JULIA OGLAK YAYINCILIK MACERAPEREST ÇIZGILER

Başlatan s.b, 02 Aralık, 2010, 21:07:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

s.b

Aksoy Yayıncılık Julia'yı yayınlamayı 15. sayıda bırakmıştır. 16. sayısını ise Milliyet gazetesi ek olarak vermiştir. 17. sayıdan itibarende Oğlak Yayıncılık 4 sayı birarada kalın cilt olarak yayınlamaya başlamıştır. Dört sayı bir kitapta olunca özgün kapak resimlerini ne yazıkki küçültülmüş olarak kapağa basmışlardır. Ancak bu seri de uzun soluklu olamamış ve iki kalın çilt yayınlayarak seriyi sonlandırmıştır. Aksoy Yayıncılık seriyi "Kadın Dedektif Julia" başlığıyla yayınlamış, Oğlak Yayıncılık ise aslında olduğu gibi "Julia Bir Kriminoloğun Maceraları" başlığı ile yayınlamıştır.




Maceraperest Çizgiler - No: Bir (17-18-19-20)- 4 Kitap Birarada - 512 Sayfa Yayın Tarihi: 2003

İnkar Edilen Suç
Yazan: Giancarlo Berardi, Maurizio Mantero ve Claudia Salvatori
Çizen: Gustavo Trigo, Marco Soldi ve Enio Legisamón
Kapak: Marco Soldi

Eve Dönerken
Yazan: Giancarlo Berardi, Giuseppe De Nardo ve Maurizio Mantero
Çizen: Luca Vannini ve Laura Zuccheri
Kapak: Marco Soldi

Güneşin Gözü
Yazan: Giancarlo Berardi e Maurizio Mantero
Çizen: Enio Legisamón
Kapak: Marco Soldi

Kara Gök
Yazan: Giancarlo Berardi e Maurizio Mantero
Çizen: Enio Legisamón (Enio) ve Valerio Piccioni
Kapak: Marco Soldi
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

s.b



Maceraperest Çizgiler - No: Iki (21-22-23-24)- 4 Kitap Birarada - 512 Sayfa Yayın Tarihi: 2004

Atlatma Haber
Yazan: Giancarlo Berardi, Giuseppe De Nardo ve Maurizio Mantero
Çizen: Giancarlo Caracuzzo
Kapak: Marco Soldi

Susan O Haykırıs
Yazan: Giancarlo Berardi ve Lorenzo Calza
Çizen: Roberto Zaghi ve Thomas Campi
Kapak: Marco Soldi

Saatler Durduğunda
Yazan: Giancarlo Berardi, Giuseppe De Nardo ve Maurizio Mantero
Çizen: Luigi Siniscalchi
Kapak: Marco Soldi

Kaçırılan Çocuk
Yazan: Giancarlo Berardi ve Maurizio Mantero
Çizen: Claudio Piccoli ve Alberto Macagno
Kapak: Marco Soldi
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

ferzan

    Julia okumalarım iki sene önce karışık bir şekilde başlamıştı...Seneler önce bir sayısını okuyup çok da hazetmediğim bu seriyi, ani bir coşku ile iki sene önce toplamaya başlamıştım...6 ay gibi bir sürede Aksoy, Milliyet, Oğlak, 1001Roman ve Çizgi Düşler'den çıkan tüm fasikül ve ciltlerini tamamlamıştım...Okuma sıram ise oldukça karışık ilerlemişti...Julia Almanak 1.cilt ile başlamış, Çizgi Düşler ile devam ederken araya bir adet 1001Roman baskısı bir cilt alıp sonra Aksoy dönemi itibariyle kronolojik olarak gitmeye karar vermiştim...

