Karabala

Başlatan yalcinerol345, 11 Kasım, 2015, 18:11:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Alıntı yapılan: caretta - 25 Nisan, 2017, 20:50:55
Memospinoz dostum Karabala 2'nin hardcoveri çıktı mı?

Çıkmış diye duydum.

gizmoo

Alıntı yapılan: caretta - 25 Nisan, 2017, 20:50:55
Memospinoz dostum Karabala 2'nin hardcoveri çıktı mı?

Hardcover çıkmış. D&R'da gördüm.

HacıGeraltEmmi

Kitabı okuyanların ortak fikri görsellik muhteşem, anlatım ve diyalogların kötü olduğu yönündeki yorumlarına katılıyorum. Kurgudaki tutarsızlıklar, diyalogların zayıflığı ve bazı yerlerde gereksiz şekilde kullanılması öykünün inandırıcılığını zayıflatmış. Hikmet Yamansavaşçılar kurguladığı dünyayı bir an önce anlatayım derken derinlemesine işlenebilecek bazı detayları zayıf diyaloglar ile 3-5 kareye sığdırmış gibi. Umarım 3. kitap aceleye getirilmeden, mümkünse yazınsal anlamda destek alınarak hazırlanır.

memospinoz

Alıntı yapılan: Karabala Facebook Sayfası3. KİTAP KARABALA ''KARA KANATLAR KANLI BUZLAR'' HAZIRLANIYOR...






memospinoz

Alıntı yapılan: saki71 - 22 Temmuz, 2017, 11:59:44
yanlis anlamadimsa, gecen yil Nisan 1. sayi, bu yil Nisan 2. sayi, simdi de 3. sayisi hazirlaniyor, sanirim ki bunu anlamis degilim, neden yilda bir sayi, yoksa bu yabanci cizgiromanlarin 1-2 ayda bir sayisinin cikmasindan mi boyle bir beklenti ortaya cikiyor.

Bunun nedeni bu çizgi romanın bireysel bir çabayla hazırlanması, her şey tek elden çıkınca tabii ki hazırlanması epey uzun sürüyor. Amerikan şirketleri genellikle grup halinde çalışıyorlar; senaryoyu, çizimi, renklendirmeyi, balonlamayı, çinilemeyi, kapağı, editörlüğü vs. hepsi tek kişinin eline bakınca böyle uzun sürmesi normal. Gerçi BD'lerde de genellikle albümlerin arası uzun sürüyor çoğunlukla ekip olmalarına rağmen.

haysat

Aşağıdaki yazı Fuat Aktüre aittir ve bence tüm çizgi roman gruplarında yayınlanmayı hak eden bir yazıdır..

