En son hangi filmi izledik? Kisa Yorumlarimiz...

Başlatan Ramzy, 15 Ekim, 2009, 23:34:12

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 7 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    Hafta sonu izlediklerim sırasıyla;

    Spider-Man: Into the Spider-Verse



    Az buçuk meyilli bir adama rahatlıkla Spider Man çizgi roman setleri yaptıracak kadar gaza getirici olmuş...Başlı başına bir keyifti...

     
    Green Book



    Pek tatlı geldi, bir dönem anlatısı olarak götürdü o yıllara...Castiyle, müzikleriyle, atmosferi ve daha çok da duygusuyla kendini hafızamda hep hatırlatacak ve ara ara açıp tekrar izletecek filmlerden olacak...Hikâyeyi, temasını ve duygusunu bir kenara bırakırsak alışıldık ama memnuniyet verici anlatım şablonu kolay kolay aksini düşündürtmez zaten...O sebeple şahsen yeni bir dil söz konusu olmasa da güvenli suların tanıdık çıtasıyla izlemesi keyif verdi...


    The Wild Bunch



    Bu filmi izlemeden önce kafamda bambaşka bir konu canlanmıştı adına bakarak...Vahşi Belde falan diye duyunca sanıyordum ki Bonelli westernlerinden aşina olduğumuz ve gayet de sevdiğim toprak, arazi mevzuları, rant ve dalavere ile toprak hakkı gasp etme ve adalet arama ve saire tarzı bir dram/aksiyon bekliyordum...Bambaşka bir şey çıktı...

    İlk yarım saat boyunca pek ısınamadım, neden devam ediyorum moduna girdim...Tamam, klişe kıran ve dönemine göre sıra dışı sayılacak karakter detayları vardı falan ama ısınamadım...Hele bir de dönemin teknik olarak aslında western sayılsa da ruhen sayılmayacağı 1900 'lerin başları olduğunu; otomatik tabanca, otomobil ve pompalı tüfek gibi detayları da düşünürsek hepten soğumak üzereydim ki.....

    İyi ki devam etmişim...Devam ettikçe içine girebildim, karakterleri kafamda yerli yerine koyabildim, filmin kafasına girebildim...İlk yarım saatte anlatılan ve fiyaskoyla sonuçlanan hadise, Bonelli westernlerinden gayet tanıdıktı, demek selâm çaktıkları filmlerden biri de Vahşi Belde idi...

    Gösterime girdiği yıla bakarsak, western izleyicilerinin epey ezberini bozmuş herhalde Butch Cassidy and The Sundance Kid ile birlikte...Onu da 4-5 sene evvel izlemiştim.

    Geç izlediğime memnun oldum The Wild Bunch 'ı...İtalyan A ve B westernlerine sorgusuz sualsiz taptığım 12 sene öncesinde izleseydim muhtemelen hiç içine giremez ve 10. dakikada bırakırdım herhalde...Geç izlemek yaradı...

    Sonradan sevip ısındığım, favorim olmayacak olsa da üzerine iyi kötü düşünmeye devam edeceğim bir film oldu...Mutluyum... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

V

Sam Peckinpah görsel şiddeti perdede estesize eden ve bu alanda öncül olan bir yönetmen. The Wild Bunch'un sinema tarihindeki yeri de bu yüzden önemlidir..
"İstemem,eksik olsun.."

hanac

Adaletsiz - Dragged Across Concrete (2018)

https://www.imdb.com/title/tt6491178/?ref_=nv_sr_1?ref_=nv_sr_1







Güzel bir sürpriz oldu bu film. Yönetmenin 3. filmi imiş.

Daha önce yönettiği Kemik Balta'yı izlemiş ve beğenmiştim.

Bu filmin maliyeti sadece 15 milyon $ imiş.

Bir tutuklama sırasında yaptıkları sert davranışlar nedeniyle 2 polis açığa alınırlar.

Sonra sivil olarak bir suçlunun peşine düşerler ve olaylar fena karışır.

60 yaşındaki polis rolüyle Mel Gibson şov yapıyor, her olaya bir yüzde vermesi oldukça keyifliydi.

Film Noir bile denebilir bu film için, tavsiye ederim.

hanac

Rocketman (2019)

https://www.imdb.com/title/tt2066051/?ref_=nm_flmg_prd_2



Oldukça iyi filmdi ama şanssızlığı Bohemian Rhapsody'den çok az sonra vizyona girmesi.

Çünkü süreç neredeyse aynı işliyor; gençlik yılları, mütevazı ilk yıllar sonra gelen başarı.

Uyuşturucu, alkol bağımlılığı başlar ve bunlardan kurtulma süreci.

Filmin ilk yarısını daha çok sevdim; genç Elton dönemi fevkaledeydi.

Zaman zaman müzikal bir filme dönüşüyor, oyunculuklar çok iyi.

Başroldeki Taron Egerton'u yukarıda tanıttığım Kartal Eddie'de de beğenmiştim.

Ama ön plana çıkan kişi Jamie Bell oldu diyebilirim.


