Punisher 2004-2009 Max (Sayı 61-75)

[Mrtekin]

Punisher 2004-2009 Max (Sayı 61-75) (11., 12., ve 13. Albümler)

Bildiğiniz üzere,2004-2009
arası süren ve hastası olduğumuz PunisherMax'in 1 ile 60. sayısı (ki Marmara Çizgi tarafından tamamı yayınlandı.) Garth Ennis tarafından yazıldı. 61.sayıdan itibaren devreye başka yazarlar girdi ve seri 75. sayıya kadar sürdü. Bu sayılar 3 adet albümde toplandı. Aşağıdaki özet,
işbu 61-75 arası sayıları toplayan 3 adet albüme ilişkin görüşlerdir.

Spoiler içerir;

1-60-65 "Girls in White Dresses"

https://www.amazon.com/Punisher-Max-Girls-White-Dresses/dp/0785125205

Açıkçası çok sağlam bir
hikaye. Biraz, "7 Samuray"'
a gönderme ile, Punisher'ın Meksikalı işçiler tarafından bir terör örgütünce iz bırakılmadan kaçırılan kızları, eşleri ve anneleri için kiralık silah olarak tutulması. Frank, gizemi çözmek ve savaşı teröristlerin kapısına götürmek ve yargı dağıtmak için Meksika'ya yola çıkıyor.

Bu albümde Jigsaw ile kanlı bir hesaplaşmada mevcut. Köpekbalığı sahnesi gerçekten çok yaratıcı idi.
Albüm, güzel bir film seyrediyormuşçasına aktı, gitti. Ezcümle, hikaye ve çizimleri ile benden tam puan aldı. Kesinlikle tavsiye.

2- 65-70 "6 Hours to Kill"
https://www.amazon.com/Punisher-Frank-Castle-Hours-Kill/dp/B005B1B3K4/ref=mp_s_a_1_1?keywords=Six+Hours+to+Kill%2CPunisher&qid=1559941045&s=gateway&sr=8-1

Frank, kimliği bilinmeyen bir grup tarafından Philadelphia'ya kaçırılıyor ve vücuduna 6 saat sonra ölümüne yol açacak bir zehir veriliyor. Antidotu alabilmesinin tek şartı ise, kaçıranların ismini verdiği önemli bir suçlunun ölümü. Frank, su testisi su yolunda kırılır misali, işbu 6 saati, suçlu avlayarak geçirmeyi kararlaştırıyor. Aynı zamanda kendisine zehir verenler ile ölümüne bir son oyun da oynamak zorunda.

Hikaye ortalama olmasına rağmen, çizimler güzeldi.

3- 70-75 "Welcome to the Bayou"

https://www.amazon.com/Punisher-Frank-Castle-Welcome-2004-2009-ebook/dp/B07L43ZPSF/ref=mp_s_a_1_2?keywords=welcome+to+the+bayou&qid=1559941101&s=gateway&sr=8-2

Yolu Louisiana'dan geçen Frank, benzin istasyonunda tanıştığı kolej çocuklarının aniden kaybolması ile
işkillenir. Araştırması onu bataklıklarda yaşayan karanlık bir aileye götürecektir. Hesaplaşmaya, bu sefer timsahlar da dahildir.

Biraz çerezlik bir hikaye. Frank'in hasımları bu sefer beyazperde ve dizilerde sıkça örneğini gördüğümüz, karanlık Güneyliler. Hal böyleyken, Goran Parlov'un pırıl pırıl çizgileri bu albümü de sonuna kadar okuttu. Kendisi
Punisher'a çok yakışıyor.

Ezcümle, Garth Ennis sonrası ve Jason Aaron öncesi Max 61-75 arası sayılardan oluşan,
bu 3 albümden ikisi bence
ortalama, biri
ise gerçekten çok iyi. Hiçbiri bir Garth Ennis tadı vermese de, yine de gerçek Punisher tadı almak için, "Girls in White Dresses"
adlı albümü naçizane hararetle tavsiye ediyorum.