitimlerin yasa bagli olarak faydalarini daha az görme durumlari mevcut oldugundan her türlü imkanlarini seferber etmek durumundalar. Tabi birde bu tip çocuklarla ugrasan anne ve babalarin psikolojik durumlarinida düsünmek durumundayiz. Babalarin genelde çalistigini ve bu tip çocuklarla daha az birlikte oldugunu düsünürsek, 24 saat bu çocuklarla birlikte olan annelerin psikolojilerindende önemli problemler olabilir, babalari ve diger aile fertleri onlarada destek olmali ve onlarin bu agir yükünü paylasarak, annalerine haftada bir iki gün kafalarini dinleyebilecekleri ortamlari yaratmalidirlar.
Otizimin olusumuinda ne gibi faktörler oldugu ise henüz belirsizligini koruyor. Bazi görüsler söyle, Çevresel faktörler, sanayilesme, hormonlu gidalar, kimyasal ilaçlar, genetik, dogum öncesi ve dogum sonrasi faktörler, vücutta toksit birikimi "kursun ve civa gibi" veya agir metal içeren asilar gibi birçok teori mevcut ama henüz kanitlanmis bir sey maalesef yok. Insallah bir an önce bu önemli problemin neden ve çözümler bulunur. Zira her geçen gün bu tip çocuklar artiyor, canlarimizin bu tip olaylarla karsilasmalari gerçekten üzücü, onlara, dogaya ve çevremize sahip çikalim, çikmasi gerekenleri uyaralim, herkes bir seylerin ucundan tutmak zorunda yoksa ileride tutacak birsey kalmayacak...
Darkwood Sakinleri..

Hayal Kahvem







Acaba engelli çizgi roman kahramanı var mı? diye merak edince, sordum soruşturdum.  Daredevil  var dediler.  Bu çizgi roman kahramanı 12 yaşında gözlerine radyoaktif madde dökülmesiye kör olmuş. Asıl adı Matt Murdock olan görme engelli çizgi roman kahramanı gündüzleri avukatlık geceleri kötülerin düşmanı Daredevil oluyormuş. Babasını öldürten Kingpin, Daredevil'in baş düşmanıymış. Daredevil 12 yaşında gözlerini kaybetmiş ama bunun karşılığında 4 duyusu güçlenmiş ve müthiş bir çeviklik kazanmış. Kulakları radar olarak görev yapmaktaymış. Ve kırmızı köstüm giyiyor yukarıda görüldüğü gibi... İşte huzurlarımızda görme engelli bir çizgi roman kahramanı.





Başka engelli çizgi roman kahramanı var mı peki? Evet. X Men'in kurucusu Profesör Charles Xavier. Dünyanın en güçlü telepatı. İlüzyon yaratan ve başkalarının beyinlerine hükmedebilen, psişik yetenekleri olan,  malikanesindeki celebro adlı özel bilgisayarla güçlerini arttıran, tekerlekli sandalyeden iş yapan engelli çizgi roman kahramanı.

Acaba bildiğiniz başka engelli çizgi roman kahramanı var mı?

Sanki geçen yıl bu konuda  yazılar yazmıştık. Şimdi bulamadım Altın Madalyon'da... Ne fena:)






ümitkr

Ali var, Vildan, sağır 6 yaşında bir çocuk. Farnsızlar çizmiş Manga tadında... Çok güzel. Bugün okudum daha. İlkokuldaki öğrencilerime ve birkaç öğretmenime de okuttum. Uçtuk hep birlikte

Desen yayınları çıkardı: Ellerimdeki Kelimeler



Hayal Kahvem

Selam Ümit,

3 Aralık Dünya Engelliler Günü... Bugün görme engellilerle ilgili yazılarla başladım.
Yarın, öbürgün devam etmek istiyorum.
Ve ne yazık ki memleketimiz engelliler için bir cehennem.
Bunu ne kadar duyuyursak iyi olur diye düşünüyorum.

Engelli çizgi roman kahramanlarının duyurulması çok etkili oluyor.
Moralverici bir tadı var.


Şimdii.. Rica etsem, Ali'nin özellikleri konusunda biraz daha açıklama yazabilir misin?
Nasıl bir çocuktur Ali? Du bi... Google sorayım. Bilebilecek mi:))
Sağolasın.


pizagor

Benzer bir başlık daha vardı arkadaşlar, ikisini birleştiriverdim...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Aklıma Barbara Gordon geldi... Öldüren Şaka'da Joker tarafından vurulunca kötürüm kalmıştı...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Aralık, 2011, 21:26:12
Aklıma Barbara Gordon geldi... Öldüren Şaka'da Joker tarafından vurulunca kötürüm kalmıştı...

Sahneyi de buldum...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Hayal Kahvem


Merhabalar, bir sorum var...

Görme engelliler için hazırlanmış çizgi romanlar var mı?

Var mıdır sahiden? Eğer varsa var ya... Hey! Binlerce kasırga aşkına!
Sevinçten uçabilirim ben.

candy

Fantastik Dörtlü'de Ben Grimm'in heykeltraş bir kız arkadaşı vardı. O da görme engelli idi sanırım.