Zagor'un sözü bu!

Başlatan hanac, 19 Ekim, 2009, 10:05:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

ZSB (Zagor'un Sözü Bu) de yeni bir konu "Zag-art"

http://sitkisiyril.blogspot.com/2011/06/zag-art.html

Sıtkı Hocam izninle resmini buraya da yapıştıracağım.



hanac

Alıntı yapılan: Sitki Siyril - 16 Ekim, 2010, 21:10:13
Sevgili Hanac'in içine mi dogdu bilmiyorum ama bugün 1001 Roman'dan Fuat Bey ve Tamer Bey ile görüstük. 
Arada "Zagor'un Sözü Bu" adli kitabi da konusuverdik.  1001 Roman etiketi ile böyle bir kitap yakinda basilacak. Içinde blogdan parçalar oldugu gibi internette hiç yayinlanmayan dosyalar da olacak. Bana uykusuz geceler görünüyor :)

Bu kitap projesi ne oldu ?

Fuat Bey'in yeni duyurduğu listede yine yok.

Proje askıya mı alındı ?

tommikser

Sıtkı hocam bu sefer oldukça ciddi ve uzun bir yazı yazmış bakalım beğenecek misiniz?

Zagor ve Kürtler:

http://sitkisiyril.blogspot.com/2011/07/zagor-ve-kurtler.html?spref=fb


alan ford

 Ben beğendim. Ama yine de sıtkı sıyrıl'ın mizah dozu yüksek yazıları tercihi şayandır. Bu artık şaka kaldırcak konu değil biliyorum ama aman diyeyim Sıtkı hocam sıyrılmasın, o keskin mizah dilini daha çok kulansın. Bu arada kitaptan, menfi ya da müspet bir haber bekliyoruz artık  ???
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

hanac

Sıtkı Hoca kayıplarda.

Temmuz'dan beri yeni bir yazı yok.

DAMPYR

Arkadaşlar Zagorda geçen küfürleri hiç düşündünüzmü? Sıtkı Sıyrıl arkadaşımız düşünmüş ve bunun üzerine bi yazı yazmış

Zagor Küfürleri

Küfür etmek, hele ki güzel küfür etmek ustalık gerektiriyor. Can Yücel "göt" dediğinde gülüp beğenirken, Recep İvedik "göt" dediğinde tiksinebiliyoruz. Küfür sadece kelimelerden oluşmuyor, söyleyenin kişiliğinden, tavrından ve hatta tonlamasından farklı anlamlara bürünebiliyor.

İşin, toplumu ve onun ahlaki gelişimini ilgilendiren ikircikli yönü sebebiyle hakkını vererek tartışılamayan nice konudan biri olan küfür Zagor ve bilumum çizgi-romanda yok sayılıyor. Zagor'da ve hatta istisnalar dışında tüm çizgi-romanlarda ağız dolusu, sunturluca küfür edilmemesi biraz bize de benziyor aslında. Aynı Türk Filmlerindeki gibi en müşkül, en hak edilmemiş durumlarda, adamın beşikten mezara sülalesine tecavüz ettikleri durumlarda bile esas oğlanın ağzından en fazla "alçak" en fazla "melun" dediğini duyuyoruz. Tıpkı Zagor gibi.

Zagor sevgisinin kökenlerinden biri de bu olmalı. Hepimiz biraz Zagor ve hepimiz biraz Türk Filmi'yiz aslında. Ömercik, Sezercik gibi minik Bilmemnecik'lerin ağzından "abi" ye "ağabey" dedirtecek kadar sahte, aşık olup, ince hastalıktan ölecek kadar narin, bir adet tek fişekli tüfekle hiç doldurmadan, otuz el ateş edecek kadar komik, namus belasına verilen can kadar, "Vurun kahpeye" diyebilecek kadar gerçek, "İpne makinist, parça koy parça" diye bağıracak kadar medeni cesaretli, fakir ama gururlu, yenilen ama ezilmeyen...

Eğer filmin başında ölürsek, mutlaka bize tıpatıp benzeyen bir oğlumuz çıkar meydana. Güzel olduğumuz kadar da küstahızdır. "Anneciğim, bu amcayı çok sevdim, ona baba diyebilir miyim" diyecek kadar şefkate muhtaç, "Benim de senin yaşlarında bir oğlum vardı evladım" diyecek kadar acılar çekmiş, asla kovulmayan, kovulduğunda "hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum" diyen, kafasındaki sargılar açıldığında kör olan, araba çarptığında gözleri açılan, "Hayır durun, Ferit suçsuzdur, aradığınız suçlu benim" diyecek kadar dürüstüzdür.

Vücudumuza sahip olabilirler ama ruhumuza asla. "Sen arkadaşımın aşkısın" diyerek aradan çekilir, "Babanın kanını yerde koma oğul" diyerek araya gireriz. "Yaa, Justinyanus, buna Osmanlı Tokadı derler" diyerek bütün milletleri dize getiririz. Evlenince sadece pembe panjurlu bir ev isteyecek kadar minimalist, öleceğini öğrenince sevgilisi üzülmesin diye ona "Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadım, bunu anlamadın mı hala" diyecek kadar denyo, "Sevgilim ne kadar mesudum, mutluluğumuz bozulacak diye çok korkuyorum" diyecek kadar paranoyak, "Tıp da bir yere kadar ancak tanrıdan ümit kesilmez" diyecek kadar gerçekçi, "Sen kaç yiğidim, ben onları oyalarım" diyecek kadar fedakarızdır.


