Galeri BD

Başlatan Peyami, 25 Eylül, 2016, 15:29:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 13 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Peyami - 01 Şubat, 2017, 17:58:03
.............................................................


Sevgili Adminimiz Rıza'yla pişti olduk, tanıtımlarımız aynı zamana denk gelmiş.  :) Çok iyi yapmışsın paylaşmakla, kimin neyi beğeneceği inan belli olmuyor. Zaten dediğin gibi sadece beğenilenlerin değil beğenilmeyenlerin de paylaşılması bence de faydalı olacaktır. Yine hiç duymadığım bir ÇR olduğunu itiraf edeyim. Yalnız Duchateau ismi hemen pek çok çağrışım yaptı. Sen mutlaka biliyorsundur çocuk dergilerinden, gençler için söyleyeyim. Hans diye çok sevdiğim ve Rosinski'nin resimlediği bir ÇR serisi vardı zamanında. Hatta yazın baştan okumuştum ve foruma hazırladığım yazısı da hala mutfakta bekliyor. İşte Duchateau bu serinin yaratıcı yazarı. Biraz araştırmıştım o yüzden. Ajanlı ÇRlara imza atması sürpriz olmadı çünkü aynı zamanda bir polisiye yazarı. Pek çok polisiye romanı var. Geçenlerde hakkında çıkan bir monografiyi (Patrick Gaumer) okunacaklar listeme eklemiştim . İleride edinip okumayı düşündüğüm bir kitap olarak listemde bana göz kırpıp durur. Rıza'nın arka arkaya patlattığı  tanıtımlar sonrasında polisiye/gizli servis türünü sevenlerin de bu başlığı takip etmesi şart olmuş gözüküyor.

Zaten bu başlık beklenmedik şekilde bir kaynaşma ortamı da oldu forumda. Sanki ilginç ÇR sohbetleri yapılan bir klübe dönüşmeye başladı. İyi de oluyor bence. Şahsen keyif alıyorum. Keşke daha önce başlasaymışız böyle bir başlığa.

Tekrar teşekkürler sevgili Rıza.  :)
   

...............................................................................................

madem Peyami,Duchateau`dan bahsetmiş ve bizde yayınlanan "hans" maceralarını da hatırlatmış,bir kaç ufak not düşelim bu konuda (bu arada Peyami`ye, "hans" tanıtımları içinde isteğimizi iletmiş oluruz   :) )


"hans",milliyet çocuk`ta  1988 yılı,23.sayıda "uzay fatihi hans" duyurusuyla başlar...orjinal macera ilk önce "tin tin" dergisinde (1980), "la dernière Île" adıyla "devamı var" olarak yayınlanıp,sonra "lombard" yayınevi tarafından albümleştirilmiş (1983)...bizde ise milliyet çocuk dergisinde ilk macera,"son ada" adıyla ;orjinal ikinci macera olan,"le prisonnier de l'éternité" ("tin tin" yayını,1984 ve "lombard" albüm yayını,1985) ise "tutsak" adıyla yayınlanmıştı...
ara not:"hans"ın milliyet çocuk`ta yayınlanan kapağında kullanılan illüstrasyon,Ömer Muz`a aittir ve orjinal albüm kapağına benzeyecek şekilde yeniden çizilmiştir...ancak bizdeki kapak çiziminde, hans`ın kucağındaki kadın karakter ( ilk macerada "orkide" olarak tanıtılan... ) giyinik hale gelmiştir :)

Rosinski ve Duchateau`nun yarattığı seri (ilk altı albümde beraber yazar-çizerler...); milliyet çocuk`ta,bizim artık çocuk dergilerini almayı bıraktığımız yaşlarda yayınlanmıştı(eh,artık 17 bitiyordu ve geçen yıllarda zagor yanına tarkan`ı,kara murat`ı, judas`ı ,martin`i, silver surfer`ı,hulk`ı; tex yanına karaoğlan`ı,örümcek adam`ı,conan`ı,ken parker`i ve neleri neleri eklemiştik...) sonraki yıllarda öğreneceğimiz üzere (Peyami`nin gündeme getirmesiyle,tamamını okuyamadığımız için bir kez daha hayıflanmamıza yol açan...) çokça hatırlanmayı hak eden bir seriydi..."valerian" ile bir nevi aynı kaderi paylaştı;çoğumuz tarafından "unutuldu" veya "okunamadı"...

