Son 10 Yılın En Çok Satan 10 Çizgi Roman Sayıları - ABD

[hennessy]

1.AMAZING SPIDER-MAN #583
Marvel Ocak 2009 - 530.500 adet

-

2.CIVIL WAR #2
Marvel Haziran 2006 - 341.856 adet



3.CAPTAIN AMERICA #25
Marvel Mart 2007 - 317.713 adet



4.ALL STAR BATMAN & ROBIN THE BOY WONDER #1
DC Comics Temmuz 2005 - 276.017 adet



5.INFINITE CRISIS #1
DC Comics Ekim 2005 - 269.991 adet



6.SECRET INVASION #1
Marvel Nisan 2008 - 262.975 adet



7.JUSTICE LEAGUE OF AMERICA #1
DC Comics Ağustos 2006 - 250.847 adet



8.HOUSE OF M #1
Marvel Haziran 2005 - 248.166 adet



9.SUPERMAN #204
DC Comics Nisan 2004 - 244.127 adet



10.IDENTITY CRISIS #1
DC Comics Haziran 2004 - 242.912 adet



Alıntı : http://www.comichron.com/

http://blog.comichron.com/search/label/Barack%20Obama

[FerdiFon]

Teşekkürler Çok Güzel Bir Konu  , Adamların Satışlarına Ve Okuyucu Kitlesine Hayran Kaldım , Acaba Diyorum  Zagor Ve Tex Amerikan Çizgi Romanları Olsaydı Amerikada Ne Kadar Çok Yüksek Grafikte  Satışları Olurdu  ...

[hennessy]

Ben Tex in amerikada reklamı yapılıp satılsa nasıl olurdu diye hep merak etmişimdir yada yayınlanıyor mu ? Ayrıca sitedeki istatisklere bakıyorum inanılır gibi değil adamlar çizgi roman okuyor

[hanac]

Ben Tex in amerikada reklamı yapılıp satılsa nasıl olurdu diye hep merak etmişimdir, ya da yayınlanıyor mu ?

Dylan dog, Martin ve Nathan Never 6'şar sayı yayınlandı ABD de.

Bununla ilgili bir başlık vardı, bulayım da linkini ekleyeyim buraya.

[darkwood]

Ben Tex in amerikada reklamı yapılıp satılsa nasıl olurdu diye hep merak etmişimdir yada yayınlanıyor mu ? Ayrıca sitedeki istatisklere bakıyorum inanılır gibi değil adamlar çizgi roman okuyor

Sanırım kendi üretimleri olmayan "italyan işi" Western çizgi romanlara ilgi duymuyorlar. 

[hennessy]

Ben Tex in amerikada reklamı yapılıp satılsa nasıl olurdu diye hep merak etmişimdir yada yayınlanıyor mu ? Ayrıca sitedeki istatisklere bakıyorum inanılır gibi değil adamlar çizgi roman okuyor

Sanırım kendi üretimleri olmayan "italyan işi" Western çizgi romanlara ilgi duymuyorlar. 

Abi bence o kadar yayınlanacak çizgi roman varken amerika da bunlara ilgi göstermiyor yayın evleri diye düşünüyorum ben.

Tex ve Greystorm ve Volto ya Mister No ya reklam ile destek verilse idi iş yapardı diyorum.

Gene de italyan işi filmler bir ara furya idi ondan düşünüyorum.

Ha marvel ve dc tekelinde bir yerde nasıl olur iş onu bilmem işte.

[V]

Doksanlarda Amerika'da milyonun üstünde satış yapan X-Men'leri,Spider Man'ları da okuduk biz.

Satışlarda harbi harbi düşüş var. Çin etkisi de yok bu  işin içinde ama...

[ferzan]