Çizgi roman severlere açık mektup,
Hikmet Yamansavaşçılar ile tanıştığımda Karabala'nın ilk sayısı daha çiziliyordu. Tanıştık, muhabbet ettik tebrik ettik kendisini sonra da birçok kez görüştük. Hatta üç sayıyı taslak çizimlerden okuyan birkaç şanslıdan da biriyim.
Daha önce de söylemiştim, üçüncü sayıda "kendimi nasıl kaptırdıysam" bi baktım ağlıyorum... Kılıçlı kahramanlara çok sıcak bakmadığım halde Karabala beni kucaklamıştı.
Hikmet, Karabala'da "Türkiye de ilk kez" yeni bir format ve yayın periyodu denedi. Frankofon formatında hem soft hem hard cover edisyon ve "mecburen" okuru bekleten bir yayın periyodu. Her sayının sonunda gelecek sayı ne zaman yayınlanır acaba dedirten bir kurgu.
İmza ve sohbet toplantıları yaptı, ikinci sayıdan itibaren baskı ve dağıtım işini de kendisi üslendi, inatla çizmeye devam etti, ediyor ama kendisi bizlere kırgın.
Tüketim toplumunun acımasızca oradan oraya savurduğu bireyler olarak Karabala'ya gereken ilgiyi göstermedik.
2010 yılında Ferri ve arkadaşlarını getirdiğimde yüzlerce metrelik kuyruk oluşturan okuyucu bunu Karabala için yapmadı.
Bunun nedenlerini isteyen herkes ile tartışmaya hazırım ama ben başka bir şey söylemek istiyorum.
Rahmetli Haluk bey'in açtığı yoldan giderek hepimiz bir değil birkaç tane Karabala alsak ta Hikmet'in kırgınlığını gideremeyiz. Çünkü konu sadece satış değil.
Şimdi bakın;
Geçen yıl Baykent Çizgi nin sahibi arkadaşımız Ali Yılmaz harika bir etkinlik düzenledi.
Hikmet Yamansavaşçılar, Hüsnü Çoruk ve Ümit Kireççi nin konuşmacı olduğu bir etkinlik ti bu. Tan Burak ta vardı konuşmacılar arasında ve günler önceden anons edilmesine rağmen 30-40 kişilik bir izleyici kitlesi...
Yıpranmış bir Kaptan Swing'in bilmem kaçıncı sayısına ulaşmak için kendini yırtanlar bu eşsiz muhabbete gereken ilgiyi göstermemişti... Tıpkı Karabala ya göstermedikleri gibi...
Upuzun yazarak vaktinizi almayacağım.
Arkadaşlar;
Swing leri aramaya devam edelim ama Karabala ve çizerinin de hakkını teslim edelim. Şu an karşımızda çok ciddi bir eser ve kanlı canlı çizeri var.
Başta Çizgi Diyarı olmak üzere çizgi romana gönül vermiş diğer forum ve Facebook gurupları olarak el ele verelim ve Hikmet Yamansavaşçılar'ı küstürmeyelim.
Şahsen ciddi bir katılım sağlanacağından ve sevgili Hikmet Yamansavaşçılar'ı dağıtım sarmalından kurtaracağımızdan eminim.
Benimle aynı düşünüyorsanız gelin başlayalım...
HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !

kharon

Gec olsa da sonunda Karabala ciltlerini okuma imkani buldum :

http://paneller.blogspot.co.uk/2018/01/karabala.html

Buraya da kopyaliyorum:


Cizimler tartismasiz bir harika. Yillardir cizmeyen-uretmeyen ve seneler sonra "sahaya donmeye" karar veren bir cizerin bu kadar usta isi bir eser cikarmasi gercekten muazzam. Yuz ifadeleri, aksiyon sahneleri, panel duzenlemeleri... hersey dort dortluk. Tek bir negatif elestiri herhalde bazi panellerde oldukca yapay duran kan sahneleri olmus, evet bizim CR kahramanlarimizda cokca kullanilmayan kani tarantinovari bir bicimde bolca kullanmak "gore" bir sahne yaratmak ilginc bir deneme belki ama burada kullanilan bilgisayar efektleri cok yapay durmus ve kullanildiklari panellerdeki guzel cizimlerin bile onune gecerek cizgiyi ziyan ediyor bence.


Bunun disinda albumde garip bir escinsel tiplemesi var: kipkirmizi dudaklar-uzun saclar-kirli sakallarla tuhaf bir escinsel betimlemesi. Baba baskisi-dislamasina baglanan bir cinsel egilim. Escinsel bir karakter yaratirken boyle bir abartiya/iticilige ne gerek vardi bilemedim. En azindan escinsellik/escinsel karakterler CR tarihimizde oldugu uzere kotucul-ahlaksiz karakterize edilmemis -simdilik- (hatta iyilerin yaninda saf tutacagina dair isaretler vermis yaraticimiz). 


