Kabil Disco - Afganistan'da Kaçırılmamayı Nasıl Başardım? - Esen Kitap

Başlatan nicholaihel, 21 Kasım, 2015, 02:02:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

nicholaihel

Kabil Disco 1 - Afganistan'da Kaçırılmamayı Nasıl Başardım?



Evsiz ve işsiz olan çizgi roman yazarı Nicolas Wild, 2005'te nihayet kendine uygun bir iş bulur. Ama bu iş biraz uzaktadır.

Savaştan henüz çıkmış Afganistan'ın başkenti Kâbil'de. İşte böylece, ülkenin anayasasının bir çizgi roman uyarlamasını hazırlamak üzere oraya gider. İki yıl kalarak ülkenin yeniden inşasına tanıklık eder. Bu kitap, Afganistan dönüşü yayımladığı üçlemenin ilk cildidir. Gündemden hiç düşmeyen ülke Afganistan'a ironik, merak uyandıran ve sağduyulu bir yaklaşım.

"Mükemmel bir çizgi roman. Eğlenceli ve hayat dolu."
-France Inter-

"Misafirperver ama fakir bir halk, sokaklarda yaşayan çocuklar, askeri baskı, ülkeyi mahvetmiş bir savaşın izleri, propaganda ve yeniden inşa için gelen yabancılar... Bunca konuyu Kabil Disko kadar güzel işleyen çizgi romanlar bulmak çok zor."
-Journal Sud Ouest-

(Tanıtım Bülteninden)

Türkçe (Orijinal Dili:Fransızca)
160 s. -- 1. Hamur-- Ciltsiz -- 16 x 24 cm
İstanbul, 2015
ISBN : 9786054609727

hanac

Bu bilgilendirme için teşekkürler Nicholaihel.

Yayınlanan bütün çizgiromanların bir şekilde tanıtılması çok önemli.

pearl jam

Bu sene fuarin eksik parcasi bu tarz bir cizgiromandi, o da tamamlanmis oldu. Esen kitap gecen sene yine fuar zamani, yine nicolas wild in boyle sustu zerdust unu yayimlamisti..

ferzan

   

    Yaklaşık 8 aydır beklettiğim, üç kitap da tamamlanınca okumaya başlamayı düşündüğüm bir eserdi ama dün dayanamayarak bizde yayınlanan ilk kitabı büyük bir iştahla okudum...

    Kapağına ve adına bakınca, insanın aklında şöyle klişe bir yaklaşım canlanıyor: Bir batılı, bir şekilde Ortadoğu'ya yolu düşüyor ve kültür karşılaştırması yapıyor, oryantal bakış açısını sorguluyor, turist gibi ortalarda dolanıp sonrasında ülkesine dönerek gayet alışılageldik bir üslupla izlenimlerini kitaplaştırıyor falan fistan...

    Ben de tastamam bu önyargı ile, sırf farklı birşey okuyup zihni nadasa bırakmak ve bir parça da benzer sorunlarla karşılaştığım aynı meslekten birinin şikayetlerini okumak için elime aldığım bu kitabın bambaşka bir yerde olduğunu farkettiğimde hala eserin tadını çıkaracak zamanım kalmıştı...

    Nicolas Wild, işsiz ve evsiz bir çizerdir...Bir başka çizer arkadaşının evindeki zorunlu misafirliği işkenceye dönüşmüştür ve ilham perisi kendisinden fersah fersah uzaklardadır...Çok yakında misafir olduğu evden de ayrılmak durumunda kalacaktır...Tam o günlerde, bir arkadaşından gelen yönlendirme ile mail kutusunda ilginç bir iş ilanına rastlar ve içinde bulunduğu durum dolayısıyla vakit kaybetmeden başvuruda bulunur...Birkaç hafta sonra ise işe başlamak üzere yola çıkmaya hazırdır...Ne var ki iş Afganistan'dadır ve yeni anayasanın okuma yazma bilmeyen çoğunluk bazında ve daha çok da çocuklara yönelik kısımlarını çizgi roman olarak resimlemek için çok uluslu bir batılı oluşum bünyesinde iki aylık yorucu bir çalışma temposu kendisini beklemektedir...

    Hava şartları ve imkansızlıklar nedeniyle Azerbaycan'da bir hafta zorunlu olarak konakladıktan sonra nihayet Kabil'e gelir...Geldiği gibi de apar topar çalışmaya başlar, zira 7 haftaları vardır ve çoktan bir haftası geçmiştir...Enteresan ofisleri, refakatçileri, burjuvaziyi yanlarında getiren genç ve dinamik batılı patronları, diğer batılı çalışanları ve yerel halktan yardımcıları eşliğinde oldukça garip bir tempoya girer...Ama iki aylık sandığı iş, beraberinde başka işleri de getirecek ve Nicolas Wild ufak bir tatil harici tam iki yıl Kabil'de yaşayacaktır...