    Julia'nın bana verdiği huzuru ve mütevazi keyfi sevdiğim için, maceraları okurken çok büyük bir beklentim olmuyor, bir polisiye şaheseri olmadığını bilerek okuyorum ve bu sebeple bana sonsuz keyif verip dinlendiriyor...O sebeple mevcut maceralarını ara sıra, acele etmeksizin okumaya çalışıyorum...Birkaç ayda bir araya birkaç Julia serüveni alıp sonra gene ara veriyorum...Bu sebeple Oğlak Dönemi ciltlerinden okumamış olduğum 2. cilde de anca sıra gelmiş oldu zaman içerisinde...

     Bu cildin henüz ilk yarısını okuyabildim...Şimdiye dek kafaya taktığım tek şey çeviri ile ilgili ufak bir tabir oldu...İki akşam önce okuduğum ''Atlatma Haber'' isimli maceranın keyfi üzerine dün akşam ''Susan O Haykırış'' isimli serüveni okudum...Hikaye, evsizleri odağına alan bir kurguya sahipti fakat çeviride evsizleri ''serseri'' olarak ifade etmeleri, ister istemez çevirinin özenini düşünmeme yol açtı...Belki orijinal dilinde de öyle geçiyordur, bilmiyorum ama evsiz ile serseri kavramlarını birbirine karıştırmamakta yarar var diye düşünüyorum...

    ''Susan O Haykırış'', parkta yatıp kalkan orta yaşı geçmiş bir evsizin defterine karaladığı şiir ile başlıyor...Son satırları yazarken ter içinde kalan hırpani görünümlü adam, bir sanrıya kapılarak bilinçsizce koşmaya başlıyor ve caddeye fırlayarak sinemadan dönen iki genç sevgilinin arabası altında korkunç bir şekilde can veriyor...Sevgililer, seyir esnasında ağız dalaşında oldukları için evsize çarptıklarını farkettiklerinde dünyaları başlarına yıkılıyor ve çevredekiler de çok geçmeden duruma müdahale ediyorlar...

    Bu talihsiz kaza ile ilgili yasal süreç devreye girmişken, evsiz şairin otopsisi esnasında ilginç bir gerçek ortaya çıkıyor...Şairin ölüm sebebi aslında kan kaybı ama midesinde aşırı miktarda siyanüre rastlanıyor...Böylece şairin yediği son yemeğinde biri tarafından zehirlendiği ortaya çıkıyor...Mide sorunu olan talihsiz adamın zehirlenme sürecinin gecikmesi ve geçirdiği nöbet dolayısıyla bilinçsizce caddeye fırlamış olması, ölümünü yalnızca birkaç saat erkene almış oluyor...

    Zehirlenme tanısı üzerine polis ve savcılık devreye giriyor...Ve elbette savcılık danışmanı olarak da aynı zamanda üniversitede hoca olan çıtı pıtı kriminoloğumuz Julia Kendall da olaya dahil oluyor...Bir şüphe sonrası o sene hayatını kaybetmiş olan diğer beş evsizin de mezarları açılıp cesetlerine otopsi yapıldığında, hepsinin midesinde aynı maddeye rastlanıyor...Yiyeceklerine katılan siyanür ile zehirlenen evsizlerin hepsinin de geri dönüşü olmayan cinsten mide, karaciğer ve benzeri hastalıklara sahip oldukları öğrenilince, aslında bu evsizlerin acısına son verdiğini düşünen biri tarafından merhamet cinayetlerine kurban gittiklerinin anlaşılmasıyla oldukça sıkıntılı ve kapsamlı bir araştırma süreci başlıyor...

    Julia maceraları genelde çok büyük ters köşeler yapmaz, sonu iyi kötü tahmin edilir ama bu serüven, mevcut Julia hikayeleri arasında nadiren çıkan cinsten bir ters köşeye yatırdı beni...Önce sol gösterip sağ vuruyormuş gibi yaptı ama sonra beklenmedik bir şekilde tekme attı diyebilirim bu serüvenin finali için...Diğer yandan hikayede Big Lebowski filminden ''Dude'' karakterinin sempatik bir parodisinin yer alması da hikayeyi tüm kasvetine rağmen yer yer eğlenceli kıldı...