"hans"ın,gelecekte geçen ve bilim kurgu öğelerini, distopik dünya "hayalinden" ("kabusundan" mı demeli acaba?) unsurlarla harmanlayıp, serüveni ve karakterleri "canlı" tutarak kurgulayan güzel bir seri olduğunu anlıyoruz(Peyami`nin tanıtımını da dört gözle bekliyoruz)

"bilim kurgu" çizgi romanlarının başına gelen o meşhur "şanssızlıktan" ,"hans" da nasiplenmişti! belki bu şanssızlıkta, çocuk dergisi yöneticilerinin, yayınladıkları çizgi romanların dünyasına yeterli yakınlıkta ve donanımda olmayışları etkili oluyordu... veya yayınevleri,yayın hakları alınmış eski tarihli seri ve albümleri, çeşitli sebeplerle (stok, yani yayınlanmış albüm sayısının fazlalığı-azlığı meselesi,seçimlerde veya yayına devam etmede rol oynamış olabilir; yayıncının "ekonomik" talepleri başta geliyor olabilir: "daha ucuz telifli yayınlara yönelmek lazım!" düşüncesi baskın çıkmış olabilir veya kimbilir, ajansların yeni tarihli serilerin tanıtımını-pazarlamasını yeteri kadar yapamamaları olabilir,vs vs...) daha ancak bir iki macerası yayınlanmış serilere ,özellikle de "bilim kurgu" olanlara tercih edebiliyorlardı...belki ilginç bir istisna; o yıllarda en fazla macerası yayınlanan (farklı dergilerde de olsa) frankofon "bilim kurgu" örneği, "luc orient"ti... "valerian -uzay çılgınları"nın devamı yoktur,"dani futuro" halbuki ne güzeldir ama devamı yoktur,"uzaylı robensonlar" mesela 1981`de yarım kalır,"kronos"un devamı gelmez vs... bunlar milliyet ve tercüman çocuk`tan ilk aklıma gelen örnekler sadece... ve bildiğim kadarıyla "uzay fatihi hans"ın da iki macerası 88 yılı içinde yayınlanarak bizlere veda edecekti...
ara not:bazı site ve bloglarda vs bahsedilen,"hans"ın diğer bir macerasının; 1990 tarihli milliyet çocuk serisinde yeraldığına ilişkin bir bilgim ise yok.

Peyami ve Levent Suberk`in önceki mesajlarında değindikleri gibi, "frankofon diyarların" dergisi "tin tin" ,"7`den 77`ye" yani tüm "gençlere" yayın yapıyordu uzun senelerdir ve bizim "çocuk dergilerimiz" de yayın içerikleriyle aynı iddiaları sürdürmüşlerdi:"7`den 77`ye"...
ara not:"7`den 77`ye"...bu iddia çok eski bir iddia olarak dergi başlığında yer alıyordu almasına ama, biliyoruz ki,1960`lardan
itibaren fransa`da ve dünya`da, sadece yetişkinler için üretilen bambaşka çizgi romanlar-süreli dergilerin içeriğinde ve albüm olarak-
yayınlanmaya başlamıştı...

ben ve bir çok yaşıtım için milliyet çocuk,tercüman çocuk,yaman,hürriyet çocuk vs gibi dergiler, öncelikle "çizgi roman" içerikleri açısından çok önemliydi...önemden de öte "heyecan" vericiydi! ve o yıllarda tam olarak çözümleyemesek de,"dergilerimiz"deki "içeriğe" bir haller olmaya başlamıştı(85-86 civarı)... artık daha çok "çocuksu"(bence!) ve mizahi çizgi roman içeriğine yer verilirken;"luc orient,bob morane,thorgal,bernard prince,buddy longway..." gibileri aralıklarla yayınlanıyor,yayını kesiliyor,devamı gelmiyordu... yoksa, artık martin mystre, tex,conan,ken parker,mizah dergileri de okuyan bizler büyümüş ve ilk göz ağrısı "dergilerimize" burun mu kıvırıyorduk ?