    Bu en çok satan 10 arasında bir Vertigo yayını ya da en azından alternatif bir örnek ya da sağlam bir grafik roman görememek enteresan...Herşeyi geçtim,DC ve Marvel'dan başka,onların kemikleşmiş popüler süperherolarından başka birşey yok...Benim açımdan oldukça düşündürücü oldu...Neden derseniz;
    Ortaokuldan liseye geçiş dönemlerimde ve lise boyunca Türkiye'de düzenli olarak çıkan ya da çıkmış olan her yayını almaya çalışıyordum...Bütçem kısıtlıydı,bir de bu bütçeyi comics ve fumetti olarak ikiye bölmek zorunda kalıyordum...Yine de fazlasıyla topladım,okudum ve bir müddet sonra comicslerden tiksinmeye başladım...Comics alemini tamamen süper kahramanlardan ya da arada sırada çıkan ve hiç ilgimi çekmeyen farklı serilerden ibaret olduğunu sanıyordum...Ben de hababam Avrupa ve Latin ekollerine kaydım...Uzunca bir süre comicslerden uzak durdum...Arada kendi kendime sorduğum oluyordu,yahu diyordum,koskoca kıta,üstelik çizgiromanın başladığı ve endüstriye dönüştüğü yer,herhalde comicsler bunlardan ibaret değildir diyordum...
    Nitekim,zaman içerisinde internetin de yardımıyla girmiş olduğum arayışta bolca tatmin oldum,fikir sahibi oldum ve şunu anladım...Bizde neredeyse yurt geneline yayabileceğimiz tantunici ve benzeri yerel fast-food dükkanı kadar adamların irili ufaklı tonla yayınevi var kıta genelinde...Köşeleri kapan Marvel,DC,İmage gibi firmaları geçtim,adını filmlerde bile çok az duymuş olduğumuz bazı eyaletlerde,sırf o yörenin tirajıyla bile ayakta duran yayınevlerinin olduğunu öğrendim...Yayıncı,üretici,okur,adamların binlerce çizgiromanı var...Belki bu binlerce rakamını sadece bir yılda yayınlanan her çeşit üretim için kullansak daha doğru olur...Belki 6 ay bile diyebiliriz,bilemedim...
    Adamlardaki çeşit,kalite ve alternatif seçenekleri gözümün önüne getirince,vay anasını diyorum...Dünyada bir salgın hastalık olsa ve bu hastalık tüm fumetti ve frankofonları yok etse,emin olun comicslerden en az hazedenimize bile her türlü hitap edecek çok fazla güzel üretimi var adamların...Eh,ülke kocaman bir süpermarket olunca haliyle bu her alana yansıyor...
    Ben fumettilerin Amerika'da tutacağına inanmıyorum...Belki birkaç istisna vardır...Yine de herhangi bir ortalama Amerikalı'yı Ken Parker üzerine kafa yorarken ya da Büyülü Rüzgar'daki sert ve eleştirel politik arka planı sorgularken de düşünemiyorum...Herşey bir yana,iki ekol ve tüketicileri arasında ciddi bir kafa yapısı farkı olduğunu düşünüyorum...Fumettileri yerine göre naif,yerine göre vasat,yerine göre standart,yerine göre de muazzam buluyorum,kısaca benim için son derece çekiciliği olan bir ekol...Fumetti okurunun Amerikan üretimlerine her zaman açık olduklarını düşünüyorum,ama sapına kadar Amerikalı hiçbir ortalama okur profilinin fumettiye prim verebileceğini sanmıyorum...Zaten ortalama düzeyde ihtiyaç duyduklarını kendi yayınlarından temin ediyorlar...Bir de bildiğim kadarıyla bu milletin genelinde şöyle birşey var,Amerika dışında olan pek çok şey onları pek enterese etmiyor...En azından genel okur profilinin ve sokaktaki adamın bu yapıda olduğunu düşünüyorum...Yaptığım genellemelere canavar koleksiyoncuları,sayısı hiç de azımsanmayacak alternatif avcılarını ve bu sanatı icra edenleri dahil etmiyorum...Hatta yayıncıları bile...Onlar gayet de takipteler Avrupa ekollerini...
    Okur kısmını geçtim,içerik ve hatta teknik olarak ele alırsak...
    Fumettiler fumetti oldukları için 96'şar sayfalık bölümler halinde kurgulanıyor ve Amerikan seriyal formatında bunu 24'er sayfalık sayılara bölmek tuhaf kaçabilir,hatta anlamsız bile olabilir...Nitekim nette Dylan'ın Dark Horse edisyonunu incelerken benzer bir durum gördüğümü hatırlıyorum...Zaten dikkat ettiyseniz format icabı sayfa ve dolayısıyla fasikül ölçüleri bile değişiyor...Comicsler 15x24 ebatlarda ve daha uzunlamasına bir sayfa ölçüsüne basılırken,fumettiler 16x21'e tekabül ediyor...Bir comics sayfası,bir fumettiye göre bir parça daha uzun,en olarak da bir tırnak kadar daha zayıf...Bunun üzerine bir de comicslerdeki panel kurgusu,sayfa tasarımlarındaki serbestlik ve kare içi dinamizmiyle,fumettilerin çok nadiren esnetilebilen 3 bantlık keskin sınırları olan panel sistemi ve bir parça daha klasiğe yakın olması,doğal olarak Amerikan okuruna çekici gelemeyebiliyor(halbuki biz comicsin dinamizmini de,fumettinin orijinal üslubunu da seviyoruz)...Bu sebeple fumetti hikayelerinin çoğu Amerikalı'ları konu alsa da,bu pek yeterli olmayabiliyor...Alışkanlıklar ve tercihler devreye giriyor...Hamburger tutkunu,ömründe hamburger'den başka birşey yememiş birine tantuni yahut köy ekmeği yedirmeye çalışın(ki tek geçerim,bir de ev yapımı zeytinyağı varsa yanında),hatta acılı adana falan koyun önüne...Hemen hemen aynı tepkiyi verir
    Benzer bir tutum fumetti-frankofon cephesi için de geçerli...Garibim fumetti hep alttan alıyor,herkese kapısını açıyor ama gene de kan kaybetmesi ve çok açılamaması bundan olsa gerek...
    Amerikan okuru tutucu,Fransız okuru tutucu,e kardeşim o zaman bu mangalar tüm bu ülkeleri nasıl işgal etti?Moebiüs'e bile manga yazdırdılar,Marvel tiplerinden bazılarının manga versiyonunu denediler...Tam bir doğudan gelen istila oldu ama gördüğüm kadarıyla herkes halinden memnun...Eğer çizgiroman aleminde de bir ahir zaman göreceksek,emin olun mangalar bu ahir zamanın Deccal'i,hatta Yecüc-Mecüc'ü oluyor...
    Diğer taraftan,comicslern üretici ve yayıncı kısmının Avrupa'ya pek duyarsız olmadığını söylemiştim...Vertigo'nun hala devam etmekte olan en haşarı ve sağlam serilerinde pek çok İtalyan sanatçının imzasını görebilirsiniz...Bir tanesini geçen yıl misafir ettik hatta,hatırlarsınız...Genel olarak yeni serilerde müthiş bir Avrupalı sanatçı transferi görüyorum ve bu da comicsleri hiç olmadığı kadar çekici yapıyor gözümde...Yine de alternatif üretimlerden,esnek çizgi tarzlarından ve standart kalitede profesyonel olmayıp da kendi tadını yakalamış belki 100lerce genç üreticiye ve yayıcıya rağmen,son 10 yılda hala bu iki büyük firma en çok satan dergileri aralarında paylaşıyorsa ve çizgiromanla alakası minimum düzeyde olan herhangi biri bile bu en çok satanları görüp de herbirini tanıyorsa,orada bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum...Bu yanlışlığı da başlı başına endüstriyel politika,reklamcılık,nabza göre şerbet ve hala yedirebilme gibi pek hazetmediğim yeteneklere bağlıyorum...
    Açıkçası Amerikan çizgiromanından soğuyup sonra yeniden aşık olan ben,kendi evrim sürecim olan 7-8 seneye yanarken,Amerikan okurunun gram yol almayıp yerinde saydığını görünce rahatlıyorum...Neyse ki tercihler tamamen o okur profilinin elinde değil de,bahaneyle biz de esaslı anlatılarla tanışabiliyoruz...
   
