İstanbul Odyssey - Doğu Yürür

Başlatan pearl jam, 18 Ekim, 2014, 12:51:06

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pearl jam




13 Ekim'de Arkabahçe Facebook sayfasında duyurmuş :

  "Sanırım 20 Yılı doldurduk.Yayıncılık serüvenine ilk başladığımız dergi de giriş sayfasına ''Bir iddia ile başladık işe 'Türkiye'de çizgi roman okunur' haklı mıyız? haksız mıyız ? Zaman gösterecek...' diyerek başlamıştık.
Artık biliyoruz ki okunuyormuş:))

Şimdi ,başka bir iddiamız var .Türkiye'de dünya standartlarında bir YERLİ ÇİZGİ ROMAN her zaman yabancılardan çok ama çok fazla satar ve okunur.

Biz 'İSTANBUL ODYSSEY -Doğu Yürür ' ile iddiamıza başlıyoruz:))"
Kasım ayında raflarda olacak.Kitapçınızdan isteyin!!!"

Heyecan verici bir haber kitaptan bugüne kadar forumda bahsedilmemesi de enteresan.  Dünya standartlarında yerli çizgi roman iddiası güzel bir iddia. Çizimleri çok beğendim, hikaye de güzelse iddialarını gerçekleştirmiş olurlar bence.


Chuck

Ben forumda bu kitap veya yazar hakkında soru sordum fakat cevap alamadım :( Siz bu yazarı daha önce duydunuz mu yoksa yeni mi ???
+ Her girdiğim yol çıkmaz sokakla son buluyor
- O halde yeni bir harita bulmalısınız

pearl jam


pearl jam



Animvader

Arkabahçe'nin daha önce Karabasan'la yaptığı gibi yine bir yerli çizgiroman çıkartmaya çalışması takdir edilesi bir iş.

Bağımsız türde bir çizgiroman olduğundan bahsedilmiş açıkçası bu türde pek okumadığım içim çizimleri daha çok karikatür dergilerindeki tarza benzettim.

Öyküye gelecek olursak, bir çizgiroman yazarının yazacak öykü araması diyebiliriz sanırım.Bu arayışta İstanbul sokaklarında hayal ve fantazya dolu bir gece geçiriyor.Açıkçası biraz daha uzun olsaydı daha iyi olurdu düşüncesindeyim yine de fena bulmadım, o klasik süperkahraman-eli kılıçlı savaşçı tiplemelerinin dışında değişik bir soluk olmuş.

Bu türe daha hakim arkadaşlarımız güzel bir değerlendirme yazısı yazsın da okuyalım :)

Chuck

İlk olarak Arkabahçe'nin böyle fikirlere şans vermesi çok güzel bir olay.

Doğu Yürür, çizimleri gayet farklı olmakla birlikte hikayesiyle uyum sağlatmayı başarmış. Kısa sürede bitirdim. Bence bir şans verin gayet hoş vakit geçireceksiniz :)
+ Her girdiğim yol çıkmaz sokakla son buluyor
- O halde yeni bir harita bulmalısınız

ferzan

    Ben de gecikmeli olarak şimdi okuyup bitirebildim bu tek kitaplık mini albümü.

    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, çizgiler gerçekten de alternatif kategorisinde ve derya deniz bir yelpazede örnekler barındıran " bağımsız " denilen türde, grafiksel bir çerçevede. Ana akım çizgi romanların çizgisi haricî alternatiflere açık olmayan okurlara hitap etmeyebilir, elzem de değil zaten. Adı üzerinde, alternatif. :)

    Örnek sayfaları gördüğümde, sayfa içerisindeki metinler dolayısıyla pek bir beklentiye girmemiştim, dolayısıyla albümü geç edinmeme sebep oldu bu durum. Şahsi kanaatimce alternatif çizgiyi ne denli sempatik bulmuşsam, öyküyü de o denli gelişigüzel buldum. Artık yerli üretimlere destek gözüyle olaya bakıp da gönülsüz bir şekilde şevk verme adına destek çıkıcı övgüler dizmek istemiyorum herhangi bir eser için. Bu pek çok yeni yerli üretimimiz için geçerli. Tamam, bu iş artık meslek değil de gönül işi bu topraklarda, üretici de bunu biliyor ve ona göre üretiyor. Eskiye nazaran dünyadaki diğer örnekleri ve kaliteyi takip etme şansımız daha da yüksek. Yani ortada bir ulaşamama, bir imkânsızlık, bir yetersizlik, bir arkada kalmışlık durumu da yok. Yerli yeni üreticilerimizden de çizgisini ortalamanın altında gördüğüm bir cizerimiz de yok. Hemen hemen çoğu cizerimiz de dünyanın her yerinde rüştünü ispatlayabilecek kalitede. Doğu Yürür 'ün alternatif tadı da buna dahil. O halde niye hâlâ öykü kısmında tökezliyoruz, niye mevcut yeni albümler hep çizgiyi üst kalite tutarken hikâyeyi ısrarla zayıf bırakıyor. Yoksa hâlâ amatör çizer kafasında mı bu profesyonel bilekler...Amatör çizerlikte adettir. Çizgiye ve profesyonel gözükmesi için sayfa geneline, kısaca görsele abanilir ama hikâyenin hükmü olmaz. Hikâye, sayfa çizmenin bahanesidir. Tastamam bunu hissediyorum son çıkan yerli üretimlerde. Güzel bir başlangıç noktası bulan da ilerletemiyor sanki. Envai çeşit şeyi okumuş olan okur da bir noktadan sonra yemiyor ama kendi güzelliği dolayısıyla yemiş görünüp alkışını esirgemiyor. Bence övgüyü hakeden de çilekeş ve sonsuz hoşgörü sahibi okurdur bu konuda.