aynı yıllara denk gelen ve aklıma geldikçe, "üzüldüğüm" konulardan biridir: dergilerin kapaklarındaki  "yerli" veya "yabancı telifli" illüstrasyonların yerini, "fotoğraf"lar, hem de en "alakasız"ından en "çirkin"inden almaya başlamıştı ve önceleri, bir senede ki 4-5 kapak(toplam 52 kapaktan...) böyle yayınlanırken bu sayı ileriki yıllarda giderek artmıştı...anlaşılan "kapak ressamlarına" ,"illüstratörlere" ödenecek para yerine; fotoğraf kullanılan bir tasarım uygulamak daha kolay ve maliyetsiz oluyordu...(aynı şekilde dergi içindeki bir çizgi romandan alınan ve doğrudan kapaklarda kullanılan çizimlerde  "maliyetsiz"di ve kolaylık sağlaması açısından tercih ediliyordu muhakkak,ancak "fotoğraf" kadar "çiğ" durmadığı açıktı...)

ara not: 70`li yıllarda okuma şansım olmayan ancak sonraki yıllarda ilgilendiğim,karıştırdığım,okuyabildiğim bazı dergilerde;mesela "doğan kardeş"lerde,bu kapaktan "fotoğraf" yayınlama uygulaması veya daha doğru tabirle "fotoğraf düzenlemeli kapak" uygulaması sıkça kullanılmış...pek tabii ki bu uygulama 70`lerde de başlamış değil...geçen yüzyılın başından itibaren bazı çocuk dergilerinde ara ara kullanılmış,adeta yayınevinin "modern"liğini ve bir nevi basım imkanlarının "gücünü" göstermiştir.matbaa teknolojisinde,özelliklede "ucuz" dergilerin üretim aşamalarında "fotoğraf"kullanmak uzun yıllar, zor ve maliyetli bir süreç olmuştur...önceki kuşaklar dergiyi ellerine aldıklarında neler hissederlerdi onlara sormak lazım ancak,bir sanatçı tarafından çizilmiş kapakların,resimlenmiş tasarımların "duygusunu" hiç bir fotoğrafın vermediğine inanırım...


tercüman çocuk 86 yılında önce gazete eki haline gelecekti.kısa süre içinde de yayından kaldırılacaktı(gitti güzelim frankofonlar!)...
milliyet çocuk ise 72 yılında başlayıp; 76-77 yılları arasında, 9 ay civarında süren kısa bir ara haricinde aksatmadığı yayınına rağmen 1989
yılında yayınına veda edecekti(frankofonlara ağır darbe!)sonra 90 senesindeki kısa süren yayın denemesi de "dikiş tutmamış", dergi artık bayi satışına tamamen veda etmişti...

artık ülkemizde de basılı medyanın yeni "savruluşlarına" ("finans kapital" mevzularındaki "hırslar" ne "şekillere" sokmuştu "basınımızı"
pardon, "medyamızı" ;) kuponla "ansiklopedi" verme yarışları bir kaç sene sonra "tabak çanak" ve" kuponlu ev eşyası kampanyaları" ile zirve yapan tiraj savaşları unutamadığımız çılgınlıklardı...)
paralel olarak (siyaseten değil yahu,"olanlara paralel" olarak ;) ) "yeni yayın politikaları" ve "yeni yöneticiler" modaydı...her şeye rağmen "çok satıp" her şeye rağmen "çok reklam" almak, sonuç?  kazanılan yüksek tirajla, iyi bir "basın sektörü" ve "yayıncılık geleneği" yaratmaktan çok,basının "menfaat aracı" olarak kullanılması (siyasette ve dolayısıyla "cukkalı işlerde"!) içeriği önemsizleştirecek, ilk feda edilenler çocuk dergileri ve ekler ile çizgi roman bant ve sayfaları olacaktı... "dergi" ve "çocuk dergiciliği"de yepyeni arayışlara girecek; hem dergi yönetimleri ve anlayışları sık sık değişecek hem de içerikler hızla "yap-boz" tahtasını andıran uygulamalara sahne olacaktı.
1985-86 sonrası, dergilerdeki çizgi roman ve köşeler,sanki "çok daha küçük kardeşlerin" okuyacağı içeriklerle "fazlaca" dolarken ve biz dergilerin , "7`den 77`ye" içeriğinin inandırıcılığını sorgularken ve artık "dergilerimiz"den tamamen uzaklışmışken; ilginç şeyler oluyor,"thorgal" ile "bernard prince"in yepyeni birer macerası yayınlanıyordu ya da "hans" gibi bir seri başlıyordu! (1988)