    En kötü Julia maceramız böyle olsun diyor, okumamış olduğum az sayıdaki diğer serüvenlerden de aynı tadı almayı umuyorum... 
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

darkwood

 


Yeniden bilgilerimizi tazeleyen Julia'nın ''Susan O Haykırış'' adlı bu harika hikayesinin ışığında,
şu muhteşem kapakları es geçip kalın ciltleri basan, maceraperest yayınlarını da
bir kez daha anmış olduk.  ::)
Darkwood Sakinleri..

ferzan

    Bir Julia serüveni daha bitti...Oğlak 2.ciltte yer alan, orijinal 23.sayıya tekabül eden ''Saatler Durduğunda'' isimli hikaye...



    Bir cumartesi sabahı, içerisinde pek çok işyeri bulunan ve o gün kesinlikle kapalı olan Desmond Binası'nın bir sigorta şirketine ait 9.katında pervaza çıkmış, atlayıp atlamamakta tereddüt eden bir adam, aşağıdan geçenlerin dikkatini çeker...Orta yaşlı, yaşından daha genç gösteren bu iyi giyimli ve bakımlı adam çok geçmeden aşağıda meraklı halk, polis ve itfaiyecilerden oluşan bir kalabalığın toplanmasına sebep olur...Vakit kaybetmeden olay yerine gelen ve herşeyden habersiz güvenlik görevlisine kapıyı açtıran ve 9.kata çıkan Teğmen Webb, beraberinde tatil gününde olan ve sezgilerine güvendiği Julia'yı da getirmiştir...İntihar edip etmemekte kararsız olan, buna rağmen sinirleri son derece gergin ve aklı karışık olan Dave Moran isimli bu beyin ağzından cımbızla laf alamayan kriminoloğumuz, bu hali vakti yerinde gözüken bey hakkında gün içerisinde oldukça hızlı bir araştırma sürecine girmek durumunda kalır ve ortaya çok karışık bir yaşam hikayesi çıkar...Tesadüf odur ki Dave Moran, bir gün önce İtalyan mafyasının önde gelen isimlerinden biri olan kayınpederini cadde ortasında şoförüyle beraber kurşuna dizmiştir...Ama onu yaşamdan kopma noktasına getiren kesinlikle bu durum değildir...Dave Moran'ın, belki de birkaç sene önce ölen karısının bile bilmediği bir sırrı vardır ve Julia'nın sabah saatlerinde başlayan araştırması, öğleden sonra çok farklı yerlerde devam ederken, Dave Moran da tüm ikna çabalarına rağmen saatlerdir hareketsiz durduğu pervazdan da inecek gibi durmamaktadır...Halka ve basına eğlence çıkmıştır ama aynı zamanda gün sonunda çok trajik bir hikaye ortaya çıkacaktır...

    Dün akşamki güzel serüvenin üzerine (Julia #22, ''Susan O Haykırış'') hiç de sırıtmayan, zevkle kendini okutan bir öyküydü...Umarım bir sonraki hikaye olan ''Kaçırılan Çocuk'' da (aynı zamanda Oğlak ciltlerin son hikayesi) en az bunun kadar lezzet verir...Birer adet Martin Mystere ve Julia öyküleri ile bu akşamı da böylece kapatmış olduk... 
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

DAMPYR

Julia benim ençok sevdiğim çizgi romanlardandı.yayınlanma süresi yavaşlayınca kendime yeni bir çizgi roman aramaya başladım bol aksiyonlu olan geç keşfettiğim Mister No artık yeni gözdem.. 8) ::) ;)

ferzan

    Geçen hafta okuyup da foruma geçemediğim bir diğer macera ise Julia'nın ''Kaçırılan Çocuk'' isimli öyküsüydü...Oğlak Cilt 2'nin son serüveni, orijinal 24. sayı...