   

[Al Simmons_Spawn]

Sadece ilk üçe baktığımızda bile American comics sektöründe şikayetçi olduğumuz pek çok şeyin sebebini görebiliriz.

[Carnage]

Kapakta Obama olunca Amazing Spiderman 583 ilk sırayı kapmış. Halbuki o sayıdaki iki maceranın senaryoları berbattı görsellik açısından de aman aman değillerdi.

[Al Simmons_Spawn]

Bu arada bu listeyi referans alarak çizgi roman alışverişi yapma planınız varsa kesinlikle tavsiyem Identity Crisis'i bir yerden edinip okuyun. Bence Civil War'a en az 10 basar.

[kalidor]

Listede Conan olmamasına teessüf ediyor ve son serinin ilk sayısından 300 bin adet sipariş veriyorum.

[berkuralcan]

The Walking Dead'in 100. sayısı 380.000'den fazla kopya sattı bu arada, bu şekilde listeye de ikinci sıradan girmiş oluyor sanırım, tüm zamanların en çok satan Indy dergisi oldu böylece.

[Ras Al Ghul]

Bu arada bu listeyi referans alarak çizgi roman alışverişi yapma planınız varsa kesinlikle tavsiyem Identity Crisis'i bir yerden edinip okuyun. Bence Civil War'a en az 10 basar.

Güzeldir ama o kadar da değil