90`lar da, milliyet çocuk eke dönüşüyor ve adeta çocuksu içeriklerle donatılırken (ki bu yıllarda "milliyet kardeş" adlı daha küçük yaşlara hitap eden bir dergi zaten yayına başlıyordu...) bir bakıyordunuz aynı dergide ,"tex" kalibresinde bir fumetti yayınlanıyordu(perhiz,lahana ve turşu arasındaki "edebi" birliktelik!)

son not:tercüman çocuk gibi milliyet çocuk da, ek olarak devam ettirilmek istenmiş; 92 ve 94 yıllarındaki başarısız iki girişimle sonlanmıştır.


HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Levent Suberk - 06 Şubat, 2017, 08:48:45
Yunusmeyra ve Peyami arkadaşlarımızın yazıları her zaman ilginç ve okutan türden. Teşekkürler.

Türkiye'de çizgi roman tanıtımı için bir dergi yayınlanmıyor. Piyasadaki dergiler ve gazeteler nedense tanıtıma yer vermiyor. Bu konuda Altın Madalyon'u ve yabancı siteleri takip ediyoruz.

Levent Bey, işte tam da bahsettiğiniz (ve bahsettiğimiz) sebeplerden dolayı forumların olması,site ve bloglarda çizgi romanlar üzerine paylaşım (ama her türden...) yapılması çok değerli... e-dergiler, fanzinler,"yarım kalan projeler" vs. de hep bu yüzden "olmalı"! "darkwood sakinleri", "serüven" gibi araştırma ve çizgi roman kültürü dergileri de, "gölge" gibi farklı türlere kucak açan karma e-dergilerde,"posta arabası" gibi fanzin tarzı dergilerde çıkmalı, "boş balon" yarıda kalsa da, "altın madalyon" e-dergi uzun aralarla çıksa da, birileri "çizgi roman" üzerine yazmalı,çizmeli,konuşmalı...çünkü "basın" deyin "medya" deyin, belli mecraların çizgi romana "mesafeleri" bir müddet daha kapanmayacak gibi duruyor...

Peyami`nin, "RAMİZE ERER...CESARET ÖDÜLÜ...ANGOULEME...VE BİR DÜZELTME" başlıklı yazısı ve içeriği bu yüzden daha da önemli... bu tarz yazılar,tanıtım ve eleştiriler yaygın dağıtılan bir çizgi roman dergisinde, gazetede vs yer almalıydı, konuyla ilgili haberi ve yorumu yapanlar başta olmak üzere, okuyanlarında -en azından- bir bölümü aydınlanabilmeliydi...

ara not: geçtiğimiz 20 yılı düşündüm bir an... "tek tük" çizgi roman yayınlanan yıllardan; çizgi roman okumak için, ya yabancı albümler almak veya sahaf yolu gözlemek seçeneklerinden bugünlere geldiğimizi; eskinin meraklı pek çok okurunun bugün "yayıncı" olduğunu; sadece çizgi roman basan yayınevlerimiz olduğunu da sevinerek hatırladım...bir çok dergi ve albümde, çizgi roman hakkında yazılar yayınlanması,çizgi romanların bazılarında düzenli editör söyleşilerine yer verilmesi,yeni basılan albümlerde, senaryo ve çizim aşamalarını tanıtan eklerin yazar-çizer biyografileriyle yayınlanması bile ne güzel gelişmeler (evet bunları görmek 30 binli-100 binli tirajların yaşandığı yıllara değil bugünlere kısmetmiş)



