KARİKATÜR - Şenol Bezci

Başlatan Hayal Kahvem, 22 Mart, 2011, 18:14:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Hayal Kahvem


Bu karikatür bana göre, bu sözsüz hâliyle,  ZAMANIN RUHUNU - şahane anlatıyor...



Hayal Kahvem




Yol uzun, güzergah zorlu; ne demeliyim?
Zarif kardeşim benim,
Seni aldım yanıma, ikizimi almış yürüyor gibiyim.





Sana yıldız sana güneş mi demeliyim,
Günümde hayret gecemde hayret istedim
Yer yer senin gibiyim ben yer yer kendim.






İnsan olan yerlerim çok ağrıyor,
Olsun, yine de sen kapanma, şu sıra benim,
Yerine bırak ben incineyim.





 



Karikatürist - Şenol Bezci
Şair - Birhan Keskin

NOT: Şairlerin dizeleri ya da yazarların cümleleriyle oynamak çok  hoşuma gidiyor. Şenol Bezci'nin karikatürlerini çok severim. Bu kahve molasında, sanatçılar afetsin beni, sevdiğim bir karikatüristin karikatürleriyle, sevdiğim bir şairin dizelerini eşleştirdim. Sonra  karşıdan baktım yaptığıma. Ne yalan söyleyeyim sevdim. Şimdi keyifle kahvemi içmeye devam edeceğim.


Hayal Kahvem


Eski huyumdur. Çocukluğumdan beri karikatür okumayı ve  seyretmeyi severim. Sadece okumak ya da seyretmekle de kalmam... Ayrıca karikatürlerdeki tiplerde roman ya da film kahramanlarını görme oyunum vardır. Bir örnekle anlatayım istersen... Mesela,  Şenol Bezci'nin bu karikatürünü ilk gördüğümde, çok önceleri bir solukta  okuduğum,  Dostoyevski'nin Beyaz Geceler adlı, o incecik  romanındaki erkek kahramanı aklıma geldi. Sekiz yıldır Petersburg'ta yaşamasına rağmen tek dostu olmayan o  genç adamı bilmiyorum hatırladın mı?  O roman kahramanı, aynı Şenol Bezci'nin çizdiği korkuluk gibi... Yoksul...  Yapayalnız... Kimsesiz biridir. Karikatüre baktığımda, yerdekiler yazarın elde yazdığı öyküsünün sayfalarını ya da öyküdeki mektupları anımsatmış olsa da... Beni bu korkuluğu  Beyaz Geceler'in erkek kahramanına benzetmeye asıl  sevkeden  ne oldu biliyor musun? Tüm o yalnızlık içinde korkuluğun gülümsemesi. Dostoyevksi'nin bu roman kahramanı hayalci biridir. Yalnızlığından şikayetçi değildir. Hatta kitapta kendisini kimselere benzemeyen gülünç bir adama benzetir. İyi niyetlidir. Petersburg'un o uzun beyaz gecelerinde, yıldızlı, sakin ve durgun  gökyüzüne bakıp "Bu kadar muhteşem bir güzellik altında kötü niyetli insanlar gerçekten bulunabilir mi?" diyebilen biridir. Yaz gelmiştir. Şehir boşalmış, herkes yazlığa gitmiştir. Arkadaşı yoktur ve  hiç kimseden davet almamıştır ya... Sanki onu oracıkta unutmuşlardır hani... İnsandır tabii... Böyle zamanlarda yüreğinde hüzün dalgalarının kabardığını hisseder elbette.  Ama bu düşünceleri kafasından çabuk atar. Aynı mevsimler gibi insan ruhu da değişken değil midir? Ekinmiş tarlaların, otların  ortasında bulur kendini. Arabalarla yanından geçen insanların kendisini sıcak bir tebessümle selamlayacaklarını farzeder.  İnsanların mutlu olduklarını düşünerek neşelenir. Aynı bu korkuluk gibi o yoksulluğun, yalnızlığın içinde gülümser...  Biliyorum bana gülüyorsundur  gene... Diyorsundur ki: " Abartmışsın! Karikatürler nere, roman kahramanları nere? " Ne bileyim? Hayalciyim ya bir kere... Şenol Bezci'nin bu karikatüründeki korkulukta, Dostoyevski'nin Beyaz Geceler adlı romanının erkek kahramanını gördüm ya... Yazmak istedim. Böyle söyleyeceğini bilsem bile.