    Yukarıda yazdıklarım, Doğu Yürür ve eseri için değil, genel olarak son dönem genç yerli ureticilerimizin işlerine binaen. Gerçi, daha az genç olanlar da onlardan en fazla birkaç adım önde sayılır ya...

    Tekrar İstanbul Odyssey albümüne dönecek olursak, rahat okuttu kendini. Sayfalar akti, görseller tatmin etti, değişiklik oldu gerçekten. Bu çizgi ile yapacağı tüm eserlerine açığım Doğu Yürür 'ün. Alternatif çizgiye bayılırım çünkü ve bu minvalde pek çok eser incelemiş biri olarak Yürür 'ün çizgisini de mış gibi görmedim. Güzel bir göz ziyafeti oldu benim için. Ne var ki hikâye fazla gelişigüzel, fazla başına buyruk ve bir yere gitmeyen cinsten. Bir de artik mizah dergileri sağ olsun, konu bulamayan ya da bir konu peşinden hayal âlemine dalan çizer odaklı üretimlerden gına geldi. Bağımsız çizgi roman albümlerinde de bu konuda birşeyler okumak tat verebiliyor. Onun harici girişteki ilk 4 sayfa güzel güldürdü.

    Arşivlik, not düşmelik, elde bulundurası, rahatlatıcı ve kafa yormayan bir eser. Ama bir parça da başıboş. Pişman oldum mu, hayır olmadım ama keşke dedim bol bol...
   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

pizagor

Doğu Yürür'ün İstanbul Odyssey albümünü dün akşam okudum...

Arka kapaktaki albüme dair underground yüceltmelerine bakarak değerlendirirsem bizdeki mizah dergileri hikayeciliğinden ve stilinden çok da farklı bulmadım. Dolayısıyla diyebiliriz ki ya bizim mizah dergisi 'çizgiromancılığımız' tamamıyla undergroundun nitelikli örneklerindendir ya da underground sanat benim düşündüğüm gibi değil. Bana göre underground, kabul gören tarzın dışındaki, hitabettiği nispeten az sayıdaki kişiyi düşünürsek adeta dar zümreye özel bir sanat üretimidir. Dolayısıyla bu tarz üretim, mizah çizgiromancılığının aslında bu ülkedeki en geniş banttan yayın ulaştıran çizgiromancılık olduğunu düşünürsek, bu stil ülkemiz için underground olmaktan çıkmış, normalleşmiştir. Tabi bu yargım, benim undergroundu çok yanlış anlamamdan da kaynaklanıyor olabilir. Nedir bu underground allasen? Konuya hakim birisi anlatsa da aydınlansak keşke...

İstanbul Odyssey'i, tam da 'artık normalin yerini alan' bu çizim stili yüzünden sevemedim. Hikaye de, dediğim gibi yine mizah dergiciliğinin bir uzantısı. Yeni birşeyler anlatmıyor...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


berkuralcan

Arka kapaktaki yorumların genellikle "bağımsız" çizgi roman kavramı üzerinden gittiği düşünürsek, "underground"dan çok "independent comics" kavramının bir çevirisi gibi bakabiliriz duruma.

"Underground Comics", "Independent Comics", "Alternative Comics", "x" ile yazılan "comix" gibi kavramlar, Amerikan çizgi romanı içinde anlamlandırılacak belli başlı akımlar aslında.

Bunlar biraz "grafik roman" kavramı gibi, anlamı konusunda kesin yargıya varmanın zor olduğu, zaman zaman birbirleriyle çakışan kavramlar.

Bu açıdan eleştiriniz iki noktadan çok doğru:

Birincisi, ABD çizgi roman endüstrisinin dışında "bağımsız" çizgi roman gibi bir kavram çok şey ifade etmiyor, çünkü bağımsız çizgi roman o ortamda Marvel - DC dışında yayınlanmış herhangi bir çizgi roman demek aslında. Türkiye'de bu anlamda "bağımlı" olunacak bir yayıncı yok.

İkincisi, bu geniş tanımla, zaten "bağımsız çizgi roman tarzı" gibi bir şeyden söz etmek çok zor hale geliyor, çünkü Walking Dead de bağımsız çizgi roman, Saga da bağımsız çizgi roman, Habibi de bağımsız çizgi roman, Love and Rockets de bağımsız çizgi roman, Se x Criminals da. Bunların arasında üslup olarak bir benzerlik görmek çok çok zor.

Ben de İstanbul Odyssey'i okuduğumda bu noktaya takılmıştım, daha detaylı ve açıklayıcı bir şey için şu yazı faydalı olabilir.

http://www.altevren.net/altevrengurme-2/turk-cizgi-romanlari/957-istanbul-odyssey