çizgi romanlar, görsel bir dünyanın en büyük hakimlerinden değiller artık, özellikle çocukların ve gençlerin "boş zaman"larını dolduracak en "basit" ve "ucuz" eğlencelerden de değiller uzunca zamandır (sinema,televizyon ve dijital oyunları geçtim,artık "binlerce foto ve kısa video`nun, "bakılıp", "like"landığı, saatlerce "eğlenilen!" mecralar var)... "zaman geçirme, oyalanma, kafa boşaltma, hayallere dalma, serüvenlerin peşine takılma, heyecan isteği, başka dünyalara kaçma" vb. konularda  popüler kültürün, "en vazgeçilmez ve en başarılı öğrencilerinden" olduğu yıllar geride kaldı...ama hala güçlü ve yaratıcı; hala, "başka gerçeklikler" kurma-kurgulama potansiyeli taşıyan "anlatı sanatlarının" başında geliyor...ve artık tek gücünü, "eğlendirmek"ten ve "serüven"den,"kahraman"dan, "hoş zaman geçirtmek"ten,"güldürmekten" vs. de almıyor;"acıları" anlatmak içinde,"sevdalar"dan bahsetmek içinde, "hüzünler" içinde  yazılıp-çiziliyorlar, okunuyorlar...

serial türler,kahramanlık ve serüven türleri  kendilerini yeniliyor; daha başka "hikayeler" anlatmanın veya mevcut keyif alınan hikayeleri daha başka anlatmanın derdine düşüyorlar: mesela 30 yıl önce, 50 yıl önce yazılıp çizilen,heyecanla okunan westernler,serüvenler,bilim kurgu serileri ile şimdikiler arasında içerik ve anlatım tarzı açısından ne kadar çok farklar var; diyaloglardan hikaye etme tarzına,çizimlere,panellerin kurgulanmasına ne çok şey "değişmiş" ve kabul edelim, "gelişmiş"...

"super hero" ların ya da "mangaların"(diğer "ekollerin"de...) mesela; "oku,eğlen ve unut" tarzında çizilen fasikülleri her zaman vardı (ve piyasa "talep" yaratabildiği ölçüde bunları  var ediyor,edecek) ve önceleri daha çok bu amaçla sınırlanmak itenmişti...ancak sıradan olandan farklı şeyleri, farklı tarzlarda anlatan hatta "eser" statüsüne ulaşan kurguları da var artık ve okunuyorlar da ( ülkemizde son 20 yılda comics, fumetti, frankofon, manga vs ekollere dahil; yüzlerce çizgi romanın içinde, tüm dünyada itibar gören bir çok albüm ve seri de vardı...)

tabii ki eskiden olduğu gibi bugün de "popüler" konuları en popüler tarzda anlatan çizgi romanlar var ve "piyasa"nın doğası gereği çoğunluktalar...bunlar olduğu gibi, "farklı" ve denenmemiş, az denenmiş türleri, hikaye etme tarzlarını içeren çizgi romanlar da var...bazen en popüler kahramanların,"ana akım"ın anlatı şablonları ve "popüler" kalıpları dışında da bir öyküsünü, kitabını okuyabiliyoruz... bazılarımız "şunu" bazılarımız "bunu" seviyor... "tutkuyla" bağlı olanımız olduğu gibi "seviyeli" bir birlikteliği tercih edenimiz de var... bazılarımız "konuşmaya" bazılarımız "yazmaya" üşeniyoruz... ama biliyoruz ki geçmiş yıllarda olmadığı kadar "çizgi roman" konuşan,yazan insanlar var... birileri "çocuk dergilerinden" , eskilerden bahsetmekten hoşlanıyor,birileri daha çok "arkeolojik kazılar" peşinde ve belki "frigya`lılarda çizgi roman yapmıştır!" merakında, başka birileri de "gelecek sene yayınlanacak bir albümün telaşında"... kimimiz "koleksiyoncu", kimimiz "biriktirici"...  bazıları eski baskılı fasikülleri "koklayıp" geçmişe ışınlanıyor bazıları "geçmişte ne yanlış oldu da çizgi roman bu hallerde?"  derdinde... dostlarımız arasında son "simit" parasıyla yeni bir çizgi roman alan da var, yurt dışından getirdiği çizgi roman bagajları yüzünden havalimanında zorluk çeken de... "çeşidimiz" bol vesselam! 