    Seattle'da katıldığı bir kongre sonrası Garden City'ye dönmek üzere havaalanına doğru yola koyulan Julia, yoğun kar yağışı dolayısıyla uçak seferlerinin iptal edildiğini öğrenir ve soluğu tren garında alır...Dönüş yolculuğu biraz uzayacak, lakin yataklı vagonda konforlu bir şekilde Garden City'e ulaşacaktır...Tren saatine kadar oyalanan Julia, bölgede aynı gün fidye amaçlı kaçırılan bir kız çocuğun haberini de almıştır...Ne var ki yapacak birşey yoktur...Haberi alan çoğu vatandaş gibi kendi içinden çocuğun hali vakti yerinde ailesine sağ salim dönmesini dilemekten başka elinden birşey gelmez...

    Tren saati yaklaşırken, perona ilerlemeden önce son hazırlıklarını yapan Julia, bir yandan da insanları gözlemlemeye başlar...Bu huyu, sıkılmamak için çocukluğundan beri sıkça başvurduğu bir oyundan ibarettir aslında...Zarif bir edayla etrafı gözlemlerken, kadınlar tuvaletinden çıkan çok güzel bir oğlan çocuğu ile onu elinden tutarak çekiştiren ebeveynine gözü takılır...Oğlanın kadınlar tuvaletinden çıkmasını bir an için yadırgamış fakat çok üzerinde durmamıştır...Zaten trenin hareket saati de gelmiştir...Julia, trene binerken az önce dikkatini çeken ana-oğulun da aynı trene bindiğini farketmemiştir...Kar şiddetini iyice artırmışken, tren hareket eder...Garden City'e doğru uzun ve zorlu bir yolculuk başlamıştır...

    Orijinal adı ''Kidnapping Express'' olan bu macera, okurken en keyif aldığım Julia serüvenleri arasında neredeyse ilk 5'e girdi diyebilirim...Hikayede pek çok karakter, pek çok durum, pek çok psikolojik ve sosyolojik çıkarım, harika bir anlatım, neredeyse hikayenin tamamını sırtlayan küçük ama muhteşem detaylar yer alıyor...En önemlisinden en önemsizine öykü boyunca karşımıza çıkan her karakter en ince ayrıntısına kadar planlanmış, çok güçlü ve gerçekçi karakterizasyonlar ortaya çıkmış...Maceranın anlatımı ve seyri bir yana, finaline doğru barındırdığı birden fazla ters köşesiyle de unutulmayacak bir okuma ve seyirlik vaadediyor...Bu hikayeyi bu kadar çok sevme sebeplerimden biri de, Agatha Christie'nin çok sevdiğim ''Orient Express Cinayeti'' isimli Hercule Poirot öyküsüne yaptığı gönderme ve selamlamalar oldu...Aynı tadı, Suat Yalaz'ın olgunluk çağının en muhteşem işi olan Son Osmanlı Yandım Ali serisinin 2000 yılında Sabah Gazetesi'nde tefrika edilen ve finaline doğru yarım kalan ''Orient Express'' adlı son serüveninde de almıştım...

    Uzun ve zorlu tren yolculukları esnasında, seyir halinde hapsolan ve birbirine bir süre için tahammül etmek durumunda kalan her çeşit yolcunun yer aldığı gerilimli öykülere bayılıyorum...Julia'nın bu serüveni, hiçbir beklentimi boş çıkarmadı ve unutulmaz bir hikaye okuttu...Muhteşem görseller eşliğinde...

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

deniz240

Merhaba,

Julia Aksoyları ve Milliyetten çıkan sayıyı okudum, sıra ile gideceksem şimdi hangi Juliaları okumam gerekiyor?

Teşekkürler.
Ali

seastar1000

Alıntı yapılan: deniz240 - 17 Nisan, 2018, 11:08:29
Merhaba,

Julia Aksoyları ve Milliyetten çıkan sayıyı okudum, sıra ile gideceksem şimdi hangi Juliaları okumam gerekiyor?

Teşekkürler.

Ali


Aksoy ve Milliyet ekinin peşinden Maceraperest iki cilt yayınladı toplam 8 macera daha sonra 1001 roman 4 cikt yayınladı toplam 12 macera sonrada Çizgidüşler e geçti ağır aksak devam ediyor

deniz240