Gabby

Alıntı yapılan: hanac - 14 Nisan, 2019, 23:05:01
Adaletsiz - Dragged Across Concrete (2018)

...Sonra sivil olarak bir suçlunun peşine düşerler ve olaylar fena karışır.

Suçlunun peşine demiyelim de ganimetin peşine diyelim.  :)

Onlarca yıl toplum yararına canını dişine tak, içeri tıktığın azılı suçlu sayısı neredeyse üç hapishaneyi doldursun sonra da paçavra gibi kenara atılmanın oluşturduğu hayal kırıklığıydı filmin kırılma noktası.
Düne kadar  tuvaletlerini, lokantalarını bile siyahilere yasaklayan beyazların artık yer yer mağdur pozisyonuna düşmeleri ilginçti. Açığa alınma haberini veren polis müdürünün "medya" yorumu aklımda kalanlardan:

- Eskiden "haber" dediğimiz eğlence endüstrisinin kötü adamlara ihtiyacı var..
- Bu saçmalık!
- Ama gerçek bu...

Finalde delilleri karartma kafada bi' dolu soru işareti bıraksa da ayırdığınız zamana pişman olmayacağınız bir yapım, hanac gibi ben de tavsiye ederim.



hanac

Us-Biz (2019)

https://www.imdb.com/title/tt6857112/?ref_=ttmi_tt



Yönetmenin bir önceki filmi "Get Out-Kapan" kadar iyi bir film değil.

Gerilim dozu iyi, sonuna kadar merak içinde bırakıyor ama finali bir acayip.

Ya da ben finali anlamadım   8)

Dolayısıyla filmin sonunda, "Bu ne şimdi?" dedim kendi kendime ...  ;D


Gabby

Kaçakçı - The Mule (2018)






Doksanına merdiven dayamış Clint Eastwood altı yıl aradan sonra oyuncu olarak tekrar sahalara dönmüş. :) Bu yaşta hem yönetmen hem oyuncu olarak ortaya koyduğu enerji saygıyı hak ediyor. Öte yandan yaşanmış  olaydan kurgulanan film elbette bir başyapıt değil  ama heyecanlı ve seyir garantili. Gerçek hayattaki kızı Alison Eastwood filmde de kızını oynuyor. 

Yol hikayelerini severim, Sarı Mersedes gibi tam bir yol filmi olmasa da direksiyon başında geçen süre de az değil. Araç radyosunda çalan şarkılara kendi sesiyle eşlik ettiği bölümler de oldukça keyifliydi.



hanac

Alıntı yapılan: Gabby - 20 Haziran, 2019, 17:11:45
Kaçakçı - The Mule (2018)

Çok eğlenceli bir filmdi. Sıkılmadan izledim.

Clint Eastwood gerçekten de yaşayan bir efsane.

Nemo

Alıntı YapUs-Biz (2019)

https://www.imdb.com/title/tt6857112/?ref_=ttmi_tt

Ben de dun izledim. Yer yer eksiklikler olsa da, guzel filmdi. Sonunu anlamis olman lazim Asan abi:) Dylan Dog'vari bitti.
Özel Alfa Ajanı

kharon

Picard'in serefine Uzay Yolu filmlerini yeniden izlemeye basladim
(dizileri yeniden izlemek icin bir omur lazim o yuzden filmler)


Ilk film 79 yilinda yani orjinal serinin bitisinden 10 yil sonra perdeye gelmis. Arada cekilen animasyonu saymazsak bu seri icin oldukca uzun bir bosluk. Kadro yaslanmaya baslamis yavas yavas. Anladigim kadariyla once yeni bir dizi cekmeye calisilmis ama Star Wars'un perdedeki basarisindan yola cikarak sinema filminde karar kilinmis.



Dunyaya dogru yol almakta olan devasa bir enerji bulutunun yolu kesebilecek tek gemi Enterprise'dir. Ilk seride ara sira, ikinci seri Next Generation'da sikca gordugumuz "Tanrisal guclere sahip" kategorisinde bir tehditdir bu.

Kirk'un yildizinin parlayamadigi filmi Spock tek basina sirtlamis gozukmekte.
Ilginc bir hikayeye sahip olsa da pek basarili bir baslangic degil film evreni icin.

6.5/10

Bilal ceylan

Matrix 3 lemesini yeni bitirdim.bu seri yi ne  zaman izlesem değişik etkiler uyandırıyor ben de,vacovski kardeşlerin deli olduğuna ciddi ciddi inanıyorum 🤣🤣🤣🤣