forumda da elimizden ne geliyorsa bir şeyler paylaşarak devam ediyoruz. keyif aldıkça, mutlu oldukça, heyecan duydukça yazıyoruz da... ne kadar çok ve farklı "çizgi roman sevdalısı" eleştirisini, beğenisini, tanıtımını, isteğini yazıyor o kadar çok şey öğreniyoruz, heyecanlanıyoruz ve "zenginleşiyoruz"...

ister "yeni zamanların ruhu!" diyelim, ister basındaki çizgi roman cahili editör-yazar-çizer takımı diyelim veya "zaten piyasası ne ki,basında yer bulsun!" diye bahaneler üretenlerde arayalım suçu; daha yolumuz var...ama  çizgi roman "hayali ve heyecanı" taşıyanların en büyük marifetide bu değil mi? hayal dünyasının sevdalıları, "varmaktan" çok "yolda olmayı" sevmiyorlar mı zaten?
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

nicholaihel

Bu başlığı seviyorum! Burada dolu dolu yazan kıymetli üyeleri seviyorum! Bugün bunu bir kez daha fark ettim. Yalnız bu defa farklı bir yönü ile.

yunusmeyra'nın son mesajındaki görselden çok etkilendim. Fotoğraf ilgilendiğim bir konu. Araştırdım ve Andre Kertesz isimli Macaristanlı bir fotoğrafçıya ait olduğunu öğrendim. Başka fotoğraflarını da inceledim. Çok da beğendim. Yukarıdaki fotoğraf "On Reading" başlıklı (kitap olarak da basılmış) tematik bir çalışmasından. Bugünün ekstra karı bu oldu benim için.

:)

yunusmeyra

o zaman üstad ile ilgili şu kısacık sunumun linkini de vermiş olalım:
http://www.istanbulmodern.org/tr/basin/basin-bultenleri/andre-kertesz-retrospektifi_452.html

"André Kertész, (1894-1985) fotoğraf tarihinin en yaratıcı ve üretken isimlerinden biri.ilk olarak 1971 yılında yayımlanan "on reading" isimli seri,1920-1970 yılları arasında çekilen, kişisel olduğu kadar evrensel anları da yakalayan fotoğraflardan oluşmakta..."
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

darkwood

Vay vay bu güzel paylaşım beni yıllar öncesine götürdü.
Bu kadar itkileyici nostaljiden sonra elimde ki Çocuk Dergilerini okuyasım geldi.
Bu akşam elimde ki Milliyet çocuk dergilerine ve çizgi klasiklerine bir göz atam.  ;)
Darkwood Sakinleri..

köstebek

Alfa'nın Gizli Tarih'ini okuyorum, daha doğrusu okumaya çalışıyorum. Biraz sorunlu ve karışık bir hikâye, her şeyi çok gevşek bağlantılarla birbirine bağlamaya çalışırlarken olan benim kafama oluyor.
Neyse biriksin toplu okuma yaparım diye, ilk beş cildi peş peşe okumaya başladım. Aslında çevirmeni de kötü bir isim sayılmaz ama kitabın hazırlanışı da ilk ciltlerde biraz sıkıntılı. Takır tukur gidiyor, özellikle ilk ciltte her yere çift soru işareti, çift ünlemleri basıp basıp durmuşlar. Her cümle ünlemle bitiyor, hem de çifter çifter. Allahtan daha sonraki ciltlerde bu tripten kopmuşlar.

Her neyse, dediğim gibi mevzu karma karışık giderken 3. ve 4. ciltte son zamanlarda çizgi roman okurken en keyiflendiğim anlardan birini yaşadım.
Bir yerde serinin dört kahramanından biri, düşmanından bahsederken "benim Maltalı bir arkadaşımı da öldürtmüştü" diyor. Mevzu İspanya İç Savaşı'nda geçiyordu ve iki kare sonra bir duvarın önüne dizilmiş adamların idam sahnesi varken, birden gözlerim faltaşı gibi açılıverdi. Öldürülmek üzere olan adamlardan biri bizim Corto ...:) Koç gibi başında şapkası sigarası ölüm mangasına pis pis bakıyordu. Dedim adam bahsettiği Maltalı bizim Corto'ymuş, sayfaya bakarken sırıtmaya başladığımı fark ettim. Ne güzel bir sürpriz oldu, Corto'yu Kadıköy-Karaköy motorunda yanımda görseydim bu kadar şaşırmazdım.
Hemen motorun arkasına geçip bir sigara tellendirdim, çok da güzel oldu...