Asil soylemeke istediklerim ise konu/tur hakkinda; acikcasi eli kilicli yeni bir kahramana cok da sicak bakmiyordum. Evet, Turk CR.inda zamaninda cok buyuk bir ana akimdir bu kahramanlar (genel olarak iki tarihsel doneme odaklanirlar; biri Orta Asya hikayeleri bir de Osmanli devri). Ama Malkocoglundan Karaoglana Tarkandan Hizir Beye eli kilicli kahramanlara altin devirlerini yasayip miadlarini doldurmus, nostalji hikayeleri olarak bakiyorum. Sadece bizde degil dunyada da istisnalar disinda trend boyle. Levent Cantek "Turkiye'de Cizgi Roman" kitabinda meshur Prens Valiant'dan  esinlenme olarak baslayan bu trendin 97' yilinda hala kopyalari oldugunu soylemekte, yani 20 yil once.

Karabala da her ne kadar giris paragrafinda (Conan'in baslangicinda oldugu gibi) bundan binlerce yil onceye yerlestirilmis olsa da bir kilicbaz kahramanin Ortasya oykusu. Basilan-yakilan obalar, zorba bir kral, giysiler, isimler, "yurt"lar- cadirlar, iceceklere kadar hersey bir Orta Asya atmosferinde cereyan etmekte. O yuzden cokca anlatilmis, tuketilmis hikayeler; artwork ne kadar muhtesem olsa da biz bunlari sanki Karaoglanlarda Tarkanlarda okuduk hissiyatini uzerinden atamiyorsunuz. Romantik bir yaklasimla-ozlemle hazirlanan yeni bir Orta Asya hikayesine gerek var miydi sorusuna cevap ariyorsunuz.

Burada hikayeyi tekduzelikten kurtaran/kurtarma potansiyeli olan tek ayrinti var o da paranormale-fantastik olana acilan pencere: Hem Karabala'nin kartallara hukmetmesi, hem de buyucunun ruhlarla /iblislerle konusmasi-anlasma yapma sahneleri.


Hikayenin devamini bilmiyoruz. Bu ayrintilara rasyonel aciklamalar getirilebilir: buyucu-saman sadece hayal goruyordur/kendini ve etraftakileri kandiriyordur ve Karabala sadece iyi bir kus egiticisidir :)  Umarim seri boyle bir gercekcilik kaygisiyla bu fantastik unsurlari rasyonellestirme yoluna gitmez zira kendini hapsettigi oba basan zalim hukumdar-ona karsi cikan kahraman denkleminden ancak bu sekilde siyrilabilir, farkli tinilar yakalayabilir. Artik klasik sword & sandal hikayelerinin gunumuz tuketicisine hitap edebilmesi-piyasa kosullarinda yasamasi tek yolu fantastige acilan pencere. Red Sonja bile bir Steampunk evreninde diriltilmisken yahut basarili kilic-buyu BD ornekleri varken baska bir yol goremiyorum.

Herseye ragmen sirf cizimleri icin bile 3. cildi merakla bekliyoruz.

kahramanlarsinemada

Hikmet Yamansavaşçılar'ın Facebook paylaşımında 3. cildin 300 adetle sınırlı hardcover satışı hakkında duyuru vardı. Bugüne kadar yaşanan zorluklar da samimiyetle dile getirilmiş. İlgili yazışmaya baktığımda en son 25 adet kalmıştı.

kharon

su an itibari ile bitti galiba, hayirli olsun.
Serinin devam etmesine katkida bulunur umarim.

Populer kulturun internet ve tvlerden uretilip-tuketildigi gunumuzde CR cok ekstrem bir aliskanlik, hele Turkiye'de.
Onlarca yillik aliskanligimiz olan haftalik mizah dergisi formati bile can cekisirken belki de boyle alternatif uretim kanallari-metodlari denenmeli ; bir nevi Crowdfunding/Patreon modeli.

Basarili olursa diger santcilarimiz-ureticilerimize de model olabilir.

nicholaihel

Alıntı yapılan: kahramanlarsinemada - 17 Ocak, 2018, 11:31:36
Hikmet Yamansavaşçılar'ın Facebook paylaşımında 3. cildin 300 adetle sınırlı hardcover satışı hakkında duyuru vardı. Bugüne kadar yaşanan zorluklar da samimiyetle dile getirilmiş. İlgili yazışmaya baktığımda en son 25 adet kalmıştı.

