Kaptan Amerika serileri

[Nemo]

One Shots (devam)


Captain America: The Medusa Effect 
1994
1 Sayi





Captain America Drug War
1994
1 Sayi




Captain America Collectors' Preview 
1995
1 Sayi





Captain America: The Legend 
1996
1 Sayi




Captain America: Red, White & Blue 
2002
1 sayi

[Nemo]

One Shots (devam)

Captain America: 65th Anniversary Special 
2006
1 Sayi




Siege: Captain America 
2010
1 Sayi



Captain America: The Fighting Avenger 
2011
1 Sayi



Captain America and the Falcon Vol 2 #1
2011

[Nemo]

CROSSOVER

BATMAN & CAPTAIN AMERICA
1996
1 sayi

[rumar80]

    Beni tanıyan dostlar bilir: Her tür çizgi romanı severek okumamla birlikte comics'in yeri bir ayrıdır. Ayrıca sadece günceli değil, mümkün olduğunca klasik öyküleri de okumayı çok severim. Corona günlerinde kendime ayırdığım okuma serisi de Captain America klasikleri oluyor. Şu anda Marvel evrenine geri döndüğü Avengers sayı 4'den başlayarak önce Iron Man ile ortak paylaştığı Tales of Suspense, ardından bu serinin 100. sayı ile adını değiştirmesi ile kendi adını alan dizinin 150. sayılarına kadar geldim.
     Baştan şunu belirteyim ki, sanılanın aksine seri Amerikan rüyasının fanatik bir savunucusu değil. Tabi ki bir Amerikan dergisi olarak sistem ve rüyanın arkasında ama karakterin adının getirdiği ön yargılar kadar değil.
     İlk birkaç sayı boyunca kahramanımız sıradan suçlular ile dövüşüyor. Ardından bir kaç sayı İkinci Dünya Savaşı'na gidiyoruz ve Captain America ve Bucky'nin maceralarını okuyoruz. Günümüze kesin dönüş yapması ile birlikte de efsane düşmanı tekrar karşımıza çıkıyor: Red Skull. Seri boyunca sayısız defa Red Skull, Hydra ve Aim ile mücadele eden kahramanımızın en büyük desteği eski savaş arkadaşı Nick Fury.
     Steve Rogers'ın kafasındaki tek sorun, kendi yaşadığından farklı bir dünyada uyanmış olması ve bu dünyaya adapte olmaya çalışması. Ayrıca kadim dostu Bucky'nin ölümü nedeniyle herhangi biri ile romantik ya da profesyonel yakınlaşmadan korkmakta. Bu da hayatının aşkı SHIELD ajanı Sharon Carter ile inişli çıkışlı bir ilişki yaşamalarına sebep oluyor. Daha sonra tanıştığı Sam Wilson adlı zenci ile olan ilişkisi de Steve'i onu eğitmeye ve Falcon olmasını sağlamaya kadar götürüyor. Bu da hepimizin zamanında okuduğu ikilinin oluşmasına yol açıyor. Ama bu ikili arasındaki dinamikte hep sıkıntı var. Bir yanda Falcon'ın kahramanımızın gölgesinde kaldığına inanıp kendini ispatlamaya çalışması, diğer yanda 60'lı yılların sonunda ABD'nde yaşanan zenci hareketi ve iki ırk arasındaki gerginliğin ikiliye yansıtılması.
     Kısacası Captain America zamanında Stan Lee tarafından yazıldığı dönemde gerçek anlamda sabun köpüğü maceralar ile gününü geçirmiş, ama aksiyonun hiç eksilmediği bir seri olmuş. Ne zaman yazarlığa Steve Englehart oturuyor (Alfa'nın basmaya başladığı sayılar) politika ve entrika daha belirgin olarak karşımıza çıkıyor. Yine de Marvel'ın ilk dönemlerinin naifliğini okumak ta ayrı bir tat.
     Çizerlere gelince: Uzun süre kahramanın yaratıcısı Jack Kirby çizer koltuğunda oturuyor. Zamanında Alfa okuyan dostlar bilir. Kirby 190'lı sayılar ile birlikte evladını hem yazıp hem de çizmeye döner.
      Kirby bıraktıktan sonra çizerlik koltuğuna Daredevil ve Iron Man de çizen Gene Colan oturur. Arada üç sayılık bir Jim Steranko dönemi ve sonrasında ise Spider Man'in efsane çizeri baba John Romita karşımıza çıkar. Onu da Alfa döneminde de çizimlerini gördüğümüz Sal Buscema izler.