KISSADAN HİSSE: Bu topiğin ağababalarına soruyorum. Kendi serisinde Maltalı Corto'nun nasıl öldüğü biliniyor mu?

.

Nightrain

Renkli Corto Maltese istiyorum.  :'(
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

nikopol

Corto, Ispanya Ic Savasi'nde ortadan kayboluyor diye biliniyor. Yeni seri ile bir seyler degistiyse bilemiyorum.

Nightrain

Alıntı yapılan: Levent Suberk - 07 Şubat, 2017, 23:14:07
Renkli çizgi roman güzel oluyor değil mi? Fumettileri de renkli yayınlamaya başladılar ya. Hem renkli oldumu satıyor. Frankofonları biraz da renkli olduğundan sevmiştim. Çocukluğumdaki teksas-tommiks'ten renkli oluşlarıyla farklıydılar. Amerikan süper kahramanları da renkli de, konularını anlamıyorum. Bende mi bir anlayış zorluğu var nedir...

Abi Corto'nun renklisi çok güzel. Casterman iyi iş çıkartmış.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

yunusmeyra

Nikopol`ün dediği gibi, corto, ispanya iç savaşına katıldıktan sonra öldü mü,kaldı mı belli değil...zaten bu konuya Hugo Pratt`ın  çizdiği bir başka seride ("çöl akrepleri-"Gli Scorpioni del Deserto")  değinilmiş... normal "corto" serisinde bu konuda bilgi alamıyoruz...bizde yayınlanan "corto" serisinde "etiyopyalılar" macerasında tanıştığımız savaşçı "cush" karakteri; Pratt`ın çizdiği "çöl akrepleri" serisinde gözüküyor...bizde "cush"un, bahsettiği şekliyle öğrenmiş oluyoruz ...



cush, corto`nun "kaybolduğunu" söylüyor...
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Levent Suberk - 07 Şubat, 2017, 22:56:20
Corto Maltese öldü mü?!  :'( :'( Ben o bölümü okumadım herhalde.
Casterman 2015'te bir albüm yayınlamış, Türkiye'de yayınlandı mı takip etmedim

şu sayfadahttp://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,11064.45.html Peyami bizleri haberdar etmiş ve güzelce tanıtmıştı, ancak daha yayın için "davranan" olmadı  :-[
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

worldman

Bu bölüme takılmadan önce New avengers ve süper kahramanlardan oluşan bir dünyam vardı.Frankofon neymiş fumetti neymiş bilmezdim.Ama sizlerin sayesine artık frankofonlar vazgeçilmezim oldu.Çizimler,konular ayrı bir lezzet  :)

Peyami

Ne çok muhabbet dönmüş burada. Şeyh-ül Müverrihin Tarkan dönünce böyle oluyor tabii. Sohbet gayet güzel gidiyor. Kısa kısa ben de birkaç konuya değinip kaçacağım.  Aman eksik kalmayayım  :D

Çetin bey'in gündeme getirdiği Corto Maltese'in akıbeti bahsinde Nikopol ve Tarkan elimizdeki bilgileri ortaya koymuş. Yine sevgili Tarkan, Levent bey'i yeni Corto albümü konusunda ilgili konuya yönlendirdiği için o kısma da girmiyorum. Gizli Tarih serisi daha çok böyle spekülatif konulara ilginç yorumlar getirerek ilerlediği için daha pek çok eski dosta rastlayacağız herhalde.

Corto konusunda söylenenlere ilaveten Bir Tuz Denizi Şarkısı macerasının sonundaki bir mektuptan söz edilebilir. Bu mektup albümün sadece renkli edisyonunda mevcut. Haziran 1965 tarihli bu mektupta Pandora, Corto'nun yaşlılık günlerinden bahsediyor.