    Eseri, gözleme dayalı benzer anlatılardan ayıran şey sıcaklığı oldu...Pyongyang'da Guy Delisle'nin takındığı soğuk ve itici ''turist'' tavır kesinlikle bu eserde olmadığı gibi, çizerin kendisi de yapmacık bir ilgi yahut kendini beğenmiş bir eleştirel tutum takınmıyor...Oralı olmaya çalışmadığı gibi kendini oradan da soyutlamıyor...Daha da güzeli, oradaki herkes gibi hayatın içerisinden akıp gidiyor...Yolu kesişen herkesle beraber yuvarlanıyor...Hani, ''Bana ne hacı, ben burada geçiciyim...Kapatırım kendimi, günleri sayar defolur giderim...En fazla ortamlarda anlatırım...'' demiyor...''Laylaylom, Ortadoğu ne acayip...Ühühüü, yazık insanlara...Bunları kesin anlatmalıyım...Biz batılılar kaka insanlarız ama bura da matah sayılmaz...'' da demiyor...''Ben kimim de kime acıyayım, kime neyi açıklayayım...İşte geldik gidiyoruz...Bari azıcık tat alalım...'' diyor tastamam...Orada bir yargıç, bir eleştirmen, bir çokbilmiş medeniyet elçisi ya da ana haber bülteni spikeri olarak varolmuyor...

    Kitabın arka kısmında Kabil'de yaptıkları çizgi roman işlerinin yanı sıra, savaş mağduru engelli çocuklar için de yaptıkları işlere yer vermiş fotoğraflarla birlikte...Daha çok çocuklara çalışmışlar...Çocuk işçiliğe karşı çocukların eğitim hakkı ve benzeri konuları merkeze alarak pek çok üretim yapmışlar ama aralarda başka işler de kilitlendiği olmuş...Her ne kadar istifa vermesine sebep olsa da sonradan yapmaya mecbur kaldığı militarist propaganda çalışmaları, sesi az çıktığı için zoraki gönüllü gönderildiği eğitim çekimleri, sokağa çıkma yasakları, Taliban eylemleri, kaçırılmalar, intihar saldırıları, yerel ekonomi, yerel vizyon, evrensel iki yüzlülük, kapitalizm ve daha pek çok şeyi satır aralarında işleyerek yer yer de giydirmiş inceden...Ama genel itibariyle klasik bir grafik romana malzeme çıkarma yaklaşımından ziyade, ''Oğlum neler anlatıcam, bi dur...'' tadında samimi bir arkadaş sohbeti olmuş diyebilirim...

    Eserin tüm dış görünüşünün aksine turistik ve eleştirel bir savaş bölgesi tanıklığı değil, şartlarda savrulan ve kimseyi yargılamayı kendine görev edinmeyen basit bir adamın muhabbeti Kabil Disko...Kitabın adı da, bir akşam düzenlenen bir eğlence için doldurulmuş karma müzikler içeren CD'nin adından geliyor... :)

   

    İlk kitap, aynı zamanda ilk kısmın sonu olarak bitti...Yarıda kalan birşey olmadığı gibi adamımız kısa süreli bir Fransa tatiline bile geldi...Devam eden iki kitabın da bir an evvel çıkmasını kalpten arzuluyorum...Resmen tadı damağımda kaldı diyebilirim...

    Kabil Disko, ilk kitap itibariyle notum :  8/10

   

   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

HacıGeraltEmmi

N. Wild'in Çizgilerinin naifliği, yazarın önyargıdan uzak sıcak anlatımı öykünün gerçekliğindeki şiddeti ve yıkılmışlığı yumuşatarak hafiften tebessüm etmenize bile sebep oluyor. Daha önce yayınlanan Böyle Sustu Zerdüşt kitabını okuyup beğendiyseniz, bu kitabını beğenmemeniz imkansız. Dorukhan yukarıda çok güzel tarif etmiş; dost sohbeti kıvamında bir anlatı. Bence bu sohbete siz de katılın.

memospinoz

2. kitap unutuldu galiba. Bu yayıncı hala faal mi? Bilen var mı?

TKnKT

    Çizgi dünyasına girdiğim ancak uluslararası dolaşıma girmiş eserlere henüz dokunmadığım zamanlardan, maziden gelen okuması pek hayli keyifli bir eser oldu bana. Wild'ın anlatı dili ve aktarımı bana da fazlasıyla samimi ve içten geldi. Esere dair sürpriz olmayan kısmı devamının bize gelmeyeceğini -en azından söz konusu yayıncı tarafından- bilmek oldu. Pek gerçekleşen dileklerim yokken, kırk yılın başı gerçekleşebilecek bir dileğimi bu kitaba gömmek konusunda kararsız kalsam da bir yayınevinin bu tarafa sıfırdan bir el atması evrene yolladığım bir dileğim olsun.
"The man who opens topics faster than his shadow"

nicholaihel

Çok güzel kitaptı evet. Yıllardır bir ümit devamı gelir diye bekleyenlerdenim...