pizagor

Son iki haftada, önce 2010'ların sonra da 2000'lerin Spider-man filmlerini izledim. 2012 ve 2014 yıllarının Amazing Spider-man filmlerini ya ikinci ya da üçüncü kez izliyordum. Raimi dönemi ilk filmiyle birlikte bende seriden uzaklaşma hissi uyandırıyordu, ikinci filmi bayağı gecikmeli (ki üçlemenin bence en iyisi) izlemiş, üçüncü filme ise tavsiye kıtlığı nedeniyle hiç bulaşmamıştım. Ne diyeyim, iyi de olmuş; Marc Webb'in Andrew Garfield'lı dönemini, peşisıra Raimi filmleriyle sürdürmek bana eziyet oldu. Raimi, simbiyot etkisindeki Peter Parker'ın o yürüyüş ve dans sahneleriyle deneysel bir şeyler mi yapmaya çalışmış, neden yapmış, niçin benim hanım gibi bazılarının 'Bu ne ya!' serzenişiyle filmi dönmemek üzere bırakıp gitmesine sebep olmuş, anlamak mümkün değil. On küsür yıl sonra seyrediyor olmaktan hiç bir pişmanlık duymadım açıkçası. Ve 21. yüzyılın Peter Parker'ları arasında Andrew Garfield'ı apayrı bir yere koyuyorum, bir de aynı dönemin Harry Osborn'unu. Dane DeHaan beyazperdeye müthiş karizmatik bir kötü yansıtıyor...

Netfilx'te Amazing Spider-man (2012) için son günler olabilir, izlemek isteyenlere hatırlatayım...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Yine uykumun kaçtığı bir gecede Don't Look Up'ı izledim...

Yaklaşan belirgin, açık ve net küresel bir felaket üzerinden insan tabiatına, günün yükseltilen, yüceltilen, alkışlanan, sende yoksa yerden yere vurulduğun, sözümona "değerlerine" ve "karakteristiklerine"; olumlama üzerinden ilerleyen 'hayatı optimist pazarla, hikayeni ne kadar acı olsa da sadece keyifli taraflarıyla anlat' taktiklerine, 'evrene olumlu mesaj ver'li secret felsefesine getirilen harika bir eleştiri...

Dayatılan şablonu o kadar güzel belirliyor ve aktarıyor ki aynısını her duruma uyarlayabiliyoruz. Şunu biliyoruz: felaketin çapı daralsa da insani tepkiler farklılaşmıyor; denizlerde kirlilik diyorsun yalan, geç bunları tepkisiyle karşılaşıyorsun; küresel ısınma diyorsun, karbon vergisi koyarız yanıtını alıyorsun; küresel olarak orman varlığımızı kaybediyoruz diyorsun, ama altın var, turizm var saçmalığını dinliyorsun; ekonomi batıyor, mahvolacağız diyorsun, günü kurtaralım da yarına allah kerim boşverciliğini görüyorsun...

Geri dönüşün mümkün olmadığı noktaya kadar kısır bir tartışma devam ediyor ve adım adım bilimin söyledikleri gerçekleşiyor. Ufak ufak felaketlerle topyekün bir yokoluşa doğru, emek – toprak – hayvan – bitki - insan üzerinden yürütülen her türlü sömürünün kucağında emin adımlarla gidiyoruz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Alıntı yapılan: pizagor - 13 Ekim, 2022, 12:36:47
Yine uykumun kaçtığı bir gecede Don't Look Up'ı izledim...

Yaklaşan belirgin, açık ve net küresel bir felaket üzerinden insan tabiatına, günün yükseltilen, yüceltilen, alkışlanan, sende yoksa yerden yere vurulduğun, sözümona "değerlerine" ve "karakteristiklerine"; olumlama üzerinden ilerleyen 'hayatı optimist pazarla, hikayeni ne kadar acı olsa da sadece keyifli taraflarıyla anlat' taktiklerine, 'evrene olumlu mesaj ver'li secret felsefesine getirilen harika bir eleştiri...

Dayatılan şablonu o kadar güzel belirliyor ve aktarıyor ki aynısını her duruma uyarlayabiliyoruz. Şunu biliyoruz: felaketin çapı daralsa da insani tepkiler farklılaşmıyor; denizlerde kirlilik diyorsun yalan, geç bunları tepkisiyle karşılaşıyorsun; küresel ısınma diyorsun, karbon vergisi koyarız yanıtını alıyorsun; küresel olarak orman varlığımızı kaybediyoruz diyorsun, ama altın var, turizm var saçmalığını dinliyorsun; ekonomi batıyor, mahvolacağız diyorsun, günü kurtaralım da yarına allah kerim boşverciliğini görüyorsun...

Geri dönüşün mümkün olmadığı noktaya kadar kısır bir tartışma devam ediyor ve adım adım bilimin söyledikleri gerçekleşiyor. Ufak ufak felaketlerle topyekün bir yokoluşa doğru, emek – toprak – hayvan – bitki - insan üzerinden yürütülen her türlü sömürünün kucağında emin adımlarla gidiyoruz...

Bu da ilintili çok sıcak bir haber:

https://www.birgun.net/haber/nasa-gezegeni-savunma-testi-nin-basarili-oldugunu-duyurdu-405934
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Bugüne kadar izlediğiniz Harry Potter özentisi tüm kötü filmleri bir basamak aşağıya çekip bir numaraya 'The School Of Good and Evil'i gönül rahatlığıyla yerleştirebilirsiniz. Tabi ki Netflix yapımı :) İki buçuk saatlik koca bir hata; ben ettim, siz etmeyin...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!