"Tarao amcayı kaybettik. Şu anda en büyük sıkıntım Corto amcanın durumu. Birbirinden ayrılmaz bir ikiliydiler. Şimdiyse Corto amca bakışları sönük ve yüzü denize dönük tek başına bahçede oturuyor. Onu bu durumda görmeye dayanamıyorum...".

HANS
Tarkan Hans'ın TR'deki yayın geçmişinin şanssız olduğunu anlatmış. Yine üzücü bir durum. Neler kaçırdık ve hala kaçırıyoruz. Hans'ın giyinik olarak Ömer Muz tarafından giydirilip yeniden çizildiğini okumamla birlikte kocaman bir YUH çıktı ağzımdan. Bu sansürler/parçalayıp yayınlamalar/isim değiştirmeler /kısaltmalar beni yıllar önce soğuttu zaten Türk yayıncılığından. Aslında Hans'ın Fransa'da da hak ettiği kadar ilgi görmediğini düşünüyorum. Ama hiç değilse 2014-2015 yıllarında geçenlerde Levent beyle konuştuğumuz integrale edisyonunu yayınladılar ve 3 cilt olarak okuyucuya sundular. Tamamı 12 albüm olduğuna göre 4'e bölmüşler ve 3 integrale ciltte olayı bitirdiler. Hans yazısı pişince buradan paylaşılacak.

ÇOCUK DERGİLERİNDE FOTOĞRAFLI KAPAK MODASI
İnce bir konu yakalamış Tarkan. Çocukken bu durumu fark ettiğimi ve fotoğraflı kapakları hiç sevmediğimi hala hatırlarım. Aslında fotoğraflı kapaklar da iyi seçilip sunulursa etkileyici olabilirdi bence ama bizimkiler bu işi beceremiyorlardı.

Çocuk dergilerinden hareketle ÇR'ın geçmişi ve geleceği üzerine Tarkan'ın düşüncelerini okuyunca "İnsanlar bugün niye ÇR okusun?" sorusunun peşine düştüm.  Ortaya bir yazı çıkmaya başladı ama biraz daha düşünüp önümüzdeki günlerde paylaşmayı düşünüyorum. Katıldığım ve katılmadığım noktaları orada tekrar konuşuruz.
 
Ayrıca Fransa'daki çocuk dergileri üzerine çalışıyorum. İleride TR'deki yayınlarla karşılaştırmalı ve kapsamlı bir yazı düşündüğüm için Tarkan'ın bu konuda verdiği bilgiler benim için ayrı bir değer taşıyor.

Nicholaihel gibi ben de Andre Kertesz fotoğrafına bayıldım. Görmeyen kalmasın. Müthiş. Hemen biyografisini okudum Wiki'den. Yazının sonunda 90 yaşında niye hala fotoğrafla uğraştığını soruyorlar. "Hala açım" diye cevap veriyor. Burada acaba bir kelime oyunu mu yapıyor diye düşünmeden edemiyorum. Hungry ve Hungary kelimeleri benzeşir malum. Amerika'da bir dönem çekmiş adam.

Bu hafta birkaç kısa ve yeni tarihli ÇR tanıtımı paylaşacağımızın da müjdesini vererek bu yoğun günlerimde herkese selamlarımı iletiyorum.  :)

Alıntı yapılan: worldman - 08 Şubat, 2017, 12:01:52
Bu bölüme takılmadan önce New avengers ve süper kahramanlardan oluşan bir dünyam vardı.Frankofon neymiş fumetti neymiş bilmezdim.Ama sizlerin sayesine artık frankofonlar vazgeçilmezim oldu.Çizimler,konular ayrı bir lezzet  :)


Galyalıların arasına hoşgeldiniz diyelim o zaman sevgili Worldman. Eylemlerimiz daha yeni başlıyor.  :)

köstebek

Maltalı kardeşimizin İspanya İç Savaşı'nda bulunan son görüntüsü ektedir.



hanac

Alıntı yapılan: köstebek - 08 Şubat, 2017, 22:13:08
Maltalı kardeşimizin İspanya İç Savaşı'nda bulunan son görüntüsü ektedir.


Gizli Tarih Cilt 4 den mi bu resim ?