Beat Kuşağı - KaraKarga Yayınları

Başlatan memospinoz, 08 Mayıs, 2019, 17:20:39

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

memospinoz



Beat Kuşağı, Beat hareketinin kendisi kadar enerjik çizgilerle tekrar hayata dönüyor. Çizgi roman efsanesi Harvey Pekar'ın anlattığı ve sıkça birlikte çalıştığı Ed Piskor'un çizdiği bu kitabın içinde feminist çizgi romancı Trina Robbins ve MAD dergisinden Peter Kuper gibi daha birçok önemli isim yer alıyor.

Beat Kuşağı, bizi ana akım Amerikan konformistliği ve muhafazakarlığı ile yüzleşen bir döneme doğru vahşi bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kuşak, köksüzlükleri, agresif bağımlılıkları, sarsıcı yaratıcılıkları ve deneysellikleriyle tanınıyor.

40'ların sonu 50'lerin başında, New York ve San Francisco çevresinde takılan birkaç arkadaşın etrafında başlayan bir akım, edebi bir patlamanın temellerini attı. Amfetamin yüklü Kerouac, Ginsberg ve Burroughs'un tuhaflıklarından, Jay DeFeo'nun dağınık stüdyosundaki resim seanslarına... Caz hipsterlarından, 'beatnik piliçleri'ne... Chicago'daki Kompleksler Akademisi'nden, San Francisco'nun ünlü City Lights Kitabevi'ne... Ortaya da bir nesle saygı duruşu olarak düşünebileceğiniz, konusu kadar özgün bir tarzda çizilmiş harika bir kolaj çıkıyor.

Boyut: 16x23 cm
Sayfa Sayısı: 200
Etiket Fiyatı: 35 TL

memospinoz


KenParker

Beat kuşağının yan yana büyüdüğü ve birbirinden etkilendiği kuşak olan Hippilerdeki enteresan dünyaya bakış, Uluma şiirinin içindeki yükselen ses, izlediğim Bob Dylan filmindeki döneme akmak, şu veya bu nedenle adını duyduğum ama hakkında yarım bilgi sahibi olduğum Beat kuşağını tam anlamıyla tanımak için bu grafik romanın sayfalarını çevirdim.

Kitap kuşağın ileri gelenlerinden üçünü anlatarak başlıyor. İlk önce Yolda romanının yazarı kafadan çatlak Kerouac'ı tanıdım. Her zaman her yerde bir şeylere muhalif olmak için hazır ve nazır Şair Ginsberg'le tanıştım. Uyuşturucu müptelası Burrougs denen bir adamın -ki uyuşturucu bu kuşağı tanımlayan müptezellik, alkol ve karmaşık seks dünyasından başlıcasıdır- suçla dolu karmaşık dünyasına girdim.

Ardından bu kuşakta etkili olmuş şair, yazar, ressam gibi ondan fazla kişi tanıtılıyor. Genel çerçeveyi çizmek, dönemi zaman bakımından sıralı anlatmak yerine bu kişilerin hayatlarından bölümlerle kuşağın ileri gelenlerini öğrenmeye, yaşananları görmeye başlıyoruz.

Kitabın yazarı Harvey Paker kimdir bilmiyorum. Açıkçası umurumda da değil. Çoğu kişiyi o yazmış. Bazılarını da başka isimle beraber yazmış. Açıkçası yazarın çift olduğu kısımlarda kaleminin değdiğini hiç zannetmiyorum. Dil, anlatım tarzı, üslup bambaşka çünkü. Muhtemelen başkasına yazdırıp yazar kısmına kendi adını ekletmiş.

Anlatım dediğim gibi kişi tanıtımlarıyla gidiyor. Bir nevi belgesel tarza sahip. Yer yer sıkıcı, yer yer eğlenceli.

Çizmler yukarıdaki bağlantıda görüldüğü gibi pek iç acıcı değil. Her yerde tekdüzelik hakim. Panel kullanımı vasatın altında. Bazı önemsiz sahneler gereksiz yere büyük çizilmiş. Vurucu sahnelerden bazılarıysa küçük panelde. Gözüm nedense Robert Crump'ı aradı durdu. O olsaymış bu grafik romana çok yakışırmış. Neyse, sonuçta Watchman, Teks okumuyorum deyip panel kullanımını boşverdim:) konuya odaklandım. Neticede belgesel okuyorum farz ettim. Kitabın sonlarına doğru anlatıcı değişmeye başlıyor. Yeni bir ses hakim. Bu kısımlarda yeni çizerler katılıyor. En çok sevdiğim kısımlar da bunlar oldu. Beatnik Piliçler kısmını çok beğendim. Kuşağı başka bir  pencerden gösteriyor. Zaten oldum olası yeni çizerler tanımayı sevmişimdir.

Beat kuşağı hakkında bilerek yazmak istemedim. Kuşağı tanımak isteyen kitapta çok şey bulacaktır. Tanımak istemeyen veya bu kuşağı ilk kez duymuş biriyse eminim okumaktan yorulacak hatta sıkıcı bulacaktır.

Ekleme: Harvey Paker şu Amerikan Splendor filmindeki underground yazarmış.
-Robert Crump'a çizdirseydin ya be adam!