Sırtımızda taş taşır ama oğlumuzu ya da kardeşimizi okuturuz, sonra o çocuk savcı olup bizi tutuklar. "O kızla evlenirsen, seni mirasımdan mahrum, evlatlıktan men ederim" diyecek kadar ataerkil ve otoriterizdir. annemiz biz doğarken ölür, okulda çocuklar bizle alay eder, tatillerde simit satarız. Ne kadar çok sırrımız vardır. sevdiğimiz kızın yıllar önce kaybolan kardeşimiz olduğunu zifaf gecesinde öğrenecek kadar talihsizizdir. Ne kadar da bedbahtızdır. en güvendiğimiz arkadaşımız, sevdiğimiz kızı elimizden alıverir. Hepimizin sesi yanıktır. Ne zaman şarkı söylemeye başlasak, o sırada oradan geçmekte olan bir gazinocular kralı tarafından keşfedilir ve meşhur oluruz. Ve fakat parayla saadetin olmadığını anlarız. sevdiğimiz kıza bir türlü onu sevdiğimizi söyleyemeyecek kadar utangaçızdır. Geç kalıp kızı başkaları yediğinde alkole veririz kendimizi. Bütün meyhaneciler kalender, halden anlayan insanlardır, bize nasihat ederler. İyi içeriz, dışarılarda nara atarız, saçlarımız, sakallarımız uzar, berduş oluruz. Fazla yaşamaz, çabuk ölürüz, arkamızdan birileri mutlaka sessiz sessiz ağlar. Hepimiz yakışıklıyızdır, çirkinsek bile kral oluruz.


Bizim tertemiz hislerimizle oynarlar hep. Evleneceğiz deyip bekaretimizi bozarlar, sonra da karşı dairede oturan zengin kızıyla evlenirler. Biz de kötü yola düşeriz. Hayatımızı anlatsak roman olur nobel ödülü alırız. Bizde her şey keskindir, korkutucu bir gerçeklik hüküm sürer. Her şey aniden olup biter, hep bir şeyleri kaçırırız ama telafisi yoktur. Bu yüzden bizim filmlerimizin ikincileri, üçüncüleri çekilmez. "SON" yazdığında her şey biter bizde. Ağlarız ama kabulleniriz, metanetliyizdir.

Hepimiz biraz Hulusi Kentmen, hepimiz biraz Aliye Rona, Hepimiz biraz Ali Şen, hepimiz biraz Türkan Şoray, hepimiz biraz Türk Filmi'yiz aslında. Her filmin mutlu sonla biteceğini sanacak kadar da safızdır. Dudaklarımızın kenarında nereden geldiğini hatırlamadığımız hafif bir tebessümle kalıveririz.

Hayatımız da, filmlerimiz de, çizgi-romanlarımız da bizim gibi naif ve gerçeklikle olan bağları sakattır. O yüzden Zagor hiçbir zaman "siktir" çekmez, "fuck you" ya da "cazzo" demez, diyemez, ağzına yakışmaz. "Yılan soyu, Çakal soyu, Lağım faresi, Alçak, Mel-un, Nobran" şeklinde usturupluca söver can dostunu bile öldüren hayduta. Daha küfürbaz ve Zagor'a göre daha zayıf ahlaki temelleri olan Çiko'nun küfürleri ise eski bir çizgi-roman geleneği olan kurukafa, şimşek ve benzeri olumsuz simgelerle ifade edilir ve gerçekle olan bağından bu şekilde koparılır. Zagor evreni Türkiye'ye yakınsar. Limit sıfıra gider...
Gönderen Sıtkı Sıyrıl

tomrukcan

Sıtkı Hoca her hafta güncellediği blogu, aylar oldu güncellemedi. Afiyettedir işallah diyelim:))

pizagor

Kendisinin bize bir kitap sözü var, üzerinde çalışıyor şeklinde olumlu düşünüyorum...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Sıtkı Sıyrıl kayıplara karıştı, kendisinden haber alan var mı, meraktayız...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


pizagor

Sıtkı Sıyrıl 6 Şubat'ta Facebook'ta paylaşmış:

'Sonunda "Zagor'un sözü bu" kitabına odaklanabildim. Çok az kaldı.'

Dörtgözle bekliyorum...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


caretta

Arkadaşlar,bu Sıtkı Sıyrıl kim?

hanac

Alıntı yapılan: caretta - 30 Nisan, 2012, 19:26:54
Arkadaşlar,bu Sıtkı Sıyrıl kim?

Zagorsever bir arkadaş, gerçek adının açıklanmasını istemiyor.

Hayal Kahvem

Alıntı YapArkadaşlar,bu Sıtkı Sıyrıl kim?

Alıntı YapZagorsever bir arkadaş, gerçek adının açıklanmasını istemiyor.

Binlerce kasırga aşkına!!!!  ::)

Nasıl yani? Sıtkı Sıyrıl... Sıtkı Sıyrıl'ın  Gerçek adı Sıtkı Sıyrıl değil mi?  :o

Kitabında ne yazacak o zaman? Kitabında açık etmeyecek mi kendini?  8)  8)  8)

Kitabını bi yazsın da... Röportaj teklif ederim mesela Altın Madalyon dergisi için...

Şöyle karşılıklı kahve içerek röportaj yaparım. Kabul eder sanırım.  :)

Demek Hanac biliyor söylemiyor bize öyle mi?  :o

Öğrenirim kim olduğunu Caretta...  Gizli fotoğrafını çekerim hatta.... Merak etmeyin siz.  :D

hanac

ZSB (Zagor'un Sözü Bu) yıllar sonra geri döndü.

http://sitkisiyril.blogspot.com/2013/06/gezi-turnuvas-2mac-zagor-vs-gazman.html

Gezi Turnuvası - 2.Maç - Zagor vs Gazman

hanac

Sıtkı Sıyrıl foruma geri döndü  ;D