Facebook kullanmıyorum. Şimdi haberim oldu. Bitti deniyor. Neden sadece 300 adet sert kapak basılmış? İlk cildi de ikinci cildi de sert kapak aldım. Şimdi böyle düzensiz mi gidecek?

Sebepleri detaylı bilmiyorum ama arkabahçeden hızlı ayrılış da hoşuma gitmemişti. Bir cilt bir yayınevi, diğeri başkası... Şimdi sonraki sayı da ancak normal kapak olarak okuyucuya ulaşacaksa... Raf tam düzensiz, tam cümbüş. Bu okuyucunun güven ve muhabbetini sarsar.

nocardia

Ben de ilk iki cildi sert kapak almıştım hatta ilk cilde ulaşmam baya sıkıntılı olmuştu geç kaldığım için. Böyle bir paylaşım yapıldığını buradan gördüm ve direk bitti şeklinde. Üzüldüm doğrusu.

kharon

Anladigim kadari ile Karabala buyuk maddi sikinti yasiyor album basimlari - dagitimi icin. Hikmet Bey de 3. cilt icin boyle bir on-siparis sistemi pahali-numaralanmis kalin cilt ile bu maddi engeli asmayi umuyor. Sonrasinda da piyasaya normal cilt olarak verilecek.

Su an insanlar sadece desdek verebilmek amaciyla isim yazdirdi, birden fazla isim yazdiran da var; facebookdan isim yazdirirsaniz eminim odeme sureci icinde yer acilacaktir.

Nightrain

3.albüm sadece 1 kez hc basılacakmış. Almak isteyen elini çabuk tutsun.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

ferzan

    300 adet sert kapaklı imzalı özel basımdan bir ay sonra soft kapalı olarak satın alınabilecekmiş...Ben mi yanlış anladım, yoksa 300 adetlik hc kapaklı imzalı edisyon tanesi 100 liradan satılabilsin diye bir ay sonra basılacak olan soft kapak edisyon olayı bilinçli olarak gölgede mi bırakıldı?..Bir de soft kapak 50 TL ise (ki soft için o da fazla geliyor bana, bir öncekinin etiket fiyatı 40 TL idi) , HC kapağın 100 TL olması (tamam, kağıt pahalanmıştır, döviz zaten yüksek, matbaalar da üst fiyat çekiyordur falan filan ama yakın emsalleriyle karşılaştırdığımda gene soru işaretlerinden kurtulamıyorum) biraz abes değil mi?..Islak imza, ıslak çizim ve saire olup olmaması bu fiyatı ikiye katlamaya yetmiyor...Olsun olsun 80 lira olsun HC 'si...Antipatik bir günü kurtarma durumu hissediyorum duygusallık ve samimiyet kisvesi altında...

    Türkiye şartlarında şu an için bağımsız albümler üreterek para kazanmak imkansız gibi bir şey...Hikmet Bey'in, 30 küsur sene sonra bu işe yeniden başlarken bunu bilmesi gerekmiyor muydu?..Ben şahsen geçen yılların acısını çıkarmak ve küskünlüğü geçen çizgi romanla olan açığını iştahla kapatmak istediği için devam ettiğini sanıyordum...Bugün yerli çizgi roman üreten kimse, doğrudan üretiminden para kazanmıyor...Başka işlerden, geçim için yaptıkları işlerden arta kalan vakitlerinde göz nuru dökerek, kafa patlatarak üretmeye çalışıyorlar...Kimi dergi yönetiyor, kimi grafik tasarımcılık yapıyor, kimi reklamcılıkla uğraşıyor, kimi serbest illustratörlük yapıyor, kimi de az buçuk birikimiyle cepten yiyor ya da kısa vadeli aile desteğiyle idare ediyor...Bu durumda Karabala 'nın 3. sayısında düşünülen yöntemle Devrim Kunter 'lere, Selçuk Ören 'lere, Fırat Yaşa 'lara; daha evvel bir yerde yayınlanmamış sıfır işleri doğrudan albüm olarak çıkaran nice emekçiye ayıp olmuyor mu?..Onlar düşünemiyor muydu böyle yapmayı?..

    O çok şaşalı laflarla, tanıtımlarla yola çıkan, kıyametleri koparan (!) Karabala, sırf çarkı dönmüyor diye yarım kalacaksa, Hikmet Bey 'in motivasyonu yalnızca satış odaklı ise devasa bir hayal kırıklığına uğratıyor ve yarım kalması daha hayırlı olur diye düşündürüyor insana istemeye istemeye...Evet, ülkede sanatçı değer görmüyor ve eser satmıyor ama bu yeni bir şey değil ki, senelerdir var olan bir şey...Amaç destek olmaksa da söz konusu bir Ersin Burak, Suat Gönülay, Sencer, Yalçın Didman yahut anlatılarıyla çoktan rüştünü ispatlamış bir üreticiyse hiç gocunup sorgulamadan bu desteği veririm...Çünkü bilirim ki prestijli bir eser çıkacaktır ortaya...Bilirim ki salt çizgileri değil, metinleri ve atmosferi de güzel, hikaye anlatımının hakkını veren bir özel basım olacaktır...100 değil 200 TL bile veririm ama Karabala gibi güzel çizgilerinden başka (güzel demek hafif kalır, gerçekten muhteşem çizgiler) bir şeyi olmayan, hikaye ve anlatım olarak, metin detaylandırması olarak vasat bulduğum bir eser için böyle bir fedakarlığa kendi adıma girmeyeceğimi ve destek olmayacağımı üzülerek belirtmek istiyorum...Sırf aylarca (ve hatta yıllarca) süren, sayfa sayısı 100 ila 250 arası değişen o mütevazi görünümlü kaliteli çalışmaları piyasaya çıktıktan sonra yayın evinden adet olduğu üzere 1500-2000 TL 'lik bir ödeme alıp da (yayın evinin gücüne kalmış, daha az da olabilir ama fazlası değil) sonrasında satıştan %9 pay alan, kitapları da maksimum 2000 satan (o da ilk 6 ay içinde), kısaca aylarca ve hatta yıllarca uğraştıkları kitaplarından totalde yalnızca bir öğretmen maaşından az daha fazla (o da uzun vadede) bir ücret cebine geçen, dolayısıyla bu işi sırf çizgi romana olan tutkuları için maddi karşılık gözetmeksizin yapan emekçi çizer arkadaşlarıma olan saygımdan ötürü Karabala gibi bir çalışmanın 3. kitabını almayacağım...

    Yanlış anlaşılmasın, alana mani olmak ve tekere çomak sokmak gibi bir niyetim yok...Sonuçta çizimlerin güzelliği ortada ve güncel bir iş...Üstelik çizerinin özel edisyona yapacağı ıslak çizimler ve imza da cabası...Tüm bu unsurlar her zaman bir araya gelemeyebiliyor...Ayrıca eser, HC edisyona da çok yakışıyor ama ben yukarıdaki sebeplerden ötürü Karabala ile olan münasebetimi noktalıyorum...Esere uzun ömürler, üreticisine bol kazançlar dilerim...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

nikopol

Aslinda farkli edisyonlarin, farkli zamanlarda yayimlanmasi Karabala'ya ozgu bir sey degil. Yurtdisinda da TPB'ler oncelikle hardcover, daha sonra softcover seklinde cikiyor. Keza Humanoids, ABD'de cikan yayinlarini genelde ilk olarak oversized edition, sonra hardcover, en son softcover seklinde basiyor (ilk baskinin ustunden bir seneden fazla zaman gecmis oluyor). 300 kopya az bulunup elestirilebilir, ama baski stratejisinde bir tuhaflik yok gibi.